Prof. Dr. Sinsi
|
Ekonomik Durum
Birinci Dünya Savaşı'nda ülkenin gençleri üretim alanından alınıp cepheye gönderilince, bu nüfusun tüketici duruma gelmesi sebebiyle üretimde büyük düşüş oldu Her ne kadar kadınlardan üretimde yararlanmak yoluna gidildiyse de ihtiyacı karşılayamadı Savaş ekonomisi kuralları uygulandığı için, ülkenin bütün kaynakları ordunun gereksiniminde kullanıldı Yatırımlar durdu Bunun yanı sıra mali çöküntü, enflasyon daha çok arttı Savaş bittiğinde "Kapitülasyonlar" ve "Duyun-u Umumiye" yeniden devreye girdiler
Mondros Ateşkesi'nden sonra ülkenin en verimli toprakları ve gelişmiş şehirleri işgal edildiler Yunanlıların da İzmir ve Ege Bölgesi'ni işgal etmeleri üzerine, bu şehir ve yörelerin üretiminden ve vergilerinden yararlanma olanağı bulunamadı Böylece nüfus kaynağının yetersizliği yanı sıra, en verimli ve zengin ticari şehirlerin de düşman işgalinde bulunması yüzünden, İstiklal Savaşı boyunca ordunun insan kaynağı ve bunların beslenmesi, giydirilmesi, her türlü bakımı, silah ve cephane sağlanması, maaş ve diğer masrafların karşılanması için geri kalan, çoğu yoksul, üretimi çok düşük topraklardan ve küçük ticari işletmelerin bulunduğu şehirlerin kaynaklarından yararlanıldı insan ve çeşitli üretim mallarından yararlanılan vilayet ve sancaklar çok azdı Doğu Anadolu'dan (Birinci Dünya Savaşı'nda Rus ve Ermeni işgaline uğramış, nüfus içerilere göç etmiş olduğu için perişan durumda idi ) yararlanmak mümkün olmadı Çeşitli gıda ve malzemeyi taşımak çok güçtü Bu sebeple buradan ancak silah ve cephane taşınabildi Milli Savunma Bakanlığı 1921 yılı sonunda bütün illerin ekonomik durumunu öğrenmek için bilgi istedi Menteşe, İzmit, Bolu, Eskişehir, Afyon, Teke, Kastamonu, Ankara, Konya, Niğde, Silifke, Samsun, Sivas, Kayseri, Trabzon, Elazığ, Erzurum, Diyarbakır, Bitlis, Van, Kars ve Ardahan'dan gelen raporlar bu yörelerin zirai ve hayvancılıkla ilgili üretim mallarına sahip olduğunu gösteriyordu Değerli madenlerin üretimi çok düşük olduğu gibi, işletmeciliğinin büyük kısmı yabancıların elindeydi En önemli maden olan kömürün 1921 yılında üretimi 342 041 ton, 1922'de ise 410 000 ton idi Ancak kömürün bulunduğu Zonguldak bir süre Fransız işgalinde kalmıştı
Yollar ise çok kötü durumda idi Karayolları şose ve toprak olup, kullanılamayacak durumdaydı Bu yollarda kullanılan ulaşım araçlarının çoğu, ilkel araçlardı Kağnı, iki veya dört tekerlekli atlı arabalar, deve, eşekle, taşımacılık yapılıyordu Bunlar durumlarına göre 100-140 km arası yük taşıyabiliyorlar ve günde (kağnı 15-20 km ) 15-40 km arası gidebiliyorlardı Kamyon ve benzeri motorlu araçlar yok denecek kadar azdı
Demiryolları İstanbul-Bağdat hattı ve diğer hatlardan oluşuyordu İzmit'e kadar İngiliz işgalinde idi Eskişehir'de bulunan İngilizler, Türk kuvvetlerinden kaçarlarken üç tren kullandılar İşletme veznesindeki 20 000 lirayı önemli memurları ve 13 lokomotif ve 100'den çok vagonu da beraber götürdüler Ulusal kuvvetlerin elinde Osmaneli-Eskişehir (118 km ), Eskişehir-Ankara (268 km ), Konya-Ulukışla (237 km ) hatları vardı Bunlar toplam 1 000 km kadar tutuyordu Bu hatlarda ise kömürlü 15 ve mazotlu 5 Lokomatif ve 717 kadar vagon vardı M Kemal Paşa 25 Mart 1920 tarihinde bu hatlara el koydurtarak askeri yönetim altına aldırttı Ancak Eskişehir-Kütahya Savaşları sırasında kömür olmadığı için odun ve hatta vagonlar yakılarak taşıma yapılmaya çalışıldı
Fakat taşıma yetersizliği ve haberleşme olanaksızlıkları yüzünden Eskişehir'de çok malzeme kaldı Sakarya Savaşı sırasında bu hatta günde ancak 320 ton malzeme taşınabildi Büyük Taarruz öncesi ise 600 tona, bazen de 900 tona ulaştı
Deniz taşımacılığı, özellikle yurt dışından gelen malzemenin taşınması için büyük önem taşıyordu Osmanlı Donanması İtilaf Devletleri'nin elinde bulunuyordu Bu sebeple İstiklal Savaşı boyunca T B M M çok sınırlı olanaklarla çalıştı 24 Ağustos 1920'de "Mili Savunma Bakanlığı Umuru Bahriye Müdüriyeti" kuruldu Eylül 1920 tarihinden itibaren Rus limanlarından başlayan taşımada sivil motorlar çalıştılar Diğer yandan Samsun'da Deniz Harp Okulu kuruldu, fakat ancak altı ay çalışabildi Birkaç gemiyle başlayan bu ulaşım Rusların yardımı ile güçlendi
|