|  | Milli Edebiyat |  | 
|  06-08-2008 | #1 | 
| 
[KAPLAN]
 |   Milli EdebiyatMilli Edebiyat, yazı ve yaratıların, sanatsal ürünlerin yabancı etkilerinden sıyrılarak, kendi ulusal değerlerimize dönmeyi, halka kendi diliyle seslenmeyi ilke edinen 1908'de başlayıp 1923'e değin süren edebiyat akımı ve bu yönelime katılan sanatçıların oluşturduğu topluluk  Konu başlıkları 1 Milli Edebiyat Dönemi (1911-1923) 2 Milli Edebiyat döneminin dil anlayışı 3 Milli Edebiyat dönemi sanatçıları 3  1 Ömer Seyfettin (1884-1920) 3  2 Ziya Gökalp (1876-1924) 3  3 Mehmet Emin Yurdakul 3  4 Refik Halit Karay (1888-1965) 3  5 Halide Edip Adıvar (1884-1964) 3  6 Reşat Nuri Güntekin (1889-1956) 3  7 Mehmet Fuat Köprülü (1890-1966) 3  8 Yakup Kadri Karaosmanoğlu (1889-1974) 3  9 Yahya Kemal Beyatlı (1884-1958) 4 Hecenin beş şairi (Beş hececiler) 5 Felsefe 6 Edebi Özellikler Milli Edebiyat Dönemi (1911-1923) 1911 yılında Selanik’te çıkan “Genç Kalemler” dergisinde Ömer Seyfettin’in “Yeni Lisan” adlı makalesinin yayımlanmasıyla başlar  Milli Edebiyat hareketi öncelikle bir dil hareketidir  Sade Türkçe’nin bir dava olarak ele alınması ilk kez bu dergide ortaya konulmuştur  “Milli Edebiyat” terimi de ilk defa bu dergide kullanılmıştı  Bu dönem sanatçılarının şiir anlayışıyla, Fecr-i Ati topluluğunun şiir anlayışı birbirinden pek farklı değildir  “Şiir vicdani bir keyfiyettir  ” düşüncesinde olan şairleri bireysel konuları işlerler  Daha sonra 1917 yılında yaptıkları bir toplantıda, hece ölçüsünü kullanma, günlük konuşma diliyle yazma noktasında birleşen şairlerin, içerik konusunda her birinin ayrı bir yaklaşımda olduğu gözlenir  Bu dönem sanatçıları Divan edebiyatını, Doğu edebiyatının, sonrasını ise Batı edebiyatının taklitçisi olmakla suçlarlar  Şiirde daha çok bireysel konulara yönelen bu dönem sanatçıları, roman ve öyküde sosyal meselelere eğilmişler; milliyetçilik düşüncesi, Kurtuluş savaşı gibi konuları ele almışlardır  Konuların İstanbul dışına çıkarılması da bu dönemin belirgin özelliklerindendir  Ayrıca “aşk” bu dönem roman ve hikayesinin en önemli teması olarak dikkat çeker  Bu eserlerde dil günlük konuşma dilidir  Milli Edebiyat döneminin dil anlayışı Yabancı dilbilgisi kuralları, Arapça, Farsça ad ve sıfat tamlamaları bırakılmalıdır  Yabancı sözcükler, kendi dillerinde dilbilgisi bakımından hangi türden olursa olsun, Türkçede ne olarak kullanılıyorsa, dilbilgisi yönünden o tür sayılmalıdır  Arapça ve Farsça’dan gelen sözcüklerden, konuşma diline kadar girip yaygınlaşmış olanlar Türkçeleşmiş sayılmalı ve kullanılmalıdır  İstanbul hanımlarının günlük konuşma dili esas alınmalıdır  Terimler bilimle ilgili oldukları için aynen kullanılmalıdır  Türkiye Türkçesine diğer Türk lehçelerinden sözcük alınmamalıdır  Milli Edebiyat dönemi sanatçıları Ömer Seyfettin (1884-1920) Milli Edebiyat hareketinin önderlerinden olan sanatçı daha çok hikayeleriyle tanınmıştır  “Yeni Lisan” makalesinde ortaya koyduğu görüşlerini, hikayelerinde uygulamaya çalışmış ve başarılı olmuştur  Dilimizin sadeleşmesinde önemli yeri olan Ömer Seyfettin, anılarından, tarihteki kahramanlıklardan ve günlük yaşayışlardan yararlanarak, gücünü çekici anlatımından, olaylardan alan, çoğunlukla beklenmedik sonuçlarla biten hikayeleriyle edebiyatımızda önemli bir yer tutar  Hikayeciliği meslek haline getirmiştir  Kısa hayatına karşılık öleceği tarihi bilyormış gibi çok üretken olmuştur  Hikayeleri: İlk Düşen Ak, Yüksek Ökçeler, Bomba, Gizli Mabet, Asılzadeler, Bahar ve Kelebekler, Beyaz Lale     adı verilen kitaplarda toplanmıştır  Ziya Gökalp (1876-1924) Şiiri, düşüncelerini halka yaymak için bir araç olarak kabul eden sanatçı, bu türde sanatsal yönden güçlü ürünler vermemiştir  Daha çok Türkçülük düşüncesini sistemleştiren bir düşünür ve sosyolog olarak tanınmıştır  Önceleri, bütün dünya Türklerini bir bayrak altında toplamayı amaçlayan “Turancılık ”görüşüne bağlıyken, sonraları “Türkiye Türkçülüğü” düşüncesine yönelir  Günlük konuşma diliyle yazı dilinin birleştirilmesi gerektiğine inanan sanatçı eserlerinde bunu başarıyla uygular  Şiirlerinde hece ölçüsünü kullanan Ziya Gökalp (Turan adlı şiiri hariç), konu olarak daha çok eski Türk tarihine, İslamiyet öncesi dönemlere yönelir  Ayrıca yurt, millet, ahlak, din ve uygarlık gibi konuları da eğitici bir yaklaşımla ele alır  İlk Türk Sosyologudur Eserleri: Şiir: Kızıl Elma, Altın Işık, Yeni Hayat Nesir: “Türkçülüğün Esasları”, “Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak”; “Türk Medeniyeti Tarihi”, “Malta Mektupları”  Mehmet Emin Yurdakul Türk edebiyatında açık bir Türçülüğü ilk defa bir sanat ideali haline getiren Türk şairi Mehmet Emin'dir  Hece ölçüsünü aruz ölçüsüne tercih etmiştir  Bunun nedeni hece ölçüsünün eski Türk ölçüsü olmasıdır  Şiirleri tüm ölçü ve uyağa rağmen başarılı sayılmaz  Gayet kuru hatta tekdüze bir söyleyişi vardır  Sanatı;ülküsünü,fikirlerini anlatmakta bir araç olarak kullanmış,herşeyi vatanın yükselmesi uğrunda kullanabileceğini söylemiştir  Şiir ve nesir türlerinde eser veren yazarın Türk Sazı,Ey Türk Uyan,Tan Sesleri,Dicle Önünde,Turana Doğru,Ordunun Destanı,Zafer Yolunda adlı şiir kitapları vardır  Refik Halit Karay (1888-1965) Milli Edebiyat ve Cumhuriyet döneminin en ünlü öykü ve roman yazarlarındandır  Önce Fecr-i Ati edebiyatına 1917’den sonra ise Milli Edebiyata katılır  Kurtuluş Savaşı’na karşı yazılarından dolayı tutklanacağı zaman Halep’e kaçar  Çıkarılan bir af üzerine 1938’de Türkiye’ye döner  Anadolu gerçeğinin ilk olarak Refik Halit Karay 'ın “Memleket Hikayeleri” adlı yapıtıyla edebiyata girdiği kabul ediler  Güçlü bir gözlemci olan yazar, betimlemelerinde de nesneldir  Realist bir anlayışa sahip olan yazarın sade bir dili ve yalın bir anlatımı vardır  Mizah ve eleştiri onun yapıtlarının ayrılmaz unsurlarıdır  Öykü ve romandan başka, anı, deneme, fıkra ve tiyatro türlerinde de eserler vermiştir  Eserleri: Öykü: Memleket Hikayeleri , Gurbet Hikayeleri Roman: Sürgün , Nilgün, Çete, Kadınlar Tekkesi, Bugünün Saraylısı, İstanbul’un İç Yüzü, Anahtar       Deli, Sakın Aldanma İnanma Kanma, Kirpinin dedikleri (Mizah ve Hiciv Yazıları)  Halide Edip Adıvar (1884-1964) Daha çok İngiliz Edebiyatı'ndaki romanlardan etkilenen sanatçının eserlerini üç grupta inceleyebiliriz  Kadın psikolojisine eğildi romanları (Seviye Talip, Raik’in Annesi, Handan), Kurtuluş Savaşı’nı anlattığı romanları (Vurun Kahpeye, Ateşten Gömlek), toplumsal konuları ele aldığı töre romanları (Sinekli Bakkal, Tatarcık, Sonsuz Panayır     ) Dilbilgisi kurallarına ve anlatıma pek özen göstermeyen sanatçinin diğer önemli eserleri şunlardır: Yeni Turan, Kalp Ağrısı, Zeyno’nun Oğlu (Roman) Türk’ün Ateşle imtihanı, Mor salkımlı Ev (Anı) Harap mabetler, Dağa Çıkan Kurt, Kubbede Kalan Hoş Sada (Hikaye) Ayrıca sanatçının birçok araştırma yazısı ve çevirisi vardır  Reşat Nuri Güntekin (1889-1956) Realist bir analyışa sahip olan yazar Milli Eğitim müfettişliği görevi ile Anadolu’yu dolaşmış, buradaki yaşamı gözlemlemiş, bu gözlemlerini yalın bir dil ve anlatımla eserlerinde dile getirmiştir  Reşat Nuri Güntekin , romanlarında yoğun bir Anadolu atmosferi vardır  Bu atmosfer içinde yurt ve toplam gerçeklerini, töreden kaynaklanan doğru ya da yanlış inanışları ele alır  Bu konular, öykülerinde, mizah unsuruyla da berleştirilerek verilir  Yazar, ilk ününü, duygulsal bir aşkı dile getirdiği ve birçok yönleriyle Anodul’yu anlattığı “Çalıkuşu” romanıyla sağlamıştır  Sanatçının önemli eserleri şunlardır: Roman: Çalıkuşu, Damga, Yeşil Gece, Yaprak Dökümü, Bir Kadın Düşmanı, Miskinler Tekkesi, Kan Davası    Öyküler: Tanrı Misafiri, Leyla ile Mecnun, Olağan İşler    Oyunları: Hançer, Hülleci, Tanrı Dağı Ziyafeti    Mehmet Fuat Köprülü (1890-1966) Türk Edebiyatı araştırmalarını sistemleştiren ve edebiyat tarihçişi olarak ün kazanan sanatçının eserleri de bu yoldadır  Bugün bilinen birçok şair Mehmet Fuat Köprülü 'nün arıştırmaları sonucunda ortaya çıkarılmıştır  Eserleri: Türk Edebiyatı Tarihi, Türk Edebiyatında ilk Mutasavvuflar, Divan Edebiyatı Antolojisi, Türk Saz Şairleri Antolojisi  Yakup Kadri Karaosmanoğlu (1889-1974 Yakup Kadri Karaosmanoğlu , romanlarında kusursuz bir anlatım ve sağlam tekniği ile dikkat çeken sanatçı, tarihi ve sosyal olaylardan her birini bir romanına konu edinerek, Tanzimat dönemiyle Atatürk Türkiyesi arasındaki dönem ve kuşakların geçirdikleri sosyal değişiklik ve bunalımları yaşayış ve görüş ayrılıklarını işlemiş: düşünce ve teze dayalı özlü yapıtlar vermiştir  Eserlerini ve içereklerini şöyle inceleyebiliriz: “Hep o şarkı ” da Abdülaziz döneminin yaşamı, “Bir Sürgün ”de II  Abdülhamit’in baskılı yönetimiyle savaşmak için Fransa’ya kaçan Jön Türkler, “Kiralik Konak”ta Tanzimat’tan I  Dünya Savaşı’na kadar yetişen üç kaşaktaki görüş ayrılığı, “Hüküm Gecesi” nde Meşrutiyet devrinindeki Bektaşi tekkelerinin durumu, “Sodom ve Gomore” de mütareke döneminde, işgal altındaki İstanbul’da ortaya çıkan ahlaki çöküntü, “Yaban”da Kurtuluş Savaşı yıllanrındaki bir Anadolu köyü, “Ankara” da yeni başkentin üç dönemi, “Panorama I, II” de Cumhuriyet döneminin 1952’ye kadarki durumunu bir bir ele almıştır  Diğer eserleri: Anı: Zoraki Diplomat, Politikada 45 yıl,Vatan Yolunda, Gençlik ve Edebiyat Hatıraları     Monografi: Ahmet Haşim, Atatürk Mensur şiirleri: Erenlerin Bağından, Okun Ucundan,nur baba Hikayeleri: Bir Serencam, Rahmet, Milli Savaş Hikayeleri Tiyatro eserleri: Nirvana, Veda, Sağanak, Mağara Önemli Makaleleri: İzmir’den Bursa’ya, Ergenekon, Kadınlık ve Kadınlarımız     Yahya Kemal Beyatlı (1884-1958) Milli Edebiyat hareketini makaleleri ve konferanslarıyla destekleyen Yahya Kemal in, esasen , kendine özgü Milli Edebiyat’ınkinden farklı bir anlayışı vardır  İstanbul şairi olarak tanınır  Osmanlı İmparatorluğunun geçmişteki parlak günlerine büyük bir özlem duyar  Başlıca konuları: İstanbul, tarih, yurt sevgisi, aşk, ölüm ve sonsuzluktur  Divan şiirinin özünü kakalama çabası içinde olan sanatçı, eski şiirin ölçü, uyak ve ahenk unsurunu ön planda tutmuştur  Onun eserlerinde malzeme eski, şiir ise yenidir  Örneğin, Divan Edebiyatında aşkı terrennüm eden gazel biçimiyle kahramanlık şiirleri ve Istanbul’a duyduğu sevgiyi dile getiren şiirler yazmıştır  Şiir kitapları: kendi Gök Kubbemiz, Eski Şiirin Rüzgarıyla, Rübailer, Nesir Kitapları: Aziz İstanbul, Eğil Dağlar, Siyasi ve Edebi Portreler, Siyasi Hikayeler, Edebiyat Dair  Hecenin beş şairi (Beş hececiler) Bu şariler 1917de Selanik’te “Genç Kalemler”le başlayan Milli Edebiyat akımının ilklerine bağlı olarak, halk şiirimizin özelliklerinden, yerli kaynaklarımızdan yararlanarak, şiirimizin aruzdan heceye geçişinde önemli rol aynamışlardır  Şiirlerinde Anadolu manzaralarını ve Anadolu yaşayışını coşkulu bir dille işlemişlerdir  Hece ölçüsünün genellikle 11’li ve 14’lü kalıbını kullanmışlardır  Daha sonraları, yeni biçimler arayarak oldukça uzun şiirler de yazmışlardır  Eserlerindeki dil ise konuşma dilidir  Bu şairlerimiz şunlardır: Halit Fahri Ozansoy Enis Behiç Koryürek Yusuf Ziya Ortaç Orhan Seyfi Orhon Faruk Nafiz Çamlıbel Felsefe 1908 II  Meşrutiyet'ten Birinci Dünya Savaşı ateşkes sonuna kadar süren bu dönemi herşeyin birbirine girdiği tamamen bir geçiş dönemi olarak tanımlayabiliriz  Bu dönemin güçlü kalemleri Mehmet Emin Yurdakul ve Mehmet Akif Ersoy toplumsal konulara yönelirken diğerleri sadece aşk, özlem gibi, bireysel ve duygusal konular ve temalar üzerinde durmuşlardır  | 
|   | 
|  | 
| Konu Araçları | Bu Konuda Ara | 
| Görünüm Modları | |
|  |