Prof. Dr. Sinsi
|
Klasik Psikanalitik Hakkında Bilgi
Klasik Psikanalitik hakkında bilgi
Klasik Psikanalitik nelerdir

Freud'un orijinal görüşleri klasik psikanalitik kuramı oluşturur Kuramda zihnin yapısı, psişik öğeleri, kişiliğin gelişimi ve değişimi dinamik bir bakış açısından anlatılır
Psikanaliz genel olarak aşağıdaki hipotezlerden oluşur:
İnsan gelişimi en iyi cinsel arzunun değişen nesneleri yoluyla anlaşılabilir
Psişik sistem alışılmış olarak cinsel ve saldırgan istekleri baskılar ve bu
http://, istekler düşüncelerin bilinçdışı sistemlerinde saklanır
İstekler üstündeki bilinçdışı çatışmalar kendilerini rüyalarda, dil sürçmelerinde ve diğer belirtilerde ifade eder
Bilinçdışı çatışmalar nevrozun kaynağıdır
Nevroz, psikanaliz yoluyla bilinçdışı isteklerin ve bastırılmış olanın bilince geri getirilmesi ile tedavi edilebilir
Bilinçdışı ve psişik yapılar
Bilinçdışı ile dürtülerin farkındalık dışında olduğu zihinsel işlevler bölümü kastedilir Psikanalitik bilinçdışı, popüler bir kavram olan bilinçaltına benzer ama aynı değildir Psikanaliz için, bilinçdışı bilinçte olmayan her şey değildir Örneğin, motor becerileri, istemdışı fizyolojik hareketler değil ancak bilinçli aktif düşüncedeki bastırılanlardır Ayrıca, önyargı gibi otomatik süreçlerin örnekleri ve şimdiki ilişkilerin üzerindeki geçmişin etkileri bilinçdışıdır
Freud'a göre, psikolojik bastırma yoluyla aklın ötesine taşınan kültürhttp://,
tarafından kabul edilmeyen düşünceler, arzular ve istekler, travmatik yaşantılar ve acı veren duyguların deposu bilindışıydı Ancak, içerik her zaman olumsuz olmak zorunda değildi Psikanalitik bakış açısına göre, bilindışı sadece kendi etkileri ile farkedilebilen bir güçtü - kendini belirtilerle ifade ederdi
Freud'un daha sonra geliştirdiği "yapısal teorisi"ne göre ego, süperego ve id zihnin bölümleridir "İd" "ilkel arzuları" (cinsellik, saldırganlık, açlık vs ) saklayan, "süperego" içselleştirilmiş norm, ahlak ve tabuları kapsayan, ve "ego" bu iki bölümün arabulucusu ve kendilik duygusuna yol veren bölümdür
İd
İd, doğuştan vardır ve psişik enerjinin kaynağıdır İlkel arzular; açlık, su, dışkılama, cinsellik ve ısınma, için temel güdüler İd'de saklıdır Freud, bu psişik enerjinin bebeğin doğuştan getirdiği biyolojik bir enerji olduğunu söyler Libido adını verdiği bu biyolojik enerji, bebeğin büyüyüp geliştiği süreçte psişik bir enerji haline gelir Kurama göre, bu süreç bebeğin bilinç düzeyinde değildir, bilinçdışı olarak gerçekleşir
İd, haz ilkesi (pleasure principle) ile hareket eder ve amaç bir an önce doyuma ulaşmaktır Amaca ulaşamamak ve bu yolda engellenmek gerginliğe neden olur ve bunu yenmek için gösterilecek çabayı körükler Freud'a göre, doyuma ulaşmak ve gerginliği azaltmak için bir yolu birincil süreç (primary process) düşüncedir Buna göre, istenilen ve arzu edilen şey düşlenerek doyuma ulaşılır
Ego
Ego, İd'den sonra gelişen bir diğer yapıdır Bebeğin altıncı ayındanhttp://,
itibaren İd'den kaynaklanarak gelişmeye başlayan Ego, bilinci ve gerçekliği temsil eder Enerjisini İd'den alır ve aldığı bu enerjiye göre şekillenir İd'in doyuma ulaşmak için kullandığı birincil süreç tarzı düşüncenin yerini ikincil süreç (secondary process) tarzı düşünceye bıraktığı yerdir Düşleyerek yaşamanın mümkün olmadığını söyleyen Ego, devreye düşünme, karar verme ve planlama yetilerini sokar İd'in sabırsızca doyum elde etme ve düşlemlerini daha gerçekçi yapıya dönüştüren Ego, gerçeklik ilkesine (reality principle) göre çalışır
Süperego
İd ve Ego'dan sonra Süperego yapısı oluşur Çocuk konuşmayı ve kültürü öğrenmeye başladıkça Süperego'su gelişir Büyüme aşamalarının her birinde kültürü (babanın dilini), normları, sembolleri, kuralları, yasakları öğrenir ve içselleştirir Vicdani yapısı gelişen çocuk, çevresi tarafından kimi zaman onaylanır, kimi zaman onaylanmaz Bakıcıları tarafından kabul edilmeyen şeyleri farkeder ve onaylanmamaktan kaçınır Örneğin, bakıcıları tarafından onaylanmak için yatağını ıslatmamayı öğrenir ve bundan haz duyar
Kişiliğin Dinamiği
Klasik psikianalize göre, bu üç ruhsal yapı çok karmaşık ilişkilerle ve sistematikle insan gelişimini belirler ve kişiliğini oluşturur Bu üç yapı sürekli olarak, birbirinden kaynaklanan ve birbiriyle etkileşen dinamik bir yapıdır(kişiliğin dinamiği) Bu dinamik yapı, Freud'un görüşlerini takip edenlerin ve geliştirenlerin kendilerini psikodinamik kuramcılar olarak tanımlamalarını da yol açmıştır
Breuer ile birlikte Freud, histeri vakaları üzerinde yoğunlukla çalışmış ve kuramını geliştirmiştir Hastalarından edindiği bilgiler doğrultusunda, Freud farkında olunmayan bilinçdışı gelişen ve etkileşen güçlerin olduğu varsayımını kabul etmiştir Bu durumda, İd ve Süperego'nun çalışmaları bilinç düzeyindedir ve kişi bu etkileşimin farkında değildir Ego, birincil düzeyde biliçlidir ve biliçdışı gerçekleşen savunma mekanizmaları ile kişiyi yoğun kaygı ve çatışmadan korur
|