Dil Devriminin Gerçekleştirilmesi

Eski 10-21-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dil Devriminin Gerçekleştirilmesi




DİL DEVRİMİNİN GERÇEKLEŞTİRİLMESİ

Dil devriminin Atatürk'ün görüşündeki yerini tespit edebilmek için, kendisinin bu konudaki düşüncelerini ele alacağız Diyor ki:

"Millet dil, kültür ve ülke ile birbirine bağlı vatandaşların teşkil ettiği bir toplumdur"

Atatürk, dil bağını, ulus olabilmenin ilk şartları arasında görmüştür Gerçekten de bu devrim, ulusal bir kültürün yaratılabilmesi için ulusal bir dilin yeniden canlandırılması amacına yöneliktir

Çünkü, ulusal birliğin ilk unsuru kültür birliğidir Halkla aydını birbirine yaklaştıran en etkili araç hiç kuşkusuz, her iki zümrenin kolaylıkla anlaşabilecekleri sade bir dildir Atatürk 1932 yılında:

"Türk dilinin, kendi benliğine, aslındaki güzellik ve zenginliğine kavuşması için bütün devlet teşkilatımızın, dikkatli, ilgili olmasını isteriz" (Söylev ve Demeçler, C I, 5 311)

demiş ve bu amaçla da 1932 yılında "Türk Dilini Tetkik Cemiyeti"ni kurmuştur Bu cemiyet aynı yıl içinde "Türk Dil Kurumu" ismiyle çalışmalarını Atatürk'ün yakın gözetimi altında sürdürmüştür)

Dil Kurumu, 1937 yılına kadar çok verimli bir çalışma göstermiş ve bilimsel terimlerin önemli kısmı özleştirme ve arındırma sonucu olarak temiz bir Türkçe'ye dönüştürülmüştür Ancak, Atatürk'ün ölümünden sonra, Dil Kurumunun aynı doğrultuda çalıştığını kanıtlayacak tutamaklardan oldukça yoksun kalındığını söylemek, insafsızlık olmayacaktır

Atatürk, Dil ve Tarih Kurumlarının daha sonraki çalışma dönemleri için şu tarihi direktifi vermiş ve işi, bu iki kurumun inisiyatifine terk etmiştir:

"Türk Dil Kurumu çalışmalarına sonuna dek katılacak değilim Tarih Kurumunun kuruluşunu izleyen yıllarda, tarih üzerine arkadaşları teşvik için beraber çalıştım; sonucunda bu kurum teşkilâtlandıktan ve çalışmalarına hız verdikten sonra, Tarih Kurumunun çalışmalarına karışmıyorum Kurum üyeleri bildikleri gibi akademik çalışmalarına devam ediyorlar

Dil Kurumu çalışmalarına da ilgim böyle olacaktır Dil bilginlerinin uzmanların akademik çalışmalarına karışmayacağım Sizin de -toplantıdaki Dil Kurumu Merkez Kurulu Üyelerine hitaben- çalışmalarınızı bilimin son verilerine uydurmanız gerekir" (1937)

Atatürk tarafından başlatılan dilcilik çalışmaları, O'nun gösterdiği yönde geliştikçe hiç kuşkusuz hedefine ulaşacak, aksi halde, yazı dili ile konuşma dili ve halkla aydın dili arasında gene kopukluklar olacaktır Tarihten ders almak bu konudaki sorunun çözümü için en geçerli bir metottur

Ana dilin, asıl kaynaklarına dönüş zorunluluğunu Batı'da ilk kez ortaya atan Roma filozofu Çiçeron'dur Doğuda da dil ve kültür emperyalizmine ilk kez karşı koyanlar, Türk dilini taş anıtlar üzerine işleyerek, düşmana karşı koruyan ve sonsuzlaştıranlar, Göktürk Hakanları; Kül Tegin, Bilge Kağan ve Tonyukuk olmuştur Anadolu'da Türk dilini Farsça'ya karşı savunan ve koruyan Karamanoğlu Mehmet Bey (1277) Selçuk Türk'ünün ilk dil devrimcisidir Dil devrimi bir ulusun kendi kaynaklarını canıma, kendi asıl ana varlığına ve özüne sahip çıkma davasıdır Atatürk de bunu istemiştir

Türk dil devriminin, Atatürk'ün gösterdiği hedefe daha etken ve daha erken ulaşabilmesi için, Türk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu ile yine Atatürk tarafından kurulan ve çalışma amacı ve dilcilik konusu yönünden aynı sorumluluğu taşıyan Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesinin çok sıkı bir işbirliği halinde çalışmasında zorunluluk vardır Bu gün için böyle bir işbirliğinin etkili biçimde sürdürüldüğüne ait elimizde doyurucu ve yeterli belgeler mevcut değildir

Türk dilinin istenilen amaç doğrultusunda gelişmesi, oluşması, benliğini bulup daha da zenginleşmesi için; tarih bilincine dayalı, yaşayan Türkçe ve lehçelerine saygılı bir sözcük üretimine Türk Dil Kurumunun ve konuyla ilgili üniversitelerimizin hep birlikte başarılı çalışmalar yaparak, az zamanda dil sorunumuzun, Atatürkçü düşünce içerisinde çözüme bağlanmasını beklemekteyiz

Bu gün dünya üzerinde çeşitli Türk lehçeleriyle konuşan 200 milyon Türk vardır Bunun yaklaşık 70 milyonu anavatanda yaşamaktadır Dilcilikle uğraşan kurum ve kuruluşların üzerinde durmalarında fayda görülen çok önemli bir sorun da, Türk dilinin özleştirilmesi, geliştirilmesi ve arıtılması konusu üzerinde çalışmalarını sürdürürken, dünya Türklüğünün müşterek bir dil çizgisine yakınlaştırılmasını göz önünde tutmaları faydalıdır Türkiye Radyolarının elektro manyetik dalgalarının uzandığı coğrafî alan içinde yaşayan milyonlarca Türk, Anadolu Türklüğü ile kültür birliğini ancak bu yolla devam ettirebilir, dış Türkler de ancak bu yol ile anavatan Türklüğünün düşünce potasında kalabilir

Atatürk Dil devrimini yaparken bu çalışmalarını Türk Tarih Devrimi diyebileceğimiz ve birbirinden ayrılması mümkün olmayan diğer önemli bir konuyla beraber yürütmüştür Ayrıca, Türk dilini yabancı boyunduruğundan kurtarmak için, "Harf devrimini" dil devriminin ayrılmaz bir parçası olarak görmüştür O halde, dil, tarih ve harf devrimleri, Türk ulusunun ulusal benliğe ve bilince ulaşmasının birer aracı olarak kültürel yaşantımızda; üzerindeki çalışmalarımızı ve bu konuda kazanılan değerlerimizi her gün daha da etkili bir biçimde devam ettirmek, Atatürkçü bir düşüncenin savunulması olacaktır

Eski yazının hasretini duyanlar, dil üzerindeki çalışmaları kasıtlı olarak baltalamaya çalışanların, aynı zamanda milliyetçi olmaları mümkün değildir

Kaynak: Em Tümgeneral, Olcayto, Turhan; Dinimiz ve Emrediyor, Atatürk Ne Yaptı? "Devrimimiz İlkelerimiz", sf: 114-115, 8 Baskı, Ajans- Türk, Ankara, 1998



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.