Prof. Dr. Sinsi
|
Anestezi ve Reanimasyon
Anestezi ve Reanimasyon
Anestezi, ameliyat sırasında hastanın ağrı duymasını önleyen bir tıp dalı olarak bilinmektedir ağrıyı önlemek için gerek kullanılan ilaçların ve gerekse yapılan ameliyatın insan vücudu üzerinde bir takım olumsuz etkileri söz konusudur Bu etkiler bazen organizmanın hayatta kalmasını sağlayan sistemlerin ve organların işleyişini önemli ölçüde bozabilir
Dolayısı ile anestezi uzmanı ağrının ortadan kaldırılmasını sağlarken doğabilecek yan etkileri de hem ameliyat sırasında, hem de ameliyat sonrasında kontrol altında tutarak yaşamsal sorunların ortaya çıkmasını önler ve ameliyat sonrası dönemde ortaya çıkacak olan ameliyat ağrısını dayanılabilir sınırlar içerisinde tutmaya gayret eder
Anestezi uzmanları ilaçlar, insan vücudunun işleyişi yani fizyolojisi, bir çok dahili hastalıklar, cerrahi travma ve cerrahi stres gibi konuların yanı sıra ,acil hastanın derlenmesi (resusitasyonu) ,yoğun bakım ve ağrı tedavisi konularında eğitim görmüş uzmanlardır Bu uzmanlar hastanın ameliyata neden olan rahatsızlığının dışında diğer doktorlar tarafından saptanmış ve tedavisi planlanmış hastalıkları anestezi ve ameliyat ile bağdaştırmak ve o hastalıkların daha fazla etkilenmeden anestezi ve ameliyatın tamamlanmasını da sağlamak gibi bir görevleri vardır Bu ve benzeri nedenlerle hastaların ameliyat gününden önce anestezi polikliniğine baş vurarak anestezi uzmanı tarafın muayene ve tetkik edilmesi gerekir
Anestezi Bölümü
Anestezi bilim dalının en önemli konusunu, güvenli ve güvenilir bir anestezi uygulanışının nasıl başarılacağı sorusuna cevap bulabilmek oluşturmaktadır Gecen yıllar içerisinde bu konuda çok önemli gelişmeler sağlanmış olup, çok daha güvenli anestezi uygulaması yapmak günümüzde sağlanabilmiştir Güvenli anestezi uygulayabilmenin ilk şartı her hasta için kendisine uygun bir anestezi planı yapmaktır
Bu planın yapılabilmesi için önce hastanın tıbbı durumu anestezi uzmanı tarafından ortaya koyulmalıdır Bu amaçla anestezi poliklinikleri açılmıştır Ameliyat kararı verilen hasta, mümkünse hastaneye yatmadan veya yattığı anda bu muayeneden geçer
Muayene şurasında anestezi uzmanı tarafından hastanın özellikle yaşamsal işlevleri kontrol edilir kendisine tıbbı geçmişi ile ilgili sorular sorulur,gerekirse bazı laboratuar incelemeleri yaptırılır, şikayetleri ve eski hastalıkları göz önüne alınarak solunum hastalıkları, kalp hastalıkları vb tıp dalları ile konsültasyonlar yapılır, kullandığı ilaçlar belirlenir ve böylece bu polikliniklerde hastanın tıbbı durumla ve özellikleri ortaya koyulur
Bu işlemden sonra anestezi uzmanı ameliyatı yapacak cerrah ile konuşur, ameliyata ait özellikleri de tespit edip hasta için en uygun ve en güvenli anestezi yöntemini belirler ve ameliyatın tüm safhaları ile ilgili planını yapar Genelde bu safhada ameliyat ve anesteziye bağlı risk de belirlenmiş olur
Anestezi Türleri
Vücudumuz beyin ve omuriliğimizle bağlantılı milyonlarca sinir hücrelerinden ve ağlarından oluşmuş mükemmel bir iletişim şebekesine sahiptir Bu şebeke sayesinde ağrılı uyaranlar beyne iletilir, acı duyulur Acı ileten sinir yolları üzerinde iletimin değişik seviyelerde engellenmesi anestezi oluşturmaktadır
İletimin engellendiği seviyelere göre üç türlü anesteziden bahsedilir Bunlar lokal, bölgesel ve genel anestezi şeklinde adlandırılır Küçük ameliyatlarda ameliyat bölgesinin yakın çevresine iletimi engelleyen ilaçların verilmesi ile oluşan anesteziye lokal anestezi denir Vücudun daha geniş bölgeleri, örneğin belden aşağısı veya bir yarısı iletimin omurilik düzeyinde engellenmesi ile anestezi altına alınabilir Bunun için ilaç omuriliğe veya omuriliğe varmadan geniş bir sinir grubunun oluşturduğu bağlantı yerleri üzerine verilir Bu şekilde oluşturulan anesteziye bölgesel anestezi denir
Bu iki anestezi şeklinde hasta uyanıktır Ancak hastanın sıkıntısını gidermek için bazı sakinleştirici ilaçlar verilebilir Hastanın uyutulup ağrının duyulması beyin düzeyinde engellenirse bu tür anesteziye genel anestezi denir Hastanın uyanık olması daha güvenli koşullarda ve daha az risk altında ameliyat olduğu anlamına gelmez Genel olarak anestezi türüne anestezi uzmanı hastanın görüşünü de alarak karar verir
Anestezi Riski
Tüm anestezi ve cerrahi girişimler bazı küçük riskler içerir Bu risklerin boyutu cerrahinin tipine, hastanın sağlık durumuna , anestezi ve ameliyathanelerin teknik donanımına bağlı olarak değişir
Hasta ne kadar sağlıklı ise cerrahi yaşamsal organları ne kadar az etkiliyorsa o kadar azdır Ulusal ve uluslar arası kuruluşlar anestezi güvenliğini ve konforunu arttırmak, riskini en aza indirmek amacı ile kurallar geliştirmiştir Bu kurallardan bazıları ameliyathanelerin teknik donanımları ile ilgilidir İleri teknoloji ürünü anestezi cihazları ile
donatılmış, kuralların deneyimli uzmanlar tarafından uygulandığı ameliyathanelerde anestezi ve ameliyat riski en aza indirilmiştir
Yoğun Bakım Bölümü
Hayatta kalmamızı sağlayan kalp, beyin , akciğer, böbrek, karaciğer gibi organların işlevlerini yerine getiremeyecek kadar hasta olduğu veya su - elektrolit , asit - baz dengelerinin, kan fonksiyonlarının ileri derecede bozulduğu durumlarda hayatta kalabilmek güçleşir Bu durumda bulunan hastalara kritik hastalar denir Kritik durumda bulunan hastalar her şeyden önce, özel tıbbı donanımın bulunduğu özel olarak eğitilmiş hemşire ve yardımcılarının çalıştığı sürekli yoğun bakım uzmanı doktorların başında yer aldığı servislere alınarak tedavi edilirler Bu servislere yoğun bakım servisleri bu tür hastalar ile uğraşan bilim dalına da yoğun bakım bilim dalı denir
Bu servislerde hastaların tansiyon, solunum, ateş, nabız oksigenasyon, vb fonksiyonları hiç ara vermeksizin izlenirken ortaya çıkan gelişmelere anında müdahale edilir Bu servislerde başka yerlerde bulunmayan ve organların görevlerini yerine getiren yapay cihazlar bulunur Yine bu servislerde ileri tıbbı tedavi yöntemleri uygulanır Günümüzde kritik hastaların hayata geri döndürülmesinde çok önemli bir yeri olan yoğun bakım servislerinin başarı oranı %80’lere kadar yükselmiştir
Acil ve Kalp Durmaları
Gerek ani kalp durmalarında gerekse kazalara bağlı acil durumlarda hastaları hayatta tutabilirseniz acil duruma neden olan sebebi ve kazaya bağlı tahribatı tedavi edip hastayı yaşatabilirsiniz Örneğin kalp durmuş ise masajla çok kısa bir sürede dolaşımı ağlayabilirseniz başta beyin olmak üzere bir çok organın ölmesini önleyebilirsiniz ,veya solunum durmuş ise suni solunum yöntemleri veya cihazları kullanarak yine ölümü engelleyebilirsiniz
Benzer girişimleri kanamalarda, aşırı ishal ve kusmalarda ağır enfeksiyonlarda zehirlenmelerde çeşitli nedenlere bağlı komalarda yaparak hastaları esas neden ortadan kaldırılıncaya kadar yaşatmak mümkün olabilir Bu bilgilerden hareketle her hastanede kalp durmalarına çok kısa sürede yetişip doğru müdahaleyi başlatacak anestezi uzmanlarının oluşturduğu bir ekip kurulur Bu ekibe CPR ekibi denir Yine aynı nedenlerle acillerde ve kaza mahallinde diğer hekimler yara ve darbe tedavisi ile uğraşırken veya komanın sebebini araştırırken anestezi ve reanimasyon uzmanı da onların yanı başında hastayı hayatta tutabilme mücadelesi verir
Hasta Transportu Departmanı
Durumu kritikleşen veya kaza mahallinde kritik olduğu tespit edilen hastalar yoğun bakım servislerine nakledilirler Bu tür hastaların nakillerinde nakil aracı bir küçük yoğun bakım servisi gibi tam donanımlı olmalıdır ve nakil sırasında hasta yoğun bakım konusunda uzman bir hekimin gözetim ve tedavisi altında bulunmalı hayat ile bağdaşır destek tedavi nakil nedeni ile kesintiye uğratılmamalıdır Nakiller kısa mesafeler içinde olabileceği gibi şehirler hatta ülkeler arasında da olabilir Hastaların durumları ne kadar iyi olsa da nakil sırasında kritikleşme ihtimali her an vardır Bu ve benzeri nedenler ile anestezi ve reanimasyon uzmanları hasta transportunda daima yer alırlar
Anestezi ve Reanimasyon Uzmanının Yasal Sorumlulukları
Ülkemizde hekimlerin yasal sorumluluklarını düzenleyen herhangi bir özel yasa veya tüzük yoktur Hekimlerin, dolayısıyla anestezistlerin mesleki uygulamalarındaki yasal sorumlulukları çeşitli yasa, tüzük ve yönetmeliklerle ortaya konmuştur
Bunlar;
Halen temel yasa durumunda olan 1219 sayılı "Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun"
6023 sayılı TTB(Türk Tabipler Birliği) Yasası
Tıbbi Deontoloji Tüzüğü
Özel Hastaneler Yasası
Sağlık Hizmetleri Temel Yasası
Adli Tıp Müessesesi Kanunu
TTB Meslek Etiği Kuralları Yönetmeliği
TTB Soruşturma ve Sorgulama Yönetmeliği
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, TCK (Türk Ceza Kanunu), Medeni Kanun ve Borçlar Kanununun ilgili maddeleridir
Günümüz hukuk anlayışında hekimler çalışmalarını 'izin verilen risk' çerçevesinde yerine getirirler Her tıbbi müdahelenin normal sapmaları ve riskleri vardır Risk olumsuz bir olayın meydana gelişindeki ön olasılıktır ki anestezi riski 1/10 000 - 1/250 000 arasında değişmektedir Ameliyat ve hastaya ait faktörler de eklenince bu risk daha da artmaktadır
İzin verilen risk çerçevesinde hekime sorumluluk yükletilmemektedir, çünkü her uygulamada hekime kusur yüklenmesi tıbbi ilerlemeye engel olacaktır İzin verilen riskin tıbbi karşılığı komplikasyondur Komplikasyonlar kusur sayılmaz Ancak bir koşulu vardır ki hasta aydınlatılmış ve izni alınmış olmalıdır Örneğin; subklavia kateteri takılırken pnömotoraks olması, acilde uygun grup kan transfüzyonundan sonra subgrup uyuşmazlığıyla hastada akut tübüler nekroz gelişmesi, uygun entübasyona rağmen postoperatuar dönemde ses tellerinde bası,ödem vs nedenlerle paralizi gelişmesi gibi İster insan kaynaklı olsun, ister cihaz kaynaklı olsun, herhangi bir hata sonucu, anestezist hastaya zarar vermişse kusurlu sayılır
Kusur ise sorumluluk getirir Hekim mesleki olarak bilmesi gereken bir konuda açık hata yaparsa sorumludur Ceza hukuku "Kusursuz suç olamayacağını, bağışlanabilir kusurun söz konusu olmadığını" belirtir Kısaca ,kusur yoksa sorumluluk ta yoktur Sorumluluk, uyulması gerekli hukuk (davranış) kurallarına aykırı düşmenin hesabını verme durumudur Kusur ise olması gereken davranışta gösterilen irade eksikliğidir
Bu genel tanımları biraz daha açarsak; hasta ile hekim arasında doğal bir sözleşme vardır Bu sözleşme "vekalet sözleşmesi" olup burada hekim, tıp ilkeleri ve kurallarına göre gereken tedaviyi yapma sözü vermiştir Hastayı tamamen iyileştirme, kesin sonuç alma sözü vermiş sayılmaz Bu nokta çok önemlidir Bunun tek istisnası hekimle hasta arasında "eser sözleşmesi" olan estetik ameliyatlar ve protez (silikon, porselen diş gibi) kozmetik amaçlı uygulamalardır Hekim tarafından yapılan tedavi veya ameliyat gibi tıbbi girişimler beklenen sonucu vermemiş olsa bile, tıp bilimi kurallarına uygun olarak yapılmışsa hekime kusur yüklenemez Bir anestezi uzmanı tanı aşamasında iki durumda sorumlu tutulur :
1- Eksik araştırma (allerji öyküsü sormama, hastanın hikayesini yeterli sorgulamama)
2- Yanlış değerlendirme (akciğer grafisindeki önemli bir lezyonu gözden kaçırma, laboratuar sonuçlarını yeterli değerlendirmeme )
Hekimlik uygulamalarında kusur çeşitleri
Dikkatsizlik: Bir tıbbi girişim sırasında yapılmaması gerekeni yapmaktır Örneğin O2 yerine CO2 vermek, kan grubunu kontrol etmeden transfüzyon yapmak gibi
Tedbirsizlik: Önlenebilir bir tehlikeyi önlemede yetersiz kalmak, geç kalmak, unutmak olarak tanımlanır Örneğin allerjisi olduğu bilinen bir hastaya o ilacı kullanmak veya test dozunda da olsa anaflaktik reaksiyon beklenen hasta için gerekli araç ve gereci hazır bulundurmamak
Meslekte acemilik-yetersizlik: Meslek ve sanatın esaslarını ve optimal klasik bilgilerini bilmemek, temel beceriden yoksun olmak Bilinmesi gerekeni bilmemek sorumluluk getirir Örneğin, hatalı entübasyon, ventil pnömotoraksta ensüflasyon
Özen eksikliği: Dikkatsizlik ve tedbirsizlik dışında evrensel tıp değerlerini uygulamamak Örneğin, kanamalı, hipovolemik şoka eğilimli hastayı bekletmek, yakın izlem gerektiren hastayı gerekli zaman aralıklarında görmemek, eksik araştırma sonucu tanı hatasına neden olmak
Emir ve yönetmeliklere uymamak: Kanun, tüzük ve yönetmelikler ile yetkili idari ve mülki amirin verdiği emirlere uymamak Örneğin acil hastaya bakmamak, bilimsel tedavi dışındaki bir tedaviyi uygulamak (şarlatanlık), işkenceye göz yummak veya yardım etmek, icap nöbete çağrıldığında gelmemek gibi
Taksirli suçlar
Yukarıdaki kusurlar taksirli suç kapsamına girer Taksir: bir işi eksik yapma anlamına gelir
· Taksirli suç: Kişi eyleminden doğacak sonucu bilmekte, bu sonucu istememekte ancak gerekli önlemleri almamakta veya yetersiz kalmaktadır
· Kasıtlı suç: Kişi eyleminin sonuçlarını bilmekte buna rağmen bilerek ve planlayarak eylemini uygulamaktadır Örneğin, pasif veya aktif ötenazi
Hekimlikte taksirli suçlar hatalı hekimlik uygulaması olarak karşımıza çıkar Buna hekimliğin kötü uygulaması veya yaygın deyişle 'malpraktis' denir Taksirli suçlar kapsamındaki tedbirsizlik, dikkatsizlik ve özen eksikliği malpraktis olarak nitelendirilir TTB Etik İlkeleri bilgisizlik, deneyimsizlik yada ilgisizlik nedeni ile bir hastanın zarar görmesi hekimliğin kötü uygulanması anlamına gelir demektedir
Anestezistin yasalar karşısındaki sorumlulukları
Diğer hekimler gibi 4 grupta toplanır
· Cezai sorumluluk (adli yargı-ceza davası)
· Hukuki sorumluluk (adli yargı-hukuk davası)
· İdari sorumluluk (kurum içi soruşturma)
· Mesleki sorumluluk (Tabip odası onur kurulu)
Cezai Sorumluluk: Asliye ceza mahkemelerinde TCK 459 maddesi ile yaralamaya neden olmak (3 ay-2 yıl hapis cezası +para cezası) ve TCK 455 maddesi ile ölüme sebebiyetten (6 ay-10 yıl hapis + para cezası) ile yargılama yapılır Her iki maddede taksirli suçları içerir Ülkemizde bu maddelerden hüküm giyen hekimin cezası paraya çevrilip genelde tecil edilmektedir Ötenazi kasten adam öldürmek suçunu oluşturur TCK 448 mad desine göre 24-30 yıl ağır hapis cezası öngörülmektedir
Anomalili doğan bir bebeğin öldürülmesi veya yardımcı olunması da bu suç kapsamındadır Uterustaki fetüse müdahale adam öldürmek olarak nitelendirilmez Canlı doğum ile "kimse" sıfatı kazanılır Ölü doğan bebek "kimse" değildir
Hukuki Sorumluluk: Hukuk davaları ceza davalarının sonucuna bağlı değildir Borçlar kanunu 53 Maddesine göre hekimin kusuru nedeniyle zarardan sorumlu tutulabilmesi için, yaptığı girişim ile oluşan zarar arasında sebep-sonuç ilişkisi bulunmalıdır Bu duruma illiyet (nedensellik ) bağı denilmektedir Zarar, illiyet bağı ve kusurun kanıtlanması zarar görene (hasta ve yakınlarına) aittir (Borçlar kanunu madde 41) Yine borçlar kanunu madde 43'e göre maddi ve manevi tazminat söz konusudur Maddi tazminat içinde; çalışma gücü kayıpları, tedavi ve cenaze giderleri, destekten yoksun kalma gibi unsurlar yer alır Manevi tazminat ise kişinin yaşam ve sağlığı ile uğradığı kaybın yanısıra onur, saygınlık, sır açıklanması, özgürlüklerin kısıtlanması gibi manevi değerlerin kaybında söz konusu olur Örneğin, bir ressamın ameliyat sırasında kolunun aşırı ekstansiyonu sonucu brakial pleksusun zedelenmesi oluşması sonucu sanatını icra edememesi, ulnar sinir hasarları, yeni doğan çocukların karıştırılması, indüksiyon sırasında hastanın bilinç dışı söylediği bazı sırları kamuoyuna aktarmak gibi
İdari Soruşturma: Kamu veya özel kurum içi yapılan soruşturmadır Kamuda çalışanlar için Devlet Memuru Kanununun Disiplin Yönetmeliğine göre yapılır Uyarı, maaş kesme, kademe ilerlemesinin durdurulması, memuriyetten men gibi cezaları içerir
Mesleki Soruşturma: Meslek örgütümüz olan Tabip Odalarının yürüttüğü soruşturma ve yargılamalardır Oda yönetim kurulu kararıyla, Onur kurulunca yapılır Bu kararların onay mercii TTB Yüksek Onur Kuruludur Odaya üye olsun, olmasın, sivil-asker tüm hekimler meslek örgütü tarafından sorgulanma ve yargılanmaya tabii tutulabilirler Hekim isterse hakkında hazırlanan dosyayı inceleme hakkına sahiptir Bu yargılama sonunda hekim kusuruna göre uyarı, para cezası, 15 gün-6 ay geçici meslekten men cezasına çarptırılabilir Üç kez meslekten men cezası alan bir hekim o bölge içinde hekimlik yapamaz Sağlık bakanlığının önerisi ve yüksek onur kurulu kararıyla ömür boyu meslekten men cezası verilebilir
Meslekten alıkoyma-men cezası vermeye yetkili tek kurum Tabip Odası Onur Kurulu ve bununla ilişkili olarak TTB Yüksek Onur Kuruludur Ne sağlık bakanlığı ne yüksek sağlık şurası nede adli yargının böyle bir yetkisi yoktur Yüksek Onur Kurulu kararına itiraz ancak idari yargıya olur
Yüksek Sağlık Şurası: Sağlık Bakanlığının sürekli kuruludur Sağlık Bakanlığı Müsteşarı, Danışma ve İnceleme Kurulu Başkanı ve Temel Sağlık ve Yataklı Kurumlar genel müdürleri kurulun tabii üyeleridir YSŞ sağlık mensuplarının kusurlu olup olmadığına, kusur varsa ne oranda olduğuna(1/8 -8/8), karar verir Hekimler hakkındaki CEZA davalarında bilirkişilik görevi gören bir danışma kuruludur Yargıç tıbbi sorumlulukta YSŞ görüşüne başvurmalıdır YSŞ kararı bağlayıcı değildir Yargı isterse başka bilirkişi raporu isteyebilir ve buna göre kendi sezgi ve genel kültürü ile değerlendirme yapabilir YSŞ'da kararlar dosya üzerinden verilir İlgililerin muayenesi ve dinlenmesi söz konusu değildir YSŞ kararlarına itiraz normal mahkemeler yoluyla olur 1995-2000 yılları arasında YSŞ gelen 1077 dosyanın %2 98'i anesteziye aittir
Adli Tıp Kurumu: Bilirkişiliğin yapıldığı bilim dalıdır Ailenin talebi veya ihbar ile savcının şüphelenmesi sonucu otopsi yapılır Nedensellik araştırılır ve sorgulanır Ölüm nedenini belirler Zarar gören kişideki uzuv kaybı veya çehrede sabit iz tespiti ve organların fonksiyonel kayıp derecelerini belirler
Anesteziye ait ölümlerde ölüm nedeni, yapılan otopsi ile tam olarak aydınlığa kavuşturulamamaktadır ve bu olgularda otopsinin yararı kısıtlı kalmaktadır
Anayasanın 129 Maddesi 5 fıkrasına göre memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında, görevleri sırasında işledikleri kusurlardan doğan tazminat davaları kendilerine rucu edilmek (dönmek) kaydıyla idare aleyhine açılır Ceza davaları özel hastane, serbest çalışan ve özel konumu olan SSK da çalışan hekime doğrudan, kamuda çalışan hekime ise bir kurul izni sonucu açılır
Ameliyat sırasında ki ölümlerin tümü anestezi ölümleri olarak nitelendirildiğinden anestezist kendisini güvence altına almak için bu sorulara evet diyebilmelidir:
· -Ameliyat ve anestezi için hastanın rızası alınmış mıdır?
· -O şartlarda anestezi ve ameliyat gereklimiydi?
· -Ön hazırlıklar yeterli midir?
· -Uygun bir anestezi uygulanmış mıdır?
· -Anestezi ve ameliyat yeterli beceri ile tamamlanmış mıdır?
· -Ortaya çıkabilecek acil durumlar için gerekli hazırlıklar yapılmış mıdır?
· -Ortaya çıkan acil durumlar için gerekli işlemler yapılmış mıdır?
· -Hastanın emniyetli uyanması için gerekli düzenlemeler yapılmış mıdır?
· -Düzgün kayıt tutulmuş mudur?
Olayın hekimin aleyhine olumsuz değerlendirilmesini etkileyen faktörlerin başında hasta dosyası ve takip belgelerinin iyi tutulmaması gelmektedir Bu belgeler mahkemede hekimin lehine delil olarak kullanılır Kayıtlar iyi olursa hasta hekimin kusurunu ispat etmek zorunda kalır; aksi halde hekim kusursuz olduğunu ispat etmek zorunda kalabilir
Malzeme, alet, personel eksikliğinde herhangi bir olumsuzluk yaşanmadan idareye yazılı olarak bildirilmeli ki; bu eksikliklere bağlı olumsuzlukta kusursuzluğunu ispat edebilsin
a) Yukarıda belirtilen tüm sorumlulukların getireceği olumsuzluklardan uzak kalabilmek için sadece anestezistin değil, tüm hekimlerin bazı kurallara uymaları gerekmektedir Bunlar: Tıbbi girişime ait kayıtlar düzgün tutulmalı ve saklanmalıdır
b) Hastanın sadece rızasının alınması yetmez, hastanın bilgilendirilmesi ve sonra izninin alınması yani "bilgilendirilmiş onay" (informed consent) gereklidir (kan transfüzyonu, invaziv girişimler, anestezi riski)
c) Bilinmesi gerekeni bilmemek sorumluluk getirdiğinden, anestezist uzmanlığı ile ilgili, tıpta uygulanması benimsenmiş klasik bilgileri bilmek ve uymak zorundadır
d) Ameliyathanede anestezist özgür iradesiyle mesleki uygulamada bulunur, cerraha bağlı değildir, ancak uyum içinde çalışmalıdır
e) Ameliyathane personelinin hatalarından cerrah sorumludur Anestezist ise kendi asistan ve teknisyeninden sorumludur
Unutulmaması gerekenler
· -Anestezi belgeleri 10 yıl saklanmalı
· -Anestezi uzmanı aynı anda bir (tek) ameliyathaneye bakmakla yükümlüdür
· -Dahiliye ve Çocuk konsültasyonları yaptırmak zorunlululuğu yoktur; Anestezi Uzmanı tam yetkilidir
· -MR-BT merkezlerinde anestezi uygulanması genel anestezi koşulları sağlanırsa yasaldır
· -Koter ve Blanket yanığı cerrahi ekip hatası olarak değerlendirilir
· -O2-N2O tüplerinde farklı bir gaz olursa; fabrika çıkışında içerik hatası varsa üretici firma,bağlantı yanlış ise anestezist sorumludur
· -Anestezi Uzmanının ASA IVE hastayı uyutmama yetkisi yoktur ;hasta yakınlarını bilgilendirip onay aldıktan sonra uyutmalıdır
· -İnvaziv girişimlerde oluşabilecek olumsuz durumlarda girişim deneyimli kişiler tarafından yapılmışsa komplikasyon olarak değerlendirilir
· -Postoperatif hastada gelişebilecek olumsuzluklardan örn hastanın sedyeden düşmesi,dren veya toraks tüpünün çıkması   gibi durumlarda sorumluluk cerrah ve anesteziste aittir
· -Servise gönderilen hastada gelişen herhangi bir olumsuzlukta sorumluluk zamanında haber vermediği için o servisin doktoruna aittir
· -Derlenme odasından servise giderken meydana gelecek herhangi bir olumsuzlukta sorumlu Anestezist'dir
· -Çalıştığınız merkezde altyapı eksik (monitor,Spo2 ,ETCO2  ) ise yönetimden yazılı olarak talep edilmeli, ve sorumluluk paylaşılmalıdır
|