Menemen Olayı |
05-19-2009 | #1 |
Şengül Şirin
|
Menemen OlayıMustafa Fehmi KUBİLAY (1906 – 23 Aralık 1930) Mustafa Fehmi Kubilay; Baba adı Hüseyin, ana adı Zeynep, Giritli bir ailenin çocuğu olarak 1906 yılında dünyaya geldi Öğretmenlik eğitimini tamamladıktan sonra olayların başladığı 1930 Aralık ayında Menemen'de yedeksubay sıfatıyla askerlik görevini yapmaktaydı Kubilay Olayı olarak tanımlanan ve Menemen'de 23 Aralık 1930'da Mustafa Fehmi Kubilay ve bekçi Hasan ve bekçi Şevki'nin bir grup yobaz tarafından öldürülmesiyle başlayan ve faillerin yargılanması sürecinin sürdüğü Ocak/Şubat 1931 aylarını kapsayan olaylar zincirinin simgesi olan Türk askeridir 23 Aralık 1930 günü sabahı Menemen’de meydana gelen olaylarda Yedek Subay Mustafa Kubilay şehit edilir Olaydan sonra, Menemen Cumhuriyet Savcısı, Savcı Yardımcısı ve Hükümet Tabip Vekilinin hazırladıkları raporda, ürpertici bir durum tespit edilir “Gazez Camisi girişinin sol tarafındaki bahçede arkası üstü yatık, sağ tarafında kasaturası kınından çekik bir halde, elbiseleri kanlı, başı boynundan ayrılmış ve etrafındaki toprakta çok fazla kan lekeleri bulunan, tahminen 25 yaşlarında, üzerinde hâki renkte askerî elbise olan; orta boylu, kumral benizli, saçları az ağarmış cesedin, Menemen’de 43 ncü Alay 1 nci Tabur 3 ncü Bölük Takım Komutanı Yedek Subay İzmirli Hüseyin oğlu Kubilay olduğu anlaşılmıştır” Yedek Subay Mustafa Fehmi Kubilay’ın nasıl öldürüldüğünü de olayın görgü tanıklarından, Menemen’deki telgraf memuru Nail Bey, şöyle anlatmaktadır “Kubilay Bey’in kumandasında bir müfreze geldi Müfreze komutanı evkaf kahvesi önünde askerî durdurup süngü tak emrini vererek, kendisi şakilerin yakasını tuttu Asker süngü taktı Onlar dönmelerine devam ediyorlardı Maarif kahvesinin önündeki büyük ağacın hizasına geldiler Diğer arkadaşı bunları o vaziyette görünce, Kubilay Bey’i arkasından bir silahla vurdu O anda yere düştü Onbeş saniye kadar yerde kaldıktan sonra, kalkıp doğruca cami tarafına koştu Bir kısım halk bunu görünce dağıldı Telgrafhaneye de bir kısmı girdi Onları dışarı çıkarttım Bu sırada adamlardan ikisi kayboldu Biz kaçtıklarını zannettik Biraz sonra saçından tutulu olduğu halde, zavallı Kubilay Bey’in kesik kafasını getirdiklerini gördük Ellerinde sancağın ucuna kafayı geçirirlerken bir şeyler söyleyerek eğildiler Kesik başın, elektrik direğine bir kırmızı kuşakla bağlandığını gördüm Kubilay Bey’in başı asılı olduğu halde meydanda dönüyorlardı” Tarihe “Menemen Olayı” diye geçen bu eylemin sıradan bir cinayet değil, bilinçli bir hareket olarak uygulamaya geçirildiği yapılan araştırmalarla ortaya çıkmıştır Eylemciler bir hazırlık safhasından sonra eylemi gerçekleştirmişlerdir Eylemin ele başı ve Yedek Subay Mustafa Kubilay’ın başını keserek öldüren Giritli Hasan oğlu Mehmet, Osman oğlu Şamdan Mehmet, Hasan oğlu Sütçü Mehmet, Emrullah oğlu Mehmet, Nalıncı Hasan ve Çakır oğlu Ramazan eylemci grubunu oluşturmaktadır Eylemcilerin hepsi Manisa’da ikamet etmektedirler ve nakşi tarikatiyle bağlantıları vardır Onları bu tarikata sokan ve eğiten, Manisa Askerî Hastahanesi imamlığından emekli İbrahim Hoca’dır İbrahim Hoca da İstanbul Erenköy’de Şevki Paşa köşkünde oturan Şeyh Esat’a bağlıdır İbrahim Hoca halifeler halifesi olarak, tarikatın etki alanının genişletilmesinden ve yaygınlaştırılmasından sorumludur İbrahim Hoca’nın ifadesine göre, tekkeler yasaklanmadan önce Şeyh Esat’ın tahminen yirmibin civarında müridi vardır Manisa’daki müritlerin sayısı sorulduğunda ise İbrahim Hoca “hiddetlenerek cevap vermem demiş” ve hiçbir şeklide açıklama yapmamıştırYaralanan Mustafa Kubilay hemen yakındaki caminin avlusuna doğru koşar Bu sırada bir el daha ateş edilir ve Mustafa Kubilay avluda yere düşer Cephaneleri olmayan müfrezedeki askerler geri çekilirler Mustafa Kubilay’ın düştüğünü gören mehdi Mehmet, yanındakilerden birisinin bıçağını alarak avluya gider Yerde yatan ve henüz ölmemiş olan Mustafa Kubilay’ı sürükleyip, bir ayağı ile vücuduna basmak suretiyle yüzüstü yatırıp bıçakla boynundan keserek, başı alır ve saçlarından tutarak taşa vurduktan sonra meydana tekrar dönüp, camiden aldıkları sancağın ucuna geçirir Sancağı ucunda takılı başla birlikte orada bulunan elektrik direğine bağlayarak halkı tam anlamıyla etkilemek isteyen eylemcilere, Kâmil adlı bir kişi nasıl yardım ettiğini şu sözlerle anlatmaktadır “O gün ben evvela evime gidip korkmamalarını söyledim Sonradan ikinci defa bunların yanına gelip halkın arasına karıştığımda, biraz evvel ellerinde getirdikleri zabitin (subayın) kafasını sancak ağacının ucuna geçirdiler Sancağı oradaki direğe bağlamak için ahaliden ip istediler Ben, derhal koştum, dükkânımdaki küçük bir ipi alıp silahlılara verdim Bu iple zâbitin başı bulunan sancağı direğin yanına dikip bağladılar” Bu sırada Alaydan gönderilen kuvvetler olay yerine yetişirler Eylemcilerin ateş açması üzerine çatışma çıkar Bekçi Hasan ve Bekçi Şevki şehit olurlar Eylemcilerden mehdi Mehmet, Şamdan Mehmet ve Sütçü Mehmet ölü, Emrullah oğlu Mehmet Emin yaralı olarak ele geçirilir Kargaşadan yararlanarak kaçan Nalıncı Hasan ile Ali oğlu Hasan da ertesi gün Manisa’da yakalanırlar Olayın hemen ardından güvenlik güçleri tedbirler alır Sıkıyönetim ilan edilir Olaylar sırasında ihmali görülen kamu görevlileri hakkında yasal işlem yapılır görevden el çektirilir Geniş çaplı soruşturmalar yapılır ve olaya karışanlar, azmettiriciler tutuklanırlar ve yargılanırlar Eylemle Türkiye Cumhuriyeti Anayasasını zorla kaldırmaya teşebbüs ve yardım edenler yargılamalar sonucu 32 kişi idam, 73 kişi de çeşitli hapis cezalarına çarptırılır Sıkıyönetim Komutanı Tümgeneral Mustafa Muğlalı, Menemen’de meydana gelen olaylarla ilgili olarak Başbakanlığa ve Genelkurmay Başkanlığına gönderdiği raporlarda önemli tespitler yapar “Bu vak’a dört beş serseri tarafından adî bir vaka olarak kabul edilmemelidir Bu olayı meydana getirenler sabırsız ve acele davranarak bu işin ortaya çıkmasına sebep olmuşlardır Bu hususta, memleketimizde gizliden gizliye çalışan ve bir teşkilat meydana getiren hain eller bulunduğu mutlaka dikkate alınmalıdır” Menemen’de gerçekleştirilen eylemin sıradan bir olay olarak geçiştirilemeyeceğinin en önemli kanıtı da, ATATÜRK’ün 28 Aralık 1930 tarihinde, Türk Silahlı Kuvvetlerine gönderdiği başsağlığı mesajıdır “Menemen’de yakınlarda meydana gelen gericilik girişimi sırasında Yedek Subay Kubilay Beyin görevini yaparken öldürülmüş olmasından dolayı Cumhuriyet ordusuna başsağlığı dilerim Kubilay Beyin şehit edilmesinde gericilerin gösterdiği vahşilik karşısında Menemen’deki halktan bazılarının alkışla onaylamaları, bütün cumhuriyetçi ve vatanseverler için utanılacak bir olaydır Vatanı savunmak için yetiştirilen, içteki her politika ve ayrılığın dışında ve üstünde saygın bir konumda bulunan Türk subayının, gericiler karşısındaki yüksek görevinin yurttaşlar tarafından yalnız saygıyla karşılandığına kuşku yoktur Menemen’de halktan bazılarının hataları bütün millette acıya sebep olmuştur Saldırının acılığını tatmış bir kesime genç ve kahraman Yedek Subayın uğradığı saldırıyı, milletin bizzat Cumhuriyet’e karşı bir öldürme girişimi olarak kabul ettiği ve cüretkârlarla, destekçileri, ona göre takip edeceği kesindir Hepimizin dikkati bu sorundaki görevlerimizin gereklerini duyarlılıkla ve gerektiği biçimde yerine getirmeğe yöneliktir Büyük, ordunun kahraman genç subayı ve Cumhuriyetin idealist öğretmenler topluluğunun değerli üyesi Kubilay’ın temiz kanı ile Cumhuriyet, hayatını tazelemiş ve kuvvetlendirmiş olacaktır” Yedek Subay Mustafa Kubilay'ın Ölümüne İlişkin Keşif Raporu İbrahim Hoca'nın İfadelerinden İbrahim Hoca İfadesini İtimat Etmek İçin Polis Kısmı İdari Reisi, Nail Bey'e Okutturduktan Sonra İmzalamıştır Eylemcilere Yardım Eden Yunus Oğlu Kamil'in İfadesi Menemen Telgraf Memuru Nail Bey'in Olaya İlişkin Tanık İfadesi Eylemcilerin Bağlı Oldukları Tarikat Mensupları Şeyh Esat'ın İbrahim Hocayla İlişkisini İfade Ettiği Mektupları |
Cevap : Menemen Olayı |
06-02-2009 | #2 |
Şengül Şirin
|
Cevap : Menemen OlayıMenemen Olayı Yedek subay Mustafa Fehmi Kubilay İzmir'in Menemen ilçesi Menemen Olayı ya da Kubilay Olayı, 23 Aralık 1930 günü gerçekleşen, Cumhuriyet tarihinin ikinci önemli irtica hadisesi[1] İzmir'in Menemen ilçesinde, askerliğini yedek subay olarak yapmakta olan öğretmen Mustafa Fehmi Kubilay'ın ve yardımına koşan bekçiler Hasan ve Şevki'nin şeriat isteyen bir grup tarafından öldürülmesiyle başlayan olaylar zinciri Olayların ardından bölgede sıkıyönetim ilan edilmiş, kurulan Divanı Harp'te failler idam dahil çeşitli cezalarla cezalandırılmışlardır Olayların siyasi boyutu Siyasi bağlamda Kubilay Olayı, 1930'da Ali Fethi Okyar tarafından Atatürk'ün tavsiyesiyle kurulmuş olan ve Menemen Olayı'ndan hemen önce 17 KasımTürkiye Cumhuriyeti'nin ikinci ana muhalefet partisi Serbest Cumhuriyet Fırkası'nın 99 günlük varlığı ile bir arada değerlendirilmektedir 1930'da kendi kendini fesheden, Olayın, zamanın Nakşibendi tarikatının lideri Şeyh Esat ve yandaşları tarafından planlandığı ve Menemen'de uygulamaya konulduğu iddia edilmiştir[2] Ancak Şeyh Esad'ın Nakşibendilikle alakası bulunmadığı yönünde görüşler de vardır[3] Olaylar Menemen'de cereyan ettiği için genellikle Menemen Olayı olarak anılmaktadır ve bu durum günümüzde bazı Menemen vatandaşlarını huzursuz etmektedir Olaylardaki faillerin yaklaşık üçte ikisi Menemen dışındandır Olayların gelişimi Mustafa Fehmi Kubilay, 1930 yılında Menemen'de yedek subay sıfatıyla askerlik görevini yapmaktaydı 23 Aralık 1930 sabahı Menemen'de cereyan eden hadiseler genel anlatıma göre şu seyri izlemiştir: Şeyh Esat’ın Manisa’da Nakşibendi tarikatını yaymakla görevlendirdiği Laz İbrahimçember sakallı, sarıklı ve cüppelimeczup, 23 Aralık 1930'da sabah namazından sonra camiden aldıkları Yeşil Sancağı yola dikerek silah zoruyla etraflarına adam toplamaya çalışırlar Elebaşılar arasında, Giritli Derviş Mehmet, Şamdan Mehmet, Sütçü Mehmet Emin, Nalıncı Hasan, Küçük Hasan vardı Derviş Mehmet camide namaz kılanlara kendini "Mehdi" olarak tanıttı ve dini korumaya geldiklerini söyledi tarafından yönlendirilen, Manisa tarafından gelen dördü silahlı 6 Arkalarında 70 bin kişilik Halife ordusu olduğunu, öğle saatlerine kadar şeriat bayrağı altında toplanmayanların kılıçtan geçirileceğini söylediler Camideki yeşil bayrağı alıp uzun bir sopaya taktılar ve Menemen şehir meydanında kazdıkları bir çukura diktiler Bayrağın çevresinde dönmeye, tekbir getirmeye, zikretmeye ve "Şapka giyen kafirdir! Yakında yine şeriata dönülecektir" diyerek bir isyan hareketi başlatmak isterler Bayrağın altından ahaliden bazı kişileri (bir fabrikada çalışan Hayimoğlu Jozef de dahil) geçirdiler Kasabaya halife ordusunun geleceği iddiası halkı korkuttu Olaylara müdahele Olayların ilçedeki askeri birlikte duyulmasıyla, bir bilgiye göre; alay komutanı, yedeksubay Kubilay'ı olay yerine gönderdi Kubilay bu hareketi bastırmak için bir manga askerle olay yerine geldi Askerlerin yanından ayrılarak tek başına onların arasına girip teslim olmalarını istedi Onlardan biri ateş ederek Kubilay’ı yaraladı Karşıdan bunu gören askerler ateş açtılar Fakat tüfeklerinde öldürücü etkisi olmayan manevra fişekleri vardır Eylemciler "bize kurşun işlemiyor” diyerek halkı kandırmaya çalıştılar Kubilay yaralı halde cami avlusuna sığındıysa da, Derviş Mehmet ve arkadaşları peşisıra geldiler Derviş Mehmet, çantasını açıp testere ağızlı bağ bıçağını çıkardı ve yaralı Asteğmen Kubilay'ın başını kesti Kesik başı yeşil bayrağın sopasına dikmeye çalıştılar ancak başaramadılar Birisi ip getirdi ve Kubilay'ın başı yeşil bayrağın dikili olduğu sopaya iple bağlandı Olay yerine yetişen Bekçi Hasan ateş edip gruptan birini yaraladı Ancak açılan ateş sonucu o da öldü Arkadaşının yardımına koşan Bekçi Şevki de açılan ateş sonucu öldü Bu aşamada askeri birlik yetişir Komutan "Teslim olun!" diye bağırır Ancak olay çatışmaya dönüşür ve askeri birlik ateş eder Göstericilerden Derviş Mehmet de dahil bazıları yere serilirken, bazıları kaçar Daha sonra hepsi birden yakalanır Olayın Ankara`da Duyulması Kubilay Olayı, genç Türkiye Cumhuriyeti'nin 1925'deki Şeyh Said İsyanından sonra tanık olduğu ikinci önemli irtica olayıdır Devlet sert tepki gösterdi 27 Aralık 1930 günü Dolmabahçe Sarayı’nda Mustafa Kemal Paşa’nın başkanlığında bu konuda bir toplantı yapıldı Kaynakların ifadesine göre, Atatürk, Kubilay Olayına çok kızmıştı Daha birkaç yıl önce Yunan İşgalinin acısını tatmış bir muhitte bu olayın meydana gelmesi üzerine, bazı kaynaklara göre, ilçenin haritadan silinmesini emretti Ertesi gün de, "Böyle emirler verirsem, uygulamayın, sonra bir daha sorun", dedi 28 Aralık 1930'da orduya gönderdiği başsağlığı telgrafında, "Mürtecilerin gösterdiği vahşet karşısında Menemen’deki ahaliden bazılarının alkışla tasvipkar bulunmalarının bütün cumhuriyetçi ve vatanperverler için utanılacak bir hadise" olduğunu belirtti Sıkıyönetim ve Mahkeme 31 Aralık 1930 günü Menemen ilçesi ile Manisa ve Balıkesir’in merkez ilçelerinde 1 Ocak 1931’den itibaren 1 ay süre ile Fahrettin Altay komutasında sıkıyönetim ilan edilmiş ve 1 Kolordu Komutan Vekili General Mustafa Muğlalı başkanlığında bir Divanı Harp kurulmuştur 7 Ocak 1931'de bu kez İzmir'de yine Mustafa Kemal Paşa başkanlığında ikinci bir toplantı yapıldı Olaya doğrudan veya dolaylı katılan 105 sanık (anayasayı cebren tağyir, eyleme iştirak, azmettirme veya Mehdi Mehmedin Mehdiliği için harekete geçtiğini bildikleri halde zamanında Hükümete haber vermedikleri ve tekkelerin seddinden sonra ayini tarikat icra ettikleri suçlamalarıyla) 15 Ocak 1931'den itibaren Divanı Harp’te yargılanmaya başlandı, Divan-ı Harp Mahkemesi General Mustafa Muğlalı başkanlığında kurulan Divan Harp Mahkemesinde 24 Ocak 1931 günü iddianame okundu ve 29 Ocak 1931 günü mahkeme 36 (ölmüş olan bir sanık ile 37) kişinin idama mahkum edilmesine, 40 kişinin sorumsuzluğu nedeniyle salıverilmesine, 27 sanığın beraatine, 41 kişiye çeşitli hapis cezaları verilmesine hükmetti ve karar Meclis’in onayına sunuldu İdam hükümlülerinin 6'sının yaşı küçük olduğundan, onların ölüm cezaları ağır hapse çevrildi TBMM Adalet Divanı ayrıca iki idamlığın cezasını 2 yıl hapse çevirdi Kalan 28 sanık, 3 Şubat 1931 gecesi Menemen'de idam edildi Bazıları Kubilay'ın başının kesildiği yerde asıldı Mahkumlardan biri idam sehpasının önünden kaçtı İki hafta sonra yakalandı ve ertesi gün idam edildi Olayın hemen ardından Menemen'de devrim şehidi iki bekçi ve Kubilay adına anıt dikildi Anıtın üzerinde şöyle yazar: '"İnandılar, dövüştüler, öldüler Bıraktıkları emanetin bekçisiyiz"' Sıkıyönetim, 28 Şubat 1931’de Manisa ve Balıkesir’den, 8 Mart 1931'de de Menemen’den kaldırıldı Gazi`nin Orduya Taziyenamesi Menemen’de ahiren vukua gelen irtica teşebbüsü esnasında Zabit Vekili Kubilay Beyin vazife ifa ederken duçar olduğu akıbetten Cumhuriyet ordusunu taziyet ederim Kubilay Beyin şehadetinde mürtecilerin gösterdiği vahşet karşısında Menemen’deki ahaliden bazılarının alkışla tavripkâr bulunmaları, bütün cumhuriyetçi ve vatanperverler için utanılacak bir hâdisedir Vatanı müdafaa için yetiştirilen; dahilî her politika ve ihtilâfın haricinde ve fevkinde muhterem bir vaziyette bulunan Türk zabitinin mürteciler karşısındaki yüksek vazifesi vatandaşlar tarafından yalnız hürmetle karşılandığına şüphe yoktur Menemen’de ahaliden bazılarının hataları bütün milleti müteellim etmiştir İstilânın acılığını tatmış bir muhitte genç ve kahraman Zabit Vekilinin uğradığı tecavüzü milletin bizzat cumhuriyete karşı bir suikast telâkki ettiği ve mütecasirlerle, müşevvikleri, ona göre takip edeceği muhakkaktır Hepimizin dikkatimiz bu mes’eledeki vazifelerimizin icabatını hassasiyetle ve hakkile yerine getirmeğe matuftur Büyük ordunun kahraman genç zabiti ve Cumhuriyetin mefkûreci muallim heyetinin kıymetli uzvu Kublay Bey, temiz kanı ile cumhuriyet hayatiyetini tazelemiş ve kuvvetlendirmiş olacaktır Reisicumhur Gazi Mustafa Kemal İsmet İnönü`nün Mesajı Kubilay devrim uğruna, vatan sevgisi ve bütünlüğü yolunda yalnız başına, kuvvet hesabı yapmayan bir idealist vatanseverlik örneğidir Kubilay, millet yolunda canını her an fedaya hazır olan geleneksel Türk yaradılışının müstesna abidesidir İsmet İnönü Cezalandırılanlar İdam Cezası Alanlar
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|