Prof. Dr. Sinsi
|
Sevda Veya Suyun İzi|Makaleler-Denemeler
Sevda veya Suyun İzi
Dünyaya merhaba deyişinde hatırlar ana çektiği acının binbir aha denk geldiğini de yinede sarar bağrına yavrusunu pelte pelte gözleridir oysa çocuğun dünyaya bakan Ter dir boşanan yanaklardan ecel acılarına benzeyen sancılardan sonra Bir ürüne söylenen bütün türküler, şarkılar adına çile yerini sevinçle ,heyecana bırakır
Bebeği kucağında ayrılırken hastane kapısından ebeveyn ev sıcaklığını sinesinde çoktan hissetmiştir yavrucak Ana ile arasında sudan kurulan suyla kurulan bir bağ çoktan köprülenmiştir
Ana kucağı samimiyeti hep devam eder sanılır hayatta Önce emeklemeye başlar kanape kenarlarında Diz kapakları titrek alev dalgaları gibidir Anneye dönüktür yakarışlar Sonra emekleme biter artık oyun başlamıştır ve oyunun temel kişisi odur O dünyanın merkezinde yalnızca enesinin varlığını duymaya başlar
Sudur aslında yaratılışın sırlarından biri Sudur aslında temizliğin asaletin bütün adı Sudur aslında Fuzuli nin asırlardır başına taştan taşa vurarak aktığını anlattığı Taç Mahal bütün haşmatiyle aslında suya yansır Abdest suyla alınır Arınmanın işareti olarak Aslında su zerreden küreye dünyanın anlamını gizlemez mi?
Suyu arar yürümekle yolların aşınmayacağını bilmeden çocuk Hatta böyle bir cümlenin içinde geçen aşınmak kelimesinin bütün değerlere şamil olduğunu bilmeden yürüyecektir Ve çocuk değildir artık genç adam olma yolunda suyla beraberdir Temmuz arefesinde kızgın kumların üstünde denize inen suyu arayan bedenleri görecektir çocuk Anasının terinden ayrı babasının emeğinden ayrı bir başka suyun varlığına koşan insanları bilecektir bedenin bunca hasretinin anlamını belkide bedeni dışındaki başka bir bedenle bulaşmaya ömür harcamış Ferhat ı tanıyınca öğrenecektir Ve ozaman aşkların diyetlerinin de suyla ödendiğin bilecektir
Çocuk göletleri görecektir insan elkiyle yapılan genç adam barajları tanıyacaktır coğrafya kitaplarından ,televizyon ,bilgisayar ekranınıdan  bütün nehirlerin kirlendiğini kaynak sularına herşeye rağmen lağım sularının karıştığını sonradan öğrenecektir bu yüzden hazır su diye milyon dolarlık ticarethanelerin oluştuğunu yine çocuk sonra öğrenecektir Hep annesinin gül sinesinden damıtılan suyun lazzetini arayıp duracaktır bütün damacanlarda
Ve çocuk kendinden önceki pek çok nesilde olduğu gibi varılması mümkün olmayan bir diyara atlarını sürecektir Ülküleri oluşacaktır insan yana ülkeden yana Anadan babadan kardeşten, kerdeşlikten yana Barışa uzanan zeytin dallarının özünün sudan olduğunu unutmayacak ama suyun aşksız kalınca kuruduğunu da acaba zamanında öğrenebilecek midir ?Ve acaba aşkın bütün ezmelerine rağmen elini suyun altında tutabilecek midir?
|