Burdur Camileri Ve Doğal Güzellikleri

Eski 10-14-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Burdur Camileri Ve Doğal Güzellikleri




Camileri ve Doğal Güzellikleri

CAMİLER ve TÜRBELER:

SELİMZADE CAMİSİ : Kentin doğusundadır Yapım tarihi bilinmemekle birlikte 1889’da yapılan türbeden daha eski olduğu sanılmaktadır Duvarlar moloz taştandır Alt sıradaki pencereler yuvarlak taş kemerlidir Yapının kuzeyinde ahşap direkler üzerinde son cemaat yeri bulunmaktadır İzlerden önceleri burada sundurmalı bir son cemaat yeri bulunduğu anlaşılmaktadır Minare tabanı taştandır Taş gövde 1914 depreminde yıkılınca yeniden ahşap olarak yapılmıştır

Caminin kuzeyindeki son cemaat yerine açılan taçkapı taştandır Dar ve yuvarlak kemerli tek kanatlı ve dikdörtgen çerçeve içinde oluşu bu kapının önemli özelliğidir Kapı kemerinin yanlarındaki iki küçük rozet de yapıya gerçek bir görünüm kazandırmaktadır

TEPE CAMİSİ : Tepe mahallesindedir Mescitken sonradan camiye dönüştürülmüş bir karkas yapıdır Üstü oluklu çinkoyla örtülüdür Minaresi ve yazıtı yoktur

KAYIŞOĞLU CAMİSİ : Burdur’un en eski yerleşme yerlerinden Kuyu mahallesindedir Taş temel üstünde yükselen ahşap bir minaresi vardır Yapının 1872’de onarıldığı bilinmektedir Kapıdaki yazıtında Kınalızade Emin Bey adı geçmektedir

MUSTAFA HOCA CAMİSİ : “Kuyu Camisi” adıyla da anılmaktadır Çatısı kiremitle örtülüdür Caminin kubbemsi tavanının ortası süslemelidir Ahşap gövdeli minaresi saçla kaplanmıştır

HECİN CAMİSİ : Eski yazıtına göre 1875 yılında yapılmış 1914 depreminde yıkılmış 1930’da yeniden yapılmıştır Ahşap ve karkas caminin üstü oluklu çinko ile örtülüdür İlk yapımında ahşap olan minaresini yıkıldıktan sonra 1900’de Hacı Hacer yeniletmiştir

SELİMOĞLU CAMİSİ : Yazıtına göre Arap Selimoğlu yaptırmıştır 1914 depreminde yıkılmış Kahya oğlu Hacı Osman ve kardeşi Hacı Hüseyin’ce yeniden yaptırılmıştır Bağdadi karkas biçimli olan yapı sıvalıdır Üstü oluklu çinko ile örtülüdür Minaresi eski taş temeli üstüne Kağıtçı Hacı Süleyman Efendi tarafından yeniden ahşap olarak yaptırılmıştır

GAZİ CAMİSİ : Gazi Caddesindedir 1914 depreminde yıkılmış yeniden yaptırılmıştır Taş temel üstünde ahşap karkasdır Kiremitle örtülüdür Minaresi yerli ustalarca kesme Burdur taşından yapılmıştır

ÇEŞMEDAMI CAMİSİ : Çeşmedamı mahallesindedir 1842 tarihli bir vakıfnamede camiden “Muallimhane” olarak söz edilmektedir 1914 yılında yıkılmayan birkaç yapıdan biridir Üstü kiremitle örtülüdür Minaresi yazısı ve kadınlar bölümü yoktur

NURCAMİ : Eski Hıristiyan mahallesindedir 1953’de hayırseverlerce yaptırılmıştır İç duvarları betonarme dış kaplamaysa kesme Burdur taşındandır Burdur’un tek kubbeli camisidir Minaresi yerli ustalarca ve Burdur taşından işlemeli biçimde yapılmıştır Özellikle tekniği açısından başarılıdır

TAŞCAMİ (TAŞDEMİR CAMİSİ) : Yenice mahallesindedir 1782’de Hacı Molla yaptırmıştır 1914’deki depremde yıkılmış ahşap olarak yeniden yapılmıştır 1971 depreminden sonra onarılmıştır Yıkılan minaresi yeniden kesme taştan yapılmıştır

DİVANBABA CAMİSİ : Değirmenler mahallesindedir Yapım tarihi bilinmemektedir Ancak minarenin yazıtında 1775’de Tilurizade Hacı Süleyman’ca yaptırıldığı belirtilmektedir 1971 depreminden sonra onarılmıştır

ŞEYH SİNAN CAMİSİ : Sinan mahallesindedir 1776’da Çelik Mehmet Paşa tarafından medreseyle birlikte yaptırılmıştır Burdur kesme taşından ince görünümlü minaresi 1914 depreminde yıkılmıştır

ULUCAMİ : Pazar mahallesindeki Pazar düzlüğünde yüksek bir tepededir Vakıf kayıtlarına göre Hamit Oğlu Dündar Bey yaptırmıştır 1914 depreminde yıkılan minaresinin yazıtında 1300’de yaptırıldığı yazılıdır Çelik Mehmet Paşa 1749’da onartmıştır Depremden sonra 1919’da ahşap karkas olarak yapılmıştır

Doğu kuzey ve batısında üç kapısı vardır İçten yarım kubbelidir Kuzey kapısı yönündeki ikinci cemaat yerini üç kubbe örtmektedir 1971 depreminde zarar görmüşse de Vakıflar İdaresince onartılmıştır

Ayrıca Tabak Taş Karasenir Saden (Aşağı Dilbaba) Manastır Eskiyeni Çakmakçı Recep Ağıl (Hacı Bayram) Kazancıoğlu camileri sayılabilir

Bunların yanında Nur Bahçelievler Kasaboğlu Şirinevler Kameriye Marangozlar Sitesi Yeni Pazar Hilal ve Gölhisar’da Dengere camileri de yeni yapılan camilerdir

SELİMOĞLU TÜRBESİ : Selimoğlu Camisinin kuzeybatısındadır Minare tabanına bitişiktir Kesme taştan kare planlıdır Yazıtına göre 1889’da Hacı İsmail yaptırmıştır Kapısı yuvarlak kemerli olup mekan küçük bir kubbeyle örtülmüştür

HIDIRLIK TÜRBESİ : Kesme taştan yaptırılmıştır XIV ya da XV yy’da yapılmış olan türbe Hıdrellez (Hıdırlık) denen bahçeler arasındadır Kare planlı türbenin kapı eşiğinden yukarısı sekizgen bir biçim alır Büyükçe bir bölümü toprağa gömülü ve yıkıktır Sekizgen bölüm daha yüksektir pahlı silmeyi izleyen üçgen çatılı bir külahla örtülüdür Dış kenarlarında zeminin dolması ile tüm kenarlar aynı yükseklikte görünmektedir Zeminden dört taş sırası (Yaklaşık 150 cm) yüksekte olan kapıya duvarlardan konsol biçiminde dört basamak merdivenle çıkılmaktadır Kapı önünde küçük bir sahanlıkla kırık basamaklar vardır İki bölümlü yapının altı mezarlıktır Bölümler ahşap bir döşemeyle ayrılmaktadır Duvarlar kesme taş ve sıvasızdır Doğu yanındaki pencere içte üst üste iki kemerlidir Güney yüzde nişler içinde üstü mukarnas dolgulu mihrap vardır Mekanın içten kubbeyle örtülü olduğu sanılmaktadır

ONACAK TÜRBESİ : Halen Yeşilova ilçesine bağlı Yeşilova’ya 31 Burdur’a 50 km uzaklıkta Erli Ovası’nda küçük bir köydür Köyün ismi olan “Onacak” kelimesi "Onmak"tan gelmektedir

DOĞAL GÜZELLİKLER

İNSUYU MAĞARASI

Burdur İnsuyu Mağarası Burdur-Antalya Karayolu üzerinde Burdur’a 15 km uzaklıkta bulunan ve ülkemizde turizme ilk açılan mağaradır 597 m Uzunluğundadır Su yüzeyine paraleldir İçinde akarsular ve göller bulunmaktadır

Mağara ilk kez mağarabilimci Jeolog Dr Temuçin AYGEN tarafından bulunmuş ve dönemin Valisi Vefik KİTAPÇIGİL’in çabalarıyla 1966 yılında turizme açılmıştır

597 metrelik bölümü gezilebilen mağaranın içinde birbirleriyle bağlantılı irili ufaklı dokuz göl vardır Bunlardan "Büyük Göl" adıyla anılanı 512 m2’lik alanıyla Türkiye’nin en büyük yer altı gölüdür

Oluşumu 10 milyon yıl öncesine dayanan mağara yukarıdan damlayan kireçli suların katılaşmasıyla oluşan kolonlar ve tavandan aşağıya sarkan kalker birikintileriyle bir saray görünümündedir Dilek Gölü’nde bulunan dikit 6 metrelik boyuyla Türkiye’nin en büyük dikiti ve bir doğa harikasıdır



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.