Kırkçesme'de Payzen Yusuf Paşa Türbesi ... |
11-25-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Kırkçesme'de Payzen Yusuf Paşa Türbesi ...Payzen ihtifalci M Ziya Bey'in ifadesine göre eski gemilerde kürek çeken zintire vurulmuş esir forsalara verilen bir addır Osmanhca bir sözlükte ise bu terimin hapsedilmiş ayağına pranga vurulmuş; uşak köle; esir; suçlu anlamlarına geldiği belirtilmiştir Böylece Yusuf Paşa'nın gençliğinde herhalde deniz savaşlarının birinde hıristiyanlara esir düştüğü ve bir süre onların gemilerinde zintire vurulmuş olarak kürek çektiği tahmin edilebilir Istanbul'un Osmanlı devri boyunca sık sık tekrarlanan büyük yangınları ile her 150 sene aralıklarla şehirde büyük ölçüde yıkımlara yol açan depremler ve 19 yüzyılın ortalarından itibaren bu afetlerden geri kalmayacak surette zararlar veren imar çalışmaları pek çok tarihı eserin bir daha yerlerine konulamayacak surette yok olmalarına yol açmıştır Halbuki istanbul'un tarihı geçmişine özen gösterilmiş olsa bu tarihı kalıntılardan büyük bir kısmı korunabilir veyahut restorasyonları yapılarak yaşatılabilir veya yerinden sökülerek başka bir yerde tekrar kurulabilirdi Bozdoğan Kemerinin yakınında bulunan Payzen Yusuf Paşa Türbesi de böylece yok olup kaybolan tarihı eserlerden biridir Payzen ihtifalci M Ziya Bey'in ifadesine göre eski gemilerde kürek çeken zincire vurulmuş esir forsalara verilen bir addır Osmanlıca bir sözlükte ise bu terimin hapsedilmiş ayağına pranga vurulmuş; uşak köle; esir; suçlu anlamlarına geldiği belirtilmiştir Böylece Yusuf Paşa'nın gençliğinde herhalde deniz savaşlarının birinde hıristiyanlara esir düştüğü ve bir süre onların gemilerinde zincire vurulmuş olarak kürek çektiği tahmin edilebilir Sicill-i Osmanıde Mehmed Süreyya Bey Yusuf Paşa'nın kısaca hayat hikayesini şöylece özetler: "Frenk asıllıdır Enderun'dan yetişerek 990'da (1582) Yeniçeri Ağası ve 993'de (1585) Temeşvar ve 995'te (1587) Budin Valisi olup azilden sonra Zilkade 998'de (Eylül 1590) Kırkçeşme'de bulunan konağında bazıhademesi elinde şehid oldu Adamlarını çok fazla azarlar ve çok sertti Camii vardır" Bu satırlardan anlaşıldığına göre Sultan III Murad (1574-1595) ile iii Mehmed'in (1595-1603) saltanatları sırasında büyük makamlarda bulunan Yusuf Paşa'nın konağı Kırkçeşme'de yani bugün Atatürk bulvarının geçtiği yerde Gazanfer Ağa Medresesi ile Fatih Reşat Nuri tiyatrosu arasında bir yerde bulunuyordu Çok sert davrandığı köleleri tarafından konağında öldürülerek aynı yerdeki türbesine gömülmüştür M Süreyya Yusuf Paşa'nın konağı Kırkçeşme'de yani bugün Atatürk bulvarının geçtiği yerde Gazanfer Ağa Medresesi ile Fatih Reşat Nuri tiyatrosu arasında bir yerde bulunuyordu Çok sert davrandığı köleleri tarafından konağında öldürülerek aynı yerdeki türbesine gömülmüştür Bey Yusuf Paşa'nın bir de mescid yaptırdığından bahseder Bu hususta kısa bir bilgi Ayvansarayı Hüseyin Efendi'nin Hadfkatü'I-Cevami adlı camiiere dair kitabında bulunmaktadır Mahallesi olmadığı mescidinin Sarachanebaşı'nda olduğunu bildirir Paşanın türbesinin ise Revanı Çelebi Camiinin komşusu olduğuna da işaret eder Bu satırlardan da anlaşıldığı üzere konağının yakınında bulunan mescidin mahallesi olmadığına göre fazla önemli bir yapı değildi Büyük yangında yanmasına rağmen duvarları ve minaresi ile duruyordu Ziya Bey'in tarifine göre Yusuf Paşa'nın mescidi Bozdoğan Kemerinin Marmara tarafında Fatih Kaymakamlığının komşusu kimyahanenin yerinde olup büyük yangından sonra ortadan kalkmıştır Türbe ise 1894 depreminde kısmen yıkılmış ve çevre halkı tarafından Viran Türbe olarak adlandırılarak burada mum Konağının yakınında bulunan mescidin mahallesi olmadığına göre fazla önemli bir yapı değildi Büyük yangında yanmasına rağmen duvarları ve minaresi ile duruyordu Ziya Bey'in tarifine göre Yusuf Paşa'nın mescidi Bozdoğan Kemerinin Marmara tarafında Fatih Kaymakamlığının komşusu kimyahanenin yerinde olup büyük yangından sonra ortadan kalkmıştır yakılır olmuştur Yeri bile tespit edilemeyen Payzen Yusuf Paşa'nın türbesi eski bir fotoğrafından anlaşıldığına göre kare planlı tamamen kesme taştan bir yapı idi Cephelerde Türk kemerleri ile dışarı açılan bir ufak mezar binası idi Bulvarın yangından sonra H Prost'un planına göre yeniden düzenlenmesi sırasında türbe yeni yol üzerinde kaldığından Şehremaneti (Belediye) tarafından yıktırılması kararlaştırıldığında Ziya Bey kabri açtırmış ve oldukça derinde Paşa'nın kısmen çürümemiş durumdaki tabutunu bulmuştur Fakat hayretle ileri sürdüğüne göre kabrin içinde hiçbir kemik görülememiştir Bu bakımdan cesedin ne olduğu pek anlaşılamamıştır Ziya Bey elde edebildiği kalıntıları türbenin yakınındaki Revanı Çelebi Caminin hazıresine gömdürmüş ise de bulvar 1940'Iarda yeniden düzenIenirken bu cami ve hazıre de ortadan kaldırılmıştır |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|