![]() |
Muhtesem Denizcilik Tarihimiz |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Muhtesem Denizcilik TarihimizDonanma-yı Hümâyûn ve Muhteşem Denizcilik Tarihimiz Anadolu Beylikleri'nde Denizcilik ve İlk Türk Donanması: Medeniyetler'in buluşma havzası olan Akdeniz’e hakimiyet; cihangirlik davasının başlıca unsurlarından biriydi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Oğuz Türkleri'nin Orta Asya’dan Anadolu’ya göç etmeleri ve küçük Asya’da yerleşmeleri ile birlikte Türkler denizlerle ilk kez tanışmış, böylece açık denizlere doğru yelken açmaya, karşılarına ilk kez çıkan ve sonsuzluğu çağrıştıran bu uçsuz bucaksız mavi suların gizemli dünyasını adım adım keşfetmeye başlamışlardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Çaka Bey, Selçuklu Ordusu'nun gözü pek, akıncı liderlerinden birisi olarak, Türkler'in savaşa savaşa Batı’ya yönelik ilerlemeleri sürecinde, 1078 yılında Bizans’a esir düşmüş ve İstanbul’a gönderilmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İlk Deniz Savaşı ve Koyun Adaları Zaferi: Çaka Bey'in komutasındaki Türk Donanması 17 çektiri ve 33 yelkenliden oluşan donanma gücü ile 1090 yılının Mayıs ayı başlarında İzmir’den Ege’ye açıldı ![]() ![]() ![]() 19 Mayıs 1090 tarihinde öğle üzeri her iki donanma, Koyun Adaları yakınlarında karşı karşıya geldi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Türk Donanması’nın ilk deniz savaşı olan ve tarihe "Koyun Adaları Savaşı" adıyla geçen 19 Mayıs 1090 tarihli deniz savaşı Türk Donanması'nın büyük zaferiyle sonuçlandı ![]() ![]() ![]() 13 ve 14 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu Uç Beylikler, (Karesioğulları, Saruhanoğulları, Aydınoğulları, Menteşeoğulları, Candaroğulları) Moğol istilasıyla hızını kaybeden Türk Denizciliği’nin gelişim sürecine yeni bir ivme ve yeni bir heyecan kazandırmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlı Kuruluş Dönemi Türk Denizciliği: Yeni kurulmakta olan Osmanlı Beyliği de ufkunu denizlere çevirmişti ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlı Beyliği, Doğu Marmara’da kesin bir hakimiyet sağlayınca, deniz gücünün kurumsallaşması için gerekli çalışmaları başlatmıştır ![]() ![]() Donanma hiyerarşik bir sistemle teşkilatlandırılarak, Donanma Komutanı’na "Derya Beyi" ünvanı verilmiştir ![]() ![]() Karamürsel’in fethinden sonra 1334 yılında Gemlik, 1337 yılında ise İzmit alınmış; böylelikle 1353 yılında Osmanlılar'ın Rumeli’ye geçişinde büyük kolaylık sağlanmıştır ![]() ![]() İstanbul'un Fethi ve Fatih-Yavuz Dönemi Türk Denizciliği: Sultan II ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlı İmparatorluğu genişledikçe, Anadolu’daki Türk Beylikleri’nin etkileri kaybolmuş ve bu beylikler Fatih Sultan Mehmet (1451-1481) döneminde tamamen İmparatorluk sınırlarına dahil olmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlı Donanması, İstanbul’un fethi’nden sonra atağa kalkmış ve Türk Denizciliği, tarihinin en parlak dönemine girmiştir ![]() ![]() Bu konuda Katip Çelebi’nin yapmış olduğu değerlendirme, deniz stratejisi açısından tarihi belge niteliği taşımakta ve dönemin devlet adamlarının ileri görüşünü ve jeopolitik dehasını ortaya koymaktadır: "Gizli değildir ki bu Osmanlı Devleti’nin en büyük dayanağı olup şanına iş güç edinip, önem verilmek ön sırada bulunan deniz işleridir ![]() ![]() ![]() Fatih Sultan Mehmet'in 1453 baharında gemileri karadan yürüterek İstanbul’u fethetmesi aslında Osmanlı Devleti’nin stratejik açıdan Deniz Kuvvetleri'ne verdiği önemin de bir göstergesidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Fatih Sultan Mehmet’in 1455 yılında Kasımpaşa’da kurmuş olduğu İstanbul Tersanesi (Tersane-i Amire) uzun yıllar dünyanın en büyük tersanelerinden birisi olarak tüm yabancı ülkelerin hayranlığını kazanmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Piri Reis'in Dünya Denizcilik Tarihi’ne diğer bir hediyesi de 1521 ve 1525 yıllarında iki kez yayınladığı ünlü, "Kitab-ı Bahriye" adlı kılavuz kitabıdır ![]() ![]() Yavuz Sultan Selim’in Mısır’ı fethetmesi ile Kızıldeniz ve Hint Okyanusu da Türk Denizciliği'nin ilgi alanına girmiştir ![]() ![]() ![]() Yavuz Sultan Selim denizlerde büyük bir güç olmadan Osmanlı Devleti’nin Kuzey Afrika’da tutunamayacağını bildiğinden Veziri Piri Mehmet Paşa'ya şu emri vermiştir: "Hristiyan ülkeler denizi gemilerle örtüyor ve benim sularımda Papa’nın, Fransa ve İspanya Kralları’nın sancakları dalgalanıyorsa bunun sebebi senin tembelliğin ve benim de hoşgörümdür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu söz, artık kabına sığmayan ve bütün dünyayı ilgi alanına almış bir Devlet'in denizcilik alanındaki fikri alt yapısının gelişmesinde ve çok güçlü bir deniz gücü oluşturulmasında kilit rol oynamıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kanuni Sultan Süleyman Dönemi Türk Denizciliği: Kanuni Sultan Süleyman, Belgrad’ı fethettikten sonra Rodos’u da almaya karar verdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu sırada, 4 Eylül günü, İleki Adası'nın Kara Mahmud Reis tarafından zaptı haberi geldi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Teslim şartları arasında; şövalyelerin eşya ve top dışındaki silahlarını alıp, on gün içinde Rodos’tan ayrılmaları; bu günler zarfında şehirdeki istihkâmların 4 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 3 Ocak günü Aydın, Midilli, Karasi, Menteşe, Saruhan sancakbeylerine, Anadolu Beylerbeyi Kasım Paşanın nezaretinde Rodos’taki inşaat, imar ve iskân işleri bitinceye kadar adada kalmalarını emredip, İstanbul’a döndü ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Barbaros'un Kaptan-ı Deryalığı: Barbaros'un Osmanlı Devleti'nin Kaptan-ı Derya’lığına atanması İspanya'da büyük korkuya sebep oldu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kanuni Sultan Süleyman'ın Barbaros'u İstanbul'a çağıran emri Cezayir'e ulaşınca 3 gün büyük ziyafetler veren Barbaros Cezayir'den İstanbul'a hareket etti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Türk Denizciliği'nin Yavuz Sultan Selim'le başlayan atılım yüzyılı Kanuni Sultan Süleyman döneminde doruğa ulaşmış ve bütün dünyadaki rakiplerine kök söktürerek Akdeniz'den Ege'ye, Karadeniz'den Manş Denizi'ne, Kızıl Deniz'den Hindistan'a, Endonezya'dan Atlas Okyanusu'na kadar her yerde boy göstermiştir ![]() Denizcilikte elde edilen bu başarılarda Osmanlı Devleti'nin birçok liman şehrine kurduğu çok sayıdaki tersanelerin de büyük rolü vardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Preveze Deniz Savaşı Sürecinde Türk Denizciliği: Osmanlı Devleti'ne -denizlerdeki üstünlüğünün bir sonucu olarak- dünyanın çeşitli devletlerinden çeşitli gerekçelerle yardım talepleri geliyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hadım Süleyman Paşa da 72 parçadan oluşan Donanma ile 1538 yılında Umman Denizi’ne açılarak Aden’i ele geçirdi ve leventleriyle Hindistan’a gidip Portekizliler'le mücadeleye girişti ![]() ![]() ![]() Preveze zaferinden bir yıl sonra Barbaros'un yardımcısı Hasan Reis ile Turgut Reis, Nova Kalesi'ni alarak Venedik'i barış yapmaya zorladılar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Muhtesem Denizcilik Tarihimiz |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Muhtesem Denizcilik TarihimizFransa'ya Donanma Yardımı: İspanya'nın Avrupa'daki en büyük iki rakibinden biri olan Fransa, baş edemediği İspanya kuvvetlerine karşı Osmanlı Devleti'nden yardım talep edince 150 gemilik dev bir Osmanlı Filosu Fransa Seferi'ne gönderildi ![]() ![]() ![]() "Ben ki Sultanlar Sultanı, Hakanlar Hakanı, Hükümdarlara taç veren, Allah'ın yeryüzündeki gölgesi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Padişah tarafından bu işle görevlendirilen Barbaros Hayreddin Paşa toplam mürettebatı 30 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cerbe Deniz Zaferi: Türkleri Kuzey Afrika’dan çıkarmak için Trablusgarp’ı geri almaya gelen Haçlı Filosu’na karşı ani bir taktik baskın düzenleyen Kaptan-ı Derya Piyale Paşa komutasındaki Osmanlı Donanması, 14 Mayıs 1560 günü yapılan "Cerbe Deniz Savaşı" sonucunda Haçlı Donanması karşısında kesin bir zafer kazanmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Malta Kuşatması: Osmanlılar'ın büyük zaferi ile sonuçlanan ve Türkler'in Batı Akdeniz'den çıkarılamayacağını bir kere daha ortaya koyan Cerbe Muharebesi'nden sonra dikkatler Malta'ya çevrildi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlı yönetimi Malta Seferi konusunda acele etmemesine rağmen bir Türk gemisinin Zenta ve Kefalonya Adaları arasında 7 Malta korsan gemisi tarafından ele geçirilmesi üzerine "Ahali-i İslâm-i Nüsret encâma zarar ve haşaretten hâli olmayan" Malta'nın alınması için yönetimi harekete geçildi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Saint Helen Kalesi 17 günde (24 Haziran l565) fethedilmekle beraber asıl maksat olan Malta kuşatıldı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sakız Adası'nın Fethi: Kanunî Sultan Süleyman ertesi yıl Malta'ya diyet olmak üzere Sakız Adası'nı Osmanlı hakimiyetine almak için Donanma'ya hareket emri verdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kıbrıs Adası'nın Fethi: Yavuz Sultan Selim'in Mısır'ı fethinden sonra kendisine Doğu Akdeniz hâkimiyeti yolu açılan Osmanlı Devleti'nin Kıbrıs Adası'nı da alması askerî ve siyasî bir zorunluluk halini almıştı ![]() ![]() ![]() ![]() Şeyhülislam Ebussuûd Efendi'nin de fetvâsı üzerine Kıbrıs'a sefer açılmasına karar verildikten sonra, Osmanlı Devleti adanın kan dökülmeden ele geçirilmesi için diplomatik teşebbüslere başladı ![]() ![]() Bu arada Osmanlı Devleti, Kıbrıs Seferi sırasında diğer ülkelerle problem çıkmaması için bir takım siyasî ve askerî girişimlerde bulunarak; 1568'de Avusturya'yla sekiz yıllık barış, 1569'da Fransa'yla II ![]() ![]() ![]() İstanbul'da gizli yürütülen sefer hazırlıklarını farkeden Venedik Elçisi Antonio Barbaro, bir yandan durumu Venedik Senatosu'na bildirerek önlem alınmasını isterken, diğer yandan da olayı Sokollu nezdinde protesto etti ![]() ![]() 11 Şubat 1570'de Venedik'e gönderilen Divân-ı Hümayûn çavuşlarından Kubad Çavuş Senato'nun olumsuz cevabını 5 Mayıs 1570'de İstanbul'a getirdi ![]() Durumun vehametini kavrayan Venedikliler, Avrupa devletleriyle temasa geçerek destek arayışlarına giriştiler ![]() ![]() ![]() Bu arada aralarında aldıkları karar gereği Girit'in Suda Limanı'nda birleşecek olan müttefik donanması, ittifaka dahil güçlerden sadece Venedik Donanması'nın bölgeye gelmiş olması dolayısıyla Osmanlı Donanması'na müdahale edemedi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Haziran ayında Fenike Limanı'na ulaşan Osmanlı Donanması, 20 günlük bir moladan sonra buraya sevkedilen Anadolu Sipahileri ile 2 Temmuz 1570'de adaya ilk çıkarmayı yaptı ![]() ![]() ![]() Lefkoşe'nin düşmesinden sonra Magosa dışında bütün Kıbrıs teslim oldu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kış mevsimi geçtikten sonra İstanbul'dan Müezzinzâde Ali Paşa ve Pertev Paşa kumandalarında iki donanma Akdeniz'e çıkarıldı ![]() ![]() ![]() Bir Deniz İmparatorluğu: Türk Deniz Gücü'nün İspanya, Venedik, Ceneviz, Fransa ve Malta gibi denizci devletlerden oluşan Birleşik Avrupa Devletleri’ne karşı tek başına mücadele edebilmesi, neredeyse bütün Osmanlı sahillerinin tersane ve liman şehirleri halini alması, bazı stratejik nehirlerde bile donanma bulundurulması ve tersaneler kurulması, Akdeniz’de Cezayir, Tunus, Trablusgarb, İskenderiye, Kıbrıs, Rodos, Sakız, Midilli ve İnebahtı’nın; Kızıldeniz’de Süveyş, Cidde, Moha ve Aden’in; Basra Körfezi’nde ise Basra gibi eyalet ve sancakların birer deniz üssü ve filosu olarak şekillenmesi, Karadeniz’in tamamının bir göl olarak yüzyıllar boyunca sadece iç ticarete açık tutulması, Akdeniz’in dünyanın en önemli uluslararası ticaret merkezi haline gelmesi, binlerce kilometre uzunluğundaki sahil şeridinin yüzyıllar boyunca düşman devletlerden korunması, Fransa'nın İspanyol Donanması'na karşı Osmanlı Devleti'nden yardım istemesi üzerine 150 gemilik dev bir filo ile Fransa'ya yardım için sefer düzenlenmesi, Hind hükümdarlarından Bahadır Şah'ın Hint Denizi'ndeki Portekiz gemilerine karşı Osmanlı Devleti'nden yardım istemesi üzerine Süveyş Limanı'nın üs haline getirilerek görev sahası Kızıldeniz, Hint Okyanusu ve Güneydoğu Asya'nın güvenliği olan bir “Hint Kaptanlığı” ihdas edilip Hint Denizi'ndeki güvenliğin sağlanması, Sumatra Adası ve Malaka Yarımadası'nda hüküm süren Açe Devleti'nin Portekiz saldırılarına karşı yardım istemesi üzerine Portekiz ve İspanya'ya karşı korunarak güvenliğinin sağlanması ve Osmanlı Padişahları'nın "Sultân-ı Hâkimü'l-Bahreyn" (İki Denizin Sultanı) lakabını alması gibi hususlar dikkate alındığında, Osmanlı Devleti'nin aynı zamanda dünya tarihinde eşine az rastlanan bir Deniz İmparatorluğu olduğu görülmektedir ![]() Türk Denizciliği bu dönemde Salih Reis, Aydın Reis, Murat Reis, Selman Reis, Seydi Ali Reis, Hasan Reis, Piyale Paşa, Kılıç Ali Paşa gibi ünlü denizcileri ve bugün adlarını bile bilmediğimiz isimsiz kahramanlarıyla başarıdan başarıya koşmuş; bu yüzyılda Türk savaş gemileri üstünlüğünü bütün dünyadaki rakiplerine kabul ettirmiş, İmparatorluğun dış politikasının ideal bir uygulama aracı olarak, güç göstererek veya güç kullanarak siyasi hedeflerin ele geçirilmesinde önemli rol oynamıştır ![]() Türk Denizciliği, özellikle 16’ncı yüzyılda zirveye ulaşan bu göz kamaştırıcı başarısını; üst düzeydeki denizcilik bilgisine, gemi yapımındaki üstün tekniğine, günümüzde bile hayranlık uyandıran lojistik destek sistemi ve üs zincirine, sahip olduğu mükemmel düzeydeki deniz haritalarına ve en önemlisi tüm bu konuları değerlendirip uygulayabilecek, inançlı ve üstün nitelikte denizciler yetiştirmesine borçludur ![]() ![]() Türk Korsan Gemileri: Türk Denizcileri, Avrupa ve Afrika ülkelerinin buluşma havzası olan Akdeniz'de rakiplerine kök söktürmelerinin yanı sıra Atlas Okyanusu'na da açılarak bu bölgede de korsanlık ve ticari faaliyetlerde bulunmuşlardır ![]() ![]() ![]() Türkler, düzenli bir filo ile ilk kez 1585 yılında Cebelitarık Boğazı'nı geçerek Atlantik Okyanusu'na açılmıştır ![]() ![]() Murat Reis, 1617 yılında Portekiz'e ait Maderia Adası'nı işgal ederek, 1200 esir almış ve ana üssü olan Cezayir'e geri dönmüştür ![]() Murat Reis'in Atlas Okyanusu'na yapmış olduğu seferlerin en ünlüsü, 12'si kadırga olan 15 parçalık bir filo ile 1627 yılında yapılan İzlanda harekatıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Murat Reis ve emrindeki kaptanlar, İngiltere'deki prenslikler ve kontluklar başta olmak üzere, İzlanda, Norveç, İsveç ve Danimarka limanlarına ard arda saldırılar düzenlemiş, önemli miktarda ganimet ve esir ele geçirmişlerdir ![]() ![]() ![]() ![]() Danimarka'daki Kraliyet Kütüphanesi'nde 1628 senesinde yazılmış ve Türklerin Atlantik serüvenini belgeleyen bir kitapta Piskopos Oluf Eigilsson "Türk denizcilerinin 1627 senesinde İzlanda'ya geldiklerini, kendisi de dahil, 300 kişiyi esir alarak Cezayir'e götürdüklerini, daha sonra serbest kalarak İzlanda'ya geri döndüğünü" anlatmaktadır ![]() ![]() Kopenhag'da, "Kgl Bibliotek Chistians Brygge No: 8" adresinde yer alan kütüphanede bulunan diğer bir kitap, pek bilinmeyen iki Türk denizcisini bizlerle tanıştırmaktadır, İzlanda'nın başkenti Reykjavik'de 1852 yılında basılan ve H ![]() ![]() ![]() Aynı kütüphanedeki diğer bir kitapta, "Murat Reis, Amiral olarak tanıtılmakta", başka bir kitapta ise, "1631 senesinde Türk Donanmasının 15 parça gemi ile İngiltere'ye geldiği ve daha sonra 12 parça gemi ile İzlanda'ya sefer düzenlediği" belirtilmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() Mareşal Montecuccoli, bir çok batı diline çevrilerek klasik olmuş tâbiye kitabında Osmanlı Ordu ve Donanması'nı şöyle anlatıyor: "Osmanlı Devleti o kadar kudretli ve kuvvetli bir İmparatorluktur ki, mükemmel eğitim görmüş sayısız askerlerden oluşan ordusu her an savaşa hazırdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Muhtesem Denizcilik Tarihimiz |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Muhtesem Denizcilik TarihimizOsmanlı deniz kuvvetleri ![]() Osmanlı Deniz Kuvvetleri Medeniyet dünyasına eski ve tarihî hayatiyetini veren Akdeniz’e hakimiyet; cihangirlik davasının başlıca unsurlarından biriydi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ancak, 12 ve 13 ![]() ![]() On üçüncü ve on dördüncü asırlarda, Mısır-Suriye Türk Memlûkları, Akdeniz’in doğusunda, ancak mevziî bir kudrette deniz gücüne sahip bulunuyorlardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlı Devleti'nin ilk zamanlarında İzmit, Gemlik taraflarının ve daha sonra Karesi ilinin elde edilmesi, Osmanlıları tabiî olarak denizle alâkadar etti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yavuz Sultan Selim Han, İslâm dünyasına hakim olunca, Avrupa’nın fethine girişmek maksadıyla, büyük bir gemi inşâ faaliyetine ve tersaneler yapılmasına başladı ve bir donanma kurmaya yöneldi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yavuz Sultan Selim’in bu niyeti, oğlu Kanunî Sultan Süleyman tarafından gerçekleştirildi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Barbaros Hayreddin Paşa, Osmanlı Devleti hizmetine girdikten ve bir takım muvaffakiyetlerden sonra, İspanyolların meşhur denizcisi Andrea Doria kumandasında bulunan büyük Haçlı donanmasını, 27 Eylül 1538’de müstesna bir zaferle imha etti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlı donanmasının en büyük âmiri, önceleri kapudan (kaptan) paşa ve 16 ![]() ![]() ![]() ![]() Kaptan olan reisleri, diğer reislerden ayırmak için hassa reisi denirdi ![]() ![]() ![]() ![]() Donanmada kalyon kullanılmaya başlanmadan evvel, kürek devrinde, hassa kaptanları, gemi azapları bölükbaşıları olan reislerden tayin edilirlerdi ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlı harp gemileri, Gelibolu ve İstanbul tersanelerinden başka, Karadeniz, Marmara ve Akdeniz sahillerindeki birçok iskele ve mevkilerde yapılırdı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlıların kullandıkları gemiler, muâsırı (çağdaşı) olan denizci devletlerinki gibi, kürekli-yelkenli ve yalnız yelkenli olmak üzere iki kısımdı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlı donanmasında hizmet eden azaplar, leventler, kürekçiler, aylakçılar, kalyoncular, gabyarlar ve sudagabalar gibi muhtelif hizmet efradı (personeli) vardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlı donanması, 16 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Üçüncü Selim Han zamanında, 1787-1792 Türk-Rus Harbinden sonra, çekirdekten denizci olan Küçük Hüseyin Paşa, kapdân-ı deryâ olunca, Osmanlı donanmasının modernize edilmesinde önemli adımlar atıldı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Nitekim, donanmanın bu gücü sayesinde Osmanlı denizcileri, İkinci Meşrutiyet döneminde Türk-İtalyan Savaşında denizaşırı uzak bölgelere, önemli ölçüde silah taşımıştır ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|