Ahiret Yolu

Eski 10-14-2009   #1
LAST BREATH
Varsayılan

Ahiret Yolu



Sokakta sâde bir "âmîn!" sadâsıdır gidiyor:

Mahalle halkı birikmiş, imam duâ ediyor

Basık bir ev; kapının iç yanında bir tâbût,

Başında çınlayan âvâzı dinliyor, mebhût;

Denildi: "Fâtiha!´; âmîni kestiler bu sefer,

Göğüsler inledi, derken, açık duran eller,

Hazîn alınları bir kerre okşayıp indi;

Deminki zemzemeler bir zaman için dindi

Duyuldu sonra imâmın nidâ-yı mağmûmu,

Diyordu:

- Söyleyin Allâh için şu merhûmu,

Nasıl bilirsiniz ey müslümanlar?

- İyi biliriz!

-Yarın huzûr-i İlâhîde toplanıp hepiniz,

Bu yolda hüsn-i şehâdet edersiniz ya?

- Evet!

- İmâm efendi, helâllık da iste, merhamet et

- Helâl edin hadi öyleyse şimdi hakkınızı

- Helâl edin hadi bekletmeyin adamcağızı!



Cemâatin yüreğinden kopup "helâl olsun!"

Nidâ-yı saffeti, birden cenâze, ah-ı derûn,

Misâli uğradı evden; fezâda yükseldi

İçerde başladı bir cûş-i nevhadır şimdi;

Baş örtüsüyle kadınlargözüktü pencereden:

-Bıraktın öyle mi, en sonra kardeşim, bizi sen!

-Yıkıldı dostlar evim, barkım Ah gitti kocam!

-Dayım melek gibi insandı; ben nasıl yanmam!

-Tamam otuz senedir komşuyuz da bir kerre,

Kızıp da "ey!" demiş insan değildi, hemşîre!

-Zavallı Remziye! Boynun büküldü evlâdım

-Babam ne oldu?

-Baban Öldü

-Etme Ayşe Hanım,

Bu söylenir mi ya? Hicrân olur zavallı kıza

Ayol, şu öksüzü bir parçacık avutsanıza

Açın da cumbayı etrâfa baksın ağlamasın



Göründü cumbada baktım ki tombalak, sanşın,

Sevimli bir küçücek kız Beiinde ancak var

Donuk yanakları üstünde parlayan yaşlar,

Zavallının eriyen ruh-i bî-günâhı idi

Benim o mersiye yâdımda ağlıyor ebedî



Sefine pâre ki sırtında mevc-i bî-hissin,

Yüzer Önünde ademden nişâne bir engin,

Çeker durur onu sâhil-cüdâ açıklarına;

Bakar mı bir taşın üstünde durmuş ağlıyana?

Cenâze dûş-i cemâatte çalkalandıkça,

O tahta pâreye benzerdi, düşmüş emvâca

Nasıl duyar ki uzaklarda inleyen kadını?

Nasıl görür ki yetîmin huruş eden yaşını?

Bu hây ü hûy-i kıyâmet-nümûn içinde söner,

Samîm-i hilkati sûzân eden enîn-i beşer



Değilmiş öyle geniş nâlenin hudûdu meğer:

Sokak bitip dönülürken kesildi mâtemler

O tahta pâre-i câmid, o iğbirâr-ı samût,

Güzer-gehindeki eşbâhı bir mehîb sükût

İçinde haşr ederek dalgalarla seyrediyor;

Zemîne bakmıyor artık semâ deyip gidiyor



Bu mahmilin neye sık sık değişsin efrâdı?

Suâli fikre büyük bir hakîkat anlattı:

Evet bekâ ezecek cism-i zâr-ı fânîyi,

Vücûd çekmiyecek ömr-i câvidânîyi,

Bu bâr-ı müdhişin altında titreyip dizler,

Dayanmıyor üç adımdan ziyâde dûş-i beşer!

Ağır ağırgidiyorken cenâze kâfilesi,

Nihâyet oldu musallâ birinci merhalesi

Çıkınca üstüne son minberin hatîb-i memât,

Açıldı dîde-i im´âna perde perde hayât



Senin en son serîrindir şu bî pervâ uzanmış taş;

Ki nermin hâb-gâhından çıkar, bir gün vurursun baş!

Elinden yok halâs imkânı, mâdâme´l-hayât uğraş

O, mutlak sedd-i râhındır, aşılmaz Muktedirsen aş!´



Musallâ: Müncemid bir mevcidir eşk-i yetîmânın;

Musallâ: Ahıdır, berceste, mâtem-zâr-ı dünyânın;

Musallâ: Minber-i teblîğidir dünyâda, ukbânın;

Musallâ-: Ders-i ibrettir durur pîşinde, irfânın



Bu minberden iner nâsûta en müdhiş hakîkatler,

Bu yerden yükselir lâhûta en hâlis kanâ´atler

Civârından geçer zulmette bî pâyan hayâletler:

Kefen-ber-dûş geçmişler, kalan üryan sefâletler!



Babam, kardeşlerim, evlâdım, annem Belki bunlardan

Muazzez bildiğim kıymetli birçok yâr-ı can el´ân

Bu taştan atfeder zanneylerim dünyâya son im´ân

Benim rûhum bu heykelden duyar hâmûş bin efgân!



Serîr-i saltanatlar devrilir, alt üst olur dünyâ;

Müşeyyed bürc ü bârülar düşer bir bir, bu taş hâlâ,

Zamânın dest-i tahrîbiyle, durmuş, eyler istihzâ;

Bütün mevcûda hâkim bir adem timsâlidir gûyâ



Namaz kılındı; duâ bitti Kârban, yoluna

Düzüldü taht-ı memâtın girip birer koluna

Yarım sâat henüz olmuştu Yolcular durdu;

Demek ki; komşusu dünyânın âhiret yurdu

Cenâze indi omuzdan yavaş yavaş, sonra,

Sokuldu servilerin ortasında bir çukura,

Atıldı üstüne üç beş kürek kemikli çamur

Kabardı toprağın altında bir an, bir ur!

Evet, çıban, ki yatan duymuyorsa dehşetini,

Dönün de arkadakinden sorun fecâ´atini·

Sükûn içinde uyurken şu bir yığın toprak

İlel´ebed o küçük rûh çırpınıp duracak!




__________________
Varlığım ne ifade etti ki, yokluğum bir şeyler göstersin

Ben olsam ne, olmasam ne ?






Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.