Biyolojik Saat |
06-26-2009 | #1 |
Şengül Şirin
|
Biyolojik SaatBiyolojik saat Hayvanların çoğunda, gündüzün geceye, yazın kışa döndüğünü algılamalannı sağlayan bir zaman duygusu ve kavramı vardır Biyolojik saat denen bu algılama mekanizması, değişmez bir düzen içinde yinelenen gecegündüz ve mevsim değişiklikleanne hayvanın kendini hazfrlamasına yardımcı olur Bir hayvanın hayatta kalabilmesi için zamanı bilmesi, daha doğrusu zamanın gün ve yıl içindeki akışını algılayabilmesi gerekir Eğer bir güvercin her gün akşam karanlığına doğru uyanırsa, bir süre sonra açlıktan ölür Çünkü tohum ve meyveyle beslenen bu kuşlar, hava aydınlık olmadıkça yaprakların arasındaki yiyecekleri göremezler Ay m biçimde, bir kuşun kışa girerken yuva kurup yumurtlaması da zamansızdır En basit yapılı hayvanlarda bile bir biyolojik saat vardır Amip, terliksi hayvan gibi basit, tekhücreli hayvanların yaşamsal etkinlikleri günlük bir çevrim izler Sudaki küçük yiyecek parçacıklarını hücrelerinin içine alarak sindiren bu Canlıların çoğu yalnızca gün ışığında beslenir Bu canlılar tamamıyla karanlıkta bırakılsalar bile, beslenme ve dinlenme zamanlarım gündüz ile gecenin süresine eşit bir çevrim içinde sürdürürler Bu da bu tekhücreli hayvanların gündüzün ne zaman bitip, gecenin ne zaman başladığını algılayabildiklerini gösterir Demek ki bu en basit canlılarda bile, dış etkenlerden, özellikle ışıktan bağımsız olarak işleyen bir iç denetim mekanizması vardır Hayvanların çoğunda, çevrimini 24 saatte tamamlayan biyolojik bir ritim söz konusudur Buna günlük ritim ya da gecegündüz ritmi denir An, kelebek, yarasa, baykuş ve daha birçok hayvan günün yalnızca belirli zamanlarında, yiyecek aramak için yuvasından dışanya çıkar Anlar ve kelebekler gündüzcü hayvanlardır; çünkü yiyeceklerini yalnız gün ışığında bulabilirler Yarasa ve baykuşlar ise gececi hayvanlardır; bunlar çok keskin olan işitme ve görme duyularıyla avlarını karanlıkta da bulabilirler Bazı hayvanların biyolojik ritmi ise, Ay'ın çekim etkisinden kaynakların gelgit olayına bağlıdır Gelgit ritmi daha çok deniz kıyısında yaşayan hayvanlarda görülür Bu hayvanların bir bölümü yuvalanndan ya da kabuklarından çıkarak yiyecek aramak için suların kabarmasını, bir bölümü de tam tersine suların çekilmesini bekler Her iki davranış grubundaki hayvanlar denizden uzaklaştınlarak bir laboratuvar havuzunun içinde beslenseler bile bir süre daha aynı ritmi korur ve suların alçalıp kabarma süresine uygun olarak davranmayı sürdürürler Ama denizden uzak kaldıkları süre birkaç haftayı aşınca bu ritim yavaş yavaş kaybolur Çünkü biyolojik saatlerinin "doğru zamanı" bildirebilmesi için doğal gelgit çevrimine gereksinimleri vardır İnsanda da biyolojik saatin denetimi altında olan bazı günlük ritimler görülür Sözgelimi belirli saatlerde uyur, uyanır ya da acıkınz; vücut sıcaklığımız bile gündüz ile gece arasında biraz değişir Uzun süre yeraltı sığınaklannda ya da deney odalannda yaşamak zorunda kalan insanlar günlük ritimlerini birkaç hafta kadar koruyabilir, ama bu süre uzayınca bütün zaman duygularını yitirirler Uçakla kıtalararası uzun yolculuklara çıkan kişilerde de çoğu kez "jet sendromu" denen biyolojik ritim bozukluğu görülür Örneğin Hindistan'dan Amerika'ya uçarak öğle saatinde alana inen bir yolcuya gece yarısı olmuş gibi gelebilir Birçok hayvan mevsimlere bağlı olarak davranış değişiklikleri gösterir Örneğin ayılar havalar soğuduğu zaman kış uykusuna yatarlar; kaplumbağalar ise sıcak ve kurak yaz aylarını uykuda geçirirler Biyolojik saatleri, bu hayvanlara uyku zamanının yaklaştığını ve hazırlarımalan gerektiğini haber verir Böylece her iki hayvan da bu uzun uykuya yatmadan önce vücudunda bir miktar yağ depolar Hiç beslenmeden, uyuyarak geçirecekleri bu süre içindeki tek enerji kaynakları bu yağdır {bak Kış Uykusu)
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|