10-10-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
İstiklal Marşımız Neden Yavaş?
HATALI PLAK KAYDI YÜZÜNDEN İSTİKLAL MARŞI'NI YILLARDIR YANLIŞ SÖYLÜYORUZ
TARİH: 10 Eylül 1922 İstanbul, Şişli'de Uğurlu Apartmanı'nın 4 numaralı dairesinin kapısı hızlı hızlı vuruldu Kapıyı yumruklayan ilkokul öğretmeni İhsan Bey, telaşlıydı Ev sahibi; Mızıka-i Hümayun şefi-öğretmeni Osman Zeki (Üngör) Bey ile, misafiri Talim Terbiye Heyeti Üyesi Haydar Bey merakla kapıya koştular İhsan Bey müjdeyi kapıda verdi: "Türk süvarileri İzmir'e girmiş "Üçü de gözyaşlarına hákim olamadı  Osman Zeki Bey coşkuyla salondaki piyanosunun başına geçti Sevinçten elleri titriyordu Tuşlara dokunmaya başladı  İki arkadaşı, piyanodan yükselen melodiyi şaşkınlıkla dinliyordu  
Yeni bir marş doğuyordu  Osman Zeki Bey, Şişli'deki evinde iki gün daha çalıştı; bestesini bitirdi Hemen arkadaşlarına koştu Hepsi çok beğendi Mesleki "onayı" almak için, bestesini Viyana Konservatuvarı'na gönderdi
10 gün sonra yanıt geldi; eser orijinaldi  Osman Zeki Bey notalarını çantasına koyup Ankara'nın yolunu tuttu  
ATATÜRK'ÜN DAVETİ
2 Ekim 1922 Ankara Büyük Kurtarıcı Mustafa Kemal'in İzmir'den dönüşü görkemli bir törenle kutlanıyor Osman Zeki Bey, o gece yarısı Ankara Palas'ta, Mustafa Kemal'in huzurunda çaldı Mustafa Kemal marşı çok beğendi Osman Zeki Bey'i ekibiyle birlikte Ankara'ya davet etti Osman Zeki Bey, "Memnuniyetle Paşam!" dedi, ama içine de bir korku düştü Sultan Vahideddin hálá padişahtı ve İstanbul'daydı Ya arkadaşları korkup gelmezse? İstanbul'a gitti; Ankara davetini orkestra arkadaşlarına çekinerek söyledi Korktuğu gibi olmadı; hepsi kabul etti  Milli marş Ankara'da artık orkestra eşliğinde çalınıyordu Ama bu sadece Ankara çevresiyle kısıtlıydı! Çünkü, ortada bir karışıklık vardı Her bölgenin milli marşı söyleyiş biçimi değişikti! Bu karışıklığın sebebi, savaş koşullarından kaynaklanıyordu
FARKLI BESTELER VARDI
"İstiklal Marşı" Meclis tarafından 12 Mart 1921'de kabul edildi Sıra marşın bestelenmesine gelmişti Yarışmaya 24 besteci davet edildi 24 besteci, Mehmet Akif'in şiirini farklı farklı besteledi Söz jürideydi
Ancak savaşın her geçen gün kızışması üzerine yarışma sonuçlandırılamadı Ve bir karmaşa doğdu Örneğin; 24 besteciden biri olan Ahmet Yekda Bey, bestesini Trakya bölgesine söyletmeye başladı!Bir diğer yarışmacı İsmail Zühdü Bey ise bestesini Ege bölgesine yaydı İstanbul çevresi ise Ali Rıfat (Çağatay) Bey'in bestesine göre söylüyordu milli marşı  Bu karışıklık üç yıl sürdü
Yıl 1924
Ankara'da, Milli Eğitim Bakanlığı'nda bir kurul oluşturuldu Ali Rıfat (Çağatay) Bey'in bestesi beğenildi Beste pek marşa benzemiyordu; Türk müziği etkisindeydi; acemaşiran makamındaydı!
Neden Ali Rıfat Bey'in bestesi seçilmişti?
Ali Rıfat Bey, Mısırlı Abbas Halim Paşa'nın kız kardeşi Prenses Zehra Hanım'la evliydi Mısırlı Abbas Halim Paşa, Mehmet Akif'in yakın dostu ve hamisiydi; bir etki söz konusu muydu?Öyle ya; Mehmet Akif'in yazdığı "Köse İmam" adlı şiiri de Ali Rıfat Bey bir perdelik operet yapmıştı İyi ilişkileri vardı yani Neyse konumuz bu değil  
Alaturka tarzda icra edilen Ali Rıfat Bey'in bestesi, 1924'ten 1930 yılına kadar çalınıp söylendi 1930 yılında milli marşın bestesi değiştirildi Alaturka üslubun yerini modern Batı müziği aldı O yıllarda Ankara'da Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'nın şefliğini yürüten Osman Zeki Üngör'ün, yıllar önce Şişli'deki evinde bestelediği marş kabul edildi Türkiye'de, 1930 yılından günümüze; 77 yıldır Osman Zeki Üngör'ün bu bestesi söylenmektedir Ama 77 yıldır da bir tartışma sürüp gitmektedir  
HATA PLAK ŞİRKETİNDE!
"Marş cenaze marşı gibi, temposu çok ağır "Besteye yapılan eleştirilerin odağında buna benzer cümleler vardı
Osman Zeki Üngör de bu eleştirilere katılıyordu Ama haklı bir gerekçesi vardı Şöyle ki:Sahibinin Sesi, İstanbul'da ünlü bir müzik şirketinin adıydı Şirketin üç ortağından Kayseri kökenli Vahram Gesaryan, İstiklal Marşı'nı plağa kaydetmek istedi Bu nedenle besteci Üngör'le bir anlaşma imzaladı İngiltere'den getirilen ses teknisyenlerinin kontrolünde, besteci Üngör orkestra eşliğinde milli marşı stüdyoda icra etti Fakat aksilik oldu; marş plağın aynı yüzünün yarısını doldurabildi Şirket yöneticileri devreye girdi; plağın dolması için bir marş daha çalınmasını istediler Besteci Üngör yanaşmadı Ortam gerilince bir teklifte bulundu:"Marşı biraz ağır çalalım, böylece plak dolar Sonra çalınırken gramofon biraz hızlıya ayarlanır, olur biter!"Besteci Üngör kendi edip kendi bulmuştu; marş çalınırken, gramofonun hızıyla ayarlama yapılacağını kim düşünebilirdi ki?Doğal olarak, milli marş plağa okunan bu ağır temposuyla Türkiye'ye yayıldı Radyolar bile aynı yavaşlıkta çalmaya başladı Besteci Üngör sağa sola koştu, derdini anlatmaya çalıştı:"Ben, Şişli'deki dairemde besteyi yaparken gözümüzün önünde İzmir'e dörtnala giden süvariler vardı; ama bu marş çok yavaş çaldırılıyor, yanlıştır, yazıktır, yapmayın!"Ama iş işten geçmişti Orkestralar bile artık plaktaki tempoyla çalıyordu  İşin garibi, Osman Zeki Bey sadece plak şirketini kabahatli bulmadı İsim vermeden sitem ettiği bir kişi daha vardı; İstiklal Marşı'nı orkestraya uyarlayan Ermeni besteci Edgar Manas! Üngör, 1958'de öldü ama tartışma hálá sürüyor Tartışmalara inat İstiklal Marşı; ulusal direnişin ve bağımsızlık ülküsünün simgesi olmayı bugün de sürdürüyor
Kaynak; Soner Yalçın-hürriyet gazetesi
|
|
|