Ahmet Vefik Paşa Kimdir Hayatı

Eski 06-23-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ahmet Vefik Paşa Kimdir Hayatı



AHMET VEFİK PAŞA


Devlet adamı ve oyun yazarı 1823 yılında doğdu 1891’de öldü

Fransız sahne şairi Moliere'in eserlerinden on altısını 1869'dan itibaren tercüme ve adapte etmekle, Bursa'da tiyatro yaptırmakla şöhret kazanmıştır Vefik Paşa lise tahsilini Paris'te tamamlamış, orada ve Tahran'da elçilik, Londra'da sefaret katipliği yapmış, iki defa Maarif Nazırı, iki defa Başvekil olmuştur Başvekil sözünü ilk olarak o kullanmıştır

Bugün yurt dışındaki bütün temsilciliklerimiz, bayrağımızı çeker Adettir bu İşte bu adeti ilk defa ihdas eden de Ahmet Vefik Paşa olmuştu Tahran'da Osmanlı İmparatorluğu'nun Büyükelçisi olarak görevliyken Osmanlı toprağı olarak ilan ettiği elçilik binasına törenle Osmanlı bayrağını çektirmişti Sonra bu adeti diğer elçilikler de uyguladılar

Ahmet Vefik Paşa, çok çalışkan ve tuhaf huylu bir adamdı Fransızca, İngilizce, İtalyanca, eski Yunanca bilirdi Arapça ve Farsça'yı çok iyi okur, anlardı Türklük bilinci, çağına göre onu yepyeni bir tarih ve dil anlayışına götürmüştü Çok okuduğu için yabancılar kendisinden “Devrilmiş kütüphane” diye söz ederlerdi

Onun için en doğru hükmü Keçecizade Fuat Paşa vermiş ve: “O, binek taşı büyüklüğünde bir pırlantadır, ne yüzüğe takılır, ne kaldırım yapmaya yarar!” demiştir

Vefik Paşa, siyaset hayatında devletin onurunu büyük bir titizlikle korurdu Şam ayaklanmaları sırasında Fransa'nın asker çıkarmak istemesi üzerine, Paris Elçisi olduğu için orada yapılacak müzakerelere katılması emredilmişti Vefik Paşa, hükümet, ayaklanmaları bastırmak için Şam'a asker yetiştirinceye kadar, elçi olduğu halde, ortalarda görünmedi ve müzakerelerin gecikmesini sağladı

Bir toplantıda Üçüncü Napolyon, Ahmet Vefik Efendi'ye: “Osmanlı İmparatorluğu çöküyor, çatırtılarını işitiyorum!” demişti Vefik Efendi, tam bir elçiye yaraşacak süslü cümlelerle: “Bizim memleketimiz buraya uzaktır, işittiğiniz çatırtılar Fransa'ya ait olsa gerek” cevabını vermişti

Yine Paris'te, Müslümanlık aleyhine bir piyes oynanacağını öğrenince bunu önlemek istemiş ama, resmî makamlar aldırış etmemişlerdi Bunun üzerine ilk gece tiyatroya giden Vefik Efendi, oyun başlamadan sahneye çıkıp eserin oynanmasını önlemişti

Ahmet Vefik Paşa'nın garip sanılan huyları, aslında yaşadığı zamanın gereklerine göre ilerici olmasından doğuyordu

Mesela, Bursa'da bugün onun adıyla anılan tiyatro binasını yaptırdıktan sonra “Fasulyacıyan Topluluğu”na kendi tercüme ve adaptasyonlarını oynatması, İstanbul'da hoş karşılanmamıştı Çünkü, koskoca vali, her gün provalara gidiyor, bir rejisör gibi oyuncuları dinleyerek yanlışlarını düzeltiyor, ondan sonra hükümet memurlarını bu oyunları seyretmeye mecbur tutarak tiyatronun yaşamasını sağlıyordu Hükümetin, birçok memuru değiştirmek için Bursa'ya tayin ederek gönderdiği kalabalık bir memur topluluğunu “Benim size ihtiyacım yok” diye vapura bindirip geri yollamıştı

Hatta yine hükümetin başka yere naklettiği Vizental Efendi'yi “Ben senden memnunum, vazifene devam et” diye Bursa'da alıkoymuştu Sait Paşa İçişleri Bakanı olduğu zaman bakanlığa açık bir tezkere yazarak “İkide bir Sait imzalı bazı telgraflar geliyor Kimdir bu adam?” diye sormuştu

Bu gibi olaylar sonunda Bursa Valiliği'nden alınan Vefik Paşa, İstanbul'da Rumelihisarı'ndaki konağına çekilerek tercüm işleriyle uğraşmaya devam etti İkinci başvekilliği sadece iki buçuk gün sürmüştür Bursa Valiliği'nden alındıktan sonra yaptıkları için soruşturma açılmıştı Yapılan suçlamalardan biri de “Kadınlara mahsus metinler tertipleyerek ırz ehli hatunları tiyatrohaneye doldurmak”tı

Gerek siyaset hayatında, gerekse idare hayatında memlekete büyük hizmetleri dokunmuş olan Vefik Paşa, ilk defa Türk dilinin sözlüğünü yapmıştır Türk tarihinin bütünlüğünü, sanıldığı gibi bu tarihin yalnız Osmanoğulları soyuyla kurulup başlamadığı fikrini de ilk ortaya atıp savunanlardandır

Nitekim yıllar sonra Kaşgarlı Mahmut'un Dîvânu Lügati't-Türk adlı ünlü eseri bulununca, Ahmet Vefik Paşa'nın ortaya attığı iddialarda ne kadar haklı olduğu ortaya çıktı

Ahmet Vefik Paşa'nın Molière'den yaptığı çeviri ve adaptasyonlara gelince; bunlardan bilhassa ikinci gruptaki eserler gerçek birer telif eserdir, yani kendi malı gözüyle bakılması gerekir Nasıl ki Molère, konularının çoğunu Latin, İspanyol ve İtalyan sahne şairlerinin eserlerinden almış, ancak bunlara kendi damgasını vurarak kendisine mal etmişse, Vefik Paşa da adaptasyon diye bilinen eserlerini tamamıyla kendine özgü hale getirmiştir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.