Ayasofya’da Cuma Namazı Kılmak

Eski 06-03-2009   #1
GöKKuŞaĞı
Varsayılan

Ayasofya’da Cuma Namazı Kılmak



“Ekânim-i Selâse Kilisesi”, Büyük Kilise” ya da “Yeni Sion Kilisesi”… Kısacası Ayasofya… Mana olarak, “Kutsal hikmet”…
Bizans İmparatoru Constantin’in (324-337) oğlu Constantinius (337-361) tarafından babasının vasiyeti üzerine inşa edildiğinde tarihte takvimler 15 Şubat 360’ı gösteriyordu Ama 20 Haziran 404 tarihinde çıkan bir yangında tamamiyle harap oldu Onarılıp 8 Ekim 415 tarihinde ikinci açılışı yapıldı fakat Bizans özensizliği 13/14 Ocak 532 gecesi Ayasofya’yı ikinci kez yakıp kül etti
Bunun üzerine dönemin Bizans İmparatoru Justianus (527-565), Anadolu’nun birçok inşaat merkezlerine haber göndererek, antik devirden kalan eski eser harabelerinden, kıymetli inşaat malzemelerini başşehir İstanbul’a göndermelerini emretti
Ayrıca bugünkü Aydın ilimizden Tralles şehrinden Mimar Anthemios, yine Aydın ilimizin Miletos şehrinden Mimar İsidoros İstanbul’a davet edilerek yangına ve depreme dayanıklı bir mabet inşa etmeleri istendi Böylece; Mısır’dan Heliopolis’ten, Ayaslık’tan Arthemis Mabedi’nden, Kapıdağ Yarımadası’ndan, Suriye Baalbek’ten değişik renkte mermer ve sütunlar getirttirilerek Ayasofya inşa edildi
27 Ekim 537’de Ayasofya’nın üçüncü açılışı İmparator Justianus tarafından muhteşem bir törenle yapıldı İmparator, açılış konuşmasında Hz Süleyman’ı kastederek: “Süleyman, ben seni de geçtim, senin mabedinden daha büyüğünü yaptım” şeklinde sözler sarf etti
Bu kibirlenme ve böbürlenmenin faturası 20 yıl kadar sonra çıktı: 07 Mayıs 558’de meydana gelen büyük bir depremde Ayasofya’nın kubbesi çöktü İmparator Justianus hâlâ Bizans tahtında oturuyordu Çaresizliği derinden yaşadı Kubbe biraz daha yükseltilerek onarıldı ve 24 Aralık 562 tarihinde Ayasofya’nın dördüncü resmî açılışı yapıldı
Bu kubbe de 869 tarihinde çatladı Ciddi bir onarımdan geçti 26 Ekim 986 tarihinde meydana gelen depremde, kubbenin bir kısmı yine çöktü ve ikinci defa onarımdan geçti 19 Mayıs 1346 tarihinde ise sebepsiz olarak doğudaki baş kemer ile kubbenin bir parçası göçtü Onarımı ancak 1354 yılında, o da halkın yardımıyla gerçekleştirilebildi
Bizans İmparatoru Justianus zamanında, yani 537-562 yıllarında, Ayasofya’da 425 papaz, 100 kapıcı, ve 275 diğer personel olmak üzere, toplam 800 personel çalışıyordu
29 Mayıs 1453 tarihinde İstanbul fethedilip Ayasofya camiye çevrilince, ilk iş olarak ciddi bir onarımdan geçirildi İstinat duvarları güçlendirildi, payandalarla kubbe kuvvetlendirildi, minare ve mihrap ilâve edildi
Tarihçi Dukas’ın anlattıklarına bakılırsa, İstanbul’un fethinin yaklaştığını ve şehrin düşeceğini anlayan yerli halk, bütün kadın ve erkekler, rahip ve rahibeler Büyük Kilise’ye yani Ayasofya’ya sığınmışlardı Bunun sebebi kahinlerin, Türklerin askeri kuvvetle şehre gireceklerini söylemeleriydi…
Şehre girecek, Büyük Konstantin Sütununa (Stavros Sütunu=Çemberlitaş) kadar ulaşacaklar, herkesi keseceklerdi! Bu katliamdan sadece Ayasofya’ya sığınanlar kurtulacaktı
Bu inanç o kadar yaygındı ki, en başta Bizans’ın anlı şanlı papazları, zenginleri ve önderleri Ayasofya’ya sığınmışlardı
Mâbedin alt ve üst katları, avluları ve her bir yeri işgal edilmişti Mâbed dolduktan sonra, içerdekiler kapıları kapadılar; kurtuluşlarını mâbedin kerametinden bekliyorlardı Fatih düzenlenen tören alayı ile şehre girince, kuvvetli bir rivayete göre doğruca Ayasofya’ya gitmiştir
Tursun Bey, “Ayasofya nam kiliseyi görmeye rağbet etti” diyor Müverrih Âlî, “Fatih’in hemen şehre girmesindeki isticali Ayasofya nam kenise-i azimeyi mâbed-i ehl-i İslâm etmeğe mütehâlik” (Fatih’in şehre girmekte acele etmesinin sebebi, Ayasofya’yı bir an önce camiye dönüştürme isteğiydi) olduğunu söylüyor
Fatih, Ayasofya’nın avlusunda attan indi Bir süre kilitli kapıların açılmasını bekledi Sonra içeri girdi Titreşen kalabalığı teselli ettikten sonra, mabedin Cuma namazına hazırlanmasını emretti Bizans’a Fatih’le birlikte giren tarihçilerimizden Tursun Bey Ayasofya’nın harap olduğunu yazıyor:
Tursun Bey’e göre, Fatih, Ayasofya’yı tepeden tırnağa gezmiş, “…binay-ı hasisün tevabi ve levahikin harab u yebab görmüş” (yıkık ve harap) bunun üzerine Sadî’nin meşhur Farsça beytini mırıldanmıştır: “Perde-dârî mî küned der tâk-ı kisrâ ankebût/Bûm-i nevbet mî zened der kal’a-ı Efrâsiyâb” (“Örümcek Kisrâ’nın penceresinde perdedarlık yapıyor/Baykuş Efrasiyab’ın kalesinde nöbet tutuyor”)
Ondan sonra Fatih’in emriyle ezan okunmuş, Fatih, Ayasofya’da iki rekat şükür namazı kılmıştır Bizans tarihçisi Dukas, Ayasofya’da ilk ezanın okunmasından ve ilk namazın kılınmasından duyduğu ıstırabı şöyle dile getiriyor:
“Adem-i meşruiyetin veledi, Deccal’ın mübeşşiri, mihraptaki mukaddes din taşının üstüne çıkarak, namazını kıldı… Nedir bu nekbet? Heyhat, nedir bu dehşet veren acibe! Eyvah ne olacağız? Vay vay, neler görüyoruz? Altında havarilerin ve şehitlerin mübarek bakiyeleri medfun bulunan bu mukaddes mihrap üzerinde bir Türk, bu mihrabın üzerinde bir dinsiz!
“Ey güneş titre! Allah’ın kuzusu nerededir? Bu mihrap üzerinde kurban olan, yenilen ve hiçbir zaman tükenmeyen Babanın oğlu nerede? Hakikaten fasit bir neticeye vardık, günahlarımızdan dolayı bizim ibadetimiz, diğer milletlere nispetle, hiç nazarı itibara alınmamıştır
“Allah’ın hikmeti namına bina olunan, Ekânim-i Selâse Kilisesi, Büyük Kilise ve Yeni Sion adlarını almış olan bu mâbed, bugün barbarların ibadet yeri ve Muhammed’in evi adını aldı ve öyle oldu Ey Cenab-ı Hak verdiğin hüküm adildir! Çünkü biz bu zılleti hakkettik
01 Haziran, Ayasofya’da ilk Cuma namazı kılınmasının 556 yıldönümüydü Hatırlayanımız olmadı Benim hatırlayıp hatırlatmam ise, “Tarihi bırak, günümüzde olup bitenleri yaz” diye azarlanıyor Ya sabır!


Yavuz Bahadıroğlu/ Vakit

__________________
Bıçak soksan gölgeme, Sıcacık kanım damlar
Girde bak bir ülkeme: Başsız başsız adamlar
NFK





GaLiBa Bu GeCe YaĞMuRDa GöKKuŞaĞı MiSali
GüLeRKeN aĞLaMaNıN ZaMaNı
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.