Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Toplum ve Yaşam > Kişisel Gelişim

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
anksiyete, bozukluklari, bunalti, kaygi

Bunalti (Kaygi / Anksiyete) Bozukluklari

Eski 10-15-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bunalti (Kaygi / Anksiyete) Bozukluklari




A- Panik Bozukluk
B- Sosyal Fobi
C- Özgül Fobi
D- Saplantı-Zorlantı Bozukluğu (Obsesif-Kompulsif Bozukluk)
E- Travma Sonrası Stres Bozukluğu
F- Akut Stres Bozukluğu
G- Yaygın Bunaltı Bozukluğu
H- Somatoform Bozukluklar
I- Yapay Bozukluk
J- Disosiyatif Bozukluklar

A Panik Bozukluk :

Panik Atağı (Panik Atak): Kendi başına bir hastalık değildir Panik atağı değişik hastalıklarda ortaya çıkabilir (Panik bozukluğu, sosyal fobi, hipertiroidi, özgül fobi, saplantı-zorlantı bozukluğu, travma sonrası stres bozukluğu, ayrılma anksiyetesi bozukluğu, madde kötüye kullanımı gibi) Panik atağı bir grup belirtinin dördü veya fazlasının birden başlayıp 10 dakika içinde en yüksek düzeyine ulaştığı yoğun bir korku ve rahatsızlık dönemidir:

Çarpıntı, kalp atımlarını duyumsama veya kalp hızında artış, terleme, titreme veya sarsılma, nefes darlığı veya boğuluyor gibi olma, soluk kesilmesi, göğüs ağrısı veya göğüste sıkıntı, bulantı ya da karın ağrısı, baş dönmesi, sersemlik, düşüp bayılacakmış gibi olma, gerçek dışılık duyguları veya benliğinden sıyrılma (depersonalizasyon), ölüm korkusu, uyuşma-karıncalanma duyguları, üşüme-ürperme-ateş basmaları

Panik bozukluğu kendiliğinden panik ataklarıyla ortaya çıkar; bazen tabloya agorafobi eşlik eder Yani açık alanlarda bulunmaktan, ev dışında tek başına kalmaktan, kalabalıkta bulunmaktan korku olabilir Yeniden panik atağı bekleme, denetimini kaybetme, kalp krizi geçirme, çıldırma korkusu olabilir Ataklar haftada 2-3 kez yineleme eğilimindedir Tedaviye verdiği yanıt iyidir
Tedavisinde öncelikle antidepresanlar, bunaltı giderici ilaçlar, kendini tanımaya yönelik psikoterapi, özellikle kaçınma davranışlarını denetlemeye yönelik davranışçı psikoterapi, bilişsel psikoterapi gibi seçenekler vardır

B Sosyal Fobi

Kişinin tanımadık insanlarla karşılaştığı veya başkalarının gözünün üzerinde olabileceği bir veya birden fazla toplumsal durumdan belirgin ve sürekli bir korku duyması halidir Komik duruma düşeceği veya utanç duyacağı biçimde davranacağından korkar Korkusunu aşırı veya anlamsız olduğunun farkındadır Korkular çoğu sosyal durumu kapsıyorsa Çekingen Kişilik Bozukluğu anlamına gelir ve ek tanı konabilir (Söyleşileri başlatma ve sürdürme, küçük topluluklara katılma, karşı cinsle çıkma, üstleriyle konuşma, toplantılara gitme gibi konularda) Eleştirilmeye, olumsuz değerlendirilmeye, reddedilmeye aşırı duyarlılık, hakkını savunmada güçlük çekme, aşağılık duygusu veya özgüven düşüklüğü vardır
Sağaltımda antidepresanlar, duyarsızlaştırma, seans sırasında deneme, ev ödevleri, yüzleştirme gibi davranışçı psikoterapi yararlı olabilir

C Özgül Fobi :

Kadınlar arasında en yaygın ruhsal bozukluktur Korkulan nesneler ve durumlar hayvanlar, fırtınalar, yükseklik, hastalık, yaralanma ve ölüm olabilir Alt tipler bunların baskın alanına göre; hayvan tipi, doğal çevre tipi, kan-enjeksiyon-yara tipi, durumsal tip ve diğer tiptir

Fobik uyaranlarla karşılaşma veya karşılaşma beklentisi ile aşırı veya anlamsız, belirgin ve sürekli korku başlar, hatta panik atağı biçimini alabilir Kişi korkusunun aşırı veya anlamsız olduğunu bilir Fobik durumdan kaçınılır veya yoğun sıkıntıyla buna katlanılır

En yaygın denenen tedavi yüzleştirmeye dayanan davranışçı psikoterapidir Kademeli uygulanır Duyarsızlaştırma amaçlanır Gevşeme teknikleri de öğretilir

D Saplantı-Zorlantı Bozukluğu (Obsesif-Kompulsif Bozukluk):

Halk arasında "temizlik hastalığı" olarak tanınır Saplantı (obsesyon) yineleyici ve zorlayıcı düşünce, duygu, dürtü veya hayallerdir Zorlantı ise (kompulsiyon) sayma, kontrol etme, kaçınma gibi bilinçli, standardize, yineleyici düşünce veya davranıştır Tipik olarak saplantılar kişinin bunaltısını arttırır, zorlantılar ise azaltır Zorlantıya direnmeyle (yapmamayla) da sıkıntı artar Rahatsızlık verici dürtü veya düşünce sadece gerçek yaşam sorunları hakkındaki aşırı üzüntüler değildir Kişi ya bunlara önem vermemeye, baskılamaya veya başka bir düşünce veya eylemle etkisizleştirmeye çalışır

Yineleyici davranışlar el yıkama, düzene koyma, kontrol etme, dua etme, sayı sayma, birtakım sözcükleri sessizce söyleme olabilir Sıkıntı yanı sıra zamanın boşa harcanması da söz konusudur Takıntı örneğin günde 1 saatten daha uzun zaman alır Olağan gündelik ve mesleki yaşam bozulur veya etkilenir

Belirtiler çoğunlukla aniden ve stresli bir olay sonrasında başlar Tanı ve tedavi utançtan, saklamaktan dolayı 5-10 yıl gecikebilir Üçte biri önemli ölçüde, yarısı kısmen düzelir, geri kalan ya hasta olarak kalır ya da kötüleşir

Tedavisinde antidepresanlar, davranış psikoterapisi (karşı karşıya bırakma, zorlantı yanıtını önleme) sayılabilir

E Travma Sonrası Stres Bozukluğu :

Herkes için travmatik olacak büyük bir duygusal stresten sonra başlayan bir ruhsal bozukluktur Kişi gerçek bir ölüm, ölüm tehdidi, ağır bir yaralanma, kendi veya başkalarının fiziki bütünlüğüne tehdit olayını ya yaşamış, ya karşılaşmış ya da tanık olmuştur

Bunlara aşırı korku, çaresizlik ya da dehşete düşmeyle tepki vermiştir Tekrar tekrar sıkıntı verici tarzda anımsayabilir; sık sık olayın sıkıntılı düşlerini görebilir; sanki yeniden oluyormuş gibi davranır ya da hisseder, travmatik olayı çağrıştıran iç ya da dış olaylarla karşılaşmaktan yoğun sıkıntı duyar Travmayla ilgili duygu ve konuşmalardan kaçmaya, ilintili kişiler, etkinlik ve yerlerden uzak durmaya çabalar; travmanın önemli bir yönünü anımsayamaz, eskiden önemsediği etkinliklere karşı ilgi ve katılımı azalır; insanlardan uzaklaşma, yabancılaşma olur, sevememe, bir geleceği kalmadığı duygusuna kapılabilir Bunlardan başka uykuya dalma ve uykuyu sürdürmede güçlük, öfke patlamaları, yoğunlaşmada zorluk, huzursuzluk ve aşırı irkilme tepkileri olabilir Bu belirtilerin 1 aydan uzun sürmesiyle tanı konur

Hastalık belirtileri travmatik olaydan sonra bir hafta gibi kısa bir sürede de başlayabilir, 30 yıl gibi uzun sürede de başlayabilir Hastaların %30'u tam düzelir, %40'ı hafif belirtilerle sürer, %10'u değişmez veya kötüleşir

Tedavide ana yaklaşım destekleme, konuşmaya cesaretlendirme, baş etme yolları için eğitme, hasta ve ailesi için grup terapileridir İlaç sağaltımı yararlı olabilir

F Akut Stres Bozukluğu :

Travma yaratıcı olaydan sonra 4 hafta içinde başlayıp 2 gün - 4 hafta devam eden stres bozukluğu sınıfıdır Akut stres bozukluğunda sıkıntı verici olayı yaşarken veya sonrasında disosiyatif (çözülme) belirtiler olur Bunlar:

Uyuşukluk, dalgınlık, tepkisizlik, afallama, yabancılaşma, benliğinin dışına çıkma (depersonalizasyon), travmanın önemli bir yanını anımsayamama gibidir

Bir yandan da sanki travma yineleyerek yaşanır: Gözüne tekrar tekrar gelen görüntüler, düşünceler, düşler, yanılsamalar, anımsatıcı şeylerle karşılaşınca sıkıntı duyma Ayrıca travma anılarını uyandırabilecek düşünce, duygu, konuşma, etkinlik, yer ve insanlardan kaçınma çabası olur Uyuma zorluğu, huzursuzluk, yoğunlaşma güçlüğü, aşırı irkilme gibi bunaltı ve uyarılma belirtileri vardır

Tedavisi Travma Sonrası Stres Bozukluğu'nda olduğu gibidir

G Yaygın Bunaltı Bozukluğu :

Bireyin sosyal/mesleki yaşamını önemli ölçüde bozan veya aşırı sıkıntıya neden olan, çeşitli bedensel belirtilerin eşlik ettiği en az 6 ay süren bir yaygın endişe halidir Kişi üzüntüsünü denetlemekte zorlanır Aşağıdaki belirtilerin 3'ü veya fazlası bulunur:

Huzursuzluk, aşırı heyecan veya endişe, kolay yorulma, düşünceleri yoğunlaştıramama, boş zihin duygusu, kas gerginliği, uyku bozukluğu

Bunlardan başka titreme, huzursuzluk, baş ağrıları, soluk daralması, aşırı terleme, çarpıntı, sindirim sistemi belirtileri olabilir
Bu hastalar çoğunlukla pratisyen veya dahiliye uzmanlarına başvurur Ellerinde uzun bir tahlil listesi olabilir

Tedavi için en etkili yaklaşım psikoterapi, ilaç ve destekleyici yöntemlerin bir arada kullanılmasıdır İlaç tedavisi 6-12 ayda tamamlanabileceği gibi yaşam boyu sürdürmek de gerekebilir

H Somatoform Bozukluklar:

a Bedenselleştirme (Somatizasyon) Bozukluğu :

Birkaç yıllık bir dönem içinde ortaya çıkan, tedavi arayışlarıyla sosyal/mesleki veya önemli diğer işlev alanlarında bozulma ile sonuçlanan, 30 yaşından önce başlamış çok sayıda bedensel yakınma öyküsü ile belirli bir bozukluktur

En az 4 ağrı belirtisi, 2 sindirim sistemi belirtisi, 1 cinsel belirti, 1 yalancı nörolojik belirti bu bozukluğun tanısı için zorunludur Ağrı belirtileri; baş, karın, sırt, eklemler, kol-bacaklar, göğüste, dışkılamada, adette, cinsel ilişki sırasında veya idrar yapma sırasında Sindirim belirtileri; bulantı, şişkinlik, kusma, ishal, birçok yiyeceğin dokunması Cinsel belirtiler; cinsel ilgisizlik, sertleşme veya boşalma bozukluğu, düzensiz adet, aşırı kanamalı adet, gebelikteki aşırı kusma Yalancı nörolojik belirtiler; koordinasyon veya denge bozukluğu, güç kaybı veya felç görünümü, yutma güçlüğü, boğazda düğümlenme, ses kısılması, idrar çıkaramama, varsanılar(olmayan sesleri işitme, görüntüleri görme gibi), dokunma veya ağrı duyusu kaybı, çift görme, körlük, sağırlık, katılıp kalmalar, anımsayamama halleri, bayılma olmadan bilinç sislenmesi

Bir tıbbi durum/hastalık olsa bile ortaya çıkan toplumsal/mesleki bozulma beklenenden çok daha fazladır Tam düzelmenin az olduğu kronik gidiş gösterir Çökkünlük (depresyon) eklenebilir
Tedavisinde olanak dahilinde ilaçlardan kaçınmalı, doktor doktor gezme önlenmeli, destekleyici veya kendini tanımaya yönelik psikoterapi denenmelidir

b Sinirsel Bayılma (Konversiyon Bozukluğu) :

Bilinen bir nörolojik veya tıbbi hastalıkla açıklanamayan bir veya daha fazla nörolojik belirtinin bir arada olmasıyla belirli bir bozukluktur Felç, körlük ve konuşamama en sık görülen belirtileridir Belirtiler duyusal, motor ve nöbet belirtileri olarak 3 kümede yer alır Duyusal olanlar; kol-bacaklarda duyu kaybı, uyuşma-karıncalanmalar, vücudun sağ ya da sol tarafını tutan duyu kayıpları, sağırlık, körlük şeklindedir Motor belirtiler yürüyüş bozukluğu, kas zayıflığı ve felci içerir Bir, iki veya bütün kol-bacaklar tutulabilir Sara hastalığını andıran nöbetler olduğu gibi hastaların üçte birinde saranın bir türü aynı zamanda bulunabilir Hastalık sonucu görev ve zorunlulukların gevşetilmesi, destek alma, hastalık yoluyla denetleme gücü kazanma olabilir

Tedavide kendini tanımaya dönük veya destekleyici psikoterapi önceliklidir Terapide hem ilgi hem de otorite sağlanmalıdır

c Somatoform Ağrı Bozukluğu :

Vücutta bir veya daha çok yerde tıbbi ve nörolojik nedenlerle açıklanamayan ağrı vardır Sonunda ağrının başlangıcı, şiddeti, alevlenmesi, veya sürmesinde ruhsal nedenlerin rolü olduğu yargısına varılır Bilinçli bir amaca yönelik veya yalandan yapılmış değildir 40-50'li yaşlarda zirve yapar Kol gücüyle çalışılan mesleklerde daha çoktur

Bilinçdışında ağrıyı hak ettiği duygusuyla ilaçlara yanıt vermeyebilir Ameliyat isteğinde ısrar edebilirler Tedavisinde sakinleştiriciler genellikle yararsızdır Antidepresanlar, davranışçı ve kendini tanımaya yönelik psikoterapi yararlı olabilir

d Hastalık Hastalığı ( Hipokondriyazis ) :

Bu hastalıkla kişi vücut belirtilerini yanlış yorumlayarak ciddi bir hastalığı bulunduğu veya oluşacağı korkusuyla uğraşır Yeterli tıbbi inceleme ve beden sağlığı güvencesine karşın düzelme-rahatlama olmaz En az 6 ay süren bu hastalık kişi için belirgin sıkıntı kaynağı, mesleki, toplumsal işlevsellikte bozulmaya yol açmaktadır Bazı hastalar duydukları kaygının aşırı ya da anlamsız olduğunu kabul edemezler
En sık 20-30'lu yaşlarda başlar Fiziksel hastalık eşikleri ve katlanma güçleri düşüktür Hasta rolünün kabulü de önemli bir beklentidir Bu bir kaçış yolu sunar Hastaların %80'inde ek olarak depresif hastalıklar, bunaltı bozuklukları olur Hastalık hastalığının uzun sessiz dönemleri olabilir

Ruhsal tedaviye genellikle dirençlidir Kendini tanımaya yönelik psikoterapiye fazla yanıt yoktur Grup psikoterapisi, düzenli ve sık görüşmeler, kanlı tanı ve tedavi yollarından kaçınma, hastalık rolünü pekiştirmeden destekleme tedavi ilkeleridir

e Vücut Dismorfik Bozukluğu :

Hayali bedensel bir kusur ile uğraşma veya çok ufak kusurların çarpıtılıp abartılmasıdır Psikiyatristten çok dermatolog, dahiliye veya plastik (estetik) cerrahlara başvururlar 15-20 yaşlarda başlar, %90'ı en az bir depresyon dönemi geçirmiştir
En sık endişe kaynağı olan beden bölümü burundur Endişe kaynağı zamanla değişebilir Aynaya aşırı bakma, yansıtıcı yüzeylerden kaçınma, giyim ve makyajla gizleme çabası, sosyal ve mesleki geri çekilme olabilir

Tedavide antidepresanlar ve psikoterapi düşünülmelidir

I Yapay Bozukluk :

Yapay bozukluğu olan hastalar istemli olarak tıbbi veya ruhsal bozukluk belirtileri gösterir, öykü ve belirtilerini yanlış tanıtırlar Tek görünür amaç hasta rolü takınmaktır Hastaneye yatış temel amaç veya yaşam biçimi olabilir Tanı için hastayı tanıyan birinden ek bilgi almak önemlidir

Ruhsal belirtilerle giden yapay bozuklukta sınır (borderline) kişilik bozukluğu olabilir Dinleyenin ilgi göstermesi hastayı hoşnut eder, belirtiyi pekiştirir Çelişkili ve yanlış bilgi verirler Çoğu hasta saygın birinin kimliğini takınır

Fiziksel belirtilerle gidiş ön plandaysa hastane bağımlılığı, cerrahi girişim bağımlılığı, profesyonel hasta sendromu gibi adlarla anılırlar İlaç veya madde alarak fiziksel belirti oluşturabilirler İsteyici ve zor hastalardır; hekimi suçlama, dava tehdidi olabilir

Tedavisi zordur; özgül etkili tedavisi yoktur Hekim ve tedavi ekibinde güçlü olumsuz duygulara yol açar Maske düşürücü tavırdan kaçınmalıdır Birinci basamak (sağlık ocağı) hekimiyle işbirliği yararlı olabilir

J Disosiyatif Bozukluklar :

a Disosiyatif Amnezi (DUnutma) :

Disosiyatif bozuklukların temel sorunu bilincin "bölünmez" durumunun kaybıdır; bu bir karmaşaya yol açar Disosiyatif amnezideki anahtar belirti hastanın belleğindeki depolanmış bilginin anımsanamamasıdır Bu unutkanlıkla açıklanamaz, altta bir beyin bozukluğu yoktur, stresli ve acı veren olaylarla ilgilidir
En sık görüleni sınırlı bellek kaybı olup birkaç saat-birkaç günlük bellek kaybıyla sonuçlanır Genellikle birden bire sonlanır, az sayıda yineleme ile tam iyileşir

Tedavide hastaya unuttuklarını anımsayacak kadar gevşeme sağlayan, damardan gevşetici ilaçlar yararlı olabilir

b Disosiyatif Füg (D Kaçım):

Disosiyatif fügü olan hastalar, geçmişini unutup birden evlerinden veya bildik iş ortamlarından uzaklaşır ve önceki isim, aile, iş gibi önemli kimlik özelliklerini anımsayamazlar Tamamen yeni bir kimlik ve iş edinirler Her şeyi unuttuğunun farkında değildir; sessiz, sade, el-etek çekmiş gibidirler

Nadir görülür En sık savaş sırasında, doğal afet sonrasında, evlilik dışı ilişki gibi kişisel krizler sonucunda ortaya çıkar Bazı kişilik bozuklukları füge yatkınlık sağlar: borderline, şizoid, histrionik Genellikle saatler veya günler sürer, seyrek olarak yılları bulur

Kendiliğinden ve hızlı iyileşir; tedavide psikoterapi yararlı olabilir

c Yabancılaşma (Depersonalizasyon Bozukluğu) :

Kişinin kendi zihinsel süreçlerinden veya bedeninden ayrıldığı duygusunun olduğu veya bunlara dışarıdan bir gözlemciymiş gibi bakıyor olduğu sürekli veya yineleyen yaşantılar biçimindedir Bu sırada kendilerini mekanik, rüyada veya bedenlerinden ayrı olarak hissedebilirler

Bu bozuklukta derealizasyon (yabancılaşma) belirtisi de olabilir: dış dünyadaki nesneleri yabancı veya gerçek dışı olarak algılama Geçici yabancılaşma herkeste olabilir Çoğu hasta gerçeklik hislerindeki bozulmanın farkındadır

Tedavide nörotik belirtiler ön plandaysa kendini tanımaya yönelik psikoterapi hastanın kişiliği, insan ilişkileri, yaşam durumunun değerlendirilmesine odaklanabilir

d Çoğul Kişilik (D Kimlik Bozukluğu) :

Süregiden (kronik) bir disosiyatif bozukluktur Kişide iki veya fazla kimlik ya da kişilik durumu vardır Her kişilik kendi içinde oldukça süreklilik gösteren bir çevre ve benlik algısı, ilişki kurma ve düşünce biçimine sahiptir En az ikisi kişinin davranışlarını zaman zaman denetimi altında tutar Önemli kişisel bilgileri unutma, sıradan unutkanlıkla açıklanamayacak ölçüdedir Hemen %100’ü çocuklukta travmatik olay yaşamıştır (en sık fiziksel ve cinsel kötüye kullanım, özellikle de ensest) Ayrıca bu bozukluğa eğilim, çevre etkenleri ve destek yokluğu da hesaba katılmalıdır

Sıklıkla yanlış tanılarla izlenirler Bir kişilikten diğerine geçiş ani ve dramatiktir Kişilikler birbirinden haberli olmayabilirler (amnezi), haberdar kişilikler birbirini arkadaş, eş veya rakip/düşman olarak görebilir

Tedavide en etkili yaklaşımlar hipnoz veya ilaç destekli görüşmelerle kendini tanımaya yönelik psikoterapidir Antipsikotik ilaçlar kullanılmaz Düzelme aşamasında çoğunlukla travma sonrası stres bozukluğu belirtileri çıkar ve antidepresan veya sakinleştiriciler gerekebilirSüregiden (kronik) bir disosiyatif bozukluktur Kişide iki veya fazla kimlik ya da kişilik durumu vardır Her kişilik kendi içinde oldukça süreklilik gösteren bir çevre ve benlik algısı, ilişki kurma ve düşünce biçimine sahiptir Kişiliklerin en az ikisi kişinin davranışlarını zaman zaman denetimi altında tutar Önemli kişisel bilgileri unutma, sıradan unutkanlıkla açıklanamayacak ölçüdedir Hemen %100'ü çocuklukta travmatik olay yaşamıştır (en sık fiziksel ve cinsel kötüye kullanım, özellikle de ensest) Ayrıca bu bozukluğa eğilim, çevre etkenleri ve destek yokluğu da hesaba katılmalıdır

Sıklıkla yanlış tanılarla izlenirler Bir kişilikten diğerine geçiş ani ve dramatiktir Kişilikler birbirinden haberli olmayabilirler (amnezi), haberdar kişilikler birbirini arkadaş, eş veya rakip/düşman olarak görebilir

Tedavide en etkili yaklaşımlar hipnoz veya ilaç destekli görüşmelerle kendini tanımaya yönelik psikoterapidir Antipsikotik ilaçlar kullanılmaz Düzelme aşamasında çoğunlukla travma sonrası stres bozukluğu belirtileri çıkar ve antidepresan veya sakinleştiriciler gerekebilir


Alıntı Yaparak Cevapla

Bunalti (Kaygi / Anksiyete) Bozukluklari

Eski 10-15-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bunalti (Kaygi / Anksiyete) Bozukluklari




Stresle İlgili Bilinen Altı Yanlış

Stresin çevresinde gerçeğe uygun olmayan altı söylence dolaşmaktadır Sorunlarımızı anlamamız ve gidermek üzere harekete geçmemiz için önce onlarla ilgili kuşkuları dağıtmamız gerekir Şimdi onları teker teker inceleyelim

1 Yanlış: Stres Herkes İçin Aynıdır
Tamamen yanlış Stres herkes için farklıdır Biri için stresli olan bir şey ya da durum, bir diğeri için öyle olmayabilir Hepimiz strese tamamiyle farklı reaksiyon veririz

2 Yanlış: Stres Her Zaman Kötüdür
Bu mantığa göre sıfır stres bizi mutlu ve sağlıklı yapar Yanlış Stresin insanla ilişkisi, tıpkı gerilmenin keman yayıyla olan ilişkisi gibidir Gerilme az olursa çıkan melodi yavan ve törpü sesi gibi olur, aşırı olursa da müzik kulak tırmalar ya da tel kopar Stres ölümün öpücüğü de olabilir, hayatın tuzu biberi de Asıl konu, onu nasıl kontrol edebildiğinizle ilgilidir Kontrol altındaki stres bizi verimli ve mutlu yapar, kontrol edilemeyen stres ise bize zarar verir, hatta öldürür

3 Yanlış: Stres Her Yerdedir, Bu Konuda Bir Şey Yapamazsınız
Doğru değil Yaşamınızı, stresin sizi alt etmesine izin vermeyecek şekilde planlayabilirsiniz Etkili planlamanın yolu, önceliklerinizi belirlemek ve ilk başta basit sorunlar üzerinde çalışıp, onları giderdikten sonra daha karmaşık olanlara yönelmekten geçer Stres doğru yönetilmediğinde, öncelikleri belirlemek oldukça zordur Tüm sorunlarınız eşit gibi görünür ve stres artık sizin için her yerdedir

4 Yanlış: Stresi Azaltmanın En Etkin Yöntemleri En Bilinen Olanlardır
Yine doğru değil Evrensel stres azaltma teknikleri diye bir şey yoktur Hepimiz farklıyız; yaşamlarımız farklı, içinde bulunduğumuz durumlar farklı ve verdiğimiz reaksiyonlar da farklı Yalnızca kişiye özel hazırlanmış bir program yararlı olabilir

5 Yanlış: Belirti Yoksa Stres de Yoktur
Belirtilerin görülmemesi stresin olmadığını göstermez Psikolojik ve fizyolojik sisteminizdeki gerginliği azaltabilmek için, ilaçların baskı altına alarak gizlediği belirtilere ihtiyacınız vardır

6 Yanlış: Yalnızca Önemli Belirtilere Dikkat Etmek Gerekir
Bu yaklaşıma göre, başağrısı ya da mide asidi gibi “ufak tefek” belirtiler gözardı edilebilir Oysa bu minik belirtiler, yaşamınızın kontrolünüzden çıktığının ilk göstergeleridir ve sizin stresi daha başarılı bir şekilde yönetmeniz gerektiğini hatırlatırlar


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.