![]() |
Aşık Nihani - Kimdir Kısaca Hayatı |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Aşık Nihani - Kimdir Kısaca HayatıAşık NihaniHazin hazin esen gece yelleri Bu ağır kış yaz olsun da geleyim Sevdiğimin pek müşküldür halleri Küskün gönlüm haz olsun da geleyim Gam bahrına daldım durmaz yüzerim Mecnun oldum Leyla ile gezerim Ey Nihan hakiki candan bezerim Hasretle derd ü gam sıralanınca Nihani, Erzurum ilinin Şenkaya eski adı Örtülü ilçesinin Bardız (Gaziler) bucağına bağlı Göreşken köyünde 1300 (1885) yılında doğdu ![]() ![]() ![]() Onüç yaşlarında babasının davarlarını Göreşken köyünün yayla ve meralarında otlatmağa, başladı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir yaz günü, iki arkadaşı ile kırlarda yine babasının davarlarını otlatırken ansızın etraf, karardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Derin uykuda iken tatlı bir rüya gördü: Önce gözünün önüne nürani yüzlü, beyaz sakallı derviş geldi ![]() ![]() -"Evlat doğrul" dediler, "Al bu badeyi yar aşkına iç ![]() ![]() ![]() Genç Mustafa pirlerin verdiği ikinci badeyi "Allah aşkına" ve üçünüyü de "pir aşkına" içtikten sonra tatlı bir ses duydu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Rüyasında görüp sevdiği ve uğruna üç tas bade içtiği sevgilisi Mihriban'a seslenmek isteyen Nihani'nin boğazı tıkanıyor, sesi çıkmıyordu ![]() ![]() Aldım esen yelden yaman bir haber Yetirdim yüz bine bir telaşımı Sevdiğin dünyadan göçmüş dediler Zalim felek n'ettin can yoldaşımı Gülşenimi figan ile doldurdum Nevresteyken gonca gülü soldurdum Nasıl kıydın sevdiğimi öldürdün Elbette dökerim kanlı yaşımı Der Mihriban arttı ahım amanın Gör ne hale düşmüş bir perişanım Yarabbi al hemen benim de canım Alıp gidem bu sevdalı başımı Nihani, aşık olduğu Mihriban'a şu cevabı verdi İnanma sevdiğim hilaf habere Yaradan bozmadı daha işimi Ölsem de razıyım takdir kadere Nerye gitsen derdin koymaz peşimi Gülşen figan ile dolmamış hele Nevreste goncalar solmamış hele Mücdeler sevdiğim ölmemiş hele Bir iken bin etme ah ateşimi Nihani bu halde kalırsam eğer Arayıp yarimi bulursam eğer Gelip de yanında ölürsem eğer O zaman gel bekle mezar taşımı Bu deyişleriyle Nihani artık badeli bir aşık olmuştu ama köydekiler buna bir türlü inanamıyorlardı ![]() Düşünüp taşındılar, sonunda Göreşken köyünün ihtiyarları Narmanın Samikale köyünde yaşayan badeli aşıklardan Sümmani'ye (d ![]() ![]() "Yevm-i mahşer ulu divan gözlerim ![]() diye biten bu şiirdeki "gözler" kelimesini "özler, hasret çeker" şeklinde anlamalıyız ![]() Narman'm Samikale köyüne varan yedek atlı haberci, Sümmani'yi ata bindirip oradan Bardız bucağını Göreşen köyüne getirdi ![]() İki aşığın karşılaşması gerçekten halk edebiyatımız için unutulmaz bir sahneydi ![]() Aşkın temreniyle mermer taşını Vurup baştan başa yaranlardanız mısralarıyla ifade ediyordu ![]() Gurbet Yılları Aşık Nihani, Yıllarca Doğu Anadolu'da gezdi ![]() ![]() ![]() ![]() Son günde şad etti ehl-i imam Ordumuz kurtardı Kars, Kağızman'ı diyerek zaferin neşesini dile getirdi ![]() Gurbet hayatından kurtulmak isteyen Nihani, maşukası Emirhan kızı Mihriban'a kavuşamayacağını anlayınca Göreşken köyüne döndü ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Halkevlerinin kuruluşunun onuncu yıldönümünde Ankara'ya çağrılan Nihani bu davete uymuş ve 1944 baharında Ankara'ya trenle gitmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Eserlerinden bazıları: 1 Çıkarım bakarım Efgan görünmez Yağar eser karlı dağlar hey vah hey Gizlidir Hüda'nın sırrı bilinmez Ölen oldu gözler sağlar hey vah hey Yardan ayrılanlar bi-karar olur Hasretlik çekenler tarumar olur Aşacak dağlarım harlı kar olur Geçilmez sular buz bağlar hey vah hey Nihani'yem yandım kendi narıma Duman, pus burudu sağ ve soluma Melul Mihriban'ım bakar yoluma Ah çeker yürekten ağlar hey vah hey 2 Ey güzeller şahı sen gibi güzel Aranılsa bu cihanda bulunmaz Kudretinden halkeylemiş Lemyezel Sen gibisi bu zamanda bulunmaz Güzellikte şaştım senin işine Kıvırcık perçemin inmiş kaşına Güzellik beladır senin başına Dost arasa her düşmanda bulunmaz Gökteki melekler sana hizmetçi Misali gılmanın dişlerin inci Seni gören der ki gevher satıcı Hasret olur bir derman da bulunmaz Nihani'yi yaktın, yandırdın kuzu Sendeki nezaket öldürdü bizi O nurlu cemali, o şahin gözü Yer yüzünde her insanda bulunmaz 3 Bin dokuz yüz elli tarih bir zaman Seyyahımda hüb seyranım Cilavuz Cennet gibi dört tarafın bağ bostan Çok çekerdim arzımanın Cilavuz Şerefi pek güzel paki pakine Hayran oldum elvanına ekine En başta çalışır motör, makine Her tarafa cereyanın, Cilavuz Ne kadar methetsem o kadar gökçek Lalesi, sümbülü, ziyneti gerçek Her türlü renk vermiş çeşitli çiçek Sevilecek var elvanın Cilavuz Maarif mektebe eyleyin devam Türkçe, Fransızca lüzumlu kelam Galibiyet fenni edersiz tamam Öldür kalmaz hiç düşmanın Cilavuz Bunları söyledi Nihani kendi Muallimleri hoş şekerler kondu Direktor muhterem Nazım Efendi Canip Bey'e bu destanın Cilavuz 4 Ağıt Keklik gibi kanadımı üzmedim Doya doya bu dünyada gezmedim Beş yavrumun hiç birinden bezmedim Al kanlar içinde kaldım gel beyim Al kanlar içinde oldu bu yazı Bunu eşidenler ağlasın bazı Akşam oldu makineye oturdum Beş yavrumu yatağıma yatırdım Beşini de kızıl kana batırdım Al kanlar içinde kaldım beyim Aklıma düşende bu kara yazı Bunu eşidenler ağlasın bazı Penceremin perdeleri dürülmüş Kanlı eller duvarlara surülmüş Beş yavrumun kafaları yarlmış Al kanlar içinde kaldım gel beyim Aklıma düşende sızlar yüreğim Nerelerde kaldın ah Mehmet Beyim? On örük saçımı elimle ördüm Başıma geleni rüyamda gördüm Mehmed Bey şehirden geliyor sandım Al kanlar içinde kaldım gel beyim (Nakarat) Düşmanlarım bacalarda gezdiler Mehmud Beyin gittiğini sezdiler Beş yavrumu bir sıraya dizdiler Al kanlar içinde kaldım gel beyim (Nakarat) 5 Ben Mecnun'um bir Leyla'ya vurgunum Bu çölleri geze geze gelmişem Sözlerimi işit güzel torunum Bu sabah sohbete söze gelmişem Ne kadar sevindin beni göreli Üç taneniz sanki dünya maralı İlim irfan görmüş, yollu, töreli Seçili haneye bize gelmişem Aman efendi dur yazma destanı Bizden evvel gelip gidenler hani? Dokuz yüz elli bir bahar zamanı Misafir Nihani size gelmişem 6 Kırk üç yıldır bu sevdaya düşeli Ya Allah ya Seddar diyer gezerim Üç tek derviş gördüm aşkı neşeli Onlar ne derlerse yazar gezerim Arabi kıbleye çevirdim yüzü Yar ateşi yaktı kavurdu bizi Şehir-i Afgan'da Emirhan kızı Mihriban yarimi sorar gezerim Kimse bilmez ne hayale vuruldum Emsali yak bir cemale vuruldum İki mim, bir ha, bir dal'a vuruldum Bunun için diyar diyar gezerim Bizler derd ehliyiz Yezdan aşkına Gökleri direksiz tutan aşkına Medine şehrinde yatan aşkına Yüzümü yerlere sürer gezerim Ben almışam bu badenin tadını Duymayan kalmadı bu feryadımı Ahmet, Mehmed Muhamme'd'in adını Yaralara merhem sürer gezerim … ![]() ![]() … ![]() ![]() … ![]() ![]() … ![]() ![]() Hazin hazin esen gece yelleri Bu ağır kış yaz olsun da geleyim Sevdiğimin pek müşküldür halleri Küskün gönlüm haz olsun da geleyim Bad-ı saba yare söyle cevabı Aşık ma'şukunu arzular, tabi Dar günde yetişir Hızır-ı Nebi İniş yokuş düz olsun da geleyim İzhar olmamışam hala Nihan'ım Canım size kurban eşim, yaranım Gelmeğe bırakmaz sabi-sübyanım Bunlar bütün vaz olsun da geleyim Diyar-ı gurbette sefil sergardan Ağlarım vatandan aralanınca Bir yandan gam gelir, bir yandan hicran Güldürmez takdirim karalanınca Sen beni unutma yar kerem eyle Perişan halimi gör kerem eyle Elinle yaremi sar kerem eyle Hasretten ciğerim yaralanınca Gam bahrına daldım durmaz yüzerim Mecnun oldum Leyla ile gezerim Ey Nihan hakiki candan bezerim Hasretle derd ü gam sıralanınca 8 Hana rahmoylerse ustad-ı şahım Kereminden lutf u ihsan gözlerim Kubbe-i sinemde sen şems u mahım Ziya versen, mah-ı taban gözlerim Sinemde yapdılar gamlardan rafı Yandı can bedenim, mahvoldu safi Derler aşıkların sensin sarrafı Mücevher satmaya meydan gözlerim Nihani'yem düşdüm feryad ü zara Taliim aksine iknblim kara Bana da güç oldu kavuşmak yara Yevm-i mahşer ulu divan gozlerim 9 Bir mektup yaz n'olur şehr-i Afgan'a Bu yıl çıksın yaz olsun da geleyim Bu kadar siteme can mı dayanır Melül gönlüm şaz olsun da geleyim Aşık ma'şukunu arzular tabi Bağrı yanıkların çıkar kitabı Tutarsa kolumdan o Hızır Nebi Dere, tepe düz olsun da geleyim Nihani'yim halim hiç olur mu sus Kalkmadı başımdan ne duman ne pus Ecnebi dağılsın, yıkılsın Urus Bir taraftan iz oIsun da geleyim 10 Benim cananımı medhe ne hacet Bulunmaz menendi, misali yarin Ölmeden gine bir etsem ziyaret Hacılar Kabesi cemali yarin Yanağın görenler, çekmez mi zar Ya baldır, ya şeker ağzının barı Cehennem'den beter hasretin narı Sekiz Cennet değer visali yarin Böyle cemal, hiçbir yanda bulunmaz Batum, Tiflis, Gürcistan'da bulunmaz Payitaht-ı Alosman'da bulunmaz Akar leblerinden zülali yarin Nihani daldıkça, derine daldı Sevdalı gönlümü, uzağa saldı Ah çeker rüyada, merakda kaldı Dilden eksik olmaz hayali yarin 11 Ey kardaşlar size tarif edeyim Arttı bende ah u zarı gurbetin Bir derdim bin oldu nasıl edeyim Ağlamaktır beraberi gurbetin Gurbetin kahrını herkes bilemez İpek gömlek olsa kimse giyemez Kimse gurbet ele düşmek dilemez Odu batsın bu diyar-ı gurbetin Der Nihani, gurbet elde kalanda Hasretlik dalgası kanun çalanda Garip yerde baş yastığa gelende Haram olur helal kari gurbetin 12 Dinle Nizamettin bir bak sözüme Yetişir vatanda fidan olursun Ananın, babanın görün gözüne Rutbe-i imzada insan olursun Maarif mektebe edişin devam Türkçe, Fransızca lüzumlu kelam Farisiye, fenne edersen devam Mukaddes vatanda irfan olursun Sorsalar Nihani, sevdiğin kimdir Sevdiğim dostumun delili Cimdir Sevdiğim Eliftir, sevdiğim Mimdir Anlarsan gönülden kurban olursun 13 Hazin hazin esen akşam yelleri Mevlayı seversen dur bad-ı saba Bilmem ne haldedir yarin halleri O yarin hatırını sor bad-ı saba Gelenden, gidenden sual et bana Bu yıl bağındadır çekil kenara Devasız derdime olur mu çare Huzurunda boyun bur bad-ı saba Yedi yerden sarıl yarin beline Selam söyle ulusuna, iline Siyah müylarını zülfün teline Nazik es zülfüne vur bad-ı saba … ![]() ![]() … ![]() ![]() … ![]() ![]() … ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|