Dil Nedir? Kültür Nedir?

Eski 10-28-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dil Nedir? Kültür Nedir?



DİL NEDİR?

Dil insanlar arasında anlaşmayı sağlayan tabii bir vasıta; kendi kanunları içerisinde yaşayan ve gelişen canlı bir varlık; milleti birleştiren, koruyan ve onun ortak malı olan sosyal bir müessese; bin yıllar boyunca gelişerek meydana gelmiş bir sosyal kurum; seslerden örülmüş bir ağ; temeli bilinmeyen zamanlarda atılmış bir gizli antlaşmalar sistemidir

Dil, diğer insanlarla bütün ilişkilerimizde bize aracılık eden, sosyal bağlarımızı düzenleyen bir vasıta olarak hayatımızın her safhasında mevcuttur Evde, okulda, sokakta, çarşıda, iş yerinde ve her yerde onunla beraber yaşıyoruz İnsan konuştuğu dili doğduğu günden itibaren hazır bulur Fakat dil doğuştan bilinmez İlk aylarda ağlamalar, taklit, birtakım hareketlerle anlaşma sağlamaya çalışır Çocuk içinde yaşadığı topluluğun dilini, anadilini uzun bir çıraklık devresi süresince öğrenir Daha sonra kulağına gelen seslerin belli kavramlara, hareketlere, varlıklara karşılık olduğunu anlamaya başlar

Dil insan benliğinin ayrılmaz bir parçasıdır İnsan zekasının, insanda sınırı çizilemeyen duygu ve düşünce kabiliyetinin sonuçları kendi benliğinin dışına ancak dille aktarılabilir Bu bakımdan dil ile düşünce iç içe girmiş durumdadır İnsan dil ile düşünür Dilin gelişmesi düşünmeyi düşünceye, düşüncenin gelişmesi de dile bağlıdır Çeşitli medeniyetlerin meydana getirilmesini sağlayan düşünce, gelişmesini dile borçludur

Dil her şeyden önce sosyal ve millî bir varlıktır Fertlerin üstünde, bir milleti ilgilendirir Bütün bir milletin duygu ve düşünce hazinesini teşkil eder Bir milleti ayakta tutan, fertleri birbirine bağlayan, sosyal hayatı düzenleyen ve devam ettiren, millî şuuru besleyen bir unsur olarak dilin oynadığı rol çok büyüktür Bağımsızlığın temeli millî şuurdur Millî şuurun en kuvvetli kaynağı ise dildir

Belli ses öbeklerinin insanlar arasında danışıklı bir değer kazanarak birer kavrama karşılık olmaları dilin oluşmasında esas sayılabilir Bunun gibi onların çeşitli kullanışları da ortak değerler bağlayarak dilin kurallarını meydana getirmiş olmalıdırlar Bunlar üreyip genişlemiş ve az çok titizlikle korunarak kuşaktan kuşağa aktarılmıştır Ses kanunlarına uyup zamanla değişmelere uğramış olmaları da tabiidir

Dil ile düşünce organı olan insan beyni destekleşe oluşmuş olmalıdır Öyle ki sonuçta dil düşünmenin de bir vasıtası olmuştur Ana dilimizden cümleler kurarak düşünürüz Bunları dile getirdiğimizde adına konuşma deriz Dil olmasa düşünce ve duygu da gelişmezdi, insan topluluğu ilerlemez, bir medeniyet oluşturamazdı Yine insanoğluna bahşedilen din hayatı ile sanat hayatı da dil temeli üzerine kurulmuşlardır

Dil konuşma aygıtının çıkardığı çok çeşitli seslerin son derecede karmaşık bir birleşiminden meydana gelir Ancak kulağımız da bunları bütün incelikleri ile ayırabilecek yaradılıştadır Bu sebeple biz onları çözümlemekte güçlük çekmeyiz Konuşma organlarının belirli bir durum alarak bir an içinde çıkardıkları basit sese bir seslik, yahut sadece ses deriz: a, ü, b, t gibi Bir soluk hamlesi içinde çıkan birkaç sesin topluluğuna da hece adını veririz: “bu, ka-pı, pen-ce-re” gibi

Bir dilde bir anlamı olan tek veya çok heceli ses öbeklerine kelime deriz:: “kuş, görmek, umutsuz” gibi Bir dilin bütün kelimeleri o dilin kelime dağarcığını meydana getirir Kelimelerin bir düşünceyi bir bütün olarak anlatan düzenli topluluğuna cümle adını veririz: “Orhan okula gitmelidir” Bir maksadı anlatmak için bir sıra cümleler kullanırız Buna da söz deriz Sözlerle anlaşmak konuşmakla olur

İnsanlar sözlerini uzaktakilere ulaştırmak, ya da uzun zaman saklamak ihtiyacı ile onları daha dayanıklı bir işaret sistemine çevirmeyi düşünmüşler, yazıyı icat etmişlerdir Eski insanlar hakkında bilgilerimizi bıraktıkları yazılı belgelerden alıyoruz Milletlerin yazıdan önceki yaşayışları hakkında pek az şeyi öğrenebildiğimiz için tarih yazıyla başlar, diyoruz

İnsanlar her kelime için, her hece için, veya her ses için ayrı işaretler kullanan türlü yazı sistemleri yapmışlardır Bugünkü ileri milletlerin yazılarında her işaret bir ses karşılığıdır Buna harf deriz Bir dilin kullandığı harflerin topluluğu o dilin alfabesi olur Bu türlü yazıya da alfabe yazısı adını veririz Yazılı bir sözü yeniden seslendirmeye okuma diyoruz Sessiz okumak da olur

KÜLTÜR NEDİR?

Bugüne kadar kültürün pek çok tanımı yapılmıştır Bu tanımlardan birkaçını aşağıya alıyoruz:

“Tarihin derinliklerinden süzülüp gelen; zamanın ve ihtiyaçların doğurduğu, şuurlu tercihlerle, manalı ve zengin bir sentez oluşturan; sistemli ve sistemsiz şekilde nesilden nesile aktarılan; bu suretle her insanda mensubiyet duygusu, kimlik şuuru kazanılmasına yol açan; çevreyi ve şartları değiştirme gücü veren; nesillerin yaşadıkları zamana ve geleceğe bakışları sırasında geçmişe ait atıf düşüncesi geliştiren; inanışların, kabullenişlerin, yaşama şekillerinin bütününe KÜLTÜR denir Sadık Kemal TURAL

“kültür bir toplumun yaşama tarzıdır C WIESLER

“Kültür denilince karşımıza bir yığın hadise çıkar Bir toplum da, tabiatın dışında, insan elinden ve dilinden çıkma her şey kültür kavramı içerisine girer ”Mehmet KAPLAN

“Kültür, bir topluluğu, bir milleti millet yapan, onu başka milletlerden ayıran hayat tezahürlerinin bütünüdür Bu hayat tezahürleri her milletin kendine has olan millî değerleridir M ERGİN

Görülüyor ki bütün tanımlarda millet ve milleti meydana getirme, fertler arasındaki ilişkiler, tabiata hakim olma, tarihi bağ gibi pek çok özellik kültüre ait olarak ifade edilmektedir Demek ki milleti millet yapan maddî-manevî değerlerin hepsine kültür diyoruz

KÜLTÜR UNSURLARI NELERDİR?

1 Dil:

Dil, kültür unsurlarının başında gelir Çünkü dil olmadan öteki unsurların meydana gelmesi mümkün değildir Dil bir milletin ses dünyasıdır Her millet kainatı değişik şekillerde algılamış ve yorumlamıştır Aynı zamanda dil kültüre ait bütün değerleri bünyesinde barındıran bir kültür hazinesidir Bir dil, onu kullanan milletin kafa yapısını, nasıl düşündüğünü, zihninin nasıl çalıştığını ve mantığını ortaya koyar

2 Din

Kültür unsurları içerisinde çok önemli bir yere sahiptir Bilhassa eski devirlerde yüzyıllarca bu kültür unsuru ön planda bulunmuş ve öteki kültür unsurlarını gölgede bırakmıştır Dinin milletler üzerindeki hakimiyeti, imparatorluklardan millî topluluklara geçinceye kadar devam etmiştir Milliyetçilik çağında milletler imparatorluklardan kopunca dinin fonksiyonu da azalmıştır Dinin bir millet içerisindeki kültüre etkisi ve kültürün diğer unsurlarının oluşması ve değişmesindeki rolü ise devam etmektedir Dini bayramlarımız ve törenlerimiz bunun açık örnekleri olarak dikkati çekmektedir

3 Gelenek ve görenek

Bunlar bir milletin yazılı olmayan veya hepsi yazılı olmayan kanunlarıdır Yazılı kanunların çoğu gelenek ve göreneklere göre düzenlenmiştir Kanun, insanın toplum içerisindeki davranışlarını düzenler İnsanlar bu düzeni asırlar boyunca gelenek ve göreneklerle sağlamışlardır Fakat günümüzde bile yazılı anayasası bulunmayan ülkeler vardır Bunlar toplum düzeninin hâlâ gelenek ve göreneklerle sağlamaktadırlar Aslında kişinin bütün hal ve hareketlerinin yazılı kanunlarla tanzim etmek mümkün değildir Çünkü yasalar genellikle hakları ve cezaları tayin etmektedir Oysa insanın toplumda birçok sosyal ilişkileri bulunmaktadır: özür dilemek, selamlaşmak, saygı göstermek, davetlere katılmak, konuşmak, tartışmak, yazmak vs Bu davranışlarda nasıl bir usulün gerektiğini kanunlar değil gelenek ve görenekler tayin eder

4 Sanat

Sanat, bir milleti diğer milletlerden ayıran, bir millete has duygu ve zevklerin tezahürü ve şekillenmesidir O milletin güzeli yaratma ve bulma tarzıdır İnsanoğlu barınır, beslenir, sosyal ve ruhsal ihtiyaçlarını gidermeye çalışır Bunları yaparken oyalanmak, ruhunu okşamak, güzeli yakalamak, yeni güzellikler ortaya koymak ister Bunun sonucunda sanat eseri ortaya çıkar Her milletin sanat eğilimi ayrı bir özellik taşır Söz, ses, mekan, renk ışık zevk ve anlayışı farklıdır Demek ki sanat bir milletin ortak zevkinin ifade edilişidir Bir kültür unsuru edebiyat, resim, mimarı, heykel vb… gibi kollara ayrılır

5 Dünya görüşü

Dünya görüşü bir milletin başka milletlerden farklı olan hayat felsefesidir Bir milletin fertleri ortak kültür dolayısıyla tutum, zihniyet ve davranış bakımından çeşitli ortak özellikler gösterirler Sosyal ve ruhî olaylar karşısında fertlerin bu ortak tutum ve davranışları o milletin dünya görüşünü meydana getirir Bunun için her millette değerler ve değer yargıları farklıdır Askerlik, kahramanlık, aşk, madde, namus, temizlik, ahlak, ölüm, eğlence vs Gibi hayat hadiseleri ve kavramları her millette değişik davranışlarla karşılanır

6 Tarih

Milleti, dolayısıyla kültürü meydana getiren unsurlardan birisi olan tarih, bir milletin çağlar içindeki yürüyüş ve görünüşüdür Tarih mazidir, fakat bu mazi bugünün ve dünün fertlerini millet içerisinde birbirine bağlayarak geleceğe taşır Fertler arasında kader birliği temin eder Aynı millete mensup insanlar tarih sayesinde akrabalıklarının farkına varabilirler Tarih bir milletin nereden gelip nereye gittiğini gösteren kültür unsuru olarak, o milletin hayatında önemli bir yer tutar

KÜLTÜR TAŞIYICI OLARAK DİL

Dil, millî hafızanın, millî hatıraların, duyguların ve düşüncelerin, bütün maddî ve manevî değerlerin, bütün buluş ve yaradışların ortak hazinesidir Millet denilen insan topluluğunun en önemli sosyal varlığıdır Kültürün ilk ve temel unsurudur

Kültür, varlığını nesilden nesile intikale borçludur Kültürün nesilden nesile geçmesi, böylece devamı ve yaşaması kültür taşıyıcı eserler, eğitim ve öğretim yolu ile olur Onun içindir ki kültür eserleri, eğitim ve öğretim kültürün hayat şartıdır Dolayısıyla eğitim ve öğretimin esas görevi kültürün intikal ve devamını sağlamaktır

Bir milletin fertleri arasındaki ortak duygu ve düşünce akımı dille kurulabilmektedir Bu akım dünden bugüne, bugünden yarına dille aktarılmaktadır Bundan dolayı dil, aynı zamanda bir kültür aktarıcısı, bir kültür taşıyıcısıdır Bir milletin tarihi, coğrafyası, değer ölçüleri, folkloru, müziği, edebiyatı, ilmi, dünya görüşü ve millet olmayı gerçekleştiren her türlü ortak değerleri yüzyılların süzgecinden süzüle süzüle kelimelerde, deyimlerde sembolleşerek hep dil hazinesine akıtılmakta, özünü orada saklamaktadır

Gelenek ve görenekler, dünya görüşü, din, sanat, tarih vb dil sayesinde nesilden nesile aktarılır Zaten bütün bu unsurların teşekkül edebilmesi için milletin meydana gelmiş olması lazımdır Milletin ve öteki kültür unsurlarının oluşmasında en başta gelen dildir

Kültür denilince ilk akla gelen şey dildir Dil, millet denilen sosyal varlığı birleştirmektedir Fertler arasında duygu ve düşünce birliği vücuda getirmektedir Milletler duygu ve düşüncelerini yazıya geçirince daha sağlam bir birlik meydana geliyor Çünkü yazı sayesinde duygu ve düşünceler hem zaman hem de mekân içinde yayılıyor Biz Orhun Yazıtları sayesinde bundan bin dört yüz yıl önce Göktürklerin varlığı, meseleleri, duygu ve düşünceleri hakkında bir fikir ediniyoruz Türklerin yöneticisi durumunda olan şahısların halkı muhatap alıp, halka hitap ettiklerini, yaptıkları işleri halka anlattıklarını görüyoruz Bu da milletimizdeki demokrasi anlayışının yüzyıllar öncesine kadar uzandığının bir delilidir Aynı hitap şeklini yıllar sonra 1071’de Malazgirt’te Alpaslan’da, 20 yüzyılda Atatürk’te görebiliyoruz

Türk edebiyatı en eski çağlardan bugüne kadar, bütün safhaları, devirleri ve sosyal tabakaları ile Türk milletinin hayatını, zevkini, dünya görüşünü, yaratma gücünü gösteren bir duygu, düşünce ve hayal dünyasıdır Halk edebiyatı halkın yaşayışının, inanç ve değer hükümlerinin bir hazinesidir Bu edebiyat, beşikten başlayarak insan hayatının bütün safhalarını içine alır Türk halk edebiyatı aşk, ölüm, hasret, tabiat sevgisi, gurbet, anı, din duygusu, alay, kahramanlık, ahlak gibi bütün duyguları işler Bunların hepsi de kültürümüze ait unsurlardır ve edebiyat vasıtasıyla taşınmaktadır Edebiyatın temel malzemesi ise dildir

Bir şair duygu ve düşüncelerini kendi milletinin fertlerine ancak dili ile ulaştırabilir Bir yazar, bir bilim adamı, bir devlet adamı, bir filozof görüşlerini topluma dil yolu ile yayabilir Milletimizin dünya görüşü Yunus Emre’nin ilahilerinde, Türk halkının bayrakta sembolleşen vatan sevgisi Mehmet Akif’in İstiklal Marşı’nda, millî mücadele ruhu Mehmet Emin Yurdakul’un şiirlerinde ve bu dönemin romanlarında, İstanbul’un güzellikleri, İstanbul halkının gelenek ve görenekleri Yahya Kemal’in eserlerinde, Hüseyin Rahmi ve Ahmet Hamdi Tanpınar’ın romanlarında, Anadolu insanının yaşayışı ve değer ölçüleri Yakup Kadri ‘nin eserlerinde ebedîleşmiştir Türk milletinin gelenekleri, folkloru, yüzlerce yıllık hayat tecrübelerinin sonuçları veciz ifadesini atasözlerinde bulmuştur Destanlar toplum hayatını derinden etkilemiş şahıs ve olayların efsaneleşerek günümüze kadar uzanmış canlı tablolarıdır Deyimler Türk mantığının, dil felsefesinin sembolleridir

Kutadgu bilig ile Divanü lügat-it Türk kültür hazinelerimizin en eski olanlarından sadece ikisidir Bu satırlara sığmayacak nice eserlerimiz mevcuttur Bunlardan kültürümüzle ilgili pek çok unsuru öğrenebiliyoruz Kutadgu Bilig ve Divanü Lügat-it Türk’te Türk millî bünyesinin ortaya konulduğunu görüyoruz Divanü Lügat-it Türk’te bu millî bünyenin dış yapısı üzerinde durulmuştur Kutadgu Bilig ‘de ise bu bünyenin iç kısmıyla ilgili esaslar yer almaktadır Bu eserlerden Türklerin yaşama şekilleri, dünya görüşü, gelenek ve görenekleri vb öğreniyoruz Bütün bu bilgiler bize dil vasıtasıyla intikal etmiştir

Dil, milletler arasında da kültür taşıyabilmektedir Zorunlu olmayan kültürün değişmelerinde bunu açıkça görebiliyoruz Gerçi zorunlu kültür değişmelerinde de dil unsuru mutlaka vardır İnsanları bir araya getiren dildir Bir millet başka bir milletle temas etmek suretiyle birtakım kelimeler alabilir Her kelime kültüre ait bir unsur olduğu için, alındığı şekliyle olmasa bile o milletin kültüründen izler taşıyacaktır Günümüzde ulaşım ve iletişimin hızla gelişmesi kültür alış verişlerini de hızlandırmıştır

Sonuç olarak diyebiliriz ki kültürün nesilden nesile aktarılması, diğer milletlere tesir etmesi, yaşaması ve gelişmesi dil sayesinde mümkün olabilmektedir Milleti meydana getiren unsurların başında gelen dil, aynı zamanda kültürün oluşması ve yaşamasında da en büyük görevi üstlenmiş durumdadır

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.