|
|
Konu Araçları |
bilim, ile, ilgili, kompozisyon, yazısı, örneği |
Bilim İle İlgili Kompozisyon - Bilim İle İlgili Kompozisyon Yazısı Örneği Nedir? |
09-11-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Bilim İle İlgili Kompozisyon - Bilim İle İlgili Kompozisyon Yazısı Örneği Nedir?Bilim İle İlgili Kompozisyon - Bilim İle İlgili Kompozisyon Yazısı Örneği Nedir? Bilim İle İlgili Kompozisyon - Bilim İle İlgili Kompozisyon Yazısı Örneği Nedir? TDK sözlüğünde bilim şöyle tanımlanıyor: Bilim Evrenin ya da olayların bir bölümünü konu olarak seçen, deneysel yöntemlere ve gerçekliğe dayanarak yasalar çıkarmaya çalışan düzenli bilgi” “Genel geçerlik ve kesinlik nitelikleri gösteren yöntemli ve dizgesel bilgi” “Belli bir konuyu bilme isteğinden yola çıkan, belli bir ereğe yönelen bir bilgi edinme ve yöntemli araştırma süreci” Bilim ile uğraşan bir kişinin bu tanımları yeterli bulmayacağını söylemeye gerek yoktur Bu nedenle, bilimin eksiksiz bir tanımını yapmaya kalkışmak yerine, onu açıklamaya çalışmak daha doğru olacaktır İnsan doğaya egemen olmak ister! Derler ki insanoğlu varoluşundan beri doğayı bilmek, doğaya egemen olmak istemiştir Bu nedenle, insan varoluşundan beri doğayla savaşmaktadır Son zamanlarda, bu görüşün tersi ortaya atılmıştır: İnsan doğayla barış içinde yaşama çabası içindedir Bence bu iki görüş birbirlerine denktir Bazı politikacıların dediği gibi, sürekli barış için, sürekli savaşa hazır olmak gerekir Gök gürlemesi, şimşek çakması, ayın ya da güneşin tutulması, hastalıklar, afetler, vb doğa olayları bazan onun merakını çekmiş, bazen onu korkutmuştur Öte yandan, bu olgu, insanı, doğadan korkusunu yenmeye ve merakını gidermeye zorlamıştır Korkuyu yenebilmenin ya da merakı gidermenin tek yolunun, onu yaratan doğa olayını bilmek ve ona egemen olmak olduğunu, insan, önünde sonunda anlamıştır Peki, insanoğlunun doğayla giriştiği amansız savaşın tek nedeni bu mudur? Başka bir deyişle, bilimi yaratan güdü, insanoğlunun gereksinimleri midir? Elbette korku ve merakın yanında başka nedenler de vardır İnsanın (toplumun) egemen olma isteği, beğenilme isteği, daha rahat yaşama isteği, üstün olma isteği vb nedenler bilgi üretimini sağlayan başka etmenler arasında sayılabilir İnsanın korkusu, merakı ve istekleri hiç bitmeden sürüp gidecektir Öyleyse, insanın doğayla savaşı (barışma çabası) ve dolayısıyla bilgi üretimi de durmaksızın sürecektir Bilim neyle uğraşır? Bilimin asıl uğraşı alanı doğa olaylarıdır Burada doğa olaylarını en genel kapsamıyla algılıyoruz Yalnızca fiziksel olguları değil, sosyolojik, psikolojik, ekonomik, kültürel vb bilgi alanlarının hepsi doğa olaylarıdır Özetle, insanla ve çevresiyle ilgili olan her olgu bir doğa olayıdır İnsanoğlu, bu olguları bilmek ve kendi yararına yönlendirmek için varoluşundan beri tükenmez bir tutkuyla ve sabırla uğraşmaktadır Başka canlıların yapamadığını varsaydığımız bu işi, insanoğlu aklıyla yapmaktadır Bilimin gücü Bilim, yüzyıllar süren bilimsel bilgi üretme sürecinde kendi niteliğini, geleneklerini ve standartlarını koymuştur Bu süreçte, çağdaş bilimin dört önemli niteliği oluşmuştur: Çeşitlilik, süreklilik, yenilik ve ayıklanma Çeşitlilik Bilimsel çalışma hiç kimsenin tekelinde değildir, hiç kimsenin iznine bağlı değildir Bilim herkese açıktır İsteyen her kişi ya da kurum bilimsel çalışma yapabilir Dil, din, ırk, ülke tanımaz Böyle olduğu için, ilgilendiği konular çeşitlidir; bu konulara sınır konulamaz Hatta, bu konular sayılamaz, sınıflandırılamaz Süreklilik Bilimsel bilgi üretme süreci hiçbir zaman durmaz Kırallar, imparatorlar ve hatta dinler yasaklamış olsalar bile, bilgi üretimi hiç durmamıştır; bundan sonra da durmayacaktır Bir evrim süreci içinde her gün yeni bilimsel bilgiler, yeni bilim alanları ortaya çıkmaktadır Dolayısıyla, bilime, herhangi bir anda tekniğin verdiği en iyi imkanlarla gözlenebilen, denenebilen ya da var olan bilgilere dayalı olarak usavurma kurallarıyla geçerliği kanıtlanan yeni bilgiler eklenir Ayıklanma Bilimsel bilginin geçerliği ve kesinliği her an, isteyen herkes tarafından denetlenebilir Bu denetim sürecinde, yanlış olduğu anlaşılan bilgiler kendiliğinden ayıklanır; yerine yenisi konulur Bu noktada şu soru akla gelecektir Sürekli yenilenme ve ayıklanma süreci içinde olan bilimsel bilginin doğruluğu, evrenselliği savunulabilir mi? Bu sorunun yanıtını verebilmek için, bilimsel bilginin nasıl üretildiğine bakmamız gerekecektir Sanıldığının aksine, bilimsel bilgi üretme yolları çok sayıda değildir; yalnızca iki yöntem vardır Bu yöntemler başka bir yazının konusu olacaktır |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|