Endonezya |
05-06-2009 | #1 |
Şengül Şirin
|
EndonezyaGüneydoğu Asya'da yer alan dünya'nın en kalabalık Müslüman (200 Milyon) ülkesidir Hollanda'nın geçmiş sömürgelerinden biridir 17 Ağustos 1945 yılında bağımsızlığını kazanmıştır 17000 adadan oluşan ülke dünyanın en büyük takımada devletidir Aynı zamanda ASEAN ve İKÖ üyesidir
Endonezya bayrağı Endonezya Güney Doğu Asya’da bir devlet Endonezya, EkvatorSumatra Adasından, Avustralya’ya kadar uzanan adalar topluluğu üzerinde kurulmuştur Batı ve güneyden Hint Okyanusu, kuzeyden Güney Çin Denizi, kuzey doğudan Büyük Okyanus ile çevrili, 5’i büyük, 300’ü orta büyüklükte, kalanları çok küçük adacıklar olmak üzere toplam 13677 adadan müteşekkildir 17508 adadan oluşan ülke dünyanın en büyük takımada devletidirAynı zamanda D-8, ASEAN ve İKÖ üyesidirKomşuları, Papua Yeni Gine, Doğu Timor ve Malezya'dırBaşkent JavaJakarta şehridir Endonezya ismini, şu anki dünyada tanılan ismi altında, Hindistan´ın latinceHollanda´nın bir sömürgesi olmuştur ve bu devirde Hollanda´da ve diğer Avrupa ülkelerinde bu Yunan - Latin tabiri ile adlandırılmıştır Ayrıca Endonezya yanardağların patladığı,tsunami ve depremlerin bolca yaşandığı bir ülkedir Endonezya halkının çoğunluğu Müslümandır Dünyanın Müslüman devletleri açısından en kalabalık nüfusuna sahiptir Nüfusun %97'si Müslüman, geri kalanı Hindu ve Hristiyan'dır Ülkeye içki ve domuz eti sokmak yasaktır, hatta inek eti de yasaklanmıştır, ancak Hindu ve Hristiyan halkların istekleri üzerine getirilebilmektedir Türkiye ile ilişkileri gelişmiştir üzerinde adasındaki ismi; Indus ve yunancada ada kelimesinin; nesos, birleşiminden almıştır Şu anki Endonezya topraklarının tamamı yaklasık 450 yıl Tarihi Endonezya’nın tarihi hakkında bilinen en eski bilgiler, 4-5 bin yıl kadar önce, Malaysia’dan halkın gelip yerleştikleri hakkındadır Eski çağlardan beri ülkenin üzerinde bulunduğu adaların deniz ticaretinde ehemmiyeti çok büyük olmuştur Bu sebepten, halk genellikle denizci veya tüccardı Tarih çağlarında ülke, Çin, Hindistan, İran ve Bizans İmparatorluğunun deniz ticâret yolu idi Hâlen bu özelliğini muhafaza etmektedir Eski çağlarda ticâret gemileri buraya uğrar, baharat, reçine ve değerli kereste alırlardı Ticâretteki bu ehemmiyeti sebebiyle, dünyânın çeşitli yerlerinden Endonezya’ya gelip yerleşen insanlar ülkede yeni fikir ve geleneklerin yerleşmesine sebep olmuşlardı Bu devirlerde ülkede aşîret idâreleri krallık hâline geldi Öyle ki her ada ayrı bir krallıktı Yedinci ve on üçüncü asırlara kadar bölgenin en güçlü krallıkları, Sumatra ve Java krallıkları idi Güçlü olmalarının bir neticesi olarak da bölge ticâretine hâkimdiler On ikinci ve on beşinci asırlarda Hindistan ve Malaysia’dan ticâret için buraya gelen Müslüman tâcirler hak din olan İslâmiyetin yayılmasına vesile olmuşlardı Halk İslâmiyeti hiçbir zorlama olmaksızın kabul edip benimsemişti Bundan dolayı daİslâmiyet, Endonezya’da süratle yayıldı Endonezya konumu Avrupa’nın sömürgecilikPortekiz Malakka’yı işgal etti Bundan sonra İspanya, Hollanda ve İngilizler ülkeyi istilâ ettiler Bu devletler Endonezya’yı sömürmenin yanısıra Hindistan’ı da sömürgelerine katmak için üs olarak kullanmakta idiler On altıncı asrın sonlarında Hollandalılar, Doğu Hindistan, Java ve Moluk’da kurdukları şirketlerle bölge ticâretini ele geçirdiler Bunun yanısıra Cakarta’ya üs kurmalarıyla Hollanda’nın bölgedeki nüfusu arttı Diğer sömürgeci devletlerin anlaşmaları neticesinde 18 asrın sonlarında Hollandaülkeyi tam mânâsıyla tek başına ve insafsızca kendi menfaatine kullanmaya başladı 1900’lü senelerin başlarından îtibâren gün geçtikçe antiemperyalist fikirlerin kuvvetlenmesi sonucu Hollanda sömürgeciliğine karşı, milliyetçilik ve bağımsızlık mücadelesi fiilen başladı Bu mücâdelenin önde gelen liderlerinden Ahmed Sukarno 1927’de kurulan Milliyetçi Partinin başkanı oldu Endonezya halkının başlattıkları ve her geçen gün kuvvet kazanan bağımsızlık mücâdelesi karşısında Hollanda endişeye düştü Halk tamâmen Hollandalı sömürgecilerin menfaatleri doğrultusunda yönetilmekteydi Milliyetçilik ve bağımsızlık hareketlerini yatıştırmak ve sömürgeciliğini devam ettirmek için Hollanda siyâsî bir oyun olarak yerli halka idârede kısmen iştirak hakkı tanıdı Bu oyuna kanmayıp tam bir bağımsızlık isteyen halkın mücâdelesi çok kanlı bir şekilde bastırılmaya çalışıldı Mücâdelenin liderlerinden Ahmed Sukarno ve arkadaşları yakalanarak sürgüne gönderildi İkinci Dünyâ Savaşında Japonya, Endonezya’yı işgal etti Siyâsî olarak Japonlar ülke halkının Hollandalılara karşı yaptıkları bağımsızlık mücâdelesini desteklediler Japonlar, milliyetçilerin hükümet kurmalarına müsaade etti 17 Ağustos 1945’te Japonların teslim olmalarıyla Endonezya’da Ahmed Sukarno başkanlığında bir hükümet kurularak bağımsızlıklarını îlân ettiler Hollanda, Endonezya’nın bağımsızlığını tanımadı Endonezya ve Hollanda arasında bu sebepten başlayan mücâdele, Endonezya’nın zaferiyle neticelendi Hollanda, “Endonezya, Birleşik Devletleri”ni resmen tanımak zorunda kaldı 1950 senesinde devletin adı “Endonezya Cumhûriyeti” olarak değiştirildi Ülkenin kurulu olduğu adalardan Yeni Gine Hollandalıların elinde kaldı Endonezya ancak 1962 senesinde adanın batı kısmını Hollandalılardan kurtardı Çin ve Rusya bütün antikomünist ülkelerde yaptıkları gibi, genç Endonezya Cumhûriyetini de yıkıcı ve bölücü faaliyetlerle kendi sömürgeleri, peykleri hâline getirmeye çalıştılar Ülke idâresini ellerine geçirmek için hükümet darbesi girişiminde bulundular 1965 senesinde vuku bulan bu ayaklanma kanlı bir iç savaşa sebep oldu 1000000 civârında insanın öldüğü iç savaşta komünistler, milliyetçiler ve ordu tarafından bertaraf edildi Devletin kuruluşundan îtibâren meydana gelen hâdiselerde oldukça yıpranan Ahmed Sukarno iktidarı, 1967’de General Suharto tarafından yapılan hükümet darbesi ile son buldu Darbe sonunda başa geçen General Suharto daha sonra yapılan seçimleri de kazandı 1982’de Sebker seçimleri kazandı 1983’te Suharto dördüncü defa 10 Mart 1988’de beşinci defa başkan seçildi Fizikî Yapı Endonezya’nın üzerinde bulunduğu adalardan büyük olan beş tanesi, Sumatra, Borneo, Java, Celebes ve Yeni Gine’dir Yeni Gine Adasının Endonezya’ya âit olan batı kısmına İrian Barat adı verilir Borneo Adasının Endonezya’ya âit olan kısmına ise Kalımantan adı verilir Sumatra, Borneo, Java ve Celebes adalarına Büyük Sonda Adaları; Bali, Lombok, Sumba, Sumbawa, Flores, Timor vb gibi orta büyüklükteki adalara Küçük Sonda Adaları; Buru, Ceram, Halmehera vb adalara ise Moluk Adaları ismi verilir Adalar arasında çeşitli iç denizler mevcuttur İç denizlerle beraber yüzölçümü yaklaşık 5000000 km2 olan Endonezya’nın kara parçalarının toplam yüzölçümü ise 1919443 km2dir İç denizleri, Java, Sunda, Banda, Flores, Celebes ve Moluk denizleridir Adaları birbirinden ayıran deniz ve boğazların önemli özellikleri derin olmalarıdır Endonezya'nın başkenti Jakarta Endonezya genel yapı îtibâriyle volkanik adalardan müteşekkildir Çoğu sönmüş vaziyette yaklaşık 150 civarında volkan bulunmaktadır Ülke Ekvator çizgisi üzerindedir Büyük adalardan olan Sumatra ülkenin batısında olup, Malakka Boğazı ile Asya kıtasından, kuzey batı, güney doğu doğrultusunda, güney doğuda Sonda Boğazı ile Java Adasından ayrılmıştır Birmanya’daki sıradağların bir uzantısı Sumatra Adasının batı kıyılarında devam eder Bu sıradağlar sönmüş ve halen faaliyette bulunan pekçok volkandan müteşekkildir 3000 m’yi aşan yüksekliklere sâhip bu dağ silsilesinin kuzeyinde geniş ve verimli vâdiler, büyük göller bulunur Adanın doğu kesimleri, düz ve basık olan ovalıktır Bataklıklar doğu sahillerinde oldukça geniş yer kaplar Büyük ırmaklara sâhiptir Java Adası, Sumatra ile Küçük Sonda adalar dizisinin en batısındaki Bali Adası arasında batı doğu istikametinde yer alır Yaklaşık 1000 km boyunda ve 200 km eninde olan bu adada ekvatora paralel sıradağlar vardır Bu sıradağlar, güneye daha yakın olup, üzerinde çok sayıda, bâzıları hâlen tütmekte olan volkanlar mevcuttur Adanın kuzeyi düz ovalı olmasına rağmen güney kıyıları yüksektir Güney de deniz dibi fazla kayalık değildir Bu da gemilerin adanın güney kıyılarına rahatlıkla yaklaşmalarını sağlamaktadır Bu sebepten limanlar güneyde kuzey kıyılarına nisbeten daha çoktur Java Adasının doğusunda yer alan orta büyüklükteki adalar topluluğu olan Küçük Sonda Adaları da fizikî yapı îtibâriyle diğer Sumatra ve Java Adalarından pek farklı yapıya sâhip değildir Topluluğu meydana getiren adaların hepsi volkanik olup, kıyıları düz ovalıktır İrian Barat denilen Yeni Gine’nin Endonezya’ya âit batı kısımları da fizikî yapı olarak pek fazla değişmez Bradjamusti Sıradağları, bölgenin ortasında batı doğu doğrultusunda yer alır Güney kısmı verimli ovalarla kaplı olan bölgenin kuzeyinde orta kesimlerindekine nazaran daha alçak olan sıradağlar, paralel olarak yer alır Bu iki dağ silsilesi arada yer alan ova ile birbirinden ayrılır Her iki sıradağlardan inen çok sayıdaki ırmak tarafından sulanan ova oldukça verimlidir Yeni Gine Adasının batı kısmı olan bu bölgenin ortasındaki Bradjamusti Sıradağlarında yer alan Carstenz Tepesi 5050 m ile ülkenin de en yüksek noktasıdır Yeni Gine ve Celebes adaları arasında yer alan pekçok ada ve adacıktan müteşekkil olan Moluk Adaları da dağlıktır Kıyıları çok girintili çıkıntılı, aynı oranda kayalık olan adalar gemilerin yanaşmasına müsait olmadığı halde bâzı yerler gemiler için iyi bir barınak vazifesi görmektedirler Celebes Adası, adanın tam ortasındaki dağların dört farklı yöne açılması ile bir ahtapot görünümü arzetmektedir Dört yarımadanın arasında kalan üç körfez de derin ve oldukça geniştir Dağların en yüksek noktası 3840 m ile Latimodjang Tepesidir Celebes Adası yakınlarında pekçok küçük adacıklar mevcuttur Endonezya’yı meydana getiren adaların en büyüğü Borneo’dur Bu ada siyasî bakımdan üç bölgedir Kuzeyde ve kuzey batıda Malaysia’ya bağlı Sarawak ve Sabah bölgeleri ve bu iki bölge arasında kalan bağımsız Brunei Devleti ile bu bölgelerin dışında kalan, adanın orta ve güney kısmını teşkil eden Endonezya’ya bağlı Kalimantan adı verilen bölgedir Güney-batı, kuzey doğu istikametinde, Endonezya, Malaysia sınırının bir kısmında dağlar uzanır Kalan geniş kısımları düz ovalık, kıyı kesimleri ise bataklıktır Genellikle alçak ve bataklık olan kıyılarında gemilerin yanaşmasına elverişli pekçok körfez vardır Önemli akarsuları ülkenin büyük adalarında bulunmaktadır Sumatra Adasındaki ırmaklar, Musi, Kampar, Rokar ve Hari’dir İrian Barat bölgesindeki en önemli akarsu ise adanın ortasındaki sıradağlardan çıkıp, kuzeyde Büyük Okyanusa dökülen Mamberamo Irmağıdır Borneo Adasının Endonezya’ya âit kısmı olan Kalimantan bölgesindeki en önemli akarsuları ise, Kayan, Mahakam, Barito ve Kapuas ırmaklarıdır Ülkenin en önemli gölleri ise Sumatra Adasının kuzeyinde yer alan Toba Gölü, Celebes Adasındaki Towuti ve Poso gölleri ile Kalimantan bölgesindeki Semajang ve Djempang gölleridir İklim Ekvator üzerinde yer alan ülkede tabiatıyla ekvator iklimi hüküm sürmektedir Bütün yıl boyunca muson rüzgârlarının etkisinde kalan ülke, bol yağış alır Kışın kuzey batıdan esen musonlar bol yağış getirirler Bahar ve yaz aylarında ise güney doğudan esen yaz musonları yağışlara sebep olurlar Senelik yağış miktarı, ortalama 3000-7000 mm arasında değişmektedir Yıllık ortalama sıcaklık ise 25-26°C’dir Bölgelere göre iklim çok az da olsa farklılık arz eder Sumatra Adasında yıllık yağış ortalaması 4500 mm’yi bulurken, sıcaklık, 26°C’lik ortalamaya sâhiptir Muson rüzgârlarının tesirinin en fazla olduğu bölge burasıdır Java Adasında yağış, diğer bölgelere göre biraz daha azdır Bilhassa bölgenin doğu kesimlerinde senelik yağış ortalaması 900 mm’ye kadar düşmektedir Bu bölgenin yüksek bölgelerinin nisbeten serin geçmesine rağmen, sıcaklık farkı pek fazla değildir Küçük Sonda Adalarından Timor’da, 1400 mm civârında olan yıllık yağış ortalaması, bölgenin en düşük ortalamasıdır İrian Barat ve Moluk adalar topluluğunda da sıcaklık ortalaması 25°C, yağış ortalaması ise 2500 mm civârındadır Tabiî Kaynakları Endonezya, Hollanda’nın her ne pahasına olursa olsun, sömürge olarak kullanmaktan vazgeçmek istemediği seviyede bol tabiî kaynaklara sahip bir ülkedir İkliminden dolayı gür tropik ormanlar ülkenin bitki örtüsünü meydana getirir Bol ve çeşitli bitkiler ülkede mevcuttur Bataklıkların çok bulunduğu kıyı bölgelerinde bataklık bitkileri ve mangrovlar hâkim bitki örtüsüdür Dağ yamaçlarının gür ormanlarla kaplı bulunduğu Sumatra’da bazı bölgelerde kauçuk ormanlarına da rastlanır Küçük Sonda Adalarında kerestesi makbul ağaçlarla kaplı ormanlar daha çoktur Ülkede hemen hemen 2500 m yüksekliklere kadar ekvator bitkilerinin meydana getirdiği ormanlar vardır Celebes Adasında düzlük olan bölgelerde iri yapraklı bitkiler daha hâkim olurken, yükseklere çıkıldıkça kerestesi mobilyacılıkta çok değerli olan abanoz ve tek ağaçları ziyâdeleşir Borneo Adasının kıyı kesimlerinde bataklıklar yoğun olduğundan bu bölgelerde bataklık bitkileri hâkimdir Burada da iç kısımlarda ormanlar değerli tropik ağaçlar ihtivâ ederler Bambu, ülkenin her yerinde en bol bulunan ağaçtır Palmiye, muz, hintkirazı ve turunçgillerin yaygın olduğu Endonezya’da, yüksek ve yağışın daha az bulunduğu bölgelerde ormanlar seyrekleşir ve yerlerini savanlara, tik, kazein, okaliptus ağaçlarına bırakır Hayvan çeşitleri çok boldur Dünyâda kuş çeşitlerinin bolluğu ile meşhurdur Tropik ormanlarda kaplanlar, leoparlar, büyük orangutanlar, maymunlar, her boyda yılanlar, sürüngenler, bataklık bölgelerinde timsahlar ülkenin her bölgesinde bulunan hayvanlardır Sumatra ve Kalimantan’da Hindistan filleri, Sumatra ve Java adalarında ise gergedanlar bol olarak bulunur Yer altı zenginlikleri bakımından da yer üstü zenginliklerinde olduğu gibidir Bol ve çok çeşitli madenler mevcuttur Kalay, petrol, tabiî gaz, kömür, boksit, manganez, altın ve gümüş yatakları dünya rezervleri arasında önemli bir yer işgal eder Ayrıca bunlardan başka nikel, bakır ve iyot ile tuz da zengin yeraltı madenleri arasında yer alırNüfus ve Sosyal Hayat Ülke nüfûsu 177046000 civârındadır Nüfûsu en fazla olan İslâm ülkesidir Halk çok çeşitli etnik gruplardan meydana gelir Nüfûsun büyük bir kısmını meydana getiren Malaysialardan başka Papular, Bataklar, Alaslar, Kabauslar, Gojolar, Araplar, Çinliler ve Hindular da etnik grupları teşkil eder Ülkenin en dikkat çekici özelliklerinden biri de nüfus dağılımının çok düzensiz olmasıdır Java adası nüfus yoğunluğunun en fazla olduğu bölgedir İrian Barat ise yoğunluğun en az olduğu bölgedir Ülke yüzölçümünün % 7’sini teşkil etmesine rağmen Java’da nüfus yoğunluğu kilometre kareye 450 kişidir Yoğunluğun en az olduğu İrian Barat bölgesinde ise kilometre kareye 1,7 kişi düşer Ülkenin başşehri olan Cakarta, Java adasında bulunmaktadır Endonezya’nın önemli şehirleri de buradadır Halk genellikle tarımla uğraşır Buna rağmen nüfusu milyonları aşan pekçok büyük şehirleri vardır Ülke halkının başlıca besin maddesi pirinçtir Halkın % 90’ı Müslümandır Kalanı ise Konfüçyüs, Budizm, Putperest ve Hıristiyanlık gibi inançlara sâhiptirler Ülkede, birbirine çok benzeyen 250’den fazla dil kullanırlar Bağımsızlıktan sonra yapılan çalışmalarla ülkenin resmî dili olarak, kullanılan farklı lehçelerin ortak kısımlarını ihtiva eden “Bahasia” denilen lisan kabul edilmiştir Hollandalılar sömürge zamanlarında kendi dillerini okullarda mecburi etmişlerdi Fakat, halk bunu kabul etmedi Okuma yazma oranı toplam nüfusa göre % 75’tir Bu oran bağımsızlıktan önce % 50’lerin altında idi Hollandalılar, halkın okur yazar olmasını her fırsatta engellediler 8-14 yaş arası öğretim mecburi ve parasızdır 14’ü bağımsızlıktan sonra kurulmuş olmak üzere 17 üniversite vardır Halkın % 80’i köylerde yaşar Kıyı bölgelerinde yaşayan halk ile iç kesimlerde yaşayanlar arasında hayat tarzı ve kültür farklılıkları oldukça fazladır Halk güzel evler yapmaya düşkünlükleri ile meşhurdur Yaptıkları evler iklim ve imkânlar icâbı, daha ziyade kazıklar üzerine kurulmuş, çatıları çok dik, genellikle bambudan yapılmıştır Temel gıda maddeleri pirinç olmasına rağmen, bazı fakir bölgelerde mısır ve manyok bitkilerinin pirinç yerine ikâme olduğu görülmektedir Erkek ve kadınlar gelenek halinde olan, kain veya sarong adı verilen, vücuda sarılan elbiselere bürünürler El sanatları, özellikle kumaş dokuma ve işleme yönünde çok yaygındır Batik denilen egzotik renk ve desenli kumaşlar en fazla işlenen el sanatı ürünleridir Siyâsî Hayat Endonezya’da başkanlık sistemine dayalı, cumhûriyet rejimi vardır Parlamento, 460 üyeli Millet Meclisi’nden meydana gelmektedir 1967’ye kadar ülkeyi Ahmed Sukarno başkanlığındaki hükümet yönetti, bundan sonra da Suharto başkanlığa geçti Ülke idarî bakımdan 21 bölgeye ayrılmıştır Ekonomi Ekonomi tarıma dayalıdır Fakat bağımsızlığına kavuştuğundan beri sanâyi, mâdencilik ve ticârette çok önemli ilerlemeler kaydedilmiş ve bu ilerlemeler devam etmektedir Topraklarının ancak % 7,5’u ekilebilir durumdadır Sulanabilen arâzilerde senede iki defa mahsul almak mümkündür Ülkede en çok ekilen tarım ürünü pirinçtir Pirincin çok yetiştirilmesine rağmen, halkın temel beslenme maddesi olduğu için ülke ihtiyacını dahi karşılayamamaktadır Ekilebilir arâzilerinin çoğunluğu Java, Bali ve Sumatra adalarındadır Bu durum nüfus dağılımının en etkili faktörüdür Pirincin yanında çay, baharat, tütün, mısır, yer fıstığı, şekerkamışı, manyok, patates, kahve, soya fasulyesi yetiştirilen önemli ürünlerdir Ülkenin üçte ikisinin ormanlık olması ekonomiye orman ürünlerinin katkısını arttırmaktadır Orman ürünlerinde dünyâ ülkeleri arasında ikinci sırayı almaktadır Kerestesi değerli olan abanoz ve hint meşesi ağaçları, kauçuk ormanlarından elde edilen kauçuk, kına ağacı kabuklarından elde edilen kinin ülke ekonomisine büyük katkısı bulunan orman ürünleridir Dünyâ kinin ihtiyacının % 90’ını Endonezya karşılamaktadır Ormanlar devlet kontrolündedir Mâdenlerin işletilmesi sömürge devrine göre, ülke için daha faydalı hâle gelmesine rağmen, ekonomi halen dışa bağımlı, dış yatırımlara muhtaçtır Senelik 50 milyon ton olan petrol üretimi ülke petrol rezervlerinin pek azının değerlendirilmesi ile elde edilir Petrol rafinerilerinin gelişmesi her geçen gün petrol üretimini artırmaktadır Petrol en ziyâde Sumatra ve Kalimantan bölgelerinden elde edilmektedir İhracatının yarısını petrol tutmaktadır Petrol ve tabiî gaz istihsalinden sonra ülke maden üretiminde ikinci sırayı teşkil eden kalay istihsalinde dünyâ devletleri arasında üçüncü sırayı almaktadır Sanâyi, ancak bağımsızlıklarına kavuştuktan sonra kurulmaya başlandı Petrol rafinerileri, demir-çelik sanâyii, lâstik, çimento, kâğıt, kinin, gübre, dokuma fabrikaları her geçen gün çoğalmaktadır Tuz üretimi devlet tekelinde olup, ülke ihtiyacını karşılayacak seviyededir Limanları her tonajdaki gemilerin yanaşmasına elverişli, tersaneleri de her geçen gün gelişmekte olmasına rağmen kendi deniz filosu yetersizdir Ülkenin en çok sıkıntı çektiği husus elektrik enerjisinin yeterli olmamasıdır Fakat son yıllarda bu konuda kayda değer çalışmalar yapılmaktadır Makina, elektronik, dokuma ve kimyâ sanâyii gelişme içerisindedir Hayvancılık ülke ekonomisinde fazla bir yer tutmaz Sâdece koyun, keçi ve kümes hayvanları beslenmesi yaygındır Ülkenin fizikî yapısı icabı balıkçılık ekonomide geniş bir yer tutar Son zamanlarda senelik balık istihsali iki milyon ton dolaylarına erişmiştir Genellikle kıyı balıkçılığı olarak yapılan balıkçılık, ülke için ticârî bir vasıf taşımaz Japonya’nın yardımlarıyla balıkçılık gelişmekte, açık deniz balıkçılığı için çalışmalar yoğunlaşmaktadır Karayolu ulaşımı mühim olmadığı için fazla gelişmemiştir Hava ve deniz ulaşımı ülke ihtiyacını karşılayacak seviyededir |
Cevap : Endonezya |
11-18-2009 | #2 |
Şengül Şirin
|
Cevap : EndonezyaDEVLETİN ADI: Endonezya Cumhûriyeti BAŞŞEHRİ: Cakarta YÜZÖLÇÜMÜ: 1919443 km2 NÜFUSU: 181451000 RESMİ DİLİ: Bahasia DİNİ: İslâmiyet PARA BİRİMİ: Rupiah Güney DoğuAsya'da bir devlet Endonezya, Ekvator üzerinde Sumatra Adasından, Avustralya'ya kadar uzanan adalar topluluğu üzerinde kurulmuştur Batı ve güneyden Hint Okyanusu, kuzeyden Güney Çin Denizi, kuzey doğudan Büyük Okyanus ile çevrili, 5'i büyük, 300'ü orta büyüklükte, kalanları çok küçük adacıklar olmak üzere toplam 13677 adadan müteşekkildir Târihi Endonezya'nın târihi hakkında bilinen en eski bilgiler, 4-5 bin yıl kadar önce, Malaysia'dan halkın gelip yerleştikleri hakkındadır Eski çağlardan beri ülkenin üzerinde bulunduğu adaların deniz ticaretinde ehemmiyeti çok büyük olmuştur Bu sebepten, halk genellikle denizci veya tüccardı Tarih çağlarında ülke, Çin, Hindistan, İran ve Bizans İmparatorluğunun deniz ticâret yolu idi Hâlen bu özelliğini muhafaza etmektedir Eski çağlarda ticâret gemileri buraya uğrar, baharat, reçine ve değerli kereste alırlardı Ticâretteki bu ehemmiyeti sebebiyle, dünyânın çeşitli yerlerinden Endonezya'ya gelip yerleşen insanlar ülkede yeni fikir ve geleneklerin yerleşmesine sebep olmuşlardı Mîlâdın ilk yıllarına kadar halk aşîretler hâlinde yaşıyorlardı Bu zamanda artan Hint tesiri neticesinde halk arasında Allahü teâlânın emrettiği hakiki yol olmayan, putperestlik, Budizm ve Hindu dinleri yayıldı Bu devirlerde ülkede aşîret idâreleri krallık hâline geldi Öyle ki her ada ayrı bir krallıktı Yedinci ve on üçüncü asırlara kadar bölgenin en güçlü krallıkları, Sumatra ve Java krallıkları idi Güçlü olmalarının bir neticesi olarak da bölge ticâretine hâkimdiler On ikinci ve on beşinci asırlarda Hindistan ve Malaysia'dan ticâret için buraya gelen Müslüman tâcirler hak din olan İslâmiyetin yayılmasına vesile olmuşlardı Halk İslâmiyeti hiçbir zorlama olmaksızın kabul edip benimsemişti Bundan dolayı daİslâmiyet, Endonezya'da süratle yayıldı Avrupa'nın sömürgecilik zihniyeti, Endonezya'yı 1511 senesinde yakaladı Bu sene Portekiz Malakka'yı işgal etti Bundan sonra İspanya, Hollanda ve İngilizler ülkeyi istilâ ettiler Bu devletler Endonezya'yı sömürmenin yanısıra Hindistan'ı da sömürgelerine katmak için üs olarak kullanmakta idiler On altıncı asrın sonlarında Hollandalılar, Doğu Hindistan, Java ve Moluk'da kurdukları şirketlerle bölge ticâretini ele geçirdiler Bunun yanısıra Cakarta'ya üs kurmalarıyla Hollanda'nın bölgedeki nüfusu arttı Diğer sömürgeci devletlerin anlaşmaları neticesinde 18 asrın sonlarında Hollandaülkeyi tam mânâsıyla tek başına ve insafsızca kendi menfaatine kullanmaya başladı 1900'lü senelerin başlarından îtibâren gün geçtikçe antiemperyalist fikirlerin kuvvetlenmesi sonucu Hollanda sömürgeciliğine karşı, milliyetçilik ve bağımsızlık mücadelesi fiilen başladı Bu mücâdelenin önde gelen liderlerinden Ahmed Sukarno 1927'de kurulan Milliyetçi Partinin başkanı oldu Endonezya halkının başlattıkları ve her geçen gün kuvvet kazanan bağımsızlık mücâdelesi karşısında Hollanda endişeye düştü Halk tamâmen Hollandalı sömürgecilerin menfaatleri doğrultusunda yönetilmekteydi Milliyetçilik ve bağımsızlık hareketlerini yatıştırmak ve sömürgeciliğini devam ettirmek için Hollanda siyâsî bir oyun olarak yerli halka idârede kısmen iştirak hakkı tanıdı Bu oyuna kanmayıp tam bir bağımsızlık isteyen halkın mücâdelesi çok kanlı bir şekilde bastırılmaya çalışıldı Mücâdelenin liderlerinden Ahmed Sukarno ve arkadaşları yakalanarak sürgüne gönderildi İkinci Dünyâ Savaşında Japonya, Endonezya'yı işgal etti Siyâsî olarak Japonlar ülke halkının Hollandalılara karşı yaptıkları bağımsızlık mücâdelesini desteklediler Japonlar, milliyetçilerin hükümet kurmalarına müsaade etti 17 Ağustos 1945'te Japonların teslim olmalarıyla Endonezya'da Ahmed Sukarno başkanlığında bir hükümet kurularak bağımsızlıklarını îlân ettiler Hollanda, Endonezya'nın bağımsızlığını tanımadı Endonezya ve Hollanda arasında bu sebepten başlayan mücâdele, Endonezya'nın zaferiyle neticelendi Hollanda, 'Endonezya, Birleşik Devletleri'ni resmen tanımak zorunda kaldı 1950 senesinde devletin adı 'Endonezya Cumhûriyeti' olarak değiştirildi Ülkenin kurulu olduğu adalardan Yeni Gine Hollandalıların elinde kaldı Endonezya ancak 1962 senesinde adanın batı kısmını Hollandalılardan kurtardı Çin ve Rusya bütün antikomünist ülkelerde yaptıkları gibi, genç Endonezya Cumhûriyetini de yıkıcı ve bölücü faaliyetlerle kendi sömürgeleri, peykleri hâline getirmeye çalıştılar Ülke idâresini ellerine geçirmek için hükümet darbesi girişiminde bulundular 1965 senesinde vuku bulan bu ayaklanma kanlı bir iç savaşa sebep oldu 1000000 civârında insanın öldüğü iç savaşta komünistler, milliyetçiler ve ordu tarafından bertaraf edildi Devletin kuruluşundan îtibâren meydana gelen hâdiselerde oldukça yıpranan Ahmed Sukarno iktidarı, 1967'de General Suharto tarafından yapılan hükümet darbesi ile son buldu Darbe sonunda başa geçen General Suharto daha sonra yapılan seçimleri de kazandı 1982'de Sebker seçimleri kazandı 1983'te Suharto dördüncü defa 10 Mart 1988'de beşinci defa başkan seçildi Fizikî Yapı Endonezya'nın üzerinde bulunduğu adalardan büyük olan beş tanesi, Sumatra, Borneo, Java, Celebes ve Yeni Gine'dir Yeni Gine Adasının Endonezya'ya âit olan batı kısmına İrian Barat adı verilir Borneo Adasının Endonezya'ya âit olan kısmına ise Kalımantan adı verilir Sumatra, Borneo, Java ve Celebes adalarına Büyük Sonda Adaları, Bali, Lombok, Sumba, Sumbawa, Flores, Timor vb gibi orta büyüklükteki adalara Küçük Sonda Adaları, Buru, Ceram, Halmehera vb adalara ise Moluk Adaları ismi verilir Adalar arasında çeşitli iç denizler mevcuttur İç denizlerle beraber yüzölçümü yaklaşık 5000000 km2 olan Endonezya'nın kara parçalarının toplam yüzölçümü ise 1919443 km2dir İç denizleri, Java, Sunda, Banda, Flores, Celebes ve Moluk denizleridir Adaları birbirinden ayıran deniz ve boğazların önemli özellikleri derin olmalarıdır Endonezya genel yapı îtibâriyle volkanik adalardan müteşekkildir Çoğu sönmüş vaziyette yaklaşık 150 civarında volkan bulunmaktadır Ülke Ekvator çizgisi üzerindedir Büyük adalardan olan Sumatra ülkenin batısında olup, Malakka Boğazı ile Asya kıtasından, kuzey batı, güney doğu doğrultusunda, güney doğuda Sonda Boğazı ile Java Adasından ayrılmıştır Birmanya'daki sıradağların bir uzantısı Sumatra Adasının batı kıyılarında devam eder Bu sıradağlar sönmüş ve halen faaliyette bulunan pekçok volkandan müteşekkildir 3000 m'yi aşan yüksekliklere sâhip bu dağ silsilesinin kuzeyinde geniş ve verimli vâdiler, büyük göller bulunur Adanın doğu kesimleri, düz ve basık olan ovalıktır Bataklıklar doğu sahillerinde oldukça geniş yer kaplar Büyük ırmaklara sâhiptir Java Adası, Sumatra ile Küçük Sonda adalar dizisinin en batısındaki Bali Adası arasında batı doğu istikametinde yer alır Yaklaşık 1000 km boyunda ve 200 km eninde olan bu adada ekvatora paralel sıradağlar vardır Bu sıradağlar, güneye daha yakın olup, üzerinde çok sayıda, bâzıları hâlen tütmekte olan volkanlar mevcuttur Adanın kuzeyi düz ovalı olmasına rağmen güney kıyıları yüksektir Güney de deniz dibi fazla kayalık değildir Bu da gemilerin adanın güney kıyılarına rahatlıkla yaklaşmalarını sağlamaktadır Bu sebepten limanlar güneyde kuzey kıyılarına nisbeten daha çoktur Java Adasının doğusunda yer alan orta büyüklükteki adalar topluluğu olan Küçük Sonda Adaları da fizikî yapı îtibâriyle diğer Sumatra ve Java Adalarından pek farklı yapıya sâhip değildir Topluluğu meydana getiren adaların hepsi volkanik olup, kıyıları düz ovalıktır İrian Barat denilen Yeni Gine'nin Endonezya'ya âit batı kısımları da fizikî yapı olarak pek fazla değişmez Bradjamusti Sıradağları, bölgenin ortasında batı doğu doğrultusunda yer alır Güney kısmı verimli ovalarla kaplı olan bölgenin kuzeyinde orta kesimlerindekine nazaran daha alçak olan sıradağlar, paralel olarak yer alır Bu iki dağ silsilesi arada yer alan ova ile birbirinden ayrılır Her iki sıradağlardan inen çok sayıdaki ırmak tarafından sulanan ova oldukça verimlidir Yeni Gine Adasının batı kısmı olan bu bölgenin ortasındaki Bradjamusti Sıradağlarında yer alan Carstenz Tepesi 5050 m ile ülkenin de en yüksek noktasıdır Yeni Gine ve Celebes adaları arasında yer alan pekçok ada ve adacıktan müteşekkil olan Moluk Adaları da dağlıktır Kıyıları çok girintili çıkıntılı, aynı oranda kayalık olan adalar gemilerin yanaşmasına müsait olmadığı halde bâzı yerler gemiler için iyi bir barınak vazifesi görmektedirler Celebes Adası, adanın tam ortasındaki dağların dört farklı yöne açılması ile bir ahtapot görünümü arzetmektedir Dört yarımadanın arasında kalan üç körfez de derin ve oldukça geniştir Dağların en yüksek noktası 3840 m ile Latimodjang Tepesidir Celebes Adası yakınlarında pekçok küçük adacıklar mevcuttur Endonezya'yı meydana getiren adaların en büyüğü Borneo'dur Bu ada siyasî bakımdan üç bölgedir Kuzeyde ve kuzey batıda Malaysia'ya bağlı Sarawak ve Sabah bölgeleri ve bu iki bölge arasında kalan bağımsız Brunei Devleti ile bu bölgelerin dışında kalan, adanın orta ve güney kısmını teşkil eden Endonezya'ya bağlı Kalimantan adı verilen bölgedir Güney-batı, kuzey doğu istikametinde, Endonezya, Malaysia sınırının bir kısmında dağlar uzanır Kalan geniş kısımları düz ovalık, kıyı kesimleri ise bataklıktır Genellikle alçak ve bataklık olan kıyılarında gemilerin yanaşmasına elverişli pekçok körfez vardır Önemli akarsuları ülkenin büyük adalarında bulunmaktadır Sumatra Adasındaki ırmaklar, Musi, Kampar, Rokar ve Hari'dir İrian Barat bölgesindeki en önemli akarsu ise adanın ortasındaki sıradağlardan çıkıp, kuzeyde Büyük Okyanusa dökülen Mamberamo Irmağıdır Borneo Adasının Endonezya'ya âit kısmı olan Kalimantan bölgesindeki en önemli akarsuları ise, Kayan, Mahakam, Barito ve Kapuas ırmaklarıdır Ülkenin en önemli gölleri ise Sumatra Adasının kuzeyinde yer alan Toba Gölü, Celebes Adasındaki Towuti ve Poso gölleri ile Kalimantan bölgesindeki Semajang ve Djempang gölleridir İklim Ekvator üzerinde yer alan ülkede tabiatıyla ekvator iklimi hüküm sürmektedir Bütün yıl boyunca muson rüzgârlarının etkisinde kalan ülke, bol yağış alır Kışın kuzey batıdan esen musonlar bol yağış getirirler Bahar ve yaz aylarında ise güney doğudan esen yaz musonları yağışlara sebep olurlar Senelik yağış miktarı, ortalama 3000-7000 mm arasında değişmektedir Yıllık ortalama sıcaklık ise 25-26°C'dir Bölgelere göre iklim çok az da olsa farklılık arz eder Sumatra Adasında yıllık yağış ortalaması 4500 mm'yi bulurken, sıcaklık, 26°C'lik ortalamaya sâhiptir Muson rüzgârlarının tesirinin en fazla olduğu bölge burasıdır Java Adasında yağış, diğer bölgelere göre biraz daha azdır Bilhassa bölgenin doğu kesimlerinde senelik yağış ortalaması 900 mm'ye kadar düşmektedir Bu bölgenin yüksek bölgelerinin nisbeten serin geçmesine rağmen, sıcaklık farkı pek fazla değildir Küçük Sonda Adalarından Timor'da, 1400 mm civârında olan yıllık yağış ortalaması, bölgenin en düşük ortalamasıdır İrian Barat ve Moluk adalar topluluğunda da sıcaklık ortalaması 25°C, yağış ortalaması ise 2500 mm civârındadır Tabiî Kaynakları Endonezya, Hollanda'nın her ne pahasına olursa olsun, sömürge olarak kullanmaktan vazgeçmek istemediği seviyede bol tabiî kaynaklara sahip bir ülkedir İkliminden dolayı gür tropik ormanlar ülkenin bitki örtüsünü meydana getirir Bol ve çeşitli bitkiler ülkede mevcuttur Bataklıkların çok bulunduğu kıyı bölgelerinde bataklık bitkileri ve mangrovlar hâkim bitki örtüsüdür Dağ yamaçlarının gür ormanlarla kaplı bulunduğu Sumatra'da bazı bölgelerde kauçuk ormanlarına da rastlanır Küçük Sonda Adalarında kerestesi makbul ağaçlarla kaplı ormanlar daha çoktur Ülkede hemen hemen 2500 m yüksekliklere kadar ekvator bitkilerinin meydana getirdiği ormanlar vardır Celebes Adasında düzlük olan bölgelerde iri yapraklı bitkiler daha hâkim olurken, yükseklere çıkıldıkça kerestesi mobilyacılıkta çok değerli olan abanoz ve tek ağaçları ziyâdeleşir Borneo Adasının kıyı kesimlerinde bataklıklar yoğun olduğundan bu bölgelerde bataklık bitkileri hâkimdir Burada da iç kısımlarda ormanlar değerli tropik ağaçlar ihtivâ ederler Bambu, ülkenin her yerinde en bol bulunan ağaçtır Palmiye, muz, hintkirazı ve turunçgillerin yaygın olduğu Endonezya'da, yüksek ve yağışın daha az bulunduğu bölgelerde ormanlar seyrekleşir ve yerlerini savanlara, tik, kazein, okaliptus ağaçlarına bırakır Hayvan çeşitleri çok boldur Dünyâda kuş çeşitlerinin bolluğu ile meşhurdur Tropik ormanlarda kaplanlar, leoparlar, büyük orangutanlar, maymunlar, her boyda yılanlar, sürüngenler, bataklık bölgelerinde timsahlar ülkenin her bölgesinde bulunan hayvanlardır Sumatra ve Kalimantan'da Hindistan filleri, Sumatra ve Java adalarında ise gergedanlar bol olarak bulunur Yer altı zenginlikleri bakımından da yer üstü zenginliklerinde olduğu gibidir Bol ve çok çeşitli madenler mevcuttur Kalay, petrol, tabiî gaz, kömür, boksit, manganez, altın ve gümüş yatakları dünya rezervleri arasında önemli bir yer işgal eder Ayrıca bunlardan başka nikel, bakır ve iyot ile tuz da zengin yeraltı madenleri arasında yer alır Nüfus ve Sosyal Hayat Ülke nüfûsu 177046000 civârındadır Nüfûsu en fazla olan İslâm ülkesidir Halk çok çeşitli etnik gruplardan meydana gelir Nüfûsun büyük bir kısmını meydana getiren Malaysialardan başka Papular, Bataklar, Alaslar, Kabauslar, Gojolar, Araplar, Çinliler ve Hindular da etnik grupları teşkil eder Ülkenin en dikkat çekici özelliklerinden biri de nüfus dağılımının çok düzensiz olmasıdır Java adası nüfus yoğunluğunun en fazla olduğu bölgedir İrian Barat ise yoğunluğun en az olduğu bölgedir Ülke yüzölçümünün % 7'sini teşkil etmesine rağmen Java'da nüfus yoğunluğu kilometre kareye 450 kişidir Yoğunluğun en az olduğu İrian Barat bölgesinde ise kilometre kareye 1,7 kişi düşer Ülkenin başşehri olan Cakarta, Java adasında bulunmaktadır Endonezya'nın önemli şehirleri de buradadır Halk genellikle tarımla uğraşır Buna rağmen nüfusu milyonları aşan pekçok büyük şehirleri vardır Ülke halkının başlıca besin maddesi pirinçtir Halkın % 90'ı Müslümandır Kalanı ise Konfüçyüs, Budizm, Putperest ve Hıristiyanlık gibi inançlara sâhiptirler Ülkede, birbirine çok benzeyen 250'den fazla dil kullanırlar Bağımsızlıktan sonra yapılan çalışmalarla ülkenin resmî dili olarak, kullanılan farklı lehçelerin ortak kısımlarını ihtiva eden 'Bahasia' denilen lisan kabul edilmiştir Hollandalılar sömürge zamanlarında kendi dillerini okullarda mecburi etmişlerdi Fakat, halk bunu kabul etmedi Okuma yazma oranı toplam nüfusa göre % 75'tir Bu oran bağımsızlıktan önce % 50'lerin altında idi Hollandalılar, halkın okur yazar olmasını her fırsatta engellediler 8-14 yaş arası öğretim mecburi ve parasızdır 14'ü bağımsızlıktan sonra kurulmuş olmak üzere 17 üniversite vardır Halkın % 80'i köylerde yaşar Kıyı bölgelerinde yaşayan halk ile iç kesimlerde yaşayanlar arasında hayat tarzı ve kültür farklılıkları oldukça fazladır Halk güzel evler yapmaya düşkünlükleri ile meşhurdur Yaptıkları evler iklim ve imkânlar icâbı, daha ziyade kazıklar üzerine kurulmuş, çatıları çok dik, genellikle bambudan yapılmıştır Temel gıda maddeleri pirinç olmasına rağmen, bazı fakir bölgelerde mısır ve manyok bitkilerinin pirinç yerine ikâme olduğu görülmektedir Erkek ve kadınlar gelenek halinde olan, kain veya sarong adı verilen, vücuda sarılan elbiselere bürünürler El sanatları, özellikle kumaş dokuma ve işleme yönünde çok yaygındır Batik denilen egzotik renk ve desenli kumaşlar en fazla işlenen el sanatı ürünleridir Siyâsî Hayat Endonezya'da başkanlık sistemine dayalı, cumhûriyet rejimi vardır Parlamento, 460 üyeli Millet Meclisi'nden meydana gelmektedir 1967'ye kadar ülkeyi Ahmed Sukarno başkanlığındaki hükümet yönetti, bundan sonra da Suharto başkanlığa geçti Ülke idarî bakımdan 21 bölgeye ayrılmıştır Ekonomi Ekonomi tarıma dayalıdır Fakat bağımsızlığına kavuştuğundan beri sanâyi, mâdencilik ve ticârette çok önemli ilerlemeler kaydedilmiş ve bu ilerlemeler devam etmektedir Topraklarının ancak % 7,5'u ekilebilir durumdadır Sulanabilen arâzilerde senede iki defa mahsul almak mümkündür Ülkede en çok ekilen tarım ürünü pirinçtir Pirincin çok yetiştirilmesine rağmen, halkın temel beslenme maddesi olduğu için ülke ihtiyacını dahi karşılayamamaktadır Ekilebilir arâzilerinin çoğunluğu Java, Bali ve Sumatra adalarındadır Bu durum nüfus dağılımının en etkili faktörüdür Pirincin yanında çay, baharat, tütün, mısır, yer fıstığı, şekerkamışı, manyok, patates, kahve, soya fasulyesi yetiştirilen önemli ürünlerdir Ülkenin üçte ikisinin ormanlık olması ekonomiye orman ürünlerinin katkısını arttırmaktadır Orman ürünlerinde dünyâ ülkeleri arasında ikinci sırayı almaktadır Kerestesi değerli olan abanoz ve hint meşesi ağaçları, kauçuk ormanlarından elde edilen kauçuk, kına ağacı kabuklarından elde edilen kinin ülke ekonomisine büyük katkısı bulunan orman ürünleridir Dünyâ kinin ihtiyacının % 90'ını Endonezya karşılamaktadır Ormanlar devlet kontrolündedir Mâdenlerin işletilmesi sömürge devrine göre, ülke için daha faydalı hâle gelmesine rağmen, ekonomi halen dışa bağımlı, dış yatırımlara muhtaçtır Senelik 50 milyon ton olan petrol üretimi ülke petrol rezervlerinin pek azının değerlendirilmesi ile elde edilir Petrol rafinerilerinin gelişmesi her geçen gün petrol üretimini artırmaktadır Petrol en ziyâde Sumatra ve Kalimantan bölgelerinden elde edilmektedir İhracatının yarısını petrol tutmaktadır Petrol ve tabiî gaz istihsalinden sonra ülke maden üretiminde ikinci sırayı teşkil eden kalay istihsalinde dünyâ devletleri arasında üçüncü sırayı almaktadır Sanâyi, ancak bağımsızlıklarına kavuştuktan sonra kurulmaya başlandı Petrol rafinerileri, demir-çelik sanâyii, lâstik, çimento, kâğıt, kinin, gübre, dokuma fabrikaları her geçen gün çoğalmaktadır Tuz üretimi devlet tekelinde olup, ülke ihtiyacını karşılayacak seviyededir Limanları her tonajdaki gemilerin yanaşmasına elverişli, tersaneleri de her geçen gün gelişmekte olmasına rağmen kendi deniz filosu yetersizdir Ülkenin en çok sıkıntı çektiği husus elektrik enerjisinin yeterli olmamasıdır Fakat son yıllarda bu konuda kayda değer çalışmalar yapılmaktadır Makina, elektronik, dokuma ve kimyâ sanâyii gelişme içerisindedir Hayvancılık ülke ekonomisinde fazla bir yer tutmaz Sâdece koyun, keçi ve kümes hayvanları beslenmesi yaygındır Ülkenin fizikî yapısı icabı balıkçılık ekonomide geniş bir yer tutar Son zamanlarda senelik balık istihsali iki milyon ton dolaylarına erişmiştir Genellikle kıyı balıkçılığı olarak yapılan balıkçılık, ülke için ticârî bir vasıf taşımaz Japonya'nın yardımlarıyla balıkçılık gelişmekte, açık deniz balıkçılığı için çalışmalar yoğunlaşmaktadır Karayolu ulaşımı mühim olmadığı için fazla gelişmemiştir Hava ve deniz ulaşımı ülke ihtiyacını karşılayacak seviyededir |
Endonezya-Tarihi, Coğrafi Yapısı, İktisadi durumu |
05-24-2010 | #3 |
Şengül Şirin
|
Endonezya-Tarihi, Coğrafi Yapısı, İktisadi durumuENDONEZYA ya da İNDONEZYA, Güney-doğu Asya'da devlet, D'da Büyük Okyanus ile B'da Hint okyanusu arasında kalan Hollanda Hindistanı adalarının çoğunu içine alır; 1 904 000 km2; 151 890 000 nüf Başkenti Cakarta; resmi dili: bahasa COĞRAFYA (doğal çevre) Sumatra'nın doğusunda, Cava'nın ve Kalimantan'ın kuzeyinde geniş alüvyon ovaları uzanır Bu ovalar, dünyanın en geniş kıta platformu olan ve bu büyük adaları suyun on, on beş metre altından (Cava denizi ve Güney Çin denizinin güney -batisi) Çlnhindi'ne ve Malezya yarımadasına bağlayan Sunda platformu üzerindedir Bu platformun batı ve güney kenarlarından, Sumatra'nın batısında ve Cava'nın güneyinde izlenebilen iki dağ yayı geçer Hint okyanusu'na bakan dış yay, Sumatra'nın batı kıyıları açığında Simeulue, Nias ve Mentavai adalarında ortaya çıkar, Sun-da'nın en güneyindeki küçük adalarına (Sumba, Savu, Timor) kadar uzanır ve kuzeye doğru (Tanimbar, Kai adaları), daha sonra da batıya doğru (Seram, Buru, Sulavesi) bir yay çizer Oligomiyosen kıvrılmalar ikinci ve Üçüncü Zaman gereçlerini etkiler; ne var ki bu bölgenin sismik açıdan Endonezya'nın en kararsız bölgesi olması, büyük olasılıkla dağoluş sürecinin henüz tamamlanmadığını gösterir, iç yay ülkenin başlıca dağ sıralarını kapsar; Barisan kütlesi ve platosu (Sumatra'nın omurgası), Cava'daki Kendeng sıradağları; bu yay Kuzey Sunda'nın küçük adalarıyla (Bati, Lombok, Sumbava, Rores, Alor; Vetar) D'ya uzandıktan sonra K'e kıvrılır Kıvrımlar dış yayınkinden (Pllopleyistosen) daha yenidir Endonezya'daki 500 kadar yanardağın büyük bölümünü (100'den fazlası etkindir) bünyesinde toplayan bu yay dünyanın en büyük yanardağ kuşağıdır Almaşık olarak kül ve lav püskürten stratovolkanlar en sık görülen oluşum biçimleridir (kireçli alkali lavlar ağır basar); bununla birlikte geniş, oyuk biçimlere de rastlanır: en ünlüsü olan Cava'daki Tengger kalderası (Cava'nın doğusu) olan, orta kesiminde (burada Bromo yanardağı gibi birçok yanardağ konisi yükselir) yanardağ kökenli "kum denizi" bulunan kalderalar Yanardağ patlamaları zaman zaman çok sayıda can kaybına yol açar (Krakatoa adasını [Sunda boğazı] büyük bir denizaltı kalderasına dönüştüren ve çok büyük deniz yükselmelerine yol açan 1883'teki püskürme 36 000 kişinin ölümüne neden oldu) İrian Jaya (Yeni Gine'nin batı bölümü) farklı bir bölgedir; Arafura platformu (Sunda platformundan Makasar boğazının denizaltı çukurlarıyla, Flores ve Banda denizleriyle ayrılır) da K'de, Endonezya'nın en yüksek noktası olan Puncak Jaya'da 5 000 m'yi aşan yeni bir tektonik dağ yayıyla çevrilidir Adalar devleti olmasının ve Ekvator'da bulunmasının (7 °K ve 10 °G enlemleri arasında) etkisiyle Endonezya dünyanın en sıcak ve nemli bölgelerinden biridir: sıcaklık yıl boyunca çok az değişiklik gösterir (ortalama 25 °C dolayında); en çok ekim-kasım olmak üzere her ay yağışlıdır; çoğu bölgede yıllık toplam yağış 3 m'yi aşar Bu tipik ekvator iklimi, yağışlarda tropikal yağış rejiminin görülmeye başlandığı Cava'nın doğusunda, Sunda'nın küçük adalarında ve Celebes'in güneyinde bazı değişikliklere uğrar: bu bölgelerde kasım ile mayıs arası yağışlı, öteki aylar kurak geçer Böyle bir iklimde bitki örtüsü çok canlı olur: ormanlar Endonezya topraklarının% 64'ünü kaplar ve ağaç, petrolden sonra Endonezya'nın ikinci dışsatım ürünüdür (Endonezya, işlenmemiş tropikal ağaç dışsatımında dünyada birinci sırayı alır) Ormanlardan kinin, hint hurması, değerli ağaçlar (tik, abanoz sandal ağacı, kâfur ağacı) elde edilir En kurak bölgelerde (Küçük Sunda adaları), en alçak kesimlerde ya da en az korunaklı yerlerde, ormanlar yerlerini giderek kurak savanlara bırakır Kıyıların çoğu geniş mangrovlarla çevrilidir |
Cevap : Endonezya |
05-24-2010 | #4 |
Şengül Şirin
|
Cevap : Endonezyanüfus Nüfus bakımından Endonezya dünyanın beşinci kalabalık ülkesidir 1930'da 61 milyon olan nüfus, 1961'de 97 milyona, 1971'de 119 milyona çıkmış, 1981'de ise 150 milyonu geçmiştir Yıllık büyüme hızında, aile planlaması ve doğum kontrolü çalışmalarına rağmen artış olmuştur (büyüme hızı 1961-1971 arasında yılda % 2,08,1971-1980 arasında % 2,34'tür) Pek çok üçüncü dünya ülkesinde görülen bu yüksek genç nüfus artışı (1971'de 20 yaşın altındakiler toplam nüfusun yüzde 51'inl oluşturuyordu), her yıl iş piyasasına eklenen bu kitlelere iş bulmakta güçlük çeken Endonezya ekonomisini zor durumda bırakmaktadır Hâlâ bazı negrito ve veddalar (Sulavesi'de Toalalar, Sumatra'da Kubular) gruplarına ve özellikle Malezyalı siyahlara (irian Jaya'nın nüfusunun çoğunu oluşturan Papular) rastlanmakla birlikte Endonezya nüfusunun büyük çoğunluğunu Malaylar oluşturur Genel olarak, ne hintlileştirilmiş ne de islamlaştırılmış Paleo Endonezyalılar ya da Proto Malaylar (Sumatra'da Batak ve Gayolar, Doğu Cava'da Tenggerliler, Borneo'da Dayaklar, Lombok'ta Sasaklar, Sulavesi'de Toracalar) ve islam ve hint dinlerinden büyük ölçüde etkilenmiş Yeni Endonezyalılar (Sumatra'da Acehler, Minangkabaular, Lampunglar, Recanglar ve Malaylar, Cava'da Sunda ve Cavalılar, Madura'da Maduralılar, Bali'de Balililer, Sulavesi'de Minahasanlar, Borneo'da Bancarlar, Timor'da Belun ve Atoniler, Sumbava'da Bima ve Sumbavalılar, Molük adalarında Ambonlular) ayırt edilir Bunlara Hollandalıların gidişinden bu yana ticari etkinliklerin büyük bölümünü elinde tutan ve böylece kıskançlık ve yabancı düşmanlığı duygularını körükleyen, 3,5 milyon kadar Çinliyi de (çoğu Endonezya vatandaşı) eklemek gerekir Ulusal dil bahasça her biri kendi yerel diline sahip bütün bu etnik topluluklar arasında Endonezya'da birleştiricilik açısından dinden daha önemli bir rol oynar Çünkü, Endonezyalıların onda dokuzunun müslüman olduğu söylenmekle birlikte, Sumatra'da Palembang bölgesinde buddhacılık, Bali ve Lombok'ta hinduculuk egemendir Bunun yanı sıra yerel hıristiyan toplulukları da vardır (Sumatra Batakları arasında Protestanlık, Flores ve Timor'da katoliklik) Nüfusun bölgelere göre dağılımında büyük dengesizlikler göze çarpar 1980'de ülke yüzölçümünün % 7'sinden daha az bir alan kaplayan Cava ve Madura'da 91 milyonu aşkın (ülke nüfusunun % 60'ından fazla) Endonezyalı yaşıyordu Buralarda bu tarihte km2'ye yaklaşık 700 kişi düşmekteydi Km2'ye düşen insan sayısı Bali'de 450, Sunda'nın küçük batı adalarında 135 kadardır; Sumatra'da ise 60'ın altına, Sulavesi'de 55'e, Molük adaları nda 19, Kalimantan'da 12' ye ve i rian Ja-ya'da 3'ten aza iner Cava'da bazı ovalarda nüfus yoğunluğu km2 başına 1 000 hatta 1 500 kişiyi aşar Burada sözkonusu olan büyük ölçüde kırsal nüfus yoğunluklarıdır Çünkü Endonezya'nın, bir bölümü islamlaşma döneminde gelişme gösteren (Surabaya, Palembang, Makasar), bir bölümü de sömürge döneminin ürünleri olan (Cakarta, Medan) ancak birkaç büyük metropolü vardır Hızlı büyüme göstermesine rağmen, kent nüfusu kırsal nüfusa göre çok düşüktür Cava'nın bazı bölgelerinde düzenli olarak kül püskürten yanardağlar sayesinde zenginleşen verimli topraklara rağmen, günlük yaşamda beslenme sorunu çok önemlidir Burada, aile tarımı yetersiz kalmaktadır Yanardağların yanındaki verimli topraklar, tehlikeden büsbütün uzak olmamakla birlikte, çok kalabalıktır Önce sömürge yöneticileri, daha sonra da hükümetler Cavalılar' ı öteki adaların az nüfuslu işlenmemiş bölgelerinde (öncelikle Sumatra olmak üzere, Sulavesi ve Kalimantan) yerleşmeye yönelterek, Cava'nın nüfus artışını önlemeye çalıştılar Bununla birlikte, yapılan hesaplara göre, 1932-1974 arasında Cava'da bu yoldan sağlanan nüfus azalması 1 milyonun altında kalırken, adadaki nüfus artışı 39 milyonu bulmuştur Bu da elde edilen sonuçların pek düşük ölçüde kaldığını göstermektedir iktisat En önemli istihdam kesimi tarımdır Hemen tamamen boş olan ormanlık bölgelerde tek başlarına yaşayan bazı kabileler (Borneolu Punanlar gibi) geçimlerini kök ve meyve toplama ve avcılık etkinlikleriyle sağlarlarsa da, Endonezyalıların dörtte üçü tarımla uğraşır Az nüfuslu ormanlık bölgelerde bazı etnik gruplar, yakılarak açılmış alanlarda tarım yaparlar (gezgin ya da yerleşik olarak): Kalimantanlı Dayaklar, Sumatralı Bataklar gibi Bunların başlıca besin bitkileri yağmur sularından yararlanarak yetiştirdikleri pirinçtir Fakat, doğu adalarında, özellikle irian Jayalı Papular'da, pirincin yerini yavaş yavaş "igname" ve "taro" almaktadır Yine bu bölgelerde sagu palmiyesi iliği tüketimi de çok fazladır Nüfusun çok yoğun olduğu bölgelerde(özeliikle, Cava, Bali), kanallarla sulanan pirinç tarlaları (savahlar) yaygın bir durumdadır ve yılda iki rekolte verir: iki pirinç rekoltesi ya da çoğu kez bir pirinç, bir de mısır, soya ya da kuru mevsimde yer fıstığı rekoltesi Cavalılar ile Balililer (Filipinlerin igorotları ile birlikte) Güney-doğu Asya'nın, dağ yamaçlarına kat kat taraçalar halinde pirinç tarlaları kurma yöntemini bulmuş halklarıdır Savanların yanı sıra, sulanmayan topraklar (Cava'da telagan'lar), yalnızca yağmur mevsiminde pirinç, mısır, patates, manyok (yüksek bölge sebzeleri) verir Bali'nin doğusundaki küçük Sunda adalarında, mısır temel besin maddesi olarak pirincin yerini alır (kuraklık daha fazladır) Gerek iç piyasa gerekse dışsatım için ticari tarım, aile işletmelerinde de yapılır: Doğu Cava'nın telagan'larında şekerkamışı, tütün, kahve, Batı Cava'nın telagan' larında çay; Aceh ve Minangkabau (Sumatra) bölgelerinde hindistancevizi ve baharat, Sumatra'nın doğusunda kauçuk ağacı, güneyinde yine kauçuk ağacı ve biber Bütün bu ürünler, bugün hepsi gerçekte ulusallaştırılmış olan ve bağımsızlıktan bu yana üretimleri çoğunlukla düşmüş bulunan büyük sanayi plantasyonlarından nüfus Nüfus bakımından Endonezya dünyanın beşinci kalabalık ülkesidir 1930'da 61 milyon olan nüfus, 1961'de 97 milyona, 1971'de 119 milyona çıkmış, 1981'de ise 150 milyonu geçmiştir Yıllık büyüme hızında, aile planlaması ve doğum kontrolü çalışmalarına rağmen artış olmuştur (büyüme hızı 1961-1971 arasında yılda % 2,08,1971-1980 arasında % 2,34'tür) Pek çok üçüncü dünya ülkesinde görülen bu yüksek genç nüfus artışı (1971'de 20 yaşın altındakiler toplam nüfusun yüzde 51'inl oluşturuyordu), her yıl iş piyasasına eklenen bu kitlelere iş bulmakta güçlük çeken Endonezya ekonomisini zor durumda bırakmaktadır Hâlâ bazı negrito ve veddalar (Sulavesi'de Toalalar, Sumatra'da Kubular) gruplarına ve özellikle Malezyalı siyahlara (irian Jaya'nın nüfusunun çoğunu oluşturan Papular) rastlanmakla birlikte Endonezya nüfusunun büyük çoğunluğunu Malaylar oluşturur Genel olarak, ne hintlileştirilmiş ne de islamlaştırılmış Paleo Endonezyalılar ya da Proto Malaylar (Sumatra'da Batak ve Gayolar, Doğu Cava'da Tenggerliler, Borneo'da Dayaklar, Lombok'ta Sasaklar, Sulavesi'de Toracalar) ve islam ve hint dinlerinden büyük ölçüde etkilenmiş Yeni Endonezyalılar (Sumatra'da Acehler, Minangkabaular, Lampunglar, Recanglar ve Malaylar, Cava'da Sunda ve Cavalılar, Madura'da Maduralılar, Bali'de Balililer, Sulavesi'de Minahasanlar, Borneo'da Bancarlar, Timor'da Belun ve Atoniler, Sumbava'da Bima ve Sumbavalılar, Molük adalarında Ambonlular) ayırt edilir Bunlara Hollandalıların gidişinden bu yana ticari etkinliklerin büyük bölümünü elinde tutan ve böylece kıskançlık ve yabancı düşmanlığı duygularını körükleyen, 3,5 milyon kadar Çinliyi de (çoğu Endonezya vatandaşı) eklemek gerekir Ulusal dil bahasça her biri kendi yerel diline sahip bütün bu etnik topluluklar arasında Endonezya'da birleştiricilik açısından dinden daha önemli bir rol oynar Çünkü, Endonezyalıların onda dokuzunun müslüman olduğu söylenmekle birlikte, Sumatra'da Palembang bölgesinde buddhacılık, Bali ve Lombok'ta hinduculuk egemendir Bunun yanı sıra yerel hıristiyan toplulukları da vardır (Sumatra Batakları arasında Protestanlık, Flores ve Timor'da katoliklik) Nüfusun bölgelere göre dağılımında büyük dengesizlikler göze çarpar 1980'de ülke yüzölçümünün % 7'sinden daha az bir alan kaplayan Cava ve Madura'da 91 milyonu aşkın (ülke nüfusunun % 60'ından fazla) Endonezyalı yaşıyordu Buralarda bu tarihte km2'ye yaklaşık 700 kişi düşmekteydi Km2'ye düşen insan sayısı Bali'de 450, Sunda'nın küçük batı adalarında 135 kadardır; Sumatra'da ise 60'ın altına, Sulavesi'de 55'e, Molük adaları nda 19, Kalimantan'da 12' ye ve i rian Ja-ya'da 3'ten aza iner Cava'da bazı ovalarda nüfus yoğunluğu km2 başına 1 000 hatta 1 500 kişiyi aşar Burada sözkonusu olan büyük ölçüde kırsal nüfus yoğunluklarıdır Çünkü Endonezya'nın, bir bölümü islamlaşma döneminde gelişme gösteren (Surabaya, Palembang, Makasar), bir bölümü de sömürge döneminin ürünleri olan (Cakarta, Medan) ancak birkaç büyük metropolü vardır Hızlı büyüme göstermesine rağmen, kent nüfusu kırsal nüfusa göre çok düşüktür Cava'nın bazı bölgelerinde düzenli olarak kül püskürten yanardağlar sayesinde zenginleşen verimli topraklara rağmen, günlük yaşamda beslenme sorunu çok önemlidir Burada, aile tarımı yetersiz kalmaktadır Yanardağların yanındaki verimli topraklar, tehlikeden büsbütün uzak olmamakla birlikte, çok kalabalıktır Önce sömürge yöneticileri, daha sonra da hükümetler Cavalılar' ı öteki adaların az nüfuslu işlenmemiş bölgelerinde (öncelikle Sumatra olmak üzere, Sulavesi ve Kali-mantan) yerleşmeye yönelterek, Cava'nın nüfus artışını önlemeye çalıştılar Bununla birlikte, yapılan hesaplara göre, 1932-1974 arasında Cava'da bu yoldan sağlanan nüfus azalması 1 milyonun altında kalırken, adadaki nüfus artışı 39 milyonu bulmuştur Bu da elde edilen sonuçların pek düşük ölçüde kaldığını göstermektedir iktisat En önemli istihdam kesimi tarımdır Hemen tamamen boş olan ormanlık bölgelerde tek başlarına yaşayan bazı kabileler (Borneolu Punanlar gibi) geçimlerini kök ve meyve toplama ve avcılık etkinlikleriyle sağlarlarsa da, Endonezyalıların dörtte üçü tarımla uğraşır Az nüfuslu ormanlık bölgelerde bazı etnik gruplar, yakılarak açılmış alanlarda tarım yaparlar (gezgin ya da yerleşik olarak): Kalimantanlı Dayaklar, Sumatralı Bataklar gibi Bunların başlıca besin bitkileri yağmur sularından yararlanarak yetiştirdikleri pirinçtir Fakat, doğu adalarında, özellikle irian Jayalı Papular'da, pirincin yerini yavaş yavaş "igname" ve "taro" almaktadır Yine bu bölgelerde sagu palmiyesi iliği tüketimi de çok fazladır Nüfusun çok yoğun olduğu bölgelerde(özeliikle, Cava, Bali), kanallarla sulanan pirinç tarlaları (savahlar) yaygın bir durumdadır ve yılda iki rekolte verir: iki pirinç rekoltesi ya da çoğu kez bir pirinç, bir de mısır, soya ya da kuru mevsimde yer fıstığı rekoltesi Cavalılar ile Balililer (Filipinlerin igorotları ile birlikte) Güney-doğu Asya'nın, dağ yamaçlarına kat kat taraçalar halinde pirinç tarlaları kurma yöntemini bulmuş halklarıdır Savanların yanı sıra, sulanmayan topraklar (Cava'da telagan'lar), yalnızca yağmur mevsiminde pirinç, mısır, patates, manyok (yüksek bölge sebzeleri) verir Bali'nin doğusundaki küçük Sunda adalarında, mısır temel besin maddesi olarak pirincin yerini alır (kuraklık daha fazladır) Gerek iç piyasa gerekse dışsatım için ticari tarım, aile işletmelerinde de yapılır: Doğu Cava'nın telagan'larında şekerkamışı, tütün, kahve, Batı Cava'nın telagan' larında çay; Aceh ve Minangkabau (Sumatra) bölgelerinde hindistancevizi ve baharat, Sumatra'nın doğusunda kauçuk ağacı, güneyinde yine kauçuk ağacı ve biber Bütün bu ürünler, bugün hepsi gerçekte ulusallaştırılmış olan ve bağımsızlıktan bu yana üretimleri çoğunlukla düşmüş bulunan büyük sanayi plantasyonlarından elde edilen ürünlere eklenir: eski Oostkust' de (Sumatra) tütün, kauçuk ağacı ve yağ palmiyesi, Batı Cava'nın yüksek dağ yamaçlarında kauçuk ağacı ve çay Hayvancılık önemsiz derecededir (domuz üzerinde din yasağı, aşırı nüfus) Cava'daki tarımın yoğun niteliğine rağmen ülke, nüfusunu besleyebilecek güçte değildir ve bu yüzden pirinç, şeker, vb ithal etmek zorunda kalmaktadır Maden kaynakları, dış satımların değerce üçte ikisini temsil eden petrol ürünleri sayesinde (fakat, bunların elde edilmesinde az insan kullanılır) ülke ihracatında çok önemli bir yer tutar Sumatra'nın merkez -doğusu ülkenin başlıca petrol üreten bölgesini oluşturmaktadır (Minas yerüstü yatakları) Buna karşılık, Sumatra'nın güneyinde üretim gittikçe düşmektedir En çok gelecek vaat eden bölgeler; Cava denizi' nde (Arcuna, Cinta, Kitty yatakları) ve Kalimantan'ın doğu kıyılarında (Attaka, Handil, vb yatakları) yer almaktadır Doğal gaz da artık bir işletme konusu oluşturmakta ve Kalimantan'ın doğusu ile Sumatra'nın kuzeyindeki yataklarda yapılan üretimi işleyen iki fabrikadan sıvılaştırılmış olarak dışa satılmaktadır Bu hidrokarbürler, amerikan, japon ve fransız şirketleri tarafından işletilmektedir Bu şirketler, bir devlet şirketi olan Pertamina'nın yanı sıra, Endonezya'nın büyük bir petrol üreticisi (yılda yaklaşık 80 Mt petrol; 18 Gm3 doğal gaz) ve OPEC üyesi bir petrol dışsatımcısı olmasına katkıda bulunurlar Japonya ayrıcalıklı bir müşteri durumundadır Diğer maden kaynaklarının dışsatım bakımından önemi çok daha azdır: Bangka, Belitung ve Singkep adalarından çıkarılan kalay; İrian Jaya'da işletilen bakır; Bintan adasında (Singapur'un güneyindeki Riau takımadaları) boksit; Sulavesi'de nikel Fakat, bu kaynakların ürünleri ham olarak dışa satılır, çünkü sanayi henüz az gelişmiş durumdadır Sanayi, esas itibariyle Cava'da (işgücünün dörtte üçünden fazlası) ve özellikle büyük şehirlerde toplanmıştır; fakat, bunların gelişme derecesiyle hiçbir ilgisi yoktur ve ülkedeki işgücünün onda birinden daha azını istihdam eder Daha çok, tarım ürünlerini işleyen ya da tüketim malları üreten sanayiler sözkonusudur ve bunlar ülke gereksinmelerini karşılamaktan uzaktır Fakat, bağımsızlıktan bu yana, bazı ağır sanayileri geliştirme yönünde çabalar harcanmıştır: en başta petrol yataklarına yakın yerlerde rafineriler; Cibi-nong, Gresik, Cilacap'da (Cava) çimento fabrikaları; özellikle, Pusri ve Kucang'da gübre fabrikaları; ve Sunda boğazı üzerindeki Cilegon'da (Cava) ham cevheri doğrudan redüksiyon usulüyle işleyen bir demir-çelik fabrikası kurulmuştur Birçok üçüncü dünya ülkesi gibi, Endonezya da özellikle tarımsal ve madensel hammaddeler dışsatımı, besin maddeleri ve sanayi malları dışalımı yapar Petrol sayesinde fazlalık veren bir dış ticaret bilançosuna sahiptir Endonezya'nın ticaret yaptığı başlıca ülkeler özellikle dışsatım alanında (hidrokarbürler ve en başta ham petrol satışı), ABD ve Japonya'dır __________________ |
Endonezya-Tarihi, ilk uygarlıklar, Müslümanlar ve Çinliler, Avrupalılar'ın sızması |
05-24-2010 | #5 |
Şengül Şirin
|
Endonezya-Tarihi, ilk uygarlıklar, Müslümanlar ve Çinliler, Avrupalılar'ın sızmasıTARİH ilk uygarlıklar Başlangıçta küçük krallıklara bölünen Endonezya, VII yy'da buddhacı Şrivicaya (ya da Çrivicaya) krallığı'nın egemenliği altına girdi Merkezi Güney Sumatra'da olan, Seylan'a (Sri Lanka) ve Kampuçya'ya dek uzandığı sanılan bu deniz imparatorluğunun Cava'da ve Malezya yarımadasına kadar uzanan topraklarda hüküm sürdüğü kesindir IX yy'da Şallendra hanedanlığı egemendi; bu hanedan zamanında adanın merkezinde (Barabudur) birçok anıt yapıldı Cava'nın batı bölümündeki krallar, Şrivicaya'ya karşı özellikle kral Airlanga döneminde (1019-1049) bir üstünlük mücadelesine giriştiler Airlanga'nın ölümünden sonra adanın doğusunda Singasari krallığı kuruldu; son hükümdarı Kertanagara (1268-1292) Sumatra'nın güneyini ele geçirmeye çalıştı Ama Çin'e karşı düşmanca tutumu nedeniyle moğol imparatoru Ku-bilay bu ülkeye bir sefer düzenlemek zorunda kaldı (1292) Moğol kuvvetleri, Endonezya'ya, hükümdarın ölümünden sonra ulaşabildiler Sonunda Kertanagara'nın damadı Raden Vicaya, Moğollar'ı uzaklaştırdı ve takımadaya iki yüzyıla yakın bir süre egemen olacak Macapahit deniz imparatorluğunu kurdu Moğol istilası başarısızlıkla sonuçlanmıştı; fakat bu istiladan geriye kalan askerler ya da kazazede denizciler takımadada Çin uygarlığının ilk çekirdeğini oluşturacaklardı (--> CAVA, SUMATRA) müslümanlar ve Çinliler Endonezya'ya islamlık hintli ya da orta-doğulu tüccarlar tarafından getirildi: Sumatra'ya daha XIII yy'da, Malakka (buradaki sultanlık, islamlığın büyük yayılma merkezi oldu) ve Cava'ya ise XV yy Müslüman inançlar, eski animist temel üzerinde yayıldı ve islam hukuku, adaf'ın (Endonezya hukuku) yerini alamadı Amamüslümanlığı benimseyen derebeyleri ve küçük krallar, "kâfir" olarak gördükleri Macapahit kralına itaat etmemek için bu durumu fırsat bil-diler; Macapahit kralının egemenliği XVI yy başlarında çöktü Hindu dinlerinden olanlar Bali'ye sığındılar Çinliler, Endonezya'yı özellikle iktisadi açıdan etkilediler Çinliler'in, Avrupa egemenliği sırasında hızlanan göç hareketi, sömürge yönetimlerine sürekli sorunlar çıkardı Avrupalılar'ın sızması Avrupalılar'ın Endonezya'ya sızmasına müslümanlar yo! açtı; Endonezya baharatlarını hintli ve özellikle arap tüccarlardan öğrenen Batılılar, bunları yerinden almayı tercih ettiler Baharat kaynağını Hindistan'da öğrenen Portekizliler Ambon'da bir ticaret acentası kurdular (1521); 1511'de Albuquerque, stratejik bir konumu olan Malakka'yı ele geçirdi Buradan atılan müslüman tüccarlar Sumatra'nın kuzeyindeki birbirine komşu limanlarda toplandılar: Pasai ve daha sonra son derece güçlü bir sultanlığın merkezi olacak Aceh Bununla birlikte Portekiz sömürge imparatorluğu henüz kurulmamıştı; bir dizi kale ve ticaret acentası, diplomasi ve şiddetin iç içe geçtiği bir siyaset Portekiz' in baharat tekelini bir dereceye kadar ele geçirmesini sağladı; aynı anda, misyonerlerin (Ternate'de Francisco de Jaso, 1546) başlattıkları hıristiyaniaştırma çalışmaları Flores ve Timor'da kalıcı izler bıraktı Portekizliler, Maceljan'dan beri Molük adalarına göz koyan ispanyollar ile çatıştılar ve sonunda onların Filipinler'e yerleşmelerine izin vermek zorunda kaldılar |
Endonezya-Hollanda Hindistanı |
05-24-2010 | #6 |
Şengül Şirin
|
Endonezya-Hollanda HindistanıHollanda Hindistanı Portekiz'in ispanya tarafından İlhak edilmesiyle (1580) Lizbon baharat pazarından silinen Hollandalılar, XVI yy sonlarında baharat aramak için Molük adalarına gittiler 1602'de kurulan Hollanda Doğu Hindistan şirketi, ingiliz rakibini atlatmayı ve Ambon (1605), Malakka (1641) ve Tı-dore'yi (1657) yitiren ve sonunda sadece Timor'un yarısını koruyabilen Portekizliler' in yerini almayı başardı Başlangıçta Hollandalılar, baharat plantasyonlarını, denetimi daha kolay olduğu için küçük Molük adalarında toplamışlardı Kurdukları tekel ancak XVII yy'ın sonuna dek sürdü, ama Şirket Cava'ya daha önce el atmıştı; Mataram sultanlığı'nı yıktı ve çinli aracıların yardımıyla adayı kendi hesabına işletmeye başladı Bu acımasız sömürüye karşın ve şirketlere tekel olanağı sağlayan ilkenin tartışma konusu olmasına yol açan dünya iktisadi konjonktüründeki değişme nedeniyle Şirket iflas etti ve 1798'de ortadan kalktı 1795'ten beri Fransa'nın müttefiki olan Batav Cumhuriyeti'nin sömürge alanı ingilizlerin eline geçti; Molük adalarını (1809-10) ve Batavia'yı (1811) işgal eden İngilizler, vali Raffles döneminde Şirket'in müdahale ve ilhak politikasına sahip çıktılar Çin yolunu daha iyi denetlemek için Borneo'nun kuzey kesimini (Labuan, 1846; Kuzey Borneo, Brunei ve Saravak, 1888) ele geçirdiler Britanya egemenliğinin yayılması, 1816'da eski topraklarına yeniden kavuşan Hollandalıları kendi nüfuz alanlarını fiilen işgale yöneltti Hollanda, Sumatra' da Minangkabau bölgesinde (1817-1837) Aceh'de (1873-1903) ve Bali'de (1906 -1908) kanlı savaşlara girmek zorunda kaldı; işgal ettiği toprakların büyük bir bölümünü doğrudan yönetmeye başladı Hollanda Bancermasin topraklarından ötesini, Borneo'yu ancak 1900'den sonra işgal edebildi Filipinler'de uygulanan ispanyol tütün tekelini örnek alan Hollanda Hindistanı sömürge yönetimi, yerlilerin zorla çalıştırılmasına dayanan bir tarım sistemi (Van den Bosch) uyguladı; bu sistem Hollanda'yı zenginleştirirken ülkeyi de kıtlığa sürükledi (1830-1870) XIX yy sonlarında "insancıl" yaklaşımla hazırlanan bir yasayla, geçinmelerine yetecek kadar toprak verilerek yerlilerin korunması öngörüldü (yerlilere, miras kalan topraklarını elden çıkarmalarını yasaklayan 1870 tarihli toprak yasası ve şekerkamışı tarımının devlet eliyle yapılmasına son veren şeker yasası); seçkin yerlilere Avrupa tarzında öğrenim görme olanağı sağlanırken hıristiyanlık da Minahasa'ya (Sulavesi) ve Batak bölgesine (Sumatra) yayıldı Fakat, Süveyş kanalının açılmasıyla Avrupa ile iktisadi ilişkiler çok daha kolaylaşmıştı; tarımda zorla çalıştırmanın yerini küçük kolonlar ve özellikle, o tarihlerde ıssız olan Sumatra ovalarını işgal eden büyük şirketler aldı Kahve, şeker, çay, tütün, kınakına, yağlı bitkiler, kauçuk, kalay ve petrolün büyük çapta üretimi, çok sayıda cavalının, özellikle de Çinlinin istihdam edilmesine yol açtı (- Hollanda sömürge imparatorluğu) |
Bağımsızlık Endonezya Cumhuriyeti-Sukarno'nun başkanlık dönemi-Suharto dönemi |
05-24-2010 | #7 |
Şengül Şirin
|
Bağımsızlık Endonezya Cumhuriyeti-Sukarno'nun başkanlık dönemi-Suharto dönemiBağımsızlık Endonezya Cumhuriyeti Yabancı bir devletin çıkarına işleyen iktisadi kalkınma gerekli olan reformları beraberinde getirmedi Avrupa'daki düşünce akımlarıyla kurulan ilişkiler, Japonya' nın kazandığı zaferler, 1917 ekim devrimi milliyetçiliği geliştirdi Partiler kuruldu: dini Sarekat islam indonesia partisi (1911), Endonezya komünist partisi ya da PKİ (Partai Kominis indonesia, 1920), Dr Sukarno tarafından kurulan (1927), sosyalist eğilimli Endonezya milliyetçi partisi ya da PNİ (Partai Nasionaiis indonesia) Ortaya çıkan ılımlılar Lahey'den hiçbir ödün koparamadılar ikinci Dünya savaşı sırasında Japonlar, Hollanda sömürgesini işgal ettiler (aralık 1941-nisan 1942) işgalciler, ülkenin kaynaklarını vahşice sömürdüler, ama milliyetçi önderleri serbest bıraktılar; onlar da bu durumdan yararlanarak özerklik istediler Japonya'nın teslim olmasıyla önce bağımsızlık (17 ağustos 1945), ardında Endonezya Cumhuriyeti ilan edildi ve Sukarno cumhurbaşkanı oldu (18 ağustos) Hollanda hükümeti, mayıs 1946'da tanıdığı cumhuriyet topraklarını Cava ile sınırlamak ve cumhuriyeti Lahey' den yönetilen bir federasyon içinde tutmak istiyordu, ingllizler'in takımadayı işgal ettikleri bir geçiş döneminde sonra hollandalı askerlerin Endonezya'ya çıkmalarıyla başlayan gerilla savaşı ekim 1946'ya kadar sürdü Linggadcati antlaşması'yla (15 kasım 1946) Hollandalılar ve Endonezyalılar, Hollanda krallığı'nı (Hollanda, Surinam, Curaçao) ve Birleşik Endonezya Devletleri'ni (Endonezya Cumhuriyeti [Cava, Sumatra Madura], Kalimantan ve "Büyük Dou") kapsayan bir Hollanda-Endonezya birliği'nin kurulmasını öngörüyorlardı Daha sonra, Hollanda, Cumhuriyet toprakları üzerinde iki kez (temmuz 1947, araiık 1948) polis harekâtına başvurdu Güvenlik konseyi nin kabul ettirdiği bir ateşkesten (3 ağustos 1949) ve Lahey yuvarlak masa toplantısından (23 ağustos - 2 kasım 1949) sonra Hollanda, egemenlik haklarını, 27 aralık 1949'da Hollanda-Endonezya birliği'nin bir parçası olan Birleşik Endonezya Devletleri'ne (14 aralık 1949 tarihli geçici anayasaya göre on altı konfedere devlet) bıraktı Sukarno'nun başkanlık dönemi Adalarda, özellikle iktisadi bağımsızlık isteyen Sumatra'da, Moltik adalarında (25 mayıs 1950'de ilan edilen Güney Molük Cumhuriyeti), hatta Cava'da (yüzbaşı Westerling'in Bandung'a yönelik başarısız hükümet darbesi, ocak 1950), Cava hükümetini hedef alan ayrılıkçı hareketler ortaya çıktı Endonezya, bu hareketlere, ülkenin birliğini sağlayan bir anayasayla (ağustos 1950), Hollanda ile birliği bozarak (ağustos 1954), irian'ı (Batı Yeni Gine) talep ederek ve Hollanda plantasyonlarını millileştirerek karşılık verdi Endonezya Bandung konferansı'nda (nisan 1955) üçüncü dünya halklarının temsilcilerini kabul eden de Endonezya oldu Başkan Sukarno, "batı demokrasisi"ne benzemeyen "güdümlü bir demokrasi" kurdu (şubat 1957) Karşılıklı işbirliği hükümeti (gotong royong) ve PKİ dahil tüm partilerin temsil edileceği bir Ulusal konsey oluşturmaya çalıştı Partilerin çoğu bu girişime karşıydı Mart ayında, Sulavesi (Celebes),Molük adaları ve Sumatra'da ayaklanmalar patlak verdi Sukarno, ordunun ve silahlı kuvvetler komutanı general Nasution'un yetkilerini artıran sıkıyönetimi ilan etti, nisan ayında Cuanda Kartavicaya'nın başkanlığında PNİ-NU'dan (Partai Nasionalis İndonesia-Nahdatul Ulama [müslüman]) oluşan bir olağanüstü durum hükümeti ve PKİ'nin de katıldığı Ulusal konseyi kurdu Ağustos ayında "Yeni bir yaşam hareketi"ni başlattı 30 kasımda düzenlenen bir suikasttan kurtuldu; suikast, Hollanda aleyhtarı yeni bir kampanyaya yol açtı; Hollandalıların mallarına el kondu ve çok sayıda hollandalı sınır dışı edildi 15 şubat 1958'de isyancılar, Pa-dang'da (Sumatra) Endonezya Cumhuriyeti devrimci hükümetini İlan ettiler (PRRİ) Ama ordu, temmuz ayında, ayaklanmacıların işgal ettikleri başlıca kentleri geri aldı; sıkıyönetimin ilan edilmesi ve Hollanda şirket ve plantasyonlarının millileştirilmesi sayesinde gücü artmış olan ordu PNİ ile PKİ'nin yakınlaşmasından kaygılandı 5 temmuz 1959'da Sukarno, başkanlık rejiminin kuran 1945 Anayasası'nı yeniden yürürlüğe sokan bir kararnameyi imzaladı, ve bir "çalışma" hükümeti kurdu; Nasution'u güvenlik ve savunma bakanlığına atadı Ağustos ayında, "Endonezya tipi sosyalizmi" öngören "siyasal manifesto' 'sunu (Manipol) ve'' Nasakom'' u (milliyetçi, dini ve komünist güçlerin ittifakı) açıkladı Mart 1960'ta parlamentoyu dağıttı ve sadece İktidar partilerinin temsilcilerinden oluşan yeni bir meclis oluşturdu; muhalefet bastırıldı Bir "Ulusal cephe" kuruldu Bu sistem eylül 1965 hükümet darbesine dek sürdü Sukarno, ordunun milliyetçi isteklerini karşılamayı ve kamuoyunun dikkatini bozuk iktisadi durumdan uzaklaştırmayı düşünüyordu; bu amaçla irlan için Hollanda'ya, sonra Malezya'ya karşı cephe aldı Cakarta, Lahey' le ilişkilerini kesti (ağustos 1960) ve birkaç komando operasyonuna girişti Ağustos 1962'de Hollanda'nın irian üzerindeki egemenliği BM'ye 1 mayıs 1963'tede Endonezya'ya devredildi Buna karşılık Malezya ile "çekişme" başarısızlıkla sonuçlandı Malezya başbakanı Tunku Abdurrahman ile görüşen ve 1963 yazında Malezya ve Filipinler'! de içine alan bir Malezya ulusları konfederasyonu (Mafilindo) kurmayı tasarlayan Sukarno, 16 eylül 1963'te Büyük Malezya federasyonumun ya da Mal aysia"nın kurulmasını önleyemedi ABD ve Uluslararası para fonu, Endonezya'ya yaptıkları iktisadi yardımı durdurunca ülke giderek daha fazla SSCB ve Çin'e yöneldi Malayca'nın Güvenlik konseyi'ne kabul edilmesi (ocak 1965) üzerine, Cakarta BM'den ayrıldı Bunun üzerine Sukarno, kendini "ömür boyu başkan" ilan ederek (mayıs 1963) yetkilerini daha da artırdı, ingiliz ve amerikan aleyhtarı gösteriler düzenlendi (1964); tüm yabancı petrol şirketlerinin denetimi devlete geçti (mart 1965) Çin'in etkisi arttı 1961'den beri, Sukarno'yu ve siyasal düşüncesini desteklemek koşuluyla sadece on kadar partinin kurulmasına izin verilmişti Sukarno, etkisizleştirmek amacıyla, komünistler, NU'nun (Nahdatul Ulama) temsil ettiği müslümanlar,askerler ve PNİ' de toplanan milliyetçilerin katıldığı Ulusal cephe'ye dayanıyordu Rolü ve üyesi durmadan artan Aidit'in önderliğindeki PKİ, "Dvikora" kabinesi kurulurken (ağustos 1964) hükümete girdi; orduyu eleştirdi ve köylüleri, 1960'tan beri sürüncemede kalan tarım reformunu bizzat uygulamaya çağırdı Ordu ve sağ güçler, sukarnoculuğu savunma hareketi perdesi altında, güçlenmeyi sürdürdüler, iktisadi durum kötüleşmeye devam etti: 1965'te enflasyon oranı % 500'e çıktı 30 eylül 1965 akşamı Sukarno, sokakta fenalık geçirdi Cumhurbaşkanlığı muhafız birliği (Gabra-birava) komutanı yarbay Untung, nüfuzlu altı generali tutuklattı (daha sonra Halim hava üssünde öldürüldüler), başkentte stratejik noktaları denetimi altına aldı ve bir Devrimci konsey'in kurulduğunu açıkladı Ama, ertesi gün, stratejik yedek kuvvetler (KOSTRAD) komutanı general Suharto, Cakarta'da duruma egemen oldu "Gestapu"nun (30 eylül hareketi'ni oluşturan sözcüklerin, Endonezya dilindeki ilk harfleri) başarısızlığa uğramasından hemen sonra ordu ülkede denetimi ele geçirdi Askerler, öğrenciler ve müslümanlar, PKİ'yi darbede başrolü oynamakla suçladılar Tarihin en kanlı bastırma hareketlerinden biri başladı (özellikle Cava ve Bali'de): yarım milyon komünist ya da komünist zanlısı -dışişleri bakanı Adam Malik'e göre 200 000 kişi katledildi, 250 000'den fazla insan resmen tutuklandı, çok sayıda tutuklu yargılanmadan on beş yıl cezaevlerinde bırakıldı Aidit yakalandı ve kasım ayında yargılanmadan öldürüldü PKİ yasaklandı (18 ekim) ve üyeleri tüm devlet hizmetlerinden atıldı (16 kasım) nezya'ya bağlanmasını oy birliğiyle kabul etmişlerdi Bu kararı onaylamayanlar gerilla savaşına giriştiler ve OPM'yi (Organisas,i Papua Merdeka [Bağımsız Papua örgütü]) kurdular Aynı yıl SSCB'yle ilişkiler düzeldi; Nixon, Cakarta'yı resmen ziyaret etti 1971 seçimleri hükümetin başarısıyla sonuçlandı Seçim konusundaki bir değişiklikten yararlanan Golkar, oyların % 63'ünü alarak 227 sandalye kazandı; onu izleyen NU, hoşnut olmayanların oylarını toplayarak 58 sandalye elde etti Oyların°/o 6,9'u yani 20 sandalyeyle yetinmek zorunda kaldı Askerlere verilen 100 sandalyeyle Suharto çok rahat bir çoğunluğa sahip oluyordu Partilerin İki grupta birleşmesi ocak 1973'te gerçekleşti O sırada Millet meclisi (Devan Pervakilan Rak-yat [DPR]) üyeliklerinin dağılımı şöyleydi: Golkar 236, askerler 100, NU yandaşı dört müslüman partiden oluşan PPP 94 (Pariai Persatuan Pembangunan [Kalkınma ve birlik partisi]), ve PNİ yandaşı beş kuruluştan oluşan PDİ (Partai Demokrasi in-donesia) 30 milletvekilliği Eylül 1971'de Suharto hükümet değişikliğine gitti; sivillere kabinesinde daha çok yer verdi Ertesi yıl başında, siyasal tutukluların bir bölümünü serbest bıraktı Mart 1973'te Parlamento Suharto'yu yeniden başkan seçerken Hamengku Buvono IX'u başkan yardımcılığına getirdi Suharto, 4 nisanda, Endonezya'ya yön veren beş ilkeye (Panca Siia'lar) getirdiği yorumu yasalaştırdı; tek bir Tanrı, hümanizm, milliyetçilik, demokrasi ve toplumsal adalet şeklinde özetlenen Panca Sita'lar her tür sosyalist yaklaşımdan arındırıldı Aynı zamanda silahlı kuvvetlerin ikili görevi ilkesini (Dvifunksi [Ülke savunması ve kalkınması]) vurguladı; bu ilke uyarınca birçok subay, çıkar ve rüşvet kaynağı olan, resmi ve iktisadi kuruluşların yönetiminde görev aldı Suharto'nun 23 martta kurduğu hükümet, sivillerin etkisini daha da artırdı Ancak, özellikle iş çevreleriyle çlnli azınlığın işine yarayan bir iktisadi politikanın uygulanması sonucu zenginlerle yoksullar arasındaki fark büyüdü ve toplumsal gerginlik arttı 1973'te ülkede çin asıllı 2 milyon Endonezya yurttaşı vardı Ağustos ayında Bandung'da başlayan çin aleyhtarı sert gösteriler, kısa sürede zenginlerle çatışmaya dönüştü Aynı yıl, tarımsal plan açısından çok kötü geçen ve pirinç fiyatında aşırı artışa yol açan bir yıldan sonra enflasyon oranı tekrar % 25'e çıkmıştı 1974 yılı, 15 ocak olayıyla (Endonezya dilinde "Malari") başladı: japon başbakanı Tanaka Kakuei'nin Cakarta'yı ziyareti nedeniyle şiddetli gösteriler ve yağmalama eylemleriyle başladı Japonya'ya karşı duyulan geleneksel kuşkuya bir de hakları ellerinden alınan en yoksul sınıfların öfkesi eklenmişti; ayrıca, bunun yanı sıra kulisler, Suharto'nun her ikisi de özel dairelerin başında olan iki başyardımcısı general Sumitro ve general Murtopo arasındaki siyasal mücadeleyle kaynıyordu "Malari" ile ilişkili olduğu sanılan general Sumitro, 49 yaşında "zorunlu emekliliğe" sevk edildi Dış politikada Endonezya'nın rolü, 1970'li yılların ilk yarısında arttı 1971'de papa Paulus VI ve kraliçe Juliana, Cakarta'ya geldiler; ertesi yıl da Suharto Avrupa'ya gitti Amacı, Batı Avrupa ile ilişkilerini artırarak ABD ve Japonya ile ilişkilerini dengelemekti Aynı zamanda ASEAN üyesi beş ülke, ilişkilerini, özellikle iktisadi işbirliği konusunda sıkılaştırdılar; Cakarta' da sürekli bir sekreterlik kuruldu (1974) Ocak 1973'te, ABD ve Vietnam Demokratik Cumhuriyeti'nin ortak isteği üzerine Endonezya, Vietnam savaşı'na ilişkin Paris antlaşmalarının uygulanmasını sağlamakla görevli Uluslararası denetim ve gözetim komisyonu'na katıldı Birinci beş yıllık planın sonunda Suharto, umut verici bir iktisadi bilanço elde etti Ama nüfus, tedirgin edici bir hızla artı- yor, 109 milyondan 132 milyona çıkıyordu; bunun üçte ikisi Cava ve Bali'de toplanmıştı; oysa öbür adalara göç çok sınırlı kaldı Çalışan nüfusun % 30'u işsizdi Hayat pahalılığı büyük bir hızla artıyordu Topraksız köylü sayısının artması zaten aşırı derecede kalabalıklaşmış olan kentlerin daha da şişmesine neden oldu Ayrıca dış borç, Sukarno zamanındakini geçti Portekiz devrimi ve Doğu Timor'un sömürgelikten kurtularak bağımsızlığına kavuşma olasılığı endonezyalı askerleri rahatsız etti Suharto, Endonezya'ya bağlanmayı reddeden milliyetçi Fretilin hareketine karşı bir eyleme girişilmesini isteyen generallerini yatıştırmada zorluk çekti Kısa ve karışık bir iç savaştan sonra Fretilin bağımsızlığını ilan etti (28 kasım 1975) 7 aralıkta Doğu Timor'u istila eden Endonezya birlikleri başkent Dili'yi İşgal ettiler Fretilin, buna, yıllarca sürecek bir gerilla savaşıyla karşılık verdi Zora dayalı bu ilhak, halka felaket getirdi; bastırma hareketleri ve kıtlık nedeniyle 1974'te650 000 olan nüfus 1978'de 522 000'e düştü Büyük üstünlüğüne karşın cakarta ordusu direnişi bastıramadı 31 mayıs 1976'da Cakarta'nın kurduğu "Doğu Timor eyalet hükümeti" bölgenin Endonezya'ya katılmasını İstedi; 17 temmuzda Suharto, Doğu Timor'un, ülkenin 27 eyaleti olduğunu ilan etti Rejime karşı giderek artan iç eleştirilere rağmen, hükümet ve devlet tarafından desteklenen Golkar, 2 mayıs 1977 seçimlerini kazandı Fakat daha ağustos ayında öğrenciler Suharto ve karısına karşı gösterilere başladılar Ordu, bu hareketi bastırdı; haber denetimi yeniden kuruldu Bir kez daha rakipstz kalan Suharto, 22 mart 1978'de oybirliğiyle seçildi 1979'da hükümet, halkın moralini yükseltmek ve canlanan doktriner islamlıkla mücadele etmek amacıyla yeniden "sukarnoculuğa", milliyetçiliğe ve Cava gele'neklerine sarıldı Aralık ayında Gestapu' nun, yargılanmadan tutuklu kalan son siyasal tutukluları da serbest bırakıldı 13 mayıs 1980'de, Nasution ya da Cakarta ~ eski valisi Ali Sadikin gibi emekli generallerin yönettiği "50'ler grubu", Suharto'nun Panca SUa'ya ihanet ettiğini açıklayınca bu sefer kendileri başkanı öldürmeyi tasarlamakla suçlandılar ve evlerinde göz hapsine alındılar 1980 ve 1981'de, Cava' nın merkezinde, kısa sürede zenginlere karşı eylemlere dönüşen çin aleyhtarı ciddi gösteriler düzenlendi Bununla birlikte konjohktür elverişliydi: fiyatlar, bu arada petrol fiyatı da çok artmıştı Üçüncü beş yıllık kalkınma planı (1978 -1983), bu elverişli durumdan yararlanarak "gelişmenin meyvelerinin eşit bir şekilde dağıtılacağını" açıkladı 1979-80'de petrol arama çalışmaları yeniden başladı Mayıs 1982 genel seçimleri bir kez daha Golkar'ın zaferiyle sonuçlandı Mart 1983'te Suharto yeniden seçildi Paranın değeri, dolara göre, % 27,5 oranında düşürüldü (1983) 24-25 nisan 1985'te Asya -Afrika konferansinın 30 yıldönümünde 80 Asya ve Afrika ülkesinin temsilcileri Bandung'ta yeniden bir araya geldi Toplantıyı açış konuşmasında başkan Suharto, 1955 Bandung konferansinın ilkeleri ışığında, Namibya, Filistin gibi bağımsızlık savaşlarını sürdüren ülkeler halklarının desteklenmesi gerektiğini söyledi Öte yanda Endonezya'ya bağlı D Timor'da bağımsızlık için çarpışan Fretilin örgütüne karşı baskı, işkence ve kıyım sürdürüldü Suharto dönemi Sukarno, orduya karşı yeni bir güç oluşturmaya çalışarak ve kendini hakem gibi göstererek durumu düzeltmek istiyordu Ama ordu, yavaş yavaş ağır bastı ("yeni düzen'') Su karno tüm yetkileri Suharto'ya devrettiğini belirten 11 mart 1966 Duyurusu'nu imzalamak zorunda kaldı Ertesi gün, aralarında başlıca yardımcısı Subandrio'nun da bulunduğu on beş bakan tutuklandı 27 martta Sukarno, hükümeti değiştirmek zorunda bırakıldı; yeni kabinede Suharto güvenlik ve savunma, Adam Malik dışişleri ve Cogcakarta sultanı Hamengku Buvono IX iktisat bakanlıklarına getirildiler Bu arada yandaşlarının tasfiye hareketi sürerken, Halk danışma kongresi (MPRS) Sukarno'nun ömür boyu başkanlığını kaldırdı (5 temmuz) ve Suharto'ya görevini yapamama durumunda, Sukarno'nun yerine geçme yetkisi verdi 20 şubat 1967'de yürütme erki kendisine devredilen Suharto mart ayında "vekâleten başkan" oldu Bir buçuk yıl sonra Sukarno, Bogor'da gözetim altına alındı 21 haziran 1970'te öldü Suharto, öncelinin kurduğu düzeni temelden değiştirdi, içişlerinde antikomü-nizm en sert biçimiyle uygulandı, iyice zayıflamış bir ekonomiye çeki düzen vermek amacıyla, ABD'de yetişmiş ve Dünya bankası'na yakın teknokratların ("Berke-ley mafyası") himayesinde liberal bir siyaset uygulandı Dış siyasette Endonezya, Batı'ya yaklaştı, komünist rejimlerden, özellikle de ilişkilerin "dondurulduğu" (9 ekim 1967) Çin'den uzaklaştı 11 ağostos 1966'da Malaysia ile ihtilafa son verildi; ertesi ay Endonezya, BM'deki yerini yeniden aldı 1967'de Malaysia ve Singapur ile diplomatik ilişkiler yeniden canlandırıldı ve Güneydoğu Asya ulusları örgütü (ASEAN) kuruldu Yeniden Amerika yanlısı olan Endonezya, uluslararası yardımdan yararlanmaya başladı Sultan Hamengku Buvono IX, "3 ekim düzenlemesi" denilen bir istikrar planını yürürlüğe koydu (1966); bu plan, bütçe dengesini, dış ticaretin liberalleşmesini, dış borçların ödenmesini, iç fiyatların yeniden ayarlanmasını, bürokrasiyle mücadeleyi ve yerel zenginlikleri geliştirmek için yabancı yatırımlara çağrıyı öngörüyordu Durum, kısa zamanda düzeldi, petrol üretimi ve ihracat yeniden başladı Ama ülke, uluslararası konjonktürdeki değişmelere gittikçe daha bağımlı oluyordu Ayrıca dış borçlanma büyük ölçüde arttı Başkanlığı mart 1968'de MPRS tarafından onaylanan Suharto, genel seçimleri 1971'e erteledi, iktidarını pekiştirdi, ama aşırı müslümanlar, ahlaksızlığa karşı gösteriler düzenleyen öğrenciler, sertlik yanlıları ve öbür rakip generallerle uğraşmak zorunda kaldı Partilerin etkisi kalmadı: Sukarno'nun, bölünen PNİ'si, Suharto'ya yanaştı; Suharto, siyasal kuruluş sayısını ikiye, ordu (parlamentoda 460 sandalyeden 100'ünü elde etti) ve çeşitli toplumsal örgüt ve güçleri temsil eden Golkar'ın da bulunduğu parlamento grupları ise dörde indirmek istedi; Golkar, daha sonra devlet partisi oldu 1969'da ilk beş yıllık plan (Repelita 1) yürürlüğe girdi 16 haziran 1969'da Suharto, irian Papular'ının "özgür seçim kararı"nı açıkladı: Cakarta' nın seçtiği 1 025 delege bölgenin Endonezya'ya bağlanmasını oy birliğiyle kabul etmişlerdi Bu kararı onaylamayanlar gerilla savaşına giriştiler ve OPM'yi (Organisas,i Papua Merdeka [Bağımsız Papua örgütü]) kurdular Aynı yıl SSCB'yle ilişkiler düzeldi; Nixon, Cakarta'yı resmen ziyaret etti 1971 seçimleri hükümetin başarısıyla sonuçlandı Seçim konusundaki bir değişiklikten yararlanan Golkar, oyların % 63'ünü alarak 227 sandalye kazandı; onu izleyen NU, hoşnut olmayanların oylarını toplayarak 58 sandalye elde etti Oyların°/o 6,9'u yani 20 sandalyeyle yetinmek zorunda kaldı Askerlere verilen 100 sandalyeyle Suharto çok rahat bir çoğunluğa sahip oluyordu Partilerin İki grupta birleşmesi ocak 1973'te gerçekleşti O sırada Millet meclisi (Devan Pervakilan Rak-yat [DPR]) üyeliklerinin dağılımı şöyleydi: Golkar 236, askerler 100, NU yandaşı dört müslüman partiden oluşan PPP 94 (Pariai Persatuan Pembangunan [Kalkınma ve birlik partisi]), ve PNİ yandaşı beş kuruluştan oluşan PDİ (Partai Demokrasi indonesia) 30 milletvekilliği Eylül 1971'de Suharto hükümet değişikliğine gitti; sivillere kabinesinde daha çok yer verdi Ertesi yıl başında, siyasal tutukluların bir bölümünü serbest bıraktı Mart 1973'te Parlamento Suharto'yu yeniden başkan seçerken Hamengku Buvono IX'u başkan yardımcılığına getirdi Suharto, 4 nisanda, Endonezya'ya yön veren beş ilkeye (Panca Siia'lar) getirdiği yorumu yasalaştırdı; tek bir Tanrı, hümanizm, milliyetçilik, demokrasi ve toplumsal adalet şeklinde özetlenen Panca Sita'lar her tür sosyalist yaklaşımdan arındırıldı Aynı zamanda silahlı kuvvetlerin ikili görevi ilkesini (Dvifunksi [Ülke savunması ve kalkınması]) vurguladı; bu ilke uyarınca birçok subay, çıkar ve rüşvet kaynağı olan, resmi ve iktisadi kuruluşların yönetiminde görev aldı Suharto'nun 23 martta kurduğu hükümet, sivillerin etkisini daha da artırdı Ancak, özellikle iş çevreleriyle çlnli azınlığın işine yarayan bir iktisadi politikanın uygulanması sonucu zenginlerle yoksullar arasındaki fark büyüdü ve toplumsal gerginlik arttı 1973'te ülkede çin asıllı 2 milyon Endonezya yurttaşı vardı Ağustos ayında Bandung'da başlayan çin aleyhtarı sert gösteriler, kısa sürede zenginlerle çatışmaya dönüştü Aynı yıl, tarımsal plan açısından çok kötü geçen ve pirinç fiyatında aşırı artışa yol açan bir yıldan sonra enflasyon oranı tekrar % 25'e çıkmıştı 1974 yılı, 15 ocak olayıyla (Endonezya dilinde "Malari") başladı: japon başbakanı Tanaka Kakuei'nin Cakarta'yı ziyareti nedeniyle şiddetli gösteriler ve yağmalama eylemleriyle başladı Japonya'ya karşı duyulan geleneksel kuşkuya bir de hakları ellerinden alınan en yoksul sınıfların öfkesi eklenmişti; ayrıca, bunun yanı sıra kulisler, Suharto'nun her ikisi de özel dairelerin başında olan iki başyardımcısı general Sumitro ve general Murtopo arasındaki siyasal mücadeleyle kaynıyordu "Malari" ile ilişkili olduğu sanılan general Sumitro, 49 yaşında "zorunlu emekliliğe" sevk edildi Dış politikada Endonezya'nın rolü, 1970'li yılların ilk yarısında arttı 1971'de papa Paulus VI ve kraliçe Juliana, Cakarta'ya geldiler; ertesi yıl da Suharto Avrupa'ya gitti Amacı, Batı Avrupa ile ilişkilerini artırarak ABD ve Japonya ile ilişkilerini dengelemekti Aynı zamanda ASEAN üyesi beş ülke, ilişkilerini, özellikle iktisadi işbirliği konusunda sıkılaştırdılar; Cakarta' da sürekli bir sekreterlik kuruldu (1974) Ocak 1973'te, ABD ve Vietnam Demokratik Cumhuriyeti'nin ortak isteği üzerine Endonezya, Vietnam savaşı'na ilişkin Paris antlaşmalarının uygulanmasını sağlamakla görevli Uluslararası denetim ve gözetim komisyonu'na katıldı Birinci beş yıllık planın sonunda Suharto, umut verici bir iktisadi bilanço elde etti Ama nüfus, tedirgin edici bir hızla artıyor, 109 milyondan 132 milyona çıkıyordu; bunun üçte ikisi Cava ve Bali'de toplanmıştı; oysa öbür adalara göç çok sınırlı kaldı Çalışan nüfusun % 30'u işsizdi Hayat pahalılığı büyük bir hızla artıyordu Topraksız köylü sayısının artması zaten aşırı derecede kalabalıklaşmış olan kentlerin daha da şişmesine neden oldu Ayrıca dış borç, Sukarno zamanındakini geçti Portekiz devrimi ve Doğu Timor'un sömürgelikten kurtularak bağımsızlığına kavuşma olasılığı endonezyalı askerleri rahatsız etti Suharto, Endonezya'ya bağlanmayı reddeden milliyetçi Fretilin hareketine karşı bir eyleme girişilmesini isteyen generallerini yatıştırmada zorluk çekti Kısa ve karışık bir iç savaştan sonra Fretilin bağımsızlığını ilan etti (28 kasım 1975) 7 aralıkta Doğu Timor'u istila eden Endonezya birlikleri başkent Dili'yi İşgal ettiler Fretilin, buna, yıllarca sürecek bir gerilla savaşıyla karşılık verdi Zora dayalı bu ilhak, halka felaket getirdi; bastırma hareketleri ve kıtlık nedeniyle 1974'te650 000 olan nüfus 1978'de 522 000'e düştü Büyük üstünlüğüne karşın cakarta ordusu direnişi bastıramadı 31 mayıs 1976'da Cakarta'nın kurduğu "Doğu Timor eyalet hükümeti" bölgenin Endonezya'ya katılmasını İstedi; 17 temmuzda Suharto, Doğu Timor'un, ülkenin 27 eyaleti olduğunu ilan etti Rejime karşı giderek artan iç eleştirilere rağmen, hükümet ve devlet tarafından desteklenen Golkar, 2 mayıs 1977 seçimlerini kazandı Fakat daha ağustos ayında öğrenciler Suharto ve karısına karşı gösterilere başladılar Ordu, bu hareketi bastırdı; haber denetimi yeniden kuruldu Bir kez daha rakipstz kalan Suharto, 22 mart 1978'de oybirliğiyle seçildi 1979'da hükümet, halkın moralini yükseltmek ve canlanan doktriner islamlıkla mücadele etmek amacıyla yeniden "sukarnoculuğa", milliyetçiliğe ve Cava gele'neklerine sarıldı Aralık ayında Gestapu' nun, yargılanmadan tutuklu kalan son siyasal tutukluları da serbest bırakıldı 13 mayıs 1980'de, Nasution ya da Cakarta ~ eski valisi Ali Sadikin gibi emekli generallerin yönettiği "50'ler grubu", Suharto'nun Panca SUa'ya ihanet ettiğini açıklayınca bu sefer kendileri başkanı öldürmeyi tasarlamakla suçlandılar ve evlerinde göz hapsine alındılar 1980 ve 1981'de, Cava' nın merkezinde, kısa sürede zenginlere karşı eylemlere dönüşen çin aleyhtarı ciddi gösteriler düzenlendi Bununla birlikte konjohktür elverişliydi: fiyatlar, bu arada petrol fiyatı da çok artmıştı Üçüncü beş yıllık kalkınma planı (1978 -1983), bu elverişli durumdan yararlanarak "gelişmenin meyvelerinin eşit bir şekilde dağıtılacağını" açıkladı 1979-80'de petrol arama çalışmaları yeniden başladı Mayıs 1982 genel seçimleri bir kez daha Golkar'ın zaferiyle sonuçlandı Mart 1983'te Suharto yeniden seçildi Paranın değeri, dolara göre, % 27,5 oranında düşürüldü (1983) 24-25 nisan 1985'te Asya -Afrika konferansinın 30 yıldönümünde 80 Asya ve Afrika ülkesinin temsilcileri Bandung'ta yeniden bir araya geldi Toplantıyı açış konuşmasında başkan Suharto, 1955 Bandung konferansinın ilkeleri ışığında, Namibya, Filistin gibi bağımsızlık savaşlarını sürdüren ülkeler halklarının desteklenmesi gerektiğini söyledi Öte yanda Endonezya'ya bağlı D Timor'da bağımsızlık için çarpışan Fretilin örgütüne karşı baskı, işkence ve kıyım sürdürüldü __________________ |
Endonezya Askeri Tarihi |
05-24-2010 | #8 |
Şengül Şirin
|
Endonezya Askeri TarihiASKERİ TARİH Endonezya, 1942'de Pasifik savaşı sırasında Japonlar tarafından ele geçirildi Japon harekâtı, ocakta Sulavesi ve Ambon'nun (Molük adaları) işgali ve Borneo' nu'ı doğu kıyısında Tarakan ve Balikpapan'a düzenlenen saldırıyla başladı Sumatra'ya gönderilen japon kuvvetleri (şu- bat) Palembang'ı işgal ettiler Japon çıkarmasını durdurmaya çalışan bir müttefik filosu, 1 martta Surabaya yakınında yok edildi; aynı anda bir Japon filosu da Ma-kasar boğazını zorladı Timor ve Bali'ye, sonra Cava'nın kuzey kıyısına birlikler çıkardı 5 martta Batavia işgal edildi, 9'unda Hollanda birlikleri, 82 000 asker ve 700 topla teslim oldu Endonezya, 1945'te Müttefiklerin Fili-pinler'de giriştikleri harekât sonunda geri alındı 1 mayısta Avustralyalılar Tarakan adacığına ayak bastılar 10 haziranda Bor-neo'nun kuzey-batisına ve 1 temmuzda da güney-doğu kıyısına çıktılar Bağımsızlık sözü verdikleri halk tarafından desteklenen Japonlar'ın iç kesimlerdeki direnişleri yer yer sürdü 22 eylülde ingiliz, 8 ekimde de hollanda birlikleri Cava'ya yerleştiler ingilizler, 1946'da Endonezya hükümetiyle yapılan bir anlaşma sonucu geri çekildiler Endonezyalılar ile Hollandalılar arasındaki çatışmalar, Hollandalıların geri çekilmesine kadar uzadı Endonezya, bağımsızlığa kavuştuktan sonra ulusal bir ordu kurdu; bu ordunun örgütlenmesi, 1953'e kadar bir Hollanda askeri heyetine bırakıldı 1981'de Endonezya savunma bütçesi 2,69 milyar doları buluyordu (GSMH'nın yaklaşık % 3,3'ü) Gönüllülük esasına dayalı silahlı kuvvetler mevcudu 273 000'dir Kara kuvvetleri'nin mevcudu üçte biri sivil idari görevlerde olmak üzere, 200 000'dir 1'i zırhlı ve 2'si hava bindirme olmak üzere 16 tugaydan oluşur Malzeme standart değildir: rus (PT 76 tankları), ingiliz (Saladin) ve fransız (AMX 13, AMX 10 AMX VC I) Deniz kuvvetleri'nde (40 000 kişi) amerikan ya da sovyet yapımı 10 firkateyn ve 4 denizaltı vardır Hava kuvvetleri (29 000 kişi), 15 Sky Hawk dahil, 45 savaş uçağıyla donatılmıştır Bu kuvvetlere, 12 000 mevcutlu seyyar bir polis tugayı ve 70 000 milis eklenir |
Endonezya Çağdaş Edebiyatı |
05-24-2010 | #9 |
Şengül Şirin
|
Endonezya Çağdaş EdebiyatıÇAĞDAŞ EDEBİYAT Endonezya dili, eskiden malayca denilen dilin bugünkü (1928'den başlayarak) adıdır Ama çağdaş Endonezya edebiyatı, yerini aldığı klasik malezya edebiyatından tümüyle farklıdır; bu da, geçmişin türlerinden ve üslubundan tamamen koparak (-> MALEZYA edebiyatı) Batiyi örnek almasından kaynaklanır Edebiyat tarihindeki bu ani kopuşa, düşünce ve yaşam tarzlarının köklü bir biçimde değişmesi neden olmuştur Matbaanın ve malayca bir basının ortaya çıkması, edebiyatın yayılmasını, hatta malzemesini başka bir biçime sokarak bu değişikliği kolaylaştırdı Böylece, elyazmaları ve profesyonel masalcıların belleği yerini kitaba bıraktı; biçim içeriği belirlemeye başladı Genç endonezyalı yazarlar roman, öykü, tiyatro oyunu ve kısa şiir gibi Avrupa edebiyat türlerini benimsediler Çinli azınlığın ortaya koyduğu bir edebiyat (1880 -1940 arasında birkaç bin cilt) ile yüzyılın başında ulusçu gazetecilerin (Semaoen, Mas Marco Kartodlkromo [1890-1932]) yayımladıkları, siyasal bakımdan angaje birkaç roman bir yana bırakılacak olursa bu çağdaş edebiyat, devlet yayınevi Balai Pustaka sayesinde 20'li yıllarda kendini gösterdi İlk romancılar Sumatra'nın batısından çıkmıştır Üzerinde en fazla durdukları temalar, genç yurttaşlarının sorunlarıdır: zorla evlendirmeler, kuşaklar arası çatışma, batılı eğitim, vb Müslümanlık, Hamka'nın yapıtlarında görüldüğü gibi çok önemli ruhsal ve toplumsal bir kaynaktır 1933'te, Sutan Takdir Aliscahbana (doğm 1908), Emir Hamza (1911-1946) ve Armicn Pane (1908-1970) gibi şairler tarafından Poecangga Baroe (Yeni Yazarlar) dergisi kurulunca yeni bir dönem başladı Dergiyi yönetenler, sorunları temelden tartışmak için Hollanda'nın etkisinden kurtulmaya çalıştılar: Endonezya, Batı toplumunu mu örnek almalıydı, yoksa tam tersi olarak gelecekteki evriminin temelini geleneklerinde mi araması gerekiyordu? Dönemin romanları, duygusal, öğretici ve ahlakçıdır; bir kuşağın kafasını kurcalayan sorunları dile getirir Bununla birlikte edebiyat, Avrupa damgası taşımaktadır Suvarsih Cocopuspito (1912-1977) gibi yazarlar, yapıtlarını hollandaca kaleme almıştır Endonezya edebiyatı, ancak savaş ve sonra da bağımsızlıkla özgün bir yapıya kavuştu Ortam, edebiyat etkinlikleri için pek elverişli değildir; şiir Şairil Enver (1922 -1949), düzyazı da idrus (1921-1979) ile kısa, özlü, sert ve bireyci niteliğe büründü Serbest nazımlı şiir ve kısa öykü (cerpen), ana çizgileriyle çağı belirlemeye yöneldi: şiddet, boğuntu ve geleceğini saptama isteği Savaş, Endonezya'nın belleğine köklü bir biçimde damgasını vurmuş ve daha sonraki kuşağın,yani "45'liler kuşağı" nın başlıca konularından biri durumuna gelmiştir Bu dönemin belgeleri, eleştirmen H B Jassin'in (doğm 1917) yorulmak bilmez çalışmalarıyla günümüze aktarılmıştır Bağımsızlığın gerçekleşmesi üzerine, "sanat sanat içindir" görüşünde olanlarla "sanat halk içindir" görüşünü savunanlar arasında bir uçurum oluştu Halk için sanat anlayışından yana Olanlar, 1950'de komünist partinin desteğiyle kurulan Lekra (Lembaga Kebudayaan Hakyat) "Halk kültürü enstitüsü" bünyesinde toplandı Yazarlar bir yanı tutmak zorunda kaldılar Ama komünist Pramudya Ananta Tur (doğm 1925) siyasal görüş bakımından liberal Muhtar Lubis'e (doğm 1922) ters düşmekle birlikte, her iki yazar da romanlarında bağımsızlık savaşının acı hatıralarını ve ülkenin karşı karşıya bulunduğu ekonomik ve toplumsal güçlükleri işledi Düzyazıda ivan Simatupang (1928 -1971) ve şiirde Sitor Situmorang (doğm 1924) ile varoluşçuluğu^ ve gerçeküstücülüğün keşfi, üslupta bir arılaşmaya yol açtı Ama yazarların hepsi Batı'yı örnek almadı Örneğin oyun yazarı Utuy Tatang Sontani (doğm 1920) ve şair Subagio Sastrovardoco (doğm 1924), geleneklerine sıkı sıkıya bağlı kaldılar En başarılı yazarının Motinggo Boesce (doğm 1937) olduğu gözlenen bir halk edebiyatı gelişmesine rağmen, edebiyat az sayıda aydının tekelinde kaldı ve basım zorlukları nedeniyle küçük edebiyat dergilerinin dışına çıkamadı; bunun sonucu olarak da seçkinlere özgü ve kalıcılıktan yoksun bir duruma geldi 1960'larda, aralarında öykücü Acip Rosidi (doğm 1938), romancı Nh Dini (doğm 1936) ve şair WS Rendra'nın (doğm 1935) bulunduğu bir yeni yazarlar kuşağı ortaya çıktı Bunlar, 1965-66 yıllarının siyasal çalkantısıyla trajik bir biçimde başlayan sonraki dönemin, önemli edebiyatçıları oldular Yeni düzenin kurulmasıyla, komünist yazarlar tutuklandı ve sürgüne gönderildi Onların rakipleriyse, siyasallaştırmanın boyunduruğundan kurtuldukları ya da yeni rejimin yapacağı ilk işleri bekleyerek sustukları için angaje olmayan bir sanata dönmüş gibi davrandılar Böylece biçimsel deneyler moda halini aldı Putu Vicaya, Danarto, Sutarci Calzum Başri gibi yeni adlar dikkati çekmekteyse de bunların edebiyat tarihinde ne gibi bir yere ulaşacaklarını kestirmek için henüz çok erkendir |
Endonezya-Arkeoloji ve Sanat |
05-24-2010 | #10 |
Şengül Şirin
|
Endonezya-Arkeoloji ve SanatARKEOLOJİ VE SANAT tarihöncesi ve ön tarih Endonezya'da insan etkinliğinin ilk izleri Alt yontmataş çağına kadar uzanır (Pacitan kültürü) Avustraloidler'in ve Eski Melanezyalılar'ın gelmesiyle belirlenen Orta-taş çağında ilk kaya resimleri görülür (Sulavesi) Malaya-Polinezyalı toplulukların görülmesiyle birlikte Yenitaş çağı başlar (İÛ 2000 dolayları); bu çağı, bir geçiş evresi yaşanmadan megalitik ve Döng Son kültürleriyle ayırt edilen Tunç ve Demir çağının izlediği sanılır Tüm Endonezya'ya yayılan megalitik uygarlığın özelliği birbirini izleyen taraçalar halindeki piramitli tapınaklardır (Cava'da Banten Siri); bu piramit tipine XIV-XV yy'da yapılmış geç Cava tapınaklarında da rastlanır (candi Su-kuh ve candi Ceta) Döng Son (Thanh Hoa siti, Vietnam) sanatı, özellikle bronz eşya üretimi bakımından özgündür: kullanımı ekim dönemine ve kuraklığa bağlı olduğu sanılan ve üzerlerindeki belli belirsiz kabartmalarda geometrik ya da figüratif bir süslemenin (savaşçılar, kuşlar, evler, gemiler, vb) yer aldığı davullar (Sumatra, Cava) Bunlardan erkek olarak kabul edilen bazılarında, tabla üzerine tutturulmuş, yuvarlak kabartılar halinde kurbağalar vardır Asimetrik ağızlı, zarif, güzel tören baltalarının süslemeleri davulların süslemelerini çağrıştırır (Roti ve Cava baltaları); tören kapları, dikkati çekecek bir biçimde yassıtılmıştır isa'dan sonraki İlk yüzyıllar, itici gücü ticaret olan hintlileştirmenin yavaş yavaş ortaya çıktığı dönemdir Bu karanlık dönem, birkaç buddhacı gezginin (Çinli Fa Şien, V yy) tanıklığı ve yazıtlar (Tuk Mas, VII yy) aracılığıyla bilinmektedir Hafif malzemelerin kullanıldığı mimarlıktan geriye hiçbir iz kalmamıştır Ama Amaravatl hint üs-lubundaki Buddha heykelleri (Leiden ve Amsterdam müzelerindeki Buddha) ve Pallava (Cibuaya Vişnusu, Cava) bu ilişkilerin göstergeleridir tarihsel dönem Bu dönem, dağlık kesimdeki kralların hanedanı Şailendra tarafından geliştirilen orta cava sanatı denen sanatla (yaklş VIII yy ortası-X yy) başlar Dayanıklı malzemeyle yapıldığı için korunmuş olan en eski tapınaklar (candi), Orta Cava'nın kuzeyindeki yanardağların yamaçlarında (Dieng yaylası, Gedong Sanga öbeği) yapılmıştır Bu yapılar, mimari özellikleri bakımından, esinlendikleri hint örneklerini andırır: silmelenmiş etek duvarı üzerine oturtulmuş kare planlı bir cella, küçültülmüş yapılarla süslü piramit biçimli bir çatıyla örtülüdür Ama tapınakların en önemlileri Güney' deki ovalarda bulunur Kedu ovasındaki ilk tapınak öbeği, Vacrayana (elmas yolu) buddha kültünü yansıtır; Barabudur*, Pavon ve Mendut candilerinden oluşur (IX yy) Barabudur candisi, bir yapı topluluğunun parçası olarak tasarlanmış bir mandala'yı (derin düşünme şeması) temsil eder; bu topluluk,duvarları, kinnara' ların (yarı insan, yarı kuş yaratıklar) koruduğu tanrısal ağaçlarla süslenmiş küçük Pavon candisini ve cellasında üç heykel (tarihi Buddha ve çevresinde yer alan Bodhisattva Avalokiteşvara ve Vacrapani) bulunan Mendut candisini kapsar Prambanan ovasında daha fazla esere sahip olan İkinci öbek, her biri özgün planlı Kalasan, Sari, Plaosan, Sevu (çok harap olmuş başka bir mandala, ama-planı zemin üzerindedir) candileri gibi buddhacılığın önemli yapıtlarından oluşur Lara Conggrang şivatapınağı (IX yy, sonu-X yy başı), üç hindu tanrısına (Brahma, Şiva ve Vişnu) adanan üç ana tapınağı ve İkinci dereceden beş tapınağı İçine alan üç çevre duvarından oluşmuştur; dış bölümde dört sıra halinde yerleştirilmiş 224 minyatür tapınak, bu tapınağı Sevu candisinin mandala'sıyla karşılaştırma olanağını sağlar Dindışı mimarinin tek örneği olan Ratu Baka kratonu, yakınlardaki bir tepenin yamaçlarında yapılmıştır Birkaç taş bölüm (kapılar, merdivenler, etek duvarları) dışında, hafif malzemeden yapılmış bu binaların varlığını ortaya koyan hiçbir şey kalmamıştır Gupta ve pala hint modellerine göre yapılan heykelcilik, plastik değeri büyük yapıtlar ortaya koymuştur (Mendut ve Lara Conggrang candilerindeki heykeller) Kabartmalar (Barabudur, Lara Conggrang) özellikle yoğun, ama son derece dengeli kompozisyonlarıyla dikkati çeker, insan figürü, yumuşak bir bütünlükle işlenmiştir; doğa duygusu ve hayvan sevgisi yine bu kompozisyonlarda belirgin bir biçimde ortaya çıkar Aynı zamanda dikkati çeken yaygın kala (alt çenesi olmayan gökyüzü canavarı) teması kapıların üstünü süsler; daha sonraki dönemde kala alt çenesi de bulunan, ayrıca pençe biçiminde iki elle donatılmış olarak canlandırmıştır Bir geçiş dönemi niteliği taşıyan X-XII yy'larda yalnızca ölüler için kutsal havuzlar yapılmıştır Başlıcaları, Penanggungan dağı yamaçlarındaki Calatunda (977) ve Belahan havuzlarıdır Doğu Cava döneminde (XIII-XIV yy) anıtsal mimarlık ve heykelcilik yeniden canlanmıştır Kutsal havuzların yapımına bir süre devam edilirken, belirgin bir değişikliğe uğramış olan tapınakların yapımına da yeniden başlanmıştır Etek duvarının önemi artarken cella daha daraltılmış ve dışa doğru çıkıntı yapan bir kornişten sonra çatı, birbirini izleyen, seviye farkı az saraklarla süslenmiştir (Saventar, Kidal candileri) Çoğu mezar özelliği taşıyan tapınaklar arasında, Singasari, Cavi, Cabung, Suranovo, Kedaton, Cago candileri dikkati çeker En önemli tapınak sitesi Panata-ran'dakidir (XIV yy) Bu site, kabartmalarla süslü (ilk sırada Ramayana, İkincisinde Krlşnayana, en yukarıda aslanlar) üç taraça üzerine oturtulmuş bir ana tapınağı ve oldukça iyi korunmuş çeşitli ek yapıları kapsar; bunlardan biri olan naga tapınağının cellası, ayakta duran insan heykelleri tarafından taşınan yılanlarla çevrilidir; daha klasik olan tapınak ise 1369 tarihlidir Yüksekkabartma alanında, tantracı nitelikteki Bara Ganeşa'sı (kafatası süslemesi) ve iki büyük Singasari dvarapala' sı kuşkusuz en gözalıcı örneklerdir Çok değerli öteki yapıtlar: Singasari candi'sin-deki heykeller ve Pracna-paramlta (Leiden müzesi) ya da Sumbercati candi'sin-deki Vişnu'dur (Cakarta müzesi) Kabartma sanatı da gelişmiştir Anıtlar, çok oymalı, ama hâlâ canlılıklarını koruyan bir süsleme friziyle bezenmiştir Resimlendirilmiş temalar, ülkeye uyarlanmış hint Ramayana'sı ve Arcunavivaha gibi Cava efsaneleridir (Panataran, Cago, Cavi candileri) XV yy'dan başlayarak hindulaşmış uygarlık, yerini islamiyete bıraktı Hintliler gibi müslümanlar da, Endonezya'ya ticaret yapmak amacıyla geldiler ve barışçı yoldan kendilerini kabul ettirdiler Eski tarihlere uzanan müslüman yerleşmesinden geriye mezar taşları (Guimet müzesi), minareler (Cava'da kudus) ve kraton' lar (Cogcakarta) kaldı Gittikçe animizmle kaynaşan hlnduculuk Bali'ye kaydı; birçok değişikliğe uğramasına rağmen bugün de varlığını sürdürmektedir Bali'dekl birçok tapınaktan (her köyde en azından üç tane), Gunung Agung kıyısındaki Besakih yapı topluluğunu belirtmek gerekir Mimaride, taşın yerini alan, ayaklar üzerine oturtulmuş ahşap hafif yapılara geçilmiştir; tapınaklar (meruj, üst üste birçok çatıyla örtülüdür (Şiva için on bir, Brahma ya da Vişnu için dokuz), içinde bulundukları çevre duvarının dışında bu tapınakların eklentileri ve barok üslubunu andıran oyumlu süslemen taş kürsü vardır; şenlikler sırasında tanrıların bu kürsüye ineceğine inanılırdı Büyük heykelciliğin yerini artık zanaatçılık almıştır Özellikle çokrenkli güzel ahşap parçalar, resimler, vayang kahramanları (vayang purva ya da vayang kulit, gölge tiyatrosu ve vayang gölek, ahşap kukla tiyatrosu), daha çok kriss üretiminde uzmanlaşmış kuyumculuk ve batik, sanatsal üretimin belirgin nitelikleridir |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|