Suskun Mezmur / Mehmet Çelik |
10-09-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Suskun Mezmur / Mehmet ÇelikSuretler kesildi Ses gelmiyor artık Kırkbirinci tufandan bu yana alamıyorum vahyi Nicedir cihan içre yol almıyor şiirim Köleleri kışkırtmıyor imalı can çekişim Her gün tazelenen bir ölü geçiyor benliğimden Kemanın yok Yay gönlüme değiyor Teller deliyor delişmen yüreğimi Davud’a has kılınan bana memnudur sanki Her nefesim şir-pençe Her cümlem nakıs Alamıyorum üstüme mübalağa sıfatları… Güftesi saklanmış Lal/melal yüklü bir mezmürum Tutunamıyorum arşa arş kapatmış olmuş bana bablarını İlim mi çekildi acep arzdan Yoksa ben, son bilgeden bu yana Yemin olsun ki zeytine ve nara “Anestü nara” İhanet etmedim sana Sen beni ben sandım da Kitabımdaki tahmidi ithaf ettim semana Güneşi öldüren soylu inkâr aşkına Kalemimi ürperten senin sesin Yağmurdan okuyamıyorsam da azap kelimelerini Toprağın kokusu oluyorsun ünlemlerimce Senden başkasına düşüm mü var benim? Bilmedim Adını böldüm münkir bir teslise Birliğin üstüme çöktü Tevhidin: dağ Yalnızlığına hiç mi hiç isyan etmedim Yalnız kaldım bölündüm Toplamım sana vardı Seni verdi: bir (vahdet) Bakışlarımı topluyorlar şimdi geceden Ama bilirsin senden başkasına düş görmedim ki hiç Mesnevim noksan Sebeb-i telifim yok Son askı’dan bu yana Sana ihanet etmedim hiç Sana ve Mihriban suretine Yani kanla aharlanan o ebruli çehrene Düş görmedim senden başkasını hiç Yelkenim senle dolu Rüzgârım sen… Beni yani o etten ve kemikten malül kelimeyi Al ve hitabına kat Adım değsin diline Kelamın ben olayım Kitabında der-kenar Son mezmurdan bu yana Sana ihanet etmedim Mayın tarlasında ki işaret taşa kadar Yalana kapattım gözlerimi Bir başka sahilde uyanırım diyerek! Senden başkasına hiç düşüm olmadı benim Bir başka tecride düşerim diye Uykusuz kaldım yıldızlarca Ondandır hiçmi hiç Düşmedin gözlerimden Gözlerimden yani o ateş ve azaptan Görüntü mahzeninden… Bağışla! Bilmemişim Sana dünle Sana benle gelmişim Gelmişte durmuşum ölüm eşiği gölgene Gölgeni ben sanmışım Leyli köyünde çakar şimşek Burada yanar harmanın Kelimem yok katamam ölümsüz tarihçene Ben ki bu dehr-i denide a’raflara mahkûmum İlk sürgünden bu yana sana ihanet etmedim Korkmuyorum tenhadan Tenhadan ve tehiden Benim korkum yalnız kalma isteği Konuşmasan Mührümü ifritlerin saracak Bağışla bilememiş Sana günahla gelmişim Siyah bir gül yerine Şah damarımı getirmişim Kanım etimin tutkusunu taşımış olmalı sana ondan ben kokuyorsun ! Son zandan bu yana sana ihanet etmedim Ve ben hala göğüne asılıyım Ve hala yürüyorum kayıp haritalarında Yemin olsun ki güneşin tersine Yani sana döndüğü güne İptilam sana hala Sana ve katışıksız bir ecza olan büyülü gözlerine Sevdiğim ölüm kuşum Azabım! Kan buludum İnadım Kıyamet çıkınım Mizanım Yanık ömrüm Harmanım Ateş gayyam Durağım Ulvi yüküm Burağım Sırat meşalem Adağım Haşir günüm Sunağım Yemin olsun ki sana Sana ve akıştığım biricik varlığına Adına Senden başka düşüm yok Düş görmedim başkasına Kırkbirinci tufanda Son askıdan bu yana Son bilgeden ilk sürgünden Bu ana Son askıdan va zandan Boğazımdaki son mezmurdan El-ana Ben sana / hiç ihanet etmedim Çünkü sen zamirimden Bana hükümlü Lal mezmurumsun Sus bak davud geliyor Koynunda bir cenaze… Mehmet ÇELİK |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|