Nasreddin Hoca

Eski 05-04-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Nasreddin Hoca





Nasreddin Hoca
(1208 - 1284) Türk halk bilgesi Halk dilinde, duygu ve inceliği içeren, gülmece türünün öncüsü olmuştur Sivrihisar'ın Hortu yöresinde doğdu, Akşehir'de öldü Babası Hortu köyü imamı Abdullah Efendi, annesi aynı köyden Sıdıka Hatun'dur Önce Sivrihisar'da medrese öğrenimi gördü Babasının ölümü üzerine Hortu'ya dönerek köy imamı oldu 1237'de Akşehir'e yerleşerek, Seyyid Mahmud Hayrani ve Seyyid Hacı İbrahim'in derslerini dinledi İslam diniyle ilgili çalışmalarını




Nasreddin Hoca ( 1208 - 1284) Türk halk bilgesi Halk dilinde, duygu ve inceliği içeren, gülmece türünün öncüsü olmuştur

Sivrihisar'ın Hortu yöresinde doğdu, Akşehir'de öldü Babası Hortu köyü imamı Abdullah Efendi, annesi aynı köyden Sıdıka Hatun'dur Önce Sivrihisar'da medrese öğrenimi gördü Babasının ölümü üzerine Hortu'ya dönerek köy imamı oldu 1237'de Akşehir'e yerleşerek, Seyyid Mahmud Hayrani ve Seyyid Hacı İbrahim'in derslerini dinledi İslam diniyle ilgili çalışmalarını sürdürdü Bir söylentiye göre medresede ders okuttu, kadılık görevinde bulundu Bu görevlerinden dolayı kendisine Nasuriddin Hace adı verilmiş, sonradan bu ad Nasreddin Hoca biçimini almıştır

Onun yaşamıyla ilgili bilgiler, halkın kendisine olan aşırı sevgisi yüzünden, söylentilerle karışmış, yer yer olağanüstü nitelikler kazanmıştır Bu söylentiler arasında, onun Selçuklu sultanlarıyla tanıştığı, Mevlana Celaleddin ile yakınlık kurduğu, kendisinden en az yetmiş yıl sonra yaşayan Timur'la konuştuğu, birkaç yerde birden göründüğü bile vardır

Nasreddin Hoca'nın değeri, yaşadığı olaylarla değil, gerek kendisinin, gerek halkın onun ağzından söylediği gülmecelerdeki anlam, yergi ve alay öğelerinin inceliğiyle ölçülür Onun olduğu ileri sürülen gülmecelerin incelenmesinden, bunlarda geçen sözcüklerin açıklanışından anlaşıldığına göre o, belli bir dönemin değil Anadolu halkının yaşama biçimini, güldürü öğesini, alay ve eğlenme türünü, övgü ve yergi becerisini dile getirmiştir

Onunla ilgili gülmeceleri oluşturan öğelerin odağı sevgi, yergi, övgü, alaya alma, gülünç duruma düşürme, kendi kendiyle çelişkiye sürükleme, Şeriat'ın katılıkları karşısında çok ince ve iğneli bir söyleyişle yumuşaklığı yeğlemedir O, bunları söylerken bilgin, bilgisiz, açıkgöz, uysal, vurdumduymaz, utangaç, atak, şaşkın, kurnaz, korkak, atılgan gibi çelişik niteliklere bürünür Özellikle karşısındakinin durumuyla çelişki içinde bulunma, gülmecelerinin egemen öğesidir Bu öğeler Anadolu insanının, belli olaylar karşısındaki tutumun yansıtan, düşünce ürünlerini oluşturur

Nasreddin Hoca, halkın duygularını yansıtan bir gülmece odağı olarak ortaya çıkarılır Söyletilen kişi, söyletenin ağzını kullanır, böylece halk Nasreddin Hoca'nın diliyle kendi sesini duyurur

Nasreddin Hoca, bütün gülmecelerinde, soyut bir varlık olarak değil, yaşanmış, yaşanan bir olayla, bir olguyla bağlantılı bir biçimde ortaya çıkar Olay karşısında duyulan tepkiyi ya da onayı gülmece türlerinden biriyle dile getirir Tanık olduğu olaylar genellikle halk arasında geçer Hoca, soyluların, yüksek saray çevresinde bulunanların aralarına ya çok seyrek girer ya da hiç girmez Sözgelişi onun tanıştığı söylenen Selçuklu sultanlarıyla ilgili gülmecesi yoktur

Timur'la ilgili "hamam, Timur ve peştemal" gülmecesi de, Timur'dan çok önce yaşadığı için, sonradan üretilmiştir Halk beğenisi Hoca'yı Timur gibi çevresine korku salan bir imparatorun karşısına hamamda çıkarak, "kızım sana söylüyorum, gelinim sen işit" türünden bir yergi yaratmıştır Burada yerilen, dolaylı olarak kendini toplumun, halkın üstünde gören saray insanlarıdır

Nasreddin Hoca gülmecelerinde dile gelen, onun kişiliğinde, halkın duygularını yansıtan başka bir özellik de eşeğin yeridir Hoca eşeğinden ayrı düşünülemez Onun taşıtı, bineği olan eşek gerçekte bir yergi ve alay öğesidir Anadolu insanının yarattığı gülmece ürünlerinde atın yeri yoktur denilebilir Eşek, acıya, sıkıntıya, dayağa, açlığa katlanışın en yaygın simgesidir Soyluların, sarayların çevresinde üretilmiş gülmecelerde eşek bulunmaz, oysa at geniş bir yer tutar

Bu konuda başka bir çelişki sergilenir Gülmecede güldürücü öğe ile yerici öğe yanyana getirilir Bunun örneği de kendisinden eşeği isteyen köylüye, "eşek evde yok" deyince ahırda onun anırmasını duyan köylünün "işte eşek ahırda" diye diretmesi karşısında, Hocanın "eşeğin sözüne mi inanacaksın benimkine mi" demesidir

Onun gülmecelerinde, kaba sofuların "ahret" le ilgili inançları da önemli bir yer tutar "Fincancı Katırları", "Ben Sağlığımda Hep Burdan Geçerdim" başlıklı gülmeceler katı bir inanç karşısındaki duyguyu açığa vurur Toplumda neye önem verildiğini anlatan "Ye Kürküm Ye" gülmecesi, Hoca'nın dilinde, halkın tepkisini gösterir

Nasreddin Hoca'nın etkisi bütün toplum kesimlerine yayılmış, "İncili Çavuş", "Bekri Mustafa", "Bektaşi" gibi çok değişik yörelerin duygularını yansıtan gülmece türlerinin doğmasına olanak sağlamıştır Bunlardan ilk ikisi saray çevresinin oldukça kaba beğenisini, üçüncüsü de gene halkın, Şeriat'ın katılığına karşı duyduğu tepkiyi dile getirir
Ek bilgi

Türk halk bilgesi Halk dilinde, duygu ve inceliği içeren, gülmece türünün öncüsü olmuşturSivrihisar'ın Hortu yöresinde doğdu, Akşehir'de öldü Babası Hortu köyü imamı Abdullah Efendi, annesi aynı köyden Sıdıka Hatun'dur Önce Sivrihisar'da medrese öğrenimi gördü Babasının ölümü üzerine Hortu'ya dönerek köy imamı oldu 1237'de Akşehir'e yerleşerek, Seyyid Mahmud Hayrani ve Seyyid Hacı İbrahim'in derslerini dinledi İslam diniyle ilgili çalışmalarını sürdürdü


Bir söylentiye göre medresede ders okuttu, kadılık görevinde bulundu Bu görevlerinden dolayı kendisine Nasuriddin Hace adı verilmiş, sonradan bu ad Nasreddin Hoca biçimini almıştırOnun yaşamıyla ilgili bilgiler, halkın kendisine olan aşırı sevgisi yüzünden, söylentilerle karışmış, yer yer olağanüstü nitelikler kazanmıştır Bu söylentiler arasında, onun Selçuklu sultanlarıyla tanıştığı, Mevlana Celaleddin ile yakınlık kurduğu, kendisinden en az yetmiş yıl sonra yaşayan Timur'la konuştuğu, birkaç yerde birden göründüğü bile vardır

Nasreddin Hoca'nın değeri, yaşadığı olaylarla değil, gerek kendisinin, gerek halkın onun ağzından söylediği gülmecelerdeki anlam, yergi ve alay öğelerinin inceliğiyle ölçülür Onun olduğu ileri sürülen gülmecelerin incelenmesinden, bunlarda geçen sözcüklerin açıklanışından anlaşıldığına göre o, belli bir dönemin değil Anadolu halkının yaşama biçimini, güldürü öğesini, alay ve eğlenme türünü, övgü ve yergi becerisini dile getirmiştir

Onunla ilgili gülmeceleri oluşturan öğelerin odağı sevgi, yergi, övgü, alaya alma, gülünç duruma düşürme, kendi kendiyle çelişkiye sürükleme, Şeriat'ın katılıkları karşısında çok ince ve iğneli bir söyleyişle yumuşaklığı yeğlemedir O, bunları söylerken bilgin, bilgisiz, açıkgöz, uysal, vurdumduymaz, utangaç, atak, şaşkın, kurnaz, korkak, atılgan gibi çelişik niteliklere bürünür

Özellikle karşısındakinin durumuyla çelişki içinde bulunma, gülmecelerinin egemen öğesidir Bu öğeler Anadolu insanının, belli olaylar karşısındaki tutumun yansıtan, düşünce ürünlerini oluştururNasreddin Hoca, halkın duygularını yansıtan bir gülmece odağı olarak ortaya çıkarılır Söyletilen kişi, söyletenin ağzını kullanır, böylece halk Nasreddin Hoca'nın diliyle kendi sesini duyururNasreddin Hoca, bütün gülmecelerinde, soyut bir varlık olarak değil, yaşanmış, yaşanan bir olayla, bir olguyla bağlantılı bir biçimde ortaya çıkar

Olay karşısında duyulan tepkiyi ya da onayı gülmece türlerinden biriyle dile getirir Tanık olduğu olaylar genellikle halk arasında geçer Hoca, soyluların, yüksek saray çevresinde bulunanların aralarına ya çok seyrek girer ya da hiç girmez Sözgelişi onun tanıştığı söylenen Selçuklu sultanlarıyla ilgili gülmecesi yokturTimur'la ilgili "hamam, Timur ve peştemal" gülmecesi de, Timur'dan çok önce yaşadığı için, sonradan üretilmiştir Halk beğenisi Hoca'yı Timur gibi çevresine korku salan bir imparatorun karşısına hamamda çıkarak, "kızım sana söylüyorum, gelinim sen işit" türünden bir yergi yaratmıştır




Burada yerilen, dolaylı olarak kendini toplumun, halkın üstünde gören saray insanlarıdırNasreddin Hoca gülmecelerinde dile gelen, onun kişiliğinde, halkın duygularını yansıtan başka bir özellik de eşeğin yeridir Hoca eşeğinden ayrı düşünülemez Onun taşıtı, bineği olan eşek gerçekte bir yergi ve alay öğesidir Anadolu insanının yarattığı gülmece ürünlerinde atın yeri yoktur denilebilir Eşek, acıya, sıkıntıya, dayağa, açlığa katlanışın en yaygın simgesidir Soyluların, sarayların çevresinde üretilmiş gülmecelerde eşek bulunmaz, oysa at geniş bir yer tutarBu konuda başka bir çelişki sergilenir

Gülmecede güldürücü öğe ile yerici öğe yanyana getirilir Bunun örneği de kendisinden eşeği isteyen köylüye, "eşek evde yok" deyince ahırda onun anırmasını duyan köylünün "işte eşek ahırda" diye diretmesi karşısında, Hocanın "eşeğin sözüne mi inanacaksın benimkine mi" demesidirOnun gülmecelerinde, kaba sofuların "ahret" le ilgili inançları da önemli bir yer tutar "Fincancı Katırları", "Ben Sağlığımda Hep Burdan Geçerdim" başlıklı gülmeceler katı bir inanç karşısındaki duyguyu açığa vurur

Toplumda neye önem verildiğini anlatan "Ye Kürküm Ye" gülmecesi, Hoca'nın dilinde, halkın tepkisini gösterirNasreddin Hoca'nın etkisi bütün toplum kesimlerine yayılmış, "İncili Çavuş", "Bekri Mustafa", "Bektaşi" gibi çok değişik yörelerin duygularını yansıtan gülmece türlerinin doğmasına olanak sağlamıştır Bunlardan ilk ikisi saray çevresinin oldukça kaba beğenisini, üçüncüsü de gene halkın, Şeriat'ın katılığına karşı duyduğu tepkiyi dile getirir

Alıntı Yaparak Cevapla

Nasreddin Hoca-Halk Bilgesi

Eski 08-31-2009   #2
Şengül Şirin
Varsayılan

Nasreddin Hoca-Halk Bilgesi



Nasreddin Hoca-Halk Bilgesi




(12081284/1285) Günlük yaşamımızda sık sık kullandığımız "parayı veren düdüğü çalar" özdeyişi ile anımsadığımız Nasreddin Hoca'nın yaşamı konusunda kesin bilgiler yoktur Fıkralarıyla ünlü bu halk bilgesinin yaşamına ilişkin bilgiler fıkralarından elde edilen ipuçlarına, halk arasında yaşayan söylentilere, bazı eski kaynaklara dayanmaktadır


Bu bilgilere göre Nasreddin Hoca Sivrihisar'da doğdu Koy imamı olan babasından Arapça ve din dersleri aldı, Sivrihisar ve Konya medreselerinde okudu, daha sonra Akşehir'e yerleşti ve orada öldü Akşehir Kalesi'nİn güneydoğusundaki mezarlıkta Nasreddin Hoca adına yapılmış bir türbe bulunmaktadır Nasreddin Hoca'nın 15 yüzyıl başlarında Yıldırım Bayezid ile Timur'un çağdaşı olarak yaşadığına ilişkin söylenti gerçeği yansıtmamaktadır





Anadolu'nun Moğol istilası altında bulunduğu sıkıntılı dönemde yaşadığı anlaşılan Nasreddin Hoca'ya mal edilen fıkraların çoğu, gerçekte Anadolu halkının ortak bir ürünü sayılabilir Halkın alay yeteneğinin, duyuş ve düşünüş özelliklerinin yansıdığı bufıkraların sayısının zamanla çoğalması da bunu gösterir Nasreddin Hoca fıkraları günlük yaşam içinde oluşmuştur

Olaylar ev, çarşı, pazar, sokak, mahkeme, cami gibi yerlerde geçer Olaylarda Nasreddin Hoca'nın yanı sıra karısı, komşuları, kadı gibi kişilerle birlikte eşeği de önemli bir yer tutar Fıkralarda toplumdaki aksaklıklar, aykırılıklar Nasreddin Hoca'nın söz ve davranışlarıyla, incitici olmayan bir gülmece içeriğiyle dile getirilir Nasreddin Hoca bu fıkralarda sağduyuyu temsil eden bir halk bilgesi kimliğiyle görünür




Nasreddin Hoca'nın fıkraları yalnız Anadolu'da değil Azeriler, Kazaklar, Özbekler gibi başka Türk toplulukları arasında da bilinmektedir 16 yüzyıldan başlayarak bazı elyazması kitaplara geçen fıkraların eski ve yeni harflerle birçok baskısı yapılmıştır Fıkraların çoğu çeşitli doğu ve batı dillerine de çevrilmiştir

Fuat Köprülü'nün Nasreddin Hoca (1918); Orhan Veli Kanık'in Nasreddin Hoca Hikâyeleri (1949) adlı yapıtları koşukla yeniden kaleme alınmış Hoca fıkralarıdır Akşehir'de her yıl 510 Temmuz arasında yapılan Nasreddin Hoca Şenliği çerçevesinde uluslararası düzeyde Nasreddin Hoca Karikatür Yarışması ve Nasreddin Hoca Gülmece Öykü Yarışması düzenlenmektedir

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.