Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
anadoluda, eski, inançları, ölüm

Eski Anadoluda ölüm Inançları

Eski 11-08-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Eski Anadoluda ölüm Inançları



ESKİ ANADOLU'DA ÖLÜM İNANÇLARI



Kazılardan elde edilen bilgilere göre Anadolu'da ölülerle ilgili işlemlerin en yoğun olduğu dönem Hititlerin yaşadıkları çağlardır Ancak, onların ölülerle ilgili tüm uygulamaları ve inançları kendilerinin yarattığı söylenemez İÖ2000 yıllarının çok gerilerine giden birtakım geleneklerden etkilenmeleri, onları komşu ülkelerden aldıklarını, kendi buluşlarına katmaları olağandır, doğaldır Bugün, ölü gömme geleneğinin çağını kesinlikle belirleme olanağı yoktur Ancak eldeki buluntular Anadolu uygarlığının gelişmiş dönemlerinde ölü gömmeyle ilgili epeyce ilerleme olduğunu gösterir



Kimi yörelerde ölülerin evlerin içine, döşemelerin altına, kimi yerlerde höyüklere, kimi bölgelerde kuyu biçimli kazılmış yerlere, özel küplere, odacıklara, kimi kesimlerde de taştan oyulmuş yerlere gömüldüğünü gösteren kanıtlar vardır

Yalnız Hititlerde üç türlü gömme yapıldığını biliyoruz Toprak içine, küpe, taş kap içine ölü gömülürdü Gene Hititlerde, eti yakılan ölünün kemiklerinin bir kaba doldurulup gömüldüğünü gösteren kanıtlar vardır

"Hitit İmparatorluk devrine tarihlenen, içinde kral ve kraliçenin öldüğü zaman yapılan dini bir töreni anlatan çivi yazılı metinler ölü yakma geleneğini detaylı bir şekilde tarif etmektedir Ondört gün sürdüğü anlaşılan törenin ilk gününde hayvanlar kurban edilmekte, ölüye içki ve yemek sunulmakta, tanrılar ve ölenin ataları için rahipler dualar okumakta, aralarında kıymetli madenlerden yapılma nesneler de bulunan ölü hediyeleri verilmekte, ölen ve tanrılar için ağıtlar yakılmakta ve cenaze yemeği yenerek ölünün heykeli etrafında dolaşılmaktaydı Söz konusu hediyeler ve kurbanlar yakılarak ölüye sunulmaktaydı Törenin ikinci gününde ölü bir araba üzerinde yakılacağı odun yığınının bulunduğu meydana götürülmekte ve o akşam yakılmaktadır Ertesi sabah köz yığını bira ve şarapla söndürüldükten sonra kadınlar geride kalan kemik artıklarını külün içinden ayıklayarak kokulu yağ dolu gümüş bir kaba yerleştirip, ardından bir keten bezine bohçalıyordu Metnin devamında kemik parçalarının bir masa üzerine yerleştirildikten sonra karşısına konan bir başka masada ölüyle yemek yendiğini anlatmaktadır Kemikler daha sonra Taş Ev denilen bir yere götürülerek yatak üzerine yerleştirilmekte ve önüne bir lamba konmaktadır"


Eskiçağlarda, ölülerin yakılması, yakılma işleminde özel törenler düzenlenmesi, Anadolu'da yaygın bir gelenekti İlyada Destanında Hektor'un ölümünün ardından kadınlar ağıtlar yakmış ve Hektor'un ölüsünün yakılması için dokuz gün şehre odun taşımışlardı:



Hektor ile Achilles Mücadelesi

"Ölümlere parlayan şafak sökünce onuncu günü,
gözyaşı içinde götürdüler Hektor'un ölüsünü,
Koydular yığınların tepesine, verdiler ateşe,
Gül parmaklı şafak sabah erken parlayınca,
Ünlü Hektor'un ölüsü çevresinde toplandı bütün halk
Hepsi geldi bir araya, topluluk kuruldu,
parıldayan şarapla söndürdüler odun yığınını,
Söndürdüler ateş gücünün sardığı her şeyi,
sonra topladı kardeşleri, dostları, ak kemikleri,
hepsinin yanaklarından iri yaşlar dökülüyordu
Kemikleri alıp koydular bir altın kutuya,
erguvan rengi yumuşak örtülerle sardılar kutuyu
Sarar sarmaz indirdiler derin bir çukura,
ekli kocaman taşlarla ördüler üstünü
Sonra bir mezar tümseği yapmaya başladılar,
gözcüler diktiler çepeçevre, dört bir yana,
mezar bitmeden Akhalar saldırmasın diye
Bir mezar tümseği olunca toprak, kabara kabara,
gerisin geri döndü hepsi kente,
toplanıp bir güzel kutladılar çok ünlü şöleni
Zeus oğlu Kral Priamos'un sarayında
İşte böyle yapıldı atları iyi süren Hektor'un cenaze töreni"


Priamos un Saray Kalıntıları

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Eski Anadoluda ölüm Inançları

Eski 11-08-2009   #2
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Eski Anadoluda ölüm Inançları



Hititlerle ilgili uygarlık buluntuları arasında ölü küllerinin, ölü kemiklerinin saklandığı özel kaplar görülmektedir Bundan Hititlerin kimi ölüleri yaktığı, kimi ölülerin yalnız etlerini yakıp, kemiklerini sakladığı, kimi ölüleri de boynundan diz kapakları arkasına uzanan bir bağla sımsıkı bağlayarak, çömelmiş gibi bir durumda gömdükleri anlaşılıyor Bu gömme şekillerinden biri de Hoker durumudur Hoker durumundaki ölüler sağ veya sol yanlarına yatırılmış olup, sırtüstü bırakılanları pek azdır Pek azının başı altında yastık görevini gören ufak yassı bir taş bulunmaktadır Ölülerin hoker şeklinde (dizin göğse, çeneye doğru çekilmesi ve dizin karına doğru çekilmesi) gömülmesinin bize göre nedeni uyku durumunu temsil etmesi ve ölümün de bir çeşit uyku olarak algılanmasıdır


Hititlerde ölünün külleri kutsal sayılır, onlara karşı özel bir saygı gösterilirdi Küllerin konduğu kap toprağa gömülürdü Bu kaplar genellikle topraktan yapılmış küçük çömleklerdir Öte yandan bu kül, kemik koyma kapları arasında tunç, başka türden alaşım kaplar da görülmüştür Bu gelenek, maden kap yapma, Mezopotamya kaynaklıdır Demek Hititler, bu alanda, komşu uluslardan birtakım inanç unsurları almakta sakınca görmemişlerdir Bu durum inanç kaynaşmalarının kaçınılmaz bir sonucudur


Hititler, ölen kralsa yalnız etlerini yakar, kemiklerini yağlarlar, güzel kokularla yıkıyarak özel bir kaba koyup gömerler Onların gözünde kral kutsaldır, tanrısal niteliklerle donatılmıştır Yine yukarıda dediğimiz gibi Hititler, kimi ölüleri diz çökmüş gibi boyundan, kollardan, diz kapakları arkasından bağlayıp gömerlerdi Ölünün toprağa, ya da kendisine göre yapılmış özel küpe oturur gibi gömülmesi, dirilip yeryüzüne gelebileceği korkusundandı

Frigyalılar da Hititler gibi ölülerine büyük saygı gösterirlerdi Ölüler sırtüstü gömüldükten sonra üzerine bir tepe meydana getirecek şekilde toprak yığılırdı Bu toprak yığınının altında bir mezar odası bulunur, ölünün yanında hediyeleri gömülürdü Buradan Frigyalıların da Hititler gibi öldükten sonra dirilecekleri inancını taşıdıkları anlaşılıyor Bu mezar biçimi çok uzun yıllar, Bizanslılara kadar sürmüştür


Anadolu'da çeşitli gömme adetlerinin bulunması, bunun çağlarla ilgili olduğunu, etkilenme kaynaklarının başkalığıyla bağlantılı bulunduğunu göstermektedir Bunun nedeni ise o çağlarda Anadolu'da yaşıyan toplulukların kendi bütünlükleri içerisinde ayrı birer uygarlık oluşturmalarıdır

Yaşayan ölü düşüncesinin en büyük sonucu ölü hediyeleri, ölü yemeği ve içkisidir "Ön tarih Anadolu’sunda, mezarlara hediye bırakmak, ölülere yemek, içki sunmak ve dünya işine yarayan eşyayı beraberinde götürmesini sağlamak adeti vardır


İncelenen Eski Anadolu mezarlarında hayvan iskeletlerine de rastlanmıştır; ancak bu iskeletlerin yenilebilen kısımları eksiktir Bunlar da ölü gömülüp hediyeleri yerleştirildikten ve mezar kapandıktan sonra başlayan kurban merasimi ve ölü yemeği kalıntılarıdır Ölü yemeğinde kurbanlar kesiliyor, yenilebilen yerleri yeniyor, baş ve bacakları da ölüye sunuluyordu Bu hediyelerin yanında ölünün yanına öbür dünyada kendisine arkadaşlık etmesi için köpeğini de gömme adeti vardı




Eski Anadolu inançları yukarıda da belirttiğimiz gibi animist unsurlar taşır Buna göre "ruh, arada bir gövdeye gelir girer, mezarda ölü dirilirmiş Bu yüzden ölüye, onun kemiklerine sövmek büyük suç sayılırdı"


Peki bir kişi öldüğünde onun ruhu ne olmaktadır?

"Hitit ölü ritüellerinde, bir Patili rahibi tanrılara ölü ruhunun nereye gittiğini sorar Tekrar tekrar yöneltilen sorulara verilen cevaplar ise oldukça ilginçtir: O, sedir ormanları evine gitti O, oraya gitti O, şuraya gitti veya buraya gitti Yedinci kez sorulduğunda tanrılar: Anne onun elinden tuttu ve ona refakat etti şeklinde cevap vermektedir Bu ifade bir taraftan ölü ruhunun ata kültü gereği ataların ruhlarıyla birleştiğini gösterirken, diğer taraftan da annenin ölü ruhuna refakat etmesiyle bu yolculuğun kolay bir yolculuk olmadığını vurgulamaktadır Daha önce ölmüş olduğu için anne yeraltı dünyasını belki de daha iyi tanımakta ve bu nedenle ölü ruhunu ölüler diyarına götürmek üzere elinden tutmaktadır"

Ancak yeraltı dünyasına inen ruh bazı durumlarda yaşayanları ziyaret edebilir: "Hititlerde, özellikle zorla ve haksız yere öldürülmüş olan insanların ruhları ve kendilerine kurban sunulmayan, öfkeleri yatıştırılmamış ölü ruhlarının birtakım yollar bulup insanların dünyasına sızarak onları rahatsız ettiklerine inanıyorlardı Ayrıca bu ruhların insanlara rüyaları aracılığıyla gözüktüğüne, hatta onlarla karşılaşmanın insanları kirlettiğine inanılmaktaydı" _____
_____________

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.