12-20-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Sina-Filistin-Suriye Cephesi Hakkında Tarih Dersi Konu Anlatımı İçerik Detay
Sina-Filistin-Suriye Cephesi
Süveyş Kanalı, Alman Başkomutanlığının harekât planlarındaki önemli hedeflerden biriydi Almanlar, kanalı ele geçirmek suretiyle İngiltere’nin Hindistan’la irtibatını kesmek ve böylece İngilizlerin Hindistan’dan getirecekleri askerlerle Avrupa Cephesini takviye etmesine engel olmak istiyorlardı Türkler de Mısır’ı tekrar etkileri altına almak suretiyle, İslâm alemindeki saygınlıklarını artıracaklarını umuyorlardı Fakat Kanal’a taarruz edebilmeleri için 200 km genişliğindeki Sina çölünü aşmak gerekiyordu Bunun için, çok kuvvetli ve düzenli lojistik desteğe ihtiyaç vardı Ancak, Türk ordusunun en zayıf olduğu noktaların başında da bu lojistik destek konusu gelmekteydi Bu olumsuzluğa rağmen, bu cephede I ve II Kanal Harekâtı yapılmıştı
I ve II Kanal harekatındaki başarısızlıktan sonra, İngilizler çölü geçerek Sina Yarımadasını tamamen ele geçirmek istediler 22 Aralık 1916’da Elariş’i ele geçirdiler Buradaki Türk birlikleri Gazze-Şeria-Birüssebi hattına çekilerek savunma için hazırlık yapmaya başladılar Diğer taraftan, İngilizlerin teşvikiyle 5 Haziran 1916’da başlayan Arap ayaklanması, Sina yarımadası tarafımızdan boşaltıldıktan sonra daha da genişledi
İngilizler Gazze’yi ele geçirmek için Mart 1917’de taarruz ettiler Kendilerinden çok üstün olan İngiliz kuvvetlerine karşı Gazze’yi savunmakla görevli Türk birlikleri üstün bir savunma örneği verdiler ve İngilizler geri çekilmek zorunda kaldılar Nisan 1917’de bu kez donanmalarının desteğiyle tekrar saldırıya geçen İngilizler II Gazze Muharebeleri’nde de başarılı olamadılar
Bu arada Gazze muharebelerinden kısa bir süre önce Bağdat İngilizler tarafından işgal edilmişti Bu durum Arap ve İslâm aleminde çok kötü bir etki yapmıştı Türkler ve Almanlar prestij kaybederken, İngilizlerin bölgedeki etkinliklerini artırmıştı Bağdat’ın geri alınması amacıyla Galiçya, Makedonya ve Romanya’dan anayurda dönen birlikler ve yeni kurulan tümenlerden yararlanarak Halep’te 7 Türk Ordusu’nun kurulmasına karar verilmiş ve Irak’ta ki 6 Türk Ordusu’yla bu yeni kurulan 7 Ordu’nun birleştirilerek Yıldırım Ordular Grubu adıyla bir ordu grubu oluşturulmuş ve komutanlığına General Von Falkenhayn atanmıştı
31 Ekim 1917’de taarruza geçen İngiliz kuvvetleri ile Gazze-Birüssebi Meydan Muharebesi yapıldı İngilizler Türk mevzilerini yararak kuvvetlerimizi Kudüs-Yafa hattına kadar geri çekilmeye zorladılar Bilahare Kudüs İngilizlerin eline geçti Bu başarısızlık üzerine, Yıldırım Ordular Grubu komutanı değişti ve bu göreve Liman Von Sanders Paşa atandı Türk kuvvetleri yeniden teşkilatlandırıldı 19 Eylül 1918’de büyük kuvvetlerle üç koldan taarruza geçen İngilizler Nablus Meydan Muharebesi’ni kazandılar ve cephemizi yardılar
7 Ordu komutanı olan Mustafa Kemal Paşa, İngiliz süvarilerini Bisan’da durdurmayı başardı Böylece, Türk kuvvetlerinin Şeria Nehri’nin doğusuna geçişini güvence altına aldı Çekilme 10 Ekim 1918’e kadar devam etti Bu arada Ekim başlarında Şam da düştü ve İngiliz-lerin eline geçti Bu yenilgi üzerine Yıldırım Ordular Grubu Kumandanı Liman Von Sanders Paşa, komutayı Mustafa Kemal’e bırakarak karargahıyla Adana’ya çekildi 25 Ekim’de Halep, İngiliz ve Arap kuvvetlerinin eline geçti Mustafa Kemal Paşa, emrindeki kuvvetlerle İskenderun-Cerablus mevziinde İngiliz taarruzlarını durdurmaya çalıştığı günlerde Mondros Mütarekesi imzalanmış ve bu mütareke hükümleri gereğince 31 Ekim 1918’de cephelerde savaş son bulmuştu Nitekim, Mustafa Kemal Paşa’nın savunma yaptığı bu hat, Türk İstiklâl Harbi sırasında milli sınır olarak kabul edilmiştir
|
|
|