Anafartalar Kahramanı Mustafa Kemal

Eski 10-10-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Anafartalar Kahramanı Mustafa Kemal



Anafartalar Zaferi'nden sonra, Mustafa Kemal ismi herkes için kahraman anlamı taşıyordu Çanakkale'de görev yapan Türk askeri için onun adı moral kaynağı ve cesaret demekti, Müttefik askerleri bile kim olduğunu bilmedikleri bu komutana övgüler diziyorlardı Ian Hamilton bile günlüğüne, Türk askerinin çok iyi komuta edildiğini yazıyordu

Anafartalar Kahramanı Mustafa Kemal ilk kez burada gösterdiği kahramanlıkla bir şiirde yerini alıyordu Mehmet Emin Yurdakul Eylül 1915'de; yani muharebeler henüz bitmemiş iken; "Tan Sesleri" isimli ir şiir kitabı yayınlar Bu kitapta "Ordunun Destanı" adlı ve 15 Eylül 1915 tarihini taşıyan uzun manzumede, ilk dörtlük:

"Ey bugüne şahit olan Sarphisarlar

Ey kahraman Mehmet Çavuş Siperleri

Ey Mustafa Kemal'lerin aziz yeri

Ey toprağı kanlı dağlar, yanık yerler"

Böylece Mustafa Kemal adı şiirle halka mal edilmektedir Farklılığı vurgulanmaktadır

Muharebeler sırasında yerli ve yabancı basının M Kemal'e ilgisi yoğundur 2'nci Anafartalar Zaferi'nden sonra çok artar ve devletin planlı heyetlerinin dışında M Kemal ile doğrudan görüşebilmek için; 21 Ağustos'ta Polonyalı bir bayan gazeteci gelir ve 2 nci Anafartalar Zaferinin coşkusunu M Kemal'le birlikte yaşar 2 Eylül'de bir Alman gazeteci gelir 8 Eylül'de Türkiye'nin ilk filmcisi Necati bey gelir ve 3 gün çekimler yapar 10 Eylül'de Tanin yazarı Ekrem Bey, 21 Ekim'de Suriye yazar ve şairler heyeti gelir Özetle şöyle diyebiliriz Muharebeler sırasında o dönemin yazarları, çizerleri, ressam ve şairlerinin büyük bölümü; başarılarından dolayı M Kemal ile tanışmak için cepheye gelmişler ve intibalarını halka aktarmışlardır İşte bu aktarmaların sonunda M Kemal, halkın ağzında efsanevi kahraman olur Yakup Kadri, o günlerde duyduklarını "Atatürk" isimli eserinde şöyle anlatır:

"Bu genç kumandan, yanında bir avuç süngülü askerle, yerden, gökten, denizden gelen sürekli bir gülle, kurşun ve şarapnel sağanağının ortasında durmadan ileriye doğru atılıyor kollarıyla, kızgın boyunlarından yakalayıp denize yuvarlayacakmış gibi sıra sıra topları üstüne saldırıyor Bu insan, ateşte yanmıyordu Vücuduna kurşun işlemiyordu ve zırhlıların (savaş gemilerinin) attığı gülleler başının üstünden munisleşmiş, yırtıcı kuşlar gibi geçip gidiyordu"

Bu anlatım, Atatürk'ün tam bir masal kahramanı gibi algılandığını gösteriyor ki, o neslin de bir beklenti içinde olduğunu yine Yakup Kadri kitabının başlangıcında şöyle ifade eder

"Bizim ilk gençlik yıllarımız bir milli kahramana hasretle geçti" der

Atatürk'ün kazandığı bu haklı ün, Başkomutanlık'ta da etkisini gösterir Muharebelerin ilk ayı sonunda başarılarından dolayı rütbesi albaylığa yükseltilir ve toplam 3 madalya ve 2 nişan verilir Ayrıca kendisine iki önemli görev için tayin teklifi yapılır İlki, Temmuz 1915 ortasında, Trablusgarb'e ordu komutanı yetkisiyle ve Tuğgeneral (Mirliva) rütbesi ile gitmek arzusunda olup olmadığı sorulur İkincisi ise Anafartalar grup komutanı iken 1915 Ekim ayı başında, Irak Ordusu Komutanlığına tayin teklifidir Bu görev çok daha büyük ve önemlidir

Bu olaylar devleti yönetenlerin Atatürk'e bakış açısını sergilemektedir Yani daha muharebeler sırasında, henüz zafere erişilmeden Anafartalar kahramanı Mustafa Kemal tanınmış ve hakkı teslim edilmiştir

Zaferden sonra ise Mustafa Kemal ismi, efsanevi bir kimlik kazanır, artık İstanbul'u Kurtaran Kahraman ünvanı ile anılır Gazeteciler, yazarlar kendisiyle mülakat yaparlar Halkın en büyük arzusu ise kendisini görmektir 1916'nın ocak ayında 16'ncı kolordu komutanı olarak Edirne'ye girişinde halk sokaklara dökülür

Atatürk'ün Çanakkale'de ve sonrasında Kurmay Başkanlığı'nı yapmış olan Orgeneral İzzettin Çalışlar, günlüğünde bu karşılanışı şöyle anlatır:

"28 Ocak 1916

Yollar hıncahınç ahaliyle dolmuş, bütün mektepler karşılama için yerlerini almıştı Şehir saray gibi donanmış, peş peşe zafer takları yapılmıştı "Yaşasın Arıburnu ve Anafartalar kahramanı Mustafa Kemal Bey" yazılı levhalar asılmıştıEdirne eşrafı, vilayet erkanı,konsoloslar hep oradaydılarBütün şehir, heyecan ve coşkulu sevinçle karşıladı Çiçekler, buketler takdim ettiler Alkışlar, her türlü nümayişler, tezahürat, her türlü tasavvurun üstündeydi"

Görüldüğü gibi Atatürk'ün şöhreti, halkın kendisine layık gördüğü unvanlar, kendisine duyulan hayranlık o günlerde ortaya çıkmıştır Sonradan yakıştırma değildir Tarihte herhalde bir şehir halkı, hiçbir albayı bu şekilde karşılamamıştır Albay Mustafa Kemal ne Edirne'nin fatihidir, ne de Edirne'yi düşmandan kurtarmıştır Bunlara rağmen karşılanışın bir fatih'e yaraşır biçimde olduğunu anlıyoruz Sebep, Çanakkale'de yaptıklarıdır Yaptıkları ile kazanılan zaferdir Türk milletine, iki yüz yıldır hasret kaldığı zafer coşkusunu tekrar tattırmasıdır Bir büyük zafer armağan etmesidir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.