|
|
Konu Araçları |
bilgiler, gözlüm, hakkında, mavi, or atatürk |
Mavi Gözlüm /Atatürk Hakkında Bazı Bilgiler |
10-17-2008 | #1 |
Gözyaşı
|
Mavi Gözlüm /Atatürk Hakkında Bazı BilgilerMavi Gözlüm Sana hasret, sana hayran gönlümüz Sarı saçlım, mavi gözlüm nerdesin Bu gemi bu "Kara Deniz" Sarı saçlım, mavi gözlüm nerdesin Kurban olam yürüdüğün yollara Kara peçe, yakışmıyor kullara Uyan bak bizim hallara Sarı saçlım, mavi gözlüm nerdesin Bulutlar teriden, dağlar korkundan Sarhoştur Mahzuni, senin kokudan Bir daha gel gel Samsun'dan Sarı saçlım, mavi gözlüm nerdesin "Yeni Türkiye Devleti'nin kuruluşundan önce millet hiçbir zaman kendi tarihine, kendi hayatına, kendi refah ve mutluluk araçlarına sahip olmamıştı Bugün bütün halk, hepimiz benliğimizi anlamış, mukadderatımıza egemen bulunuyoruz Bütün düşüncelerimizi, çalışmalarımızı bu ülkenin bayındırlığına, refahına ayıracağız Gayemiz budur ve bu gaye için varlığımızı bile ortaya atmaya hazırız(1923) Hükümetin iki hedefi vardır: Biri milletin korunması, ikincisi milletin refahının sağlanmasıdır (1923) Hükümetimizin tek hedefi iktisadi alanda, memleketin refahı için kendi serbestisini sağlamaktan ve her memleketin ayrı ayrı iyiliği ile genel refaha hizmet etmekten, siyasi alanda ise barış içinde yaşamak ve kendisini ve savunma araçlarını herkes için herkese karşı korumakla birlikte, başkalarının yaptığı oranda saldırı silahlarını ortadan kaldırmaktan ibarettir" 1933- ABD Başkanına yazılan mektuptan-Mustafa Kemal Atatürk Koca Kasım Mahallesi, Islahhane Caddesi'nde üç katlı evde doğan Mustafa Kemal, ilk öğrenimine Hafız Mehmet Efendi mahalle mektebinde başladı Ardından da Şemsi Efendi mektebine geçti Üst üste acıların yaşandığı küçük Mustafa'nın evinde son ve kahredici yokluk, babası Ali Rıza Efendi'nin ölümüyle daha derinleşti Böyle bir acıyla tanışan küçük Mustafa bir süre dayısının yanına gönderildikten sonra Selanik'e döndü ve burada öğrenimini tamamladı Ardından da(1893) Askeri Rüştiye'ye kaydoldu Buradaki öğretmeni Mustafa'ya, Kemal ismini verdi Mustafa Kemal, Manastır Askeri İdadisi�ni (1896-1899) bitirdikten sonra İstanbul Harp Okulu�na girdi Genç bir teğmen olarak buradan mezun olan Mustafa Kemal, hemen Şam'da 5 ordu emrine tayin edildi(1905-1907) İki yıllık bu görevinin ardından Yüzbaşı rütbesi alan Mustafa Kemal daha sonra Manastır'da III orduya katıldı Sonrasında İstanbul'a Hareket ordusu kumandanı olarak giden Mustafa Kemal(19 Nisan 1909) artık Kurmay Başkanı'ydı 1910 yılında Fransa'ya gönderildi Picardie Manevraları'na katıldı 1911 yılında İstanbul'da Genelkurmay Başkanlığı emrinde çalışmaya başladı 1911 yılında İtalyanların Trablusgarp'a hücumu ile başlayan savaşta, Mustafa Kemal bir grup arkadaşıyla birlikte Tobruk ve Derne bölgesinde görev aldı 22 Aralık 1911'de İtalyanlara karşı Tobruk Savaşı�nı kazandı 6 Mart 1912'de Derne Komutanlığı�na getirildi Ekim 1912'de Balkan Savaşı başlayınca Mustafa Kemal Gelibolu ve Bolayır'daki birliklerle savaşa katıldı Dimetoka ve Edirne'nin geri alınışında büyük hizmetleri görüldü 1913 yılında Sofya Ateşemiliterliği�ne atandı Bu görevde iken 1914 yılında yarbaylığa yükseldi Ateşemiliterlik görevi Ocak 1915'te sona erdi Bu sırada I Dünya Savaşı başlamış, Osmanlı İmparatorluğu savaşa girmek zorunda kalmıştı Mustafa Kemal 19 Tümeni kurmak üzere Tekirdağ'da görevlendirildi Atatürk ve arkadaşları Sivas Kongresi'nde 1914 yılında başlayan I Dünya Savaşı'nda, Mustafa Kemal Çanakkale'de bir kahramanlık destanı yazıp İtilaf Devletleri�ne "Çanakkale geçilmez!" dedirtti 18 Mart 1915'te Çanakkale Boğazı�nı geçmeye kalkan İngiliz ve Fransız donanması ağır kayıplar verince Gelibolu Yarımadası'na asker çıkarmaya karar verdiler 25 Nisan 1915'te Arıburnu'na çıkan düşman kuvvetlerini, Mustafa Kemal'in komuta ettiği 19 Tümen, Conkbayırı'nda durdurdu Mustafa Kemal, bu başarı üzerine albaylığa yükseldi İngilizler 6-7 Ağustos 1915'te Arıburnu'nda tekrar taarruza geçti Anafartalar Grubu Komutanı Mustafa Kemal 9-10 Ağustos'ta Anafartalar Zaferi�ni kazandı Bu zaferi 17 Ağustos'ta Kireçtepe, 21 Ağustos'ta II Anafartalar zaferleri takip etti Çanakkale Savaşı�nda yaklaşık 253000 şehit veren Türk ulusu onurunu İtilaf Devletleri�ne karşı korumasını bilmiştir Mustafa Kemal'in askerlerine "Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum!" emri cephenin kaderini değiştirmiştir Mustafa Kemal Çanakkale Savaşı'ndan sonra 1916'da Edirne ve Diyarbakır'da görev aldı 1 Nisan 1916'da tümgeneralliğe yükseldi Rus kuvvetleriyle savaşarak Muş ve Bitlis'in geri alınmasını sağladı Şam ve Halep'teki kısa süreli görevlerinden sonra 1917'de İstanbul'a geldi Veliaht Vahdettin Efendi'yle Almanya'ya giderek cephede incelemelerde bulundu Bu seyahatten sonra hastalandı Viyana ve Karisbad'a giderek tedavi oldu 15 Ağustos 1918'de Halep'e 7 Ordu Komutanı olarak döndü Bu cephede İngiliz kuvvetlerine karşı başarılı savunma savaşları yaptı Mondros Mütarekesi'nin imzalanmasından bir gün sonra, 31 Ekim 1918'de Yıldırım Orduları Grubu Komutanlığı�na getirildi Bu ordunun kaldırılması üzerine 13 Kasım 1918'de İstanbul'a gelip Harbiye Nezâreti'nde (Bakanlığında) göreve başladı Mondros Mütarekesi'nden sonra İtilaf Devletleri'nin Osmanlı topraklarını işgale başlamaları üzerine Mustafa Kemal, 9 Ordu Müfettişi olarak 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıktı 22 Haziran 1919'da Amasya'da yayımladığı genelgeyle "Milletin istiklâlini yine milletin azim ve kararının kurtaracağını" ilan edip Sivas Kongresi'ni toplantıya çağırdı 23 Temmuz - 7 Ağustos 1919 tarihleri arasında Erzurum, 4 - 11 Eylül 1919 tarihleri arasında da Sivas Kongresi'ni toplayarak vatanın kurtuluşu için izlenecek yolun belirlenmesini sağladı Atatürk İzmir�de silah arkadaşlarıyla Düzenli orduya geçiş dönemi Atatürk ve Türk Köylüsü SİVAS KONGRESİ KARARLARI (4 - 11 Eylül 1919) 1- Millî sınırlar içinde bulunan vatan parçalanmaz bir bütündür, birbirinden ayrılamaz 2- Her türlü işgal ve müdahaleye karşı, millet birlik olarak kendisini müdafaa ve mukavemet edecektir 3- İstanbul Hükümeti, bir dış baskı karşısında memleketimizin her hangi bir parçasını terk mecburiyetinde kalırsa, vatanın bağımsızlığını ve bütünlüğünü temin edecek her türlü tedbir ve karar alınmıştır 4- Kuvâ-yı Milliye'yi tek kuvvet tanımak ve millî iradeyi hâkim kılmak temel ilkedir 5- Manda ve himaye kabul olunamaz 6- Millî iradeyi temsil etmek üzere Millet Meclisi'nin derhal toplanması mecburidir 7- Devletin bağımsızlık ve bütünlüğü saklı kalmak şartıyla topraklarımızı ele geçirmek isteği olmayan herhangi bir devletin ekonomik, teknik ve sınaî yardımlarını memnuniyetle karşılarız Adaletli ve insancıl kuralları içeren bir barışa kavuşulması da insanlığın selâmeti ve umumun huzuru adına millî emellerimizdendir 8- Aynı amaç ile millî vicdandan doğan cemiyetler (dernekler) "Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti" adı altında birleştirilmiştir 9- Mukaddes maksadı ve umumî teşkilâtı idare için kongre tarafından bir Heyet-i Temsiliye (Temsilciler Kurulu) seçilmiş-tir Atatürk, 27 Aralık 1919'da Ankara'da heyecanla karşılandı Dolayısıyla 23 Nisan 1920'de, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılmasıyla Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulması yolunda önemli bir adım atılmış oldu Meclis ve Hükümet Başkanlığına Mustafa Kemal seçildi Türkiye Büyük Millet Meclisi, Kurtuluş Savaşı'nın başarıyla sonuçlanması için gerekli yasaları kabul edip uygulamaya başladı Bu dönemde Muvakkat İcra Encümeni, I İcra Vekilleri Heyeti, II İcra Vekilleri Heyeti, III İcra Vekilleri Heyeti, IVİcra Vekilleri Heyeti ve V İcra Vekilleri Heyeti bütün yürütme faaliyetlerini üstlendi Türk Kurtuluş Savaşı, 15 Mayıs 1919'da Yunanlıların İzmir'i işgali sırasında düşmana ilk kurşunun atılmasıyla başladı 10 Ağustos 1920 tarihinde Sevr Antlaşması'nı imzalayarak aralarında Osmanlı İmparatorluğu'nu paylaşan I Dünya Savaşı'nın galip devletlerine karşı önce Kuvâ-yi Milliye adı verilen milis kuvvetleriyle savaşıldı Büyük Millet Meclisi düzenli orduyu kurduktan sonra Kuvâ-yi Milliye-ordu bütünleşmesi sağlanarak savaş zaferle sonuçlandırıldı Sarıkamış (20 Eylül 1920), Kars (30 Ekim 1920) ve Gümrü'nün (7 Kasım 1920) kurtarılışı, Çukurova, Gaziantep, Kahramanmaraş Şanlıurfa savunmaları (1919- 1921) İnönü Zaferi (6 -10 Ocak 1921) II İnönü Zaferi (23 Mart-1 Nisan 1921) Sakarya Zaferi (23 Ağustos-13 Eylül 1921) Büyük Taarruz, Başkomutan Meydan Muhaberesi ve Büyük Zafer (26 Ağustos 9 Eylül 1922) gibi zaferlerle yeni Türkiye adeta taçlandı Atatürk Ankara'da Atatürk yurt gezisinde Kurtuluş Günlerinde Büyük Millet Meclisi İstanbul'un işgalinden üç gün sonra Atatürk, ünlü 19 Mart 1920 tarihli bildiriyi yayımladı Bildiride,'olağanüstü yetkiler taşıyan bir Meclisin Ankara'da toplanacağı, Meclis'e katılacak üyelerin nasıl seçilecekleri, seçimlerin en geç 15 gün içinde yapılması gereği', kesin ve kararlı ifadelerle yer alıyordu Ayrıca, dağılan Meclis-i Mebusan'ın üyeleri de Ankara'daki Meclis'e katılabileceklerdi Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş temelleri Ankara'daki bu ilk tarihi binada atıldı Birinci Meclis Binası, Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın yönetim yeri olarak pek çok tartışma ve millî kararlara sahne oldu Bu yapı bugün Kurtuluş Savaşı Müzesi olarak, ilk yılların anılarını sergiliyor İllerde seçilen temsilciler ve Meclis-i Mebusan'ın bir kısım üyeleri Ankara'ya geldiler Ankara'nın o günkü şartları içinde Meclis'in toplanabileceği elverişli bir bina yok gibiydi Sonunda, İkinci Meşrutiyet döneminde, İttihat ve Terakki Cemiyeti Kulübü olarak yapılmış tek katlı bir bina uygun görüldü Eksik kalmış yapı tamamlandı, okullardan toplanan ve halkın katkısıyla sağlanan eşyalarla donatıldı Hazırlıklar tamamlanınca, Atatürk 21 Nisan'da yayımladığı ikinci bir bildiri ile Meclis'in 23 Nisan günü toplanacağını ve açılış töreninin nasıl yapılacağını duyurdu 23 Nisan 1920 Cuma sabahı erken saatlerde, Ankara'da bulunan herkes Meclis Binası çevresinde toplandı Halk, kendi kaderine sahip çıkmanın coşkusu içindeydi Hacı Bayram Camii'nde kılınan öğle namazından sonra, Meclis binası girişinde gözleri yaşartan muhteşem bir tören yapıldı Ankara'ya gelebilen 115 milletvekili Meclis salonunda toplandıParlamento geleneklerine göre, en yaşlı üye olan Sinop Milletvekili Şerif Bey (1845), Başkanlık kürsüsüne çıktı ve aşağıdaki konuşmayı yaparak Meclis'in ilk toplantısını açtı: �Burada bulunan saygıdeğer insanlar, İstanbul'un geçici kaydıyla yabancı kuvvetler tarafından işgal olunduğu ve bütün temelleri ile halifelik makamının ve hükümet merkezinin bağımsızlığının yok edildiği hepimizce bilinmektedir Bu duruma baş eğmek, milletimizin, teklif olunan yabancı köleliğini kabul etmesi demektir Ancak tam bağımsızlık ile yaşamak için kesin olarak kararlı bulunan ve ezelden beri hür ve başına buyruk yaşamış olan milletimiz, kölelik durumunu son derece ve kesinlikle reddetmiş ve hemen vekillerini toplamaya başlayarak Yüksek Meclisimizi meydana getirmiştir� Bu Yüksek Meclisin en yaşlı üyesi sıfatıyla ve Allah'ın yardımıyla milletimizin iç ve dış tam bağımsızlık içinde alın yazısının sorumluluğunu doğrudan doğruya yüklenip, kendi kendisini yönetmeye başladığını bütün dünyaya ilan ederek, Büyük Millet Meclisi'ni açıyorum Bu açış konuşmasında, millî egemenliğe dayalı yeni Türk parlamentosunun adı da 'Büyük Millet Meclisi' olarak konulmuştu Bu ad herkesçe benimsendi Daha sonra Atatürk'ün tüm konuşmalarında yer aldığı şekliyle ve ilk kez 8 Şubat 1921 tarihli Bakanlar Kurulu Kararnamesi�nde de yazılı olarak, 'Türkiye Büyük Millet Meclisi' (TBMM) adı kalıcılık kazandı TBMM, 24 Nisan 1920 günü yaptığı ikinci toplantısında Mustafa Kemal Paşa'yı (Atatürk), başkanlığa seçti Mustafa Kemal Paşa, kendi öncülüğünde kurulan TBMM'nin başkanlığını, Cumhurbaşkanı seçildiği gün olan 29 Ekim 1923 tarihine kadar sürdürdü TBMM, açılışından iki gün sonra, sadece yasama değil, yürütme gücüne de sahip olacak hukukî ve siyasî yapısını düzenleme çalışmalarına başladı Bu düzenlemeler, TBMM'nin tam bir güçler birliği ilkesini benimsediğini göstermişti 2 Mayıs 1920'de Bakanlar Kurulu�nun seçilmesi hakkındaki yasa çıkarıldı 11 bakandan oluşan 'Meclis Hükümeti', 5 Mayıs'ta TBMM Başkanı Mustafa Kemal Paşa'nın başkanlığında ilk toplantısını yaptı TBMM'nin açılışı ile birlikte, millî egemenliğe dayalı yeni Türk Devleti doğmuş oluyordu Birinci TBMM'nin iki temel hedefi, kesin zaferi kazanmak ve yeni devletin otoritesini güçlendirmek, kalıcılığını gerçekleştirmekti Öncelikle, ülke topraklarının yabancı işgalinden kurtarılması gerekiyordu Atatürk ve İnönü
__________________
|
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|