Zurna Üflemeli Çalgı

Eski 02-19-2010   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Zurna Üflemeli Çalgı



Zurna Üflemeli Çalgı



Günümüzde Türk halk müziğinde, geçmişte ise mehter müziğinde ve klasik Türk müziğinde (18 yüzyıldan önce) kullanılan üflemeli bir çalgıdır Dünyanın pek çok ülkesinde zurnaya benzeyen çalgılara rastlanır Bunların bazıları, kökeni aynı olan adlar taşır Bu tipten çalgılar İran'da "sûrnây", Çin'de "sona", Hindistan'da "sanayi", Fas ve Cezayir'de "gayta", Libya ve Tunus'ta "zuk-ra", Mısır'da "sibs", Arabistan Yanmadası'n-da "mizmâr" adını almıştır
Geçmişi Eski Mısır'a kadar uzanan zurna, Müslümanlık'ı kabul etmeden önce Türkler tarafından "yorağ" ya da "yurağ" diye adlarıdırılmıştır Zamanla bu sözcüğün yerini, "düğün neyi" anlamına gelen Farsça "sûrnây" sözcüğünün değişmiş ve bozulmuş biçimi olan "zurna" sözcüğü almıştır


Zurnanın başlıca iki bölümü vardır: Gövde ve sipsi (ya da cukcuk) Şimşir, gürgen, ardıç, kızılcık, dişbudak, erik gibi ağaçlardan, tornada çekilerek yapılan gövdenin koni biçiminde genişlemiş alt kısmı "kalak" diye adlarıdırılmıştır Ney, kaval, flüt gibi düz birer boru olan üflemeli çalgıların dar ya da geniş birer kalağı vardır Basite indirgemek gerekirse, zurnanın gövdesi uzun, konik bir borudur; üzerinde, yedisi önde (dışa bakan), biri arkada (içe bakan) olmak üzere sekiz delik bulunur Zurna iki elle tutularak çalınır ve delikler iki elin parmaklarıyla açılıp kapatılarak perdeler (notalar) elde edilir Anadolu' nun kimi yörelerinde, zurnanın kalağında da iki ya da üç küçük delik görülür Bunlara "cin deliği" (ya da "şeytan deliği") denir Uğur getirdiğine inanılan bu deliklerin perdeler üzerinde herhangi bir etkisi olmaz

Çalgının ikinci bölümü olan "sipsi", suda bekletilip yumuşatılan, sonra da ağza alınacak ucu inceltilip yassıltılmış bir kamıştır; madeni ya da ahşap olabilen "lüle" aracılığıyla gövdeye takılır Gövdenin üst ucuna, lülenin çatlamaması için, çoğunlukla madeni olan bir bilezik geçirilir Bu bilezik, neydeki "parazvane" gibidir {bak Ney)

Zurnanın çalmışı ilginçtir: Çalan, burundan soluk alıp verir ve havayı ağzında yedekler Böylece çalma hiç kesintiye uğramaz Zurnanın sesi tiz, keskin ve çok gürdür Bu yüzden daha çok açık havada çalınır Ama 18 yüzyıldan önceki dönemlerde klasik Türk müziğinde, kapalı mekânlarda zurna kullanıldığını gösteren minyatürler vardır Bu zurnalar büyük olasılıkla daha yumuşak sesli çalgılardı

Zurnanın ses alanı yaklaşık iki oktavdır Bu iki oktavlık alan içinde, çalanın ustalığına bağlı olarak, zurnadan tüm sesler (koma sesleri, çeyrek sesler) elde edilebilir Halk arasında yaygın olarak kullanılan "zurnada peşrev olmaz" sözü zurnanın yetersiz bir çalgı olduğu kanısını uyandırır, ama zurnayla yalnız basit melodiler değil, peşrevler, saz semaileri de çalınabilir Nitekim, gerek Mehterhane'de, gerekse saray ve konaklardaki fasıllarda çalınmıştır (bak BANDO; TÜRK MÜZİĞİ)

Zurnanın çeşitli boyları vardır Küçüklerine "cura zurna", büyüklerine ise "kaba zurna" denir Davul ve zurna Türk halk müziğinin ayrılmaz ikilisidir Ama, 20 yüzyılda Anadolu'nun kimi yörelerinde zurnanın yerini klarnet almıştır Çoğu yerel ustalar tarafından yapılan bu metal (bafon) klarnetler, ugırnata" diye adlarıdırılmıştır (bak Klarnet AİLESİ)

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.