|  | İlk Özel Son Değerlidir Mesnevi |  | 
|  06-24-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   İlk Özel Son Değerlidir MesneviİLK ÖZEL SON DEĞERLİDİR Kan dökücü oğuz Türkleri, malları yağma etmek üzere bir köye girdiler  O köyün eşrafından iki kişi yakalayıp birini öldürmeye niyet ettiler  Öldürmek üzere elini bağladıkları zaman dedi ki : “ Padişahlar yüce erler  Niye benim kanıma kastediyorsunuz  Neden benim kanıma susadınız? Öldürülmemde ki maksat, garaz ne? Görüyorsunuz ya, gördüğünüz gibi yoksulum, çırçıplak bir adamım” Oğuzların biri “ arkadaşın korksun, ürksün de altınları çıkarsın diye öldürüyoruz” dedi  Adam “o benden yoksul” deyince oğuz “ haber verdiler onun altını var” dedi  Adam dedi ki : “Madem ki bizim ikimizden bir şey umuyorsunuz, evvela onu öldürün de ben korkayım, altınların yerini göstereyim!” Şimdi sen de Tanrının keremine bak ki biz ahir zamanda geldik Zamanlardan sonuncusu, ilk devirlerden daha üstündür  Hadiste “ Ahirunes Sabikun” denmektedir  Merhamet sahibi Tanrı, Nuh ve Hud kavimlerinin helakini bize gösterdi  Biz korkalım ibret alalım diye onları kahretti  Ya aksi olsaydı vay haline! Peygamberlerden hangisi, suça, ayıba dair bir şey söylediyse taş gibi katı gönüle, kapkara cana Tanrı fermanlarına ehemmiyet vermemeye yarın ki ahret gününün düşünmeyip rahatça keyfine bakmaya, bu aşağılık dünyaya heves etmeye,bu aşağılık dünyaya aşık, karılar gibi nefse zebun olmaya,nasihat edenlerden kaçmaya, temiz kişilerle buluşmaktan çekinmeye,gönüle gönül ehline karşı yabancı durmaya, padişahlara hile düzmeye, onlara karşı tilkilik yapmaya kalkışmaya, gözü tok kişileri yoksul sanmaya,onlara haset edip gizlice düşman olmaya dair söyledi  Onlardan biri verdiğin bir şeyi kabul ederse yoksul dersin kabul etmezse riyakar ve mürai! İnsanlara karışırsa tamahkar dersin  Karışmaz, çekingen davranırsa kibirli! Yahut da münafıklar gibi “ Çoluğun, çocuğun nafakasını kazanmaya uğraşıyorum, ne başımı kaşımaya vaktim var , ne din kaydına düşüp ibadet etmeğe! Lütfet, bizi himmetle bir an da sonunda biz de velilerden olalım” diye mazeret serdedersin  Fakat bu sözde, dertten aşktan değildir  Adeta uyuyan bir adamın bir aralık uyanıp sayıklayarak tekrar uykuya dalmasına benzer  “Ayalimin rızkını kazanmaktan başka bir şey yapmıyorum  Ne çare? Dişimle, tırnağımla çalışıp çabalıyor, helalinden kazanıyorum” dersin  Ey sapıklara karışan, ne helali? Senin kanından başka helal göremiyorum  Çare Tanrıdandır  Lokmandan değil  Çare dindendir puttan değil! Ey aşağılık dünyaya bile sabredemeyen, bu yeryüzünü güzel bir tarzda döşeyen Tanrıya nasıl sabredebiliyorsun? Ey naz ve nimete bile sabredemeyen, kerim Tanrıya nasıl sabredebiliyorsun? Ey temize, pise bile sabırsız, yaradanına nasıl sabredebiliyorsun? Nerede bir Halil ki mağaradan çıkıp ayı görünce “ Bu benim Rabbim”dedikten sonra battığını görünce kendisine gelip “ Nerede kainatı yaratan Tanrı?” desin  Ben bu iki meclis sahibini görmedikçe iki alemi de görmek istemem  Tanrı sıfatlarını görmedikçe ekmek bile yesem boğazımda kalır  Onun yüzünü görmedikçe, onun gülünü , gül bahçesini temaşa etmedikçe lokma nasıl siner? Tanrıyı ummadan bu suyu bir an bile kim içer? Ancak öküz ve eşşek! Hayvan gibi olanlar, hatta ondan da aşağı bir dereceye düşmüş bulunanlar, hileyle dolu olsa bile yine pis, murdar, kokmuş kişilerdir  Böyle kişinin hilesi de baş aşağı olmuştur  Kendisi de  Zamanı geçip gitmiş, günü bir türlü gelmez olmuştur  Düşüncesi körleşmiş aklı bozulmuş ömrü hiçe gitmiştir  Elif gibi hiçbir şeyi yoktur! “ ben de bu düşüncedeyim” dese bile bu da o nefsin hilesinden,masalındandır  “ Tanrı yargılayıcıdır, merhametlidir” demesi de aşağılık nefsin hilesinden başka bir şey değildir  Ey elimde ekmeğim yok diye gamdan ölen, Tanrı yargılayıcı ve merhametliyse ya bu korku ne? | 
|   | 
|  | 
| Konu Araçları | Bu Konuda Ara | 
| Görünüm Modları | |
|  |