Uyku sırasında beliren düşünce ve hayaller zinciri olarak tanımlanabilir
Her insanın, sonradan hatırlamasa bile rüya gördüğü bugün bilinen bir gerçektir
Elektroansefalografi ya da kısaca EEG denen yöntemle uyku sırasında beynin elektrik etkinliğinin kaydedilmesi iki tür uyku olduğunu ortaya koymuştur
Bunlardan biri derin, öbü-
rü hafif uyku evresidir
Derin uykudan uyandırılan insanların pek azı rüya gördüğünü hatırlayabilir
Oysa hafif uyku evresindeyken uyandırılanların hemen hepsi gördükleri rüyayı hatırlarlar
Hızlı göz hareketlerinin eşlik ettiği bu hafif uykuya, İngilizce rapid ey e movements ("hızlı göz hareketleri") sözcüklerinin baş harfleriyle REM uykusu denir
Yeni doğmuş bebekler toplam uyku sürelerinin yaklaşık yarısını, yetişkinler ise aşağı yukarı altıda birini REM uykusunda geçirirler

Demek ki 9 saat uyuyan bir insan yaklaşık V/ı saat boyunca rüya görür

Uyku hapları ve alkol alındığında REM uykusu ortadan kalkar; ama insan bu maddeleri kullanmadığı geceler, sanki yitirdiği zamanı yakalamak istercesine, neredeyse hiç aralıksız rüya görür

REM uykusunun yalnız insanda değil, incelenen bütün memeli ve keseli türlerinde var olduğu gözlenmiştir
Rüyalara ilişkin bu olgular, rüya görmenin insanda ve bütün gelişmiş hayvanlarda önemli bir biyolojik işlevi olması gerektiğini düşündürüyor

Ama bilim adamları bu işlevin ne olduğu konusunda henüz uzlaşmaya varmış değiller
Yaşamımızın yaklaşık üçte birini uykuda geçirmemize ve uykusuz kaldığımız zamanlar hem zihinsel, hem bedensel çöküntüye uğramamıza rağmen, neden bu kadar çok uyumamız gerektiğini kimse tam olarak açıklayamıyor

Bu yüzden, rüyaların niteliği konusunda çok sayıda değişik kuram olması pek şaşırtıcı değildir