Sırasal Desen |
|
|
#1 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Sırasal DesenSirasal desen Yöntem: Birçok bölügü birçok seferde gözlemleme Bulgular: Davranista yasa bagli degisimler Avantaj: Yasin, bölügün ve toplum degisimlerinin etkilerini ortaya çikarir Dezavantaj: Arastirmalar uzun süreli ve pahalidir Kaynak: Hoffman ve ark , 1994 Sözü edilmesi gereken son bir arastirma yöntemi daha var Arastirmacilar, bütün toplumlara, bazi türden toplumlara ve sadece özel bir topluma iliskin kuramlar olusturmak isterler Iste, kültürlerarasi yöntem (cross-cultural method) bu yaklasimin aracidir Bu yaklasimda, arastirma birimini bireylerden çok kültürler olusturur Genellikle, benzer bir kültür alanina giren komsu toplumlardan küçük örneklemler alarak çalisilir Çocuk yetistirme geleneklerine, erinlik törenlerine ya da anababa olma özelliklerine iliskin arastirmalar bu türdendir Kuskusuz bu yöntemin de digerleri gibi bazi sinirliliklari vardir Gene de bu yöntem, bulgularini tüm insanliga genelleyemeyecegi konusunda diger arastirmacilari uyarmasi bakimindan özellikle yararlidir Yasam döngüsüne iliskin yukardaki açiklamalarda "yas" bir degisim endeksi olarak ele alinmisti Bir arastirma degiskeni olarak yasin ortaya koydugu yöntembilimsel sorunlar ise burada ele alinacaktir Yas kendi basina açiklayici bir degisken degildir Bu nedenle yas degisimleri ve yas farkliliklari denildiginde bu bulgularin yasla gelen degisimleri gösterdigi, ama olasi nedenlerini vermedigi bilinmelidir Örnegin 20 ve 40 yaslarindaki insanlar arasinda tutum ve degerler açisindan ölçülebilen farklar vardir, ancak bu farklarin nedenleri belirgin degildir Yas endeksini asarak yasa bagli degisimleri safdisi etmeye çalisan arastirma örnekleri vardir Kesitsel arastirmalar yasin bir zaman noktasindaki kesitine dayanirlar; farkli yaslardaki bir örneklem üzerinde çalisilir, bu yolla bulunan farkliliklara "yas farkliliklari" denir Yas endeksini arastiran ikinci yaklasim boylamsal arastirmadir; bu yaklasimda bir denek grubu birkaç yil boyunca periyodik olarak incelenir, bulunan farkliliklar "yas degisimleri" olarak adlandirilir Bu yaklasim, bireysel farkliliklarin incelenmesinde ve farkli bireylerin yasla birlikte nasil degistiklerini belirlemede yararlidir Ancak boylamsal arastirmalarin yetiskin gelisiminde kullanilmasini sinirlayan üç temel güçlük vardir Birincisi, bu arastirmalarin, çok zaman almasi ve çok pahali olmasidir, geçen zaman içinde denekleri yeniden bulmak da zor olabilir, buna arastirmacinin ömrü yetmeyebilir Yine de boylamsal arastirmalar kesitsel arastirmalardan çogu zaman daha üstündürler; çünkü bireysel farkliliklari yansitirlar ve yasa bagli diger açiklayici degiskenleri (tibbi özgeçmis, geçmisteki yasantilar, aile geçmisi vb ) ortaya çikarabilirler, bunlar da incelenen özel yas degisimlerinin nedenlerini belirlemede yararli olabilir Ikinci güçlük arastirmacinin yaptigi ölçmelerin belirli bir yasta (çocuklukta ya da ergenlikte) uygun oldugu halde, daha sonraki bir yasta (yetiskinlik yada ihtiyarlik) uygun olmamasidir, çünkü bireyin yasamindaki önemli olaylar birey yasam çizgisinde ilerledikçe degisiklik gösterebilir Üstelik, bilim ilerledikçe de arastirilan degiskeni ortaya çikarmak için yeni teknikler bulunabilir ve bunlar eskilerini geçersiz kilabilir Üçüncü güçlük, uzun zaman aldigi için deneklerin ölmesi ya da örneklemden çikmasidir Bu güçlüklerin bir çözümü "sirasal yaklasim" olabilir, bu yaklasimda bir denek grubu gelisimsel dönüm noktalarinin (evlenme, anababa olma, menopoza girme, emekliye ayrilma ![]() ![]() ) yer aldigi bir zaman döneminde incelenmektedir Bu yolla, arastirmaciyi ve denekleri uzun süreli bir arastirmaya baglamadan, boylamsal degisimi ve bireysel farkliliklari saptamak mümkün olabilmektedir Yetiskinlik ve yasliliga iliskin verilerin çogu kesitsel arastirmalara dayandigi için, bu yaklasimin içerdigi güçlükleri de incelemek gerekmektedir Kesitsel bir arastirmanin kültürel ve tarihsel degisimleri yas degisiminden ayiramadigi kolayca görülebilir; "yas" ile "dogum yili" birbirine karismistir, birinin sonuçlari digerinden ayirt edilemez, bu nedenle yas farkliliklari gerçekte yasa bagli güncel etkenlerden çok, bireyin dogum yiliyla iliskili olabilir "Dogum yili"na bagli etkilere "bölük etkileri" (cohort effects) adi verilmektedir (bir "bölük" asagi yukari ayni zamanda dogmus bireylerin olusturdugu bir gruptur) Boylamsal arastirmalar ise, dogum yilini sabit tutarak, kültüreltarihsel degisimlerin yas degisimiyle karismasini engellemek isterler Ancak bu arastirmalar da "yas" degiskeni ile "ölçüm yili" degiskenini birbirine karistirirlar Örnegin, 1960-1980 yillari arasinda sigara içmedeki ani düsüs yasla birlikte azalan ciger kapasitesi ile çakisabilir Genellikle boylamsal yaklasimin kesitsel yaklasima yeglendigi söylenebilir Çünkü ölçüm yillarina bagli degisimlerin etkisi dogum yilina bagli olanlara göre daha kolaylikla denetlenebilir Dogum yilina bagli olarak ortaya çikan çarpici tarihsel-kültürel etkenleri tam olarak kestirmek ve ölçümlerdeki etkisini saptamak çok daha zordur (D C Kimmel, 1974) Arastirma türlerini ve yöntemlerini bir arada incelemekte yarar var (bk Tablo 3) Daha önce de belirtildigi gibi, kesitsel desen, iki ya da daha fazla yas grubunun ayni anda arastirilmasi ve sonuçlarin karsilastirilmasidir Bu karsilastirma ayni yasam dönemindeki farkli bölükler (6 yasindakiler ile 10 yasindakiler) arasinda ya da farkli yasam dönemlerindeki bölükler (18 yasindakiler ile 60 yasindakiler) arasinda olabilir Kesitsel desenin sorunu, yasla birlikte ortaya çikan farkliliklarin gelisimsel degisim mi, yoksa farkli bölügün üyesi olmanin mi sonucu oldugunu belirleyememesidir Söz gelimi, yetiskinlerde ZB puanlarini ele alan kesitsel bir arastirma zekada 40 yaslarinda baslayan düsüsün oldugunu düsünmemize yol açabilir Oysa 1990 yilinda 80 yasinda incelenen kisiler 1910'da dogmuslardi, 20 yasinda incelenenler ise 1970'de Bölükler arasindaki bu zaman içinde toplumsal ve kültürel çevreler pek çok bakimdan degismistir, dolayisiyla bu degisimler zihinsel becerilerin gelisimini ve korunmasini etkilemis olabilir Bu bölük etkisi (cohort effect) sorunu ilgili bölümlerde yeniden ele alinacaktir Boylamsal desen'de ayni bölükten olan insanlar haftalar, aylar, hatta yillar boyunca izlenirler Ayni insanlar kendi kendileriyle örnegin 8 yasinda ve 20 yasinda karsilastirilirlar Bu durumda bireydeki degisimler açiga çikar; bölük farkliliklari da arastirmanin sonuçlarini etkilemez Ancak bu arastirma türünün de kendine özgü sorunlari vardir Boylamsal arastirmalar gelisimi toplumun havasiyla karistirabilirler Söz gelimi, boylamsal bir arastirmada deneklerin uyusturucu ve alkol kullanimina, 1990'da incelendiklerinde yirmi yil önce incelendiklerinden daha az yöneldikleri bulunabilir Bu degisimin yaslanmanin mi yoksa toplumun yirmi yil içinde uyusturucuyu normal görmekten tehlikeli bulmaya dogru degismesinin mi sonucu oldugu belirsizdir Tarihsel degisimin davranisi etkiledigi bilinmektedir Yukarida açiklandigi gibi, arastirmacilar bu iki arastirma türünün sorunlarindan kurtulabilmek için ikisini birlestiren üçüncü bir tür önermislerdir: Sirasal desen Warner Schaie'nin ZB puanlarinin yasla birlikte köklü bir biçimde azalmadigini gösteren arastirmasi sirasal desenin en taninmis örneklerinden biridir Bu arastirmada önce iki ya da daha fazla bölüge kesitsel bir arastirmada test verilmistir; yillar sonra ayni bölüklere boylamsal veri elde etmek üzere yeniden test verilmistir; ayni anda, yeni bir kesitsel arastirma ilk bölüklerden alinan yeni gruplar ve yeni bir bölükten alinan bir grup üzerinde önceki arastirmayi yinelemistir (Hoffman ve ark , 1994)![]() |
|
| Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
| Görünüm Modları | |
|
|