|  | Maaday-Kara Destanı |  | 
|  06-24-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Maaday-Kara Destanı Maaday-Kara Destanı Ahmet DAĞLI Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Doktora Öğrencisi  (Hazırlayan: Dr  Salahaddin Bekki), Manas Yayıncılık, Elazığ, 2007, 589 s  M  Fuat Köprülü milli Türk destanlarını coğrafi sahalara göre tasnif ederken Altay-Yenisey bölgesini ayrı bir saha olarak görür ve burası için öyle der: “Altay-Yenisey Sahası henüz iptidai Türk dinini muhafaza eden ğamanî “Altay-Abakan” kabilelerine mensuptur ki, bunlar göçebe olmakla beraber, yine yerleşmiş haldedirler  Vaktiyle demircilik gibi bazı sanatlarda ilerlemiş olan bu zümre bugün Türk şubelerinin şüphesiz en geride kalanıdır  İşte bunlar bize milli destanın en eski parçalarını, yani “Esatirî” mahiyette olan parçalarını ve ‘Kozmogoni-Tekevvün-i âlem (Kâinatın yaradılışı)” hakkındaki “Ustûre”leri vermektedir (Köprülü 1986: 43)”  Altay-Yenisey sahasına ait ve menşei çok eskilere dayanan destanlardan biri de “Maaday-Kara Destanı”dır  BİR TOPLUMUN ORTAK SANATSAL DUYUŞU: MAADAY-KARA DESTANI Tanıtacağımız, Salahaddin Beki’nin “Maaday-Kara Destanı” isimli kitabı Türklerin anavatanı olan Altay bölgesinde derlenmiş olması açısından ayrı bir öneme sahiptir  Esere konu olan Maaday-Kara Destanı, Sazon Saymoviç Surazakov tarafından Altaylı ünlü kayçı Aleksey Grigoryeviç KALKİN’den 1963 yılında derlenmiştir  Derlenen metin tamamen manzum olup 7739 mısradan olu maktadır  1973 yılında Moskova’da “Maaday-Kara, Altayskiy Geroiçeskiy Epos” adıyla yayımlanmıştır  Salahaddin Bekki’nin çalışması bu eserde yayımlanmış olan Altayca metin esas alınarak hazırlanmıştır  Daha önce (1999) Maaday-Kara destanını yayımlayan Emine Gürsoy-Naskali destanı şu şekilde tanıtmaktadır: “Binlerce yıllık yaşam mücadelesinin iki neslin –yaşlı baba ve yaşamı sürdürecek oğlu- yaşamına sığdırılarak anlatıldığı destanda, adak noktası ölüm korkusu ve ölümsüzlük arayışıdır   Destanın baş kahramanı Kögüdey Mergen, diğer Güney Sibirya Türk destanlarında olduğu gibi babasının intikamını almak için yola çıkmıştır; yalnızdır ve tek başına mücadele vermektedir  Yanında atı vardır; at ona hem hizmet etmekte hem de akıl verip yol göstermektedir  Maaday-Kara’nın oğlu Kögüdey-Mergen, yeraltı âlemi ve gökyüzü ile ilişkiye girer; annesini ve babasını ölümden geri getirmeye ve onların öcünü almaya uğraşır  Duygu yüklü bu olaylar, bir bireyin sevdikleriyle beraber olma arzusu ve bir hayat tecrübesi eklinde yorumlanabilir (Naskali 1999: 11)” “Maaday-Kara Destanı”nı Salahaddin Bekki, 2001 yılında, Prof  Dr  Bilge Seyidoğlu’nun danışmanlığında doktora tezi olarak hazırlamıştır  Eseri bir kitap olarak yayımlaması bu tarihten altı yıl sonra olmuştur  Yazar bu eseri dört bölüm şeklinde hazırlamıştır: I  Bölüm’de; Altay-Türk destancılık geleneği ve Maaday-Kara Destanı ile ilgili yapılan çalışmalar hakkında (kitaplar, tezler, makaleler, bildiriler) tanıtıcı bilgiler verilmiştir  İkinci elden ulaşılan çalışmaların ise sadece künyeleri verilmiştir  Bu bölüm kendi içerisinde ikiye ayrılmıştır: 1  Altay Türklerinin destanları üzerine yapılan ara tırmalar (24 adet araştırmadan bahsedilmektedir)  Buradan Maaday-Kara Destanı’ndan başka Altay Türklerine ait Alıp Mana , Kozı Körpe -Bayan Sulu Destanı ve Er Samır Destanı olmak üzere üç destan daha olduğunu görüyoruz  2  Maaday-Kara Destanı üzerine yapılan çalışmalar (5 adet çalışmadan bahsedilmektedir  ) Burada Maaday-Kara’nın yabancı dillerdeki yayınları ile Emine Gürsoy-Naskali’nin çalışması tanıtılmıştır  II  Bölüm’de; “Altay-Türk Destancılık Geleneği ve Maaday-Kara Destanı”  başlığı altında aşağıdaki konular irdelenmiştir: Altay Destan Anlatıcıları (Kayçılar): Bu bölümde kayçıların destanı nasıl icra ettikleri, nasıl kayçı olunduğu anlatılmıştır  Kayçıların anlatım esnasında, farklı gırtlak yapılarıyla be ayrı sesi çıkarabildiklerinden, ayrıca çeşitli hayvanların taklitlerini yapabildiklerinden bahsedilmiştir  Altay Destanlarının Konuları: Bu bölümde; Altay destanlarında genellikle kahramanların yeryüzündeki kötü niyetli hanlar ve bunların ilişkide bulundukları yeraltı dünyasının hakimi Erlik ve avenesi ile olan mücadelelerinin anlatıldığı vurgulanmıştır  Altay destanlarında mitik öğeler çok miktardadır  Mitik yılan, dünyayı sırtında taşıyan balık, dev hayvanlar, olağanüstü kadınlar, cadılar, insan eti yiyen insanlar… Bu ucubelerin hepsi yeraltı dünyasının hakimi Erlik’in askerleri olarak yeraltında yaşarlar  Altay Destanlarının Tür Olarak İsimlendirilmesi Problemi Bu bölümde destanın tanımı ve destan için önerilen isimlerden bahsedildikten sonra Altay destanlarının üç boyutlu bir dünya anlayışı (yeryüzü-gökyüzü-yeraltı) çerçevesinde cereyan etmesi ve kahramanların mitik özellikler göstermesi sebebiyle “Arkaik Kahramanlık Destanı” terimi uygun görülmektedir  Maaday-Kara Destanı’nın Teşekkül Tarihi başlığıyla bu destanın MÖ   5  yüzyıl itibariyle teşekkülünü tamamladığı sonucuna varılmıştır  Maaday-Kara Destanının Konusu ve Vaka Örgüsü: Bu bölümde destanın planı verilmiştir  Şamanist bir toplumun ürünü olan (ancak yer yer Budizm ve Lamaizm etkisi de görülen) destanda, bu dünyayı ve öbür dünyayı algılayış biçimi Şamanist düşünce doğrultusundadır  Olaylar üç farklı boyutta gelişir: yeryüzü, yeraltı ve gökyüzü  Yeryüzü (Aylı ve Güneşli Altay) canlıların yani Maaday-Kara’nın yaşadığı mekândır  Yeryüzünde ayrıca Maaday-Kara’yı esir eden ve yeraltı tanrısı Erlik Beyin kızı ile evli olan Kara-Kula Kağan yaşamaktadır  Kara-Kula Kağan’ın yaşadığı yer, ruhların yani ölülerin âlemidir; bu âleme karanlık güçler hâkimdir  Burası yeraltı dünyası gibi tasvir edilse de yeryüzündedir ve açılıp kapanan dağların arkasındadır  Esas yeraltı dünyası ise Erlik Bey’in yaşadığı ve ölen insanları, yeryüzünde (dünyada) işlemi oldukları suçlara göre cezalandırıldıkları bir mekân olarak geçer  Gökyüzü ise insan ötesi bir boyut olarak algılanır ve detaylı olarak işlenmez  Üç boyut olarak algılanan bu dünyanın kapıları birbirine kapalı değildir  Birinden diğerine gitmek ve geri dönmek mümkündür  Maaday-Kara Destanı iki bölümden olu maktadır  İlk bölümde Kara-Kula’nın yaşlı bahadır Maaday-Kara üzerine hücumu anlatılmakta, obasının yerle bir edilişinden, halkının esir edilip memleketinden götürülüşünden bahsedilmektedir  İkinci bölümde ise Maaday-Kara’nın oğlu Kögüdey-Mergen’in babasını ve halkını kurtarmak için verdiği mücadeleler ile çıktığı evlenme yolculuğu anlatılmaktadır  Destanın finalinde ise Kögüdey-Mergen’in Erlik Bey ile olan mücadelesi ve her türlü başarıdan sonra yıldız olup gökyüzüne yükselişi işlenmektedir  Maaday-Kara Destanı’nın Özeti verildikten sonra, Destanın Dili, şekil Özellikleri ve Üslûbu hakkında bilgiler verilerek bu bölüm tamamlanmıştır  III  Bölüm’de; Motif-İndex’in ne olduğu, tasnif sistematiği ve uygulanışı; Türkiye’de bu konuda yapılan çalışmalar anlatılmıştır  Ardından Maaday-Kara destanının motifleri çıkarılmış ve bu motifler, 1936 yılında Stith Thompson’un hazırlayıp yayımladığı, aynı zamanda uluslararası bir katalog olan Motif-İndex of FoIk Literature (Halk Edebiyatının Motif İndeksi)’de kullanılan yönteme göre tasnif edilmiştir  Katalogda bulunmayan motiflerin, Türk motifi olduğunu belirtmek içinse başlarına bir T harfi konularak yazarın kendisi tarafından tespit edildiği belirtilmiştir  (İlginç olan, bu destanda Stith Thompson’un Motif-İndex’inde hiç olmayan 29 motifin bulunmasıdır  Bu, destanın çok erken dönemlerde teşekkül ettiğinin ve destanda şamanistik ve mitik unsurların yoğun olduğunun bir göstergesidir  ) IV  Bölüm’de; tespit edilen motifler, “Tanrılar”, Yer-Su Ruhları”, “Hayat Ağacı”, “Üç Kozmik Kuşak ve Dünya Direği”, “Türklerin Kutlu Ağacı Kayın”, “Dünyayı Sırtında Taşıyan Balık”, “ğaman ve şamanlık Seansı”, “ğekil (Don) Değiştirme”, “Ölüm”, “Hayvanlar (At, Ayı, Geyik, Boğa)”, “Yada Taşı”, “Maaday-Kara Destanına Budizm ve Diğer Dinlerin Tesiri”, “Güne , Ay ve Yıldızlar”, “Olağanüstü Kahraman”, “Sayılar” ve “Renkler” başlıkları altında tahlil edilmeye çalışılmış ve motiflerin büyük çoğunlukla şamanizm kökenli olduğu tespit edilmiştir   Çalışmada elde edilen veriler, “Sonuç” başlığı altında değerlendirilerek inceleme kısmı tamamlanmıştır  Ardından ayrı bir bölüm olarak hazırlanan, 214 sayfa hacmindeki “Metin” bölümü gelmektedir  Altay lehçesi ile olan metin, Latin kökenli Türk alfabesine aktarılmış ve be er be er numaralandırılmıştır  Metnin tamamı 7739 mısradır  Mümkün olduğu kadar birebir Türkiye Türkçesi karşılıkları verilmiştir  İki sütun halinde olan sayfaların sol sütununda manzume yer alırken; sağ tarafında her dizenin birebir Türkçesi verilmiştir  Bu yöntem sayesinde dizenin kar ısında anlamını görmek mümkündür  Buna ek olarak bazı destana özgü terimler dipnotu ile sayfa altlarında açıklanmıştır  Kaynakça, dizin ve şamanizme ait tasavvurların resimlerinden oluşan “Ekler” bölümüyle kitap sonlandırılmıştır  Sonuçta bir ülkenin en büyük gizli gücü, halkının ortak kültür ve tarih mirası etrafında kenetlenebilmesidir  Kültürel ve tarihi birikimi güçlü olmayan ülkelerin insanları arasındaki bağlar kolay kopabilmektedir  Ülkelerin sınırlarının hızla kaldırılmaya ve bu sayede kültürlere müdahale edilmeye çalışıldığı bu dönemde, ekonomisi güçlü olan az sayıda ülke, zayıf kültürleri kendi çekim alanlarına alıp potasında eritme çabasını gütmektedir  Bu yöntem başarılı olursa belki pek çok ülke dini, dili, tarihi ve kültürü ile birlikte yok olacaktır  Bilimsel ve ekonomik gücü elinde bulunduran ülkelerin bu güçlü çekim alanlarına girmemenin tek yolu, tarihi ve kültürel mirasa sıkı sıkıya sarılmaktır  Ancak köklerine, kültürel birikimlerine vâkıf milletler milli benliklerini koruyabilirler  Türkler yaşam tarzları gereği tarih yapmışlar, ama tarih yazmamışlardır  Türklerin ilk anavatanı olması dolayısıyla en eski tarihimize ait kalıntıların olduğu Altay bölgesi, uzun tarihinde fazla bir kültürel etkileşime mâruz kalmamış olması yönüyle de Türk kültürü açısından değerli bir bölgedir  Destanlar yapısı, içeriği, ele aldığı konuları ve daha pek çok özellikleriyle bizim yazıyla birlikte takip ettiğimiz dönemden öncesine, bilinmeyen dönemlere ışık tutan eşsiz kaynaklardır  Destanlar toplumun ya ama tarzı, din, kültür ve sanat anlayışı hakkında derin izler taşır  Bu manada kökeni en eski destanlardan olduğu bilinen ve korunabilmiş Altay bölgesine ait olan Maaday-Kara Destanı, bir kültür hazinesidir  Bu eserin ve Altay bölgesinin Türk bilimine kazandırılması çok yerinde bir hareket olmuştur  Bu vesileyle Salahaddin Bekki’ye bu çalışmayı araştırmacıların dikkatlerine sunmasından ötürü teşekkür ediyoruz  KAYNAKÇA: Bekki, Salahaddin; Maaday-Kara Destanı, Manas Yay  , Elazığ, 2007 Gürsoy-Naskali, Emine; Altay Destanı Maaday-Kara, YKY, İstanbul, 1999 Köprülü, Mehmet Fuat; Türk Edebiyatı Tarihi, Ötüken Yay  , İstanbul, 1986 | 
|   | 
|  | 
| Konu Araçları | Bu Konuda Ara | 
| Görünüm Modları | |
|  |