10-21-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Feridun Fazıl Tülbentci-Yavuz Sultan Selim Ağlıyor Kitap Özeti
Feridun Fazıl TÜLBENTCİ-Yavuz Sultan Selim Ağlıyor kitap özeti
1505 yılında Şehzade Selim Trabzonda sancak beyi idi Mayıs ayında İstanbul’dan eski arkadaşı Yakup ve iki kişi İstanbul’dan Ferhat Bey’in gönderdiği bir nameyi getirdiler Namenin içeriği şöyle idi: yeniçeriler artık padişaha itiat etmiyor ,Vezirazam Hadım Ali Paşa Şehzade Ahmeti tahta çıkarmak için binbir türlü oyunlar yaptığı yazıyordu Yeniçeri ocağı Selim’i sevdiği için özellikle selime karşı cephe almıştı Bu arada Trabzon’dan Leonidas adında bir Rum İstanbul’a Selim aleyhine haberler iletiyordu Bunu anlayan Selim Leonidas ve vezirazamın adamı Şahin Bey’i yakalatıp idama mahkum etti Fakat Yakup’un önerisi üzerine bunları serbest bıraktı Serbest bırakmasında Leonidas kızı Aspasiya’nında payı vardı Aspasiya saraya gitmiş şehzadenin ayaklarına kapanıp babasını serbest bırakması için yalvarmıştı Selim ,bu güzel kızı kıramamış üstelik yıldırım aşkı ile kıza vurulmuştu
Bu arada sultan sohbet toplantıları yapıyor, hiç sefere çıkmıyordu Bu durum yeniçeri ocağında huzursuzluk yaratıyodu
Selimin oğlu Süleyman’da büyümüş , sancak beyliği yapacak yaşa gelmişti Fakat Ali Paşa bunu istemediği için ,padişahı olumsuz yönde etkiliyordu Padişahta Selim’i sinirlendirmek istemediği için Süleymanı Kefe’ye sancak beyliğine atadı Süleyman Kefe’ye gidince oğlunu ziyaret maksadıyla Selim Kefe’ye gitti Bu durum Osmanlıda başkaldırmaktı Bunu öğrenen padişah, Selim’e Trabzon’a dönmesi için haber gönderdi Fakat bunu Selim kabul etmedi Durumu anlayan padişah olayı tatlıya bağlamak, kan akmasını istemediği için Selim’e Rumeli’de sancak beyliği önerdi Rumeli başkente yakın olduğu için ve Selim’in her an ayaklanarak tahtı oturabileceğini düşünen Ali Paşa ve diğer şehzadeler, duruma hoş bakmıyorlardı Selim adamlarından birkaçını Rumeli Beylerbeyi’ne göndererek yakında Rumeli’ye geleceğini ve kan akmasını istemediğini bildirdi Rumeli Beylerbeyi Hasan Paşa duruma razı oldu Selim Edirne’ye doğru yola çıkmıştı Fakat Hasan Paşa, durumu Ali Paşa’ya bildirdi Ali Paşa bir ordu hazırlattı Padişah,kan akmasını istemediği için Selim’i,Rumeli’de Semendire’ye atadı Fakat Selim Edirne’ye girme arzusuna kapılmıştı Günlerce yürüyüşten sonra bunu başarmıştı Buradan İstanbul’a dönmeye karar verdi Her ne kadar lalası Selim’i bu düşüncesinden vazgeçirmeye çalışsa da bunu başaramadı Selim, İstanbul yakınlarında, Çorlu’da padişahın ordusuyla karşılaştı Padişahın ordusu daha güçlüydü Sonuç da Selim’in aleyhineydi Selim Kırım’a, kayınbabası Megli Giray’ın yanına gitmek zorunda kaldı
Bu sırada Anadolu’da Şah İsmail’in desteklediği Şii çeteleri halkın huzurunu kaçırıyordu Bu durumu çözüme kavuşturmak isteyen Anadolu Beylerbeyi, çeteler tarafından mağlup edildi
Tüm bu olaylar olurken Selim’in İstanbul’a geleceğini duyan Aspasiya, Selim’i görebilmek için saatlerce sokakta beklemiş ve sonunda büyük bir aşkla sevdiği şehzadeyi görebilmişti
Vezirazam Ali Paşa’nın İstanbul’a döner dönmez ilk işi Anadolu’daki ayaklanmayı bastırmak oldu
Selim Kırım’da bulunduğu zaman, İstanbul’a adamlar göndermişti Bunlar ,Yakup ve Osman başkası değildi Görevleri ise, İstanbul’da şehzade taraftarlarını toplamaktı Bu görevi başarıyla icra ediyorlardı Saraydan, Sinan Paşa gibi yüksek rütbeli kişileri Selim taraftarı yapmışlardı Görevlerini tamamlayan Yakup ve arkadaşları Selim’in yanına gittiler Bu sırada Kefe’de bulunan Selim, haberleri sevinçle alıyordu En çok sevindiği haber ise Aspasiya’nın hayatta olmasıydı Selim’in artık sarayda da adamları vardı Zaten yeniçeriler de Selim’in tahta çıkmasını istiyordu Tüm bu olumlu gelişmeler üzerine Selim, İstnbul’a doğru yola çıktı Selim’in İstanbul’a girişi, çok büyük bir ihtişamla karşılandı Toplanan kalabalığa karşı hiç bir şey yapamayacağını anlayan Beyazıt, tahtı Selim’e devretti ve istirahata çekildi Selim, hemen yönetici kadrosunu değiştirdi Daha sonra büyük bir aşkla sevdiği Aspasiya’yı ziyaret ederek, aşkını alevlendirdi
Selim tahta çıkar çıkmaz, Şehzade Ahmet tahta oturma planları yapamaya başlamıştı bile Bunu öğrenen Şehzade Korkut da tahta geçmek için faaliyete geçti Tahta oturan Selim’in, devletin geleceği için tahtı tehdit eden şehzadeleri ortadan kaldırması gerekiyordu Bunun üzerine Selim, Şehzade Ahmet’in üzerine, bilgi toplatmak için, adamlarını yolladı Selim av bahanesiyle Manisa’ya gitti Bunu öğrenen Korkut Manisa’dan kaçarak bir mağaraya sığınmıştı Fakat Korkut kısa sürede yakalandı ve padişah tarafından saraya davet edildi Burada Korkut’un hayatına son verildi Bu durum padişahı çok etkilemişti ve ağlamasına sebep olmuştu
Selim Korkut’lan uğraşırken Ahmet büyük bir ordu toplamıştı İki ordunun karşılaşması sonucu Selim galip gelmişti Ahmet de esir düşmüştü Padişah çok kan akmasına sebep olan Ahmet’I idam ettirdi
Bütün bunlar yetmezmiş gibi yeniçeriler arasında ayaklanmalar çıkaranlar tespit edildi Bunlar da gereken cezalarını alıyorlardı
Ülke içerisinde düzeni sağlayan Selim, doğuda Şah İsmail’i, devleti için büyük bir tehlike olarak görüyordu Bu yüzden adamlarını, Tebriz’e, bilgi toplaması için gönderdi Aynı zamanda da İstanbul’da sefer hazırlıkları başlatılmıştı Tebriz’de işler yolunda gidiyordu, fakat İran, Osmanlı sınırlarına dayanmıştı Yavuz , İran’a üzerine sefer düzenlemeye karar verdi Tahtı Şehzade Süleyman’a bırakarak ordunun başında sefere çıktı Çaldıran’da karşılaşan iki ordu da gayet güçlüydü İlk başlarda üstünlüğü Şah İsmail ele geçirse de onun da üstesinden gelmesini bildiler Böylece parlak bir zafer kazanan Selim, şehre büyük bir ihtişamla girdi Zaferden hemen sonra, kışı geçirmek için saraya döndüler Padişah boş durmuyor, orduyu yeniden kurmaya çalışıyordu Bütün bunları yaparken bir yandan da büyük aşkı Aspasiya’yı ihmal etmemeye çalışıyordu
|
|
|