![]() |
Türk-Ermeni İlişkileri |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türk-Ermeni İlişkileriTÜRK-ERMENİ İLİŞKİLERİ Ermeniler; Pers, Makedon, Selefkit, Roma, Part, Sasani, Bizans, Arap ve Türklerin hakimiyeti altında yaşamışlardır ![]() ![]() ![]() Tarih boyunca Romalılar, Persler ve Bizanslılar tarafından Anadolu'nun bir yerinden diğerine sürülen, savaşlara itilen ve çoğu kez üçüncü sınıf vatandaş muamelesi gören Ermeniler, Türklerin Anadolu'ya girişlerinden sonra; Türklüğün adil, insani, hoşgörülü, birleştirici töre ve inancından yararlanmışlardır ![]() ![]() ![]() Osmanlı Devleti'nin çalışan, liyakatli, dürüst ve üretken her teb'asına sağladığı imkanlardan Gayr-i Müslimler içinde en çok faydalananlar; Ermeniler olmuştur ![]() ![]() İstanbul Ermeni Patrikliği'nin kuruluşu tarihte eşine zor rastlanır bir olaydır: Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethinden sekiz yıl sonra, 1461'de Batı Anadolu'daki Ermeni episkoposluğunu, çıkardığı bir fermanla İstanbul Patrikliği'ne dönüştürmesi, Fatih'in ve Osmanlı Sultanlarının gelecek vizyonu ve diğer dinlere gösterdiği hoşgörünün çok açık bir örneğidir ![]() ![]() "Yeni bir bin yıla girerken dünyada yaşanan gerginlikleri, özellikle yakın çevremizdeki savaş ortamını göz önünde bulunduracak olursak, 538 yıl önce gerçekleşen bu olayın değerini, dinler ve kültürler arası hoşgörünün önemini, sanıyorum daha iyi kavrayabiliriz ![]() ![]() ![]() Nitekim, Türkçe konuşan, ayinlerini bile Türkçe yapan bu topluluktan devlet kademelerinde önemli görevlere yükselenler, Bayındırlık, Bahriye, Hariciye, Maliye, Hazine, Posta-Telgraf, Darphane Bakanlıkları, Müsteşarlıkları yapanlar ve hatta Osmanlı Devleti'nin meseleleri üzerinde Türkçe ve yabancı dillerde eserler yazanlar bile olmuştur ![]() Ancak Osmanlı Devleti'nin zayıflamaya başladığı dönemlerde, bazı devletlerin vaatlerine kanan Ermeniler, on binlerce Türk ve Ermeni'nin ölümüyle sonuçlanan isyan ve katliamlara başlamışlardır ve bin yıl refah içinde yaşadıkları ülkeyi parçalamaya çalışmışlardır ![]() SELÇUKLULAR DÖNEMİNDE TÜRK - ERMENİ İLİŞKLERİ VII ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bizans İmparatoru Vasil II, hayatının son yıllarında Kafkaslar'da faaliyet göstermiştir ![]() ![]() ![]() ![]() Bizans İmparatorluğu, Ermenilerin yaşadıkları yerleri kendine katmakla kalmamış, aynı zamanda Ermeni tarihçi Urfalı Mateos'un da belirttiği gibi "Ermeni milletinin kumandanlarını kendi ev ve eyaletlerinden çıkarıp götürmüşler"dir ![]() 1047-1048 yılında Selçuklu Veliahdı Hasan, Van Gölü bölgesine akınlara başlamıştır ![]() ![]() Ölen Bizans İmparatoru Konstantin Dukas'ın (Mayıs 1067) yerine geçen karısı ile evlenerek iktidarı ele geçiren Romanos VI ![]() ![]() Bizans İmparatoru Malazgirt'e doğru yola çıkmadan önce, harpten dönünce Ermeni mezhebini ortadan kaldıracağına yemin etmiştir ![]() ![]() ![]() Uzun yıllar Bizans hakimiyeti altında yaşayan Ermenilere Bizanslıların nasıl davrandıkları konusunu, o dönemleri yaşayanlardan dinlemiş ve yazmış olan Urfalı Mateos şu şekilde aktarmıştır: " ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "İki yıl sonra (993-994) büyük Roma dükü, büyük bir ordu ile beraber Ermenilere karşı yürüdü, Hıristiyanların üzerine atılıp onları kılıçtan geçirdi ve esaret altına aldı ![]() ![]() Türkler, Bizanslılarla birlikte kendilerine karşı savaşan Ermenilere nasıl davranmışlardır? Bizanslıların yaptıkları gibi onları hakir mi görmüşler, zulüm mü yapmışlar, yoksa kilise ve manastırlarını mı yakmışlardır? Ermeniler başta olmak üzere, Selçuklu yönetiminde yaşayan bütün gayrimüslim azınlığa gösterilen hoşgörüyü Urfalı Mateos şu şekilde kaydetmiştir: "539 (27 Şubat 1090-26 Şubat 1091) tarihinde Ermeni Katogikosu Barseg, cihangir sultan Melikşah'ın yanına gitti ![]() ![]() ![]() ![]() Bu ifadelerden de açıkça anlaşıldığı gibi Selçuklu Türkleri, Ermenilere ve diğer gayrimüslim halka Bizanslıların göstermediği hoşgörüyü göstermiş ve onların dinlerini ve sosyal yaşantılarını korumalarını sağlamıştır ![]() ![]() ![]() KAYNAK: Yıldırım, Dr ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Türk-Ermeni İlişkileri |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türk-Ermeni İlişkileriOSMANLI-ERMENİ İLİŞKİLERİ Osmanlı devletinin ilk kuruluş yıllarında Ermeniler, genellikle Çukurova, Doğu Anadolu ile Kafkasya bölgelerinde küçük prenslikler ve beylikler halinde ve dağınık durumdaydılar ![]() ![]() Ermenilerin Osmanlılarla ilk ilişkileri, çok azınlıkta bulundukları Anadolu'nun batı bölgesinde başlamıştır ![]() ![]() Fatih Sultan Mehmet 1453'de İstanbul'u aldıktan sonra Ermenilerin Bursa'daki ruhani başkanı Hovakim'i İstanbul'a getirmiş ve 1461'de yayınladığı bir fermanla Ermeni Patrikliği'ni kurdurmuştur ![]() ![]() Tarihlerinde hiçbir devletten ve hükümdardan görmedikleri ilgiyi Osmanlı devletinden gören Ermeniler, Türk milletine samimi olarak bağlanmışlardır ![]() ![]() Fatih Sultan Mehmet'ten Sultan II ![]() ![]() ![]() ![]() Ermeni Patriği Nerses 1876 yılında Vatandaşlık Meclisi Şurası'na sunduğu mektubunda, "Şayet günümüze kadar Ermeni milleti, millet olarak korunduysa ve inancını, kilisesini, dilini, tarihi ve kültürel değerlerini koruyorsa, tüm bunlar Türk hükümetinin Ermeni milletine gösterdiği koruma, yardım ve hayırseverlik sayesindedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlı devleti, Gülhane Hatt-ı Hümayunu ile yapmayı vaadettiği ıslahatları ilân etmiş, ancak gayrimüslimler verilen yeni haklardan memnun kalmamışlardır ![]() ![]() ![]() Osmanlı yönetimindeki diğer gayrimüslim azınlıklar gibi Ermeniler de her zaman birinci sınıf vatandaş muamelesi görmüşler; askere gitmedikleri gibi, özellikle ticari hayatta kilit noktaları ellerine geçirmek suretiyle, toplum içinde ön plana çıkmışlar, zengin olmuşlardır ![]() Devlete bağlılıkları, Türk adetlerini benimsemeleri, hatta iyi Türkçe konuşmaları, Ermenilerin devlete ait resmi veya özel işlere atanmalarına sebep olmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ermeniler iddia edildiği gibi soykırıma uğrayan bir topluluk değil, devletin her kademesinde, her meslekte önemli yerler edinmiş bir grup olmuştur ![]() Osmanlı-Ermeni ilişkileri açısından en çarpıcı açıklamalar, bizzat Türkiye'deki Ermeni cemaatinin önderlerinden gelmiştir ![]() ![]() "3 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İnsan hayatına, kişisel hak ve özgürlüklere saygı, adil ve her türlü şiddetten uzak bir dünya hepimizin ortak özlemi ![]() Önümüzdeki bu dönüm noktası yalnızca eşsiz bir fırsat değil, aynı zamanda çetin bir sınav sunuyor bizlere ![]() ![]() ![]() Yine de geride bıraktıklarımız arasında hep saygıyla yad edeceğimiz, önümüzdeki binyıllarda da sevinçle kutlayacağımız nice olaylar yok değil ![]() Tıpkı bugün kutladığımız gibi ![]() ![]() ![]() İstanbul Ermeni Patrikliği'nin kuruluşu tarihte eşine rastlayamayacağımız bir olaydır ![]() Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethinden sekiz yıl sonra, 1461'de Batı Anadolu'daki Ermeni episkoposluğunu çıkardığı bir fermanla İstanbul Patrikliği'ne dönüştürmesi Fatih'in ve Osmanlı Sultanlarının gelecek vizyonu ve diğer dinlere gösterdiği hoşgörünün çok açık bir örneğidir ![]() Tarihte bir dine mensup bir hükümdarın başka bir dinin üyeleri için ruhani riyaset makamı tesis etmesi, ne Fatih'ten önce, ne de sonra görüldü ![]() Yeni bir binyıla girerken dünyada yaşanan gerginlikleri, özellikle yakın çevremizdeki savaş ortamını göz önünde bulunduracak olursak, 538 yıl önce gerçekleşen bu olayın değerini, dinler ve kültürler arası hoşgörünün önemini, sanıyorum daha iyi kavrayabiliriz ![]() İmparatorluk sınırları içindeki Ermeni toplumunun hayatını onun örf ve adetlerine göre düzenleyen Fatih Sultan Mehmet'i, onun doğrultusunda ülkeye hizmet eden devlet adamlarını ve 1461'deki ilk İstanbul Ermeni Patriği Bursalı Hovagim'den başlayarak bu makama sadakatle hizmet eden 83 patriğimizi sevgiyle ve minnetle anıyoruz ![]() Biz Türkiye Ermenileri, ülkemizde yaşayan en kalabalık Hıristiyan cemaati olarak 75 ![]() ![]() KAYNAK: (1) Çarıkçıyan,Komidos; Türk Devleti Hizmetinde Ermeniler (1453-1953), İstanbul 1953 ![]() (2) British Documents on Ottoman Armenians (4cilt), 1983, 1989, 1990,Türk Tarih Kurumu (3) Göyünç, Nejat; Osmanlı İdaresinde Ermeniler, 1983-4) (4) Tarih Boyunca Türklerin Ermeni Toplumu ile İlişkileri Sempozyumu, Atatürk Üniversitesi, 1985 (5) Türk Tarihinde Ermeniler (Tebliğler ve Panel Konuşmaları) ![]() (6) Şimşir, Bilal; Osmanlı Ermenileri, 1986-7) (7) Ataöv, Türkkaya; Osmanlı Arşivleri ve Ermeni Sorunu, 1989 |
![]() |
![]() |
![]() |
Türk-Ermeni İlişkileri |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türk-Ermeni İlişkileriBİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI DÖNEMİNDE TÜRK-ERMENİ İLİŞKİLERİ Osmanlıların 1 Kasım 1914'te İngiltere, Fransa ve Rusya'ya karşı savaşa girmesi, Ermeni komitelerince büyük bir fırsat olarak görülmüştür ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlı Devleti savaşa girmeden kısa bir süre önce Haziran 1914'te Erzurum'da Taşnaksutyun komitesi toplanmış ve şu kararları almıştır: "İttihat ve Terakki Hükümeti'nin, Hıristiyan unsurlara ve özellikle Ermenilere karşı eskiden beri takip ettiği iktisadi, sosyal ve idari birbirine zıt politika, baskıyı ve ıslahatı uygulama konusunda gösterdiği aldatıcı hareketleri göz önünde tutan Taşnaksutyun Kongresi, İttihat ve Terakki'ye karşı muhalefet durumunda kalmaya, onun siyasi programını eleştirmeye, kendisine ve teşkilatına karşı şiddetle mücadeleye girişmeye karar vermiştir ![]() Osmanlı seferberlik ilan eder etmez, Marsilya'da yaşayan Türk Ermenileri 5 Ağustos 1914'de bir beyanname yayınlamışlardır ![]() "Rus Ermeniler, Moskova orduları saflarında, kardeşlerimizin cesetleri üzerine yapılan tahkirin intikamını almak için, vazifelerini yapacaklardır ![]() ![]() Ermeniler, kime karşı olduğunu söylemeden Türkiye sizi silah altına çağırıyor; demiryollarının rayları 300 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Savaş başlayınca Ermenilerin Ruslarla işbirliğine giriştiklerini hemen her kaynakta bulabiliyoruz ![]() Bu konuda Philips Price şu ifadeleri kullanmaktadır: " ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Rafael de Nogales şunları yazmaktadır: "Savaş fiilen başlayınca, Meclis'teki Erzurum Mebusu Garo Pasdermichan (Pastırmaciyan) üçüncü ordudaki hemen bütün Ermeni Subay ve askerlerle öte tarafa Rusya'ya geçti ![]() ![]() ![]() Clair Price ise şöyle yazmaktadır: "1908 Anayasası gereğince Enver Hükümetinin askerlik çağına gelmiş Türkler gibi Ermenileri de silah altına çağırmak hakkı vardı, ama, silahlı bir karşı koyma, özellikle Zeytun'da derhal başladı ![]() ![]() ![]() Osmanlı Hükümeti 3 Ağustos'ta seferberlik ilan etmişti ![]() ![]() ![]() 1915 Mayıs ayına gelindiğinde, Ruslar Doğu Anadolu'da ilerler, İngiliz ve Fransızlar Çanakkale'yi zorlar ve Güney'de kanal harekatı yapılırken, ülkenin iç durumu budur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Türkiye'deki Ermenilerle ilgili olarak savaş içinde alınan bir karar daha vardır ki, Patrikhane'yi ilgilendirir ![]() ![]() ![]() ![]() KAYNAK: (1) Gürün, Kamuran, Ermeni Dosyası, TTK Basımevi, Ankara 1983, sh ![]() (2) Gürün, a ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Türk-Ermeni İlişkileri |
![]() |
![]() |
#4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türk-Ermeni İlişkileriMİLLİ MÜCADELE DÖNEMİ TÜRK ERMENİ İLİŞKİLERİ (1919-1922) Birinci Dünya Savaşı’nda Türk ordusuna karşı, Galip Devletler yanında savaştığını ileri süren Ermeniler, İmparatorluk topraklrının paylaşılmasıyla ilgili olaral Paris’te toplanmış bulunan konferansta sahneye çıktılar ve doğuda Kafkasya’dan Akdeniz’e kadar uzanan ve Anadolu’nun hemen hemen yarısını içine alan, “Büyük Ermenistan” kurma hayallerini savundular ![]() ![]() ![]() Bölgede yaşayan Türk halkı kendilerini Ermenilere karşı korumak için milli şuralar kurdular ![]() ![]() Anlaşma Devletleri ve özellikle İngiltere, Türkiye’nin doğuda Ruslarla bağlantı kurmalarını engellemek için Dünya Savaşı sonlarına doğru Azerbaycan, Gürcüstan ve Ermenistan’da oluşan bir Kafkas Bloku kurmuşlardı ![]() Kurulan bu Şura Hükümetlerinin komşuları Gürcistan, Azerbaycan ve Ermenistan 9 Nisan 1918’de Rusya’dan ayrılıp Kafkaslar Ötesi Birliği Cumhuriyeti’ni kurdular ![]() ![]() Mondros Mütarekesinden sonra bir generalin komutasında Kars’a gelen İngiliz birliği, başlangıçta Milli Şura’yı kabul etmişti ![]() ![]() ![]() ![]() Ermeni çeteleri işgal ettikleri bölgelerdeki Türkleeri katletmeye devam ederken silahlı kuvvetleri ile de hudutlarını genişletmek için hazırlıklarını sürdürdüler, İngilizlerden yeteri kadar asker yardımı aldılar, Batı Anadolu’da Yunanlıların Milen Hattından ikinci işgal harekatına başladıkları gün (22 Haziran 1920) Ermeniler de doğudan batıya Oltu Bardız’a doğru taaruza başlamışlardı ![]() Oltu bölgesinde çok kanlı çarpışmalar oldu ve Kuvayi Milliyenin yaptığı baskınlar sonucunda Ermeni taarruzları kırıldı ![]() Bardız bölgesinde ise Kuvvayi Milliye, üstün Ermeni kuvvetleri karşısında tutunamayarak geri çekilmek zorunda kaldı ![]() ![]() Tümeninin karşı taarruzları ile bu bölgedeki Ermeniler de bozguna uğratıldı ![]() Ermenilerin Türk topraklarının işgalleri sırasında, Gürcülerde İngilizlerin yardımıyla önce Ahıska’yı işgal ettiler ![]() ![]() ![]() 3 Mayıs 1920’de Sovyet Kızılordusunun Gürcistan üzerine yürümesi karşısında Batum’da bulunan İngilizler, Gürcüleri Bolşeviklere karşı direnmeyi teşvik maksadıyla 7 Mayıs 1920’de Artvin’deki kuvvetlerini çekerek burasını Gürcülere teslim ettiler ![]() ![]() Ermenilerin gerek yukarıdaki Türkler aleyhini geliştirdikleri olaylara, gerekse Haziran 1920’den itibaren Oltu bölgesinde başlattıkları taarruz ve işgal hareketlerini TBMM Hükümeti olarak artık bir son vermenin zamanı gelmişti ![]() ![]() Doğu Cephesinde harekata katılabilecek Türk Kuvvetlerinin durumu şöyle idi: Mondros Ateşkes hükümlerine göre doğudaki Türk kuvvetlerinin, Kafkasya ve İran’ı boşaltıp 1878’den sonraki sınır gerisine çekilmesinden sonra 9 uncu Ordu lağvedilmiş ve yerine 15 nci Kafkas Tümenleri ile 12 nci Piyade Tümeni ve Erzurum Mustahkem Mevkiinden oluşan bu kolordunun Doğu Cephesindeki konuşu şöyleydi: 15 nci Kolordu Karargahı ve Bağlı Birlikleri Erzurum’da; 11 nci Kafkas Tümeni Doğu Beyazıt-Van-Erciş Bölgesinde, 12 nci Piyade Tümeni Horosan doğusunda ; 3 üncü Kafkas Tümeni Trabzon bölgesinde; 9 uncu Kafkas Tümeni Erzurum- Hasankale bölgesinde bulunuyorlardı ![]() ![]() Ermeni Kuvvetleri: Birinci Dünya Savaşı sonlarına doğru Türk ordusuna bir çok kez yenilerek parçalanmış olan Ermeni ordusu, İngilizlerin desteği ile yeniden düzenlenmekteydi ![]() 7 nci Kolordu Karargahı ve bağlıları Erivan’da; bir piyade tümeni Erivan çevresinde diğer bir piyade tümeni Gümrü (Leninakan), bir tümeni de Kars çevresinde bulunuyordu ![]() Yukarıda açıklanan amaçların gerçekleştirilmesi için Kazım Karabekir Paşa komutasındaki Doğu Cephesi Komutanlığı birlikleri, TBMM'den aldığı yetkiyle 28 Eylül 1920'den itibaren Sarıkamış-Kars-Gümrü (Leninakan) genel doğrultusunda taarruza başladı ![]() ![]() ![]() Ermenilere karşı girişilen bu harekat sonunda tesbit edilen iki taraf kayıpları şöyleydi: Türk Kayıpları : Toplam 6 şehit, 21 yaralıdan ibaretti ![]() Ermeni Kayıpları : 51'i Kars'ın işgaliyle ilgili harekat ve muharebelerde olmak üzere, toplam 95 ölü, yine Kars'a yapılan harekatta, içlerinde biri bakan olmak üzere bir kısım yüksek memurlarla birlikte üçü general ve çeşitli rütbede 50 subayla, sayılan 500'ü bulan er esir edilmişti ![]() Gümrü (Leninkan) Barış Antlaşması (3 Aralık 1920) TBMM' Hükümeti kuvvetlerinin Doğu Cephesinde askeri alanda Ermenilere karşı elde etmiş olduğu zafer üzerine, 28 Kasım 1920'de Gümrü de toplanmış bulunan Türk ve Ermeni delegeleri arasında 2/3 Aralık 1920'de Gümrü Antlaşması imzalandı ![]() 17 Kasım 1920'de yenilgiyi kabul ederek mütareke istiyen Ermenilerden mütareke şartı olarak biner mermisi ile birlikte 2000 tüfek, 3 batarya seri ateşli dağ topu, koşulu 40 makinalı tüfek alındı ![]() Bu Antlaşma gereğince doğuda tesbit edilen sınır sonradan Moskova ve Kars Antlaşmaları ile de kabul edilen Türkiye Cumhuriyeti’nin Doğu sınırdır ![]() ![]() Antlaşma'nın 18 nci Maddesi’ne, göre, bu Antlaşma iki tarafın hükümetlerince onaylanacak ve suretleri Ankara'da, teati edilecekti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Doğu Cephesi Komutanlığı'nca Ermenilere karşı girişilen harekatın zafere ulaşmasıyla doğuda Ermeniler ile imzalanan Gümrü Antlaşması, ANKARA HÜKÜMETİ'nin ilk siyasi anlaşmasıdır ![]() ![]() (*) Görgülü, İsmet; Ana Hatlarıyla Türk İstiklal Harbi, Kastaş Yayınevi, 2 ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Türk-Ermeni İlişkileri |
![]() |
![]() |
#5 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türk-Ermeni İlişkileriSEVR VE LOZAN ANTLAŞMALARINDA ERMENİLER Osmanlı Devleti'nin savaştan yenik çıkmasıyla imzalanan Sevr Antlaşması, Ermenileri bir kez daha umutlandırmıştır ![]() ![]() ![]() 1920 yılı sonlarında Doğu Anadolu Cephesi'ndeki Türk ileri harekatının başarılı sonuçlara ulaşması üzerine, Milletler Cemiyeti, İngiliz Temsilcisi Lord Robert Cecil, Ermenilerin durumunu düzeltmek ve Ermenilerden geriye kalanları sözde karşılaşacakları tehlikeden kurtarmak amacıyla gereken önlemleri almak ve Türkiye'de zaman ve şahıslara göre değişmeyen bir durumu yaratmak için öneri vermiş; Genel Kurul da toplantıya çağrılmıştır ![]() ![]() 27 Şubat 1921'de Londra'da bir konferans toplandı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Londra Konferansı'nda, Sevr Antlaşması'ndaki hür ve bağımsız bir Ermeni devleti yerine, ortaya ne olduğu belirsiz bir "ocak" sözcüğü çıkmıştır ![]() ![]() ![]() Ermeni delegeleri, "ocak" kararına karşı çıkmışlar; bağımsız, birleşik ve bütün bir Ermenistan kurulması amacını savunmuşlardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Lord Curzon, Nisan 1921'de Lordlar Kamarasında; "Kilikya'da çoğunluk İslamlarda ve Türklerde olduğundan, Kilikya'nın Türkler terk edilebileceğini" söylemiştir ![]() ![]() 26 Mart 1922'de İngiltere, Fransa ve İtalya Dışişleri Bakanları, Paris'te bir toplantı yaptılar ![]() ![]() ![]() "Ermenilerin durumumu, bunların karşı karşıya kaldıkları müthiş felaketler ve müttefik devletlere karşı savaşta yaptıkları yardımlar dolayısıyla göz önünde tutulmalıdır ![]() ![]() Böylece Paris'te toplanan Müttefik Devletler Dışişleri Bakanları, Sevr Barış Antlaşması ve Londra Konferansı isteklerinden ayrılarak işi en sonunda Milletler Cemiyeti'ne aktarmışlardır ![]() Türk ordusunun Garp Cephesi'nde 26 Ağustos 1922 tarihinde başlayan ve 30 Ağustos 1022'deki Başkomutanlık Meydan Muharebesi'yle sonuçlanan zaferinden sonra, 11 Ekim 1922 tarihinde, Mudanya Antlaşması imzalanmış ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti delegeleri, İtilaf Devletleri tarafından 28 Ekim 1922'd6e İsviçre'nin Lozan Şehrinde yapılacak barış konferansına davet edilmiştir ![]() Ermeni sorunu Lozan'da "Azınlıklar Sorunu" arasında görüşülmüştür ![]() Türkiye'de azınlıklara dil, din ve benzeri konularda bazı haklar sağlanmalı ve bu haklar Milletler Cemiyeti tarafından denetlenmeli ![]() Hıristiyanlar askerlik yapmamalı, buna karşılık para olarak bedel vermeli ![]() Din ve mezhep ayrıcalıklarının aynen kalmalı ![]() Azınlıklar için genel af çıkarılmalı ![]() Seyrüsefer serbestliğinin tanınmalı ![]() Yerlerinden göç etmiş olan Ermenilerin eski yerlerine tekrar dönmelerine izin verilmeli ![]() Ermenilere Doğu Anadolu'da ve Kilikya'da bir yurt verilmeli ![]() Lozan Konferansı'nın 13 Aralık 1922 tarihli toplantısında azınlıkların korunması konusunda İngiliz delegesi Lord Curzon, yaptığı konuşmada şunları söylemiştir: "Şimdi Ermenilerden söz edeceğim ![]() ![]() Şimdi bir Sovyet Cumhuriyeti olan Erivan'da bir Ermeni hükümeti vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Fransızlar Kilikya'yı boşaltırken buradaki Ermeni halk da korkudan Fransız ordusunu izlemiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şimdi bir Ermeni yurdu kurulması için gerek Ermeniler ve gerek Ermenileri sevenler tarafından yapılan isteklerden söz edeceğim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Lord Curzon, bundan sonra bu sorunun ayrıntılarıyla incelenmesi ve kesin önerilerin bildirilmesi için bir tali komisyon kurulmasını istemiştir ![]() ![]() ![]() Türk delegasyon başkanı İsmet İnönü, diğer konular hakkında ayrıntılı belgelere dayanan açıklamalar yaptıktan sonra, özellikle şu hususları belirtmiştir: "Türk milleti ve Türk hükümeti, çıkarılan isyanları daima sabrı tükendikten sonra bastırma önlemlerine başvurmuş ve isyancılara karşılık vermiştir ![]() ![]() ![]() ![]() Türk Hükümeti ve milletinin insanlığa uymayan hiçbir hareketinden bugüne kadar bir şikayet nedeni bulamamış olan Musevi cemaatinin gösterdiği örnek, Rum ve Ermeniler hakkındaki üzücü olayların suçunun bizzat bunlara ait bulunduğunu ispat etmeye yeter ![]() ![]() Evvela bazı devletlerin azınlıkları korumak bahanesiyle memleketin içişlerine karışma arzusu konusundaki dış politik etki ve bu suretle arzulanan karışıklığın kışkırtmalar yapmak ve karşılıklar çıkarmak suretiyle meydana gelmesi; ikincisi böylece cesaret verilen azınlıkların bağımsız devlet kurmak için kurtulmaya karşı eğilim ve isteklerinin bilinmesi üzerine meydana gelen iç politik etkenler ![]() Ermenilere gelince: Türkiye'yle Ermeni cumhuriyeti arasında yapılan antlaşmalarla güçlendirilmiş olan ilişkiler, Ermeni cumhuriyeti hükümeti tarafından yapılacak herhangi bir kuşatma olanağını ortadan kaldırmıştır ![]() ![]() Türkiye'deki azınlıkların durumunun düzeltilmesi her şeyden evvel her nevi yabancı karışmasıyla gelecek kışkırtmaların giderilmesine bağlıdır ![]() Bu amaca ulaşmak için her şeyden evvel Türk ve Rum halkının karşılıklı değiştirilmesi gerekir ![]() Karşılıklı değiştirme önlemlerinin uygulanmasından hariç tutulacak olan azınlıkların güvenlikleri ve ilerlemeleri için en iyi güvence; gerek kanunlardan ve gerekse Türk vatandaşlığından ayrılmış olan bütün cemaatlar hakkında Türkiye'nin vereceği garanti olacaktır ![]() Lozan Barış Antlaşması'nda Ermeni sorunlarına değinilmemiş olduğundan hayal kırıklığına uğrayan Ermeni delegeleri, tutulacak yol hakkındaki gerekli konuşmaları yaptıktan sonra, İtilaf Devletleri'nin Lozan'da Ermeniler için gösterdikleri gayretler uygun bir sonuç vermemişse de bu girişimlerin uygun bir zamanda tekrarlanması için politik ilkelerin sürdürülmesine karar alınmıştır ![]() ![]() "Ermeni delegeleri, Lozan Konferansı komisyonlarının açıklamalarından ve basında yayınlanan barış antlaşması projesinden İtilaf Devletlerinin Ermeni sorunlarını yüzüstü bırakmış olduğunu anlamıştır ![]() ![]() Versay Antlaşması, Sevr Antlaşması, 1921'de yapılan Londra Konferansı ve 1922'deki Paris Toplantılarında Osmanlı İmparatorluğundan bazı azınlıkları kurtarmak ve Ermenilere bir yurt sağlamak için kararlar alınmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() Ermeni Cumhuriyeti Heyeti Başkanı A ![]() ![]() ![]() KAYNAK: Uras, Esat; Tarihte Ermeniler ve Ermeni Meselesi, İstanbul 1987, sh ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Türk-Ermeni İlişkileri |
![]() |
![]() |
#6 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türk-Ermeni İlişkileriLOZAN'DAN GÜNÜMÜZE TÜRKİYE CUMHURİYETİ-ERMENİ İLİŞKİLERİ Ermeni sorununu tamamen ortadan kaldıran Lozan Anlaşması'nda itilaf devletleri tarafından yüzüstü bırakılan ve Türkiye'deki taleplerini gerçekleştirme şanslarını kaybettiklerini anlayan Ermeniler, yeniden Rusya'ya dönmüşlerdir ![]() ![]() Sovyet Ermeni Cumhuriyeti'nin içerideki rejimden ayrı olarak, ekonomi ve kültürünü pekleştirmek ![]() Bütün dünyaya dağılmış bulunan Ermenilerin milli duygu, dil, din, kültür ve amaçlarını yaşatmak ve korumak ![]() Avrupa devletlerinde ve Milletler Cemiyeti'nde Ermeni istek ve iddialarını sürdürmek ve bunun için fırsat kollamak ![]() Ermeni halkı ve göçmenleri için hayır kurumlarının yardımlarını sağlamak; anasız ve babasız çocukları yetiştirmek, muhtaç ve hasta olanlara gereken yardımı yapmak ![]() Bu programı uygulamak ve Avrupa'da yaşayan Ermenilerin katkılarını sağlayabilmek için bir örgüt kurulması düşünülmüş; ancak bazı çevreler, komitelerin yeniden işe karışmalarından çekinmişlerdir ![]() ![]() Cumhuriyetin kurulmasından sonra Sovyet Rusya ile Türkiye Cumhuriyeti arasında 17 Aralık 1925 tarihinde bir saldırmazlık paktı yapılmıştır ![]() ![]() ![]() Eşzamanlı olarak, ABD'deki Ermeni diasporasının bazı güçlü isimleri bu ülkenin başkanı Harry S ![]() ![]() ![]() Sovyet Rusya, 2 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sözü edilen süreçte yürütülen bazı çalışmalar şunlardır: — 1945 yılı Aralık ayında ABD'nin başkenti Washington'da, Ermeniler tarafından "Adalet" isimli bir Amerikan komitesi kurulmuştur ![]() ![]() — Eçmiyazin (bugünkü Vagrsabat: Erivan'ın batısında) Katogikosu VI ![]() ![]() ![]() — Rusya'nın Suriye ve Lübnan'daki çalışmaları ise şöyledir: Sovyet Rusya, Suriye ve Lübnan'ın zayıf yönetiminden yararlanarak bu ülkelerdeki Ermeni çalışmalarının yoğunlaşmasını sağlamış, Ermenilere yardım perdesi arkasında onları kışkırtmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() — 1946 yılı Ocak yılında Beyrut'a gelen bir Sovyet diplomatı, Lübnan ve Hatay Ermenileri temsilcileriyle ayrı ayrı konuşmuş ve onlara Sovyet Rusya'nın direktiflerini bildirmiştir ![]() — Lübnan Ermeni Komitesi, 16 Mayıs 1946'da BM Güvenlik Konseyi'ne bir telgraf çekerek "Bir buçuk milyon Ermeni'nin öldürülmesiyle sonuçlanan olaylar sırasında Türkler tarafından istila edilen topraklarımıza ve zorla alınan mallarımıza karşılık adı geçen topraklarımızın Sovyet Ermenistan'ına katılmasını istiyoruz" demiştir ![]() — Paris'te faaliyet gösteren Ermenistan savunma komitesi, 1946 yılı Haziran ayında Fransız Dışişleri Bakanlığı ile birlikte dört büyük devletin dışişleri bakanlarına birer muhtıra vererek, Kars ve Ardahan'ın Sovyet Ermenistan'ına katılmasını istemiştir ![]() — Sovyet Rusya, dışarıdaki Ermenileri kandırmaya çalıştığı gibi, içerideki Ermenileri de çeşitli yollardan etki altına almaya çalışmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() — Milli Ermeni Konseyi, 17 Haziran 1946'da "Ermeni Haklarını Savunma Derneği" isimli bir Amerikan derneğine New York'ta 800 kişilik bir ziyafet vermiş; burada Türkler tarafından zorla ele geçirildiği iddia edilen Doğu Anadolu illerinin Sovyet Ermenistan'ıyla birleştirilmesi amacıyla dünyaya dağılmış bulunan 1 ![]() ![]() — 29 Temmuz 1946'da Erivan'da bir basın toplantısı düzenleyen İngiliz-Sovyet derneği delegelerinden Bochon, Sovyet gazetecilerine şöyle demiştir: "Ermeni tarihini bilen her İngiliz, Ermenilerin çektiği ıstırabı bilir ve onlara sempati duyar ![]() ![]() — Amerika'daki Ermenilerin Konseyi, 1946 yılı Eylül ayında, "Ermeniler ne istiyor?" başlıklı bir broşür yayınlamıştır ![]() ![]() — Türk-Ermeni Sorunu Savunma Komitesi, 15 Ağustos 1946'da BM'deki 21 milletin delegelerine bir mesajla başvurarak, Ermeni iddialarını BM gündemine getirmeye çalışmıştır ![]() — 24 Nisan 1965'te Fransa'daki Ermeni Kilisesi'nde Mon Senyör Manukyan'ın yönetiminde bir dini tören yapılmıştır ![]() ![]() ![]() — "Ermeni Ölülerini Anma Günü" olarak ilan edilen 24 Nisan 1969'da, İngiltere'de yaşayan genç Ermenilerden oluşan bir grup, Türk elçiliğinin önünden geçerek Türkiye'yi protesto etmişlerdir ![]() — Türk düşmanlığı, Amerika üniversitelerinde de kendini göstermiştir ![]() ![]() — Latin Amerika'daki Ermeniler, 24 Nisan 1965'te Brezilya'nın Sau Paulu kentinde Yer Değiştirme Kanunu'nun çıkarılışının 50 ![]() ![]() ![]() — Türkiye Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay'ın ABD'yi ziyaret ettiği 2 Nisan 1967'de The New-Times Gazetesi'ne Ermeni iddialarını savunan bir ilan yayınlanmıştır ![]() ![]() — Cumhurbaşkanı Sunay'ın Paris gezisi sırasında da bu kez Fransa'daki Ermeniler gazete yoluyla propaganda yapmışlardır ![]() ![]() ![]() ![]() — Avrupa gezisine çıkan Patrik I ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() — Ermeni komitecileri, kendi varlıklarını ve çıkarlarını koruyabilmek için, bulundukları ülkelerde yürüyüş, konferans ve protestolar yaparken, İstanbul Ermeni Patriği Başpiskopos Şinork Kalusyan, bu tür olaylara karşılık olmak üzere 6 Şubat 1967 ve 4 Nisan 1967'de dünya kamuoyuna birer açıklama yapmıştır ![]() ![]() — Lübnanlı Müslüman ve Hıristiyan Araplar, 1969 yılında sözde Ermeni katliamının 54 ![]() ![]() ![]() ![]() — Ermenilere yapıldığı iddia edilen katliamın 60 ![]() ![]() ![]() — 1965'ten sonra, çeşitli ülkelerdeki Ermenilerin Türkiye aleyhine başlattıkları karalama kampanyasıyla dünya ve Türkiye kamuoyunda varlığını hissettiren sözde Ermeni Sorunu, 1970'li yıllardan itibaren yurtdışındaki Türk temsilciliklerine yönelik terör eylemlerine dönüşmüştür ![]() Gurgen (Karekin) Yanikan adlı bir yaşlı Ermeni'nin 27 Ocak 1973'de Türkiye'nin Los Angeles Başkonsolosu Mehmet Baydar ile Konsolos Bahadır Demir'i katletmesiyle başlayan "Bireysel Ermeni Terörü", 1975'den itibaren "Örgütlü Ermeni Terörü"ne dönüşmüştür ![]() ![]() ![]() Bu saldırılarda 42 Türk diplomatı ile birlikte 4 yabancı hayatını kaybetmiş, 15 Türk ve 66 yabancı uyruklu şahıs da yaralanmıştır ![]() ![]() — 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() — 21-28 Nisan 1980 tarihini Kızıl hafta olarak ilan eden PKK ile Ermeniler, 24 Nisan tarihini sözde Ermenilerin katledilme günü olarak birlikte andılar ![]() ![]() ![]() — 1983 Lozan Kongresi, önemli gelişmeler sonucunda toplanmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() — 7-13 Temmuz 1985'de Sevr'de toplanan ve adına "III ![]() ![]() ![]() ![]() — 04 Haziran 1993'te Batı Beyrut'taki PKK merkezinde, Hınçak Partisi, ASALA ve PKK'nın katıldığı bir toplantı gerçekleştirilmiştir ![]() — 6-9 Ocak 1993 tarihlerinde Beyrut'taki iki ayrı kilisede düzenlenen toplantılarda Türkiye'yi yakından ilgilendiren önemli kararlar alınmıştır ![]() Şimdilik Türkiye'ye karşı sakin tutum gösterilmelidir ![]() Ermeni toplumu gittikçe büyümüştür ve ekonomik yönden güçlenmektedir ![]() Geliştirilen propaganda faaliyetleri sayesinde, bütün dünyada (sözde) soykırım daha iyi bilinmeye başlanmıştır ![]() Ermenistan devleti kurulmuştur; atalarının intikamını alacaklardır ve her geçen gün toprakları genişlemektedir ![]() Başta ABD olmak üzere, diğer batılı ülkelerin de Karabağ'da sürdürülen savaşta Ermenileri haklı bulmuşlardır; bu fırsat iyi değerlendirilmeli ve Karabağ'da savaşan Ermeni gençlerine yenileri katılmalıdır ![]() Türkiye'de (PKK terör örgütü ile yapılan mücadele kastedilerek) iç savaş devam edecektir; ekonomi sıfır noktasına gelecektir; vatandaş baş kaldıracaktır ![]() Türkiye bölünecektir ![]() Türkiye'de Kürt devletinin kurulacaktır ![]() Ermeniler, Kürtlerle olan ilişkilerini iyi bir şekilde yürütmeli ve Kürtlerin mücadelelerini desteklemelidirler ![]() Bugün Türklerin elinde olan topraklar, yarın Ermenilerin eline geçecektir ![]() Bu arada, Lübnan ve diğer ülkelerdeki Ermeni Parti ve kuruluşlarına Ekim-Kasım-Aralık 1992 ayları içinde toplanan paranın büyük bölümü ile Yunanistan'dan veya Yunanistan aracılığı ile temin edilen silahların ve paranın kalan bölümü ile alınan gıda maddelerinin, Karabağ'da savaşan Ermenilere ulaştırmak üzere Ocak 1993 ayı başlarında hava yolu ile Ermenistan'a gönderildiği bilinmektedir ![]() — 1984'ten sonra Türkiye'ye yönelik terör hareketlerini PKK'ya bırakan Ermeni komiteleri, sözde iddialarını Ermeni diasporası aracılığıyla sürdürmeye devam etmişlerdir ![]() ![]() ![]() KAYNAK: (1) Sakarya, Em ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|