Hormonlar |
07-07-2009 | #1 |
Şengül Şirin
|
HormonlarHormonlar Hormonlar, genellikle bir iç salgıbezince üretilen ve belirli bir organı uyararak çalışmasını etkileyen kimyasal maddelerdir (bak SALGIBEZÎ) Nitekim bu maddelerin adı da "uyarıcı" anlamındaki Yunanca bir sözcükten türetilmiştir İnsanda ve omurgalı hayvanlarda çeşitli fizyolojik işlevlerin düzenlenmesinde rol oynayan birçok hormon vardır Her hormon ayrı bir salgıbezinden salgılanır ve uyarıcı işlevi yalnızca belirli bir ya da birkaç organa özgüdür Çünkü iç salgıbezinin doğrudan kana boşalttığı bir hormon vücutta dolaşırken, yalnızca "hedef organ"daki özel alıcı hücreler bu maddeyi "tanıyarak" içeri girmesine izin verir Böylece hormonun uyarıcı etkisiyle o organ çalışmasını hızlandırır, yavaşlatır ya da kendi salgılarını boşaltmaya başlar Bu nedenle hormonlar, hedef organlara kimyasal mesaj taşıyan özel haberciler olarak tanımlanabilir Kandaki her hormonun miktarı sinir sistemi ve başka hormonlar aracılığıyla sürekli denetlenir Vücuttaki bütün iç salgıbezlerinin eşgüdümünden sorumlu olan ve birkaç ayrı hormon salgılayan hipofize bu konuda büyük görevler düşer Hangi hormon gerekliyse, hipofiz hormonları o maddeyi üreten salgıbezini uyararak eksik olan hormonun salgılanmasını ve kandaki hormon miktarının hep aynı düzeyde kalmasını sağlar Böylece iç salgı sistemi, beyin ve sinir sistemiyle birlikte, vücudun bütün bölümlerinin uyum içinde çalışmasına yardımcı olur Uyarıcı etkisini en iyi tanıdığımız hormonlardan biri böbreküstü bezlerince salgılanan adrenalin ya da epinefrindir İnsan korktuğu ya da heyecanlandığı zaman böbreküstü bezleri adrenalin salgılamaya başlar Bu hormonun etkisiyle kalp atışları hızlanır, kaslara daha çok kan gider, buna karşılık derideki kan akımı azaldığı için insanın rengi solar ve vücut genellikle harekete geçmeye hazır duruma gelir Bu fizyolojik duruma "savaş ya da kaç" tepkisi denir; yani insan bir tehlikeyle karşılaştığında ya kaçar ya da tehlikeye karşı savaşır Cinsel gelişmede ve üreme işlevinde rol oynayan en önemli hormonlar, kadınlarda yumurtalıkların ürettiği östrojen ile erkeklerde erbezlerinin (testislerin) ürettiği testosterondur Ergenlik döneminde bu hormonlar bol miktarda salgılanır; kısacası bu gelişme çağında vücutta ortaya çıkan değişikliklerden ve eşeysel özelliklerden kızlarda östrojen, erkeklerde testosteron hormonu sorumludur Boynun ön bölümündeki tiroit bezinin salgıladığı tiroksin hormonu da hücrelerin enerji tüketme hızını etkileyerek metabolizma süreçlerini denetler Özellikle çocukluk çağında vücudun genel olarak büyümesini ve gelişmesini denetleyen hormon ise hipofiz bezinin salgıladığı büyüme hormonudur Vücuttaki hormon yapımının gereğinden az ya da çok olması bazen çok ağır sonuçlar doğurabilen çeşitli hormon ya da iç salgı sistemi bozukluklarına yol açar Örneğin şeker hastalığının nedeni pankreasın salgıladığı ensülin hormonunun eksikliğidir (bak ŞEKER HASTALIĞI) Çocukluk çağında büyüme hormonunun az salgılanması cüceliğe, fazla salgılanması ise devliğe yol açar Tıp kayıtlarına geçmiş en kısa boylu cüce, 1895'te 19 yaşındayken öldüğünde yalnızca 59 cm boyunda olan Pauline Musters adlı Hollandalı bir kadındır Bilinen en uzun boylu insan ise, iki yaşındayken geçirdiği bir ameliyattan sonra anormal biçimde büyümeye başlayan ABD'li Robert Wadlow'dur Wadlow 1940'ta 22 yaşındayken öldüğünde 2,72 metre boyundaydı ve büyümesi hâlâ sona ermemişti Hormonlar yalnız insana ve omurgalı hayvanlara özgü değildir; omurgasız hayvanlar ile bitkilerde de canlının çeşitli işlevlerini düzenleyen hormonlar bulunur Örneğin oksin hormonu bitkilerde birçok bölümün büyümesini uyarırken, sitokinin daha çok meyve ve yaprakların gelişmesinden sorumludur Bazı hayvanlarda da vücut sıvılarıyla dışarı atılan ya da koku parçacıkları halinde havaya dağılan, hormona benzer uyarıcı maddeler salgılanır Ama feromon denen bu maddelerin "hedefi" hayvanın kendi vücudundaki organlar değil, kendi türünün öbür bireyleridir; başka bir deyişle hayvan feromon aracılığıyla türdeşlerine belirli bir mesaj iletir Örneğin birçok böcekte dişinin ürettiği feromonu aynı türün erkekleri tüylü duyargalarıyla en az 3 km uzaktan algılayabilir ve bu "kokuyla" dişinin yerini bulabilir Bu nedenle erkek ile dişinin çiftleşerek üremesinde bu madde önemli bir rol oynar
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|