Müzik Nedir?

Eski 06-27-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Müzik Nedir?




MÜZİK NEDİR ?



Müzik en genel tanımı ile sesin biçim ve devinim kazanmış hâlidirBaşka bir deyiş ile de Müzik,sesin ve sessizliğin belirli bir zaman aralığında ifade edildiği sanatsal bir formdur Biçim ve devinim içeren bir ses oluşumunun müzik olarak kabul görmesi için dinleyende duygulara yönelik etkileşim yapması da beklenmektedir Tarihsel dönem, bölge, kültür ve kişisel beğenilere bağımlı olarak ele aldığında müzik teriminin tanımı önemli farklılık gösterebilmektedir Özellikle 20 yüzyıl çağdaş Batı müziğinde ortaya çıkan çok farklı müzik akımları, ortak bir tanımı büyük ölçüde zorlaştırmaktadır Bunun ötesinde, gittikçe daha fazla insanın erişme olanağı bulduğu farklı kültürlere ait yerel müzikler de bu tanımlama zorluğunu arttırmaktadır

Tüm bu sebeplerden dolayı, müziğin tek bir tanımla açıklanması yerine farklı açılardan (sosyolojik, psikolojik, akustik, politik vb) yapılan birden fazla tanımla açıklanması yaygınlık kazanmıştır Bir sosyoloğun müziğe olan yaklaşımıyla, bir akustik fizikçinin yaklaşımı arasında gerek tanım, gerek metodolojik olarak büyük farklılık vardır Tüm bu yaklaşımlar müzikologlar ve müzik teorisyenleri tarafından araştırılır ve değerlendirilir

Özellikler

Temel olarak dört ana unsurdan oluşur: Diklik, yoğunluk, süre ve tını

Diklik, bir sesin ne kadar 'tiz' ya da 'pes' olduğunu ifade eder Örneğin her nota ismi (Do, re, mi) farklı bir dikliğe sahiptir Aynı nota isimleri de hangi oktavda bulunduklarına bağlı olarak farklı diklikleri hangi edebilirler Akustik olarak birimi frekanstır

Yoğunluk, bir sesin gürlüğünü ifade eder Müzikte nüans olarak da kullanılır (forte, piano, fortessimo vb) Akustik olarak birimi desibeldir

Süre, bir sesin ne kadar sürdüğünü ifade eder Müzikte ikinin katları biçiminde ifade edilir (birlik, ikilik, dörtlük, sekizlik) ancak nota değerlerinin yanlarına konan noktalar sürenin kendi değerinin yarısı kadar daha uzamasını sağlar

Tını, bir sesin rengini ifade eder Örneğin aynı oktavda aynı notayı aynı yoğunlukta ve aynı uzunlukta çalan bir kemanla bir flüt arasındaki fark tını farkıdır Dört özellik içinde en karmaşık olan özellik budur Akustik olarak tını, sesin doğuşkan (harmonik) yapısına bağlı olarak değişir

Müzik konusunda en büyük sıkıntı, müziğin bilimsel yönleriyle yeteri kadar tanıtılamamasıdır İnsanların günlük hayatta bile sürekli iç içe oldukları bu olguya bilimsel yaklaşmak faydalı olabilir

Müziğin tanımıyla ilgili şu görüşler vardır :

Kelimelerle anlatılamayan duygu ve düşüncelerin seslerle anlatılması sanatıdır Müzik; duygu, düşünce, izlenim ve tasarımları ve başka gerçeklerin de katkısıyla belli durum, olgu ve olayları, belli bir amaç ve yöntemle, belirli bir güzellik anlayışına göre birleştirerek, biçimlendirilmiş seslerle işleyerek anlatan estetik bir bütündür Herkesin anlaya bildiği ve anlayabileceği yegane dildir

Eski Yunan Felsefesinde müziğin etkisi yoğun olarak görülür Nitekim;

Musiki-musika-muzika-müzik kelimeleri Yunanca kökenlidir

Yunan alfabesinde m-o-u-s-a harfleriyle yazılan ve musa diye okunan peri anlamındaki kelimenin sonuna gelen –ike veya –ika takısı, o kelimeye konuşulan dil anlamını kazandırır; Elenika (Yunanca), Turkika (Türkçe), İtalika (İtalyanca) örneklerinde olduğu gibi

Musa’ya eklenen –ike takısı, peri kelimesine de perilerin konuştuğu dil anlamını verir( ta musiké )

Mûsikiye daha sonraları toplumumuzda İslâmi terimle meleklerin dili denilmiştir(Elest bezmi’nin avazesi)

Bu durum, müziğe eski çağlardan itibaren batıda da doğuda da tanrısal özellikler atfedildiğini gösterir

Müzik; hem bir sanat hem de bir bilimdir Duygusal olarak algılanışının yanı sıra akıl ile de kavranabilir Bu özelliği ile bireyin ve toplumun duyuş ve biliş açısından durumunu belirlediği gibi, gelişim ve değişimini de sağlayan organik bir yapıdır Sesin en güzel şekli müzik ile dile gelir Resim, renklerin birleşmesinden; şiir, kelimelerin kaynaşmasından nasıl oluşuyorsa; müzik de seslerin, duygu, düşünce ve heyecanımızı anlatmak üzere belli bir estetik anlayışına göre seçilip işlenmesinden oluşmaktadır

Bilimsel müziğin eğitime etkisi

Bireylerin eğitimsel sürecinde de müzik önemli yer tutmakta, duyuşsal ve bilişsel yönden geliştirmektedir Doğumdan itibaren insanlar duyuş yeteneği kazanmakta, çevrede var olan sesleri belleğine yerleştirmektedir Müzik, özellikle ilköğretim döneminde çocuklara bilimsel olarak kazandırılmalı ve duygu dünyalarına düzenli olarak yerleştirilmelidir Gelişme; organizmanın büyüme, olgunlaşma ve öğrenmenin etkileşimiyle sürekli olarak ilerleme kaydeden değişmesidir Gelişme, ürün olarak ele alındığında gelişim bu ürünün süreç yönü ile tanımlanabilir Gelişim, organizmanın var olmasından başlayarak bedensel, zihinsel, duygusal, sosyal yönden belli koşulları olan ve en son aşamasına ulaşıncaya kadar sürekli ilerleme kaydeden değişimidir Gelişme, olgunlaşma ve öğrenme etkileşimlerinin bir ürünüdür Gelişim ise süreçtir Olgunlaşma ve öğrenme olmadan gelişim sağlanamaz

İnsanların olgunlaşmasında müzik önemli yer tutmaktadır Çocukların, okul yaşantısıyla da desteklenen müziksel yaşantıları, kendilerini müziksel işitme, müziksel söyleme, müziksel çalma ve müziksel beğeni davranışlarıyla boyutlandırmaktadır

Müzik hayatın içerisinde var olan ve dinamik bir yapı gibi sürekli gelişen bir olgudur Bizler, çocuklarımızı Müzik ile erken yaşlarda tanıştırmalı ve mümkün olduğunca Müziğin insan yaşamanın ayrılmaz bir parçası olduğunu unutmamalıyız

Teknolojinin müziğe etkileri

Müzik kayıt sistemleri

Son yıllarda müzik kaydı için oluşturulan stüdyolarda büyük değişimler yaşandı İlk müzik kayıt aleti, olan Phonoautograph, 1857 yılında Leon Scott tarafından bulundu Alexander Graham Bell, 1874'te Phonautograph ile çıkageldi Bu makine insan kulağının sesleri duyma yönteminin taklit edilmesiyle yapılmıştı 1887'nin sonuna doğru, Edison Phonograph'ı icad etti 1886'daysa Phonograph'ı geliştirerek Graphophone'u ortaya çıkardı 1924'te, insanlar mekanik kayıt araçları yerine Western Electric Company'nin yeni teknolojisini kullanarak yeni kayıt cihazları yaptılar Bunlar, sesi daha gür ve cızırtısız kaydedebiliyorlardı Bugünlerde kullanılan manyetik kayıt, 1990'de Valdemar Pousen tarafından ortaya çıkarıldı Telgraphone da bu yeni sistemin ilk çocuğuydu 1930'ların sonuna doğru, çok uzun kayıtlar yapabilen ve çoğu koşulda çalışabilen Magnetophone, kayıt aletleri piyasasını ele geçirdi Bu icadlar, kaydedilen müziğin niteliğini ve niceliğini daha iyi kılıyordu

Ses depolama ortamları

İlk ortaya çıkan ses depoları, anolog depolama aygıtlarıydı İlk başta Fonograf olarak ortaya çıkmışlar ve sonra manyetik kullanılarak üretilmişlerdir Sonra ortaya dijital depolar çıkmıştır Dijital depolama aygıtları da iki şekilde çalışıyordu: Optik ve manyetik Bu yeni ses depoları, sadece boy küçülterek kullanım kolaylığı sağlamamış, aynı zamanda müziğin paylaşımına yardımcı olmuştur



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.