Sinir Sistemi

Eski 05-04-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Sinir Sistemi



Sinir sistemi hakkında bilgi




Sinir sistemi uyaranların ve direktiflerin, bir yerden diğerine iletilmesini ve bilgilerin en faydalı şekle sokularak biçimlendirilmesini sağlayan sistem Bu sistem üç kısma ayrılır:


1) Periferik (çevresel) sinir sistemi,

2) Santral (merkezî) sinir sistemi,

3) Otonom (bağımsız) sinir sistemi

Sinir sistemi, bir hayvanın içsel ve dışsal çevresini algılamasına yol açan, bilgi elde eden ve elde edilen bilgiyi işleyen, vücut içerisinde hücreler ağı sayesinde sinyallerin farklı bölgelere iletimini sağlayan, organların, kasların aktivitelerini düzenleyen bir organ sistemidir

Beyine sahip olmayan hayvanlarda, sinir sistemi düşünce ve duygu üretmez veya iletmez Süngerler dışında tüm çok hücreleri hayvanlarda bulunur

Sinir sistemi uyaranların ve direktiflerin, bir yerden diğerine iletilmesini ve bilgilerin en faydalı şekle sokularak biçimlendirilmesini sağlayan sistem Bu sistem üç kısma ayrılır:

1) Periferik (çevresel) sinir sistemi,

2) Santral (merkezî) sinir sistemi,

3) Otonom (bağımsız) sinir sistemi

Sinir dokusu: Nöron adı verilen sinir hücreleriyle, glia denen destek hücrelerden meydana gelir Glia hücreleri nöronların arasında yer alır Onlara desteklik yapar, beslenmelerini sağlar ve onları etkilerden korur Nöronlar ise sinir sistemini fonksiyonel ve anatomik birimidir Her nöron hücresinin bir gövdesi, iki veya daha fazla sayıda da uzantısı bulunur Uzantılar akson ve dentrit adını alırlar Dentritler uyarıyı uç kısımlardan alıp, hücre gövdesine iletirler Akson ise uyarıları sinir gövdesinden götüren uzun sinir lifleridir Akson içinde devamlı madde akımı vardır Bu daha ziyâde plazma, stoplazma akımıdır, hücre gövdesinden akson sonuna doğrudur

Sinir sistemi içinde nöronlar gruplar hâlinde bulunurlar Beyin ve omurilik dışındaki bu nöron gruplarına ganglion (sinir düğümü) adı verilir Omurilik ve beyindeki değişik büyüklük ve şekilde olan nöron gruplarına nükleus (çekirdek) denir Bu sinir hücrelerinin toplu olarak bulunduğu beyin ve omurilik sahaları gri cevher (substantia grisea) ismini alır Bunun dışında kalan ve çoğunlukla myelinli sinir liflerinden meydana gelen sahaya da beyaz cevher (substantia alba) denir

Sinir lifinin yapısı: Akson gövdeden çıktıktan sonra kısa bir süre çıplak olarak seyreder ve daha sonra myelin kılıfıyla kaplanır Buna göre sinir lifleri myelinli ve myelinsiz diye ikiye ayrılır Sinir liflerinin çoğunluğunda myelin kılıfı vardır “Myelin kılıfı”, lipid ve proteinden meydana gelir Sinir lifinin en dışında ise, “schwann kılıfı” bulunur

Sinirde uyarı dalgasının yayılması: Bütün hücrelerin canlılık özelliklerinden birisi de dışarıdan gelen uyarıları fark edebilmesi ve buna reaksiyon göstermeleridir Bu hâdise hücre zarının içiyle dışı arasındaki elektrik potansiyelinin içerisi, negatif olacak şekilde ve hücreden hücreye değişmek üzere ortalama -70 mV (minivolt) olması ile gerçekleşir

Bu dengeye hücre içindeki iyonlar ile, hücreyi kaplayan sıvının içindeki iyonların miktarlarının belli seviyelerde bulunmaları ile ulaşılır ve bu düzende hücre zarı enerji harcayarak aktif rol alır Dışarıdan gelen mekanik, kimyevî ve elektrikli uyarılar hücre içindeki iyonlardan özellikle sodyumun (Na+) dışarıya ve potasyumun (K+) içeriye girmesine sebep olacak şekilde hücre zarını değiştirirler Ancak bu giriş esnâsında herbirinin girme hızlarındaki ufak bir fark, çok küçük bir zaman biriminde hücre zarı etrâfındaki elektrik potansiyelini -70 mV’dan 0 mV’a doğru yaklaştırır Sinir hücrelerini diğer hücrelerden ayıran özellikler, bu elektrik potansiyeli farkının komşu hücre uzantısı boyunca, yâni akson boyunca, bir önceki kısmın bir sonrakini uyarması şeklinde akıp gitmesi ve akson sonuna gelindiğinde, buradan diğer sinirlere veya başka cinsten hücrelere etki edecek kimyevî maddeleri salgılatmalarıdır

Myelinli ve myelinsiz sinirlerin farkı: 1) Myelinli sinirlerde iletim hızlı, myelinsiz sinirlerde ise yavaştır 2) Myelinli sinirin uyarılma eşiği myelinsiz sinire göre daha düşüktür Çünkü, akım küçük bir sahaya toplanmıştır ve birim sahaya düşen akım sıktır Myelinsiz sinirde akım yayılmıştır 3) Myelin kılıfının kalınlığına göre iletim hızı değişir Sinir ne kadar kalınsa iletim o kadar hızlıdır Çap 1 (bir) birim arttıkça iletim 6 kat artar

Reseptörler (duyu hücreleri): İç ve dış ortamdaki değişikliklerden organizmayı haberdar eden özel yapılardır İnsan organizmasında çeşitli uyaranları cevaplayan değişik reseptörler bulunur Gözdeki reseptörleri ışık, kulaktakileri ses, denge organındakileri vücudun durumu, derideki reseptörleriyse; basınç, sıcaklık, soğukluk gibi uyaranlar harekete geçirir

Periferik sinir sistemi: Çevresel sinirler ve bunların ilgili ganglionları periferik sinir sistemini meydana getirir Periferik sinirler içinde iki türlü lif bulunur: Bunlardan duyusal lifler reseptörlerden başlar Buradan aldıkları uyarıları omuriliğe ve beyine iletirler Diğer lifler ise motor liflerdir Motor lifler merkezden gelen uyarıları cevap organları ve dokularına götürürler Bunlardan somatik motor lif olanları iskelet kaslarında sonlanırlar, otonomik lif olanları ise kalb kası, düz kas ve bezleri sinirlendirirler

Otonom (bağımsız) sinir sistemi: İrâde dışı olan fonksiyonlarla ilgilidir Birbirleriyle bağlantılıdır ve esas olarak otonom sinir sistemi, merkezi sinir sisteminin bölümüdür Otonom sinir sistemi iki bölüme ayrılır: 1) Sempatik sistem, 2) Parasempatik sistem Bu iki sistemin fonksiyonları birbirinin tam tersidir Hangisi hasara uğrarsa, gittikleri organda, diğerinin etkisi hâkim olur Normal şartlarda, fonksiyon bakımından aralarında bir denge vardır

Her iki sistemin etkilerini şöyle sınıflandırabiliriz:

1 Gözün, göz çukurunda öne doğru fırlamasına sempatik sistem sebep olurken, parasempatik sistem aktivitesi arttığında göz, göz çukurunun içine gömülür

2 Sempatik sistem göz bebeğini genişletir Parasempatik sistem ise göz bebeğini daraltır

3 Deride bölgesel damarları genişleterek kızarıklığa sebep olan sempatik sistem, aynı zamanda terlemeyi de azaltır Parasempatiklerinse terlemeyi arttırıcı etkileri vardır

4 Korku ve heyecan hâllerinde, sempatiklerin aktivitesi artar, tüyler diken diken olur Parasempatiklerin bu etkisi yoktur

5 Sempatikler kalbin kasılma gücünü ve atım sayısı ile kalpten bir dakikada atılan kan miktarını arttırırlar Parasempatiklerse kalp kasılmasını ve atım hacmini ve sayısını azaltırlar

6 Sempatikler safra boşalımını engellerken, parasempatikler safrakesesi kaslarını kasarak safra boşalımını sağlarlar

7 Sempatikler sindirim sisteminin bütün fonksiyonlarını yavaşlatır, parasempatikler hızlandırırlar

8 Sempatikler vücut damarlarında daralmaya sebep olarak, kan dolaşımını hızlandırırlar, kan basıncını yükseltirler Parasempatikler damarları genişleterek dolaşımı yavaşlatırlar ve kan basıncını düşürürler

9 Sempatikler mesâne kaslarını gevşeterek mesânenin boşalımını azaltırlar, parasempatikler bu kasları kasılmaya sevk edip mesâne sfinkterini de (kapak görevi gören büzücü kaslar) aksine gevşeterek mesâneyi boşaltırlar

10 Kalın barsakların son kısımlarındaki büzücü kaslara (sfinkterler) sempatiklerin kasıcı, parasempatiklerin gevşetici etkileri vardır

11 Pankreas’tan insülin salınmasını parasempatikler arttırırlar, sempatikler salınmayı engellerler

12 Sempatiklerin katabolik (protein yıkıcı), parasempatiklerin ise anabolik (protoin yaptırıcı) etkileri vardır

Merkezî sinir sistemi: Beyin ve omurilikten meydana gelir Sinir sisteminde haberler, elektriksel uyarılarla cevabın hâsıl olacağı organa iletilir Bu, sâniyeden çok daha kısa zamanda olup biter Canlı organizma çevreden sürekli uyarılar alırken, içten gelen uyarıları da alır ve bunlara cevap verir İlkel organizmalarda bu cevaplar neslin de devâmını sağlayan savunma reaksiyonları şeklindedir Bu savunmayı gâye edinen refleks mekanizmalar sâdece omuriliği olan canlılarda gözlenir Fakat üst canlılar çevreden daha çok uyarı alır ve çevreyle uyum sağlaması daha önem kazanır Bu şekilde üst canlılarda, daha çok sayıda uyarı alan reseptörler gelişir ve gelen uyarıları düzenleyen üst merkezler meydana gelmiştir ve beyin gelişmiştir

Beynin gösterdiği gelişme canlının sınıfına göre değişir İnsan beyni diğer canlılar arasında en iyi gelişmişidir Fakat insan beyni en iyi gören, en iyi koku alan yapıya sâhip değildir O hâlde üstünlüğün sebebi nedir? 1) Hayâl etme, 2) Muhâkeme kâbiliyeti ve 3) Hâfıza ve bilgi depolama denen, bilgi ve olayların kodlanıp gereğinde tekrar hatırlanabilmesi, beynimizin üstünlüğünü sağlar

Beyin geliştikçe üst merkezler meydana gelir ki, bu genç yapılar daha kusursuzdur İnsan beyni sürekli gelişir Bu gelişmenin sınırı düşünülemez (Bkz Beyin)

Sinir Sistemi Merkezi sinir Sistemi ve Periferik Sinir Sistemi olmak üzere ikiye ayrılır

MERKEZI SINIR SISTEMI:

Merkezi Sinir Sistemi 2 ana parçadan oluşur: beyin ve omurilik Ortalama bir erişkinin beyni 1300-1400 gramdır Beyin 100 milyar sinir hücresi (nöron) ve trilyonlarca “glia” denilen destek hücrelerinden oluşur Omurilik ise yaklaşık olarak kadınlarda 43 cm erkeklerde ise 45 cm uzunluğunda ve 35-40 gram ağırlığındadır Omurilik Kolumna Vertebralis denilen birçok kemikten oluşmuş bir kemik yapı içinde bulunmaktadır Kolumna Vertebralis 70 cm uzunluğundadır, yani omurilik kolumna vertebralisten oldukça kısadır

BEYNI OLUSTURAN YAPILAR:


Serebral Korteks: Korteks kelimesi latince “kabuk” kelimesinden gelmektedir Kalınlığı 2-6 mm arasındadır Serebral korteksin sağ ve sol yarısı korpus kallosum denilen, kalın bir bant oluşturan sinir lifleri ile birbirine bağlanmıştır İnsanlarda serebral korteksin yüzeyi pek çok girinti ve çıkıntıyla kaplıdır Korteksdeki çıkıntılara girus girintilere ise sulkus denir Yüksek seviyeli bir memeli olan insanlarda bu girinti ve çıkıntıların sayısı çok fazlayken fare, sıçan gibi düşük seviyeli memelilerde bu girinti ve çıkıntıların sayısı daha azdır

Fonksiyonu: Düşünme, istemli hareket, dil, sonuç çıkarma, algılama

Serebellum (Beyincik): Serebellum kelimesi latince “küçük beyin” kelimesinden gelmektedir Serebellum beyin sapının hemen arkasındadır Serebellum serebral korteks gibi hemisferlere ayrılır ve bu hemisferleri saran bir korteksi vardır Serebellumun fonksiyonu hareket, denge ve postürün sağlanmasıyla ilgilidir

Beyin sapı: Beyin sapı, talamus ile omurilik arasında kalan bölgeye verilen isimdir Beyin sapındaki yapılar, medulla, pons, tektum, retiküler formasyon, ve tegmentumdur Beyin sapındaki bazı alanlar kan basıncı, kalp hızı ve solunum gibi hayati fonksiyonların düzenlenmesinden sorumludur

Hipotalamus: Bir bezelye tanesi büyüklüğündeki bu küçük yapı beynin tabanında yer alır Beynin üç yüzde birini oluşturmasına rağmen çok önemli davranışlardan sorumludur Hipotalamus vücudun termostatıdır Eğer vücut çok ısınırsa, hipotalamus bunu algılar ve derideki kapiler damarların genişlemesini sağlar, bu da vücudun soğumasına yol açar Hipotalamus ayni zamanda hipofiz bezini de kontrol eder Duyguların, açlığın, susuzluğun ve sirkadian ritmin düzenlenmesinde rol oynar

Talamus: Talamus periferden gelen duyusal bilgiyi alıp bunu serebral kortekse ileten bir röle gibidir Ayrıca serebral korteksden gelen bilgileri de omurilik ve beynin diğer kısımlarına iletir Fonksiyonu duyusal ve motor integrasyondur

Limbik Sistem: Limbik sistem amygdala, hipokampus, mamilari kitleler ve singulat girusun da dahil olduğu bir gurup yapıdan oluşur Bu alanlar verilen bir uyarıya karsı gösterilen duygusal cevabi kontrol etmede önemlidir Bu sistemin pir parçası olan hipokampusun ise öğrenme ve hafıza olaylarında önemli fonksiyonu vardır

Bazal Ganglia: Ganglia kelimesi ganglion kelimesinin çoğuludur, yani ganglionlar anlamına gelir Bazal ganglia hareketin koordinasyonundan sorumludur Globus pallidus, kaudat nükleus, subtalamik nükleus, putamen ve substantia nigra denilen yapılardan oluşur

Orta beyin: Orta beyin superior ve inferior kollikuli ve red nükleustan oluşur Orta beyin görme, duyma, göz ve vücut hareketlerinden sorumludur

PERIFERIK SINIR SISTEMI:

Periferik Sinir Sistemi somatik sinir sistemi ve otonom sinir sistemi olmak üzere ikiye ayrılır

a)Somatik Sinir Sistemi: Merkezi sinir sistemine duyusal bilgi gönderen periferik sinirlerden ve iskelet kaslarını inerve eden motor sinir liflerinden oluşur

b) Otonom Sinir Sistemi (OSS): Otonom sinir sistemi üçe ayrılır: sempatik sinir sistemi, parasempatik sinir sistemi ve enterik sinir sistemi Otonom Sinir Sistemi salgı bezlerini ve iç organların düz kaslarını kontrol eder Çoğu zaman OSS nin çalıştığının farkında bile değilizdir, çünkü OSS refleks bir şekilde istemsiz olarak çalışır Örneğin kan basıncımızdaki yada kalp hızımızdaki değişiklikleri fark etmeyiz bile Bazı insanlar OSS nin kan basıncı ve kalp hızı gibi bazı fonksiyonlarını eğitimle kontrol edebilirler OSS iki durumda çok önemli fonksiyon yapar Birincisi “kaç veya savaş” denilen acil durumlarda ve ikincisi de “dinlen ve sindir” denilen acil olmayan durumlardır OSS salgı bezlerini ve bazı kasları kontrol eder Bu kaslar şunlardır

Derideki kaslar: Saç follikülerindeki düz kaslar Kan damarlarındaki düz kaslar Gözdeki iris (düz kas) Mide, bağırsaklar ve idrar kesesindeki düz kaslar Kalp kası Somatik sinir sisteminde merkezi sinir sistemi ile hedef organ arasında yalnızca bir nöron varken otonom sinir sisteminde 2 nöron vardır

Sempatik Sinir Sistemi: Sinir sisteminin bu bölümüne sempatik denilmesinin sebebi duygularla paralel hareket etmesindendirGüneşli güzel bir günde parkta dolaşırken, karsınıza kuduz bir köpek çıkarsa ne yaparsınız? Ya kaçar ya da köpekle dövüşürsünüz Bu reaksiyona “dövüş ya da kaç cevabı denir Bu tür reaksiyonlarda SSS i aktive olur, kan basıncı artar, kalp hızlanır ve sindirim yavaşlar Sempatik preganglionik nöronlar omuriliğin torasik ve lumbar kısımlarının lateral gri boynuzundadır Buradan çıkan lifler sempatik ganglion zincirine gelir Burası postganglionik sempatik nöronların bulunduğu yerdir Normal bir yetişkinde 3 servikal, 12 torasik, 4-5 lumbar ve değişik sayıda sakral ganglia vardır

SSS ekstiremitelerdeki kan damarları üzerine tonik (sürekli) konstriktör etkide bulunur Korku ve öfke gibi uyaranlarla vücudu “dövüş yada kaç” reaksiyonuna hazırlar Kalp hızlanır, göz bebekleri genişler, deri terler Kan deri ve sindirim sisteminden iskelet kaslarına yönlendirilir, sindirim ve üriner kanallardaki sfinkterler kapanır

Parasempatik Sinir Sistemi: Parasempatik sinir sistemi genelde sempatik sinir sistemini dengeleme yönünde fonksiyon gösterir Preganglionik nöronları, beyin sapı nükleuslarında ve sakral omuriliktedir Parasempatik sistem kalbi yavaşlatır, tükürük ve barsak salgılarını artırır ve barsak hareketlerini artırır YAPI SEMPATİK UYARI PARASEMPATİK UYARI iris Pupil Dilatasyonu Pupil Constriksiyonu Tükürük bezleri Tükürük yapımı azalır Tükürük yapımı artar Ağız-burun mukozası Mukus yapımı azalır

Mukus yapımı artar Kalp Atım hızı ve kasılma gücü artar Atım hızı ve kasılma gücü azalır Akciğer Broş kasları gevşer Bronş kasları kasılır Mide Peristalsis azalı Mide sekresyonu artar, motilite artar İnce barsak Motilite azalır Sindirim artar Kalın barsak Motilite azalır Sekresyon ve motilite artar Karaciğer Glikojenin gulükoza dönüşümü artar Böbrek İdrar sekresyonu azalır İdrar sekresyonu artar Adrenal medulla Norepinephrine ve epinephrine salınır İdrar kesesi Kese duvarı gevşer, sfinkter kapanır Kese duvarı kasılır, sfinkter gevşer
3)Enterik sinir sistemi: Enterik sinir sistemi iç organları innerve eden sinir liflerinden oluşmuş bir ağdır

Merkezi sinir sistemi ile periferik sinir sistemi arasındaki farklar:

1 Merkezi sinir sistemindeki nöron topluluklarına nükleus denir 2 Periferik sinir sistemindeki nöron topluluklarına ganglion denir 3 Merkezi sinir sistemindeki akson topluluklarına traktus denir 4 Periferik sinir sistemindeki akson topluluklarına sinir denir

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Sinir Sistemi

Eski 05-04-2009   #2
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Sinir Sistemi






Sinir sistemi uyaranların ve direktiflerin, bir yerden diğerine iletilmesini ve bilgilerin en faydalı şekle sokularak biçimlendirilmesini sağlayan sistem Bu sistem üç kısma ayrılır: 1) Periferik (çevresel) sinir sistemi, 2) Santral (merkezî) sinir sistemi, 3) Otonom (bağımsız) sinir sistemi

Sinir sistemi, bir hayvanın içsel ve dışsal çevresini algılamasına yol açan, bilgi elde eden ve elde edilen bilgiyi işleyen, vücut içerisinde hücreler ağı sayesinde sinyallerin farklı bölgelere iletimini sağlayan, organların, kasların aktivitelerini düzenleyen bir organ sistemidir

Beyine sahip olmayan hayvanlarda, sinir sistemi düşünce ve duygu üretmez veya iletmez Süngerler dışında tüm çok hücreleri hayvanlarda bulunur

Sinir sistemi uyaranların ve direktiflerin, bir yerden diğerine iletilmesini ve bilgilerin en faydalı şekle sokularak biçimlendirilmesini sağlayan sistem Bu sistem üç kısma ayrılır: 1) Periferik (çevresel) sinir sistemi, 2) Santral (merkezî) sinir sistemi, 3) Otonom (bağımsız) sinir sistemi

Sinir dokusu: Nöron adı verilen sinir hücreleriyle, glia denen destek hücrelerden meydana gelir Glia hücreleri nöronların arasında yer alır Onlara desteklik yapar, beslenmelerini sağlar ve onları etkilerden korur Nöronlar ise sinir sistemini fonksiyonel ve anatomik birimidir Her nöron hücresinin bir gövdesi, iki veya daha fazla sayıda da uzantısı bulunur Uzantılar akson ve dentrit adını alırlar Dentritler uyarıyı uç kısımlardan alıp, hücre gövdesine iletirler Akson ise uyarıları sinir gövdesinden götüren uzun sinir lifleridir Akson içinde devamlı madde akımı vardır Bu daha ziyâde plazma, stoplazma akımıdır, hücre gövdesinden akson sonuna doğrudur

Sinir sistemi içinde nöronlar gruplar hâlinde bulunurlar Beyin ve omurilik dışındaki bu nöron gruplarına ganglion (sinir düğümü) adı verilir Omurilik ve beyindeki değişik büyüklük ve şekilde olan nöron gruplarına nükleus (çekirdek) denir Bu sinir hücrelerinin toplu olarak bulunduğu beyin ve omurilik sahaları gri cevher (substantia grisea) ismini alır Bunun dışında kalan ve çoğunlukla myelinli sinir liflerinden meydana gelen sahaya da beyaz cevher (substantia alba) denir

Sinir lifinin yapısı: Akson gövdeden çıktıktan sonra kısa bir süre çıplak olarak seyreder ve daha sonra myelin kılıfıyla kaplanır Buna göre sinir lifleri myelinli ve myelinsiz diye ikiye ayrılır Sinir liflerinin çoğunluğunda myelin kılıfı vardır “Myelin kılıfı”, lipid ve proteinden meydana gelir Sinir lifinin en dışında ise, “schwann kılıfı” bulunur

Sinirde uyarı dalgasının yayılması: Bütün hücrelerin canlılık özelliklerinden birisi de dışarıdan gelen uyarıları fark edebilmesi ve buna reaksiyon göstermeleridir Bu hâdise hücre zarının içiyle dışı arasındaki elektrik potansiyelinin içerisi, negatif olacak şekilde ve hücreden hücreye değişmek üzere ortalama -70 mV (minivolt) olması ile gerçekleşir

Bu dengeye hücre içindeki iyonlar ile, hücreyi kaplayan sıvının içindeki iyonların miktarlarının belli seviyelerde bulunmaları ile ulaşılır ve bu düzende hücre zarı enerji harcayarak aktif rol alır Dışarıdan gelen mekanik, kimyevî ve elektrikli uyarılar hücre içindeki iyonlardan özellikle sodyumun (Na+) dışarıya ve potasyumun (K+) içeriye girmesine sebep olacak şekilde hücre zarını değiştirirler Ancak bu giriş esnâsında herbirinin girme hızlarındaki ufak bir fark, çok küçük bir zaman biriminde hücre zarı etrâfındaki elektrik potansiyelini -70 mV’dan 0 mV’a doğru yaklaştırır Sinir hücrelerini diğer hücrelerden ayıran özellikler, bu elektrik potansiyeli farkının komşu hücre uzantısı boyunca, yâni akson boyunca, bir önceki kısmın bir sonrakini uyarması şeklinde akıp gitmesi ve akson sonuna gelindiğinde, buradan diğer sinirlere veya başka cinsten hücrelere etki edecek kimyevî maddeleri salgılatmalarıdır

Myelinli ve myelinsiz sinirlerin farkı: 1) Myelinli sinirlerde iletim hızlı, myelinsiz sinirlerde ise yavaştır 2) Myelinli sinirin uyarılma eşiği myelinsiz sinire göre daha düşüktür Çünkü, akım küçük bir sahaya toplanmıştır ve birim sahaya düşen akım sıktır Myelinsiz sinirde akım yayılmıştır 3) Myelin kılıfının kalınlığına göre iletim hızı değişir Sinir ne kadar kalınsa iletim o kadar hızlıdır Çap 1 (bir) birim arttıkça iletim 6 kat artar


Reseptörler (duyu hücreleri): İç ve dış ortamdaki değişikliklerden organizmayı haberdar eden özel yapılardır İnsan organizmasında çeşitli uyaranları cevaplayan değişik reseptörler bulunur Gözdeki reseptörleri ışık, kulaktakileri ses, denge organındakileri vücudun durumu, derideki reseptörleriyse; basınç, sıcaklık, soğukluk gibi uyaranlar harekete geçirir

Periferik sinir sistemi: Çevresel sinirler ve bunların ilgili ganglionları periferik sinir sistemini meydana getirir Periferik sinirler içinde iki türlü lif bulunur: Bunlardan duyusal lifler reseptörlerden başlar Buradan aldıkları uyarıları omuriliğe ve beyine iletirler Diğer lifler ise motor liflerdir Motor lifler merkezden gelen uyarıları cevap organları ve dokularına götürürler Bunlardan somatik motor lif olanları iskelet kaslarında sonlanırlar, otonomik lif olanları ise kalb kası, düz kas ve bezleri sinirlendirirler

Otonom (bağımsız) sinir sistemi: İrâde dışı olan fonksiyonlarla ilgilidir Birbirleriyle bağlantılıdır ve esas olarak otonom sinir sistemi, merkezi sinir sisteminin bölümüdür Otonom sinir sistemi iki bölüme ayrılır: 1) Sempatik sistem, 2) Parasempatik sistem Bu iki sistemin fonksiyonları birbirinin tam tersidir Hangisi hasara uğrarsa, gittikleri organda, diğerinin etkisi hâkim olur Normal şartlarda, fonksiyon bakımından aralarında bir denge vardır


Her iki sistemin etkilerini şöyle sınıflandırabiliriz:

1 Gözün, göz çukurunda öne doğru fırlamasına sempatik sistem sebep olurken, parasempatik sistem aktivitesi arttığında göz, göz çukurunun içine gömülür

2 Sempatik sistem göz bebeğini genişletir Parasempatik sistem ise göz bebeğini daraltır

3 Deride bölgesel damarları genişleterek kızarıklığa sebep olan sempatik sistem, aynı zamanda terlemeyi de azaltır Parasempatiklerinse terlemeyi arttırıcı etkileri vardır

4 Korku ve heyecan hâllerinde, sempatiklerin aktivitesi artar, tüyler diken diken olur Parasempatiklerin bu etkisi yoktur

5 Sempatikler kalbin kasılma gücünü ve atım sayısı ile kalpten bir dakikada atılan kan miktarını arttırırlar Parasempatiklerse kalp kasılmasını ve atım hacmini ve sayısını azaltırlar

6 Sempatikler safra boşalımını engellerken, parasempatikler safrakesesi kaslarını kasarak safra boşalımını sağlarlar

7 Sempatikler sindirim sisteminin bütün fonksiyonlarını yavaşlatır, parasempatikler hızlandırırlar

8 Sempatikler vücut damarlarında daralmaya sebep olarak, kan dolaşımını hızlandırırlar, kan basıncını yükseltirler Parasempatikler damarları genişleterek dolaşımı yavaşlatırlar ve kan basıncını düşürürler

9 Sempatikler mesâne kaslarını gevşeterek mesânenin boşalımını azaltırlar, parasempatikler bu kasları kasılmaya sevk edip mesâne sfinkterini de (kapak görevi gören büzücü kaslar) aksine gevşeterek mesâneyi boşaltırlar

10 Kalın barsakların son kısımlarındaki büzücü kaslara (sfinkterler) sempatiklerin kasıcı, parasempatiklerin gevşetici etkileri vardır

11 Pankreas’tan insülin salınmasını parasempatikler arttırırlar, sempatikler salınmayı engellerler

12 Sempatiklerin katabolik (protein yıkıcı), parasempatiklerin ise anabolik (protoin yaptırıcı) etkileri vardır

Merkezî sinir sistemi: Beyin ve omurilikten meydana gelir Sinir sisteminde haberler, elektriksel uyarılarla cevabın hâsıl olacağı organa iletilir Bu, sâniyeden çok daha kısa zamanda olup biter Canlı organizma çevreden sürekli uyarılar alırken, içten gelen uyarıları da alır ve bunlara cevap verir İlkel organizmalarda bu cevaplar neslin de devâmını sağlayan savunma reaksiyonları şeklindedir Bu savunmayı gâye edinen refleks mekanizmalar sâdece omuriliği olan canlılarda gözlenir Fakat üst canlılar çevreden daha çok uyarı alır ve çevreyle uyum sağlaması daha önem kazanır Bu şekilde üst canlılarda, daha çok sayıda uyarı alan reseptörler gelişir ve gelen uyarıları düzenleyen üst merkezler meydana gelmiştir ve beyin gelişmiştir

Beynin gösterdiği gelişme canlının sınıfına göre değişir İnsan beyni diğer canlılar arasında en iyi gelişmişidir Fakat insan beyni en iyi gören, en iyi koku alan yapıya sâhip değildir O hâlde üstünlüğün sebebi nedir? 1) Hayâl etme, 2) Muhâkeme kâbiliyeti ve 3) Hâfıza ve bilgi depolama denen, bilgi ve olayların kodlanıp gereğinde tekrar hatırlanabilmesi, beynimizin üstünlüğünü sağlar

Beyin geliştikçe üst merkezler meydana gelir ki, bu genç yapılar daha kusursuzdur İnsan beyni sürekli gelişir Bu gelişmenin sınırı düşünülemez (Bkz Beyin)

Sinir Sistemi Merkezi sinir Sistemi ve Periferik Sinir Sistemi olmak üzere ikiye ayrılır

MERKEZI SINIR SISTEMI:

Merkezi Sinir Sistemi 2 ana parçadan oluşur: beyin ve omurilik Ortalama bir erişkinin beyni 1300-1400 gramdır Beyin 100 milyar sinir hücresi (nöron) ve trilyonlarca “glia” denilen destek hücrelerinden oluşur Omurilik ise yaklaşık olarak kadınlarda 43 cm erkeklerde ise 45 cm uzunluğunda ve 35-40 gram ağırlığındadır Omurilik Kolumna Vertebralis denilen birçok kemikten oluşmuş bir kemik yapı içinde bulunmaktadır Kolumna Vertebralis 70 cm uzunluğundadır, yani omurilik kolumna vertebralisten oldukça kısadır

BEYNI OLUSTURAN YAPILAR:

Serebral Korteks: Korteks kelimesi latince “kabuk” kelimesinden gelmektedir Kalınlığı 2-6 mm arasındadır Serebral korteksin sağ ve sol yarısı korpus kallosum denilen, kalın bir bant oluşturan sinir lifleri ile birbirine bağlanmıştır İnsanlarda serebral korteksin yüzeyi pek çok girinti ve çıkıntıyla kaplıdır Korteksdeki çıkıntılara girus girintilere ise sulkus denir Yüksek seviyeli bir memeli olan insanlarda bu girinti ve çıkıntıların sayısı çok fazlayken fare, sıçan gibi düşük seviyeli memelilerde bu girinti ve çıkıntıların sayısı daha azdır

Fonksiyonu: Düşünme, istemli hareket, dil, sonuç çıkarma, algılama

Serebellum (Beyincik): Serebellum kelimesi latince “küçük beyin” kelimesinden gelmektedir Serebellum beyin sapının hemen arkasındadır Serebellum serebral korteks gibi hemisferlere ayrılır ve bu hemisferleri saran bir korteksi vardır Serebellumun fonksiyonu hareket, denge ve postürün sağlanmasıyla ilgilidir

Beyin sapı: Beyin sapı, talamus ile omurilik arasında kalan bölgeye verilen isimdir Beyin sapındaki yapılar, medulla, pons, tektum, retiküler formasyon, ve tegmentumdur Beyin sapındaki bazı alanlar kan basıncı, kalp hızı ve solunum gibi hayati fonksiyonların düzenlenmesinden sorumludur

Hipotalamus: Bir bezelye tanesi büyüklüğündeki bu küçük yapı beynin tabanında yer alır Beynin üç yüzde birini oluşturmasına rağmen çok önemli davranışlardan sorumludur Hipotalamus vücudun termostatıdır Eğer vücut çok ısınırsa, hipotalamus bunu algılar ve derideki kapiler damarların genişlemesini sağlar, bu da vücudun soğumasına yol açar Hipotalamus ayni zamanda hipofiz bezini de kontrol eder Duyguların, açlığın, susuzluğun ve sirkadian ritmin düzenlenmesinde rol oynar

Talamus: Talamus periferden gelen duyusal bilgiyi alıp bunu serebral kortekse ileten bir röle gibidir Ayrıca serebral korteksden gelen bilgileri de omurilik ve beynin diğer kısımlarına iletir Fonksiyonu duyusal ve motor integrasyondur

Limbik Sistem: Limbik sistem amygdala, hipokampus, mamilari kitleler ve singulat girusun da dahil olduğu bir gurup yapıdan oluşur Bu alanlar verilen bir uyarıya karsı gösterilen duygusal cevabi kontrol etmede önemlidir Bu sistemin pir parçası olan hipokampusun ise öğrenme ve hafıza olaylarında önemli fonksiyonu vardır

Bazal Ganglia: Ganglia kelimesi ganglion kelimesinin çoğuludur, yani ganglionlar anlamına gelir Bazal ganglia hareketin koordinasyonundan sorumludur Globus pallidus, kaudat nükleus, subtalamik nükleus, putamen ve substantia nigra denilen yapılardan oluşur

Orta beyin: Orta beyin superior ve inferior kollikuli ve red nükleustan oluşur Orta beyin görme, duyma, göz ve vücut hareketlerinden sorumludurPERIFERIK SINIR SISTEMI:

Periferik Sinir Sistemi somatik sinir sistemi ve otonom sinir sistemi olmak üzere ikiye ayrılır

a)Somatik Sinir Sistemi: Merkezi sinir sistemine duyusal bilgi gönderen periferik sinirlerden ve iskelet kaslarını inerve eden motor sinir liflerinden oluşur

b) Otonom Sinir Sistemi (OSS): Otonom sinir sistemi üçe ayrılır: sempatik sinir sistemi, parasempatik sinir sistemi ve enterik sinir sistemi Otonom Sinir Sistemi salgı bezlerini ve iç organların düz kaslarını kontrol eder Çoğu zaman OSS nin çalıştığının farkında bile değilizdir, çünkü OSS refleks bir şekilde istemsiz olarak çalışır Örneğin kan basıncımızdaki yada kalp hızımızdaki değişiklikleri fark etmeyiz bile Bazı insanlar OSS nin kan basıncı ve kalp hızı gibi bazı fonksiyonlarını eğitimle kontrol edebilirler OSS iki durumda çok önemli fonksiyon yapar Birincisi “kaç veya savaş” denilen acil durumlarda ve ikincisi de “dinlen ve sindir” denilen acil olmayan durumlardır OSS salgı bezlerini ve bazı kasları kontrol eder Bu kaslar şunlardır

Derideki kaslar: Saç follikülerindeki düz kaslar Kan damarlarındaki düz kaslar Gözdeki iris (düz kas) Mide, bağırsaklar ve idrar kesesindeki düz kaslar Kalp kası Somatik sinir sisteminde merkezi sinir sistemi ile hedef organ arasında yalnızca bir nöron varken otonom sinir sisteminde 2 nöron vardır

Sempatik Sinir Sistemi: Sinir sisteminin bu bölümüne sempatik denilmesinin sebebi duygularla paralel hareket etmesindendirGüneşli güzel bir günde parkta dolaşırken, karsınıza kuduz bir köpek çıkarsa ne yaparsınız? Ya kaçar ya da köpekle dövüşürsünüz Bu reaksiyona “dövüş ya da kaç cevabı denir Bu tür reaksiyonlarda SSS i aktive olur, kan basıncı artar, kalp hızlanır ve sindirim yavaşlar Sempatik preganglionik nöronlar omuriliğin torasik ve lumbar kısımlarının lateral gri boynuzundadır Buradan çıkan lifler sempatik ganglion zincirine gelir Burası postganglionik sempatik nöronların bulunduğu yerdir Normal bir yetişkinde 3 servikal, 12 torasik, 4-5 lumbar ve değişik sayıda sakral ganglia vardır

SSS ekstiremitelerdeki kan damarları üzerine tonik (sürekli) konstriktör etkide bulunur Korku ve öfke gibi uyaranlarla vücudu “dövüş yada kaç” reaksiyonuna hazırlar Kalp hızlanır, göz bebekleri genişler, deri terler Kan deri ve sindirim sisteminden iskelet kaslarına yönlendirilir, sindirim ve üriner kanallardaki sfinkterler kapanır

Parasempatik Sinir Sistemi: Parasempatik sinir sistemi genelde sempatik sinir sistemini dengeleme yönünde fonksiyon gösterir Preganglionik nöronları, beyin sapı nükleuslarında ve sakral omuriliktedir Parasempatik sistem kalbi yavaşlatır, tükürük ve barsak salgılarını artırır ve barsak hareketlerini artırır

YAPI SEMPATİK UYARI PARASEMPATİK UYARI

iris Pupil Dilatasyonu Pupil Constriksiyonu Tükürük bezleri Tükürük yapımı azalır Tükürük yapımı artar Ağız-burun mukozası Mukus yapımı azalır Mukus yapımı artar Kalp Atım hızı ve kasılma gücü artar Atım hızı ve kasılma gücü azalır Akciğer Broş kasları gevşer Bronş kasları kasılır Mide Peristalsis azalı Mide sekresyonu artar, motilite artar İnce barsak Motilite azalır Sindirim artar Kalın barsak Motilite azalır Sekresyon ve motilite artar Karaciğer Glikojenin gulükoza dönüşümü artar Böbrek İdrar sekresyonu azalır İdrar sekresyonu artar Adrenal medulla Norepinephrine ve epinephrine salınır İdrar kesesi Kese duvarı gevşer, sfinkter kapanır Kese duvarı kasılır, sfinkter gevşer

3)Enterik sinir sistemi: Enterik sinir sistemi iç organları innerve eden sinir liflerinden oluşmuş bir ağdır

Merkezi sinir sistemi ile periferik sinir sistemi arasındaki farklar:

1 Merkezi sinir sistemindeki nöron topluluklarına nükleus denir 2 Periferik sinir sistemindeki nöron topluluklarına ganglion denir 3 Merkezi sinir sistemindeki akson topluluklarına traktus denir 4 Periferik sinir sistemindeki akson topluluklarına sinir denir

Alıntı Yaparak Cevapla

Sinirler ve Sinir Sistemi

Eski 12-23-2009   #3
Şengül Şirin
Varsayılan

Sinirler ve Sinir Sistemi



Sinirler ve Sinir Sistemi





Çevredeki değişikliklere ve dış uyaranlara tepki göstermek canlıları cansız varlıklardan ayıran temel özelliklerden biridir Her canlı, dışarıdan gelebilecek tehlikelere karşı kendisini korumak ve çevresindeki değişikliklere uyum sağlayabilmek için dış dünyada olup bitenleri algılamak zorundadır Örneğin hava sıcaklığının değiştiğini fark edemezse, soğuktan ya da sıcaktan korunmak için gerekli önlemleri alamaz İnsanın ve bütün gelişmiş hayvanların sinir sistemi bu tür değişiklikleri duyularıyla algılar ve vücudun o andaki koşullara uygun bir yanıt vermesini sağlar Duyumsama denen bu sürecin yanı sıra, bütün organlann çalışmasını denetlemek, yaşamsal etkinliklerin uyum ve eşgüdüm içinde sürmesini sağlamak da sinir sisteminin temel görevidir


En basit canlılarda, örneğin amip gibi tekhücrelilerde bile dış uyaranlara yanıt verme özelliği vardır Ama sinir sistemi denebilecek özelleşmiş bir yapıya yalnızca çokhücreli hayvanlarda, süngerlerden daha üst basamak-lardaki gruplarda rastlanır (Bu sınıflandırmayı HAYVAN maddesindeki "Hayvanlar Âlemi" tablosunda bulabilirsiniz) Örneğin, süngerlerden daha gelişmiş bir bölüm olan knitlilerin üyelerinden denizanalannda bütün vücuda yayılmış bir sinir ağı bulunur Bu yüzden hayvanın herhangi bir yerine dokunulduğunda vücudu o noktada büzülerek tepki verir Ama denizanalannda bütün sinir hücrelerinin toplandığı bir "denetleme merkezi" ya da beyin yoktur Buna karşılık halkalısolucanla-nn üyelerinde, örneğin yersolucanlannda sinir hücreleri baştaki duyu organlanna yakın yerlerde kümelenerek beyni andıran çok sayıda sinir düğümü (gangliyon) oluşturmuştur Böceklerde ise vücudun her yanından gelen sinirlerin ulaştığı, oldukça belirgin bir beyin vardır

İnsanda sinir sisteminin denetim merkezi beyin ve omuriliktir (bak Beyîn) Bu iki yapı birlikte merkez sinir sistemi'ni oluşturur Beyinden ve omurilikten çıkan sinirlerin oluşturduğu çevrel sinir sistemi de bu merkezin bütün vücutla bağlantısını sağlar Başka bir deyişle çevrel sinir sistemi, duyu organları aracılığıyla alınan bütün dış uyanlan ve iç organlann çalışmasına ilişkin bütün bilgileri merkez sinir sistemine iletir; merkezin bu mesajlara yanıt olarak verdiği bütün komutlan da ilgili organlara götürür İnsan dışındaki öbür memelilerde de sinir sisteminin çalışması aynı temele dayanır Aradaki tek fark insan beyninde düşünme, akıl yürütme, bellek, duygular gibi insan kişiliğini ve zekâsını oluşturan bütün özelliklerin yönetildiği özel merkezlerin çok gelişmiş olmasıdır

Sinir sistemi bir yandan vücudun dış dünyayla ilişkisini yönlendirirken, bir yandan da bu kapalı sistemin iç işleyişini denetler Örneğin kalp atımlarının hızını, soluk alıp verme ritmini, bağırsakların ya da idrar kesesinin çalışmasını düzenleyen de beyindir Ne var ki, dışandan gelen uyanları ve sinir sistemimizin bunlara verdiği yanıtlan, örneğin havanın soğuduğunu ve üşümeye başladığımızı fark ettiğimiz halde bu iç işleyişin nasıl yönetildiğini fark edemeyiz Çünkü bu denetim özel bir sinir sisteminin sorumluluğunda, tümüyle is-tençdışı olarak gerçekleşir Çalışması beynin bilinç düzeyinin dışında ve bağımsız gibi göründüğü için bu sisteme "özerk" anlamında otonom sinir sistemi denir Özetle, sinir sistemi, ayrı görevleri üstlenen, ama birbirleriyle bağlantılı olarak çalışan üç temel bölümden oluşur: Merkez sinir sistemi, çevrel sinir sistemi ve otonom sinir sistemi

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Merkez Sinir Sistemi

Eski 12-23-2009   #4
Şengül Şirin
Varsayılan

Merkez Sinir Sistemi



Merkez Sinir Sistemi


Bu sistemi oluşturan beyin ile omurilik yumuşak ve çok kolay örselenebilen organlardır Bu nedenle beyin kafatasının, omurilik de omurganın içine yerleşerek bütün iç ve dış etkenlerden korunmuştur Aynca bu yapıla-nn içinde, her iki organın üstünü örten sağlam bir zar ve bu zarla beyin ya da omurilik arasındaki boşluğu dolduran beyin-omurilik sıvısı bulunur Gerek zar, gerek sıvı, beyin ile omuriliğin dıştaki kemik yapıya sürtünerek örselenmesini ve dıştan gelecek sarsıntıların bu organlara ulaşmasını engeller

Sinir sisteminin temel birimi nöron denen sinir hücresidir Bir sinir hücresi, yaşamı ve işleviyle ilgili bütün kimyasal tepkimelerin denetlendiği bir gövde bölümü ile bu gövdeden çıkan ipliksi uzantılardan oluşur Dendrit denen kısa ve dallanmış uzantılar dışarıdan gelen uyaranları hücre gövdesine iletir Akson denen tek ve uzun bir sinir lifi de hücre gövdesinden aldığı uyaranı dışarıya, örneğin başka bir sinir hücresine ya da doğrudan kas, salgıbezi gibi ilgili organlara taşır

Vücudumuzun her yanı sinirlerle örülü olduğu halde, sinir hücrelerinin gövdeleri yalnızca beyinde ve omurilikte bulunur Başka bir deyişle, kol ve bacaklanmızdaki, parmak uçlanmızdaki ya da iç organlarımızdaki bütün sinirlerin ana gövdeleri mutlaka sinir merkezlerinden birindedir Ortasında bir çekirdek bulunan ve rengi griye çalan hücre gövdeleri bir araya kümelenerek, beyindeki ve omurilikteki bozmadde'yi oluşturur Sinir liflerinin oluşturduğu dokuya ise beyazımsı rengi nedeniyle akmadde denir Bu dokunun beyaz gözükmesinin nedeni, her lifin miyelin denen beyaz ve yalıtkan bir kılıfla sarılı olmasıdır Beyinde ve omurilikte sinir hücrelerinin hem gövdeleri, hem uzantıları bulunduğu için bozmadde ile akmadde bir aradadır Ama bu merkezlerden vücuda dağılan sinirler yalnızca akmaddeden oluşur

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.