Bunlardan Haberdar Mısınız ?

Göç hızımız ve nedenleri…




2009 yılında, Türkiye’nin en çok göç alan bölgesi %42 ile Marmara, en çok göç veren bölgesi ise %50 ile Batı Karadeniz’dir Net göç alma hızı en yüksek il %97 ile Tekirdağ; net göç verme hızı en yüksek il ise %107 ile Ardahan’dır İller arasında yer değiştiren nüfusun %20’si iş arama-bulma, %13’ü tayin ve atama nedeniyle göç ediyor

Petrol, kömür, doğalgaz gibi fosil yakıtlarla küresel ısınmanın artması ve orman yangınları sonucu; dünyada yılda ortalama 20 milyar tondan fazla karbondioksit salınır Bunun yarıya yakını denizlere ve göllere karışır, yaklaşık 10 milyar tonu atmosfere çıkar Oysa ormanlar, karbondioksiti kullanarak atmosferden çekmektedirler Türkiye’nin 20,2 milyon hektarlık alana yayılan ormanları, 2009 yılı itibariyle 74 milyon ton karbondioksit yutma kapasitesine sahiptir


Okadar ağaç kesiliyor ki kağıt için bu konuda biraz dikkat edilmeli çok kağıt dikkatsizce yok ediliyor geri dönüşüm yapılsa daha az ağaç kesilir umarım o güzel yeşillik yaşantımızda olmaya devam eder yoksa hepimizin sonu gelir

Mesire yerleri envanterimiz…




Türkiye’de 2009 yılı itibariyle, gece konaklamaya müsait “A tipi” ve günübirlik kullanılan “B tipi” olmak üzere; 11 bin hektar alanı kaplayan 316 mesire yerimiz vardır Orman Genel Müdürlüğünün: Mesire yerlerinin etüt-envanteri, ayrılması, tescili, plânlanıp uygulanması, geliştirilmesi, korunması, bakımı, onarımı, tanıtılması, işletilmesi, işlettirilmesi, yönetilmesi ve iptaline ilişkin; usul ve esasları düzenleyen bir “Mesire Yerleri Yönetmeliği” vardır

Bedros Kapamacıyan: Van Belediye Başkanı



1909 yılı ortalarındaki Van Belediye Başkanı, Bedros Kapamacıyan adındaki bir Ermeni vatandaşımızdır İttihat-Terakki Partisi adayı olarak seçilen Kapamacıyan; hem Ermeniler hem de Müslümanlar tarafından çok seviliyordu Ancak, Taşnak ve Hınçak komitelerine karşı daima Devlet-i Osmaniye’den yana tavır aldığı için; Taşnak komitesi tarafından verilen emirle, 10 Aralık 1912’de, 65 yaşındayken Ermeniler tarafından öldürülmüştür

Nüfusumuzun %23’ü öğrenci…




Ülkemizin Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı örgün eğitim kurumlarında, 2009 yılı itibariyle toplam 14 milyon 115 bin 892 öğrenci okuyor Bu rakama 2 milyon 291 bin 762 üniversite öğrencisini de kattığımız zaman, 16 milyon 407 bin 654 kişiye ulaşıyoruz Yani, Türkiye nüfusunun yaklaşık %23’ü öğrencilerden oluşuyor

Ha kızı kaçırmışsın, ha başörtüsünü!




Dezmal Kaçırması (Başörtüsü Kaçırması) adlı evliliğe, daha çok: Ağrı, Van, Hakkâri ve Erzurum dolaylarında rastlanır Geleneğe göre, çeşmede, evde veya yoldayken; bir delikanlı tarafından başörtüsü zorla kaçırılan kızın iffeti bozulmuş sayılır Bu durumda oğlan ailesi, kız tarafıyla anlaşmak zorundadır Aksi takdirde silahlı çatışmalarla kan dökülebilir

Türkiye’nin ilk bilgisayarı…




Türkiye’deki ilk bilgisayarı Karayolları Genel Müdürlüğü kullanmıştır Lambalı ve tambur bellek teknolojili “IBM–650” model bu bilgisayara; bilgi girişi, delikli kartlarla yapılıyordu Sipariş üzerine üretilen ve 30 Eylül 1960’da Türkiye’ye getirilen bilgisayar; bir mühendisin 100 saatte elle yapabildiği bir hesaplamayı 10 dakikada bitiriyordu Ayrıca, aynı anda sadece 2 yol tasarımı test edilebilirken; IBM–650, 20 yol tasarımını aynı anda test edebilmekteydi

Avrupalılar en çok levrek ve çipuramızı seviyor…
,



AB ortalaması 22 kilo olan balık tüketiminde, Japonlar 66,5 kiloyla başı çekiyor Üretimde, Avrupa Birliği ülkeleri arasında 7 sıraya girebilen Türkiye; tüketimde sonunculuktan kurtulamıyor Çünkü ülkemizde kişi başına yılda 8 kilo balık düşüyor Türkiye’nin 131 milyon dolar olan 2008 yılı su ürünleri ihracatının %90’ı ise AB’ye yapılmış Balıklarımızdan en fazla çipura ve levrek tercih ediliyor

Osmanlı’da ilk Türkçe opera…




Osmanlı’da, Batı normlarında ilk müzikal oyun III Murad döneminde (1574–1595), ilk opera ise 1797 yılında yabancı bir topluluk tarafından Topkapı Sarayı’nda sahnelendi Tanzimat’tan sonra İtalyan toplulukları İstanbul’da Verdi operaları sergilediler Donizetti’nin “Belisario”su Türkçe sahnelenen ilk opera unvanı aldığında ise, takvimler 1840 yılını gösteriyordu

İskele-Sancak




1960’da yapılan “Uluslararası Denizde Can Emniyeti Konferansı”nın; denizlerde üst düzeyde güvenlik isteyen nihai kararına ekli olan “Denizde Çatışmayı Önleme Tüzüğü”nün günün ihtiyaçlarına göre yeniden gözden geçirilmesi gerekeceğine inanan ülkeler; Konvansiyonun yazılı hususlarında anlaşmaya varmışlardı Buna göre Türkiye, Kardinal ve Lateral işaretlerin birleşimi olan; sancakta “yeşil”, iskelede “kırmızı” renkleri, 1984’ten beri uygulamaktadır

Savunmanın GSMH içindeki payı




ABD’deki 11 Eylül saldırılarının ardından tırmanan terör ve bölgesel savaşlarla birlikte, dünyadaki askeri harcamalar 1 trilyon doları aşmıştır Bu rakam, dünya Gayri Safi Milli Hâsılasının %25’ine denk gelmektedir 2009 yılı itibariyle Türk savunma sanayinin GSMH içindeki oranı ise %30’dur Bu sektörde faaliyet gösteren 87 kuruluşta, 30 bin 808 kişi istihdam etmektedir Türk savunma sanayinin cirosu, 2006’da 1 milyar 720 milyon dolar olmuştur

FIFA Dünya Kupasının doğuşu




FIFA Dünya Kupasının ilk adı “Jules Rimet Kupası” idi 1930’larda FIFA Başkanı olan Fransız Jules Rimet; futbolu, “insanlar arasındaki sorunları çözebilecek bir unsur” olarak görüyordu Farklı dilleri konuşan ülkelerin katıldığı bir organizasyon gerçekleştirmeyi planladı “Nerede düzenleneceği” konusu en büyük engeli olan ve 76 yıl önce başlayan “Jules Rimet Kupası”, 1974 yılından itibaren “FIFA Dünya Kupası” adıyla organize edilmektedir

Yap-boz yönetmeliğimiz var!





17 Mayıs 2002 tarihinde resmi gazetede yayınlanan “Oyuncaklar Hakkında Yönetmelik”, Sağlık Bakanlığı tarafından: Oyuncakların tasarımı, üretimi, piyasaya sunumu, dağıtımı ve gözetimiyle ilgili kuralları belirlemek üzere oluşturulmuştur Yönetmelik: 500 parça altındaki yap-bozları, oyuncak olarak değerlendirmektedir Bir araştırmaya göre de oyuncaklar hakkında bir yönetmelik olduğunu; satıcıların %34’ü, alıcıların ise sadece %6’sı bilmektedir

Adliye hastalığı




Türk Adliyelerinde görev yapanlarda en çok görülen meslek hastalığının “Karpal Tünel Sendromu” olduğu saptanmıştır Bu hastalığa, bileklerdeki karpal tünelden geçen median sinirinin sıkışması yol açmaktadır “Karpal Tünel Sendromu”: Bir veya her iki elin ilk üç parmağında, ilerleyici özellik gösteren, bazen de kola doğru yayılan ağrı ve uyuşukluğun arttığı bir durumdur

Apostil nedir biliyor muyuz?




Apostil: Belgelerin gerçekliğinin tasdik edilerek, başka bir ülkede yasal olarak kullanılmasını sağlayan onay sistemidir Kaymakamlıklar ya da valilikler tarafından, belgelerin ülkeler arası standartta gerçekliğini ve geçerliliğini doğrulayan, ücretsiz bir onay türüdür 6 Ekim 1961’de gerçekleşen “Lahey Konvansiyonu” ile yürürlüğe girmiştir Türkiye, Apostil’i; Konvansiyon üyesi konumuyla kabul etmiş ve uygulamaktadır