Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
peygamber, sav, sevilen, öğretmen

En Sevilen Peygamber - En Sevilen Öğretmen (S.A.V)

Eski 09-08-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

En Sevilen Peygamber - En Sevilen Öğretmen (S.A.V)



En Sevilen Öğretmen (sav)
En Sevilen Peygamber - En Sevilen Öğretmen (sav)

En Sevilen Öğretmen (ASM)
HzMuhammed [sav]
Kainatın öğretmeni

Onun (asm) getirdiği ölmez hakikatler, en katı kalpli insanları en merhametli insanlar hâline getirdi O, mükemmel bir eğiticiydi Ashabını en iyi şekilde terbiye etti ve yetiştirdi

“O (asm) gönüllerin sevgilisi, akılların öğretmeni,
nefislerin terbiyecisi, ruhların sultanıydı
Bediüzzaman

Eğitim aşk, şevk, sabır ve gönül işidir; büyük hüner ve maharet ister İyi eğitimci, gönüllere girmeyi bilir Gönlüne giremediğimiz çocuğun kafasını aydınlatamayız Gönüllere hükmedemeyen, beyinlere hükmedemez Eğitim, gönül kazanma ve gönüllere taht kurma mesleğidir

Bütün devirlerin en çok sevilen, en etkili ve en başarılı eğitimcisi, İki Cihan Güneşi Hz Muhammed’dir (asm)

“Suffe Okulu” adı verilen bir okul açtı Okumaya, öğrenmeye ve ilme çok önem verdi O sadece çocukların değil, büyüklerin de öğretmeniydi Sadece küçüklere değil, büyüklere de İslam’ın güzelliklerini, hakkı ve hakikati anlattı İslam hakikatini bütün insanlığa ders verdi

Suffa Okulu yatılı idi Dersler camide yapılıyordu Okuldaki öğrenci sayısı 70 ile 400 arasında değişti Peygamberimiz (sav) kendisine getirilen hediye, zekat ve sadakaları onlara aktardı

Başlangıçta buradaki sahabîlere kendisi öğretmenlik yaptı Daha sonra yetiştirdiği öğrencilerden öğretmenler atadı

Ubade İbn Samit, öğrencilere Kur’an ve yazı yazmayı öğretti
Abdullah İbn Said İbni’l-As, güzel yazı dersi verdi
Muallim Mirdas, çocuklara öğretmenlik yaptı
Cübeyr İbn Hayatissekafi, kitap okumayı öğretti1

Aziz Nebi (sav) hem gönüllere hem beyinlere hükmetti Kalplerin sevgilisi, akılların öğretmeni, nefislerin terbiyecisi oldu2

Okuma yazma bilmeyen ve okulu, gazetesi, kitabı, televizyonu olmayan, öğrenme kültürü bulunmayan bir topluma öğretmenlik yaptı
Çok zor şartlarda çalıştı
Literatüründe “eğitim” olmayan bir toplumu eğitti

Kaba, ilkel, vahşî ve en kötü âdetlere sahip bir milleti 23 sene gibi kısa bir sürede dünyanın en kibar, en nazik, en medenî, en adaletli milletine dönüştürdü; onları dünyanın başına sultan yaptı İçlerinden âlimler, hükümdarlar, sanatkarlar, kahramanlar çıkardı

Öylesine etkili hakikatleri anlattı ki onu öldürmeye gelenler onda dirildi Onu öldürmek için kılıç kuşanan ve yola koyulan Hz Ömer (ra), onun getirdiği Kur’an hakikatlerini ders aldıktan sonra birdenbire değişti Kanlı kinli Ömer gitti, yerine kalbi Allah aşkı, Peygamber aşkı, hakikat aşkıyla dolu, merhamet abidesi bir Ömer geldi Bu değişim sayesinde Ömer (ra), dünyanın en adaletli halifesi ve hükümdarı oldu

Muhteşem şair Mehmet Akif Ersoy, onun adalet anlayışını ve sorumluluk duygusunu anlatırken şöyle der:

“Kenar-ı Dicle’de bir kurt kapsa bir koyunu;
Gelir de adl-i İlahî Ömer’den sorar onu!”

İslam’dan önce peygamber öldürmeye azmedecek kadar katı kalpli olan Hz Ömer, Müslüman olduktan sonra memleketinde kurdun kaptığı koyundan kendisini sorumlu tutacak kadar yumuşak kalpli, merhametli ve adaletli hâle geldi

Onun (asm) getirdiği ölmez hakikatler, en katı kalpli insanları en merhametli insanlar hâline getirdi O, mükemmel bir eğiticiydi Ashabını en iyi şekilde terbiye etti ve yetiştirdi

Sırf Hz Ömer’de meydana gelen değişiklik sebebiyle ona “dünyanın en başarılı ve en güzel eğitimcisi” dense yeridir

“Zira sigara gibi küçük bir âdeti, küçük bir kavimden, büyük bir hâkim, büyük bir himmetle ancak daimî kaldırabilir Hâlbuki bak, bu zat, büyük ve çok âdeti, hem inatçı, mutaassıp büyük kavimlerden, görünüşte küçük bir kuvvetle, küçük bir himmetle, az bir zamanda kaldırıp yerlerine öyle yüksek seciyeleri, kan ve damarlarına karışmış derecede sabit olarak yerleştiriyor ve tespit ediyor Bunun gibi daha pek çok harika icraatı yapıyor”3

Hâlbuki Peygamberimiz (sav), puta tapma, intikam, faiz, zina, içki gibi pek çok âdeti, görünüşte küçük bir kuvvetle, kısa bir sürede kaldırmış ve yerlerine en güzel âdetleri, hem de o vahşî insanların damarlarına yerleştirircesine, yüreklerine kazımıştır

Bu inkılâbın tarihte benzeri yoktur

Arapların tarihi incelenirse İslam gelmeden önce dünya çapında hiçbir başarıya imza atmadıkları görülür Kabileler hâlinde yaşarlardı, kabileler arasında kavga ve savaşlar hiç eksik olmazdı Birbirlerine düşman kabileleri ve yağmacılığı ile meşhur bir millet idiler; kadın ve kızları insan yerine koymaz, hatta kız çocuklarını diri diri toprağa gömerlerdi İslamiyet’le şereflendikten sonra birden değiştiler ve şu hasletlere sahip oldular:

1 Birbirleriyle kardeş oldular
2 Güzel ahlak sahibi oldular Kumar, içki, adam öldürme, faiz, zina, fesat çıkarma, haksız yere kan dökme gibi yüzlerce kötülüğü terk ettiler
3 Kur’an’ın getirdiği yardımlaşmayı, bağışlamayı, zekat ve sadaka vermeyi, hak sahibine hakkını vermeyi, zayıfları ve mazlumları korumayı benimsediler
4 Allah rızasını hedef edindiler Hayırda ve takvada yarıştılar
5 İlim, sanat, marifet ve medeniyette ileri gittiler

Bunların neticesi olarak kısa sürede yeryüzünün en efendi, en adaletli, en dayanışmacı toplumu oldular Bütün dünyaya hükmeden muhteşem devletler kurdular Hem de uzun asırlar yaşayan ve dünyaya medeniyet öğreten devletler kurdular İspanya’da kurulan Endülüs Emevî Devleti 800 sene yaşadı ve bütün dünyaya ilim, hikmet, sanat, medeniyet ve insanlığı öğretti

Asr-ı Saadet, muhteşem bir inkılap gördü Aziz Nebi’nin (sav) getirdiği hakikatler o çağı öylesine değiştirdi ki cehalet devri kapandı, bütün vahşîlikler sona erdi, haksızlıklar bitti Bunların yerini “saadet devri” aldı

İnsanları değiştirdi Katı kalpler yumuşadı, kinin yerini sevgi aldı, düşmanlıklar kardeşliğe dönüştü

Alıntı Yaparak Cevapla

En Sevilen Peygamber - En Sevilen Öğretmen (S.A.V)

Eski 09-08-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

En Sevilen Peygamber - En Sevilen Öğretmen (S.A.V)



Kur'an'da “Allah'ın sevgisine mahzar olmanın Hz Peygamber'e tabi olmaktan geçtiğinin” (Âl-i İmran, 3/31) ve “Hz Peygamber müminlerin içinde olduğu sürece Allah'ın kendilerine azab etmeyeceğinin” (Enfal, 8/33) vurgulanması, Hz Peygamber'in örnekliğinin inananlar için ne kadar önemli olduğunu göstermektedir

Hz Peygamber'i sevmek ve onu örnek almak demek; onun, insanlığın huzuru ve kalıcı mutluluğu için yaptığı çağrıyı günümüze taşıyarak hayatımıza yansıtmak, davranışlarımızı onun örnek ahlakına, emir ve tavsiyelerine göre şekillendirebilmek demektir Çünkü O'nun örnek hayat çizgisi, söz ve davranışlarının temsil ettiği değerler bütünü bizler için her zaman yaşanabilir ve uygulanabilir özelliktedir Yüce Rabbimizin peygamberleri meleklerden ve olağanüstü güçlere sahip ve başka alemlere ait varlıklardan değil de içimizden seçmesi, bir beşer olarak göndermesi, peygamberlerin davetinin insanlar için anlaşılabilir, yaşanabilir, yapılabilir olduğunu göstermek içindir

Rahmet Peygamberi Efendimizi örnek almamız, sahip olduğumuz sorumluluğu, misyonu, insanî ve ahlakî değerleri fark etmek demektir Dindarlığımızın olgunlaşması da O'nu tanımaya, anlamaya ve sevmeye bağlıdır Dünya hayatının sonu gelmez koşuşturması, her bir yönden gelen bilgi kirlenmesi, iç dünyamızda yaşanan gelgitler arasında bocalayan bizlerin günümüzdeki önemli sorunlarından biri; Hz Peygamber'in örnek hayatı ile kendi hayatımız arasında sağlam bilgiye dayalı bir köprü kuramayışımız, sonuçta insanlığa rehberlik edecek ve umut kapıları açacak ahlakî duyarlılığa sahip dindarlıkların üretilemeyişidir Bu nedenle, giderek dünyeviliğe, bireysel benliklerine, çıkar ve hazza dayanan bir hayata yönelen çağımız insanlarının, onun örnekliğine, manevî önderliğine, sevgisine, onu anlamaya ve sevmeye son derece ihtiyacı vardır

Dürüstlüğü, emaneti korumayı, insan haklarına ve bunun önemli bir parçası olan kadın haklarına riayet etmeyi, yetim ve kimsesizlere kol kanat germeyi, ne sözle ne davranışla kimseyi incitmemeyi, iyilik yapmayı öğütleyen ve yaşayışıyla bunlara en güzel örnek olan Sevgili Peygamberimiz, yetimin elinden tutmuş, kimsesizlerin kimsesi olmuş, hiç kimseyi incitmemiş, bütün varlığa şefkat nazarıyla bakmış, karşılaştığı onca çirkin iftiraya ve dayanılmaz ezaya rağmen kötülüğe kötülükle karşılık vermemiştir Sahip olduğu ahlakî erdemlerle, Rabbimizin “Sen elbette yüce bir ahlak üzeresin” övgüsüne mazhar olan Sevgili Peygamberimiz, paylaşmayı, sevgi ve saygıyı, ötekini anlamayı ve ona yardım elini uzatmayı, müsamahayı, affı, rahmeti ve merhameti sadece tavsiye etmemiş, bunları aynı zamanda yaşadığı örnek hayatında hep uygulamış, neticede bu ve benzeri erdemler Hz Peygamber ve Sahabe topluluğunun hayat çizgisi olmuş, böylece sevgi, güven ve huzur temeline dayalı, kendisiyle ve Yüce Yaratanla barışık bir toplumu oluşturmanın yolları bizlere somut olarak gösterilmiştir

Bu duygu ve düşüncelerle Mevlid Kandilinin bütün insanlığa rahmet, dış ve iç dünyamıza huzur getirmesini, Mevlid-i Nebi'nin toplumumuzda, O'nu yakından tanımaya, sevmeye ve O'nun sevgisi etrafında birleşmeye vesile olmasını Yüce Allah'tan temenni eder, tüm İslam aleminin Mevlid Kandilini tebrik ederiz

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.