Kuş Dili (Mantiku't-Tayr) |
09-29-2009 | #1 |
Equinox
|
Kuş Dili (Mantiku't-Tayr)Kus dili (MANTIKU'T-TAYR) Feridüddin Attar, Nisabur’da 1120’da dogmus ve muhtemelen 1194’da vefat etmis ünlü bir sair ve mutasavviftir Hekim ve eczaci olmasindan dolayi Attar olarak anilmaktadir Tac’ül Ârifin Necmettin Kübrevi’ye bagli olmakla birlikte; benimsedigi tasavvuf anlayisi bir sistemden ziyade İsrâki’dir HzMevlâna, Seyh Galip ve diger mutasavviflar tarafindan yüceltilen Attar, çogu günümüze kadar ulasan pek çok eser birakmistir Bunlarin arasinda en ünlüsü 1187’de yazmis oldugu Tuyûrnâme (Mantiku't-tayr veya Mantik Al-Tayr) adli 4931 beyitten olusan eseridir Attar, Kusdili veya Kuslar Meclisi olarak da bilinen bu mesnevî tarzi eserinde, tasavvufun Vahdet-i Vücûd anlayisini anlatirEserde çok zengin bir sembolik dil kullanilmis ve Hakikât’i arayanlar, yani Hakikât Yolunun Yolculari kuslarla simgelenmistirHüthüt adli kus onlarin önderleri, kilavuzlari, yani mürsitleridir Aradiklari Simurg adli efsanevî kus, Allah’in zuhûr ve taayyünüdür Tabii, zuhûr ve taayyün aslinda bizzat kendilerinden ibarettir Ancak,Vahdet-i Vücut’a, yani Varlik Birligi’ne ulasanlar, “halkin Hakk’in zuhuru; Hakk’in halkin bütünü oldugunu” idrak edebilirler Kusdili asagida özetlenmeye çalisilacaktir “… Günlerden bir gün, dünyadaki bütün kuslar bir araya gelirler Toplanan kuslarin arasinda hüthüt, kumru, dudu, keklik, bülbül, sülün, üveyk, sahin ve digerleri vardir Amaçlari, padisahsiz hiç bir ülke olmadigi düsüncesiyle, kendilerini yönetmek üzere bir padisah seçmektir Hüthüt söze baslar ve HzSüleyman’in postacisi oldugunu belirttikten sonra; kuslarin Simurg adinda bir padisahlari oldugunu söyler Ama, hiç bir kusun haberlerinin olmadigini, herkesin padisahinin daima Simurg oldugunu belirtir Ancak, binlerce nur ve zulmet perdelerinin arkasinda gizli oldugu için bilinmedigini ve onun “bize bizden yakin, bizimse uzak” oldugumuzu anlatir Simurg’u arayip bulmalari için kendilerine kilavuzluk edecegini ilave edince; kuslarin hepsi de hüthütün pesine takilip onu aramak için yollara düserler Kuslarin hepsi de Simurg’un sözü üzerine yola revan olurlar… Ama, yol çok uzun ve menzil uzak oldugundan; kuslar yorulup hastalanirlar Hepsi de, Simurg’u görmek istemelerine ragmen, hüthütün yanina varinca “kendilerince geçerli çesitli mazeretler söylemeye” baslarlar Çünkü, kuslarin gönüllerinde yatan asil hedefleri çok daha basit ve dünyevî’dir (!) Örnek olarak, bülbülün istegi gül; dudu kusunun arzuladigi abihayat; tavuskusunun amaci cennet; kazin mazereti su; kekligin aradigi mücevher; hümânin nefsi kibir ve gurur; doganin sevdasi mevki ve iktidar; üveykin ihtirasi deniz; puhu kusunun aradigi viranelerdeki define; kuyruksalanin mazereti zaafiyeti dolayisiyla aradigi kuyudaki Yûsuf; bütün digerlerinin de baska baska özür ve bahanelerdir Bu mazeretleri dinleyen hüthüt, hepsine ayri ayri, dogru, inandirici ve ikna edici cevaplar verir Simurg’un olaganüstü özelliklerini ve güzelliklerini anlatir Hüthüt söz alir ve sunlari söyler Söyledikleri, ayna ve gönül açisindan ilginçtir: Simurg, apaçik meydanda olmasaydi hiç gölgesi olur muydu? Simurg gizli olsaydi hiç âleme gölgesi vurur muydu?Burada gölgesi görünen her sey, önce orada meydana çikar görünürSimurg’u görecek gözün yoksa, gönlün ayna gibi aydin degil demektirKimsede o güzelligi görecek göz yok; güzelliginden sabrimiz, takatimiz kalmadiOnun güzelligiyle ask oyununa girismek mümkün degilO, yüce lûtfuyla bir ayna icad ettiO ayna gönüldür; gönüle bak da, onun yüzünü gönülde gör! Hüthütün bu söylediklerine ikna olan kuslar, yine onun rehberliginde Simurg’u aramak için yola koyulurlarAma, yol, yine uzun ve zahmetli, menzil uzaktir…Yolda hastalanan veya bitkin düsen kuslar çesitli bahaneler, mazeretler ileri sürerler Bunlarin arasinda, nefsanî arzular, servet istekleri,ayrildigi köskünü özlemesi, geride biraktigi sevgilisinin hasretine dayanamamak, ölüm korkusu, ümitsizlik, seriat korkusu, pislik endisesi,himmet,vefa, küskünlük, kibir, ferahlik arzusu, kararsizlik, hediyegötürmek dilegi gibi hususlarla; bir kusun sordugu “daha ne kadar yol gidilecegi” sorusu vardir Hüthüt hepsine, bikip usanmadan tatminkâr cevaplar verir ve daha önlerinde asmalari gereken “yedi vadi” bulundugunu söyler Ancak, bu “yedi vadi”yi astiktan sonra Simurg’a ulasabileceklerdir Hüthütün söyledigi, “yedi vadi” sunlardir VADİLER MERHALELER 1Vadi İstek 2Vadi Ask 3Vadi Marifet 4Vadi İstigna 5Vadi Vahdet 6Vadi Hayret 7Vadi Yokluk (Fenâ) BEKÂ Kuslar gayrete gelip tekrar yola düserler… Ama, pek çogu, ya yem istegi ile bir yerlere dalip kaybolur, ya aç susuz can verir, ya yollarda kaybolur, ya denizlerde bogulur, ya yüce daglarin tepesinde can verir, ya günesten kavrulur, ya vahsi hayvanlara yem olur, yaagir hastaliklarla geride kalir, ya kendisini bir eglenceye kaptirip kafileden ayrilir Bu sayilan engellerin hepsi de Hakikât yolundaki zulmet ve nur hicaplaridir Bu hicaplardan sadece otuz kus geçerBütün vadileri asarak menzil-i maksudlarina yorgun ve bitkin bir halde uzanan bu kuslar, rastladiklari kisiye kendilerine padisah yapmak için aradiklari Simurg’u sorarlar Simurg tarafindan bir görevli gelir…Görevli, otuz kusun ayri ayri hepsine birer yazi verip okumalarini isterYazilarda, otuz kusun yolculuk sirasinda birer birer baslarina gelenler Ve bütün yaptiklari yazilidir Bu sirada, Simurg tecelli eder… Fakat, otuz kus, tecelli edenin (!) bizzat kendileri oldugunu; yani, Simurg’un mânâ bakimindan otuz kustan ibaret olduklarini görüp sasirirlarÇünkü, kendilerini Simurg olarak görmüslerdirKuslar Simurg, Simurg da kuslardirBu sirada Simurg’dan ses gelir: “Siz buraya otuz kus geldiniz, otuz kus göründünüz Daha fazla veya daha az gelseydiniz o kadar görünürdünüz Çünkü, burasi bir aynadir!” Hasili, otuz kus, Simurg’un kendileri oldugunu anlayinca; artik, ortada, neyolcu kalir, ne yol, ne de kilavuz Çünkü, hepsi BİR’dir Ayni, asikla, masukun askta; habible, mahbubun muhabbette; sacidle, mescudun secdede; bir olmasi gibiAradan zaman geçer, “fenâda kaybolan kuslar yeniden bekâya dönüp”,yokluktan varliga ererler…” Kusdili sembolizmasi yukarida özetlenmistir Attar, “ölümden sonraki ölümsüzlügün sirrina” lâyik olacaklarin bilinciyle;ancak, bunlari yazabilir Kusdili olarak; sembolik lisanla! Tabiî ki, okuyup da anlayanlara (!) Kusdili, mesnevî anlam ve kapsam olarak zengin bir sembolizmadirKuslar, “Hakikât Yolunun Yolculari” ; Simurg, “Hakikât” olarak tanimlanirİnsan ömrünün engebelerine esdeger merdiven basamaklarini çikabilmek vesonunda ancak çok az kisinin hedefine ulasabilmesi seklinde düsünülebilir Bunlar, tekamül merdiveninin, İstek’ten Fenâ’ya dogru çikan basamaklaridirAçiklandigi gibi, kuslarin bazilari, Fenâ’dan daha ileri giderek Fenânin da Fenâsini, yani Bekâ'yi idrak ederSembolik evrende terk etme , yegâne kemalât yoludurBu sembolizmada, kuslar sâlikleri, kilavuz Hüdhüd kusu mürsidi temsil ederSîmurg (otuz kus), yani Anka ise, Allah'in zuhûr ve taayyünüdür Tûyurname, bir vadiden öteki vadiye sirayla geçilerek olgunlasmak seklinde kuslarla temsil edilen ilginç bir örnegidir |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|