Türkçe Kelimeler (D-E)

Eski 10-28-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türkçe Kelimeler (D-E)



DADAKeğme, dokunma, tatma

DADAL: Tat alan, sezen, farkına varan

DAĞ: (Tağ,tağ,tak,tav) Dağmec genişlik, büyüklük, ululuk,heybet

DAĞAÇA: Dağ gibi heybetli

DAKAK: Ucu ataşli ok

DAL: 1-Ayrı, bölünmüş 2- saldırı, büyüme, yayılma 3- batma, çıkma 4- yalınlık, çıplaklık

DALAN: koridor, dehliz

DALAŞ: Döğüş, karşılıklı saldırı

DALAY: (Talay) Genişlik, ululuk, sonsuzluk mecaz eden, asıl anlamı , büyük deniz, okyanus

DALBAY: 1- Vasi, ardına sığınılan kişi 2- Çuhadan yapılmış şapka

Kırgızlarda- 3- avcı kuşları yakalamak için, tuzaklara bağlanarak bırakılan küçük kuş

DALBOY: Vasi, ardına sığınılan kişi

DALKILIÇ: birl Dal/Kılıç mec Zırhsız ve korunmasız

DALKIRAN: Kırıcı, ayırıcı

DAMLA: Su damlası , tane

DANA: İnek yavrusu, iki yaşındaki genç inek

DANİŞMAN: Müşavir, bilgi ve tecrübesine danışılan kişi

DANSIK: (Tansık) Olağanüstü, fevkalade

DARGA: Vali, üst düzey, bürokrat

DARGUN: Alıngan, kırılan, narin

DARI : 1- Bir tahıl türü 2- sıkı, sıkıntı, zorluk

DARICA: 1- Darı gibi, darı niteliğinde mec Bereketli 2- sıkı, sıkıcı, zorlu

DARSIK: Öfkeli, hiddetli

DARUKA : (Darga) Vali, yönetici, bürokrat

DARULGAN: alıngan, nazlı

DAŞKI: Taşkı, taşmış, dışarı çıkmış, dışarıda olan

DAYAK: Değnek, baston, dayanılan nesne

DAYANÇ: 1- Dayanak, destek, güven 2- Dayanma gücü tahammül

DAYANGAN: Dayanıklı, metin

DAYANGI: Köşe minderi

DAYAR: Hazır, hazırlıklı

DEBRET: Kımıldayış, devinim

DAĞER: Kıymet, para, nafız

DEĞERBİLİR: birl Değer/Bilir Kadirşinas, vefalı

DEĞERLÜ: Değerli, kıymetli

DEĞİRMİ: Çevreli, yuvarlak, toparlak

DEĞNEK: Dayanak, dayanılacak nesne

DELİ: Usu gitmiş, azmış, dellenen, mecgözü kara, yiğit

DEMİR: Demir madeni

DEMİRAĞ: Zırh, örgülü göğüslük birl Demir/Ağ

DEMİRDEN: Demir parçası

DEMİRDÖĞEN: birl Demir/Döğen mec Acı kuvvet sahibi

DEMİRGEN: 1- Demir, ham demir 2- temren, okun ucundaki demir parçası

DEMİRHAN: birl Demir/Han

Şamanist gelenekte “ Maden Tanrısı”

DENERİ Dikkat, itina

DENGİZİK: Denizcik, küçük deniz, göl

DENİZ: Deniz, büyük göl

DENLİ: Edepli, terbiyeli

DEPEGEN: Tekmeleyen, iyi tekme atan

DEPREM: Zelzele, sarsılma, kımıldama (Kişisel görüşüme göre bu ad çocuklara deprem sırasında yada deprem felaketi sonrası yaşanan, çileli günler sırasında doğan ve o günlerin anısına verilen bir addır)

DERİN: Derinlikden mec Olgunluk, bilgelik

DERMEK: Dirilik, canlılık, bir arada tutmak

DERNEK: Eğlence, toy, birliktelik

DEVİN: Hareket, kımıldanış, davranış

DEVRİM: Devirme, yıkma, devirip yerine geçme,ihtilal

DEYİM: Söyleniş, darbımesel

DEYİŞ: Söyleyiş, şiirsel anlatım, ozan dili

DIVRAK: Yakışıklı, alımlı, civan

DİBEK: 1- Ağaçtan oyulmuş büyük havan 2- Yayık ağaç

DİK: 1-Yükseklik, yükseliş 2- kararlılık, yıkılmazlık, caymazlık 3- inat

DİKEÇ: Sütun, dikil, dikilmiş

DİKMEN: İnatçı, kararlı

DİLEK: Dil ile istenen, dile getirilen istek, arzu, murat, dilek

DİLER: Dileyen, dileyici

DİLİM: kesik, bölüm, bölünmüş, biçimlenmiş

DİNÇ: Zinde, sağlam, dirençli

DİNLER: Terbiyeli, munis, muti

DİP Baht, talih

DİPÇİN: 1- Bahtı açık 2- Sağlam, dayanıklı

DİREK: 1- Dirilik, sağlamlık, ayakta kalmak 2- Temel, dayanak 3- Vezir,bakan

DİREN: Direnç, karşı koyuş, dirilik

DİRENÇ: Direnme gücü

DİRENGEÇ: Destek, dayanak

DİRGEN: 1-Dirilik,2- harmanda kullanılan demir çatal

DİRİ: (diri, dirik, Tiri, tirik) Can, ruh, canlılık, canlı

DİRİL: Can, ruh, tin

DİRİM: Yaşam, sağlık, canlılık

DİRLİG: Yaşam, hayat

DİRSE: Derse, söylerse, konuşkan

DİZİK: (dizi) Kolye, takı

DİZLEK: Hazır cevap, konuşkan

DODURGA: 1- Dolgun, doyumlu 2- doyuran, doyurucu 3- açık, net, berrak

DOĞA: 1- Tabiat,doğallık, ortaya çıkış 2- Huy, yaradılış, fıtrat

DOĞAN: 1- Soylu bir av kuşu 2- Doğmuş, olmuş, ortaya çıkan

DOĞRU: Dürüst, yalansız, sözüne güvenilen

DOĞRUL: 1-Doğruluk, dürüstlük 2- Ayakta duran, dirençli

DOĞU: Güneşin doğuş yönü

DOĞUÇ: Doğuş,doğma, ortaya çıkış

DOĞUDAN: Doğulu, doğu yönünden gelen

DOĞUŞ: Doğma, ortaya çıkış

DOKUNAK: Dokunuş, değiş, mec Ağır, mahsun,yürek sızlatan, yüreğe dokunan

DOKUNÇ: Dokunak, hüzün

DOKUZ: Dokuz sayısı, Türklerin en çok eskilerden beri uğurlu sayılarındandır

DOKUZ ARKA: Dokuz/Arka (Eski dönemlerde soyluluk gösterme ve belli etmesi açısından, bir kişinin babasından itibaren geriye doğru dokuz atasının sayılıp açıklanması)

DOLANDI: Dolanan, gezgin

DOLU: 1-Bilgin, tecrübeli, öğretmen 2- Bütün, tam, eksiksiz 3, Şamanist gelenekte ve Alevi_Bektaşi gelenekte, içki, şarap 4- kısa süren, iri taneli yağmur

DOLUN: Tam, bütün, eksiksiz

Yakut Türklerinin eski bereket Tanrılarından

DOLUNAY: Ayın on dördü, ayın en güzel hali

DOMANİÇ: 1-Dumanlı bölge 2- Tümsek, engebeli arazi

DONAT: Giyim, kuşam, zenginlik, cömertlik

DOMURCUK: Gül, tomurcuk

DONATMIŞ: Giydirip, kuşatmış, sevindirmiş, cömertlik göstermiş

DONATUR: Cömert, eli açık, bağışlayıcı

DONSUZ: Çıplak, fakir, varlıksız

DORA: Doruk, zirve, şahika

DORAN: (Duran) Diri, canlı, yaşayan

DORU: 1- Doruk, zirve 2- Kara ile kızıl arası renk (At rengi)

DORUK: Zirve, uç, şahika

DOYMADUK: Doyumsuz, sevilmeye doymayan, doyulmayan

DOYUM: 1- Doymak, tatmin 2- Ganimet, bereket

DOYURAN: mec Cömert, hayr sahibi, iyilik sever

DÖĞEN: 1- Dövüşçü,döven 2- Ekin saplarını ezmeye yarayan, altında çakmaktaşı bulunan geniş tahta

DÖĞER: 1- Döver 2- değer, kıymet 3- Kalın, enli bir ağaç

DÖĞERLİ: Değerli

DÖĞÜŞ: Dövüş, savaş, kavga

DÖĞÜŞGEN: Kavgacı, savaşçı

DÖKÜMHAN: birl Böküm/Han 1- Dökmekten döküm 2- Düğüm, bağ

DÖLEK: 1- Çok döl veren 2- Koyunun kuzuladığı yer 3- İtibarlı, saygıdeğer, maharetli

DÖLEN: Muti, sevgi gösteren

DÖNDER: (Döne, döndü gibi “dönmek” fiilinden türetilmiş, çocukları ölen ailelerin, yeni çocukları olduğunda kullandıkları adlardan)

DÖNDÜ: Dönüş yapan (Reenkarnasyon) çocukları ölen ailelerin verdiği adlardan

DÖNGEL: Saat

DÖNGÜ: Dönüşüm, başa dönüş

DÖNGÜN: Dargın, gönlü kırık

DÖNMEZ: Kararlı, cesur, azimli

DULAK: Dolu, olgun, tecrübeli

DUMAN: 1- Sis, kırağı 2- ateşten çıkan gaz

DUMLU: 1- dumanlı, sisli bölge 2- Soğuk ve ayaz alan yer

DUMRUL : 1- Okun sivri ucu 2- Başı dumanlı, efkarlı

DURA: (Durak) 1- yaşam, hayat 2- Sağlamlık, dayanıklılık, kalıcılık 3- ev, yaşanılan yer, barınak (Bu ad, çocukları ölmüş ailelerin yeni çocukları olduğunda yaşamda kalıp uzun yaşaması ve sağlıklı olması dileğini içeren adlardandır ve çok eskilere dayanan bir gelenekle bu gün de sürdürülmektedirDurak, Dursun, Durmuş, Durdu, Yaşar, Tokta, Tok, Toka, Toktamış, Turan vb adlar da hep aynı psikoloji ve geleneğin ürünüdür

DURAK: (Dura) Yaşam, hayat

DURAN: (Turan) Durucu, kalıcı, yaşayan, canlı

DURCU: Durucu, kalıcı canlı

DURDU: 1- Duran, kalıcı, canlı, yaşayan 2- Yaşam, hayat

DURGAÇ: Durak, durulan, yaşanılan yer

DURGUN: 1- Durulmuş, süzülmüş, arınmış 2- Sakin, sükuna ermiş, kendi halinde

DURMUŞ: 1- Duran, yaşayan, canlı 2- Yaşam, hayat

DURSUN: Durması, yaşaması istenen

DURU: 1- saf, sade, berrak 2- Duran, durgun

DURUK: Duru, durucu

DURUL: 1- Sükun bulmak, huzura kavuşmak 2- Günahsızlık, arınmışlık

DURULCA: Masum, günahsız

DURULMAZ: Afacan, yaramaz

DURULMUŞ: Tatminkar, sakin

DURUM: Yaşam, hayat, süreğenlik, duruş

DUVA: (Düve)

DUVAK: Örtül kapanmış, gelin başı

DUVAN: (Doğan)

DUYAN: Duyucu, hissedici

DUYAR: Duyarlı, hisli, duygulu

DUYARI: Duyarlılık, hislilik

DUYGU: His, duyum

DUYUŞ: Duyum, hissediş, duyarlılık

DUYUŞAN: Duyan, hisseden

DÜĞÜN: (Töğün, Toygün) Toy günü, yemekli eğlence

DÜŞ: Rüya, aniden ortaya çıkış

DÜŞELGE: Pay, hisse

DÜŞERGE: Miras, pay

DÜŞÜNGÜ: Düşünerek üzülme, kafaya takma, üzülme, teessür

DÜVE:1- Genç inek, dananın büyüğü 2- Döven, dövüşçü

DÜVECİ: Dövücü, dövüşçü

DÜVEHAN: birl Düve/Han

DÜVEN: (Döven)

DÜYECİ: Dövüşçü, döğüşçü

DÜZ: (Tüz) 1- Doğru, doğruluk, gerçek 2- Soy, kök, döl 3- Kural,kaide

DÜZE: Düzen, uslup, tarz

DÜZEN: Kural, kurallar bütünü

DÜZGE: Süs, makyaj

DÜZGÜN: 1- Düzülü, düzenli, muntazam 2- Gidişat, teamül

EBİNEvin) Tane, öz

EBİNÇ: Refah, huzur

EBİRİ: Erim, erdem, fazilet

EBREK: Dayanıklı, sebatkar

EBREN: 1- Evren, kainat 2- Felek, talih

EBRET: Ayrılım, ihtilaf

EBRÜK: Dayanıklı, sebatkar

ECE: (Eçe)

ECEVİT: 1- Çalışkan ,, aktif 2- haşarı, yaramaz

EÇE: 1- Dahi, çok akıllı, çok zeki 2- Saygıdeğer, görgülü hanım

EÇİNE: Doğru sözlü, sözüne güvenilir

EDE: (Edi, Ata) Atalık, hatırı sayılan, sözü dinlenen kişi

EDERKON: birl Ede/Kon (Konmaktan can, ruh)

EDGÜ: 1- İyi, güzel, hoş 2- Adil, adaletli 3- Eğitmen, öğretmen

EDGÜDİ: 1- Eğitici, öğretici 2- İyi, ala

EDİ: Eda, ata, saygıdeğer ulu kişi

EDİGE: 1- İyi, iyi kalpli 2- öğretmen

EDİK: Kısa konçlu çizme

EDİL: (İdil,etil, atil) iyilik, güzellik

EDİZ: 1- Kıymet, kıymetli 2- Yüksek, Yükselmiş

EGE: (Eke,Öke)1- Dahi, çok akıllı 2- Egemen, sahip 3- Bakıcı, eğitici

EGEMEN: 1- Hakim, sahip, kendinden başkasını dinlemeyen, buyrukçu 2- bilge kişi, dahi

3- ağa, ağabey

EGİT: Göz değmesi ve nazara karşı göz kenarlarına sürülen bir ot

EĞBER: Eğri, eğrilmiş

EĞİLMEZ: Gururlu, mağrur, dik başlı

EĞİN: Eğirilmiş

EĞİR: 1- Sarış, çeviriş, kuşatma 2- bükme, kıvırma

EĞNEZ: Narin, zayıf, ince

EĞREK: Sık, bol

EĞRİ: Eğik, bükük mec Saygılı, alçak gönüllü

EĞRİM: Pınar, göze, küçük çağlayan

EKE:1- Dahi, çok akıllı 2- Sahip, egemen 3- bakıcı, eğitici

EKEÇ: Cana yakın ve çekici kız

EKELİK: Deha, kıymet

EKİM: 1- Ekin ekme eylemi 2- Yarım, ziraat

EKİN: 1- Mahsul, tarla ürünü 2- tarlaya ekilip olması beklenen her türlü bitki

EKİNCİ: 1-İkinci (erkek, ya da kız) 2- Rençber, çiftçi

EKSÜK: Azlık, yokluk, yoksulluk

EKŞİ: Eksi,eksik, azlık, yokluk

EL: 1- İl, Ülke, Memleket 2- İlgi, bağlantı 3- Barış, Sukunet 4- Kolun, bilekten aşağısı

ELA: (Ala) Renkli alacalı

ELBAN: (İlban) Devletçi, devletine bağlı, sadık

ELBİR: birl El/Bir mec Elbirliği, işbirliği, imece

ELCEK: 1- Ekin biçme aracı 2- Munis, sessiz

ELÇİK: Eldiven

ELÇİ: 1- Devletine bağlı, devletçi 2- Devleti adına aracılık eden, haberci, temsilci

ELÇİM: Demet, tutam

ELÇİN: 1- Demet, bağ, buket 2- Ekin biçerken kullanılan bir alet 3- Devlet görevlisi, devletine bağlı

ELDEK: 1- basiret, kabiliyet, eylem gücü 2- Yedek, elde bulunan

ELDEM: 1-Alışkın, yetişkin 2- Sevimli, cana yakın 3- evcil koyun

ELDÜZ: birl El/Düz Yurtsever

ELEZ: (Eliz)Arı,duru, temiz, munis, uyumlu

Yakut destanlarında bekaret tanrıçası (Ulu Tuyun’un kızı)

ELGAY: Yurtsever

ELGİN: 1- Konuk, öncelik verilen kişi 2- Gurbetçi, yurdundan uzak

ELGÖRMÜŞ: Gezgin, seyyah

ELGÜN: Halk, avam, halktan kişi

ELİBOL: Cömert, eli açık, sahi

ELİK: Usta, eli yatkın

ELİŞ: Usta, maharetli

ELİTAŞ: Cimri, eli sıkı

ELİTEZ: Becerikli

ELKATMIŞ: birl El/Katmış Ülke fethetmiş, algan

ELKİN: 1- konuk 2- Yolcu

ELÖVER: Yurtsever

ELTUTAR: birl 1- El/Tutar mec Yardımsever, hayırşinas 2- Fatih, Algan

ELVEREN: Olgunlaşan, yeterlilik kazanan

EMÇİ: Doktor,eczacı

EMEÇ: Amaç, gaye

EMEK: 1- Gayret, cehd, zahmet 2- Güç, enerji

EMEN: 1-Can, ruh, hayat 2- Ağaç dikmek için açılan çukur 3- meşe ağacı

EMET: Sınır, mesafe

EMGEK: Emek, zahmet, güçlük

EMLEK: Duygulu, merhametli

EMRE: (İmre) Düşkün, aşık, hayallerle yaşayan

EN: (Yen)1- Derinlik, genişlik 2- Av 3-Kıyı 4- Arka

ENÇU: Sükun,huzur,ruh derinliği

ENDEŞ: Eşit, müsavi

ENEÇ: Meyil, meyilli

ENİK: (enük, enek)Genişçe, yayık

ENGİN: 1- Genişlik, derinlik, yayıklık 2- ufuk, ufuk çizgisi

ENİCUK: Hısım, kavim- kardeş

ENİŞ: (Enuş) 1- İniş, yokuşun karşılığı mec Rahata ve huzura erme 2- Uçlarda, ekstrem

ENKİŞ: Tecrübeli, deneyimli, olgun

ER: 1- Olgun,olmuş, ergin, yetişkin erkek 2- Asker, çeri

ERÇE: birl Er/ÇeErkeğe yakışır biçimde

ERÇİN: Ülkenin idari bölümlerinden her biri (İl, ilçe, kasaba vb)

ERDEM: ( Ertem) Fazilet, bilgelik, yücelik, hünerlilik

ERDEMÇİ: Erdem sahibi

ERDEMLÜ: Erdem sahibi

ERDEN: Er parçası, erden olma

ERDİN: Ermiş, olgun

EREK: Erişilmek istenen, ülkü, hedef

EREKLİ: (Ereğli) Ereği olan

EREM: Müjde, iyi haber

EREN: 1- Olgun, 2- Hür, bağımsız 3- Din ile bütünleşmiş

ERENTÜZ: birl Eren/Düz

TTuva ve Çuvaş Türklerinde, “Terazi Yıldızı”

EREZ: 1- Erişilen, mutlu olunan 2- Cesur, gözü kara, dayanıklı

ERGEN: Olgun, deneyimli

ERGENE: 1- Güçlülük, egemenlik 2- Maden dağı 3- Dağlar arasındaki geçit

ERGENEKON: 1- Maden dağı 2- Dağlar arasındaki yurt

ERGİ: Eriş, olgunluk, deneyim

ERGİL: 1- Bilgili, deneyimli, yetişkin 2- Savaşçı, cengaver

ERGİN: 1- Ermiş, olgun, irfan sahibi 2- Savaşçı, cengaver

ERGUN: 1- Yumuşak huylu kişi 2- Hızlı koşan at 3- Argun

ERİK: Ermiş, olgun, bilge, filozof, becerikli

ERİKEN: Ermiş, olgun, bilge

ERİM: 1- Müjde, iyi haber 2- Felsefe, derin bilgi 3- Vade, zaman

ERİNCİK: Mahçup, utangaç

ERİNÇ: 1- Olacak, olması gereken, kaçınılmaz sonuç 2- Nimet, bolluk

ERİŞ: Gaye, erişilmesi istenen

ERİŞEK: Ülkü, gaye

ERİŞEN: Ulaşan, vasıl olan

ERİŞKİN: Olgun, kamil, ermiş

ERK: 1- Güç, kudret 2- İktidar, erklik, hükümranlık 3- Bağımsızlık,egemenlik

ERKE: 1- Egemen, güç 2- İşve, naz, cilve 3- Çekicilik, çekiciliği kullanma istek ve yeteneği

Türk mitolojisinde, Ülgen’in dokuz kızından biri ve namus tanrıçası

ERKELİ: Egemen

ERKEM: Nazlım, işvelim, edalım

ERKİ: 1- Güçlü, egemen, erke 2- Atik, çevik

ERKİN: 1- Bağımsız, otorite tanımaz 2- Başına bıuruk, kendi bildiğini okuyan 3- Sürekli, süreklilik

ERKİNDİK: Erkinlik, bağımsızlık, hürriyet

ERKLİG: Egemen, kuvvetli, şevkatli

ERKMEN: 1- Bağımsız, başına buyruk 2- Bekar, evlenmemiş

ERLİK HAN: birl Erlik/Han

Şamanist gelenekte “Cezalandırma Tanrısı”

ERMAN: 1- Erdemli, güç, mert 2- Kutsal, mukaddes

ERMİŞ: Olgun, müdrik

ERNEK: Küçük parmak, serçe parmağı

ERSE: Ermesi, olgunlaşması istenen

ERSİN: 1- Uzun ömürlülük dileği 2- Olgunluk, bilgelik dileği

ERSÜ: Fazla, çok fazlalık

ERTE: 1- Seher, şafak 2- Yarın, gelecek, sonraki, halef

ERTEGİ: Destan, lejant

ERTEN: Tan, şafak

ERTİK: Meslek, sanat

ERTİM: Olgun, erişkin, bilge

ERTİN: 1- Mahsun, hüzünlü 2- Kendine yeten

ERTİNGÜ: 1- Olağanüstü, fevkalade 2- Efsane, mit

ERZENE: Doruk, zirve, en üst

ERZİ: Veli, vasi, yönetici

ERZİK: 1- Asıl, ana, temel 2- Soylu ve yiğit

ESBOL: birl Es/Bol Çok zeki, çok akıllı (Usu-bol)

ESE: 1- Mutluluk, sağlık 2- Yel, esinti

ESELİK: Selam, selamet

ESEN: 1- Sağlık, selamet 2- Yel, yumuşak yel

ESENLÜ: Esenli, sağlıklı

ESER: Esinti, yel

ESİ: Yel, esinti

ESİM: Esinti

ESİN: 1- Esinti, yel 2- soluk, sağlık, nefes 3- İlham

ESİNTİ: Yel, hafif yel

ESİRGEN: 1- Arkadaş, dost, yaren 2- korunan, yakınlık duyulan

ESİRGENÇ: Nazlı, nazenin

ESİRKİŞ: Merhamet, acıma duygusu

ESKİN: Yel, yel alan

ESLEK: 1- Yumuşak başlı, uysal 2- Selam, selamet

ESNEK: Uzayan, genişleyen, esen

ESRİGÜN: birl Esri/Günfırtına

ESRİK: Mecnun, kendinden geçmiş

ESRİMİŞ: Kendinden geçmiş

ESTELİK: Yadigar, hatıra

ESTİ: Yel, esinti

EŞİM: Çalışkan, becerikli

EŞİNGEN: 1- Çalışkan 2- Eşit, müsavi

EŞİTGEN: İşitken, işiten, dikkatli

EŞKİN: 1- Hızlı, atik 2- Dayanıklı, metin 3- Rüzgarlı bölge, rüzgar alan bölge

EŞLİK: Dost, yaren, refik

ETGÜ: 1- İyi, iyilik 2- Etki, şiddet

ETİGE: Öğretmen, mürebbiye

ETİL: İtil- idil

ETİNGÜ: Olağanüstü, fevkalade

ETİZ: Yüksek, ulu

EVCİL: Evine bağlı, evcimen

EVCİM: 1- Evcimen, evcil 2- İşgüzar, hamarat

EVCİMEN: Evine bağlı

EVCİMİK: Ekonomist, muktesit

EVDEŞ: Hanım, erkeğin eşi

EVGİ: İvedi, acele

EVGİN: 1- Aceleci, telaşlı 2- Evcil, evine bağlı

EVİN: Cevher, öz, nüve

EVİRGEN: 1- Tedbir, tedbirli 2- Dönüşüm, çevirim

EVREN: 1- Kainat 2- Ejderha, canavar 3- Baht, talih

EVRENSEL: Evreni kaplayan, evreni içine alan

EYGİ: İyi, salih, temiz

EYGİŞ: İyi kişi, iyi insan

EYGÜ: İyi, iyice

EYİN: Vücut

EYİNÇ: Refah, mutluluk

EYLEM: 1- İş, iş görme, çalışma 2- Etkileyici davranış 3- Durdurma, önünü kesme

EYLETMEZ: Amansız, aman vermez

EYLETÜR: İyilik sahibi, cömert

EYLİK: İyilik, yardım, iane

EYMEN : 1- Alçak gönüllü, mütevazı 2- Yardımsever, hayırşinas

EYMÜR: (Eymir) İyilik sahibi, hayırşinas

EYTEMİŞ: Güzel konuşan, tatlı dilli, hatip

EYÜGE: İyi,iyice

EZDİ: Ezen, ezici, baskıcı

EZGİ: 1- İyi, iyilik, 2- Uyum, ahenk 3- Acı, üzüntü 4- Name, hoş sada

EZGİN: Ezik, ezilmiş, acı çekmiş, mahzun

EZİLGEN: Mazlum, zulüm görmüş

EZİM: 1- Belirti, iz 2- Zorunluluk, mecburiyet

EZİNÇ: 1- Belirti, iz 2- Ezginlik, mahzunluk

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.