|
|
Konu Araçları |
edebiyatı, edebiyatının, halk, özellikleri |
Halk Edebiyatı Nedir , Halk Edebiyatının Özellikleri |
10-21-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Halk Edebiyatı Nedir , Halk Edebiyatının ÖzellikleriHalk Edebiyatı nedir , Halk Edebiyatının özellikleri HALK EDEBİYATININ GENEL ÖZELLİKLERİ Dil ve anlatımda süslü söyleyişe yöneliş yoktur Genellikle yalın anlatım kullanılır Söylendikleri, yaşatıldıkları devir ve çevrenin yaygın Türkçesi kullanılmıştır Halkın içinden doğan eserler, konu, tema ve duyarlık bakımından halkın hayatına sıkı sıkıya bağlıdır Şairler, genellikle okumamış kişilerdir Aşk, doğa, ayrılık, özlem, ölüm, din, tasavvuf konularının yanı sıra toplum hayatını ilgilendiren sorunlara da sık sık eğilen şairler, bunlarla ilgili eleştiriler getirirler Daha çok somut konular işlenir Biçimden çok konuya ağırlık verilmiştir Âşık edebiyatı şiir ağırlıklı bir edebiyattır Âşık veya saz şairi denilen sanatçılar tarafından daima müzik eşliğinde söylenir Şair şiirlerini saz eşliğinde, belli bir ezgi ile söyler Âşıklar, bu edebiyatın mensur kısmını oluşturan halk hikâyelerinin oluşumu, gelişimi ve aktarılmasında da önemli rol oynarlar Şiirde nazım birimi dörtlüktür Yaygın olarak hece ölçüsü kullanılmıştır Hecenin en çok 7i, 8i ve 11i kalıpları kullanılmıştır Fakat şehirde yaşamış, medrese eğitimi almış bazı ozanlar aruzu da kullanmışlardır Şiirler işledikleri konuya göre güzelleme, koçaklama, ağıt ve taşlama, ilahigibi adlar almışlardır Koşma, türkü, mani, destan, semâîgibi değişik nazım şekilleri kullanılmıştır Âşık edebiyatı doğaçlamaya (irtical) dayanır Âşıklar, eserlerini bir ön hazırlık olmaksızın, doğrudan sözlü olarak meydana getirirler Bu yüzden şiirlerde derin bir anlam, kusursuz bir biçim görülmez Dinî-tasavvufî edebiyatın etkisinde kalmıştır Halk deyimlerine ve güzel halk söyleyişlerine yer verilir Azda olsa benzetmelerden faydalanılmıştır (Boy serviye, yüz aya, kaş kaleme, diş inciye, yanak güle) Şiirlerin başlığı yoktur, Nazım şekilleri ile adlandırılır Genellikle yarım kafiye kullanılır Daha çok redifle ahenk sağlanır Kafiyenin yanı sıra yakda söz konusudur Konu, şekil ve dil bakımından dış tesirlerden uzaktır Nesir alanında da eserler verilmiştir Nesir halk edebiyatında nazma göre çok çok önemsiz kalmıştır Çünkü duygu ve düşüncelerin kalıcılığı şiirle daha kolay sağlanmaktadır Nesir örnekleri arasında halk masalları, halk hikâyeleri, efsaneler, atasözleri, deyimler, halk tiyatrosu, bilmeceler, fıkralar sayılabilir Bunlardan en yaygınları -tür olarak- masallar, hikâyeler ve efsanelerdir Atasözü, bilmece ve deyimler zaten -halkın ürünü olmakla beraber- her alanda herkes tarafından kullanılmaktadır Halk edebiyatı gözleme dayalıdır Benzetmeler somut kavramlardan yararlanılarak yapılır Söyledikleri her şey gerçek yaşamdan alınmadır Özellikle 18 yüzyıldan itibaren halk şairleri, divan şairlerinden etkilenerek aruzun belirli kalıplarıyla şiirler yazmayı denemişlerdir Hatta divan şiirinin mazmunlarını da kullanmışlardır Bu durumun ortaya çıkmasında halk şairlerinin, aydınlar ve divan şairlerince hor görülmelerinin, değersiz ve güçsüz sayılmalarının etkisi de vardır Kaynağını geleneklerden, halkın kültüründen alan bir edebiyattır Halk Edebiyatı, İslamiyet öncesi sözlü edebiyatın uzantısıdır Halkın yarattığı sözlü eserlerden oluşur Dil, biçim, konular, duyarlıklar bakımından halk kültürüne sıkı sıkıya bağlıdır Halk Edebiyatı; edebî zevk, düşünce ve anlatım gücüne ulaşmış âşık ve tekke tarzı sahibi belli eserlerle, malzemesi dile dayalı destan, efsane, halk şiiri, mani, ağıt, türkü, bilmece, masal, halk hikâyesi, fıkra, atasözü, deyimler, tekerlemeler gibi sözlü gelenekte yaşayıp kuşaktan kuşağa aktarılan anonim ürünlerden oluşur Halk Edebiyatı kavramı içinde toplanan bu türlerin bir bölümü günümüzde de bazı bölgelerde dinamik olarak yaşamaktadır Doğu Anadolu bölgesinde canlı olarak devam eden Âşıklar geleneği, kahvelerde, düğünlerde, bayramlarda, sohbetleri zenginleştirirken, aynı zamanda dinleyenleri düşündürmekte ve eğlendirmektedir Nasrettin Hoca, Bektaşî, Laz ve benzeri tipler etrafında teşekkül etmiş ve etmekte olan fıkralar güldürürken düşündürmekte toplumu ve kişileri eleştirirken anlatanı ve dinleyenleri daha iyiye, daha güzele yöneltmektedir Bilmeceler yetişen genç nesillerin zihin gelişimine yardımcı olmaktadır Atasözleri ve deyimler eski nesillerin tecrübelerini ve tavsiyelerini yeni nesillere aktarmaktadırlar Millet hayatındaki, savaşlar, göçler, destanlarda anlatılmış, ölenlerin ardından yakılan ağıtlar ve her konuyu işleyen türküler kederi, neşeyi ve sevgiyi yansıtmaktadır Dini yaşayıştaki heyecan ve vecd ilâhîlerle anlatılmış, âşıklar Türk dilinin anlatım gücünü, inceliğini musiki ile dile getirerek yüzyıllarca yaşatmışlardır |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|