|
|
Konu Araçları |
bey, çerkes, edhem, oldu, teslim, yunanlılara |
Çerkes Edhem Bey Neden Yunanlılara Teslim Oldu? |
01-09-2010 | #1 |
GöKKuŞaĞı
|
Çerkes Edhem Bey Neden Yunanlılara Teslim Oldu?Çerkes Edhem Bey “hain” değildi Bu milletin çocukları, ezanı, bayrağı ve ata yadigârı toprağı savunmak için, kimi zaman karlı dağlarda, (Sarıkamış Harekâtı gibi), kimi zaman çöllerde (Medine Müdafaası gibi), kimi zaman Trablusgarp’ta, kimi zaman Balkanlar’da, kimi zaman Çanakkale ve Sakarya’da el ele, gönül gönüle savaştı yıllar boyu Kimi Türk, kimi Kürt, kimi Laz, Çerkes, Abaza, Arnavut, Arap kökenliydi, ama kimse kökenine bakmıyor, herkes ortak bir “ümmet” bilinci içinde savaşıyordu Biliyorlardı ki, “Osmanlılık” kavramı çökerse devlet de çökecek, herkes enkaz altında kalacaktı Bu bakış açısıyla bu topraklar savunuldu ve altıyüz sene bir büyük devlet ayakta tutuldu Bu devlette ne Türk’ün Kürd’e, ne Kürd’ün Türk’e bir üstünlüğü vardı Hangi etnik kökene mensup bulunursa bulunsun, herkes onurlu bir “vatandaş”tı O kadar ki, Mustafa Kemal, Çerkes Edhem’in ağabeyi Reşid Bey’e 07 Ocak 1920 tarihinde Ankara’dan çektiği telgrafta, “İmtiyazsız sınıfsız kaynaşmış bir kitle” olmanın erdemini vurguluyor: “Bu din ve devletin sağlam bir uyruğu olan Çerkes kardeşlerimiz, hepimizin övdüğümüz baş tacımızdır Bugün düşmanlarla çevrili Türk, Çerkes ve diğer din kardeşlerimizin el ele vermeleri, sarsılmaz bir bütün oluşturmaları, namus ve yaşamımızı kurtarmak için bir zorunluluktur” Ne var ki, İstiklâl Savaşı şekillenip zaferin ucu gözükmeye başlayınca, durumlar değişiyor İşgali kırmak için canını ve malını ortaya koyanlar çevreden uzaklaştırılıyor Boşluklar, işin başında Milli Mücadele’ye sıcak bakmayanlarla dolduruluyor Bu arada iç isyanları bastıran Çerkes Edhem’le ağabeylerine de “farklı” gözle bakılmaya başlanıyor Başta İsmet Paşa olmak üzere, “icra”nın başında bulunan “Ankara Ekibi”, Çerkes Edhem’in BMM Genel Kurulu’nda coşkuyla karşılanmasını ve dakikalarca alkışlanmasını içlerine pek sindiremiyorlar Çerkes Edhem ise sürekli alkışlar karşısında çok sıkıldığını, hatta terlediğini yazıyor hatıralarında İlk kez karşılaştığı İsmet Paşa hakkında ise şu tespitleri yapıyor: “İlk defa karşılaşıyorduk Daha sonra hayatımdaki menfilik ve haksızlıkların kaynağı olan bu zatın ilk anda üzerimdeki intibaının derin olmadığını, çehresinin ve hareketlerinin bariz hususiyet ifade etmediğini itiraf ederim “Fakat konuştukça ve fikirlerini dinledikçe, onu birçok meziyetleri bulunan erkân-i harp hususiyetleri taşımakla birlikte hiçbir zaman zaferi temsil edecek kumandanlık vasfına sahip bulamadım” Belli ki, İsmet Paşa da ondan hoşlanmamıştı Zira, herkesin “Edhem Bey” olarak bilip alkışladığı kahramana İsmet Paşa ısrarla “Çerkes” diyor Araları açıldıktan sonra, Mustafa Kemal de Edhem Bey’i bu lâkapla anıyor ve “Nutuk”una geçiriyor Ancak Edhem Bey etnik kökeniyle anılmaktan rahatsızdır: “Hepimiz Osmanlı’ydık Eğer milliyet ve ırk tefriki (ayırımı) yapılmaya kalkışılsaydı, bu vatanda şeceresi karışmamış kim kalırdı?” diye soruyor Aznavur Ahmed isyanıyla Yozgat İsyanı gibi iç isyanları maharetle ve hızla bastıran Edhem Bey git gide yıldızlaşmış, ancak hased okları da üzerine çevrilmiştir Meclis’in ve halkın son derece sevip sayarak güvendiği bu adam, “Ankara Ekibi” tarafından nedense hep “kuşkuyla” izleniyor Nihayet “defteri dürülmeye” karar veriliyor Ama önce Edhem Bey’in ve ağabeylerinin son derece güvendikleri Ali Fuat Paşa Garp Cephesi Kumandanlığı’ndan alınıyor Yerine İsmet Paşa getiriliyor Edhem Bey ise bu değişikliği, kendisinin bertaraf edilmesine karar verildiği şeklinde yorumluyor: “İsmet ve Refet beylerin benim için düşündüklerini tatbik etmeye Mustafa Kemal Paşa’yı ikna etmeleri ve yolda vaziyeti müsait bulmalarıdır” diyor Haklıdır: Zira gerçekten de Ankara, Edhem Bey’in tasfiyesine karar vermiş, bu iş İsmet Paşa’ya ısmarlanmıştır Edhem Bey son anda oyunu bozmaya çalışıyor Maiyetiyle birlikte İsmet Paşa’nın Eskişehir’deki karargâhını basıp aniden İsmet Paşa’nın yanına giriyor Fakat İsmet Paşa yalnızca bir asker değildir Aynı zamanda kafasında, kuyrukları bir birine değmeyen kırk tilki dolaştırdığı söylenen bir siyasetçidir Edhem Bey’le karşılaşır karşılaşmaz hissettiği derin endişeyi anında yeniyor ve gülümseyerek yanına gidiyor Çerkes Edhem Bey neden Yunanlılara teslim oldu? Çerkes Edhem Bey, maiyetiyle birlikte İsmet Paşa’nın Eskişehir’deki karargâhını basıp aniden İsmet Paşa’nın yanına girmişti Gerisini Edhem Bey’in anılarından okuyoruz: “Başını kaldırınca beni gördü Bakışlarında hayret ve ürkeklik vardı Ayağa kalktı Şaşırmıştı Tereddüt geçirdi “Sonra süratli adımlarla bana doğru geldi Yüzündeki şaşkınlığı hemen tebessüme çevirmeyi başardı İki eliyle ellerimi tuttu, daha sonra ellerini kollarıma doğru çıkardı ve o vaziyette konuşmaya başladı: “-Ne vakit teşrif buyuruldu? Elleriniz sıcak ve ateşli Doktorunuz seyahatinize nasıl müsaade etti? Hastalığınızı hakikaten merak ediyordum Şöyle buyurun Edhem Bey şöyle cevap verdiğini yazıyor: “-Samimiyetten eser kalmayan müşterek mesaimize son vermeye geldim Niçin böyle yapılıyor, anlayamıyorum “Aleyhime gizli-açık birçok tedbirlere başvuruluyor “Rica ediyorum, eğer kendinize ait olmasını istediğiniz, fakat açıkça ifade edemediğiniz hususlar varsa bunları işte karşı karşıyayız, cesaretle söyleyin Arada itiraz etmeye kalkıştığını söylediği İsmet Paşa’yı susturup devam ediyor: “-Ben sizinle açık ve ciddi konuşuyorum ve böyle olmanızı rica ederek açık ve samimi cevap bekliyorum Sözü bu kez İsmet Paşa alıyor ve öfkesi burnunda Edhem Bey’i yatıştırmaya çalışıyor: “-Allah fesatçıların cezasını versin Edhem beyefendi İtimad ediniz ki ben sizin gibi arkadaşlarımın mevcudiyetine güvenerek Garp Cephesi Kumandanlığı’nı aldım “Ordu içinde menfi propaganda yapanları teker teker araştıracağım ve cezalandıracağım Ben bu hizmeti beraberce yürüteceğimize samimiyetle inanıyorum Sizin de aynı histe olduğunuzu çok iyi biliyorum” Özü-sözü aynı olan, hile-hurda bilmeyen Edhem Bey, İsmet Paşa’nın yanından kısmen tatmin olmuş olarak ayrılıyor Kendisine yanlış istihbarat verildiğini düşünüyor Fakat hüküm çoktan verilmiştir Ne yapsa artık kâr etmeyecektir O da bu sırada BMM’ye ağır bir telgraf çekmek suretiyle “hayatının hatası”nı yapıyor Bu telgraf kendisini tutan milletvekilleri tarafından bile “tehdit” olarak algılanır ve bu yüzden İsmet Paşa, ilk kez Meclisin desteğini kazanıyor Onun son aradığı da zaten budur Harekete geçiyor Edhem Bey’i sıkıştırmaya başlıyor Ve ağabeyiyle birlikte Yunanlılara sığınmak zorunda bırakıyor O sırada Edhem Bey ve ağabeyi Reşid Bey’in elinde hatırı sayılır miktarda para ve mühimmat vardır Ancak tek kuruşuna dahi el sürmüyorlar Maaşlarından arta kalan birkaç kuruşla yurt dışına çıkıyorlar ve sefalet içinde yaşıyorlar Sonradan Ankara İstiklâl Mahkemesi’nde idamlarına hükmediliyor 150’likler listesine alınıyorlar 1937’de diğerleriyle birlikte affediliyorlar, (Atatürk’ün Edhem Bey’e para ve pasaport gönderttiği söylenir) ama Edhem Bey çok sevdiği ülkesine dönmeyi içine sindiremiyor Bunu da hatıralarında şöyle izah ediyor: “Ben milletime ve tarihe ‘hain’ diye tanıtılmış, gıyabında idama mahkûm edilmiş bir adamım “Ama hakikatte ben, asgari bana böyle diyenler kadar vatanperverim Ve Milli Mücadele’de hepsinden kıdemliyim “Ben hain olmaya icbar edildim, buna rağmen hain olmadım Şimdi hakikatleri açıkça konuşabilecek miyiz? Hepimiz adil ve bitaraf hâkimler önüne çıkabilecek miyiz? “Haydi bunlar oldu diyelim; ya zihinlere yerleştirilmiş menfur kanaatleri nasıl ıslah edeceğiz? Burada gurbette ölürüm, fakat hiç olmazsa günün birinde doğru tarihin hakikatleri ele almasını ümit ederek gözlerimi kaparım” Edhem Bey 1948 Eylül’ünde Amman’da hayata gözlerini yumuyor Şeria Nehri’nin kıyısında toprağa veriliyor ¥ Bugünlerde hepimiz, içinde günlerdir arama-tarama yapılan “Kozmik Odanın sırları”na kilitlenmiş durumdayız, ancak sırlarımız o odadaki sırlardan ibaret değildir Çerkes Edhem başta olmak üzere yakın tarihimizin pek çok “sırrı” vardır “Çerkes Edhem Olayı” bunlardan sadece biridir Yunanlılara sığınma zorunda kalışının yıldönümünde kısaca parantez açmak istedim Lakin asıl ilginç olan, Çerkes Edhem’in ağabeyi, Saruhan (Manisa) Milletvekili Reşid Bey’in “Kürt meselesi”ne ilişkin olarak Atatürk’e yazdığı “açık mektup”tur Yavuz Bahadıroğlu
__________________
Bıçak soksan gölgeme, Sıcacık kanım damlar Girde bak bir ülkeme: Başsız başsız adamlar NFK GaLiBa Bu GeCe YaĞMuRDa GöKKuŞaĞı MiSali GüLeRKeN aĞLaMaNıN ZaMaNı
|
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|