Necip Fazıl (Babı Ali)Özeti

BâbıÂli Tür: AnıYazar :Necip Fazıl KısakürekYayınevi:Büyük Doğu YayınlarıKonusu: Necip Fazıl Kısaküreğin hayatını anlatır ve hayatını Bâbıâlideki yazarlar ile karşılaştırır Bâbıâli:Fikir,sanat, ilim, politika gibi konuların yoğun olarak tartışıldığı ve yazarların mekan tuttuğu İstanbul’da bir yerdirNecip Fazıl’ın bu kitapta hayatı üç devreye ayrılırKendisini sevmeyenler tarafından Genç Şair,Mistik Şair, Sabık Şair
1Devre ; (Genç şair)kendi ifadesi ile O’nu tanımadan önceBu devre Necip Fazıl’ın 1904-1934 yıllarını içine alırNecip Fazıl İstanbul da doğdu Hukukçu Abdülbâki Fâzıl bey’in oğludurN:F Bahriye mektebinde okurken devrin en önemli hocalarından ders almıştır Tarih dersine Şair Yahya Kemal, Edebiyat dersine İbrahim Aşkî bey girmektedir Yine Hamdullah Suphi de onun hocalarındandır
Bahriye mektebini tam bitirmişken son anda ilave edilen dördüncü sınıfı okumak istemez Namzet ve üç harp sınıfını bitirdiğine dair bir belge alarak okuldan ayrılır Darulfunun’da edebiyat fakültesi felsefe bölümünde okurbu üniversiteden mezun olduğu yıl milli eğitim bakanlığının açmış olduğu imtihanı kazanan(1924) Necip Fazıl Avrupa’ya Paris’e Sorbon ünv Felsefe tahsili yapması için gönderilir Paris’e Felsefe tahsili yapmak için gelen 20 yaşındaki genç şair burada müthiş bir kumar hastalığına kapılır Öyle bir hale gelir ki bütün bir mevsim Paris’te gündüz ışığını görmez Sabahlara kadar kumar oynarSorbon ünv Tanımaz bile çünkü hiç gitmemiştir Bakanlık onun bu durumunu bir yıl sonra öğrenir ve bursunu keser Kendisine ülkeye geri dönmesi için para gönderilir Fakat O o parayı da kumarda harcar Ancak arkadaşlarının biletini alıp onu gemiye bindirmesi ile ulkeye dönebilir1925 yılında ülkeye dönen Necip Fazıl 1934 yılına kadar Hollanda bankası, Osmanlı bankası, İş bankası’nda çalışır Bu süre içerisinde istanbul’da sıkılınca Anadolu da Anadolu’da sıkılınca istanbulda görev yaparİstanbul‘da Babıâli de Yakup Kadri, Ahmet Haşim, Yahya Kemal,Abdülhak Hamit,Aka Gündüz,Nurullah Ataç,Peyami Safa,Ahmet Kutsi,Ahmet Hamdi,Cahit Sıtkı,Yusuf Ziya, Orhan seyfi,Nazım Hikmet gibi devrin bütün tanınmış ve yeni yeni tanınmakta olan yazar ve şairleriyle bir arada bohem hayatı yaşar Şairli, yazarlı, ressamlı, profesörlü sohbetlerin, bir araya gelmelerin hiçbiri onu tam olarak tatmin etmezBu hayat süresince derin bir bunalma, ruh sıkışması, kendinden kaçma, kendini unutmaya çalışma gayreti içerisindedir’’O’na göre ‘’ gecenin ardında yine gece vardır’’bazı geceler ‘’ kadın kadın diye içini oyarak’’ içindeki derin boşluğu kadınla doldurmaya çalışır
Bu devirde karamsar, ümitsiz olan, derbeder, perişan bir hayat süren,yalnızlık duygusu ve ölüm korkusu içinde kıvranan, içki, kadın ve kumarla gönlünü avutmaya çalışan sadece Necip Fazıl değildir O nun bu perişan hayatı devrin hemen bütün aydınlarında görünür Şairin bu hayatı 30 yaşına kadar sürer

2 devre ; (mistik Şair) kendi ifadesiyle O’nu tanıdıktan sonra
Efendisi;Abdülhakim Arvasi – Bu devre 1934 ten 1943 e kadar olan süreçtirNecip Fazılın 1934 ten sonra eserlerinin sayısı oldukça artar Örneğin 1934 e kadar bütün eseri bir buçuk kitabı geçmezken mistik şair döneminde 80 – 90 ciltlik bir yapıya ulaşır Sene 1943 ‘’Mistik Şair’’ 39 yaşındadır ve gazetelerde giriştiği İslami mücadele yüzünden çevresinin ona karşı tavrı yavaş yavaş değişmektedir O da fikirlerini daha iyi anlatacağı ‘’ Büyük Doğu ‘’ mecmuasını çıkarır Ve artık hayatında ve şiirinde kendisinin O’ndan sonra diye adlandıracağı, kendisini sevmeyenlerinin Sabık şair diyecekleri üçüncü devre başlar

3 devre (sabık Şair) kendi ifadesi ile O’ndan sonra
bu devir (1943-1983) arasıdır Büyük Doğu mecmuası çıkınca devrin milli eğitim bakanı Hasan Ali Yücel, Necip Fazıla Güzel sanatlar akademisi’nde ki hocalığı ile Büyük Doğu arasında bir seçim yapmasını ister Necip Fazıl da Büyük Doğu yu seçer, ve Akademiden ayrılır Büyük Doğu ile birlikte Necip Fazıl ın hayatında ve sanatında sosyal bir devir başlar Artık O cemiyet meselelerine Kafa yoranlardan biri haline gelir’’ Kaldırımlar Şairi değil’’ ‘’muhasebe Şairidir’’Bu dönemde Necip Fazıl’ın en önemli taraflarından biri de , en olumsuz şartlarda bile ümitsizliğe kapılmamasıdır Büyük doğu dergisi 15 defa kapatılır değişik sebep ve baskılardan dolayı Necip Fazıl birçok kez hapse girer En son 16defa dergi 1978 de açılır Necip Fazıl 1980 de Kültür Bakanlığı büyük ödülüne layık görülür ve kendisine Sultanü’ş Şuara ünvanı verilir