Yayla Turizmi , Kış Turizmi ,Kültür Turizmi , Yaz Turizmi , Sağlık Turizmi |
09-11-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Yayla Turizmi , Kış Turizmi ,Kültür Turizmi , Yaz Turizmi , Sağlık TurizmiYayla Turizmi , Kış Turizmi ,Kültür Turizmi , Yaz Turizmi , Sağlık Turizmi Hangi Bölgelerde Yapılır ? Yayla Turizmi , Kış Turizmi ,Kültür Turizmi , Yaz Turizmi , Sağlık Turizmi I1 Turizmin Tanımı Turizm, gittikçe artan hava değişimi ve dinlenme gereksinimleri, doğa ve sanatla beslenen göz alıcı güzellikleri tanıma isteğine; doğanın insanlara mutluluk verdiği inancına dayanan ve özellikle ticaretle sanayiinin gelişmesi ve ulaşım araçlarının kusursuz hale gelmelerinin bir sonucu olarak ulusların ve toplumların birbirine daha çok yaklaşmasına olanak veren modern çağa özgü bir olay olarak tanımlanabilir Başka bir deyişle başka bir ülkeden veya bölgeden yabancıların gelmesi ve geçici süre kalmalarıyla ortaya çıkan hareketin ekonomik yönünü ilgilendiren faaliyetlerin tümü olarak açıklanabilir (KOZAK,2000,17) Turizm olayını tanımlanmasında genellikle dinamik bir unsur olarak kabul edilen seyahat faktörü önemli bir yer tutar Ancak teorik olarak insanların yaptığı bütün seyahatlerin turizm olayının bir unsuru olduğu da söylenemez Buna ancak seyahat amacı göz önüne alınarak karar verilebilir (KOZAK,2000,18) Turizm olayının tanımlanmasında ve oluşmasında gerekli ikinci unsur konaklamadır Konaklama yabancıların bir yere yaptıkları yolculuklarından ve devamlı kalma, para kazanma amacı gütmeyen konaklamalarından doğan ilişkilerin bütünü olarak algılayabiliriz I2 Turizmin Önemi Bireylerin eğitim ve gelir düzeyindeki gelişmeler ile hızlı kentleşme, nüfus artuşı ve teknolojik gelişmeler, uluslar arası turizm hareketini geliştiren önemli unsurlardır Turizmin yapısal özelliği ve turizm hareketlerine doğrudan katılan turistler ile katılma isteğinde olan turistlerde kendisini gösteren değişmeler, gelecek yıllarda turizm hareketlerinin hangi yönde gelişeceği konusunda soru işaretlerini de beraberinde getirmektedir Her yıl milyonlarca kişi değişil amaçlarla turizm, uluslararası turizm hareketlerine katılmaktadır Uluslar arası turizm hareketlerinin temelini, bulunduğu ülkeden başka bir ülkeye turizm amaçlı seyahat eden kimseler oluşturmaktadır uluslararası turizm hareketlerine katılan turistlerin daha uzun süre konaklama yapmaları, daha fazla harcamada bulunmaları ve beraberinde döviz getirmeleri sonucunda bölgenin ekonomik yapısına katkıda bulundukları için önemli bir unsurdur 1974 ile 1980 yılları arasında yaşanan durgunluğa karşı turizm dünyada en hızlı gelişen endüstrilerden biri haline gelmiştir (KOZAK,2000,126) I3Turizmin Türkiye’deki Gelişimi Uluslar arası turizm hareketlerinden Türkiye’nin 1997 yılı itibariyle aldığı pay, turist sayısı ve turizm geliri olarak %1,8 düzeyindedir Türkiye’nin turizm açısından sahip olduğu doğal, kültürel ve ekonomik vb potansiyel değerleri planlı ve verimli bir şekilde değerlendirmesi durumunda gelecek dönemlerde uluslararası turizm hareketlerinden alacağı pay daha da yüksek olacaktır Son yıllarda turizm hareketlerinin yılın bütün dönemlerine yaymayı amaçlayan kongre turizmi, yat turizmi, golf turizmi, yayla turizmi ve dağ turizmi gibi turizm türleri gelecek dönemlerde Türkiye turizminin gelişmesine katkıda bulunacaktır Günümüze değin Türkiye’ye yönelik turizm faaliyetleri daha çok kıyı turizmine yönelik olmuştur Türkiye’ye gelen yabancı ziyaretçilerin ikinci amacının kültürel değerleri gezmek görmek olduğu ve buna bağlı olarak kültür turizmine yönelik çalışmaların ağırlık kazandığı dikkate alınırsa Türkiye’nin kültür turizminde de önemli bir paya sahip olacağı söylenebilir Diğer yandan 1995 yılından itibaren Avrupa da tek Pazar uygulamasına geçilmesiyle birlikte, üye ülkelerden Türkiye’ye yönelik dış turizm talebinde önemli değişmeler olmuştur Türkiye turizminde önemli bir gelişme de, sayıları artan örgün ve yaygın turizm eğitim programlarıyla son yıllarda Türkiye de turizm bilincinin sağlıklı bir şekilde yerleşmeye başlaması sonucunda turizm sektörüne yönelik çalışmaların daha duyarlı bir hale gelmesidir Tüm bu olumlu gelişmelere karşın turizm gerek uluslar arası düzeyde toplumsal, ekonomik ve siyasi değişmelerden etkilenmesinin bir sonucu olarak var olan asayiş sorunlarının ve bu sorunların dünyada uyandırdığı etkilerin de kısa dönemde Türkiye turizmini olumsuz yönde etkileyecektir I4 Endüstri Devrimi Öncesinde Turizm Tarihin akışı içerisinde insanlar çeşitli nedenlerle sürekli yaşadıkları bölgelerden başka bölgelere seyahat etmişlerdir Bu seyahatlerin çoğu ticaret ve dinsel amaç taşırken, bazı durumlarda da sağlık amaçlı olmuştur (KOZAK,2000,20) Eski Mısır, MÖ 3000 yıllarında gezginlerin en fazla yerlerin başında gelmekteydi Yapılan bu ziyaretler dolayısıyla Mısırdaki konaklama tesisleri iyi bir düzeye ulaşmıştı Modern anlamda turizm olayı eski Yunan da daha yoğun ve belirgin olarak görülmeye başlamıştır Tarihte çağdaş turizmin ön koşullarından olan ulaşıma ilişkin ilk düzenli yolları ve ulaştırma araçlarını kullanıma sokan Romalılar geliştirdikleri bu ulaşım sistemiyle günde 120-150 km yol alabiliyorlardı Romalılar bugünkü anlamda turizm olayına yüksek bir katılımı sağlamışlardır Orta çağda ise bir takım maceracı insanların seyahatlerin görünmektedir Bu çağda turizme damgasını vuran en önemli unsur, dini yerlerin ziyaret edilmesidir (KOZAK,2000,20) Rönesans ile birlikte, özellikle sanatsal çalışmaların yoğunluk kazandığı merkezlere yönelik seyahatlerin arttığı görünmektedir Özellikle İtalya’ya yönelen bu insanlar, kültürel turizmin örneklerini vermiştir Öte yandan yine orta çağda Türk topluluklarında turizm hareketleri yaygınlık kazanmaya başlamıştır Anadolu Selçuklu devleti, seyahat edenlerin hizmetine yönelik olarak kervansaraylara, önceki işlevlerinden ayrı bir şekilde inşa ederek, çağdaş turizmin ilk örneklerini hizmete sokmuştur Daha sonra aynı kervansaraylar Osmanlı imparatorluğunda kullanılmaya başlamıştır (KOZAK,2000,20) I5 Endüstri Devrimi Sonrasında Turizm Seyahatler, endüstri devrimine değin ticaret, din ve sağlık gibi etmenlerin etkisiyle ve bazen de macera arayanların tekelinde gelişme gösteren turizm, günümüzdeki çağdaş durumuna endüstri devrimi ile gelmiştir Bu devrimle ile birlikte bir çok değişiklik olmuştur Bu değişiklikler turizm sektörünü direkt etkiler niteliktedir Bir taraftan makinenin tarıma girmesi, diğer taraftan büyük sanayi merkezlerinde fabrikaların istihdam ihtiyacı kırsal kesimden kente göçü başlatmıştır Diğer yandan yeni sömürge ve kolonilerin keşfi ve istilası, bu bölge zenginliklerin Batı Avrupa ülkelerine akmasına neden olmuştur Bir yandan Batı Avrupa’ya akan servet diğer yandan ekonomik ve ticari faaliyetler kapitalizme geçiş sürecini başlatmıştır Sosyal sınıf kavramı ortaya çıkmış ve sosyal sınıflar hiyerarşisi aristokratların aleyhine bozulmuştur Kentler ”büyük şehirler, metropoller” haline gelmeye başlamıştır Düzenli olarak artan gelir ile birlikte, insanlığın satın alma gücüde artış göstermiştir Böylece bireylerin yaşam düzeyinin yükselmesi sonucu turizme ayrılan payda artmıştır (KOZAK,2000,22) Teknolojik gelişmeler sayesinde üretim için gerekli olan çalışma süresi düzenli olarak azalmıştır Çalışma süresindeki azalış boş zamanları arttırmıştır Satın alma gücündeki artışı tüketim alışkanlıklarındaki değişiklikler izlemiştir Endüstri devrimi ile birlikte çalışanların sayıca artması ve izleyen yıllarda kapitalist sistemin rakibi olarak işçi sınıfına dayalı rejimlerin önce kuramda, sonrada uygulamada kendilerini göstermeleri, batılı ülkelerde çalışanlara “ücretli tatil” ile birlikte pek çok hakkın verilmesine neden olmuştur (KOZAK,2000,22) Sonuç olarak endüstri devrimi çağdaş turizmin doğması ve gelişmesi için gerekli alt yapıyı hazırlamış ve zaman içerisinde turizm hareketlerini hızlandıran önemli bir etken olmuştur II BÖLÜM: TURİZM ÇEŞİTLERİ II1 Deniz Turizmi Türkiye de talebin en fazla olduğu turizm türüdür Burada kişilerin “deniz-güneş-kum” üçlüsü olarak değerlendirilen deniz yada kıyı turizminden yararlanması söz konusudurpek çok ülkede olduğu gibi Türkiye yi ziyaret eden turistlerin önemli bir bölümü (yaklaşık %60 ‘ ı) deniz turizmine yönelik amaçlarla seyahat etmektedir (KOZAK,2000,25) Deniz turizmi aynı zamanda kurvaziyer turizmini de kapsamaktadır Günümüz modern turizm anlayışı içinde kurvaziyer turizminin önemli bir yeri vardır Havayollarında yaşanan rötarlar, yüksek fiyatlar ve yolculuk güzergahının görülmemesi gibi dezavantajlar nedeniyle kurvaziyer seyahatler özellikle yaşlı ve sosyo-ekonomik durumu yüksek Avrupalı turistler tarafında tercih edilen bir deniz turizmi olmaktadır II2 Termal Turizmi İnsanların tarihin ilk çağlarından beri sağlık amacıyla özellikle termal suların bulundukları yerlere gittikleri bilinmektedir Benzer şekilde, dünyada tıp alanında gelişmiş ülkelerde sağlık turizmine yönelik önemli oranlarda talep olduğu görünmektedir Termal turizmi, sağlık turizmi içerisinde değerlendirilen, içeriklerinde erimiş mineral bulunan maden sularının dinlenme, zindeleşme, tedavi gibi amaçlarına dönük olarak kullanımından doğan bir dizi ilişkiden kaynaklanmaktadır Günümüzde eski çağlarda olduğu gibi, benzer amaçlarla insanlar termal kaynak yönünden değer taşıyan alanlara giderek rahatsızlıklarına çare aramaktadırlar (KOZAK,2000,17) Önemli bir jeotermal kuşak üzerinde yer alan Türkiye, kaynak zenginliği ve potansiyeli açısından dünyada ilk yedi ülke arasına girmektedir Sıcaklıkları 20ºC - 110ºC arasında debileri ise 2 - 500 l/ sn arasında değişebilen 1000'nin üzerinde kaynak bulunmaktadır Bu kaynaklardan 200'ün üzerinde termal merkez oluşturulmuştur Türkiye'nin Marmara ve Ege Bölgelerinde yoğunlaşan bu termal merkezlere İstanbul, İzmir, Pamukkale ve Marmaris Fethiye alanı gibi popüler destinasyonlardan kolaylıkla ulaşılabilir Eski Hieropolis şehri, dağdan akan kaynak suyunun yamaçları göz kamaştıran beyaz kalkerli taşlardan yumuşak katmanlarla bezendirerek muazzam dairevi havuzlar oyduğu, Pamukkale'nin zengin maden suları mekanı üzerinde inşa edilmiştir Kuşkusuz, eski Likya şehri Kaunos'un sakinleri, yakınlarındaki Köyceğiz Gölünün maden bakımından zengin çamurunda banyo yapmışlardır İzmir - Balçova termal kaynakları, Roma çağında sularının tedavi özelliği bilinen ve yararlanılan, Agamemnon Hamamları mekanı içinde yer almaktadır Osmanlı Hanedanı'nın ilk payitahtı Bursa, eskilerin Olimpos Dağı olarak bildiği Uludağ karşısında kurulmuştur Burada doğal termal Çekirge kaynakları, Osmanlıları, 1 Murat (1359 - 1389 ) döneminde daha önceki Roma ve Bizans hamam kompleksinin yer aldığı mekanda daha büyük kubbeli hamam kompleksi inşa etmeye özendirmiştir II3 Yat Turizmi 1970 ‘li yılların sonuna doğru Datça, Gökova ve Hisarönü körfezlerinin yunanlı yat işletmecileri tarafından pazarlanmasıyla başlayan yat turizmi daha sonra 1983 yılında yürürlüğe giren Turizm Teşvik Yasası‘nın 815 sayılı kabotaj yasasındaki değişikliğe yol açmasıyla hızla gelişmeye başlamıştır Bu yasa değişikliği aynı zamanda yabancı yatların gezi ve spor amacıyla Türk limanları ve karasularında seyretmelerine ve Yunanistan da faaliyet gösteren yabancı bayraklı yat işletmelerinin yatları ile birlikte Türkiye ye yerleşmelerine izin verilmiştir Bu uygulamanın doğal bir sonucu olarak Türkiye de faaliyet gösteren yerli yat işletmecileri ve bunlara ait yatlar nitelik ve nicelik yönünde uluslar arası standartlara yükselmiştir Üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye, olağanüstü güzelliklere sahip koy ve körfezleri, iyi donanımlı marinalar ile yatçılar için tam bir cennettir II4 Mağara Turizmi Doğal süreçler sonucundan oluşmuş mağara adı verilir Genel olarak yer altı boşluğu yada birbirine bağlantılı boşluklar sistemini içeren mağaralar işlevlerine ve yapılarına göre “obruk” olarak ta tanımlanmaktadırlar Turizm türlerinin geliştirilmesi kapsamında Türkiye de turizm hareketlerinin diğer bölgelere ve yılın diğer aylarına yaygınlaştırılması amacıyla son yıllarda “mağara turizmi” konusunda yapılan çalışmalar artış göstermektedir (KOZAK,2000,26) Dünyadaki diğer ülkelere göre 'mağara cenneti ülke' durumunda olan yurdumuzda yaklaşık 40000 adet mağara bulunmaktadır Mağara oluşumları bakımından önemli bir jeolojik-jeomorfolojik nitelik olan karstlaşma (karstik alanlar) ülkemizde Batı ve Orta Toros Dağlarında (Muğla, Antalya, Isparta, Burdur, Konya, Karaman, İçel ve Adana ) yer almaktadır Türkiye'nin en uzun ( Beyşehir Gölü batısındaki Pınarözü Mağarası, 16 km) ve en derin mağaraları (Anamur'un kuzeyinde Çukurpınar Düdeni, 1880m) bu dağ kuşağı üzerindedir Ülkemizde mağara araştırmaları 1964 yılında kurulan Mağara araştırma Derneği (MAD) tarafından başlatılmıştır Daha sonra ilk üniversite kulübü olan 1973 yılında Boğaziçi Üniversitesi Mağara Araştırma Kulübü ( BÜMAK ) kurulmuştur 1979 yılında MTA Jeoloji Etütleri Dairesi bünyesinde kurulan Karst ve Mağara Araştırmaları Birimi, bugün mağara araştırmalarının büyük bir bölümünü gerçekleştirmektedir Günümüze kadar tüm yerli ve yabancı mağaracı gruplarının inceleyerek belgelendirdiği mağara sayısı 800'dür II5 Dağ ve Kış Turizmi Dağların temiz ve güzel havasından yararlanmak üzere insanların dağlara yönelik olarak gerçekleştirdikleri turizm türüdür Giderek kirlenen kentlerin yaşanılmaz hale gelmeye başlamasıyla dağ turizmi gibi insan ile doğayı yakınlaştıran turizm türlerinin gelişmesine yol açmaktadır Bugün Türkiye de 100 000 dolayında insan kış ve dağ turizmiyle ilgilenmektedir Gelecek 5-10 yıl içinde İstanbul, Bursa, Erzurum, Antalya , kayseri bölgelerinde dış pazara yönelik bir dağ ve kış turizmi hareketliliği beklenmektedir Yaz - kış üzerinde kar eksik olmayan yüksek dağlarıyla ve bu dağlarda kurulan kayak tesisleriyle Türkiye önemli bir Kış turizm Merkezidir II6 Av Turizmi Türkiye'nin coğrafi yapısı, bitki örtüsü ve yaban hayatı bakımından av turizminin gelişmesine elverişli konumdadır Av turizmine açılacak avlaklar, ülkemizin av hayvanı potansiyeli dikkate alınarak, Orman Bakanlığı (Milli Parklar, Av ve Yaban Hayatı Genel Müdürlüğü) tarafından tespit ve ilan edilmektedir Yabancı turist avcılar, Orman Bakanlığınca A Grubu Seyahat Acentalarına verilen Av Turizmi İzin Belgesi ile avlanabilmektedirler Ayrıca, yabancı turist avcılar Orman Bakanlığı Milli Parklar ve Av-yaban Hayatı Genel Müdürlüğünce tescil edilen özel avlaklarda, sadece buralarda üretilip serbest bırakılan türleri avlayabilmektedir (KOZAK,2000,27) Seyahat Acentaları aracılığıyla avlanabilen yabancı turist avcılar, 6136 Sayılı Kanunun uygulanmasına ilişkin yönetmelik ve MAK (Merkez Av Komisyonu) nun ilgili kararına göre, av tüfeği ve aksamını beraberlerinde getirebilmektedirler Av İzin Belgeleri'nde; av partisine katılacak avcının adı, soyadı, uyruğu, yurdumuza giriş ve çıkış yapacakları gümrük kapıları ve tarihleri, avlanacakları yer, avlanma tarihleri ve avlayabilecekleri av hayvanı türleri ve sayıları belirtilmektedir II7 Golf Turizmi Golf turizmi toplumun gelir düzeyi yüksek ve orta-ileri yaşlarda ki insanların tercih ettiği bir turizm türüdür Turizm çeşitlendirilmesi, istihdam olanağı yaratması, gelir getirmesi ve yeşil alanlar yaratması gibi nedenlerle Türkiye de, son yıllarda art arda hizmete giren uluslararası nitelikteki golf tesisleriyle dünya golf severlerini bir araya getiren nezaketin, kalitenin ve prestijin buluştuğu seçkin bir golf merkezi konumuna dönüşmüştür Özellikle Antalya'nın 30 km doğusunda yer alan Belek beldesi gerek eşsiz kültürel, tarihsel ve doğal yapısıyla gerekse nitelikli golf sahaları ve tesisleri ile eşsiz bir golf turizmi potansiyelini oluşturmaktadır Antalya'nın yanı sıra İstanbul, Ankara ve Muğla'da gerek işletme faaliyetinde gerekse yatırım kapsamında yer alan uluslararası standartlarda golf tesislerimiz planlanmıştır (KOZAK,2000,28) Ülkemizde golf tesisleri çoğunlukla sahile yakın yüksek kapasiteli zengin yeme-içme, alışveriş, eğlence olanaklarının sunulduğu konaklama tesislerinin yakınındadır Bu tesisler doğa ile iç içe düzenlenen golf sahaları ile ziyaretçilerine doğaya dönük bir ortamda tatil geçirebilmek için eşsiz fırsatlar sunmaktadır Türkiye'de Turizm Bakanlığı golf turizmine yönelik olmak üzere turizm alan ve merkezlerinde 11 adet golf alanı planlamıştır Bu golf alanlarının bir kısmı işletme faaliyetine geçirilmiş, diğer bir kısmı ise halen yatırım aşamasındadır II8 İnanç Turizmi Kutsal yerlere yönelik turizm etkinlikleri “inanç turizmi” olarak tanımlanmaktadır Değişen turist isteklerine bağlı olarak tüm dünyada gelişme gösteren inanç turizmi kapsamında mevcut kültür değerlerinin korunması, turizme kazandırılması ve tanıtılması hedeflenmektedir Ulusal sınırları hesaba katmaksızın dünyada meydana gelen teknolojik değişiklikler insanları bir araya getirmektedir Yazının icadından bu yana, belki de 9,000 veya 10000 yıl önce, dünya üzerindeki bazı yerler, farklı kültür, uygarlık ve dinler arasında oluşan yakın ilişkilere sahne olmuştur (KOZAK,2000,31) Gerek ilk çağ medeniyetlerinin Anadolu'da gelişmesi gerekse Hıristiyanlığın ilk dönemlerinde havarilerin ortaçağda ise Musevilerin bulundukları ülkelerde karşılaştıkları ağır baskı ve yok etme politikaları sonucu, bu topraklara sığınmış olmaları Türklerin kendi dini olan İslamiyet'e ait eserlerin yanı sıra çok sayıda sinagog ve kilisenin Anadolu'da yer almasına neden olmuştur Milletimizin İslami anlayış paralelinde derin saygı ve hoşgörü içerisinde günümüze kadar ulaşan bu eserler Türkiye'yi diğer ülkelerden daha avantajlı duruma getirmektedir İnsanların devamlı ikamet ettikleri, çalıştıkları ve her zamanki olağan ihtiyaçlarını karşıladıkları yerlerin dışına, dini inançlarını gerçekleştirmek inanç çekim merkezlerini görmek amacıyla yaptıkları turistik amaçlı gezilerin turizm olgusu içerisinde değerlendirilmesi İnanç Turizmi olarak tanımlanabilmektedir II9 Yayla Turizmi Yayla kelimesi, dağ tepelerindeki düzlüklere verilen isimden gelmektedir En zengin yayla potansiyeline sahip olan doğu Karadeniz bölgesinin belirgin özelliği, hayvancılığa elverişli zengin bitki örtüsüne sahip olmasıdır Yaylalar son yıllara kadar reaksiyonel ve turizm amaçlı kullanımından çok o yörede yaşayan halkın hayvanlarını kolaylıkla beslemek ve kışlık yakacak gereksinimlerini karşılamak amacıyla genellikle haziran ayı başında ağustos ayının sonuna kadar yaşadıkları yer olmuştur (KOZAK,2000,36) Günümüzde büyük şehirlerde yaşayan insanların şehrin gürültüsü ve kirliliğinden kaçıp, doğal güzelliklere sahip olan sessiz alanları tercih etmelerinin doğal bir sonucu olarak, özellikle kışı şeridindeki tatil yörelerinin sıcak ve nemli havasına karşılık yaylaların çok çeşitli bitki örtüsüne sahip olması, ormanları, krater gölleri ırmakları, dereleri, tarihsel, kültürel ve arkeolojik değerleri, doğa ve dağ yürüyüşleri, rafting, kış sporları, av ve spor, olta balıkçılığı, çim kayağı, şifalı suları, yayla şenlikleri ve el sanatları gibi değerleri taşıması nedeni ile bölgenin turizm merkezi olmasını sağlamaktadır II10 Akarsu Turizmi Akarsu kaynaklarının çeşitli reaktif amaçlarla kullanılmasına akarsu turizmi adı verilmektedir Çağdaş insanın modern yaşamının getirdiği gerilimlerden belirli bir süre uzaklaştırma isteğinde olması ve doğaya dönme arayışında akarsu turizmi, doğa yürüyüşü, dağ ve kış sporları gibi turizm türleri bu amacı gerçekleştirme de bir araç olmaktadır (KOZAK,2000,35) |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|