Jean Francois Lyotard Kimdir?

Eski 04-25-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Jean Francois Lyotard Kimdir?



Jean Francois Lyotard Kimdir?

(10 Ağustos 1924-21 Nisan 1998)





Jean François Lyotard; filozof, edebiyat teorisyeni, postmodernizmin ve postmodern felsefeJean Francois Lyotardnin öncülerinden olan çağdaş Fransız düşünürüdür

Modernizmin-sonrası ya da ötesi olarak algılanan süreci Lyotard Postmodern Durum olarak tanımladı ve aynı adlı kitabında moderniteyi ve modern düşünceyi bu bağlamda sorunsallaştırdı Postmodern felsefe içinde ve postmodernizm üzerine yapılan tartışmalarda en çok gönderme yapılan isimlerden birisi oldu Postmodernizmin en önemli teorisyenlerinden biri olan Lyotard'ın temel eseri Postmodern Durum'dur

Lyotard, postmodernliği endüstri sonrası toplumun içinde bulunduğumuz şu anki evresine karşılık gelen bir durum ya da koşul olarak tanımlamıştır Modernliği, bilim ve devleti meşrulaştırmak amacıyla kullanılan üstanlatıların oynadığı rol ile açıklayan Lyotard, bu üstanlatılardan ilerlemenin kesinliğini ve vazgeçilmezliğini vurgulayan iki tanesinin, modern bilimle Fransız Devriminin sonucu olan siyaset anlayışının özgürleştirici anlatısıyla, Hegelcilik ve Marksizmin spekülatif tarih felsefelerinin Batı kültürünü anlamak açısından büyük önem taşıdığını savunur

Lyotard'ın çözümü, Wittgensteincı dil oyunlarının meydana getireceği heterojen ve çoksesli yapıdır Lyotard'a göre, mutlak bir konsensüs değil de, zamansal ve yerel konsensüsler aranmalı, geçici sözleşmelerin peşine düşülmelidir Başka bir deyişle, görüşlerinin ifade ettiği kökten kuşkuculuğa karşın, Lyotard ahlaki ya da siyasi hiççiliğe düşmemiştir

Adaletin ne modası geçmiş, ne de kuşkulu bir değer olduğunu öne süren Lyotard, modernliğin demokratik potansiyelinin yenilenmesi ve derinleştirilmesi, onun demokratik güç ve itkilerinin diyalektik bir biçimde yoğunlaştırılması gerektiğini belirtmiştir Dil oyunlarının indirgenemez çokluğunu ve çeşitliliğini benimseyen filozof, bakış açılarının çeşitliliğiyle seslendirilme hakkının yılmaz bir savunucusu olmuştur

Yaşamı

Jean-François Lyotard 10 Ağustos 1924'de Versailles'de doğdu 1956 yılında felsefe yeterlik sınavlarını başarıyla verdikten sonra, Cezayir'in Konstantin kentindeki lisede bir yıl ve ardından Fransa'da La Fléche adlı lisede yedi yıl boyunca felsefe öğretmenliği yaptı

1954 ile 1964 yılları arasında Sosyalizm ya da Barbarlık adlı Fransız radikal Marksist dergiye, ardından İşçi Gücü adlı başka bir dergiye düzenli yazılar yazdı Düşünsel yaşamının başlangıcında Marksist bir konumda bulunan Lyotard daha sonra, 1974 yılından itibaren (Economie Libidinale–Libidinal Ekonomi kitabıyla birlikte) Marksizm ve Modernizm temelli öğretileri eleştiren bir yöne geçti Lyotard'da bu kitaptan itibaren Nietzsche'ci bir teorik-politik konuma geçişin izleri görülür

1968 Mayıs'ı olayları sırasında, Lyotard Sorbonne-Nantere'de dersler verdi 1987 yılında emekli olana dek önce Paris Üniversitesi'nde, daha sonra ise Saint-Denis'de öğretim üyesi olarak çalıştı Aynı zamanda Paris'teki Uluslararası Felsefe Koleji'nin kurucu üyesi olan Lyotard, degisik araliklarla bulunduğu sekiz yıl boyunca ABD'nin çeşitli üniversitelerinde Fransız felsefesi ile eleştirel kuram üstüne dersler verdi Bir süre Almanya'da da konuk profesör olarak da bulunmuştur

Lyotard, 21 Nisan 1998'de Paris'te lösemiden öldü

Düşüncesi


Lyotard'ın ilk çalışmalarından itibaren Fenomenoloji, Yapısalcılık, Hegelci diyalektik ve Marksçi siyaset kuramı gibi belli başlı alanlarda farklı açılımlar ortaya koyduğu ve eleştirel bir bakış açısı geliştirmeye yöneldiği söylenebilir Dolayısıyla bu ögelerin kendi üzerinde etkisi de söz konusudur 1954 yılında yayımladığı "La Phénoménologie" ( Fenomenoloji ) başlıklı kitabında Martin Heidegger ve Marlau-Ponty etkisi görülür; burada nesnelci, öznelci ve idealist eğilimleri aşmak üzere fenomenolojinin olanaklarından yararlanmaya çalışıldığı görülür

Bunlardan başka Lyotard'ın üzerinde WittgensteinJean Francois Lyotardın, Immanuel Levinas'in, Theodor AdornoJean Francois Lyotardnun, Jacques Derrida'nın etkili olduğunu belirtmek gerekir Lyotard, yapısalcı anlayıştan önemli şeyler almakla birlikte birçok kuramsal meselede ona karşı çıkmış, hem Dil'i anlamak bakımından dilbilimde hem de özellikle Sigmund Freud'un değerlendirilmesi bakımından psikanalizde yapısalcılık-dışı bir yol izlemiştir Jacques Lacan'ın okuduğu anlamda Freud'u benimsemez

Lyotard ve Post-modern Durum

Postmodern Durum adlı kitabı 1979 yılında yayınlandığında, yalnızca Fransa da ve belli bir entelektüel çevrede değil, her alanda ve ülkede etkili olmus, ve kısa sürede sürekli göndermeler yapılan bir metne dönüşmüştür

1983 yılında Le Differende yayımlanır, burada Lyotard Wittgensteinci bir dil felsefesini uyarlamış olarak görünür Lyotard bu doğrultuda kışkırtıcı modernizm okumaları gerçekleştirmiş ve kıta felsefesinin eleştirel kolunun güçlü isimlerinden biri olarak yer almıştır

Lyotard, Wittgenstein'dan aldığı dil oyunları anlayışını geliştirir Her dil oyunu'nun kuralları yalnızca kendi içinde belirlenimli olduğundan dolayıdır ki Lyotard'a göre dil oyunlarının çoğulluğunu benimsemek gerekir Lyotard dil oyunlarının indirgenemez çokluğunu ve çeşitliliğini benimser Dolayısıyla Lyotard'a göre, her dil oyunu kendini kendi bakış açısının çeşitliliğiyle seslendirme hakkına sahip olabilmelidir

Lyotard'a göre post-modern durum, hem maddi koşullardaki değişimleri hem de düşünsel alandaki kopuşları içeren bir sürecin toplam ifadesidir Buna yol açan her şeyden önce derin bir inançsızlık hali ya da başka bir değişle kökensel bir kuşkudur Burada söz konusu olan ModerniteJean Francois Lyotardnin ya da Modernliğin meşruiyetine dair bir kuşkudur ve tüm bir modern projenin kendisine ve temel nosyonlarına yöneliktir Lyotard, bu kuşkunun izlerini sürer ve anlamlandırır Buna göre artık Büyük Anlatılar olarak adlandırdığı modernizme içkin bir düzine temel kavramın ( İlerleme, Aydınlanma, Rasyonellik, Özgürlük, Evrensellik vb) inandırıcı olmadığı tespit edilir Bu kuşku halinin kendisiyle birlikte başlayan yeni yaşam tarzı dönemin adı post-modern durumdur

Bu durum içerisinde, Lyotard bilgiyle ilgili modernist hedeflerin tamamen tartışmalı olduklarını belirtir ve amaçlarla ilgili bu tartışmayı bir karara bağlamanın sağlam ya da nihai bir yolunun olmadığını gözler önüne serer Burada ortaya ölçülemezlik ya da karşılaştırılamazlık denilen teorik sorun çıkar Buna göre farklı adalet ve hakikat konumları birbiriyle karşılaştırılamaz ve birbirine indirgenemezdirler Şu halde tek bir hakikate, salt bir akıl'a, evrensel bir yaşam konumuna yani tarihin ve ilerlemenin tek ve evrensel bir yönü olduğuna inanmak ve bunu teorik olarak temellendirebilmek olanaklı değildir

Bu beraberinde meşruiyet sorununu getirir Bilginin meşrulaştırımı artık bir Büyük Anlatı Jean Francois Lyotardya dayandırılamayacaktır, çünkü Endüstri-sonrası- toplumlar Jean Francois Lyotarddaki kültürel ve toplumsal gelişmelerin bir sonucu olarak artık Büyük AnlatılarJean Francois Lyotarda duyulan güven yerini derin bir kuskuya bırakmıştırEndüstri-sonrası-toplum, bilgi ve informasyon teknolojisinin büyük bir rol oynadığı üretim yapısına geçiş yapmıştır Bunun sonucunda gelişen Büyük Anlatılar'a yönelik inançsızlık tüm tarih felsefeleri'ne, teleolojik anlayışlara ve erekselci tarihsel vaatlerle ortaya çıkan politik ideolojiler Jean Francois Lyotarde kuşkuyla bakılmaktadır Açıktır ki böyle bir değerlendirmenin eleştirel hedefi Modern toplum ve devlet anlayışları olduğu gibi, Marksist öğretinin kendisidir de

Lyotard'a göre post-modernizmin siyasal anlamı, totaliterliğe karşı çıkıştır Bu yönde aşırı iyimser olmakla eleştirilmiştir Totaliterizm, modernizmdeki her tür öğretiye içkin hale gelen birlik ve düzen anlayışlarından, dahası mutlak akıl ve hakikat anlayışından gelir Bunlara karşı heterojen ve çoksesliliği önerir, ki bu onun Wittgensteinci dil oyunları anlayışına uygun bir görüştürMutlak bir uzlaşmaya değil, geçici sözleşmelerin peşinde olunmalıdır Lyotard'in kuşkuculuğu, nihilizme varmaz, adalet modası geçmiş bir kavram değildir ona göre, moderliğin demokratik potansiyeli vardır ve yapılması gereken onun yenilenmesi ve derinleştirilmesidir


Jean Francois Lyotard Kimdir?


1924 doğumlu çağdaş Fransız düşünürü Postmodernizmin en önemli teorisyenlerinden biri olan Lyotard’ın temel eseri "La Condition Postmoderne" "Postmodern Durum"dur

Postmodernliği endüstri sonrası toplumun içinde bulunduğumuz şu anki evresine karşılık gelen bir durum ya da koşul olarak tanımlarken, modernliği de, bilim ve devleti meşrulaştırmak amacıyla kullanılan üst anlatıların oynadığı rol ile açıklayan Lyotard, Postmodern Durum adlı eserinde, ileri kapitalist toplumlarda bilgi, bilim ve teknolojiyi inceler O, burada, ulusal kimlikte olduğu gibi, bir birlik şekli olarak toplum fikrinin anlamını ve inanırlılığını yitirdiğini öne sürer Başka bir deyişle, Lyotard, ister Durkheim'daki anlamı içinde organik bir bütün, ister fonksiyonalist bir bakış açısından fonksiyonel bir sistem, ya da ister Marksist açıdan, temelde iki sınıfa bölünmüş bir bütün şeklinde düşünülsün, bir birlik olarak toplumun anlamını ve değerini yitirdiğini iddia eder Her toplumun üyelerinin iyiliği, mutluluk ve refahı için var olduğu, bütünün parçaları birleştirdiği türünden üstanlatılar, ona göre, hem sosyal bağı ve hem de bilgi ve bilimin toplum içindeki rolünü meşrulaştıran bir teleoloji sağlar Bir üstanlatı, öyleyse eylem, bilim ve toplum için, inanılırlığı olan bir hedef koyar, amaç sağlar Daha teknik bir düzeyde, bir bilim kendi kurallarını bir üstanlatıya başvuruyla meşrulaştırıyorsa eğer, o tümüyle moderndir Bu üstanlatılardan en etkili iki tanesi, bilginin bizatihi kendisi için istendiği ve üretildiği anlatısıyla, bilginin İnsanın özgünleşimi için meydana getirildiği üstanlatısıdır

Postmodernlik, Lyotard'a göre, bilgiyle ilgili bu hedeflerin çok tartışmalı olduklarını ve amaçlarla ilgili bu tartışmayı bir kararı bağlamanın sağlam bir yolu ve nihai bir kanıtı olmadığını gözler önüne serer Dahası, savaşlar ve savaş teknikleri, dikkati eylemin amaçlarından ziyade araçlara çekmiştir Birleştirici üslanlatının formu ister spekülatif, ya da ister özgürleştirici olsun, bilginin meşrulaştırılması bundan böyle bir büyük anlatıya, bir üstanlatıya dayandırılamaz İşte post-modern durum, Lyotarda göre, toplum ve kültürdeki gelişmelerle endüstri sonrası toplumun bir sonucu olarak, üstanlatılara duyulan inancın erozyona uğramasıyla ifadesini bulur Endüstri sonrası toplum ise, bilgi ve enformasyon teknolojisinin çok büyük bir rol oynadığı bir üretim tarzına dayanmaktadır Bu toplumsal yapının kültürel ve entelektüel karşılığı üstanlatılar karşısındaki inançsızlıkla belirlenen post-modern bir kültürdür Söz konusu kültür tüm tarih felsefelerine, tarihin sonsal amacını, kaçınılmaz sonunu bilme ya da öngörme iddialarına, bu amaca götürme vaadiyle ortaya çıkan tüm politik ideolojilere kuşkuyla bakar

Postmodernliği karakterize eden bir diğer özellik de mukayese edilemezliktir Söz konusu mukayese edilemezlik ise, ona göre, farklı adalet ve hakikat konsepsiyonları için nesnel bir temel olma fonksiyonu görecek bir mutabakata erişmenin imkansız olduğu anlamına gelmektedir Başka bir deyişle, Lyotardın ifade ettiği post-modernizmde, belli bir tarihsel geleceği iyi ya da kötü diye tanımlayan değerlerin evrensel geçerliliği ile ilgili olarak bile, mutlak bir kuşkuculuk söz konusudur Ona göre, Tanrı'nın Nietzsche tarafından ilan edilen ölümünün hemen arkasından tarihin ve ilerlemenin ölümü gelmektedir Batının araçsal akılcılığı istisna, her şeyde tam bir inanç yitimi söz konusudur Bu inanç yitimi ise, Lyotard'a göre, Aydınlanmanın doğruluk ve otorite iddialarını rasyonel olarak haklı kılma talebinin sonucudur

O, post-modernizmin siyasi ifadesinin, totalitaryanizme karşı çıkış ya da tavır alış olduğunu öne sürer Başka bir deyişle, postmodernliğin hemen her konudaki kuşkucu tavrı, modern devlet ve ideolojilerin belirgin bir yönünü oluşturan büyük projelerle ihtiraslı politik programlara da yansır Yirminci yüzyıl büyük dünya savaşlarına, bürokratik olarak organize edilmiş faşist ve Stalinist soykırımlara tanıklık etmiştir Lyotardın gözünde, totalitaryanizm ise, modernizmin birlik ve düzen arayışının siyasi ifadesidir

Bütün bunlar karşısında, onun çözümü Wittgeusteincı dil oyunlarının meydana getireceği heterojen ve çoksesli yapıdır Lyotard'a göre, mutlak bir mutabakat değil de, zamansal ve yerel konsensüsler aranmalı, geçici sözleşmelerin peşine düşülmelidir Başka bir deyişle, görüşlerinin ifade ettiği kökten kuşkuculuğa karşın, Lyotard ahlâki ya da siyasi hiççiliğe düşmemiştir Adaletin ne modası geçmiş, ne de kuşkulu bir değer olduğunu öne süren Lyotard, modernliğin demokratik potansiyelinin yenilenmesi ve derinleştirilmesi onun demokratik güç ve itkilerinin diyalektik bir biçimde yoğunlaştırılması gerektiğini belirtmiştir Dil oyunlarının indirgenemez çokluğunu ve çeşitliliğini benimseyen filozof, bakış açılarının çeşitliliğiyle seslendirilme hakkının yılmaz bir savunucusu olmuştur
Jean Francois Lyotard: Post-modern Durum Nedir?

Jean-François Lyotard'ın 1979 yılında yayımlanmış olan kitabının adıdır

Bu kitap, yayımlanışının ardından sürekli teorik tartışmaların kaynağı olmuş ve post-modernizm konusunda en çok gönderme yapılan eserlerden biri olarak yer almıştır

Lyotard bu kitabında Modernite'yi kuramsal düzeyde sorunsallaştırır ve post-modernizm'i belli bir tarihsel dönemin adlandırılmasından çok yeni bir düşünsel evrenin ortaya çıkması olarak değerlendirir Bunun kaynağında, Lyotard'ın "Büyük Anlatılar" olarak tanımladığı Modernist öğretilere ve onların kendilerini temellendirdikleri kavram ve kategorilere yönelik derin bir inançsızlık ve kuşku hali bulunmaktadır Lyotard bu kuşkunun kaynaklarını ve anlamlarını kuramsal olarak ortaya koyar "Postmodern Durum" adlı çalışmasında

Kitabın altbaşlığı, "Bilgi Üzerine Rapor" olarak yazılmıştır Dolayısıyla burada bilgiyle ve ona dayalı siyasal/toplumsal hedeflerle ilgili modernist girişimlerin çok sorunlu oldukları belirtilir ve bu sorunlar irdelenir

Bu nedenle Endüstri Sonrası Toplumlar'da, erekselci tarih anlayışlarına karşı derin bir inançsızlık hali söz konusudur Modernleşme projesinin kuramsal sınırları bu inançsızlığı aşabilecek bir olanağa sahip değildir İnançsızlığın kaynağındaki meşruiyet bunalımı'nı, modernizm kendi teorik ilkelerine bağlı kalarak aşamaz bir noktaya gelinmiştir Dolayısıyla da yeni bir düşünme ve yaşam kipi ortaya çıkmıştır İşte "Postmodern Durum" olarak adlandırılan dönem budur

Lyotard burada iktidar ve bilgi bağlamında modernizm'den post-modernizm'e geçişin izlerini sürmekte, meşruiyet sorunsalı açısından "Büyük Anlatılar"ın sonunu irdelemektedir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.