Şengül Şirin
|
Ağrı Dağı Efsaneleri
NUH’UN GEMİSİ EFSANESİ
Nuh Peygamber, suların bütün dünyayı kapladığı sırada suda yaşayanlardan başka her türlü hayvanlardan erkekli dişili birer çift alıp üç oğlu ve üç gelini ile gemiye kapanıp, canlarını kurtardılar Bir gün geminin demiri bir dağın tepesine ilişip içindekileri yer oynamasından korkuya düşürürken, Nuh Peygember hayretle (Allahuekber) dedi ve bu yerin adını belledi
Aradan günler geçtikten sonra yine bir sarsıntı olmuştu Peygember yine şaşırarak (Süphanallah) dedi ve burayı da belledi Sonunda sular çekilip, azalınca, gemi bir dağın tepesine oturup, kızakladı ve kaldı Hazreti Nuh ve oğulları küreklere asıldılarsa da gemiyi yürütemediler Bu arada Nuh Peygember (Ne ağır dağ) dedi
Sonradan bütün sular çekilince, gemiden indiler ve secdeye vardılar Gemideki son erzak kırıntıları ve kalıntılarını Sürmeli Çukuru’nda herkes çıkarıp, buğday, arpa, pirinç, nohut, mercimek, üzüm, ceviz, fındık, fıstık, incir, dut kurusu, pekmez ve balı karıştırarak son yemeği (aşure aşı) bir arada yediler Nuh Peygember, sofrasını silkeleyip Sürmeli Çukuru’na döktüğünde bu Iğdır Ovası çok bereketli olmuştur Dağın adı da geçen zaman içinde Ağrı’ya dönüşmüştür ”
BÜYÜK VE KÜÇÜK BACI” EFSANESİ
Ağrı Dağı’yla ilgili “Büyük ve Küçük Bacı” efsanesi ise şöyle: “Çok eski zamanlarda Sürmeli Çukuru uçsuz bucaksız, düzlükler halindeydi Ağrı Dağı’nın yerinde büyük bir orman vardı Günlerden bir gün iki bacı elele vererek evlerine odun getirmek üzere ormana giderler Birkaç günde vardıkları bu ormanda çerden çöpten toplayıp, birer yük hazırlarlar
Sıra sırtlarına almaya gelince büyük bacı, (Bacı bacı kurban olam Ne olur gel sırtıma bu yükü kaldır) der Küçük bacı kaldırmaz ve üstelik de (Canın çıksın kendin kaldır) der Büyük bacı yalvarır, yakarır olmaz Çaresiz kalır (Gel ben senin sırtına kaldırayım) der Küçük bacı buna da razı olmaz Aralarında bir kavga başlar Saç saça kavgada, ikisi de kan ter içinde kalır Hareket edemezler ve birbirlerine beddua etmeye devam ederler
Küçük bacı (Allah seni öyle bir dağ etsin ki, yaz, kış başında kar eksik olmasın) Büyük bacı da (Sen de öyle bir dağ olasın ki, başından yılan, çıyan eksik olmasın) Tanrı beddualarını kabul eder, büyük bacı Büyük Ağrı Dağı olur, başında yaz, kış kar eksik olmaz Küçük bacı da Küçük Ağrı Dağı olur ve tepesinde yılan ve çıyan eksik olmaz ”
AĞRI DAĞI’NDAKİ DEVLER
“Zaloğlu Rüstem ile devler uzun yıllar mücadele etmişler Bu mücadelenin en önemlisi Ağrı Dağı’nda olmuş Devleri mağlubiyete uğratan Rüstem, onların ancak Ağrı Dağı’nda toplanmasını sağlamış ve insanlığa çok kötülükleri dokunan bu mahlukların neslinin türememesi için Tanrı’ya el açmış (Tanrım, biz ölüp gideceği Artık bizim gibi kuvvetli kimse yaratmayacaksın Bu durumda bunları, Ağrı Dağı’ndan aşağı indirme ) Bu dilek Tanrı tarafından kabul edilerek, devler tılsıma dönüştürülür ”
18 inci yüzyılda Beyazıt bir sancak Merkezidir Beyazıt Paşası Mahmut Han’dır Mahmut Han’ın atı, şimdi İran sınırları içinde kalan ,Gürbulak Açık Pazar Yeri ve Meteor çukurunun karşısındaki Sorik köyünden Ahmet’in kapısına gelir Töreye göre at onun olmalıdır Mahmut Han,Ahmet’in atı vermemesine kızar ve onu hapsettiirir Ahmet’te Paşanın kızı Gülbahara sevdalanır Gülbahar’ı aynı zamanda zindancıbaşı Memo da sevmektedtir Gülbahar Ahmet ile görüşmek için saçından bir tutam Memo’ya veerir
Memo Ahmet’le Gülbahar’ı görüştürdükten sonra canına kıyar olaylar gelişir,araya çeeşitli engeller girer sonunda Paşa, Ahmet’i bir şartla serbest bırakir: Ahmet Ağrı Dağına çıkıp başında ateş yakacaktır Bu istek yerine getirilir Ahmet,Gülbahar’ı alarak Ağrı’ya gider
Gülbahar’ın zindancıbaşı Memo’yu canı pahasına zindanı nasıl açtırdığından şüphelenir Gülbahardan bunun nasıl olduğunu öğrenmek ister Ahmet Ağrı dağının zirvesine yakın bir yerde oluşmuş Küp gölünün derinliklerinde boğularak kaybolur
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|