Enerji Molekül Taşıyıcı Olarak Atp

Eski 10-09-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Enerji Molekül Taşıyıcı Olarak Atp



Enerji Taşıyıcı Molekül Olarak ATP:

TAŞIMA VE DOLAŞIM SİSTEMLERİ

Çok hücreli canlıların çoğunda doku hücrelerine gerekli maddelerin ulaştırılması,doku hücrelerinde oluşturulan artık maddelerin de o bölgeden uzaklaştırılması kanallar ve sıvılarla yapılırBu sıvı ve kanalların oluşturduğu yapıya taşıma sistemleri denir

Taşıma sistemi,sindirm sisteminde sindirilen besinlerin monomerlerini ve akciğerden gelen oksijeni doku hücrelerini ulaştırırHücrelerde oluşan artık maddeleride (karbon dioksit ve azotlu artıklar) boşaltım organına taşırAynı zamanda ısının organizmaya dengeli bir şekilde dağılmasını sağlarEndokrin bezlerden salgılanan hormonlar kana verilir ve kan aracılığı ile gerekli yerlere taşınırDolaşım olduğundan bütün doku ve organlar arasında ilgi kurulurBu sayede kanın,su,besin,tuz miktarı ve solunum gazları düzenlenmiş olurYani böylece hemeostazinin kurulması ve devamı sağlanır(Hemeostasi=Sistemlerin canlıya sağladığı kararlı iç denge)

1Bir Hücrelilerde Taşıma:

Bir hücreliler ve basit yapılı çok hücrelilerde taşınma,vücut yüzeyindeki difüzyonla yapılırTek hücreli canlılarda,alınan maddelerden hücrenin tamamı kısa sürede yararlanabilirTek hücreli canlılarda,volvox kolonisi,süngerler,sölentereler ve yassı solucanlarda dolaşım sistemi yoktur

*Komplex bir hücrelilerde (ökaryotlarda) koful ya da endoplazmik retikulum madde iletimini sitoplazma içerisinde sağlarki bu da çok basit bir dolaşım sayılabilir

2Bitkilerde Taşıma:

ABasit Yapılı Bitkilerde Taşıma Sİstemi:

Bitkiler aleminin en basit yapılı temsilcileri olan su yosunları,ciğer otları ve kara yosunlarında özel bir taşıma sistemi yoktur

Su yosunları,suyu,mineralleri ve karbon dioksiti bütün yüzeyleriyle su ortamından alabilirler,artıkları da aynı şekilde suya verebilirler

Kara yosunları ve ciğer otları su bulma problemiyle karşı karşıya oldukları için daha çok nemli ve sulak yerlerde yaşarlar,ya da ancak yağışlı mevsimlerde gelişebilirlerTaşıma sistemleri olmadığı için boyca fazla büyüyemezlerBu bitkilerde topraktaki su ve mineralleri almayı sağlayan,köke benzeyen (rizoidler) bulunurGerçek gövde ve yapraklar ise bulunmaz

Eğrelti otları,at kuyrukları ve kibrit otları kara yaşamına daha iyi uyum sağlamışlardırÇünkü topraktan kökleriyle aldıkları su ve mineralleri vücudun diğer kısımlarına taşıyan basit iletim demetlerine (damar) sahiptirlerAyrıca tohumlu bitkilerdekine benzeyen gövde ve yaprakları da vardır

Bitkilerde taşıma sisteminin görevleri:

*Su ve mineral taşımak

*Besin taşımak

*Su ve mineral emilimini kökler tarafından yapmak

*Isıyı düzenlemek

BYüksek Yapılı Bİtkilerde Taşıma Sİstemi:

Gelişmiş bitkilerde fotosentez ve diğer hayat olaylarının çoğu yapraklarda gerçekleşirKöklerle alınan suyun fotosentezde ve transprasyon (terleme)'da kullanılmak üzere yapraklara,yapraklarda sentezlenen besinlerin biyolojik faaliyetlerde kullanılmak veya depolanmak üzere diğer organlara iletilmesi taşıma sistemiyle sağlanır

1Yaprak ve Stomalar:

a)Yaprağın yapısı ve özellikleri:

Fotosentezle besin üreten organdırFotosentezde gerekli olan ışığı iyi şekilde alabilmek,karbon dioksit,su,oksijen gazı alışverişi yapabilmek için geniş yüzeylidirlerYaprakların çoğunda meristem bulunmadığı için uzun ömürlü değillerdirEn fazla iğne yapraklılarda 3-4 yıl yaşabilirlerBir dikotiledon yaprağı,yaprak sapı,yaprak kını ve yaprak ayasından oluşurYaprak ayası nemli ortam bitkilerinde geniş,kurak ortam bitkilerinde küçüktürBöylece nemli ortam bitkileri daha çok ışık ve karbon dioksitten yararlanarak daha hızlı büyüme ve gelişme gösterirlerKurakçıl bitkilerde ise yaprak yüzeyinin az olması su kaybını önleyen bir adaptasyondur Gövde ve kökte olduğu gibi iletim demetleri bulunurAyadaki iletim demetleri çatallanarak damarları meydana getirir

Yapraktan alınan mikroskobik kesitte,alt ve üst yüzeyde epidermise rastlanırKoruyucu epidermis hücreleri kütin salgılarlarOluşturdukları kütikula tabakasıyla ısının yalıtımını sağlayarak bitkinin su kaybını azaltırlarYaprağın su kaybını engellerken,ışık emilmesine engel olmazlarEpidermis hücreleri arasında stoma (gözenek) denen açıklıklara rastlanırStoma hücreleri hariç diğer epidermis hücrelerinde kloroplast bulunmazStomalar genellikle ışıkta açık,karanlıkta kapalıdırBu kapalı açık olma mekanizması,bekçi hücrelerin turgor basıncıyla kontrol edilir

Alt ve üst epidermis arasındaki bölgeye mezofil adı verilirÜst epidermise yakın silindir şeklindeki hücrelerden oluşan tabakaya palizat parankiması,alt epidermis tarafındaki gevşek sıralanmış,hücreleri arasındaki boşlukları fazla olan tabakaya sünger parankiması denirPalizat parankimaları ve sünger parankimaları arasındaki boşluklar,karbon dioksit deposu olarak görev yapar

Sıcak ve kurak iklimlerde;

*Dar yüzeyli *Damar az, içe gömülmüş

*İğne yapraklı (çam) *Stoma az, içe gömülmüş

*Diken (kaktüs)

-Terleme ve su kaybına engel olan adaptasyondur

-Fotosentez hızı düşüktür

-Bitki yavaş büyür

-Bitkiler küçük yapılıdır

Ilıman ve nemli iklimde;

*Geniş yüzeyli

*Damar sayısı çok ve yüzeyde

-Terlemeye yönelik bir adaptasyondur

-Fotosentez hızı büyük

-Bitki hızlı büyür

-Büyük yapılı

Kütikula:

*Epidermis hücrelerinin hava ile temas eden yüzeylerinde bulunur

*Kütin birikimiyle oluşur

*Hava ve su geçişini engeller

*Isı kaybını engeller

*Yaprağı dış etkenlerden korur

*Gözeneklerin olduğu bölgelerde yoktur

*Kalınlığı bitkinin bulunduğu ortama göre değişir

*Yaprağın üst yüzeyinde daha kalın, alt yüzeyinde daha incedir

*Işığı geçirgendir

b)Stomalar:

Fotosentez için gerekli karbondioksit alınması alt epidermis hücreleri arasında bulunan gözenekler (stoma) ile sağlanırGözenekler ayrıca oksijen ve su çıkışını da ayarlarStomaların herbiri kloroplastlı iki stoma (kapatma) hücrelerinden meydana gelirStomalar terlemeyi düzenler ve gaz değişimini sağlarStoma hücreleri arasında stoma açıklığı bulunurBu açıklığın açılıp kapanması stoma hücrelerindeki turgor basıncının değişmesi ile olurStoma hücrelerinde fotosentezle glikoz yoğunluğu artarBu artıştan dolayı komşu hücrelerden stoma hücrelerine su geçişi olur ve turgor basıncı artarBu basınç ile hücrelerin dışa bakan kısımları gerginleşir ve stoma açılırIşık şiddeti arttıkça sentezlenen glukoz miktarı ve buna bağlı olarak turgor basıncı da artarStomalar;kloroplastlı,bol stoplazmalı,çekirdeklidirler

*Glikozun nişastaya dönüşmesinde rol oynayan enzim fosforilaz enzimidir

*Stomanın kapanması; açılması sırasında gelişen olayların tam tersidir

CBitkilerde Su,Mineral ve Organik Besinlerin Taşınması:

Bitkilerde su,mineral ve organik maddelerin taşınmasını sağlayan sisteme "taşıma sistemi" denirBu sistem odun (ksilem) ,soymuk (floem) demetlerinden meydana gelirOdun demetleri,odun boruları,canlı parankima hücreleri ve destek hücrelerinden meydana gelir

Odun borularında;hücreler ölüdür,hücrelerin ara çeperleri tamamen erimiş ve yan çeperleri odun özü (lignin) biriktirerek kalınlaşmıştır,iletim yönü kökten gövdeye doğrudur,su ve mineral taşırGeçit olan odun borularına trakeit,geçit olmayanlara ise troke denir

Soymuk demetleri,soymuk boruları,zengin stoplazmalı arkadaş hücreleri ve destek hücrelerinden meydana gelirSoymuk borularında;hücreler canlıdır,ara çeperleri tamamen erimediğinden yer yer delikler meydana gelmiştir(bu yüzden kalburlu borularda denir),bitkide sentezlenen organik besinleri taşırİletim yönü hem kökten yapraklara(topraktan alınan organik bileşikleri,örnek aminoasitler)ihem de yapraklardan kökedir(fotosentez sonucu oluşan organik bileşikler)

*Bitkide odun ve soymuk boruları boruları ilkbahar ve sonbahar olmak üzere iki kere meydana gelirOdun borularındaki iletim pasiftirSoymuk borularındaki iletim ise aktiftir

Soymuk ve odun boruları arasında kambiyum (meristem doku) varsa "açık demetler",yoksa "kapalı demetler" denir

KÖK:

Su ve mineraller bitkinin köküyle alınır,köklerbitkinin her tarafına dağılan taşıma sistemi ile bağlantılıdırTopraktaki su ve minerallerin alınmasında kökteki emici tüyler görevlidirBu tüyler kökteki bir epidermis hücresinin dışa doğru uzaması ile meydana gelirEmici tüyler kökün toprakla olan temas ve emme yüzeyini arttırırSuyun topraktan emici tüylerle alınarak iletim demetine kadar iletilmesi osmoz ve difüzyon olayları ile olurHer toprağın kendine has bir su tutma özelliği vardırGenellikle toprak suyunda çözünmüş olan maddelerin yoğunluğu düşüktürEpidermis hücreleri ise glukoz ve diğer organik bileşikler bakımından yoğundurBu yüzden su yoğunluğu az olan emici tüylere geçerSu alan hücrelerin yoğunluğu artar ve aynı esasla su,kabuk bölgesini oluşturan ince çeperli parankima hücrelerine geçerBuradan da odun borularına aynı şekilde taşınırBileşiminde erimiş madensel tuzların bulunduğu toprak sıvısı ile kök hücreleri arasındaki yoğunluk farkı çok küçük ise bitki topraktaki sıvıyı aktif taşıma ile alır

Topraktan alınan su ve madensel tuzların bitkinin en uç noktalarına kadar taşınması için ya kökten bir itme kuvveti ya da üstten bir çekme kuvveti olmalıdırBu iki kuvvet "kök basıncı" ve "terleme,kohezyon kuvveti"'dir

Kök basıncı:kök hücrelerindeki sıvının su yoğunluğu, toprak sıvısına göre daha azdırBu yoğunluk farkından doğan osmotik basınç kök basıncının meydana gelmesine sebep olur ve bu kuvvet ile su bitkinin üst kısımlarına taşınır

Terleme,kohezyon kuvveti;yapraklarda terleme ile kaybedilen su,yaprak hücrelerindeki osmotik basıncın artmasına ve bitkinin üst kısımlarında bir çekme (emme) kuvvetinin doğmasına sebep olur ve odun boruları içinde kökten tepeye kadar kopmayan bir su sütunu meydana gelirSu molekülleri,hidrojen bağları ile birbirini çekerek birarada kalırlarBuna "kohezyon kuvveti" denir

Kılcallık;suyun taşınmasında ayrıca odun borularının kılcallık özelliği de etkilidirKılcal borularda sıvı yüzeyindeki moleküller iç çeperdeki moleküller tarafından çekilerek yükseltilir

*Adhezyon kuvveti farklı maddelerin birbirini çekme kuvvetidir

Soymuk borularındaki madde hareketinin esası sıvı basıncının farklılığına dayanırBu basınç farkı organik maddelerin sentezlendiği hücrelerde şeker ve diğer ürünlerin yoğunluğunun fazla olmasından kaynaklanırOrganik maddelerin yoğunluğunun fazla olduğu hücrelerden soymuk borusu hücrelerine,difüzyon esasına göre madde geçişi olurBu maddeler soymuk borusunda aynı esasa göre bir hücreden diğerine iletilerek taşınırKöklerde oluşan aminoasit ve azotlu bileşiklerin bitkinin üst kısımlara taşınması da aynı şekilde meydana gelir (soymuk borularında madde iletiminde aktif taşıma da etkili olur)

Hayvanlarda Taşıma Sistemi:

Hayvanlarda vücudun belirli yerlerinden alınan besleyici maddelerin ve oksijenin hücrelere taşınmasını ve hücrelerde meydana gelen artık ürünlerin atılmasını sağlayan "taşıma sistemi" bulunurYüksek yapılı hayvanlarda bu sisteme "dolaşım sistemi" denirBir hücrelilerde gaz ve besin alış verişi doğrudan hücre zarı ile yapıldığı için dolaşım sistemleri yokturMesela terliksi hayvanda besin kofulu sitoplazmanın hareketi ile hücre içinde dolanır ve artık maddeler de ekzositoz ile hücre anüsünden dışarı atılırSüngerlerde dolaşım sistemi yoktur

Sölenterlerde de dolaşım sistemi yoktur

Solucanlarda mezenzim hücreleri alt ve üst meydana getirir ve dolaşım sistemleri vardır

aAçık Dolaşım:Taşıma sıvısı olan kan tümüyle kapalı bir sistem içinde dolaşmayıp damarlardan dokular arasındaki özel boşluklara yayılırBir veya birkaç odacıklı kalp ve kısa damarlardan meydana gelir,kan kalbin çalışmasıyla atar damardan dokular arasındaki boşluklara (Sinüs boşlukları) yayılırBu boşluklarda yavaş hareket eden kan ile hücreler arasında madde alışverişi olur ve kan toplayıcı damarla kalbe geri dönerYumuşakçalarda,derisidikenlilerde ve eklem bacaklılarda görülürAçık dolaşıma sahip canlılarda kılcal damar yoktur

Eklam bacaklılarda

Yumuşakçalalarda

*Derisi dikenlilerde kan sadece besin taşıma görevi yapar"Ambulaksal sistem" oksijen ve karbondioksit taşıma görevi yapar ve hareketi sağlar

bKapalı Dolaşım:Kan, kalp ve damarlardan oluşan kapalı bir sistem içinde dolaşırKanın hareketi açık dolaşıma göre daha hızlıdırBütün omurgalılarda ve halkalı solucanlarda bu sistem görülür

Açık Dolaşım Sis Kapalı Dolaşım Sis

*Kan, kalp, damarlar ve sinüs boşlukları *Kılcal damarlar bulunur, kan sürekli damarların içerisinde arasında dolaşırlar dolaşırVücut boşluklarına geçmez

*Yumuşakçalar, eklem bacaklılar ve derisi *Solucanlar ve omurgalılarda görülür

dikenliler açık dolaşım sistemine sahiptir

*Dolaşım yavaştırBundan dolayı *Dolaşım hızlıdır

****bolizma da yavaştır

NOT:Böceklerde kan, oksijen ve karbondioksit taşımazBunun yerine trake sistemi gelişmiştir

Balıklarda kalp iki odalıdırVücutlarına dağıtılan kan temizdir yani oksijence zengin kandır, sıcak kanlı hayvanlardır

Kurbağalarda kalp üç odaklıdırVücutlarında dolaşan kan karışıktırSoğuk kanlı hayvanlardır, bunlar oksijence fakir olduğu ve ortam ısısına göre vücut ısısı değiştiği için kış uykusuna yatarlar

Sürüngenlerin vücutlarında karışık kan dolaşır, sğuk kanlı hayvanlardır

Kuş ve memelilerin kalbi dört odalıdırKirli ve temiz kan birbirine karışmayıp vücutta ayrı ayrı dolaşırSıcak kanlı canlılardır

NOT:Timsahlarda Aort ve akciğer toplar damarı arasında bir damar vardırBu damara "Panizza" denir

İNSANDA DOLAŞIM SİSTEMİ:

Kalp üstte iki kulakçık, altta iki karıncık olmak üzere dört odalıdırSağ bölümde sağ kulakçık ve sağ karıncık bulunurSağ kulakçığa üst ve alt ana toplardamar gelir,sağ karıncıktan ise akciğer atar damarı çıkarSol bölümde ise sol kulakçık ve sol karıncık vardırSol kulakçığa akciğer toplar damarı gelir, sol karıncıktan ise Aort çıkar

Kulakçıklar ile karıncıklar arasındaki kapakçıklar karıncıklara doğru tek yönde açılırBu kapakçıklar kalp iplikleri denilen sağlam yapılı özel kaslarla karıncıkların damarlarına bağlanmıştır

Kalbin yapısında içten dışa doğru endokart, miyokart ve perikart bulunurEndokart (Epitel Doku); kalbin iç yüzeyini örten tabakadırTek hücre sırasından meydana gelmiştirBesin ve artık maddeleri difüzyonla alır verirKan damarı bulunmaz ve kaygandır

Miyokart (Kas Doku); kalbin çalışmasını ,kasılıp gevşemesini sağlayan kaslı bir yapıdırBu tabaka kanı karıncıklara pompalayan kulakçıklarda ince,kanı vücuda pompalayan karıncıklarda (Özellikle Aortun çıktığı sol karıncıkta ) kalındırBu tabakayı meydana getiren kalp kası çizgili kas dokusu gibi miyofibrillere sahiptir fakat farklı olarak miyofibriller çaprazlar yapmış ve dallanmıştır

Perikart (Bağ Doku); esnektir,içi doku sıvısıyla doludur, bu da kalbin rahat kasılıp gevşemesini sağlar

Kalpte kulakçık ve karıncıkları ayıran yağ tabakası ısıyı korur ve dış etkileri önler

Kalbin Çalışması:

*Otonom çalışır

*İlk uyarı SA(sinoatrial düğüm)'dan çıkar,sağ ve sol kulakçıkları çalıştırırBu uyarılar AV(atrioventrikular düğüm)'yi de uyarır ve ikinci uyarılar AV'den oluşur,oluşan uyarılar his demetleriyle karıncıklara yayılır ve karıncıklar kasılır

Kalbin Çalışmasını Etkileyen Faktörler:

*Otonom sinir sistemi:

-Sempatik sinirler hızlandırır

-Parasempatik sinirler yavaşlatır

*Hormonlar:

-Tiroksin (tiroid bezinden salgılanır)=hızlandırır

-Adrenalin=hızlandırır

-Asetil kolin=yavaşlatır

Diğer:

-Sıcaklık=SA uyarılarını hızlandırır

-Karbondioksit miktarı:Çoksa hızlandırır

Azsa yavaşlatır

-Stress=hızlandırır

-Kafein=hızlandırır

-Bazı içecek ve yiyecekler

Tansiyon:Kanın damarlara yaptığı basınçtır

Büyük Tansiyon:Kalbin kasıldığı (sistol) zamanki tansiyon

Küçük Tansiyon:Kalbin gevşediği (diastol) zamanki tansiyon

*Yüksek tansiyonda iç kanama,küçük tansiyonda bayılma meydana gelir

Nabız:Kalp atışlarının damardaki etkisine nabız denirNormal bir insanda 75-85 arasındadır

İnsan dolaşım sisteminde;

1)Atar damarlar

2)Toplar damarlar

3)Kılcal damarlar olamk üzere üç tip damar vardır

1)Atar damarlar;

Kanı kalpten diğer organlara taşıyan damarlardırÜç tabakadan meydana gelmiştirEn dışta lifli bağ dokusundan yapılmış bir dış tabaka vardırBu tabakadaki bağ dokusunun elastik lifleri kalp atışları sırasında meydana gelen kan basıncına karşı damarların dayanıklılığını arttırırOrta kısmında kuvvetli düz kaslardan meydana gelen bir tabaka bulunurAtar damarların çoğunda bu tabakada elastik lifler yer alırBu liflerin damar duvarına kazandırdığı esneklik kanın hareketini kolaylaştırır

Düz kasların çalışması otonom sinir sisteminin kontrolü altındadır; damar çapları değişerek organlara giden kan miktarı ayarlanırİç yüzeyi tek sıralı yassı örtü epitelden meydana gelen endotel ile kaplıdırKaygan bir yapıya sahiptirKanın kolayca akmasını sağlar

2)Toplar damarlar;

Vücuttan toplanan kanı kalbin kulakçıklarına getiren damarlardırÜç tabakadan meydana gelmiştir

*Atardamarlardan farklı olarak dış tabakada bağ dokusu lifleri az, orta tabakada ise elastik lifler yokturAyrıca vücudun alt kısımlarındaki toplardamarlarda üste doğru açılan tek yönlü kapakçıklar bulunur

3)Kılcal damarlar;

Atar ve toplar damarları birbirine bağlama görevi yaparTek sıralı epitel dokudan meydana gelmiştirMadde alışverişinin gerçekleştiği damarlardır

*Kılcal damarlardaki kan basıncı çok düşüktürEğer basınç fazla olsaydı çevresindeki tabaka çatlayabilirdi, ayrıca dokulardan kılcal damarlara madde geçişi olmazdı

Özellikleri:

*Atardamarlardan gelen kanı dokulara yaymak,

*Dokulara dağılan kanı toplayıp,toplardamara iletmek

*Doku sıvısı ile kan sıvısı arasında madde alışverişini sağlamak

*Toplardamarda kanın hareketini sağlayan basınç:

1)Kalbin kana yaptığı basınç

2)Damardaki elastiki liflerin kana uyguladığı basıncı toplardamarda iskelet kasları yapar

3)Nefes alırken göğüs boşluğunun genişlemesi ve kanın bu boşluğa dolması

4)Kulakçığın gevşemesiyle boşalan yere kanın dolması

*Atar damarlarda kanın hareketini sağlayan basınç:

1)Karıncıkların kasılmasıyla ortaya çıkan basınç

2)Atardamarların kana yaptığı basınç ile kan hareket eder

İNSANLARDA KAN DOLAŞIMI:

1)Büyük Kan Dolaşımı:

Sol karıncıktan başlar, sağ kulakçıkta sona ererAorttan çıkan temiz kan tüm vücudu dolaşır ve kirlenmiş olarak akciğer toplardamarından sağ kulakçığa ulaşır

2)Küçük Kan Dolaşımı:

Sağ karıncıktan başlar, sol karıncıkta sona ererAkciğer atar damarından çıkan kirli kan temizlenmek üzere akciğerlere gider ve temiz kan sol karıncıktan tüm vücuda yayılmak üzere sol kulakçığa gelir

*Karaciğerle kalp arasında karaciğer atardamarı,karaciğer kılcal damarları ve karaciğer toplardamarlarından oluşan bir döngü vardır

**Bağırsak,karaciğer,kalp,dalak dolaşım yolu sol karıncıktan başlar-Aort-Bağırsak atardamarı-Bağırsak kılcalları-Bağırsak topları-Kapı toplar damarı (Karaciğere)-Karaciğer kılcalları-Karaciğer toplardamarı-alt ana toplardamar-sağ kulakçık

*Kalp ve beyin

KAN DOKU:

Hayvansal dokulardan sıvı olan tek dokudurİki kısımdan oluşur,kan plazması ve kan hücreleri

Görevleri;Taşıma görevi yapar (besin,oksijen,****bolizma artıkları,hormon), homeostasiyi sağlar, savunma görevi yapar ve pıhtılaşmayı sağlar

1)Kan plazması:Beslenme görevi yaparBileşiminde %90 su, %7-8 kan proteini (globin), aminoasitler, glikoz (1 lt kanda 1 gr'dır), yağlar (kollestrol gibi yağ çeşitleri), madensel tuzlar (%9-Madensel tuz çözeltisine fizyolojide su denir) (No,Ca,Mg,Cl,HCO3,Fe,Cu,I,K gibi tuzlar), ****bolizma artığı maddeler (üre,ürik asit), antikor, antitoksin, virüsler için interferon, kanın pıhtılaşmasını sağlayan fibrinojen, erimiş gazlardan karbondioksit,oksijen,azot

2)Kan hücreleri:Alyuvarlar, akyuvarlar, kan pulcukları (trombositler)

a)Alyuvarlar (eritrositler);

Kanda en çok bulunan ortası çukur, çekirdeksiz hücrelerdirYapılarında oksijen ve karbondioksit taşıması yapan hemoglobin (Demirli bir bileşiktir) bulunduğu için kırmızı renklidirler

*İlk meydana geldiklerinde çekirdeklidirler, daha sonra çekirdek yok olur ve hemoglobin yüklenirler

Kemik iliğinde üretilirlerYapısında Fe,protein,B12,B6,B2 vitaminleri ve folik asit vardırKana geçtikten sonra en fazla 3 ay yaşarlar ve kendilerini yenileyemezler, ölen alyuvarlar dalak tarafından tutulur ve karaciğere getirilip parçalanırlar, parçalanma sonucu meydana gelen protein yeni alyuvar yapımında kullanılırKan ve vücut sıvısının asit-baz dengesini kurarlar ve oksijen taşırlar)

*Alyuvarlar ilk 5 ay dalak ve karaciğerde üretilirlerYükseklere çıkıldıkça alyuvar sayısı artar

b)Akyuvarlar (lökositler);

Beyaz kan hücreleridirKandan başka lenf sıvısı içinde, dokular arası sıvıda bulunurHemoglobinleri yokturÇekirdekli hücrelerdirYalancı ayak çıkartarak damarlara tutunarak karın tersi yönde hareket edebilirler, fagositoz yapabilirlerİkiye ayrılır; granüllü ve granülsüz akyuvarlar

1)Granürlü akyuvarlar;Kırmızı kemik iliğinde yapılırlar,çekirdekleri boğumludur, sitoplazmalarında lizozomların meydana getirdiği tanecikler vardırNötrofil (bakteri ve görevsiz hücreleri fagosite ederler), eozinofil (yabancı proteinleri yok ederler, damar içindeki kan pıhtılaşmasını çözerler, alerjik durumlarda sayıları çoğalır) ve bazofil (yağ ve kan pıhtılarınıyok ederler) olmak üzere üçe ayrılır

2)Granülsüz akyuvarlar;Lenf düğümlerinde, dalak ve timusta üretilirler, tek parçalı çekirdekleri vardır, küre veya atnalı şeklinde

Monosit:En büyük akyuvarlardırMakrofaja dönüşüp bakterileri fagosite ederler

Lenfosit: Monosit ve makrofaja dönüşebilirler, ayrıca fibroblastlara da dönüşerek lif yapabilirler

1T-lenfositi;Fagositoz yoluyla yabancı dokuları, kanser hücrelerini yok ederler

2B-lenfositi:Antikor, antitoksin, interferon gibi bağışıklık maddelerini salgılarlar

Trombositler (kan pulcukları); En küçük kan hücreleridirKırmızı kemik iliğinde dev çekirdekli hücrelerin parçalanmasıyla meydana gelirlerÇekirdeksiz hücrelerdir, ışınsal yalancı ayakları vardırPıhtılaşmayı sağlarlar

Kanın pıhtılaşması için, doku zedelenmesi, hava ile temas, trombositlerin olması, trombinaz enzimlerinin olması, protrombin ve fibrinojen (pasif görev yapamayan protein) enzimleri, Ca+2, K vitaminleri gereklidir

*Heparin pıhtılaşmayı önler

Doku Sıvısı ve Lenf:

Doku sıvısı kan plazmasının kılcallardan doku hücreleri arasındaki boşluklara kontrollü olarak sızması ile meydana gelirBu sıvıda kılcalların duvarından geçebilen küçük moleküllü proteinler, glukoz, aminoasit ve sodyum, klor gibi iyonlar (madensel tuzlar) ve su bulunurKılcalların duvarından dışarı doğru olan sıvı çıkışı fazla olduğundan plazma proteinlerinin yaklaşık %4'ü bir saatte doku sıvısına geçerBu kaybı önlemek için doku sıvısına geçen fazla plazma ikinci bir taşıma sistemi olan lenf sistemi ile tekrar kan dolaşımına döner

Lenf sistemi lenf damarları ve lenf düğümlerinden meydana gelmiştirLenf damarlarıyla taşınan ve içinde akyuvar bulunan doku sıvısına lenf denirKan damarlarına göre ince duvarlı olan lenf damarları dokular arasındaki alanlara yayılmış olan kapalı uçlu lenf kılcalları ile başalarLenf kılcalları daha büyük lenf damarlarına bağlanırBu damarlar tıpkı toplardamarda lduğu gibi kanın geriye akışını önleyen tek yönlü kapakçıklara sahiptirLenfin hareketi toplardamarlardaki gibi iskelet kaslarının basıncı ve solunum hareketleri ile sağlanırKanın hareketine göre oldukça yavaştır

Lenf düğümleri lenf damarlarının dolaşım sistemi ile birleştiği yerlerde bulunan özel hücre kümeleridirBu yapılarda akyuvarlar meydana gelir

Lenf bezleri;bademciklerde ,koltuk altlarında,kasık bölgesinde,göğüs kemiğinin üzerinde timus bezinde,boyun bölgesinde bulunur

*Lenf bezleri iki yolla kan damarlarına açılır

1)Sol taraftaki lenf sıvısı sol köprücük altı toplardamarıyla kana karışır

2)Sağ tarafta lenf sıvısı sağ köprücük alt toplardamarıyla kana geçer

Kan ve Vücut Hücreleri Arasında Sıvı Alışverişi:

Kılcal damarlardaki kan ile doku sıvısı arasındaki sıvı alışverişikılcallardaki osmotik basınca ve kan basıncıetkisinde meydana gelirosmotik basınç plazmadaki protein yoğunluğundan kaynaklanır ve doku sıvısı ile orada bir basınç farki doğarKılcal damarlardaki kan basıncı da kalbin kanı atardamarlara pompalamasıyla doğar

Kılcalların atardamar ucunda kan basıncı osmotik basınçtan daha yüksek olduğundan su ve çözünmüş maddeler kılcal damarlardan doku sıvısına difüzyonla geçer

Kılcalların toplardamar ucunda ise osmotik basınç kan basıncından büyüktür,su ve çözünmüş maddeler doku sıvısından kılcal damara geçer

Homeostasi (iç denge): Canlılarda iç ortamın belli sınırlar içinde dengeli tutulmasına "homeostasi" denirİç dengeyi korumada görevli sistemler;sinir,endokrin,solunum,boşaltım ve taşıma sistemleridir

İç denge; kanın pH'ının 4,4'de kalması,vücut ısısının korunması,kanın belirli bir su yüzdesinde sabit tutulması,tuz ve iyon yoğunlğunun korunmasıdır

Kan homeostasiyi nasıl sağlar?

-Dokularda meydana gelen artık maddeleri ve karbondioksiti dokulardan uzaklaştırarak

-Dokuların ihtiyacı olan maddeleri ve oksijeni dokulara ileterek

-Hormonları gereken yerlere ileterek sağlar

Mononükleotitler aynı zamanda nükleozit monofosfat olarak da isimlendirilirlerBunlara bir veya iki fosfatın eklenmesiyle "nükleozit difosfat veya trifosfat molekülleri oluşurNükleozit trifosfatlar içersinde hücre enerjisi için en önemlileri "Adenozin trifosfat (ATP) ve Guanozin trifosfat (GTP) "dirÇünkü çok miktarda bir enerji bu moleküllerin son fosfat gruplarında bulunmaktadır

ATP = Adenin + Riboz + 3 (PO4)

ATP sentezinin başlıca gerçekleştiği reaksiyonlar:

* glikoliz (sitoplazmada)

* hücre solunumu (mitokondri)

* fotosentez (kloroplast)

AMP + PO4 + enerji (E) -------> ADP + H2O

ADP + PO4 + E(73 kcal) ------->ATP+ H2O

ATP molekülünün başlıca kullanıldığı reaksiyonlar:

* Çoğu anabolik reaksiyonlardaÖrrotein,DNA,

RNA, polisakkarit ve yağların sentezinde

* Moleküllerin ve iyonların aktif taşınmasında

* Sinir hücrelerindeki uyartıların iletiminde

* Kasların kasılmasında

ATP + H2O -------> ADP +PO4 + E

ADP + H2O -------> AMP + PO4 + E

Her hücrede ~ bir milyar ATP molekülü vardırBu miktar hücrenin sadece birkaç dakikalık ihtiyacı için yeterlidir Bu nedenle bu molekül hızlı bir şekilde yenilenmek (recycle) zorundadır İnsanda yüz trilyon hücrenin olduğu düşünülürse ~ 10²³ ATP molekülü bulunmaktadır Her ATP molekülünde dakikada üç defa son fosfat molekülü eklenip, kopartılıyor (Kornberg, 1989, p-65)

İnsan vücudunun tamamındaki ATP sadece 50g gelmektedir ve bu miktar mutlaka hergün yenilenmelidir ATP 'nin kaynağı ise besinlerdir

24 saatini sadece dinlenerek yatakta geçiren kişinin hücreleri ~ 40kg ATP molekülü kullanır

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.