|  | Beyaz Gemi/ Cengiz Aytmatov |  | 
|  04-27-2009 | #1 | 
| 
Şengül Şirin   |   Beyaz Gemi/ Cengiz AytmatovKİTABIN ADI : BEYAZ GEMİ KİTABIN YAZARI : CENGİZ AYTMATOV YAYIN EVİ VE ADRESİ : ÖTÜKEN NEŞRİYAT A  Ş  1  KİTABIN KONUSU       :                      Roman, San-Taş Vadisinde etrafındaki beş-altı insanla                      yaşamak zorunda olan, dedesinden başka seveni olmayan,                      gerçek hayatında mutsuz olan fakat hayal dünyasında mutlu                      olmaya çalışan bir çocuğun psikolojisini konu almakyadır  2  KİTABIN ÖZETİ: Çocuk San-Yaş Vadisinde dedesi, üvey ninesi, Orozkul, Bekey hala, Seydahmet, Gülcemal ve köpeği Beltek ile berabar yaşamaktadır  Vadide                      sadece üç ev vardır  İlk evde  dedesi ve üvey ninesi ile                      çocuk;ikincide Mümin dedenin büyük kızı Bekey hala ile                      kocası korucubaşı Orozkul; üçüncüde ise tembel işçi                      Seydahmet ile karısı Gülcemal ve küçük kızları                      yaşamaktadırlar  Çocuk bu küçük dünyada mutlu olmaya                      çalışmaktadır  Hiç arkadaşı yoktur ve okula henüz                      başlamamıştır  En büyük zevkleri dedesinin kendisine dere                      kıyısında yaptığı gölette yüzmek; Deve, Kurt, Eyer ve Tank                      isimlerini verdiği kayalarıyla konuşmak; dedesinden masal                      dinlemek ve dağa çıkıp dedesinin dürbünüyle kasabaya, Isık                      Göle ve San-Taş Vadisine daha yakından bakmaktır  Her                      akşam eline dürbününü alıp, dağ başına çıkar ve Isık Gölde                      ancak beş-altı dakika görünüp kaybolan beyaz gemiye bakar   Annesi ve babası onu çok küçük yaşlarda terketmişlerdir  Annesi şehirde kendine yeni bir yaşam                      kurmuştur  Çocuk babsının beyaz geminin kaptanı olduğuna,                      bir gün başı insan başı olan bir balık olup beyaz gemiye                      kadar yüzeceğine ve babasıyla konuşacağına inanmaktadır  Dedesi çok iyi kalpli, çalışkan,köse bir insandır  Çevresindekiler ona Kıvrak Mümin lakabını takmışlardır  Damadı Orozkulun yanında çalışır ve onun emirlerini yerine                      getirir  Orozkul şişman, koca kafalı içki içmeyi çok seven,                      çabuk sinirlenen bir korucubaşıdır  Müminin kızı ve                      Orozkulun karısı olan Bekey kısır bir kadındır  Orozkul                      bunu Bekeyin suçu olarak bilir ve her akşam içip onu döver  Orozkul arada bir arkadaşlarıyla içmeye gider ve sarhoş                      olunca yanındakilere birer tomruk sözü verir   Tomruğu kesip dağdan indirme, çayın karşısına geçirme ve kamyona yükleme zamanı gelince de verdiği söze pişman olur ama iş işten geçmiştir  Arada bir  vadiye şehirden Maşin Mağaza                      denilen içi ıvır zıvır dolu bir araba gelir  Bir gün yine                      Maşin Mağaza geldiğinde dedesi çocuğa bir okul çantası alır  Ertesi yıl çocuk okula başlar  Çocuk dedesinden masal                      dinlemeye bayılır  Her akşam artık ezberlediği Boynuzlu                      Maral Anamasalını dinler  Dedesine göre hepsi Boynuzlu                      Maral Ananın soyundan gelmektedirler  Çocuk da buna                      inanmaktadır  Masala göre maral ana San-Taş Vadisini                      terketmiştir ama onları sürekli korumaktadır  Mümin çocuğu                      her gün atıyla okula göyürüp getirmektedir  Okul çok uzaktadır                      ama hiç geç kalmamıştır  Çocuk bir gün yol kenarındaki kayalarıyla oynarken San-Taş yakınlarından kuru ot almaya gelen beş-altı kamyonluk bir konvoy görmüştür  Çocuk en öndeki kamyonun                      peşine takılıp koşmaya başlar  Çocuğu gören şoför durur ve                      çocukla biraz konuşur  Şoför genç ve yakışıklı biridir  Adı                      Kulubegdir  Çocuğa dedesini tanıdığını, kendisinin de                      Boynuzlu Maral Ananın soyundan geldiğini söyler ve ayrılır   Ertesi gün Mümin dede ile Orozkul yine dağdan bir ağaç indirirler  Bu sırada uzun                      zamandan beri ormanda görülmeyen maralları görürler fakat                      işleri olduğundan onlarla ilgilenemezler  Akşam olmuştur  Dede, Orozkula söyleyip çocuğu okuldan almaya gitmek ister                      fakat Orozkul ağacı  indirmeleri  gerektiğini  söyleyip                       izin vermez  Tomruğu çaydan geçirirlerken tomruk  çayda                      kayalara takılır  Çıkarmak için çok uğraşırlar ama                      çıkaramazlar  Dede vaktin çok ilerlediğini farkeder, daha                      fazla dayanamaz ve daha önce hiç yapmadığı bir şey yapıp                      Orozkuldan izin almadan çocuğu almaya gider  Çocuk akşama                      kadar okulun kapısında dedesini beklemiş ve ağlamaktan                      gözleri şişmiştir  Dede yolda çocukla                     öğretmenine                      rastlar  Çocuğu                      öğretmeni eve getirmektedir  Dede öğretmenden özür                      dileyip çocuğu alır ve yola koyulurlar  Çocuk dedesine                      küsmüştür  Hiç konuşmamaktadır  Dede çocuğun gönlünü almak                      için Boynuzlu Maral Anayı gördüğünü söyler  Çocuk bu habere                      çok sevinir  Dedesine ormana gitmek için yalvarır fakat                      akşam olduğu için eve dönerler  Eve geldiklerinde Orozkulu                      sabahki olaydan dolayı çok sinirlenmiş bulurlar  Orozkul o                      gün Bekey halayı yine dövmüştür  Çocuk evin bu durumuna çok                      üzülür ve yatmaya gider  O gece müthiş bir dipi çıkar  Gece yarısı Kulubeg ve arkadaşları                      yolda kaldıkları için Mümin dedenin evine sığınırlar  Kulubeg ve arkadaşlarının gelmesiyle evdeki hava biraz                      yumuşar  Sabah kamyoncular evden ayrılırlar  Aynı gün                      Orozkulun tomruk sözü verdiği arkadaşı tomruğu almak için                      gelir  Adı Koketaydır  İri yapılı, esmer biridir  Tomruk                      ise hala önceki gün bıraktılları yerde çayın içinde                      beklemektedir  Tomruğu almak için Orozkul, Koketay ve                      Seydahmet yola koyulurlar  Dede de Orozkulun kendini                      affedeceği düşüncesiyle peşlerine takılır  Orozkul kıyıda                      emirler yağdırırken Mümin dede, Seydahmet ve Koketay tomruğu                      çıkarmaya çalışmaktadırlar  O sırada çayın karşısında birkaç                      tane maral görürler ama işlerini bırakamayacaklarından                      marallarla ilgilenemezler  Biraz uğraştıktan sonra tomruğu                      çıkarıp kamyona yüklerler   Çocuk o gün hastadır ve önceki gün akşamdan beri evde yatmaktadır  Akşam                      üzeri kahkaha sesleriyle uyanır ve bahçeye çıkar  Herkes                      neşe içindedir ve hepsi de sarhoştur  Dede ise et dolu bir                      kazanın yanına çökmüş sessizce kazanın altındaki ateşle                      oynamaktadır  Çocuk hemen dedesinin yanına gider  Ona                      seslenir fakat dede duymaz  Birkaç defa daha seslenir fakat                      dede hiç cevap vermez  Çocuk  kötü birşeyler olduğu hissine                      kapılır  Az ilerde Bekeyi, Seydahmeti,Gülcemali                      ve Koketayı görür  Hepsi de yiyip içmekte ve                      eğlenmektedirler  Çocuk önce neler olduğunu anlamaz  Avlunun                      dışında henüz kanı kurumamış geyik derisini, bağırsak                      eşeleyen Belteki ve elindeki baltayla Maral Ana�nın                      boynuzlarını kırmaya çalışan Orozkulu görünce neler                      olduğunu tahmin eder  Çocuk bu korkunç manzara karşısında                      dayanamayıp içeri kaçar ve yorganın altına girip ağlamaya                      başlar   Bu arada Kulubegin gelip onu kurtaracağını ve Orozkula haddini bildireceğini hayal etmektedir  Az sonra                      sofra içeri kurulur  Çocuk hayalinden yine kahkahalarla                      uyanır  O sırada Seydahmet olanları anlatmaktadır  Çocuğun                      bir türlü anlam veremediği olaylar şöyle cereyan etmiştir:                      Tomruğu çıkardıktan sonra Seydahmet ile  Mümin dede ormana                      çalışmaya giderler  Bu arada maralları yine görürler  Seydahmet onları vurmak ister, dede ise buna karşı çıkar  Seydahmet dedeyi dinlemeyip maralların peşine düşer  Dede de                      Seydahmetin arkasından gider  Seydahmet maralları                      vuracaktır ama sarhoş olduğu için nişan alamaz ve tüfeği                      dedeye verip maralları vurması gerektiğini, vurmazlarsa                      kaçıracaklarını ve Orozkulun dedeyi affetmeyeceğini                      söyleyip dedeyi kandırır  Dede ise maralları vurursa                      Orozkulun onu affedeceğini ve herşeyin düzeleceğini                      düşünerek marallardan birini istemeye istemeye vurur   Çocuk bunları duyunca çıldıracakmış gibi olur ve dışarı kaçar  Dedesini yerde toz toprak içinde yatarken bulur  Ona                      birkaç defa yine seslenir ama dede yine duymaz  Olanlara                      dede kendi de inanamamaktadır  Çocuk dedesinden bir tepki                      alamayınca balık adam olup babasına ulaşacağını düşünerek                      koşar ve kendini dereye atar  Hızla akan su çocuğu alıp                      götürür fakat çocuk hiç bir zaman balık olmayacaktır   3  KİTABIN ANAFİKRİ   :                      İnsanları güçsüz ya da hoşgörülü oldukları için ezmeye                      çalışmamalı ve küçük çıkarlar uğrunda doğaya zarar                      vermemeliyiz  4  KİTAPTAKİ OLAYLARIN VE KİŞİLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ  : a  OLYLARIN                      DEĞERLENDİRİLMESİ  :                      Romanda olaylar belli bir sıra dahilinde anlatılmamış;                      atlamalar yapılmıştır  Buna rağmen okuyucu olaylar arasında                      bağlantı kurmakta zorlanmamaktadır  Kitaptaki olaylar                      genelde bir-iki kişi arasında yaşanmış küçük                      olaylardır  Olayların tasviri iyi olduğu için okuyucu                      olayları kolayca hayal edebilmektedir  b  KİŞİLERİN                      DEĞERLENDİRİLMESİ  : (1)MÜMİN DEDE : Çok iyi kalpli, yardımsever,çalışkan bir insandır  60-70                      yaşlarında köse bir ihtiyardır  Damadı Orozkulun yanında                      çalışmaktadır  Vadideki üç evin birinde ikinci karısı ve                      torunu ile yaşamaktadır  (2)ÇOCUK : 5-6 yaşlarında, kısa boylu, kepçe kulaklı, çirkin bir çocuktur  Hiç arkadaşı yoktur  Hayalperest ve mutsuzdur  Doğayı çok sever  (3)OROZKUL : Şişman, koca kafalı, içki içmeyi çok seven, insanlardan ve doğadan nefret eden, sinirli,umursamaz biridir  Korucubaşıdır fakat ormana en çok o zarar vermektedir  (4)BEKEY : Orozkulun karısı ve Müminin kızıdır  Kısırdır,sabırlı ve                      hoşgörülü bir kadındır  (5)SEYDAHMET : Uzun boylu, çirkin biridir  Tembeldir  Orozkulun ve dedenin                      yanında çalışmaktadır  Bir karısı ve bir kızı vardır  (6)GÜLCEMAL : Seydahmetin karısıdır  Günlerini genelde çocuğun ninesine                      ve Bekeye yardım etmekle ve kızına bakmakla geçirir  7)KULUBEG : Genç , yakışıklı ve güçlü bir şofördür  Mümin dede ve çocuk gibi                      boynuzlu maral ananın soyundan geldiğine inanmaktadır   (8)KOKETAY : Orozkulun arkadaşıdır  İri yapılı ,esmer tenli bir adamdır  Romanda ayrıca çocuğun annesi, babası,boynuzlu maral ana, köpeği Beltek, kayaları Eyer, Tank, Deve, Kurt karakterlerinden de bahsedilmektedir ama bu karakterler hakkında çok fazla bilgi sunulmamıştır  5  KİTAP                      HAKKINDA ŞAHSİ GÖRÜŞLER  : Kitabın başlığı ile içeriği arasında bence uyumsuzluk var  beyaz gemiden kitapta çok fazla bahsedilmemekle birlikte                      olayların beyaz gemi ile alakası yok denecek kadar                      az  Betimlemeler yetersiz ve akıcılık kısıtlı  Buna rağmen                      okuyucu olaylar arasında bağlantı kurmakta zorlanmıyor  Kişilerin fiziki özellikleri üzerinde çok az durulmasına                      karşın; çocuğun psikolojisi iyi anlatılmış   6  KİTABIN YAZARI HAKKINDA KISA BİLGİ  : Dünyanın yaşayan büyük edebiyatçılarından Kırgız, Türk romancısı Cengiz Aytmatov , Kırgızistan'ın Talas bölgesinde, Şeker adlı köyde 12 Aralık 1928'de dünyaya gelmiştir  Babası Törekul Aytmatov ;Annesi, Tatar                      Türklerinden Nagim Gamzeyova hanımdır  Çocukluk yılları 2  Dünya harbine rastlayan ve 1945'te savaşın bitmesiyle                      yeniden eğitim                      hayatına dönen Aytmatov, 1950'de Kırgızistan Ziraat                      Enstitüsü'nü bitirmiş bir ziraatçıdır  Ancak edebiyata olan                      tutkusu onu ziraatçılıktan ziyade edebiyata çekmiş ve                      edebiyat eğitimi almak için Devlet Edebiyat Enstitüsü'ne                      devam etmiştir   Eserlerini Rusça ve Kırgızca kaleme alan Cengiz Aytmatov, eserlerinde başta Ruslaştırma politikası olmak üzere, Kırgız Türkleri'nin tabii hayatlarını, yabancılaşmayı, modernizm karşısında tabiatın tahrib edilişine kadar pek çok meseleyi eserlerinde usta bir uslübla kaleme alma başarısını göstermiş nadir sanatkarlardan biridir  Dünya çapında ünlü                      bir edebiyatçı olarak adına iki defa jübile yapılan (1988'de                      60  yıl , 1998'de 70  yıl) , hakkında konferanslar ve sergiler                      düzenlenen  Aytmatov, halen yazarlığın yanında Kırgızistan 'ın                      Lüksemburg Büyükelçiliği görevini yürütmektedir | 
|   | 
|  | 
|  | Cevap : Beyaz Gemi/ Cengiz Aytmatov |  | 
|  10-12-2010 | #2 | 
| 
Şengül Şirin   |   Cevap : Beyaz Gemi/ Cengiz AytmatovBeyaz Gemi Romanının Özeti / CENGİZ AYTMATOV Beyaz Gemi - Cengiz Aytmatov Beyaz Gemi Cengiz Aytmatov 1  BEYAZ GEMİ ROMANININ KONUSU: Roman San-Taş Vadisi'nde etrafındaki beş-altı insanla yaşamak zorunda olan  dedesinden başka seveni olmayan gerçek hayatında mutsuz olan fakat hayal dünyasında mutlu olmaya çalışan bir çocuğun psikolojisini konu almakyadır  2  BEYAZ GEMİ ROMANININ ÖZETİ: İnterneti daha hızlı dolaşın  Google Araç Çubuğuyla birlikte Firefox'u da alın Çocuk San-Yaş Vadisi'nde dedesi üvey ninesi Orozkul Bekey hala Seydahmet Gülcemal ve köpeği Beltek ile berabar yaşamaktadır  Vadide sadece üç ev  vardır  İlk evde dedesi ve üvey ninesi ile çocuk;ikincide Mümin dedenin  büyük kızı Bekey hala ile kocası korucubaşı Orozkul; üçüncüde ise  tembel işçi Seydahmet ile karısı Gülcemal ve küçük kızları  yaşamaktadırlar  Çocuk bu küçük dünyada mutlu olmaya çalışmaktadır  Hiç  arkadaşı yoktur ve okula henüz başlamamıştır  En büyük zevkleri  dedesinin kendisine dere kıyısında yaptığı gölette yüzmek; "Deve Kurt Eyer ve Tank" isimlerini verdiği kayalarıyla konuşmak; dedesinden masal dinlemek ve dağa çıkıp dedesinin dürbünüyle kasabaya Isık Göl'e ve San-Taş Vadisi'ne daha yakından bakmaktır  Her akşam eline dürbününü alıp dağ başına çıkar ve Isık Göl'de ancak beş-altı dakika görünüp kaybolan beyaz gemiye bakar  Annesi ve babası onu çok küçük yaşlarda terketmişlerdir  Annesi şehirde kendine yeni bir yaşam kurmuştur  Çocuk babsının beyaz geminin kaptanı  olduğuna  bir gün başı insan başı olan bir balık olup beyaz gemiye kadar  yüzeceğine ve babasıyla konuşacağına inanmaktadır  Dedesi çok iyi kalpli çalışkanköse  bir insandır  Çevresindekiler ona Kıvrak Mümin lakabını takmışlardır  Damadı Orozkul'un yanında çalışır ve onun emirlerini yerine getirir  Orozkul şişman koca kafalı içki içmeyi çok seven  çabuk sinirlenen bir korucubaşıdır  Mümin'in kızı ve Orozkul'un karısı  olan Bekey kısır bir kadındır  Orozkul bunu Bekey'in suçu olarak bilir  ve her akşam içip onu döver  Orozkul arada bir arkadaşlarıyla içmeye  gider ve sarhoş olunca yanındakilere birer tomruk sözü verir  Tomruğu  kesip dağdan indirme  çayın karşısına geçirme ve kamyona yükleme zamanı gelince de verdiği  söze pişman olur ama iş işten geçmiştir  Arada bir vadiye şehirden  "Maşin Mağaza" denilen içi ıvır zıvır dolu bir araba gelir  Bir gün yine  Maşin Mağaza geldiğinde dedesi çocuğa bir okul çantası alır  Ertesi yıl  çocuk okula başlar  Çocuk dedesinden masal dinlemeye bayılır  Her akşam  artık ezberlediği "Boynuzlu Maral Ana" masalını dinler  Dedesine göre  hepsi Boynuzlu Maral Ana'nın soyundan gelmektedirler  Çocuk da buna  inanmaktadır  Masala göre maral ana San-Taş Vadisi'ni terketmiştir ama  onları sürekli korumaktadır  Mümin çocuğu her gün atıyla okula göyürüp  getirmektedir  Okul çok uzaktadır ama hiç geç kalmamıştır  Çocuk bir gün yol kenarındaki kayalarıyla oynarken San-Taş yakınlarından kuru ot almaya gelen beş-altı kamyonluk bir konvoy görmüştür  Çocuk en  öndeki kamyonun peşine takılıp koşmaya başlar  Çocuğu gören şoför durur  ve çocukla biraz konuşur  Şoför genç ve yakışıklı biridir  Adı  Kulubeg'dir  Çocuğa dedesini tanıdığını  kendisinin de Boynuzlu Maral Ana'nın soyundan geldiğini söyler ve ayrılır  Ertesi gün Mümin dede ile Orozkul yine dağdan bir ağaç indirirler  Bu  sırada uzun zamandan beri ormanda görülmeyen maralları görürler fakat  işleri olduğundan onlarla ilgilenemezler  Akşam olmuştur  Dede  Orozkul'a söyleyip çocuğu okuldan almaya gitmek ister fakat Orozkul  ağacı indirmeleri gerektiğini söyleyip izin vermez  Tomruğu çaydan  geçirirlerken tomruk çayda kayalara takılır  Çıkarmak için çok  uğraşırlar ama çıkaramazlar  Dede vaktin çok ilerlediğini farkeder  daha fazla dayanamaz ve daha önce hiç yapmadığı bir şey yapıp  Orozkul'dan izin almadan çocuğu almaya gider  Çocuk akşama kadar okulun  kapısında dedesini beklemiş ve ağlamaktan gözleri şişmiştir  Dede yolda  çocukla öğretmenine rastlar  Çocuğu öğretmeni eve getirmektedir  Dede  öğretmenden özür dileyip çocuğu alır ve yola koyulurlar  Çocuk dedesine  küsmüştür  Hiç konuşmamaktadır  Dede çocuğun gönlünü almak için Boynuzlu  Maral Ana'yı gördüğünü söyler  Çocuk bu habere çok sevinir  Dedesine  ormana gitmek için yalvarır fakat akşam olduğu için eve dönerler  Eve  geldiklerinde Orozkul'u sabahki olaydan dolayı çok sinirlenmiş bulurlar  Orozkul o gün Bekey halayı yine dövmüştür  Çocuk evin bu durumuna çok  üzülür ve yatmaya gider  O gece müthiş bir dipi çıkar  Gece yarısı Kulubeg ve arkadaşları yolda  kaldıkları için Mümin dedenin evine sığınırlar  Kulubeg ve  arkadaşlarının gelmesiyle evdeki hava biraz yumuşar  Sabah kamyoncular  evden ayrılırlar  Aynı gün Orozkul'un tomruk sözü verdiği arkadaşı  tomruğu almak için gelir  Adı Koketay'dır  İri yapılı esmer biridir  Tomruk ise hala önceki gün bıraktılları yerde çayın içinde beklemektedir  Tomruğu almak için Orozkul  Koketay ve Seydahmet yola koyulurlar  Dede de Orozkul'un kendini  affedeceği düşüncesiyle peşlerine takılır  Orozkul kıyıda emirler  yağdırırken Mümin dede  Seydahmet ve Koketay tomruğu çıkarmaya çalışmaktadırlar  O sırada çayın  karşısında birkaç tane maral görürler ama işlerini  bırakamayacaklarından marallarla ilgilenemezler  Biraz uğraştıktan sonra  tomruğu çıkarıp kamyona yüklerler  Çocuk o gün hastadır ve önceki gün akşamdan beri evde yatmaktadır  Akşam  üzeri kahkaha sesleriyle uyanır ve bahçeye çıkar  Herkes neşe  içindedir ve hepsi de sarhoştur  Dede ise et dolu bir kazanın yanına  çökmüş sessizce kazanın altındaki ateşle oynamaktadır  Çocuk hemen  dedesinin yanına gider  Ona seslenir fakat dede duymaz  Birkaç defa daha  seslenir fakat dede hiç cevap vermez  Çocuk kötü birşeyler olduğu  hissine kapılır  Az ilerde Bekey'i Seydahmet'iGülcemal'i  ve Koketay'ı görür  Hepsi de yiyip içmekte ve eğlenmektedirler  Çocuk  önce neler olduğunu anlamaz  Avlunun dışında henüz kanı kurumamış geyik  derisini  bağırsak eşeleyen Beltek'i ve elindeki baltayla Maral Ana'nın  boynuzlarını kırmaya çalışan Orozkul'u görünce neler olduğunu tahmin  eder  Çocuk bu korkunç manzara karşısında dayanamayıp içeri kaçar ve  yorganın altına girip ağlamaya başlar  Bu arada Kulubeg'in gelip onu  kurtaracağını ve Orozkul'a haddini bildireceğini hayal etmektedir  Az  sonra sofra içeri kurulur  Çocuk hayalinden yine kahkahalarla uyanır  O  sırada Seydahmet olanları anlatmaktadır   Çocuğun bir türlü anlam veremediği olaylar şöyle cereyan etmiştir: Tomruğu çıkardıktan sonra Seydahmet ile Mümin dede ormana çalışmaya giderler  Bu arada maralları yine görürler  Seydahmet onları vurmak  ister  dede ise buna karşı çıkar  Seydahmet dedeyi dinlemeyip maralların  peşine düşer  Dede de Seydahmet'in arkasından gider  Seydahmet maralları  vuracaktır ama sarhoş olduğu için nişan alamaz ve tüfeği dedeye verip  maralları vurması gerektiğini  vurmazlarsa kaçıracaklarını ve Orozkul'un dedeyi affetmeyeceğini  söyleyip dedeyi kandırır  Dede ise maralları vurursa Orozkul'un onu  affedeceğini ve herşeyin düzeleceğini düşünerek marallardan birini  istemeye istemeye vurur  Çocuk bunları duyunca çıldıracakmış gibi olur ve dışarı kaçar  Dedesini  yerde toz toprak içinde yatarken bulur  Ona birkaç defa yine seslenir  ama dede yine duymaz  Olanlara dede kendi de inanamamaktadır  Çocuk  dedesinden bir tepki alamayınca balık adam olup babasına ulaşacağını  düşünerek koşar ve kendini dereye atar  Hızla akan su çocuğu alıp  götürür fakat çocuk hiç bir zaman balık olmayacaktır   3  BEYAZ GEMİ ROMANININ ANAFİKRİ : İnsanları güçsüz ya da hoşgörülü oldukları için ezmeye çalışmamalı ve küçük çıkarlar uğrunda doğaya zarar vermemeliyiz  4  ROMANDAKİ OLAYLARIN VE KİŞİLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ : a  OLYLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ : Romanda olaylar belli bir sıra dahilinde anlatılmamış; atlamalar yapılmıştır  Buna rağmen okuyucu olaylar arasında bağlantı kurmakta  zorlanmamaktadır  Kitaptaki olaylar genelde bir-iki kişi arasında  yaşanmış küçük olaylardır  Olayların tasviri iyi olduğu için okuyucu  olayları kolayca hayal edebilmektedir  b  KİŞİLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ : (1)MÜMİN DEDE : Çok iyi kalpli yardımseverçalışkan bir insandır  60-70 yaşlarında köse bir ihtiyardır  Damadı Orozkul'un  yanında çalışmaktadır  Vadideki üç evin birinde ikinci karısı ve torunu  ile yaşamaktadır  (2)ÇOCUK : 5-6 yaşlarında kısa boylu kepçe kulaklı çirkin bir çocuktur  Hiç arkadaşı yoktur  Hayalperest ve mutsuzdur  Doğayı çok sever  (3)OROZKUL : Şişman koca kafalı içki içmeyi çok seven insanlardan ve doğadan nefret eden sinirliumursamaz biridir  Korucubaşıdır fakat ormana en çok o zarar vermektedir  (4)BEKEY : Orozkul'un karısı ve Mümin'in kızıdır  Kısırdırsabırlı ve hoşgörülü bir kadındır  (5)SEYDAHMET : Uzun boylu çirkin biridir  Tembeldir  Orozkul'un ve dedenin yanında çalışmaktadır  Bir karısı ve bir kızı vardır  (6)GÜLCEMAL : Seydahmet'in karısıdır  Günlerini genelde çocuğun ninesine ve Bekey'e yardım etmekle ve kızına bakmakla geçirir  (7)KULUBEG : Genç yakışıklı ve güçlü bir şofördür  Mümin dede ve çocuk gibi boynuzlu maral soyundan geldiğine inanmaktadır  (8)KOKETAY : Orozkul'un arkadaşıdır  İri yapılı esmer tenli bir adamdır  Romanda ayrıca çocuğun annesi babasıboynuzlu maral ana köpeği Beltek kayaları "Eyer Tank Deve Kurt" karakterlerinden de bahsedilmektedir ama bu karakterler hakkında çok fazla bilgi sunulmamıştır   
				__________________  Arkadaşlar, efendiler            ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler,            müritler, meczuplar memleketi olamaz  En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet            tarikatıdır   | 
|   | 
|  | 
| Konu Araçları | Bu Konuda Ara | 
| Görünüm Modları | |
|  |