Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
borcu, kılması, nafile, namaz, olanın

Namaz Borcu Olanın Nâfile Kılması

Eski 10-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Namaz Borcu Olanın Nâfile Kılması




Namaz borcu olanın nâfile kılması
Hakkında Namaz borcu olanın nâfile kılması




Namaz borcu olanın nâfile kılması

Soru:
-Üzerinde kazâya kalmış namaz bulunan bir mükellefin nâfile namaz kılması caiz midir?

Cevap:
-Namaz İslâm'ın en önemli emirlerinden birisidir Bu ibâdet dînin beş direğinden birini teşkil etmiş, onu kılan İslâm binasını yapmış, terkeden ise yıkmış olarak tavsif edilmiştir Şüphesiz namazı terketmek, geciktirmeyi caiz kılan bir mâzeret bulunmadığı halde zamanını geçirmek en büyük dinî suç ve cinayetlerden biridir Her ne şekilde olursa olsun namazını vaktinde kılamayan, kazâya bırakan mükellefin, fırsat bulur bulmaz yapacağı ilk ilk iş namazını kazâ etmektir Mâzeretsiz geçirilen namazı kazâ etmek de mükellefi tam mânâsıyla mesuliyetten kurtarmaz; kazâ elden gelen telâfi yollarından biridir Bir başka yol, bir daha geçirmemeye azmetmek, vâki geciktirmeden dolayı Allah Teâlâ'dan af dilemek, bağışlanmak için yalvarmaktır İslâm ulemâsı namazı kazâya kalmış bir kimsenin ilk fırsatta kazâ etmesinin farz olduğunda ittifaka yakın bir görüş birliğine vardıktan sonra hangi mâzeretlerle -çok kısa bir müddet için de olsa- kazâyı tehir etmesi caiz olabileceği meselesi üzerinde durmuşlar, bunları "kendisi ve ailesi için yeterli rızık temini için çalışmak, aslî ihtiyaçlarını temin ile meşgul bulunmak" ile sınırlamışlardır Yâni namazı kazâya kalmış bir mükellef, kendisi ve âilesinin hayatî ihtiyaçlarını temin eder etmez geride kalan vaktinin ilk bölümünde geçmiş namazını kazâ edecektir İşte bu noktada önümüze bir mesele daha gelmektedir: Günlük namazlarını ne yapacaktır?

Unutma, uyku gibi şuur dışı haller istisna edilirse müslümanın bilerek namazını geçirmesini mübah kılan bir mâzereti yoktur; hastalık, bilfiil savaş hali gibi fevkalâde haller bile namazı geçirmeye mâzeret olamaz; ancak bazı hafifletici ruhsatlara sebep teşkil eder Şu halde üzerinde kazâ namazı olan mükellef öncelikle günlük namazlarını kılacak, sonra sıra kazâ namazlarına gelecektir

Ancak günlük namazlarının yalnız farz ve vâcib olanlarını kılarak, sünnetleri kılacağı zaman içinde kazâyı kılması gerekir mi, gerekmez mi mevzûu münâkaşa edilmiştir Bu münâkaşa da ince ve önemli bir noktayı belirtmekte fayda vardır: Namazları kazâya bırakmış bir kimseye prim olarak bir de sünnetleri kılmama imtiyazı tanınmış değildir; kazâ namazını, sünnet kılacak kadar bir vakit daha tehir etmenin caiz olup olmadığı tartışılmıştır; yâni namazı kazâya bırakmak öyle bir cinayettir ki, bunu kısmen telâfi edecek olan kazâyı, sünnet kılacağım diye bir miktar daha tehir etmenin caiz olup olmadığı müctehidleri düşündürmüştür!

a) Hanefîlere göre: Bilindiği üzere nâfile namazlar mefhumu içine Peygamberimiz'in (sav) tatbikât ve tavsiyelerine dayanan sünnet namazlar ile hakkında husûsî bir tavsiye bulunmadığı halde kişinin Allah rızası için kıldığı serbest namazlar girmektedir Hanefîlere göre farz namazların önünde ve arkasında kılınan sünnetler ile kuşluk, tesbih, tahiyyetü'l-mescid namazları gibi sünnet namazları kılmak -bu yüzden kazâ geciktirilmiş olsa dahi- evlâ ve efdaldir, tercih edilmelidir Bunların dışında kalan mutlak nâfilelere gelince kazâsı olanlar bunları da kılabilirler; ancak bunların yerine kazâ kılmak daha efdaldir1

b) Mâlikîlere göre: Kazâ namazı bulunan kimse nâfile ile meşgul olarak kazâyı geciktirirse günahkâr olur; ancak sabah namazının sünneti, vitir, bayram, tahiyyetü'l-mescid gibi sünnetler müstesnâdır; bunları, üzerinde kazâ namazı olanlar da kılabilirler

c) Hanbelîlere göre: Namazları kazâya kalmış mükelleflerin, bu namazları kazâ edecek yerde mutlak nâfile ile meşgul olmaları haramdır Ancak farz namazlarla beraber kılınan sünnet ve bu hükümde olan diğer sünnetleri kılmak caiz olmakla beraber kazâsı çok olanın, bunların yerine kazâ kılması efdaldir; ancak sabah namazının sünneti müstesnâ olup, kazâsı çok olanın dahi onu kılması efdaldir

d) Şâfiîlere göre: Üzerinde kazâ namazı olan kimsenin -hangi çeşit olursa olsun- nâfile kılarak kazâyı geciktirmeleri haramdır2

Görüldüğü üzere dört mezhebden üçüne göre, üzerinde kazâ namazı bulunan kimselerin sünnet kılmaları caiz olup, Hanefîlere göre üstelik efdaldir; yânî daha iyi ve faziletli bir davranıştır, kılınmalıdır Yalnız Şâfiîler kazası olanın sünnet ve nâfile kılmasını caiz görmemiş, kazânın böyle bir ibâdetle bile geciktirilmesini uygun bulmamışlardır

Netice: Namazları kazâya kalmış mükellef, beş vakit namazını -imkân ölçüsünden sünnetleriyle beraber- kılacak, bundan sonra zarûrî ihtiyaçlarını temin ile meşgul olacak, bunları temin edince ilk fırsatta kazâya kalmış namazlarını kılmaya başlayacaktır Bir namazım kazâya kaldı diye Peygamberimiz (sav) tarafından tatbik ve tavsiye edilen sünnetleri de terketmek, işlediği suçtan dolayı özür dilemesi gereken kimsenin bunun yerine tekrar suç işlemesi ve pot kırması mahiyetinde bir davranış olmaktadır

Hayrettin Karaman

1 İbn Âbidin, Reddu'l-muhtâr, Meymeniyye, 1307, c I, s 542; el-Fıkhu ale'l-mezâhib, c I, s 378
2 Aynı eser, aynı yer


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.