|  | Ters Evlenme (Ortaoyunu) Skeç |  | 
|  10-24-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Ters Evlenme (Ortaoyunu) SkeçTers Evlenme (Ortaoyunu) Skeç Kavuklu Hasan Efendi Pişekâr İsmail Efendi Kavuklu Arkası Görümce Tuzsuz Deli Bekir Denyo Çingene Falcı Bolulu Himmet Usta Yahudi Salomon Efendi Rumelili Hüsmen Pehlivan Kavuklunun Karısı Kayınvalide Arap Bacı Mahalleli (Zurna Pişekâr havası çalar  Pişekâr usule uygun olarak sahne ortasına gelip yerini alır  Müziğin sona ermesiyle söze başlar  ) P – Amma benim pehlivanım! S – Buyur benim ustacım! P – Bu da hesap değil S – Ne ola ki hesabın  P – Ters Evlenme adlı ortaoyununun taklidini aldım  Çal usulü ahenk ile oyunumuz başlasın bizi seyre tenezzül buyuran zevatı kiram neşeyab ve safayab olsunlar  ( Zurna Kavuklu havası çalar  Kavuklu ve Kavuklu arkası meydana gelirler  ) K – Takıldın peşime bilmem ki ne günah işledim Allah seni musallat etti başıma  KA- Annem bubanın peşini bırakma dedi  K – Bizim sülalede senin gibisi yoktur  Olsa olsa ana tarafına çekmiş olacaksın  KA- Ama anneannem hık demiş (bilgi yelpazesi  net) bubasının burnundan düşmüş diyor naber! K – Her lafa maydanoz olma  KA- Bende turp olurum o zaman  K – Sus da yürü ardım sıra  Şimdi aklıma geldi evden çıkarken unuttum, kapıyı kilitledin mi? KA- Kilitledim buba  K – Aferin, anahtarı yanına aldın mı? KA- Almadım  K – Ya ne yaptın? KA- Kapının üstünde bıraktım  K – Aferin  Ne, kapının üstünde mi bıraktın? KA- Evet buba  K – Niye evladım? KA- Buba geçen gün bizim komşuya hırsız girmiş, kapıyı kırıp zarar vermişler  Bende bizim kapıyı kırmasınlar diye anahtarı kapının üstünde bıraktım  K – Kapıyı kırmasınlar diye  KA- Kızma buba  K – Niye kızmayayım? KA- Buba düşündüm  K – Sen? KA- Evet ben  K – Tek başına  KA- Evet  K – Allah’ım sen hepimizi koru  KA- Madem kapı bu kadar önemli    Bende söktüm, sırtıma vurup getirdim, girişe bıraktım  Bizim kapıyı kimse kıramaz buba  K – Dur ben senin kafanı kırayım  Kaçma gel buraya  ( Pişekârı görür ) Tüh bak senin olmayan aklına uyduk yolumuzu şaşırdık  Yolumuz Çavuşdere bostanına düştü gördün mü? KA- Buba canım hıyar çekti  Bir tane koparsana  K – Olmaz evladım  Bu kartlaşmış tohuma kaçmış  Hem başında sahibi de yok  Hadi gel yolumuza gidelim  P – Vay efendim maşallah! ( Kavuklu ve Kavuklu arkası korkup yere düşerler  Çocuk bağırmağa başlar  ) K – Ya Rabbim sen ne büyüksün  Ya Rabbim senin büyüklüğünü inkar eden kafirdir  Kurda kuşa can veren Allah’ım sebzevata bile can verdin, hıyar dile geldi konuşuyor  P – Estağfurullah efendim o nasıl söz  K – Benimde içime düştü bir köz  P – Efendim sizi görünce hasbi hal edeyim dedim  K – Bende öyleyim  P – Nasıl? K – Korkudan ishalim  Evladım şöyle dur bu sebze tekin değil  P – Korkmayın efendim  Bende sizin gibi bir beni ademim  KA- Ne dedi buba? K – Nesin nesin? P – Beni ademim  K – Çengelköy’ün bademiymiş  P – Maşallah hiç değişmemişsin  K – Sende iyi yeşermişsin  P – Uzun zamandır görüşmedik  K – Biz gördük seni çarşıda pazarda  P – Nerede? K – Manav Ahmet’in tezgahında  P – Ne yapıyordum orada? K – Sulanmış müşteri bekliyordunuz  P – Estağfurullah bırak latifeyi  K – Kırk yıllık arkadaşım niye bırakayım  P – Ne alaka? K – Evde bekliyor beni Fatma  Tamam anladık adamsın  Çekil de yolumuza gidelim  P – Vallahi bırakmam vefasız  K – Ne vefası bırakmıyorsun ki iki adım gidelim  P – Ah bîhayır beni tanımadın  K – Bir kere değil, on kere yüz kere hayır tanımadım  P – Efendim bana şöyle bir bak  K – Valla yeşil yeşil ot gibi birisin  P – Efendim beni şöyle bir süz süz  K – Yoğurt mu yapıyoruz? Seninle iyi cacık olur  P – Bana alıcı gözüyle bir bak  K – Kiloya vursam kriz sonrası Türk lirasıyla beş para etmezsin  P – Bakıyorum, sizi gözünüzden çıkaracağım  K – Bende hesaplıyorum, senin kafanı yaracağım  Manyak mısın be adam çekil yolumuzdan ne istiyorsun bizden  P – Sizi buldum dünyada bırakmam  K – Yandık oğlum ısırgan tarlasındayız  Adam pıtrak dikeni gibi yapıştı  P – Efendim nerede oturuyorsunuz? K – Sana ne yahu  P – Ben bu mahallenin muhtarıyım  K – Hıyarlar adına ne büyük gelişme  P – Efendim nerede oturuyorsunuz? K – Toptaşı’nda  P – Toptaşı’nın neresinde? K – Topun namlusunda  P – Çık oradan  K – Çıkamam, sıkıştım  P – Yürü Zeynep Kamile  K – Hayda yanlış anladınız  Öyle sıkışma değil  P – Yürü Toptaşı Caddesini  K – Öyle desene, yürüdüm  P – Gir dört yoldan içeri  K – Sen gir dört kolludan içeri  P – Gir efendim gir  K – Yahu çoluk çocuk    P – Gir gir  K – Yahu abdest mabdest    P – Gir efendim gir  K – Çokta gençtim, gençliğime doyamadım  P – Girdin mi? K – Girdim  P – Nasıl bir yer? K – Daracık, karanlık bir yer  P – Olur mu koskocaman sokak  K – Ne sokağı? P – Nalçacı Hasan sokağı  K – Sen bir saattir sokaktan mı bahsediyorsun? P – Sen ne anladın? K – Park anladım park  P – Ne parkı? K – Karaca Ahmet parkı  P – Girdin mi sokağa? K – Girdim  P – Sağ kolunda acı çeşme  K – Iıh! Ağır geldi ben bırakıyorum  P – Öyle değil  Sağ tarafında acı çeşme  K – Baştan desene  Tatlı su yok mu ölüyorum susuzluktan  P – Efendim adı öyle, suyu akmaz, tarihi çeşme  K – Susuz çeşme dikmeyi de senden duyuyorum  P – Vur yüzünü çeşmeye! K – Manyak mısın be adam  Suratım darmadağın olsun, eski yazı yüzüme çıksın  Sakanın topal eşeği gibi dolaşayım ortalıkta  P – Efendim öyle değil  Dön yüzünü çeşmeye  K – Öyle söylesene  Döndüm yüzümü çeşmeye  ! P – Tam arkanda sütçü Ahmet! K – Hani nerede? P – Sütçü Ahmet’in dükkânı  K – Ne fitne adamsın  Baştan böyle söylesene badem bozuntusu  P – Sütçü Ahmet’i arkana alınca karşına cami sokak gelmez mi? K – Bak hâlâ ne diyor? P – Efendim sırtını dükkâna dönünce karşına cami sokak gelmez mi? K – Evet sahiden cami sokak gelir  Çocukluğum orada geçti  P – Gir sokağa  Soldan ilk ev Ali dayıların evi, onun yanında Karagözgillerin evi, onun yanındaki tahta evde Hikmet amcanın evi  K – Bildim bildim bizim Hikmet amca  P – Sağda camiden sonra ilk ev Yaşar Kaptanın evi değil mi? K – Evet onların evi  Yahu Yaşar Kaptanın bir damadı vardı    Allah bir çene vermiş çan çan çan  Aynı sen  P – Hala tanıyamadın (bilgi yelpazesi  net) mı? K – Vay vay! Sen, yo tanıyamadım    | 
|   | 
|  | 
|  | Ters Evlenme (Ortaoyunu) Skeç |  | 
|  10-24-2012 | #2 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Ters Evlenme (Ortaoyunu) SkeçP – O evin yanında    K – Bizim ev vardı  P – Tabi sizin ev vardı efendim  Sen Çaykur emeklisi Konyalı Mehmet Efendinin oğlu Hasan Efendi değil misin? K – Evet nereden bildin? Sen, sen İsmail? Küçük İsmail! Vay kardeşim amma değişmişsin  Büyüyünce hıyara benzemişsin  P – Hasan Efendi eski tadın kalmamış  K – Yanlış yerimden öptün canım  P – Hayırdır neler yapıyorsun görüşmeyeli? K – Uzun hikâye  Sen şu bizim oğlana biraz harçlık ver de gitsin  Öp bakayım amcanın elini  P – Berhudar ol evladım  El öpenlerin çok olsun  Yalama evladım  ( Pişekâr Kavuklu arkasına para verir  ) K – Gel bakayım buraya  Sen düşürür kaybedersin ver bakayım  ( Kavuklu arkası çıkarken ) O kapıyı da al, götür yerine tak  KA- Sen takamıyor musun buba  ( Çıkar  ) K – Seni edepsiz  P – Hiddetlenme Hasan Efendi o daha çocuk  K – Neresi çocuk koca kazık  P – Görüşmeyeli neler yaptın anlat bakalım  K – Canım sıkkın, boş vaktim çok  Aylak adam ne yapar  P – Boş durmaz, iş arar  K – Dinleyecek misin yoksa laf olsun diye mi söyledin? P – Olur mu kardeşim sen anlat  K – Deniz kenarına indim  Gezerim içim açılır dedim  P – Bir derdin varsa bana da açılabilirsin Hasancım  K – Yahu dinlemiyorsan söyle  P – Aman efendim hassasiyet gösteriyorsun  K – Has    bin alla hu ve nimel vekil  Ne diyordum? P – Deniz kenarındaydın  K – Efendim sahil boyunca yürüyorum  Canım çok sıkkın  Kaçayım buralardan diyorum  P – Neyi kaçırdın? K – Şimdi aklımı kaçıracağım ha! P – Allah saklasın o nasıl söz  K – Denize karşı bir banka oturdum ayaklarımı uzattım  Efendim baktım bir gemi denize açılacak  Palamarı çözüyor  P – Kalamar mı yüzüyor? K – Evet sırt üstü, kelebek, kurbağalama karışık yüzüyor  P – Oh ne güzel  K – Yahu çıldırtma! Sus da anlatayım  P – Tamam efendim ben ağzımı bağladım  K – Tam    P – Bundan sonra konuşmam sen rahat anlat  K – Rıhtım    P – Ağzımı bile açmam  K – Kenarı    P – Konuşsam konuştum derim  K – Deniz    P – Aynen eski günlerdeki gibi Hasancığım sen anlatırdın ben dinlerdim  K – Ay yeter sus yahu! (Pişekârın ağzını eliyle kapar  ) Hah şöyle dinle  Ne diyordum  (Pişekâr konuşmayıp ağzının kapalı olduğunu işaret eder  Kavuklu tam konuşacağı zaman pastavla omzuna vurarak sözünü keser  Bu hal birkaç kez tekrarlanır  ) K – Yeter yahu! İsmail mahsus mu yapıyorsun çeker giderim bak  P – A ben ne yaptım şimdi  Ağzımı bile açmadım  K – Neyse ben rıhtımda gezinirken baktım bir gemi açılacak  Süvari düşünceli eli çenesinde  P – Ben anlamadım  Şimdi atlı adamın gemide ne işi var? K – Mahsus, mikropluk olsun diye yapıyorsun değil mi? P – Neyi? K – Neyse boş ver  Süvari diye kaptanın kıdemlisine derler  P – Onu biliyorum  K – O zaman ne halt etmeye soruyorsun  Süvari beni görünce el etti, yaklaştım  Dümenci hastalanmış onun yerine kimse yok sen sefere gelir misin dedi  Tam adamını buldun dedim  Senin karşında usta denizci var  P – Usta denizci kim? K – Beğenemedin mi ben! P – İyi de bir bardak su görsen, senin miden bulanır  K – Paraya ihtiyacım var  Ekmek aslanın sindirim sisteminde  Deniz meniz vız gelir  Hemen çıktım gemiye, demir alıp iskeleden açıldık  Her şey çok güzel gidiyordu ki    P – Eyvahlar olsun ne oldu? K – Sen şom ağzını açtın ya hava bozdu  Hayırsız ada açıklarında deniz çalkalamaya başladı  P – Bunu hep yapar  K – Neyi? P – Çalkalamayı  K – Kim? P – Bizim komşu Deniz  K – İsmail şimdi fena olacak  Yahu Marmara’nın ortasındayız, sizin komşu ne arar orada  P – Devam et devam  K – Dur başım döndü  Zaten midem nahoş sen ne diye dönüp duruyorsun olduğun yerde? P – Efendim ortaoyunu eskiden usulüne uygun olarak ortada oynanır, dört bir yanda seyirci olurdu  Şimdi bizde böyle dönerek o meydanı yâd ediyoruz  K – Anladım İsmail  Limanda pek belli olmuyor ama lodos Marmara’ya fena dokunuyor  Lodostan poyraza hava fena  Deniz kudurunca bende şafak attı  P – Güneş mi doğdu? K – Evet ben aydınlandım  Anlasana be adam korktum  Midem ağzıma geldi  Gemi bir o yana bir bu yana yalpalamaya başladı  Dalgalar baştan geliyor  Geminin burnu bir iniyor bir çıkıyor  Dalga geliyor hop gemi iniyor hop çıkıyor  P – Oh ne güzel lunaparktaki gondol gibi  K – Adamın dediğine bak  Ben dümeni falan bıraktım doğru güverteye    P – Ne yapıyorsun? K – Denize mayın döküyorum  P – Nasıl? K – Böyle böğ böğ! İçim dışıma çıkıyor, fenalıklar geçiriyorum  Aman kaptan dedim inecek var sağda dur  P – Otobüs mü bu? K – Kaptan da öyle dedi  Otobüs mü bu  Limana gidene kadar sık dişini  P – Sık dişini  K – Sıkmaktan Dişçi Ahmet’e yaptırdığım dişler birbirine geçti  Kuzum kaptan durdur şu gemiyi dedim  Bana mısın demiyor  Dalgalar üstümüze üstümüze geliyor, sırılsıklam ıslanıyoruz  Derken büyük bir dalga geldi beni kaldırdığı gibi bir yana attı  P – Tutun Hasan Efendi sıkı tutun  | 
|   | 
|  | 
|  | Ters Evlenme (Ortaoyunu) Skeç |  | 
|  10-24-2012 | #3 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Ters Evlenme (Ortaoyunu) SkeçK – Bende tutundum  İrice bir oduna sarıldım  Gözümü açtım ki ne göreyim    P – Ne gördün? K – Bir ceviz kabuğunun içindeyim  Meğer tutunduğum yer geminin yelken direğiymiş  P – Şimdi saçmaladın  Hiç ceviz kabuğunun içinde yelken direği olur mu canım  K – Sen ne diyorsun yukarıdan koca gemi öyle gözüküyor  P – Sonra    K – Yine büyük bir dalga beni koparıp aldı, suların içinde debeleniyorum  P – Kurtar kendini Hasancım  K – Can havliyle sarıldım bir yere, baktım bizim kaptanın ayağına sarılmışım  Kaptan, sana yalvarıyorum, bir şeyler yap dedim  Kaptan düşünüyor  Şaşırdım İsmail! P – Niye şaşırdın Hasancım? K – Düşünen adamın heykelinin tımarhanede, kendisinin hapishanede olduğu bir yerde bizim kaptan aradan nasıl sıyrılıp da bizim gemiye kaptan olmuş ona şaşırdım  Kaptan hala düşünüyor  Ne düşünüyorsun kaptan ekonomiden sen mi sorumlusun  Demir atacağım ama baştan mı atacağım kıçtan mı onu düşünüyorum dedi  P – Sorumluluk sahibi adam  E sonra    K – Düşündüğün şeye bak kaptan dedim  Sen şu demiri atta ister baştan, ister kıçtan olsun  P – Olur mu canım dalganın geliş yönü çok önemli  K – Onu bilmem biz fena dalgaya düştük  Kaptan kıçtan demir attı  Oh, dünya varmış ben rahatladım  Dalgaların şiddeti azaldı  Liman kadar olmasa da deniz duruldu  P – Tabi denizler durulmaz dalgalanmadan  K – Ama benim mecalim yok, iki seksen bir doksan uzandım yattım güverteye  Arkadaşlar suratıma şap şap vuruyorlar  Kendine gel Hasan Efendi diye sesleniyorlar  P – Denizci dayanışması diye buna derler  K – Yok canım kahveden arkadaşlar  P – Onların ne işi var orada efendim  K – Anlasana İsmail, benim bir yere gittiğim yok  Sahilde kahvede otururken güneşin altında içim geçmiş  Dalga seslerinin etkisiyle uyuya kalmışım  Arkadaşlarda uyandırmak için kolonya sürüp yüzümü tokatlıyorlarmış  P – Şimdi bu anlattıkların rüyamıydı  K – Tuhafsın İsmail  Hiç acemi adama dümen teslim ederler mi? P – Koskoca ülkenin dümeni acemilere teslim ediliyor Hasan Efendi, geminin lafımı olur  K – O da doğru ya  P – Seni bizim mahalleye hangi rüzgâr attı  K – Ah sorma eski mahallede yapamadım, kriz geçiriyorum  P – Aman sus o kelimeyi kullanma  K – Niye yahu? P – Millet kötü etkileniyor  K – Benim krizimden onlara ne oluyor  P – Olur mu canım milletçe etkileniyoruz  K – Yapma be  İsmail ben ne önemli adammışım  Benim insanım işte bu İsmail! Benim köylüm, benim memurum, benim işçim benimle (bilgi yelpazesi  net) ilgilensin ha, gözlerim yaşardı  Bu sinir krizi artık vız gelir tırıs gider  P – Sinir krizi mi? K – Evet  P – Aman neyse bende bir şey zannettim önemli değilmiş  K – Olur mu İsmail  Eski mahallede iş bulamadım belki buralarda vardır diye kalkıp geldim  Sen muhtarmışsın aman aklında olsun unutma  P – Sen merak etme Hasan Efendi  K – Bizim evi göstereyim beni arayınca orada bulursun  Bak şu ev  P – Hani nerede? K – İşte şu ev  P – Hangi ev? K – Şu kahverengi boyalı ev  P – Hangi kahverengi ev? K – Saçmalama İsmail şurada bir paravan var  Ona yenidünya derler, evin yerine geçer  Hatırlasana Ortaoyunu oynuyoruz  Hadi ben gidiyorum  Bize de beklerim  P – Gelir bir acı kahveni içerim  K – Tabi tabi çayda demlerim  P – Seni pinti herif seni  Hiç değişmemiş  Hadi kal sağlıcakla  ( Pişekâr ortaya gelirken Zenne şarkı söyleyerek meydana gelir  “Aman doktor” ) G – Ah ah! Ben şimdi İsmail Efendiyi nereden bulacağım  Kime derdimi anlatacağım  Kimler derdime derman olacak ah, ah! P – Hayrola hanım kızım! G – Ay! Siz miydiniz İsmail Efendi, korkuttunuz  İyi insan lafının üstüne gelirmiş  P – Hayrola hanım kızım nedir seni böyle muzdarip eden dert  Söyle de derman olalım G – Ah İsmail Efendi ah! P – Kızım adımımı ezberliyorsun orasını anladık Derdini söyle G – Annemin çok selamı var Abime ait bir iş için beni size gönderdi K – Ne gibi iş efendim? G – Ne gibi olacak abimin hali zaten malum Biliyorsunuz abim Tuzsuz Deli Bekir içkici, ayyaş, serserinin tekidir P – Bilirim kızım bilirim İçip içip etrafı rahatsız eder Herkes ondan şikayetçi G – Son zamanlarda iyice azıttı Her akşam evde bize eziyet ediyor  Gece gündüz içiyor bir dakika ayık gezdiği yok K – Çok fena, onu bu halden vazgeçirmenin bir çaresine bakmalı G – Annem bunu düşündü Nihayet evlendirirsek belki bu halden vazgeçer dedi K – Aman hanım kızım bu halde bir adama kim kız verir ( Tuzsuzun narası duyulur  ) P – Bu da ne yangın mı var? G – Eyvah abim! Bu abimin sesi nerede olsa tanırım Saklanalım İsmail Efendi beni sizinle konuşurken görmesin bacaklarımı kırar P – Korkma kızım, bir şey olmaz, baban yaşındayım  Tuzsuz evladım beni sever, sayar, hürmet eder  G – Siz bilirsiniz efendim  Ben şuraya saklanıyorum  ( Tuzsuzun narası duyulur  ) P – Kızım düşündüm de yalnız başına saklanman doğru değil  Dur beraber saklanalım  ( Tuzsuz ortaya gelir, sarhoştur  Şarkısını söyler  “On yedi tek düz” ) T – Eyt! Dağ başında duman yiğit başında hal eksik olmaz eyt! ( Nara atarak çıkar  ) G – Gördünüz abimin halini  Neredeyse yıkılacak  Haline, kılığına bakmadan evlenmek isterim diye bize baskı yapıyor  P – Hangi kadın ona kız verir, hangi kız onu kocalığa kabul eder  Bu imkansız kızım işiniz gerçekten zor  G – Bizim değil efendim sizin zor  P – O ne demek o? G – Annemle düşündük  Abim evlenirse belki bu hallerinden vazgeçer  Annem, Tuzsuza göre bir kızı, bulsa bulsa Pişekâr İsmail Efendi bulur dedi  Kızım git ona selamımı söyle, abine münasip bir kısmet bulsun dedi  P – Bu imkansız, mümkün değil, ihtimal veremiyorum, olanaksız, olasılık bile değil, söz konusu edilemez, mümkünatı yok  G – Efendim annem size bu keseyi gönderdi P – Hay hay efendim, tabi hanım kızım  Yalnız çok zahmetli olacak nasıl olur bilmem ki G – Şimdilik bununla masrafları karşılar dedi  Devamı gelecekmiş  P – Siz hiç merak etmeyin efendim ben en kısa sürede size haber veririm efendim  Zaten Tuzsuz evladım da temiz çocuktur  Vakti gelmişti  G – Para insana neler söyletmez ki Utanmasa abimi ermiş ilan edecek  P – Efendim hanım kızım? G – Mühim değil  Kalın sağlıcakla  ( Çıkar  ) P – İyi de ben şimdi nereden bir kız bulacağım  Kimin başını yakacağım  Aklıma bir çare gelmiyor  Nasıl birini istiyordu bu Tuzsuz kara kaşlı, karagözlü, mini mini, çıtı pıtı Allah Allah! Aklıma bir çare gelmiyor  Kara kaşlı, karagözlü Kara kaş, karagöz Kavuklu Hasan Efendi! Çok iyi fikir  Bu sayede kimsenin başını yakmayız  Hem üç beş kuruş kazanırız hem de Tuzsuz yaptıklarına pişman olup tövbe eder  Şimdi gidip Hasan Efendiyi buna razı edeyim  ( Gidip kapıyı çalar  ) Tak tak tak! Hasan Efendi Hasan Efendi! Gel seninle önemli bir konu konuşacağım K – Olmayan kapımı yıktın be İsmail  Hayrola nedir bu kadar önemli mesele P – Destur erkek var! K – Ona ne şüphe hem de erkek güzeli  Bunu kime söyledi ya? P – Hanım kızım burada senden başka kimse var mı tabi sana dedim  K – Hanım kız, ben mi? Saçmalama İsmail benim ben Kavuklu Hasan Efendi tanımadın mı? P – Efendim kırk yıllık ahbabımın kızını tanımaz olur muyum  Haspa ne kadar güzelleşti gelinlik çağa geldi K – Bu herif çıldırdı mı? Kız kim benim ben İsmail aklını başına topla P – Aklım başımda  Kızım diye ben de sana söylüyorum  Çıplak sokağa çıkılmaz ayıptır K – Yahu sen beni çağırdın ben de geldim P – Hoş geldin hanım kızım Lakin başını ört de öyle sokağa çık K – Eyvahlar olsun! Bu herif zıvanayı iyice gevşetmiş beni kız sanıyor  Yahu kız diye kime söylüyorsun? P – Hanım kızım sana söylüyorum  Maşallah geldin yetiştin  Tam gelinlik zamanın  Böyle açık saçık sokağa çıkmak sana yakışır mı? K – Ben kızım ha Ben de kendimden şüphelenmeye başladım  Acaba kız mıyım dersin? Gökkuşağının altından geçip farkında olmadan kız mı oldum acaba Böyle şaka olmaz doğru söyle İsmail P – Elbette kızsın, bu şimdi olma değil Anadan olma bir şey K – Galiba ben de çıldıracağım Bu burma bıyıklara ne diyeceksin? P – Onlar senin saçların Kuyruk olduğu için aşağı doğru sarkmış K – Haydi buna bir kulp buldun Ya evdekine ne diyeceksin? P – Evdeki kadın senin yengen K – Ya çocuklar? P – Onlar senin yeğenlerin K – Şunun alt tarafı ne olacak onu söyle P – Seni evlendiriyorum K – Oh oh güzel  Kiminle? P – Tuzsuz Deli Bekir’le K – Oh oh oha! Şimdi saçmaladın o adam beni keser P – Bir şey olmaz korkma arkanda ben varım K – Bende ondan korkuyorum ya P – Korkma rahat edersin hanım kızım K – Ey artık saçmaladın kerata P – Vay utanmaz, baban yerinde olduğum halde el kaldırıyorsun öyle mi? K – Al aklın başına gelmezse tekme bile yiyeceksin P – Yazıklar olsun kızım sana K – Ne olursa olsun yine dayak P – Dinle Hasan Efendi K – Ha şöyle! Canım cennetten çıkma nasıl işe yarıyor  Karakolda doğru söyler mahkemede şaşar Yalan mıydı Yaşar P – Beni iyi dinle ister kız ol ister erkek K – Erkek olurum arkadaş P – Şimdi sen de bir para yok değil mi? K –Yok ne gezer  Tıngır tıngır oturuyorum P – Şimdi birader beni dinle geçen gün bir hanım kız ile görüştüm K – Ne var hayır ola İsmail P – Ne olacak onun bir biraderi var  Gece gündüz sarhoş, hiç ayık gezmez ve kendisini bilmez  Şimdi evlenmek istiyormuş  Derken annesi bana bir kız bulsun diye haber göndermiş  Ben de düşündüm taşındım aklıma sen geldin  Seni gelin gibi giydiririz kuşatırız kadın gibi sokağa koyarız  Belki bu hal Tuzsuza bir ders olurda eski hallerinden vazgeçer  K – Tutun bir hoca dersini versin canım  | 
|   | 
|  | 
|  | Ters Evlenme (Ortaoyunu) Skeç |  | 
|  10-24-2012 | #4 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Ters Evlenme (Ortaoyunu) Skeç– Ama bunun sonunda çok para var  K – Ne, çok paramı    İsmail düşündüm de bu Tuzsuza bir ders vermek lazım  Eğitim seferberliğine bizim de bir katkımız olsun değil mi ya  P – Aferin Hasan Efendi  K – Haydi bu oldu diyelim ya bizim evdekine ne diyeceğiz  P – Canım iş ona kalırsa o kolay  K – Ben bu dolmaları yutmazdım ama mademki işin ucunda para var, sen krize dua et  Haydi kız oldum  Şimdi ne olacak? P – Olacağı gidip damat beyin evine haber vereceğim  Görücüler gelip seni görecekler  K – Gene sapıttın ha  Kadınlar beni böyle görürlerse mahalle bekçisi diye kiralık ev sorarlar  P – Seni böyle görmeyecekler  Üstünü başını değiştireceksin  Haydi sen eve gir üzerini değiştir ben de gidip görücülere haber vereyim  K – İyi de İsmail, bir dakika, ben    ( Pişekâr dinlemez çıkar  ) Gitti  Lafı ağzıma tıkadı  Ne olacak daha başımıza neler gelecek bakalım  Hayır bir iş kazasına kurban gitmeyelim  Ay yoruldum içime bir sıkıntı çöktü  Şu kapımın önünde biraz soluklanayım  ( Denyo gizlice gelir  ) D – Merhaba Hasan amca teyze! K – Höst! Ne dedikoducu mahalleymiş! Ya Rabbim şimdi konuştuk  Evladım bana teyze deme çocuğum, amca de  D – Tamam Hasan amca teyze  K – Yine teyze diyor  Evladım teyze deme amca de  D – Tamam Hasan amca  K – Bak hâlâ amca diyor  Evladım, çocuğum kaç kez söyledim  Bana amca deme, teyze de  Tüh Allah müstehakını vermesin, beni de şaşırttın  Ne var ne istiyorsun? D – Hoppala cuppala versene on para  K – Ne parası evladım? D – Düğün parası  K – Ne düğünü? D – Sen evleniyor muşsun ya  K – Kim dedi? D – Pişekâr İsmail amca dedi  K – Vay dedikoducu vay! Sorarım ben ona  D – Haydi paramı ver  K – Git başımdan para mara yok  D – O zaman ben de gider herkese senin evlendiğini söylerim  K – Git kime söylersen söyle  D – Mahalleli, mahalleli    K – Gel bakayım buraya  Aman sus kimseye bir şey söyleme  D – Sende paramı ver  Ben sana şarkı söyleyeyim sen bana para ver  K – Kurtuluş yok  Tamam söyle  D – Anama ana diyesin babama baba diyesin sen bize gelin gelesin nerde kaldın kibar gelin    K – Kes tamam kes! Gözümün içine baka baka bize gelin gelesin diyor  Yürü gözüm görmesin seni  D – Tamam ver paramı  K – Haydi yallah! Para mara yok  D – Ben de gidip herkese senin evlendiğini söyleyeceğim  K – Haydi git başımdan  D – Mahalleli, mahalleli  K – Anlaşıldı gel buraya  Senin sesin güzel harcanma buralarda  Al şu kartı  D – Aldım ne olacak? K – Unkapanı’na git  D – Gittim ne olacak? K – Plâkçılar çarşısını bul  D – Buldum ne olacak? K – Orada Karasu’dan topal Hilmi’yi bul  D – Hangi topal Hilmi? K – Elinin körü Hilmi  Hani uzaylı kardeşi var ya  D – Ha anladım bizim Hilmi  K – Ya sizin Hilmi  Bu kartı ona ver, selamımı söyle Hasan Efendinin yakınıyım, deme, Pişekâr İsmail Efendinin yakınıyım de  D – Ben ondan niye yakınıyım? K – Evladım öylesi değil, akrabasıyım diyeceksin  Onlarda sana kaset yapsın  D – Bana kaset yaparlar mı? K – Tabi çocuğum, “r” özürlü kimlere kaset yapmadılar ki    D – Ben hemen gideyim  K – Dur hele dur  Şu düğünden de kimseye bahsetme  D – Hangi düğünden? K – Hani ben evleniyordum ya  D – Senin evlendiğinden kimseye bahsetmeyeceğim! K – Oğlum bağırmasana! D – Ben bağırmıyorum ki! K – Ne yapıyorsun? D – Yüksek sesle konuşuyorum! K – Defol şuradan zevzek  Kimseye söyleme  D – Kimse bilmeyecek  Buraya gelirken bir camide, bir de kahvede söylemiştim  K – Ne! Allah’ın cezası velet kaçma gel buraya! ( Denyo çıkar  ) Bittim, mahvoldum! Hayır, maşallah aslan gibi adamım bir şeyden korkmam da    Bu işin sonunda bir iş kazasına kurban gitmekte var  Ay! İçime bir sıkıntı çöktü  Oturup hava alayım da kendime geleyim  ( Çingene falcı şarkı söyleyip dans ederek gelir  “Ah çeribaşının gelini” ) F – Nohut bakla açarım, fal bakarım, falcı geldi hanım! İşler pek kesat daha siftah yok  Amanın şurada biri oturur  Gideyim falına bakayım  Ne oturursun burada böyle üzgün süzgün kırmızı biberim  Yoksam Konya’da gemilerin mi battı? K – Ühü ühü! Komiksin ya  F – Bak gülünce yüzünde güller açtı  Ver elini de bakayım falına, kızılcık şerbetim  K – Git başımdan benim derdim bana yeter  F – Neden dertlenirsin bahçe domatesim? Bakayım falına söyleyeyim her bir şeyciği  K – İstemez git başımdan  Bundan kaç tane var, nereye dönsem o  Al bir tane daha  F – Abi evde şoparlar aç , ekmek beklerler  K – Uydurma, sen bekarsın çocukların yok ki    F – İlerde oda olur inşallah! Kısmetimize dur işareti olma  K – Çattık! F – Abi seni sevdim ver elini de bakayım  Neyse halin çıksın falın  K – Çıkar mı? F – Fotokopi gibi çıkarırım renkli baskım, kırmızı kuşe kâğıdım  K – Sen a dörde siyah çıkar yeter  F – Ver bakayım  K – İyi bak  F – At bir onluk da ekran açılsın  K – Dekoder mi alıyoruz, ne yapıyorsun  Gider kahvede seyrederim daha iyi  F – Tamam at bir beşlik  K – İstemez kalsın F – Ver bir iki buçuk K – Bir tekliğe bakıyorsan bak F – Tamam ver  Of , ne görürüm K – Ne görürsün kız? F – Bir vakte kadar mı desem, iki vakte kadar mı, sana üç vakte kadar yol görünür K – Oh çok şükür, kaçıp kurtuluyorum F – İşte deniz yolu, kara yolu, hava yolu  K – Yollar karıştı F – Yolun sonunda sana bir kısmet görünür K – İşte bu iyi haber F – Güzel bir gelin görürüm kara kaşlı, karagözlü K – Aman ne güzel F – Bu ne? K – Ne? F – Bu gelinin fazlalıkları var K – Olsun, spora göndeririz, rejim yapar F – Öylesi değil  Kaytan bıyıkları var K – Fark etmez, epilasyonla aldırırız F – Tövbe tövbe  Hiç böyle şey görmedim amma cenabet adamsın  Ver öbür eline bakayım  Amanın bu nasıl bir mahlukat yamru yumru ne biçim şey? Ha, şöyle göründü K – İyi de benim kol ikiye bölündü F – Akıntı çağanozu kılıklı sarsak bir herif, yengeç gibi yan yan yürüyor K – Nasıl da bildi F – İçip içip naralar atar, etrafa korku salar, sarhoş gezer K – Ah kardeş sorma neler çektiğimi, Allah bilir Bir de sen gördün  Bir dakika ayık zamanı yok ki ayyaşın F – Acayip ama bu senin kısmetin Sen bu adama dikkat et! K – Orasını biliyoruz, sen onu geç  Asıl (bilgi yelpazesi  net) sonunda ne oluyor onu söyle F – Adam? Senin kısmetin? Burada bıyıklı bir gelin, burada sarhoş adam    Fal karıştı  Bunca yıllık falcılık hayatımda böyle şey görmedim  Allah’ım neler oluyor bize, başımıza taş yağacak, imdat! Canını seven kaçsın, imdat! K – Yahu dur sonunda ne olacak onu söyle  ( Falcı çıkar  ) Sonunu söylemedi  Falcı hepsini bildi de sonunu söylemedi  Sonumuz meçhul, Allah hayra getire  Mübarek arkası yarın  Maria Mercedes  Ah İsmail, bunların tek sorumlusu sensin  ( Gidip paravanın önünde tabureye oturur ) ( Bolulu Himmet Usta şarkı söyleyerek gelir  “Süt içtim dilim yandı” ) B – Amanın, amma zor geldik buracığa şimdi nereden bir insan evladı bulacağız da düğün evini soracağız K – Bu da kim geldi dikildi Paytak ördek yavrusu hoş geldin B – Suda pişmiş balkabağım boş geldin K – Bana ha? B – Ha sana ha Hasan’a K – Benimle eğleniyor musun? B – Haddime mi düşmüş ağam K – Ha şöyle yola gel B – Ağam bana bak sen insan evladı mısın? K – Hoppala buyur bundan da beş paralık  Ağzından çıkanı kulağın duysun B – Kızma ağam ne dedim K – Daha ne diyeceksin çamı ortaya devirdin B – Yok ağam ben oduncu değilim Bolunun meşhur helvacı ustası Himmet derler bana K – E niye geldin? B – Burada bir düğün evi varmış onu soracaktım K – Kimlerdenmiş, belki tanırım B – Damadın adı tatlı mı tuzlu mu bir şeydi amma, çıkaramadım K – Tuzsuz Deli Bekir B – He ağam es sahtan o K – Vay oğlan evi gelip beni istemeden düğün dernek kuruyor B – Bir yol söyle ağam gidip kızın anasıyla görüşeceğim | 
|   | 
|  | 
|  | Ters Evlenme (Ortaoyunu) Skeç |  | 
|  10-24-2012 | #5 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Ters Evlenme (Ortaoyunu) SkeçK – Bana söyle  Biz kız tarafıyız  B – Damadın anası dedi ki düğün helvasını kız tarafı yapacakmış  Evin tadı tuzu olurmuş  K – Hay olmaz olaydı  B – Kaç kazan yapacağız? K – Ne kazanı bir tencere yap yeter  B – Bir tencere helva kime yeter  Yapmışken kazanla yapmak lazım  K – Tamam bildiğin gibi yap  B – Yap demeyle olmaz  Yağ, un, şeker, fıstık lazım  K – Yağsız olsun  B – Yağsız helva mı olur  At taş diye adamın kafasını yar  K – Ununu az koy  B – Unsuz helva olur mu  Cıvık cıvık çorba gibi  K – Şekersiz olsun  B – Şekersiz helva nerede duyulmuş  K – Bu diyet helva  B – Damat gibi tatsız tuzsuz bir şey olacak  Hiç olur mu? K – Bari fıstığını koyma  B – Helva dedin mi her bir şeyciği tam, malzemesi bol olmalı, malzemeden çalamam  K – Ne olurdu müteahhitlerde senin gibi düşünselerdi de şu güzelim şehir ayakta kalsaydı  Tamam bildiğine göre yaparsın  B – Kazanı ateşe oturtcan, oturttun mu? Tereyağını kazana koycun, koydun mu? Tereyağı mis gibi eriyince karıştıracun karıştıracun  Aman dikkat et yanmasın! Ununu serpeleyecen serpeleyecen, karıştıracun karıştıracun  Un mis gibi sarardı mıydı, aman dikkat et yanmasın! Şekerini ilave edecen karıştıracun karıştıracun, aman dikkat et yanmasın! Ateşten alıp kenara koycun  Al işte sana mis gibi düğün helvası afiyetle ye Hih hih hih! K – Tamam Himmet Usta sen git biz yaparız  B – Hiç olur mu onun patenti bende  Şimdi kazanı ateşe oturtcan, oturttun mu? Tereyağını kazana koycun, koydun mu? Tereyağı mis gibi eriyince karıştıracun karıştıracun  Aman dikkat et yanmasın! Ununu serpeleyecen serpeleyecen, karıştıracun karıştıracun  Un mis gibi sarardı mıydı, aman dikkat et yanmasın! Şekerini ilave edecen karıştıracun karıştıracun, aman dikkat et yanmasın! Ateşten alıp kenara koycun  Al işte sana mis gibi düğün helvası afiyetle ye  Hih hih hih! K – Pişekâr İsmail Efendiyi tanıyor musun? B – Tanırım  K - Git Pişekâr İsmail Efendiye, düğün masraflarını o karşılıyor  Helvanın parasını ondan alacaksın  B – Tamam efendim  ( Çıkarken ) K – Himmet Usta, Himmet Usta! B – Ne var? K – Yağın var mı? B – Var var  K – Unun var mı? B – Var var  K – Şekerin var mı? B – Var var  K – Ne duruyorsun? B – Ne yapayım? K – ( Beraber ) Helva yapsana helva yapsana, helva yapsana vay vay helva yapsana! ( Bolulu şarkı söyleyerek çıkar  ) Amma neşeli adam yahu! Ay moralim yerine geldi  Gönül rahatlığıyla biraz kestireyim  Sıcak bastı çıkarayım şunu  ( Rumelili şarkı söyleyerek gelir  “Alişimin kaşları kâre” ) R – Te be kalktım geldim Tekirdağ’dan buracazlara  Varmış burda pelvan güreşleri  Şimdi nerden bir kızan bulcaz da sorcaz nerdedir bu pelvan güreşleri  K – Ha maşallah geldi enine boyuna çınar ağacı  R – Bana bak sen ne diyersin oralarda sussak kafalı  K – Yok canım konuşmadım bile  R – De bakayım nerdedir bu pelvan güreşleri? K – Sen yanlış geldin, burada güreş müreş yok  R – Seni kelçin ağızlı bizde yanlış olmaz  Gösteriver hele nerdedir güreş? K – Bugün tersten kalktım anlaşıldı  R – Sen kime diyersin teres? K – Yok yanlış anladın ters dedim  R – Şimdi sığır tersi diyer, vay edepsiz  K – Arkadaş yanlış anlamada Karagözü geçtin  Bugün işlerim aksi gidiyor dedim  R – Sen bana aksi mi diyersin? K – Dediysem ne olacak  Dayımısın kardeşim! R – Evet! K – Yengem nasıl? R – Soyunmuş dökünmüş maşallah pelvana benziyorsun, kalıp yerinde  K – Eh okuldayken güreşmiştik az buçuk  R – Hele hele  K – Rakip tanımazdım  R – Bak sen  K – Böyle tuttum muydu ııh, ( Rumeliliye el ense atar, kımıldatamaz  ) bırakırdım  R – Aferin gel benimle bir güreş tut  K – Yok olmaz  R – Niye be pelvan? K – Canını yakarım, sonra annen kızar  R – Hadi hadi gel  Bir paça kasnak, bir künde    K – Sağ ol tokum, paça yiyemem ama sen künefeyi oyundan sonra getir  R – Bir sarma    K – Akşam şişkinlik yapıyor  R – Haydi zeytinyağlı    K – Zeytinyağlı yiyemem aman basmada fistan giyemem aman    R – Hayda bre! Ne kaçarsın kedi kılıklı, te be miyav, te be miyav  ( Kavukluyu kaptığı gibi havada döndürür, yere bırakır  Kavuklu dışarı doğru emeklerken yakalayıp içeri çeker, sarmayı vurur  ) K – Ah kardeşim manyak mısın bırak  R – Sen alcadın ödülü he  Ben bırakır mıyım be yav  K – Ne ödülü adam, haddimize mi düşmüş  Zihni Usta bile kaç yaşından sonra aldı  Hem ortada bir kavuk lafıdır dolaşıp duruyor ama bir bizim kafaya konmadı  Kim kaybetmiş ödülü de biz bulduk  R – Davran be yav çok konuşma  ( Pişekâr İsmail Efendi gelir  ) P – Aman Hasan Efendi boş bırakmaya gelmiyorsun, hemen güreş tutuyorsun  K – İsmail bu benim hobim oluyor  Boş kalınca hemen güreş tutarım, özel merakım  Manyak mısın İsmail, ben kaçamadım, o tuttu  Kurtar beni bu delinin elinden  P – Ha gayret adamı eziyorsun  K – Havada bir ağırlık var, üzerime de ağırlık çöktü  Neden acaba? İsmail kurtar senin gelin gidiyor  Eşhedü en la a    P – Tamam dur! Hüsmen evladım, sen kazandın  R – Aldım ödülü be yav! P – Al şunu hadi doğru köyüne  ( Pişekâr para verir, Rumelili çıkar  ) Sana ne demeli  K – Öldüm ben! Sen ne diyorsun  P – Hâlâ giyinmedin mi? Görücüler haber göndermiş gelecekler  Sen nelerle uğraşıyorsun  Çabuk git giyin  K – Şurada bir parça soluklanayım, dinleneyim sonra gider giyinirim  P – Tamam oyalanma, habersiz yakalanmayalım  ( Pişekâr çıkar  Kavuklu kıyafetleri dağınık, ortalıkta bırakır  Bitkin bir halde tabureye gidip oturur  ) ( Yahudi eskici sırtında torbasıyla şarkı söyleyerek gelir  “Balat kapısından girdim içeri” ) Y – Eskici geldi eskiler alıyorum eskici  ( Yerdeki elbiseleri görür  Onları takip ederek Kavuklunun yanına gider  Kıyafetlerini inceler  ) O şurada eski elbiseler var iyi, güzel! Şu şalvar, şu mintan, şu fistan iyi, güzel  K – Salomon Efendi beğendi  Y – Amanın elbiseler dile geldi  K – Elbiseler değil Salomon Efendi, içinde ben varım  Y – Yoksam sen içinde misin? K – Salomon “ben ne adamlar gördüm üstünde elbise yok, ne elbiseler gördüm içinde adam yok” ama ben buradayım  Beğendin mi? Y – Beğenmedim, neyini beğeneyim uğursuz bir herifsin  K – Beni değil canım, elbiseleri  Y – Beğendim  Ne istersin bunlara? K – Satılık değil  Görmüyor musun üzerimde giyiyorum  Y – Eskimiş bunlar  Eline para geçer, yenisini yaptırırsın  K – O da doğru ya  Düğün bahanesiyle yeni kıyafetler yapılır  Şunları satıp kurtulayım  Ne verirsin bunlara? Y – Hepsine bir yüzlük vereyim  K – Mendil mi alıyorsun Salomon Efendi çık çık  Y – Hepsine vereyim iki ellilik K – Az bu çık biraz Y – Hepsine vereyim helalinden dört yirmi beşlik K – Pazarlık nasıl yapılırmış görün  Kayserili misin mübarek! Çık biraz daha Salomon Efendi Y – Senin gül hatırın için son kez söylüyorum vereyim hepsine on tane onluk K – Anlaştık  ( Salomon parayı verir  ) Düğün (bilgi yelpazesi  net) sonrası gel al elbiseleri Y – Ne sonrası ben beklemem öyle K – Neyi beklemezsin? Y – Anlaşma anlaşmadır efendi Çıkar elbiselerimi K – Tamam anlaştık dedim ya, düğünden sonra gel Y – Ben anlamam kuzum  Çıkar elbiselerimi K – Salomon Efendi ne laf anlamaz adamsın Düğünden sonra vereceğiz dedik ya! Y – Yok öyle alışveriş Şimdi saydım onlara on tane onluk K – Bak sinirleniyorum! Y – Sen kime sinirleniyorsun uğursuz oğlu uğursuz! K – Yeter! Şimdi görürsün gününü ( Kavuklu kollarını sıvayıp ayağa kalkar  Yahudi yaygaraya başlar ) | 
|   | 
|  | 
|  | Ters Evlenme (Ortaoyunu) Skeç |  | 
|  10-24-2012 | #6 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Ters Evlenme (Ortaoyunu) SkeçY – Amanın yetişin adam öldürüyorlar  Ümmeti Muhammet cankurtaran yok mu! K – Ne oluyor yahu? Sen dur unutmadım seni  Bir tokat, bir tekme  ( Salomon uzaktan bağırır  ) Y – Amanın Müslümanlar yetişin  K – Al bakalım bunuda  Y – Ne vuruyorsun be kuzum ellerin kırılsın  K – Ekler kenetler gene döverim  Al bunu da! Y – Amanın kafam gözüm yetişin! ( Pişekâr İsmail Efendi koşarak gelir  ) P – Ne oluyor bu ne şamata, bu ne gürültü? Y – Yetiş İsmail Efendi! İnsafsız beni dövüyor  P – Ne yaptın Hasan Efendi  Salomon efendi ahbabımızdır, kan revan içinde bırakmışsın  K – Dur o bir şey değil  Al şunu  Y – Amanın kafam! Hiç insaf yok mu sende? K – Gördün mü dayağı İsmail? P – Hangi dayağı? K – Olmayan dayağı canım  P – Ben bir şey görmedim  K – İyi ya işte  Yaygara yapıyor  Ortada dayak falan yok  P – Aman Salomon Efendi korkuttun beni  Sesiniz arka mahalleden duyuluyor  Mesele nedir? Y – Pazarlık yaptık, anlaştık  Elbiseleri isterim vermez  Düğünden sonra gel al diyor  Nereden bulacağım ben onu kuzum  Bir de insafsız dayaktan öldürecek beni  P – Dayağı geçelim efendim  Y – Haksız mıyım İsmail Efendi? P – Haklısınız efendim  K – Ne oluyor yahu! Okkanın altına mı gidiyorum? P – Hasan Efendi, bu konuda Salomon Efendi haklı  Elbiselerini çıkart ver  K – Aman İsmail ne yapıyorsun? Burada herkesin içinde çıplak mı bırakacaksın beni? P – Nasıl olsa kılık değiştireceksin  Haydi bir an önce giyin hem kıyafetlerini yeni sahibine teslim ederiz hem de görücüler gelecek onlara hazırlanmış olursun  K – İsmail kırk yıllık arkadaşını bir Yahudiye değiştin  P – Hayır efendim haklıyı korudum  K – Bırak yahu bir eskici parçasına hak verdin  Y – Gördün mü İsmail Efendi “beni aşağıladı, işimle alay etti, kazancımı hor gördü, kötüledi  Neden yaptı bunları peki? Ben Yahudi’yim de ondan  ” K – İsmail ne dedi bu? P – William Shakespeare, Venedik Taciri, Shylock, üçüncü perde birinci sahne  K – Ha? Y – “Yahudi’nin gözü yok mu? Yahudi’nin elleri yok mu; organları, boy posu, duyuları, duyguları, heyecanı yok mu? Aynı yiyecekle beslenmiyor mu, aynı silahla yaralanmıyor mu, aynı hastalıklara yakalanmıyor mu, aynı yollarla iyileşmiyor mu, aynı kışın ve yazın üşüyüp ısınmıyor mu? Farkı ne Müslüman insandan? Etimizi kesince bizimde kanımız akmaz mı? Gıdıklanınca gülmez miyiz? Zehirlenince ölmez miyiz? Peki ya bize haksızlık ederseniz öcümüzü almaz mıyız? Her şeyde size benzediğimize göre, bunda da benzeyeceğiz tabii  ” P – Aman Salomon Efendi alıngan olma  Hasan Efendi kızgınlığından öyle söyledi  Burası Shakespeare İngiltere’si değil, Türkiye! Burası adil bir ülke efendim  Burada dünyanın hiçbir yerinde olmayan bir hoşgörü var  Burada Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Abaza, Manav, Gürcü, Arap, Yahudi, Ermeni, Rum kardeşlik içinde yaşamış ve yaşıyor bilmez misin  Bunu bozmaya çalışanlar olsa da bu gerçek elbette değişmez  Aramıza kimseler giremez  Y – Sağ olasın İsmail Efendi kardeşim  P – Haydi sen git ben elbiseleri sana getiririm  Y – Yo madem dürüst davrandın, versin on bir tane onluk elbiseler onda kalsın  K – İyi ama sen on tane onluk vermiştin  Y – Sana geri satıyoruz, ticaret yapıyoruz  K – Hay canıma minnet Salomon al paranı  Biz zararlı çıktık ama olsun  Y – Ande ben gidiyorum Balata  ( Çıkar  ) K – Ayakların kokuyor kerata  P – Hasan Efendi uğraşma etrafla  Görücüler haber bekliyorlar seni görmeye gelecekler  Hazırlanmamışsın hala  Çabuk git hanıma söyle seni giydirsin  K – Bana hanımdan dayak yedireceksin  P – Hanımın lafımı olur canım  Sen bir kükredin mi herkes tir tir titrer  K – Öylemi olur? P – Tabi efendim hatırlasana çocukken herkesi döverdin  K – Aklımda yanlış kalmış ben hep dayak yerdim  P – Hadi kuru gürültüye pabuç bırakma, sen kazak erkeksin gir içeri  K – ( Kavuklu gidip kapıyı çalar  ) Tak tak tak! KK- Kim o? K – Aç ben geldim  KK- Sen açsında biz tok muyuz sanki  Dur patlama geliyorum  Ne var ne istiyorsun? Elimi bulaşıktan çıkardım da geldim  K – Hanım nasılsın? KK- Kırk yıl sonra hatırımı sormak nereden icap etti? K – Seninle önemli bir konu konuşacağım  KK- Dinliyorum, söyle  K – Hanım ben evleniyorum  KK- Ay komşular yetişin kırk yıllık kocam üstüme kuma getiriyor! Ben senin için saçımı süpürge edeyim sen bana bunuda mı edecektin  Herif boyun posun devrilsin  Şimdi ben nerelere gideyim ne yapayım  (Karısı bağırırken Kavuklu ona laf anlatmaya çalışır  ) K – Canım, hayatım, tatlım, aşkım, balım    E yeter kes! KK- Peki kocacım  K – Evleniyorum ama kiminle evleniyorum bir sor  KK- Kiminle evleniyorsun kocacım? K – Tuzsuz Deli Bekir’le  KK- Ay! Komşular yetişin kırk yıllık kocam hötöröf çıktı  Ben sana Mısır Çarşısından boşuna mı taşıdım o kuvvet macunlarını  K – İsmail yetiş senin kazak yelek oldu  P – Korkma ben burada duruyorum  Sen öyle gürültüye pabuç bırakma  Yine deminki gibi söyle, sözünden dönme  K – Ben öyle masal dinlemem  Beni halayık gibi evin içinde çalıştır  Gün yok ışık yok  Ben koca isterim koca, laf dinlemem  KK- Ey herif kendine gel  Yoksa kafanı gözünü patlatırım  K – Herif kim ben kızmışım martta geçti ama yine kızmışım  Ben koca isterim  KK- Herif kime kızdın  Kızdınsa dama çık  K – Kime kızmış olduğumu ben de bilmiyorum  Galiba gelecek paralara hırslandım  Hem ben laf dinlemem koca isterim koca  KK- Ay bayılacağım sen herif değil misin? ( Eline merdane alır  ) K – Dur yahu dur! Mesele çatallaştı  Biz gelin derken galiba paralanacağız  Ben bu işten vazgeçtim  P – Canım öyle söz olur mu, iş kolaylaştı  Haydi sen yine gürültüyü bas ben buradayım  K – Beni böyle gürültüyle mi korkutacaksın  Ben başkasını bilmem koca isterim koca  KK- Eyvah herif çıldırmış a dostlar komşular hu    K – Komşular geliyor  İş alevlendi P – Haydi haydi lafından dönme  K – Ben deli meli bilmem beni kocaya vermeli vesselam  KK- Amanın komşular Habibe Molla, Rabia Dudu, Ebru Hanım, Nazlı Hanım hu! Bizim herif delirdi  Gelirken mahalle bekçisine de haber verin  Ah herif boyun posun devrilsin  K – İsmail çabuk yetiş  Komşular geliyor  P – ( Gelir  ) Canım bu gürültü ne Allah’ını severseniz  KK- O buyurun İsmail Efendi  Canım bu herif çıldırdı  Ben koca isterim deyip duruyor  P – Nasıl herif efendim o kız değil mi ya! KK- Ay! Üstüme iyilik sağlık İsmail Efendi de aklını bozmuş  Şimdi yangın var diye bağıracağım  K – Ah fitne kutusu  Zorla benim başımı derde sardı anlatsana yahu anlatsana! P – Durun efendim telaş etmeyin  İşin doğrusunu ben size anlatayım  Ne Hasan Efendi çıldırdı ne de bendeniz  Hani şu arka mahallede meşhur Tuzsuz yok mu? KK- Evet var ne olmuş  P – İşte o evlenecek  Tuzsuzun kız kardeşini annesi, oğluna bir kız bulsun diye bana göndermiş  Böyle adama kim kız verir  Hem de efendim o gözü evde barkta bir adam değil  Kimin başını yakalım  Sonunda aklıma Hasan Efendiyi kadın kıyafetine koyup Tuzsuza bir numara yapmak geldi  Hem bir kaç kuruş kazanırız hem de belki Tuzsuz bu hallerden vazgeçer  Bizde ecre girmiş kimsenin başını yakmamış oluruz dedim  K – Yanan baş benim olduktan sonra ne fark eder değil mi ya  KK- Aman İsmail Efendi bula bula bizim herifi mi buldun  K – Neyim varmış benim  Aslan gibi adamım  Benden iyisini mi bulacaktı P – Efendim bunda bir şey yok Bir fenalık olsa hiç ben araya girer miyim a canım KK- Aman bilmem İsmail Efendi  İşte siz işte o, ne yaparsanız yapınız başına bir felaket gelmesin de P – Merak etmeyin efendim  Yalnız bu hususta yardımınıza muhtacız KK- Elimden gelen bir şey ise hiç merak etmeyin P – Siz Hasan Efendiyi giydirin  Ben de gideyim onlara gelinin evi küçük olduğundan sizi kapının önünde bekleyecek diyeyim  Münasip değil mi efendim? KK- Pek ala efendim pek güzel ( Pişekâr çıkar ) | 
|   | 
|  | 
|  | Ters Evlenme (Ortaoyunu) Skeç |  | 
|  10-24-2012 | #7 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Ters Evlenme (Ortaoyunu) SkeçK – Rezil olduk aleme  KK- Dur sen  Şimdi bir giydiririm sana, inan kimse tanıyamaz  K – Oh lafı da giydirdi  KK- Al şunu bağla beline  K – Niye? KK- İnce dursun  Kütük gibisin  K – Sağ ol canım sen böyle iltifat et  KK- Şunları da koyalım  K – Amanın bunlar da ne? KK- Greyfurt  K – Onu anladık  Ufağı yok mu bunun, al bunları götür limon getir  KK- Olur mu efendi böylesi makbul  K – Desene başa gelen çekilir, çifte bela  KK- Al şu feraceyi giy bakayım  K – Ver  KK- Ay herif ters giydin  K – Şurada kadın olalı ne oldu ki ben acemisiyim  KK- Şunu da giy hele  Tü maşallah! Seçkin nadide sultanlara benzedin  K – Zaten bunlarla başka bir şeye benzesem şaşardım  Ne gülüyorsun komik mi şimdi bu? Biz burada sanat için giyiniyoruz  KK- Herif şimdi yolda sana kısmette çıkar  K – Ay kız gözün kör olmasın  Ben senin bildiğin kızlardan değilim  Saçmalama hanım saçmalama  Para kazanma uğruna neler yapıyoruz  Gir koluma İsmail bizi Küşteri meydanında bekleyecekti  Sağa sola bakma kafanı gözünü patlatırım  Kardeşim ne bakıyorsun şurada hanım hanımcık yürüyemeyecek miyiz? Karıştırdım karı koca diyecektim  ( Kavuklu ortaya gelirken Pişekâr meydana girer  Kavuklunun yanından tanımadan geçip gider; evinin kapısını çalar  ) P – Burada bir hanım var  Güzelce bir şeye benziyor  Kimlerden acaba  K – Hay sersem herif beni tanıyamadı  ( Sözsüz oyun  ) P – Vay Hasan Efendi bu sen misin? K – Evet benim  Konuşurken yüzüme bak  P – Aman ne kadar güzel olmuşsun  Kıyafette pek yakışmış  K – Maşallah de sonra nazarın değer  P – Maşallah kırk bir buçuk kere maşallah! K – Benimle konuşurken yüzüme bak İsmail  Gözlerin kaymasın  P – Görücüler yolda geliyorlar Kartopu Hanım  K – Kartopu Hanım kim? P – Kim olacak sensin efendim  K – Vay ben şimdiye kadar adımı bilmiyordum  Benim adım Kartopu öyle mi? P – Evet efendim öyle  K – Ben bu adı sevmedim  P – Niye? K – Sonunda top mop var  P – Efendim bırak zevzekliği  Nur topu gibi, kartopu  K – Niye, ben adımdan memnunum  P – Hiç olur mu  Senin adın artık Kartopu Hanım  Çünkü ben onlara öyle söyledim  K – Başka isim bulamadın mı  P – Onu geç  Onlar gelince ne diyeceksin? K – Buyurun hanımlar Çınaraltına, bir acı kahve içelim derim  P – Sonra da benim yüreğime indirirsin, aman Hasan Efendi sakın ha  K – Bunda sakınacak ne var sanki  P – Şimdi Kartopu Hanım gibi sesini incelterek abu canım abu de bakayım  K – Yaparım  P – Haydi bakalım  K – ( Kalın sesiyle ) Abu canım abu  P – Aman efendim bu adeta kavun karpuz satar gibi oldu  Biraz incelt sesini  K – Abu canım abu  P – Biraz daha  K – Abu canım abu  P – Biraz daha  K – Abu canım abu  P – Biraz daha  K – Pah! Greyfurtlarım patlayacaktı artık yeter  P – Geliyorlar, haydi göreyim seni  K – İsmail dur, bir yere gitme  ( Pişekâr çıkar  Görücüler önde Kayınvalide Hanım, onun arkasında Görümce, en arkada Arap Bacı olduğu halde “Şehnaz Sirto” eşliğinde gelirler  ) KV- A kızlar gelin ardım sıra gelin  K – Gelin gelinde halimi görün  KV- Gele gele geldik buracığa daha gönlünüz nereciğe  G – Annecim siz önde kösemen koyun bizde arkada eli bağlı kuzu  K – Bu hesaba göre bende burada çoban köpeği oluyorum  KV- Kız yol bilmemekte ne fena şeydir  Daha gelinin evi uzak mı acaba!   G – Annecim gelinin evi Hacı Hüsrevde bizi kapıda bekleyecekmiş  B – Aman sizde Allah’ını severseniz, kocaya varacak kızın öyle kapının önünde görünmesine hiç iyi mana veremem  K – Gündüz feneri daha şimdiden şom ağızlığa başladı  KV- Kimi bulup da Kartopu Hanımın evini soracağız  G – Annecim önünüzde biri duruyor  KV- Baksana kız önümüzde bir şey duruyor  G – Evet efendim önünüzde bir kız duruyor  KV – Kız, burada bir kız duruyor  Bari gelinin evini bundan soralım  Pek de çıtır  K – Hadi yeni geldi fırından akşam simidi! Çıtır simit çıtır! KV- Simitçi evladım versene bize şuradan üç tane susamlı çıtır  B – Ayol bunun neresi çıtır  Yirmisine kadar çıtır, yirmi beşine kadar kıtır, otuzundan sonra bu peksimet olur vallahi  Bandır bandır ye  K – Sen sus gece karanlığı  B – Bak şu edepsize  G – Anne bu simitçi değil  KV- Kız bu simitçi değil  A kızım hu!!    K – Ku ki ru kuu! Söyle hanımanne  KV- Anlamadım evladım  K – Abu canım abu  KV- Biz Kartopu Hanımın evini arıyorduk  Biliyor musun çocuğum? K – Tam üstüne bastın hanımanne kaldır ayağını  KV- Anlamadım evladım  Yoksa aradığımız Kartopu Hanım siz misiniz? K – Değilim ya haydi diyelim (bilgi yelpazesi  net) ki benim ne olacak  KV- Yine anlamadım  G – Ne yapacaksınız diyor? KV- Oğlum için görüp bakacaktık  K – Kömür gibi yakacak mıydınız  Elin fukaracığına yazık değil mi? G – Çok kanı sıcak bir taze  Kardeşim ağabeyime alacağızda  KV- Hayır kızım oğluma alacağım gelinim olacak  K – Siz bu işten vazgeçin  O sorduğunuz kız gayet tembeldir  KV- Oh pek güzel  K – Yerinden kımıldamağa üşenir  KV- Çok iyi, fevkalade  K – Çirkindir  KV- Aman ne güzel! K – Ne desem boş galiba  B – Senin nene lazım vükela biliyorsan söyle  K – Sen karışma mehtapsız gece  KV- Tam aradığımız kız  G – Hiç şüphe yok ta kendisi  Ben çok beğendim tam ağabeyimin dengi  K – Galiba ağabeyinle beraber arabaya koşacaklar  Abu canım abu  G – Efendim aradığınız Kartopu Hanım benim diyor  KV- Ah güzel evladım sizi gökte ararken yerde bulduk  Maşallah şu endam, şu boy pos, şu kara kaşlar, karagözler aynı benim gençliğim  K – İyi bir göz doktoru tanıdığım var, herhalde gözlerin bozuk hanımanne  KV- Tü tü maşallah! Kırk bir buçuk kere maşallah! G – Tü maşallah! B – Hak tu! K – Birde kese atsaydınız  Tükürmeyin be  Suratım tükürük hokkasına döndü  Karının tükürüğü buraya suratıma kadar geldi  B – Maşallah dil pabuç gibi  K – Sen sus karanlık kadın  B – A terbiyesiz  KV- Uğraşmayın güzel kızımla  Kızım seni çok sevdim  Allah’ın emri peygamberin kavliyle seni oğlum Tuzsuza istiyorum  | 
|   | 
|  | 
|  | Ters Evlenme (Ortaoyunu) Skeç |  | 
|  10-24-2012 | #8 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Ters Evlenme (Ortaoyunu) SkeçK – Ben orasını bilmem  Siz gidin beni Pişekâr İsmail Efendiden isteyin  KV- Olmaz, evladım iyisi mi biz gidip seni Pişekâr İsmail Efendiden isteyelim  Mahalleli gelsin hala hula heyle bu işi tamam edelim, seni gerdeğe katalım  K – Hah pişmiş aşa su katın  Beni ateşlere atın  G – Annecim yaktık abimin başını dil pabuç gibi, laf yetiştiriyor  K – Kızım burası sahne  Maydanoz yetiştirecek halimiz yok ya burada, tabi laf yetiştireceğiz  B – Sen gel bize gösteririm ben sana gününü  K – Yürü torba kömürü  ( Görücüler çıkarlar  Pişekâr İsmail Efendi yanında Mahalleli olduğu halde meydana gelir  Diğer tipler, görücüler ve Tuzsuz onları takip eder  ) P – Buyurun efendim buyurun  K – Bu da kim, nerden buldun? P – Bizim bekçi Mustafa kahvede otuyordu, kaptım geldim  K – İyi de bu adam dua bilmez  P – Hişt! Hasan efendi idare et böyle olur bu oyunun duası  M – Buraya bu iki güzide    bu iki insanın evlilik merasimi münasebeti gereği sebebi dolayısı yüzünden toplanmış bulunuyoruz   K – (Tekme atar) Kısa kes! M – Ah! Hay hay! Hep beraber hay hay diyelim  H – Hay hay! M – Şimdi değil kefallar duayla birlikte  Euzu bit tavşaniküm yahniküm zerde! H – Hay hay! M – Allahümme zükkaka zükkak! H – Hay hay! M – Allahümme abdal bekçi, abdal çolak! H – Hay hay! M – Allahümme kazlar, aklı fikri azlar! H – Hay hay! M – Bu duaya amin diyen kaz oğlu kazlar! H – Hay hay! M – Bu duaya amin diyen zevatı kiramı Dış kapıya mandal, Çatladı kapıya hamal, Kız Kulesine bakkal eyleye! H – Hay hay! M – Aksaray dan çıktım Fatih’e! K – Ben senin ettiğin duaya  P – Bırak Hasancım çaktırma, sen oynamana bak  Haydi çalsın sazlar  ( Hep birlikte oyun havasına eşlik edilir  Oyun arasında sırtına vurularak Tuzsuz gerdeğe sokulur  Sırtına hızlı vurulunca sinirlenen Tuzsuz narayı basar, ortalıkta titreyen Kavuklu dışında kimse kalmaz  ) T – Eyt! Teker teker, üçer beşer gelin  Gelin taze gelin  K – Taze kalmadı  T – Eyt! Anamı kesen ben! K – Vay hayırlı evlat! T – Babamı kesen yine ben! K – Babasının oğlu canım, belli oluyor  T – Kız kardeşimi lokma lokma doğrayan yine ben! K – Zavallı kız pek de güzeldi  T – Beyoğlu’nda gezerim hatunları süzerim  Kıroyum ama para bende  K – Allah söyletiyor  T – Var mı bana yan bakan? K – Haddime mi düşmüş abi  T – Hadi ben içtim sallanıyorum, sen ne diye sallanıyorsun  K – Hava lodos oldu mu ben böyle sallanırım  Bunun suyuna gitmek lazım  ( Hareketlerini Tuzsuza uydurur  ) T – Aferin sevdim seni gelin hanım  Dik dur ciğerimi ye  K – Ay alkol oranı fazla  Midem ağzıma geldi  ( Sözsüz oyun  ) T – Gelin nihayet yalnız kaldık  Artık sabrım kalmadı  Duvağını kaldır da mah cemalini bir göreyim  K – Sen benim cemalimi zor görürsün  T – Naz etme civanım aç yüzünü  K – Eyvah artık kaçış yok  Açmam açamam  T – Niye? K – Yüz görümlüğü isterim  T – O ne ya? K – Adettendir bilmiyor musun kıro! T – Eğ başını  K – Allah! Ben demiştim bu adam beni keser diye  Gitti kelle    Eşhedü    T – Gelirken katır boncuğu almıştım  Tak bakayım şunu boynuna  K – Sen git de onu babanın boynuna tak  T – Anlamadım gelin hanım  K – Abu canım abu  T – Aferin tok gözlüymüşsün  Aç bakayım yüzünü  K – Burun görümlüğü isterim  T – Eğ bakayım kafanı  K – Bu sefer kesin gitti kelle  T – Şu beşi bir yerdeyi takalım boynuna  K – Oh cebellebe  T – Aç bakayım yüzünü artık sabrım sınır ihlali yapıyor  K – Kulak görümlüğü isterim  T – Böyle saçmalık olur mu be! Aç yüzünü  K – Sen istedin  ( Yüzünü açar  ) T – Vay bu ne? K – Adam! Ayıldı şaşkaloz  T – Hasan efendi bu sensin  K – Tabi benim ya ne zannettin  T – Ne demek oluyor şimdi bunlar? K – Sen içip içip etrafı rahatsız ediyordun  Burnunun ucunu göremiyordun ki beni sana gelin diye yutturdular naber!   Gördün mü içkinin sana ettiğini  T – Bundan sonra kadehi elime almayacağım  K – Sen şişeden içersin  T – Elimi sürmeyeceğim  K – Damardan alırsın mereti  Güzel yemin et  T – Tamam içkiyi bıraktım tövbe  K – Hah yola gel  T – Rezil oldum yedi mahalleye, Şeker mahalleye  K – Bunu önceden düşünseydin  T – Ayıp oluyor  K – Hem ne öyle Beyoğlu’nda gezerim hatunları süzerim  T – Akrabalar izliyor ayıp oluyor Hasan Efendi  K – Ha ne demek kıroyum ama para bende  T – Arkadaşlar var ayıp oluyor  K – Hem sen delikanlılığın kurallarını biliyor musun? Bir, nefsi müdafaa haricinde kimseye silah çekmeyeceksin  İki, gazozuna bile kumar oynamayacaksın  Üç, kimsenin namusuna yan gözle bakmayacaksın  Hayda rinna, rinna rinna, rinanay! Birde senin gibi adamların    T – Deşerim dedim! K – Allah kaçanın anası ağlamaz  ( Greyfurtları Tuzsuza verip kaçar  ) T – Bu delikanlılığın kitabına sığar mı be  Aynalıya, Mir oğluna haber vereyim şu kitabın yeni baskısını tekrar gözden geçirelim  Ne kitap be yaz yaz (bilgi yelpazesi  net) bitmiyor  İçkiyi de bıraktık, şimdi efkarlandım iyi mi  Fena fikir değil hani, akşam arkadaşları toplayayım içkiyi bırakmamı beraber ıslatalım  ( Nara atarak çıkar  ) ( Pişekâr İsmail Efendi gelir  ) P – Hasan Efendi gel Tuzsuz gitti  K – Geliyorum, çamaşır değiştiriyorum P – Gel ne gerek var oyun bitti  K – Anlayan anlıyor, geliyorum  ( Gelir  ) Görecektin İsmail Tuzsuz beni karşısında bulunca bir ayıldı ki sorma  Sinirlenince bıçağa sarıldı  Greyfurtları eline verdiğim gibi yallah! Haydi şu söz verdiğin paraları görelim  P – Düğün masraflarına harcadım  K – Ne para yok mu? P – Aldığın yüz görümlüğüne say  K – Sorarım ben bunun hesabını  P – Efendim oyunumuz burada sona erdi  Umarım hoşça vakit geçirmiş eğlenmişsinizdir  Memnuniyetinizi eşiniz, dostunuz ve komşularınızla paylaşın ki biz her zaman sizlerle beraber olalım  Efendim “oyuna gelmeyin tiyatroya” gelin  Her ne kadar sürç-i lisan ettikse af ola! | 
|   | 
|  | 
| Konu Araçları | Bu Konuda Ara | 
| Görünüm Modları | |
|  |